13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Farklılıklarımızla Yanyana (mıyız?)<br />

bu yasa koyma halini sürekli bozmaya yarayan da bir şey. Yasayı<br />

ortadan kaldırıp, normatif olanın oyununu bozan ve her tarafı dağıtan<br />

belli arzuların, belli var oluş biçimlerinin de ortaya çıkmasını<br />

sağlayan, bu anlamda çok da kışkırtıcı ve isyankar bir potansiyel<br />

sunuyor bize. Özellikle de hem cinselliği konuşmayı, hem de<br />

yaşamayı belirleyen engellerin hepsine karşı isyan içeren, bunları<br />

değiştirip, dönüştürüp, yıkmaya ve cinselliği değişik, özgür<br />

şekillerde yaşamanın önünü açmaya yarayan bir şey. Dolayısıyla<br />

queer hareketin ve teorinin derdi sadece erkekliğin ve kadınlığın<br />

“normal” tanımlarıyla uğraşmak değil, aynı zamanda cinselliği de<br />

özgürleştirmek. Bunu şu an sadece cinsellik üzerinden konuşuyorum<br />

ama queeri herhangi bir normatif toplumsal örgütlenme<br />

içerisinde de düşünebiliriz. Etnik kimliğe, yaşa, engelliliğe dayalı<br />

bütün normatif kimlik bilgisinin kuruluşundan dolayı yaşanan<br />

ezme/ezilme ilişkisine saldırı olarak düşünebiliriz. Kimliğin kendi<br />

içindeki haline değil, o kimliği oluşturan koşullar ve o kimlik<br />

üzerinden yürütülen ezme/ezilme ilişkisine yönelik bir siyaseti<br />

mümkün kılıyor. Aynı zamanda da aktif kadın cinselliğini görünür<br />

ve konuşulur kılıyor.<br />

Bunları vurgularken, feministler aktif kadın cinselliğini konuşmuyor<br />

ya da görünür kılmıyor demiyorum. Özellikle 80’lerde<br />

Türkiye’deki <strong>feminizm</strong>in şimdiki <strong>feminizm</strong>e göre cinsellik konusunda<br />

çok daha radikal sözler söylediğini düşünüyorum. Şu anda<br />

bir kapanmışlık var. Neden bu pozitif siyaset artık feminist hareketin<br />

içine giremiyor? Sanki feminist hareket cinselliğin negatif<br />

alanıyla uğraşmayı parsellemiş, pozitif tarafı da queere kalmış<br />

gibi bir durum var. Bunun böyle olması gerekmiyor, tam da bu<br />

yüzden <strong>feminizm</strong> ve queer arasında bu diyaloga çok ihtiyaç var.<br />

Sadece queerden alınacak bir şey değil, feminist hareketin kendi<br />

geçmişini de hatırlayabilmek ve kendi tarihinin referanslarını da<br />

görebilmek için bu diyaloga ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.<br />

Ama şu andaki feminist hareket queer ile pek etkileşime girmediği<br />

gibi kendi tarihine de pek bakmıyor.<br />

Queerin eleştiri kısmına gelirsek, teori düzeyinde bütün<br />

kimlikler akışkan, istikrarsız, vs. diye konuşuyoruz ve kimi insanlar<br />

bunu pratikte de yapmaya çalışıyor, ama bu kimlik kategorilerinin<br />

bir de somut sonuçları var. Birileri bunları akışkan olarak<br />

yaşarken birileri sürekli mezara gidiyor, birileri sürekli hastaneye<br />

gidiyor, birileri de sığınma evlerine gidiyor. Kimliklerin ve kimlikler<br />

arasında kurulan hiyerarşilerin insanların hayatında yarattığı<br />

şiddet biçimleri var. Yani toplumsal cinsiyeti sanki aşılmış gibi<br />

saymak queer sarhoşluğu. Siyaseti sadece bunun üzerinden kurmak<br />

da oradaki bir sürü şiddet biçimini sessizleştiren ve belli bir<br />

sınıfın imtiyazı haline getiren bir durum.<br />

Bir diğer eleştiri noktası da, (özel alan demeyi çok sevmesem<br />

de başka bir kavram bulamıyorum şu anda) özel alan siyasetine<br />

dair yapılan queer siyasetin çok cinsellik odaklı olması. Oysa özel<br />

alanda cinselliğin yanı sıra yemek yapmak, evi temizlemek, çamaşır<br />

yıkamak, çocuk bakmak gibi kadının ev içi emeği dediğimiz<br />

belli üretim süreçlerine de bağlanan, bir yandan da hayatın<br />

kendisini kuran pratikler de var. O yüzden özel alanın politikasını<br />

ağırlıklı olarak cinsellik üzerinden kurmak hem ev içi emek<br />

süreçlerini kapsayan alanı sessizleştirmiş oluyor hem de bu alanının<br />

söylemi yeterince queer olamamış gibi de anlaşılabiliyor.<br />

Queer hareket bunu yapıyor demiyorum ama queer hareketin<br />

belli yorumları böyle bir imtiyazı sürekli üretiyor. Sadece cinsellik<br />

üzerinden bir özgürleşme ve bunu politikleştirme tasarısı,<br />

çocuk bakmayacağım, yemek yapmayacağım, çamaşır yıkamayacağım<br />

üzerinden gelişen bir söylem özel alanın diğer taraflarını,<br />

örneğin belli sınıfsal konumlara işaret etmesini görünmez kılıyor.<br />

Örneğin, queer bir özne olarak yapamadığın ev işini yapması için<br />

çoğunlukla bir kadın tutuyorsun ve bu kadın çoğunlukla alt sınıf,<br />

egemen olmayan gruplardan, etnik kimliklerden biri oluyor<br />

ve sen bütün bu siyaseti kurarken doğrudan başka bir ezilmişliğe<br />

de katkıda bulunuyorsun. Queerin sadece cinsellik üzerinden<br />

özgürleşme olarak algılanmasındaki sorunlar, bunun bir tüketim<br />

ilişkisi olarak kurulması ve sınıfsal farklılıkları görmüyor olması<br />

queer hareketin <strong>feminizm</strong>le konuşması ve ona danışması gereken<br />

mevzular arasında bulunuyor.<br />

Queerin açtığı farklı cinsiyet kimlikleri, cinsel eğilimler gibi<br />

çoklu bir alandan bahsediyoruz ama bu şu anlama gelmesin: her<br />

çokluğa, her olanağa her toplumsal cinsiyeti ifade etme biçimine<br />

de “eyvallah” demek değil bu. Çünkü o zaman bunları birbirinden<br />

bağımsız, tekil, bireysel varoluş biçimleriymiş gibi görüp, aralarındaki<br />

ilişkiyi de yok saymış oluruz. Belli bir toplumsal cinsiyeti<br />

ifade biçimi başka bir toplumsal cinsiyetin var olma biçimine<br />

ya da cinsiyet kimliğine baskı uygulayabilir, onu kısıtlayabilir. Bu<br />

yüzden bunlar arasındaki iktidar ilişkisini sürekli akılda tutmak<br />

ve buna dair bir siyaset örgütlemek gerekir yoksa herkes sunulan<br />

bu sınırsız imkanlardan istediği gibi, istediği cinsiyet kimliğine ya<br />

da toplumsal cinsiyete yatırım yapsın diye bir şey yok. Bu zaten<br />

çok liberal bir dil, çok bireyci, ayrıca aradaki iktidar ilişkilerini<br />

ve belli toplumsal cinsiyet formlarının diğerlerini nasıl ezdiğini,<br />

baskıladığını, kısıtladığını gösteremeyen bir yaklaşım.<br />

Diğer yandan kimlik meselesine gelince belli cinsiyet kimliklerinde<br />

ısrar etmek bize siyasi bir zemin de sunuyor. Biraz önce<br />

380 381

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!