You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Anayasa Tartışmaları<br />
Türkiye’ye baktığımız zaman Anayasa’nın biz yurttaşlar açısından<br />
ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Biz Anayasa’da kendimizi<br />
bulamıyoruz çünkü orada yokuz. Anayasa’ya dâhil edilmedik<br />
çünkü hep darbe anayasaları vardı ve o süreçte yasaları askerler<br />
yapmıştı. Bize rağmen, yurttaşlara rağmen bir Anayasa vardı ve<br />
dolayısıyla bunun meşru bir zemini yok. Şimdi böyle bir tartışma<br />
sürecindeyiz ama Anayasa’nın sivil olması yeterli mi? Demokratik<br />
bir anayasa olabilmesi için sadece sivil olması yeterli değil, bunun<br />
için anayasa yapım sürecine bütün yurttaşların, farklı kesimlerin<br />
aktif katılımı gerekiyor. Birtakım platformlar 1 bu konuda eleştirilerini<br />
dile getiriyorlar. Anayasa yapım sürecinde daha çok hangi<br />
konular gündeme geliyor diye baktığımızda: yurttaşlık, eşitlik,<br />
hak ve özgürlükler, demokrasi, yerel yönetimler, kimlik, sosyal<br />
haklar vs. olduğunu görüyoruz. Biz feministler ise sadece kendi<br />
hayatlarımız ve ihtiyaçlarımız üzerinden politika üretmediğimizden,<br />
sadece kadın kimliğimiz olmadığı için, farklı kimliklerimizin<br />
de olduğunun farkında olarak farklı iktidar ilişkilerinin birbirleri<br />
ile ilişkisini de kurabildiğimiz için anayasadaki tüm maddelerin<br />
bizi ilgilendirdiğini düşünüyoruz. Ve bunları tartışmaya ihtiyacımız<br />
var.<br />
Darbe rejiminin oluşturduğu, cinsiyetçi, milliyetçi, heteroseksist,<br />
insan merkezci ve anti-demokratik bir anayasanın yerine<br />
özgürlükçü bir anayasayı nasıl oluşturabiliriz? Farklı ayrımcılık<br />
deneyimleri yaşayan bizler bu deneyimler etrafında nasıl bir araya<br />
gelip, özgürlükçü bir perspektifte ortaklaşabiliriz? Bu çerçevede<br />
taleplerimizi nasıl oluşturabiliriz?<br />
Bugün, feministlerin, LGBT örgütlerinin ve yeşillerin bu sürece<br />
nasıl baktıkları üzerinden bir tartışma yürüteceğiz. Yeşiller<br />
Partisi’nden Ayşe Akdeniz yeşillerin penceresinden bize Ekolojik<br />
Anayasa Girişimi’nin taleplerini, Amargi gönüllüsü Yasemin Öz<br />
hem Amargi’nin, hem de Anayasa Kadın Platformu’nun taleplerini<br />
ve Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları<br />
Derneği’nden (SPOD) Sedef Çakmak ise LGBT örgütlerinin<br />
anayasal taleplerinin neler olduğunu bizimle paylaşacak.<br />
Bu arada bir duyuru yapmak istiyorum. Yarın saat 16.00’da<br />
Pangaltı metro çıkışından Taksim’e “Kürtaj haktır, karar kadınların”<br />
demek için bir miting düzenleniyor. 2<br />
1 Anayasa yapım sürecine müdahil olmak için çalışmalar yürüten platform ve girişimler<br />
için bkz: (http://www.stgm.org.tr/tr/icerik/detay/yeni-anayasa-konusunda<br />
-calisan-platform-ve-girisimler-2)<br />
2 Kürtaj Haktır Karar Kadınların Platformu’nun 17.06.<strong>2012</strong> tarihinde saat 16:00’da<br />
Pangaltı’dan Taksim’e düzenlediği yürüyüşe yaklaşık bin kişi katıldı. (bianet.org./<br />
bianet/bianet/139127-saglikli-kosullarda-kurtaj-haktir)<br />
Kürtaj tartışmalarına arkadaşlar da muhakkak değineceklerdir.<br />
Bir yandan anayasa yapım sürecinde taleplerimizi oluştururken<br />
“Nasıl bir hayat tahayyül ediyoruz?” meselesini tartışıyoruz.<br />
Bir yandan da kürtaj meselesi gündeme düşüyor. Zaten kadınların<br />
çok zorlanarak yaşadıkları bu deneyim, hem hayatlarımıza, bedenlerimize<br />
müdahale eden hem de Uludere katliamını gölgeleyen<br />
bir noktadan gündeme sokuluyor. Çok da ironik bir durum<br />
teşkil ediyor aslında. Madem bugün anayasal haklarımızı tartışıyoruz,<br />
o zaman diyebiliriz ki; kürtaj ile ilgili yapılmak istenen<br />
düzenlemede, anayasal haklarımız ve uluslararası sözleşmeler<br />
çerçevesinde, kişi dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını koruma<br />
ve geliştirme hakkına, özel hayatın gizliliği hakkına ve sağlık<br />
hakkına aykırılıklar da söz konusu. Bu konuyu, haklar çerçevesinde<br />
tartışabileceğimiz gibi var olan haklarımızın geri alınması<br />
açısından da tartışabiliriz. 3<br />
Daha önceki TCK ya da Medeni Kanun değişikliklerinin<br />
yapıldığı dönemde kadın örgütleri olarak sürece aktif bir şekilde<br />
müdahil olup önerilerimizi sunmuştuk ve önemli değişikliklerin<br />
yapılmasını sağlamıştık. Fakat yasaların nasıl çıktığı kadar nasıl<br />
uygulandığı da önemli. Dolayısıyla sadece yazım sürecinden veya<br />
yazıldıktan sonra ortaya çıkan bir metinle değil, ondan sonra da<br />
ne olacağıyla ilgiliyiz aslında.<br />
Anayasa tartışmalarında, kolektif bir katılımı, demokratik<br />
bir katılımı sağlamamız gerekiyor fakat bizler kendi taleplerimizi<br />
oluştururken, bunları ne kadar katılımcı bir şekilde hayata geçirdiğimizin,<br />
buna ne kadar uyduğumuzun da konuşulması gerektiğini<br />
düşünüyorum.<br />
Biz Amargi olarak 2011 yılından beri anayasa tartışmalarını<br />
kendi içimizde yürütüyoruz ve bu doğrultuda bir de taslak ha-<br />
3 Kürtaj Türkiye’de 1983’ten beri yasal ve buna göre kadınlar gebeliklerinin 10. haftasına<br />
kadar hamileliklerini sonlandırabilirler. Ancak, Başbakan R. Tayyip Erdoğan,<br />
İstanbul’daki Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı’nın<br />
uygulanmasına ilişkin Uluslararası Parlamenterler Konferansı’nın 25.05.<strong>2012</strong>’deki<br />
kapanış oturumunda yaptığı konuşmada sezaryen doğuma karşı olduğunu söylemekle<br />
birlikte kürtajın cinayet olduğunu vurguladı. Bu açıklamanın hemen ertesi<br />
günü yapılan AKP Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi’nde ise “Her kürtaj bir Uludere’dir”<br />
dedi ve kürtajın “Milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan”<br />
olduğunu söyledi. Bu açıklamalara binaen yeni bir kürtaj yasasının hazırlanmakta<br />
olduğu ve kadınların kazanılmış 10 haftalık gebeliği sonlandırma müddetinin<br />
Sağlık Bakanlığı’nın hazırlayacağı raporla 4-6 haftaya kadar çekileceği gündeme<br />
geldi. Bu süreçte “Rahim bizim, hayat bizim, karar bizim” diyen kadın örgütleri ve<br />
sivil toplum kuruluşları düzenledikleri çeşitli kampanya ve eylemlerle etkin bir<br />
muhalefet politikası izlediler. Türkiye’nin pek çok yerinde kadınlar eş zamanlı ve<br />
ayrı ayrı eylemler düzenlediler. Birkaç ay süren tartışmalar Meclis’in tekrar açıldığı<br />
sonbahar döneminden itibaren sönümlendi. (E.N.)<br />
414 415