13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminizme Farklı Yaklaşımlar ve Üçüncü Dalga<br />

öğrenme biçimi bize şunu sağlıyor (ben bundan azade olduğum<br />

ya da bundan kurtulabildiğim için söylemiyorum ama bu bizim<br />

en azından derdimiz olmalı diye düşünüyorum): Bir şeyi bilebildiğimizi<br />

ya da bildiğimiz bilgiden emin olma rahatlığını sağladığını<br />

düşünüyorum. “Bu olmuştur, sonra da bu olmuştur,<br />

Birinci Dünya Savaşı’nın sebebi şudur,” gibi bir tarih yazımı yapılıyor.<br />

Amargi’deki Feminizm Tartışmaları’nın dokuzuncusu olan<br />

Feminist Örgütlenme tartışmasında Nilgün (Yurdalan) bence<br />

çok önemli bir şey söyledi. Bırakın dalga olarak dönemselleştirmesini,<br />

Türkiye’de 80’ler, 90’lar ve 2000’ler dönemselleştirmesinin<br />

nasıl o dönemde var olan bazı feminist örgütlenmeleri dışarıda<br />

bıraktığını söyledi. Çünkü bu dönemselleştirmede bildiğiniz<br />

gibi 80’ler feminist iken 90’lar kurumsallaşmıştır. Oysa Nilgün’ün<br />

de içinde olduğu 90’larda ortaya çıkan Bağımsız Kadın İnisiyatifi<br />

bu dönemselleştirmeye sığmıyor. Ve Nilgün feminist tarih bize<br />

nasıl projeci diyebilir ki diye sordu.<br />

Simten: Dönemselleştirmeye yine de ihtiyaç duyuyoruz bence.<br />

Tarih yazmak aslında tarih yapmak da demek… Esen’in dediği<br />

gibi hep bir şeyler dışarıda kalıyor; egemen tarih anlayışında da<br />

bu böyle, alternatif tarih anlayışında da… Bence dönemselleştirme<br />

yapmak o dönem ağırlıklı olan ne ise ona bakmak demek<br />

aslında. Bunu yapmak da “Bugün neredeyiz?” sorusuna yanıt verebilmek<br />

için önemli diye düşünüyorum. Mesela evet, 90’larda<br />

proje <strong>feminizm</strong>ine kapılmayan örgütlenmeler var; ancak “Ağırlıklı<br />

olan, görünen, hegemonik olan ne? Feminist olduğu iddiasıyla en<br />

fazla kamusallaşan ne ya da marjinlere itilmeyen ne?” diye sorduğumuzda<br />

cevabın “Proje aktivizmi içerisindeki örgütlenmeler,”<br />

olduğunu görebiliriz. Tarihi okurken o dönem için egemen olanın<br />

ne olduğuna dikkat etmeliyiz yoksa ben de her dönemselleştirmenin<br />

bir şeyleri dışarıda bıraktığı fikrine katılıyorum.<br />

***<br />

Begüm: Ben farklı farklı noktalarda duyduğum kelimelere yönelik<br />

bir iki şey söylemek istiyorum. Özellikle queer hareketin içinde<br />

çok tartıştığımız için beni akademi mevzusu huzursuz ediyor.<br />

Mütemadiyen kendim de queer hareketin içerisinde olup, devamlı<br />

çatışma içerisinde olduğum bir durum. En yakın arkadaşlarımdan<br />

devamlı “Siz akademidekiler fil dişi kulelerden bakarak<br />

konuşuyorsunuz,” diye eleştiriler geliyor. Akademinin tabii ki de<br />

dünya ile ilişkilenmesini eleştirelim ama bir yandan da İnci dedi<br />

ya “Feminist akademisyenler çalışmalarında kocasına, çocuklarına<br />

teşekkür ediyor,” diye, biz nereden biliyoruz o koca nasıl koca,<br />

o çocuk nasıl çocuk, bunları bilmeden doğrudan nasıl eleştirebiliyoruz?<br />

Belirli dogma, kadın-erkek ayrımları ve hiyerarşilerini de<br />

varsayarak düşünmemiz gerekiyor .Bence bu hiyerarşiler içerisindeki<br />

düşünceleri biraz daha kırmamız gerekiyor.<br />

Akademi ve aktivizm ayrımı üzerinden düşündüğümde her<br />

iki alanın da dışlayıcı pratikleri olduğunu düşünüyorum. Çünkü<br />

mesela ben okulda çalışma koşullarım düşünüldüğünde, o kadar<br />

yoğun çalışıyorum ki aktivizmle ilişkilenmem mümkün olmuyor.<br />

Ayrıca bunun yanı sıra aktivizm alanına da öyle her isteyeni içine<br />

alıyor, herkes istediği zaman katılabiliyormuş gibi bir hava yaratılıyor<br />

ama böyle değil. Lambda’ya ilk gidişimde, doktora yapıyorum,<br />

çözmüşüm her şeyi (!) ama içeriye titreyerek girdim, nerdeyse<br />

otuz yaşında kadındım o zaman. Bu örgütler herkesin rahat<br />

girebildiği alanlar değil. Amargi Kafe ve Kitabevi olduğu dönemde<br />

giriş katında olması bile insan sirkülasyonu sağlayabiliyordu<br />

ama örgüt ile yeni ilişkilenmek isteyen biri olarak şimdiki yerine<br />

üç kat ya da SFK’ya iki kat çık çıkabilirsen. Dolayısıyla aktivizme<br />

dahil olmak kolay da akademiye girmek çok zormuş gibi konuşmamak<br />

lazım. Bunun yanı sıra aslında akademide ürettiklerimizle<br />

de aktivizmin alanını yaratabiliriz ve o nedenle de yazdığımız,<br />

çizdiğimiz şeylerin okunabilirliği bence çok önemli.<br />

Akademi aktivizm arasındaki bağın nasıl kurulabileceğine<br />

dair 2000’lerin başında Richa Nagar gibilerin çok geniş bir tartışması<br />

vardı: “Akademi ve aktivizm alanındaki kadınlar farklıyız<br />

ama birbirimizle konuşabiliyor muyuz?” diye soruyorlardı. Bu<br />

soruya Richa’nın cevaplarından bir tanesi “Ben Hindistan’daki<br />

kadınlarla da birlikte yazıyorum, onlarla birlikte yaptıklarımı<br />

İngilizceye çeviriyorum, İngilizceye çevirdiklerimi de lokal dillere<br />

çeviriyorum,” diyordu ama böyle bir şey mümkün mü? Bütün<br />

bunların hepsini yapabilmek için insanüstü bir varlık olmak lazım.<br />

Hangi bilgiyi ne kadar paylaştığımız yine sınırlı oluyor.<br />

Bir de Gülnur’un söylediği feminist hareketin gündemine<br />

cinselliğin bir türlü gelmiyor olma meselesi var. Tezimi yazarken<br />

fark ettiğim ve yazdıklarım Amargi’deki deneyimlerimdi, 2004-<br />

2005 senesinde Amargi şu anki Amargi’den oldukça farklıydı gerçi<br />

ama o dönem ensest davasına koşuyorsun, kadınların cinselliğini<br />

savunuyorsun ama bir Allah’ın kulunun erkek arkadaşı, kız<br />

arkadaşı olup, olmadığından hiçbir zaman haberim olmuyordu<br />

çünkü hiçbir zaman kadınlar kendi bedenlerini, kendi cinselliklerini<br />

konuşmuyorlardı. Varsa bir iki kişi kendi içerisinde fiskos<br />

konuşuyordu. Paradoksal bir şekilde Amargi’nin içerisinde cinsellik<br />

atölyeleri yapıyorduk aslında ama “Heteroseksizm nedir?” diye<br />

sorgulayıp, geçiyorduk.<br />

356 357

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!