Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Anayasa Tartışmaları<br />
yükümlüdür,” ibaresini eklemişler. Sebebi ise, TCK’daki koruma<br />
bir türlü yeterli olmadığı için bunu bir anayasal hak olarak düzenlemek.<br />
Yoksa bence bu anayasa sistematiği içinde fazladan bir<br />
madde... Bu tip şeyleri kanuna bırakmak gerekiyor ama Türkiye’de<br />
öyle bir yara ki anayasal bir koruma sağlayalım kaygısı duyulmuş<br />
diye düşünüyorum.<br />
Bunlardan başka, Madde 45: Eğitim, Öğretim Hakkı, Madde<br />
46: Çalışma İle İlgili Esaslar ve Madde 47: Sendika Kurma Hakkı<br />
maddelerinde de yine cinsiyet eşitliğine vurgu yapılmış. Madde<br />
49: Sağlık ve Sosyal Güvenlik Hakları İle Sosyal Yardım ve Hizmet<br />
maddesinde şimdiye kadar hiç olmayan iki tane madde var:<br />
Birincisi, ev kadınlarının tüm sağlık ve sosyal güvenlik haklarına<br />
sahip olmaları için devletin özel önlemler alması. İkincisi ise, kürtajla<br />
da ilgili olan, “Devlet kadınların üreme sağlığı ve doğurganlık<br />
hakları konusunda ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetleri sağlamak,<br />
gebelik ve sonrasını destekleyecek politikaları hayata geçirmekle<br />
yükümlüdür,” önerisidir.<br />
Anayasa Kadın Platformu 2007 yılında bu taslağı hazırladığında<br />
kürtaj tartışmaları yoktu ama o zaman bile üreme sağlığı ve<br />
doğurganlığın anayasal bir hak olarak düzenlenmesi gerekli görülmüş<br />
çünkü kadınlar en fazla doğurganlıkları üzerinden kontrol<br />
edebilmeye çalışılıyor. Bu taslağı bugün hazırlasalar eminim<br />
çok daha kapsamlı bir öneri sunar.<br />
Amargi anayasa tartışmaları<br />
Biz bu anayasa tartışmaları başladığında Amargi’de önümüzdeki<br />
yıl çalışması olarak anayasayı önümüze koyduk. Anayasa nasıl<br />
bir toplumda yaşamak istediğimizin çerçevesini çizen bir metin.<br />
Dolayısıyla Amargi olarak bu sürece katılmamız gerektiğine karar<br />
verdik. “Biz nasıl bir toplumda yaşamak istiyoruz?” sorusuna cevap<br />
bulmaya çalıştık. Çünkü sürekli protest bir halimiz var, sürekli<br />
bir karşı çıkış halindeyiz. “Bana bunu yapma, bana şunu yapma,”<br />
diyoruz ama ‘ben ne istiyorum’u çok az ifade ediyoruz. Biz<br />
bu anayasa tartışmasını hem “Biz ne istiyoruz,” diye birbirimizle<br />
konuşabilmek hem de kamuoyuna feminist bir söz söyleyebilmek<br />
için bir fırsat olarak görmüştük. Bunun için baya bir toplantı düzenledik.<br />
Önce bütün Türkiye’deki anayasa önerilerinin her birini<br />
bir arkadaşımız inceleme görevini aldı ve bize sunum yaptı, toplumda<br />
yaşanan tartışmaları önce kendi içimizde yaptık. Sonra bu<br />
metinler üzerinden tartıştık, “Bu bize uyar mı? Uymaz mı? Hangi<br />
noktada uyar? Bu ne demek istiyor? Neye tekabül ediyor?”<br />
Bu esnada kişi ve kurumların 31.12.2011 tarihine kadar anayasa<br />
önerilerinin TBMM’ye gönderilmesi için duyuru yapıldı.<br />
Taslağımızı bu tarihe kadar yetiştirebilmek için tartışmaları tamamen<br />
bitirmeden, önce bir taslak hazırlayalım, meclise önerilerimizi<br />
sunalım istedik. Çünkü aylarca bu konuda tartışmışız,<br />
metinler çıkarmışız, öneriler çıkarmışız, bunlar heba olmasın<br />
istedik ve 29 Aralık’ta taslağımızı Meclis’e gönderdik. Demek istediğim<br />
Amargi’nin anayasa önerileri finalize edilmiş bir halde<br />
değil. Tartışmaya açık bir taslak. Umarım buradaki tartışmadan<br />
da taslağımız için öneriler çıkar.<br />
Anayasa tartışmalarımızı yürütürken kaçınılmaz olarak bazı<br />
grupların tartışmaları bize daha yakın geldi, onlardan daha fazla<br />
yararlandık, onlarla aynı fikirde olduğumuzu düşündük. Bu yüzden<br />
Amargi’nin anayasa önerileri, Anayasa Kadın Platformu’nun<br />
ve Ekolojik Anayasa Girişimi’nin taleplerinin birçoğunu yansıtıyor<br />
aslında. Bir de Feride Eroğlu’nun Avrupa Ülkeleri Anayasalarında<br />
Toplumsal Cinsiyet ve Kadın-Erkek Eşitliği ile İlgili Düzenlemeler<br />
6 adlı çalışmasından da çok faydalandık. Ayrıca bir grup feministin<br />
(daha çok bağımsız feministler) 2007 yılında ilk anayasa<br />
tartışmaları yapıldığı zaman yayınladıkları bir deklarasyon vardı,<br />
bundan da 7 nasıl bir anayasa yapmak istediğimize dair aldığımız<br />
bir perspektif oldu.<br />
Anayasa’nın yapılış yöntemine dair de bir önerimiz var. Seyda<br />
açılışta da söyledi, anayasalar bugüne kadar hiçbir zaman demokratik<br />
bir şekilde yapılmadı. Anayasaların her zaman darbelerden<br />
sonra yapılması, asker gitsin, olağanüstü hâl kalksın, hükümet<br />
kurulsun düşüncesi ile büyük bir kesiminin anayasalara<br />
evet demesine neden oldu. Aslında bu gerçek bir onay anlamına<br />
gelmiyor. Bu refleksle oy verilmiş olması bir tarafa, yapılış yöntemi<br />
hiçbir zaman demokratik olmadı çünkü insanlara anayasaya<br />
toptan “evet ya da hayır” demek dışında bir seçenek sunulmadı.<br />
Oysa anayasanın 150-200 tane maddesi var. Bunları tek tek<br />
oylamaya sunmak yerine bütün maddeleri aynı anda oylamaya<br />
sunuluyor. Belki içindeki on tane madde benim için iyi geri kalan<br />
yüz madde kötü. İstediklerime evet istemediklerime hayır deme<br />
hakkım yok. Ya toptan “Hayır,” ya da “Evet,” diyeceğim.<br />
6 Eroğlu, Feride, (2011), Avrupa Ülkeleri Anayasalarında Toplumsal Cinsiyet ve Kadın-<br />
Erkek Eşitliği ile İlgili Düzenlemeler, TBMM Araştırma Merkezi<br />
(https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/AvrupaulkelerindeKadinErkekesitligi.pdf)<br />
7 2007 yılının Ekim ayında tüm feministlere yapılan açık çağrı sonucunda gerçekleştirilen<br />
toplantıya katılan feministlerin yayımladıkları deklarasyonun tam metni<br />
için bkz: Bir Grup Feminist, (2007), “Ezilenlerle Kadınlardan Yana Özgürlükçü Bir<br />
Anayasa İçin…”, Amargi Dergisi, sayı 7,s: 22-24, İstanbul<br />
420 421