Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Pornografi ve Feminizm<br />
ği mevzusu da, çoğunlukla aynı yerden, eril tahakküm meselesi<br />
üzerinden karşısında savaşılması gereken bir şey olarak tartışılıyor.<br />
Bu yaklaşımlar sadece farklı görüşler olmaktan öte <strong>feminizm</strong>i<br />
belirleyen esas kabuller olarak karşımıza çıkıyor.<br />
Bu ön kabulün dışında cinsellikle ve pornografiyle ilgili mevzuların<br />
öncelikli tartışma konuları olarak gündemimize girememesi<br />
de bunlar üstüne konuşmayı, tartışmayı, politika yapmayı<br />
engelleyen unsurlar. Şiddet ve sosyoekonomik eşitsizlik feminist<br />
hareketin uzun zamandır üzerine politika yaptığı alanlarken cinsellikle<br />
ilgili mevzular daha çok üstüne konuşulması elzem olmayan,<br />
tali konular olarak görülüp, genelde LGBT hareketine pas<br />
ediliyor.<br />
Hâlbuki cinsellik hiç de yabana atılacak bir konu değil. Özellikle<br />
de Türkiye’deki muhafazakârlaşmadan en çok etkilenenlerin<br />
LGBT’lerle birlikte kadınlar olduğunu düşünürsek feminist bir<br />
sözün bu alandaki varlığının ne çok işe yarayabileceğine dair fikir<br />
edinebiliriz. Bugünkü feminist politikanın queer bir bakış açısıyla<br />
bu alanlarda da söz üretmesi gerektiğini, bunun özgürleşmek için<br />
çok önemli olduğunu düşünüyorum.<br />
Feministim, haliyle pornografi karşıtı mıyım?<br />
Günümüz iktidarına karşı sarsıcı bir feminist sözün cinsellik ve<br />
sansür karşıtı politikalarla nasıl ilişkili olabileceği üzerine düşünmemiz<br />
gerekiyor. İktidarın son birkaç yıldır cinsellik ve pornografiye<br />
karşı açıkça gösterdiği yasaklayıcı ve cezalandırıcı tutumu düşünecek<br />
olursak bunun ne kadar elzem olduğunu daha iyi anlayabiliriz.<br />
2005’ten beri uygulanmakta olan Türk Ceza Kanunu’nun<br />
Müstehcenlik Maddesi’ndeki doğal olmayan ilişki tanımına göre<br />
anal ve oral seks ile ilgili ses, görüntü, yazı gibi materyalleri bulundurmak,<br />
yaymak, satmak suç kabul ediliyor. Doğal olmayan<br />
ilişki tanımında ensest, eşcinsellik, hayvan ve ölülerle ilişkiye girme<br />
ile şiddet içeren seks ile grup, anal ve oral seks de bulunuyor ve<br />
bunlarla ilgili sözlü, yazılı ya da görsel kayıt bulunduranlar bir yıl<br />
ila dört yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılabiliyorlar. 1<br />
Bu minvalde iki önemli edebiyat eserine karşı açılan davalara değinmek<br />
önemli: Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun<br />
Chuck Palahniuk’un Ölüm Pornosu ve William Burroughs’un Yumuşak<br />
Makine <strong>kitap</strong>larının yayıncıları ve çevirmenlerine hapis istemiyle<br />
açtığı davalar. Suçlama ise “Müstehcen yayınların yayım-<br />
1 Yargıtay kararı için bkz: Bu <strong>kitap</strong> içinde “Farklılıklarımızla Yan Yana mıyız?” tartışması,<br />
3 numaralı dipnot<br />
lanmasına aracılık etme.” 2 İktidar tarafından edebiyat eserlerinin<br />
çevrilmesi ve yayımlanmasına yönelik verilen bir gözdağı olarak<br />
karşımızda dev bir sorunsal olarak duran bir meseledir bu.<br />
Tabii ki de bu yasada öne çıkan, kamusal/özel alan karşıtlığı.<br />
Yargıtay kapalı kapılar arkasında yaşanan cinselliği değil,<br />
heteronormatif kalıpların dışında kalan her tür cinsel aktivitenin<br />
temsilini cezalandırıyor. Yani bu cinsel hareketlerin kamusal alana<br />
çıkmasını, bu imgelerin dolaşıma girmesini cezalandırıyor. Bu<br />
temsiliyet meselesinin ucunun yarın öbür gün LGBT hareketine ve<br />
hatta “özel olan politiktir” diyen <strong>feminizm</strong>e de gelmesi çok olası.<br />
Bu meseleye karşı bütün bunları da hesaba katarak, sorgulanmamış<br />
bir “Feministim, haliyle pornografi karşıtıyım,” söyleminden<br />
ileri bir söylem üretmemiz gerekiyor çünkü cinselliği doğal olan/<br />
olmayan hareketler karşıtlığı içerisinde ele alarak arzuyu ve bedenleri<br />
kontrol altına almak isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız.<br />
Kürtajı yasaklamaya yönelik girişimler de üremeye bağlı<br />
olmayan her türlü cinsel aktivitenin devlet eliyle düzenlenmeye<br />
çalışıldığının en somut göstergesi. Dolayısıyla mesele sadece<br />
kürtajla da ilgili değil; kontrol altında tutulmaya, cezalandırarak<br />
denetlenmeye çalışılan beden ve cinsellikle ilgili bütün meselelerin<br />
altında yatan iktidar yapılarını sorgulamak gerekiyor. Böyle<br />
bir ortamda kadın bedeni, cinselliği, bu cinselliğin ve bedenin<br />
temsil biçimleri, heteronormativitenin dışında kalan cinsel pratiklerin<br />
ifade edilmesi ve temsili mevzusuna feministlerin her zamankinden<br />
daha fazla düşünmeye ve söz üretmeye ihtiyacı var.<br />
Bu noktada Amerika’da pornografi üzerine nasıl tartışmalar<br />
yaşandığından biraz bahsetmek istiyorum. Pornografiyle ilgili<br />
en büyük ve en hararetli tartışmalar ABD’de 1970’li yıllarda<br />
radikal feministler, seks pozitif feministler ve sansür karşıtı feministler<br />
arasında yaşandı. O dönemde radikal feministler cinsel<br />
şiddete karşı çok önemli tartışmalar ve eylemlilikler başlattılar.<br />
Aynı dönemde sinema salonlarında gösterime giren “Deep<br />
Throat” (Derin Gırtlak) (Gerard Damiano, 1972) adlı porno film,<br />
Nixon’ın muhafazakâr politikaları tarafından büyük bir taarruza<br />
ve cezai yaptırıma maruz bırakıldı. 60’ların cinsel özgürlük<br />
söylemini benimseyen kesim pornografinin sinemalarda halka<br />
gösterilmesini cinsel devrim ve özgürlük meselesi olarak görürken<br />
Cumhuriyetçi yönetim müstehcenlik raporları ve yasalarıyla<br />
toplumun ahlakını bozduğu gerekçesiyle porno filmleri toplatmaya,<br />
oyuncuları ve yönetmenleri ise yargılamaya başladı.<br />
2 http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1096<br />
167&CategoryID=82<br />
450 451