13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Radikal Feminizm<br />

cak olan, cinsiyet meseleleri ile patriarka ile uğraşmasıdır. Bence<br />

fark bu…<br />

Berfu: Ama savaş ortamının kadına karşı şiddeti arttırdığı yönünde<br />

bir sav da var. Dolayısıyla hiçbir şey birbirinden o kadar da<br />

bağımsız değil.<br />

Ayşe:Değil ama her yerde savaş kadınlara karşı bizzat şiddet üretiyor.<br />

Berfu: Şunu söylemeye çalışıyorum. Devletin savaş politikasının<br />

sadece o bölgede değil, ülkenin genelinde, erkeklerin ezdikleri<br />

zümreye karşı davranışını da belirlediği tartışılıyor.<br />

Ayşe: Zümre deme ne olur. Kimi ezebiliyor erkekler?<br />

Berfu: Kadınları ve hoşuna gitmeyen, kadına benzettiği herkesi.<br />

Ayşe: Somut olarak konuşursak erkek kadını ezer, kadınlaştırır<br />

onu. Eşcinsel erkeği de kadın olduğu için eziyor. Ama eziyor, eşcinsel<br />

erkeği sömüremez. Orada farklı bir gender ilişkisi kurmaz.<br />

Bizim emeğimizi sömürüyorlar. Patron nasıl sömürüyorsa evdeki<br />

adam da kadının emeğini o şekilde sömürüyor. Ben sürekli sömürülüyorum,<br />

üç kişiyi gözaltına almışlar, onunla mı uğraşacağım?<br />

Biz sistemle uğraşıyoruz, onlar tarihin geçici bir sonucuyla<br />

uğraşıyorlar. Sonuçta savaş tarihte geçici bir şeydir, barış olabilir,<br />

Kürtler devlet kurabilir. Ama biz hâlâ sömürülmeye devam ediyor<br />

olacağız.<br />

Özlem: Feminist örgütlenme konusunda bilinç yükseltmeden<br />

bahsettiniz. Ortak bir öfkenin belki bu şekilde boşaltılacağını<br />

söylediniz.<br />

Ayşe: Boşaltılmasından ziyade öfkenin bir yere yönelmesi.<br />

Özlem: Onun dışında feminist örgütlenmeye dair ne söyleyebilirsiniz?<br />

Ayşe: Feminist örgütlenme denilince üç şeyden bahsedilir: küçük<br />

grup, bilinç yükseltme ve kampanya. Küçük grup ne demektir?<br />

Mesela biz Pazartesi Dergisi’ni küçük bir grup olarak çıkarttık, on<br />

beş, yirmi kişi. On beş, yirmi kişi o dergiyi çıkarır, bir başka on<br />

beş, yirmi kişi bilmem ne cinayetiyle ilgili başvuru alır, bir başka<br />

küçük grup feminist grafiti üretir vs. Küçük grubun hikmeti ne?<br />

Küçük grupta herkes fikrini söyleyebilir. Şimdi buradan söz almadan<br />

sadece dinleyerek çıkan onlarca kadın olacak tabii ki ama<br />

küçük grup böyle değildir. Bir de onların teknikleri var, toplantılarda<br />

sırayla söz almak gibi. Zaten bu bizim buluşumuz da değil,<br />

komünizmde de hücre tipi örgütlenmeler vardır. Beş kişilik hücren<br />

vardır, orada gündemi konuşur, tartışırsın, senin bilincin öyle<br />

değişir. Birini dinleyerek bilinç değişmez. Bilinç yükseltme de bir<br />

küçük grup yöntemi.<br />

Onun dışında kampanya var. İşini bitirince dağılacak olan<br />

kampanya. Dayağa Karşı Kampanya için yürüyüş yapıldı, şenlik<br />

yapıldı, dergi çıkartıldı, Bağır, Herkes Duysun diye broşür çıkartıldı<br />

sonra bu kampanyanın sonucunda Mor Çatı kuruldu.<br />

Kampanyanın bir hedefi olması gerekir, aksi takdirde bir yere<br />

varamayız. Christine Delphy ile Pazartesi için yaptığımız röportajda<br />

“Biz daha hangi haritayı işgal edeceğimizi bilmiyoruz. İlk<br />

önce haritayı çizeceğiz, sonra o çizdiğimiz alanı işgal edeceğiz,”<br />

demişti. İlk önce nerede ezildiğimizi tanımlayacağız, onun alanını<br />

çizeceğiz, sonra o alanı değiştireceğiz. Sonra başka bir alana<br />

geçeceğiz. Kampanyalar da bu işgalin bir ayağı olabilirler.<br />

Peki, feminist bir kampanya nasıl olur? Örneğin kadın cinayetlerine<br />

karşı kampanya örgütlemek istiyorsak önce kendi<br />

aramızda kadın cinayetlerini konuşmalıyız. Cinayete uğramış<br />

tanıdığınız var mı, bu durum sizi korkutuyor mu, cinayetle ilgili<br />

ne hissediyorsunuz, neden arttı, sorularına önce bizler yanıt<br />

bulmaya çalışmalıyız. Bu yöntemi görmezden gelerek başarılı bir<br />

kampanya örgütleyemeyiz, yaratıcı bir ekipten slogan bulması<br />

beklenemez, sloganlar bu örgütlenme sürecinde kendiliğinden<br />

çıkar ve birilerini de mutlaka yakalar. Ve yine ancak bu yöntem<br />

sayesinde kampanya örgütlenmesinde olan her kadın televizyona<br />

çıkıp konuşmaktan korkmaz, çünkü kadın cinayetleri içselleştirdiği<br />

bir mesele olur. Feminizm insanın bilinç dışını ve duygularını<br />

da hesaba katan bir politika yapma biçimidir…<br />

Özlem: Tam da bu noktada bir şey daha soracağım. Kızkardeşlik<br />

kavramıyla ilgili benim kafam çok karışık. Kızkardeşlik, duyguları,<br />

bilinç dışını vs. hesaba kattığımız için yan yanayız demekmiş<br />

gibi geliyor bana. Siz ne düşünüyorsunuz?<br />

Handan: Bir toplantıda “Burada kız kardeşler arasında konuşuyoruz,”<br />

dedim, o toplantıda tanıştığım bir arkadaş “Aile merkezli<br />

bir şey söylüyorsun; kızkardeşlik verili bir durumdur,” dedi. Ben<br />

de “Yoldaş kullanılabilir, komünizan bir şeydir sonuçta bacı gibi,”<br />

dedim. Abla, kardeş birbirini sevmez, birbirlerini kıskanırlar,<br />

gömleğimi giydin diye kavga ederler, biri kaşını nasıl aldıysa diğeri<br />

de o şekilde almamaya çalışır, elli yaşına gelince aynı onun gibi<br />

yapmaya çalışır gibi yorumlar var. Kızkardeşlik varoluşsal problematikleri<br />

olan bir ilişki biçimi. Ama yoldaşlık birbirini seven, kollayan,<br />

dedikodusunu yapmayan, aynı davaya baş koymuş anlamına<br />

gelir. O tür modellere ben yabancılaşmıyorum mesela. Şahsen<br />

ben kız kardeş terimini severim gey, queer, LGBT falan sevmem,<br />

yani bu terimleştirmeleri sevmiyor yerine anlaşılır paylaşılır sözlerimiz<br />

olmasını istiyorum. Çünkü annem anlamıyorsa kimse anlayamaz<br />

diye bir takıntım var. Annem seksen yaşında, boy boy çocukları<br />

oldu. Onun orta öğrenimi var, o hiçbir şey anlayamıyorsa,<br />

40 41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!