You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Radikal Feminizm<br />
mi, değil mi?” diye feministler arasında çok tartışılmıştı. Örneğin<br />
bu eylemin bildiri metninde konunun feministlerle ilgisi yaşanan<br />
şiddet ve biz de şiddete karşıyız diye kurulmuştu ki bu eylem yapılmayabilirdi.<br />
Ayşe: Başka ses eden yoktu o zaman.<br />
Handan: Evet ama bu da sorunlu, ses eden yoktu, biz ses ettik.<br />
Mesela son on beş yıldır 8 Mart’larda barış teması var. Feminizm<br />
değişmiyor değil, bizim düşüncelerimiz değişmediği için biz aynı<br />
şeyleri söylüyoruz. Dünyada da Türkiye’de de <strong>feminizm</strong> değişti.<br />
Kim derdi Judith Butler gelecek, Ankara’da dokuz yüz kişi onu izleyecek,<br />
yürüyüş yapacak. Hayret bir şey yani, kadın psikanalizle<br />
Foucault’culuğu birleştiriyor ve performans diye bir sonuç çıkarıyor,<br />
ben queerim diyen bir sürü insanın olduğu bir konferans<br />
izledim, önemli bir şey bu. Yani mevzu değişime karşı direnmek<br />
değil, değişmese iyi olur diye düşündüklerimizi vurguluyoruz.<br />
Diğer yandan, her şey değişmeli, ille de fikirler değişmeli demek<br />
de doğru değil. Değişmemeyi erkek diye nitelendirmek ise müphem<br />
bir şey.<br />
Türkiye’de kadınlara özgü gündemleşmesi gereken aile gibi<br />
sorunlar var. Türkiye’de evlenmenin moda olması dışında, aile,<br />
muhafazakârlık, dini ideolojinin kadın bedenine dair söyledikleriyle<br />
ilgili gündemleştirilmesi gereken bir sürü sorun var.<br />
Feminizim sadece patriarkaya mı karşıdır?<br />
Birgül: Ayşe’ye ve Handan’a çok teşekkür ederim çünkü özellikle<br />
şu jakobenlik konusu bence bu önümüzdeki dönemde de çok<br />
tartışılacak.<br />
Patriarkanın kalbi, yüreği ailedir diye düşünüyorum ve eskiden<br />
bunu daha çok konuşuyorduk şimdi başka konular ailenin<br />
üzerini örtüyor. Aile içinde kadının ev içi emeğinin ücretlendirilmesi<br />
denilince ben eyvah diyorum, bu durumda kadınlara “Her<br />
gün yemek pişireceksin,” falan denilebilir. Ama biz ev işlerinin<br />
neden ücretlendirilmesini istiyoruz ki bizim amacımız aileyi yıkmak<br />
değil miydi? Farklı aile yapılarının tartışıldığı bu dönemde<br />
aile kavramının ne olduğunu feministler yeniden gündemine alacak<br />
diye düşünüyorum.<br />
Berfu: Bence şu çok hatalı bir görüş açısı: Türkiye’nin şimdiki sorunu<br />
ailedir ve feminist politika aile üzerinden bir şey yapmalıdır,<br />
en önemli nokta budur gibi bir bakış açısının ben de Hazal gibi<br />
feminist bir yöntem olmadığını düşünüyorum. Çünkü bugün heteronormativiteye<br />
karşı söz söylemek de çok önemli, cinselliğin<br />
ve cinsiyet kimliğinin politikasını yaptığın zaman da aslında aile-<br />
ye karşı, ulusal ideolojiye karşı, devlet ideolojisine karşı alternatif<br />
ve yıkıcı bir söz söylemiş oluyorsun. Dolayısıyla tek bir gündem<br />
üzerinde yoğunlaşmaktansa çeşitli gündemlerin olmasının feminist<br />
hareket adına daha faydalı olduğunu düşünüyorum.<br />
Handan: Biz böyle demedik.<br />
Berfu: Size bakarak söylüyorum ama genel konuşuyorum. Benim<br />
bakış açıma göre, belki buradaki başka insanlar için de böyledir,<br />
sırf kadın olmak ezilme biçimimizi belirlemiyor, sınıfımız da,<br />
etnik kimliğimiz de, cinsel yönelimimiz, cinsiyet kimliğimiz de<br />
(artık bu da feminist politika içinde daha fazla konuşulur olması<br />
gereken bir mesele hâlihazırda Türkiye’deki LGBT ve trans hareketi<br />
de güçlenirken) bunu belirliyor. Bütün bu unsurların katmanlaştırdığı<br />
bir vaziyet var. Dolayısıyla yan yana durma pratiklerimizi<br />
ya da gündeme dair söylediklerimizi bunlar da belirliyor<br />
çünkü bu ezilme biçimlerini de göz önüne almak durumundayız.<br />
Feministler militarizme karşıdır dediğimiz noktada Uludere hakkında<br />
bir açıklama yapmak bence hiç tali değil, gayet hayati bir<br />
önem teşkil ediyor. Birbirimizin düşüncelerini duymamız açısından<br />
bu tür politik alanların çok iyi olduğunu düşünüyorum.<br />
Ayşe: Etnik kimlik ve sınıfı çıkardığın zaman kalan zaten<br />
patriarkanın içindeki meseleler. Onun dışında ben <strong>feminizm</strong>i<br />
militarizme karşı diye tanımlamıyorum. Militarist değilim tabii<br />
ki ama militarizmi bir sistem olarak tanımlamıyorum çünkü militarizm,<br />
kapitalizmin bir sonucudur ve üretim ilişkilerine dayalı<br />
bir sistem değildir, ideolojik bir şeydir. Sanayisi vardır ama militarizme<br />
sistem diyemem. O yüzden benim açımdan <strong>feminizm</strong>in<br />
karşı olduğu bir tek şey var, patriarka. Ama senin bahsettiğin cinsiyet<br />
kimliği ve cinsel yönelim zaten cinsiyetle ilgili meseleler olduğu<br />
için patriarkanın içindeler ama etnik kimlik meselesi tabii<br />
ki patriarkayla ilgili bir şey olmadığı için feministlerin meselesi<br />
de değil. “Ben feministim o yüzden Türkiye’deki Kürt meselesi<br />
beni ilgilendirmiyor,” demiyorum ya da “Ben feministim o yüzden<br />
Türkiye’deki sınıf meselesi beni ilgilendirmiyor,” demiyorum ama<br />
bunlar <strong>feminizm</strong>le çözeceğim meseleler değil.<br />
Bugün Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti ile Kürt hareketi<br />
arasında bir savaş sürüyor. İnanın ki patriarka yüzünden ölen kadın<br />
sayısı bu savaşta ölen insan sayısından fazla. Türkiye’de evinde<br />
dayak yiyen, şiddet gören kadın sayısı, cezaevlerinde ve emniyette<br />
işkence gören insan sayısından fazladır. Kendi gündemini<br />
yaratmak, bunun bilincinde olarak yapılabilecek bir şey. Filistinli<br />
bir feminist dermiş ki “Ben dünyanın yarısını kurtarıyorum,<br />
Filistinlilerle de uğraşamayacağım.” Bu bakış açısıdır <strong>feminizm</strong>.<br />
Çok vaktiniz varsa hepsine yetişin ama feminist hareketi yarata-<br />
38 39