13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Anayasa Tartışmaları<br />

Meclis Uzlaşma Komisyonu bir araya geliyor ve daha ilk konunun<br />

ilk maddesinde birbirlerine giriyorlar çünkü eşitlik maddesine<br />

etnik köken ve cinsel yönelim ibarelerinin konması tartışılıyor.<br />

Bu ikisi birden tartışılıyor, biz “En azından bu meselelerin orada<br />

konuşuluyor,” olmasını önemli buluyoruz. Nasıl o noktaya gelmişler<br />

bilmiyorum ama etnik köken ve cinsel yönelimin birlikte eşitlik<br />

maddesine konmasının tartışılması çok ilginç bir durum. En<br />

sonunda bu maddenin kendisinde yazılmasın ama gerekçesinde<br />

yazılsın diye karar verildi ve garip bir şekilde CHP, BDP ve MHP tamam<br />

dediler ama AKP hayır dediği için, “Biz bunu sonra tartışırız,”<br />

diyerek sonraya attılar.<br />

Biz bu süreçte AKP milletvekillerine de ulaşmaya çok çalıştık<br />

ama parti içindeki demokrasi anlayışları çok garip olduğu için<br />

ulaşamadık. Aynı şekilde iki gün önce de genel ahlak mevzusunu<br />

tartışırken birbirlerine girmişler çünkü genel ahlakı kaldırırsak<br />

bu eşcinsel evliliklerine yol açar, ama koyarsak bu sefer kısa kollu<br />

gömlek giyen kadınlar da bu genel ahlak içinde yer alacaktır diye<br />

tartışmalar var. CHP’nin derdi “Kadınlar istediği kıyafeti giyebilsin,”<br />

AKP’nin derdi de “Ama eşcinsel evliliklere yol açar.” Tartışmanın<br />

eşcinsel evliliklere gelmesi de bambaşka bir boyut, bu sürekli<br />

karşılaştığımız bir şey. Ne zaman LGBT haklarından bahsediyor<br />

olsak, yurt dışında çok hararetle tartışıldığı için, eşcinsel evlilikler<br />

gündeme gelir. Biz dernek olarak tabii ki bütün vatandaşların<br />

eşit haklara sahip olması gerektiğini ifade ediyoruz ama eşcinsel<br />

evlilikler tartışılırken birazcık mevcut durumdan uzaklaşılıyor.<br />

Mevcut durum da şudur arkadaşlar: Her ay bir sürü insan sırf eşcinsel<br />

ya da trans olduğu için öldürülüyor. Burada çok temel bir<br />

insan hakkından bahsediyoruz: yaşam hakkından. Eşcinsel evlilikler<br />

tartışılabilir, sınırları çizilebilir sonuçta hukuki bir konu ama<br />

insanlar eşcinsel evliliklere girdiklerinde esas elzem olan konular<br />

arka planda kalıyor. O sebeple dernek olarak böyle bir tavır belirliyoruz.<br />

Son bir şey eklemek istiyorum. Kart kampanyamız var. Duydunuz<br />

mu bilmiyorum, ben bunu gözümle görsem inanmazdım.<br />

Şöyle söyleyeyim; 2002 yılında Sayın Başbakanımız, o dönemler<br />

başbakan değildi kendisi, Abbas Güçlü’nün Genç Bakış<br />

Programı’na katılıyor ve orada biri çıkıp, komiklik yapıyor “Eşcinseller<br />

de hak istiyorlar, verecek misiniz?” diyor, Tabii ki bu sırada<br />

bütün salon gülmekten yerlerde. Ama Sayın Erdoğan “Eşcinsellerin<br />

de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence<br />

altına alınması şart. Zaman zaman bazı televizyon ekranlarında<br />

onların da muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyoruz,”<br />

demiş. Bu videoyu Kaos GL’nin web sitesinde de bulabilirsiniz. Biz<br />

Sayın Başbakan’a on sene önce söylemiş olduğu bu sözü hatırlatıp,<br />

üzerine kendisinin güzel bir resmini bastığımız kart kampanyası<br />

başlattık. Anayasa’da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği tanınsın<br />

diyerek böyle bir kart kampanyası başlattık ve siz de eğer desteklemek<br />

isterseniz kendiniz Uzlaşma Komisyonu’na yollayın, isterseniz<br />

bize verin biz yollayalım. Çünkü bir önceki, 2008 yılındaki<br />

anayasa yapım sürecinde, “Cinsel Yönelim Ve Cinsiyet Kimliği Tanınsın”<br />

yazılı kartlar yollanmıştı ve biz bunun çok etkili olduğunu<br />

görmüştük. Burhan Kuzu “Sürekli kart yolluyorlar, istemiyoruz<br />

artık,” diye feryat etmişti. (Gülüşmeler) Sırf bunu dedirtmek için<br />

bile kartları göndermeliyiz. Üstelik bu seferki kartımız geçen seferki<br />

karttan daha çarpıcı. İşin kötü tarafı insanlar Başbakan’ın<br />

bu lafları etmiş olabileceğine ihtimal vermedikleri için bunu şaka<br />

zannediyorlar, “hoho” diye gülüyorlar. (Gülüşmeler) Yeni bastırdığımız<br />

kartlarda ne zaman ve nerede söylediğini de yazdık.<br />

Seyda: Yeşiller Partisi’nden Ayşe, bize yeşillerin penceresinden<br />

anayasa tartışmalarını aktaracak. Sözü ona veriyorum.<br />

Ayşe: Ekolojik Anayasa Girişimi, Yeşiller Partisi’nin öncülüğünde<br />

başlamış bir girişim ama bizim partiye has değil, milletvekilleri<br />

Melda Onur ve Sebahat Tuncel’in, akademisyen, sanatçı, sivil toplum<br />

çalışanı, farklı alanlardan kişilerin çağrıcı olduğu bir taslak<br />

hazırlandı.<br />

Anayasa “Biz nasıl bir toplumda yaşamak istiyoruz?” meselesinin<br />

genel bir çerçevesi. Biz bu toplumu kendi tahayyüllerimizle<br />

şekillendiriyoruz, biçimlendiriyoruz. “Biz” dediğimizde ise<br />

sadece insanlardan bahsediyoruz aslında. Bizim Anayasa Ekolojik<br />

Girişimi’miz şöyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktı: Tamam, biz varız ve<br />

kendi kurduğumuz korkunç bir sistem içerisinde eşitsiz yapıları<br />

dönüştürmeye çalışıyoruz ama bir yandan da üzerinde yaşadığımız<br />

bir gezegen var. Ve bu gezegende de insanlar dışında yaşayan<br />

canlılar ve cansız varlıklar var. Bu cansız varlıklar da insanlık tarihinin<br />

getirdiği kültürel miraslar. Doğayı bu şekilde tanımladığımızda<br />

doğanın yeni anayasada bir hak öznesi olarak yer alması<br />

tartışma ihtiyacı ve bu talebin de anayasaya sokulması mücadelesi<br />

Ekolojik Anayasa Platformu’nun oluşmasına neden oldu.<br />

Şu anda dünyada var olan krizi biz üçayaklı bir kriz olarak<br />

tanımlıyoruz. Ekonomik kriz var, bu krizin ve bunun dışında bir<br />

sürü meselenin ortaya çıkardığı bir sosyal kriz var, bir yandan da<br />

ekolojik bir kriz var. Sabah ben başka bir toplantıdaydım, orada<br />

Ömer Madra konuştuklarımız üzerine, “Arkadaşlar bütün bu meseleleri<br />

tartışıyor olabilmemiz için öncelikle üzerinde yaşadığımız<br />

gezegenin varlığının devam ettirilebilmesi gerekiyor,” dedi. Bu<br />

ekolojik kriz gezegenin varlığını devam ettirememesi noktasına<br />

432 433

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!