You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Farklılıklarımızla Yanyana (mıyız?)<br />
madığını ve hiçbir zaman da olamayacağını anlatır. Yani doğuştan<br />
gelen cinsiyetimizle toplumsal cinsiyetimiz illâ da birbirine<br />
uyumlu olmak zorunda değil. Vajinalarımıza ya da penislerimize<br />
göre kadınlık ya da erkeklik rollerine girip buna dayanarak toplumsallaşıyoruz,<br />
fakat queer hareket tam da bu ikisinin arasındaki<br />
ilişkinin saçmalığını gösteriyor bize. Bunun ne kadar kırılabilir<br />
ve yalan bir ilişki olduğunu, cinsiyetin aslında toplumsallaşmanın<br />
ürünü olduğunu göstererek çok çeşitli kadınlık ve erkekliklerden<br />
de bahsediyor. Aynı zamanda kadınların erkeklikleri ya da erkeklerin<br />
de kadınlıkları arzulayabileceğinden ve bu rolleri alabileceğinden,<br />
o geçişlerin haritasına dair çok daha fazla olasılıktan<br />
bahsediyor. Dolayısıyla bizi kadın/erkek ikiliğinden çıkarıyor ve<br />
bütün bu ikiliğin dışına çıkan başka var oluş biçimlerinden bahsediyor.<br />
İşte tam da burada feminist siyasetin interseks bireylerle,<br />
transeksüel bireylerle, trans kadınlar ve erkeklerle nasıl ilişkileneceğini<br />
düşünmesi lazım ve bu hareketin sonucunda da <strong>feminizm</strong>in<br />
aslında şimdiye kadar kurmuş olduğu cinsiyet, toplumsal<br />
cinsiyet ve cinsellik tanımlarının bu varoluşları nasıl değiştirdiğini<br />
ve dönüştürdüğünü sorgulamak gerekiyor.<br />
Queer normatif olana muhaliftir<br />
Queer Teori’nin yapısökücü yaklaşımı toplumsal cinsiyet kimliklerinin<br />
akışkan, parçalı, hiçbir zaman istikrarlı olmayan hallerine<br />
ve öznelerin toplumsal cinsiyetlerinin, kadın/erkekten çok daha<br />
fazla olduğuna işaret etmesi açısından çok önemli. Queer hareketin<br />
ve teorinin bir diğer özelliği de “normal” olanı sorunsallaştırmasıdır.<br />
Normal nedir, anormal nedir? Şimdiye kadar var olmuş,<br />
özellikle cinsellikle kurduğumuz ilişkide, norm olan, normal olan<br />
nedir? Dolayısıyla, normal ve anormal ikiliğini yıkmak üzere kurulu<br />
ve bir sürü var oluş biçimini görünür kılmaya çalışan bir tarafı<br />
var.<br />
Cinsellik konusunda <strong>feminizm</strong> ve Queer Teori arasında, yine<br />
çok kabaca şöyle bir kriz belirlemek mümkün. Çoğu <strong>feminizm</strong>in<br />
(her <strong>feminizm</strong> için konuşmuyorum), cinselliği konuşma dili çok<br />
negatif: Taciz, tecavüz, kadın bedeninin metalaştırılması, namus<br />
vs. Cinselliğimizi <strong>feminizm</strong> üzerinden konuşurken çoğu zaman<br />
çok negatif bir dile maruz kalıyoruz. Queer Teori’de ise cinselliğimizi<br />
daha pozitif bir yerden konuşma imkanımız oluyor. Arzu ve<br />
haz, kadının erkek tarafından metalaştırılması üzerinden konuşulmuyor,<br />
aksine kadının kendi cinsel bakışı, aktif arzusu devreye<br />
giriyor. Dolayısıyla diğerindeki pasif kadın cinselliğine nazaran,<br />
daha aktif bir kadın cinselliğinden bahsediliyor.<br />
Bazı <strong>feminizm</strong>ler, bazı cinsel ilişki biçimlerine de kafası çok<br />
çok karışık bir şekilde yaklaşabiliyorlar. Mesela sado-mazoşizm<br />
ya da pornografi mevzularına karşı bazı <strong>feminizm</strong>lerin negatif<br />
yaklaşımları söz konusu. Queer Teori ise bu ilişki biçimlerine,<br />
karşılıklı rıza olduğu ve güvenli bir ortamda yapıldığı takdirde bir<br />
sorun olarak yaklaşmıyor. İlişkiyi baştan, özcü bir şekilde erkeğin<br />
kadını ezdiği bir yer olarak görmüyor; cinsiyetçiliğin kendisine<br />
saldıran bir porno üretiminin de mümkün olabileceğinden bahsediyor<br />
çünkü porno şimdiye kadar marjinalleştirilmiş, dışlanmış<br />
ve normun dışına düşürülmüş cinselliklere de yer veren bir alan.<br />
Bu yüzden porno norm olanın dışına ulaşma, onları da gündemimize<br />
sokma aracı olarak görülüyor ama tabii kadın cinselliğini<br />
erkeğin arzusunun tatminine hizmet etmeye odaklayan, erkek<br />
egemen pornolardan bahsetmiyorum. Bu çok tartışılır bir durum<br />
ama pornonun kendisi, cinselliği konuşma, şimdiye kadar norm<br />
olan cinsellikleri eleştirme ve onları yıkma aracı olarak da görülüyor.<br />
Daha bugün gelmeden önce gazeteden, Yargıtay’ın birtakım<br />
seks yapma kriterleri belirlediğini okudum. Oral seks ve anal seks<br />
yapanlar bir ila dört yıl arasında cezalandırılacaklarmış çünkü bu,<br />
normal yollardan cinsel ilişkiye girmeme, yani sapkınlık kategorisine<br />
giriyormuş. 3 Norm olan yasayla kurulabiliyor, yasanın kendisi<br />
gerçekten norm nedir, anormal nedir, sapkınlık nedir, sapkın<br />
olmayan nedir meselelerini metin ve yasa üzerinden çok rahat<br />
kurgulayabiliyor.<br />
Bu kararı veren aynı Yargıtay N. Ç. tecavüz davasında bir<br />
sürü insanı cezasız bırakabiliyor. Bu anlamda queer olan tam da<br />
3 Sanık S.K, Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, müstehcen içerikli filmler sattığı<br />
gerekçesiyle TCK’nın 226’ncı Maddesi’nin 2. Fıkrası’nda düzenlenen “Müstehcen<br />
görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık<br />
eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası<br />
ile cezalandırılır,” suçundan 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. S.K. mahkemenin<br />
kararına itiraz etti ve Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise verilen cezayı<br />
az bularak, CD’lerin içeriğinde oral ve anal seks görüntüleri olduğu için daha ağır<br />
ceza istemiyle, TCK’nın 226. Maddesi’nin 4. Fıkrası’nda düzenlenen “Şiddet kullanılarak,<br />
hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan<br />
cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan,<br />
satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya<br />
bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası<br />
ile cezalandırılır,” suçundan yargılanmasını istedi.<br />
Yargıtay daha önce eşcinsel ilişki ve grup seks görüntülerini de “doğal olmayan ilişki”<br />
saymıştı. Yargıtay’ın bu kararıyla ise evinde “anal ve oral” seks görüntüleri içeren CD<br />
bulundurmak 1-4 yıl arası hapis cezası gerektiren bir suç haline gelmiş oldu. Yargıtay<br />
14. Dairesi 32 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin davasında yerel mahkemenin<br />
verdiği “N.Ç.’nin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu” yönündeki kararını da onaylayan<br />
dairedir. [Kaynak: Hürriyet Gazetesi, 10 Haziran <strong>2012</strong>, (http://www.hurriyet<br />
.com.tr/gundem/20732955.asp]<br />
378 379