13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />

tarafından reddedildi ama bastıra bastıra kabul ettirdik. Biz oraya<br />

oyuncakları yığdık. Sonra toplantılar oluyordu, yüz kişi, iki yüz<br />

kişi, insanlar sokağa çıkmaya başladı. Belli bir süre sonra sokağa<br />

çıkma saati de esnemeye başladı ailelerin. Mesela 17.00’da evde<br />

olmak, 19.00’da oldu, 21.00’da oldu.<br />

Bunları tartışırken feministlerle tanışmaya başladım, Pınar’la<br />

(Selek) tanıştık. Ve “Feminist örgütte böyle bir dert yoktur,” diye<br />

düşünüyordum. Şimdi benim küçük bir bebeğim var, iki buçuk<br />

aylık. Bugün mesela buraya getirmeyi düşünüyordum ama şöyle<br />

bir otokontrol oluyor: “Sessiz durur mu acaba? Ağlar mı? İnsanlar<br />

rahatsız olurlar mı?” Çünkü otobüste ağlamaya başlayınca herkes<br />

sanki çocuğu doğurmakla kötü bir şey yapmışsın gibi bakıyor.<br />

Bizim kendi içimizdeki bu sorunları konuşmuyoruz, kolaylaştırıcı<br />

bir şey de yapmıyoruz. “İki saat çocuğa bakar mısın?” diye birinden<br />

rica ettiğin zaman bir minnet duygusu oluşmaya başlıyor.<br />

Kadınlık deneyimi ya da kadınlık hissini dayanışarak geçirmek…<br />

Benim örgütlenme içinde yaşadığım sorunlardan biri bu.<br />

Banu: Mesela SFK’da anneler aralarında ayrı bir grup kurdular.<br />

Suna: Feminizmle ilgilenmek çalışan ya da bir yerden para desteği<br />

alan, bazen akademide olan ya da yazan, çizen kadınlara<br />

yönelik bir şey oluyor. Yani feminist hareket, <strong>feminizm</strong>e dair söz<br />

üretenleri yan yana getiremiyorken, kitleselleşmek meselesinde<br />

mahallelere gitmek, yoksullar dediğimiz insanlarla bir araya gelmek<br />

sonraki tartışmalar gibi geliyor.<br />

Sevinç: Çok güzel deneyimler anlattınız. Sizden daha şanslıydım,<br />

bir sürü örgütlenmelerin içine girerken Nilgün vardı yanımda.<br />

Örgütlenme konusunda ben şimdilerde daha farklı düşünüyorum.<br />

Feminist örgütler kendi içlerinde çok önemli şeyler yapıyorlar<br />

ama sürekli kendilerine çağırmak yerine genç arkadaşların<br />

durdukları yerde kendi eylemlerini yapabilmelerinin yolunu açacak<br />

bir şeyler yapabilirler. Mesela benim kendi açımdan gelip bir<br />

örgütün içine girmeyi artık bünyem kabul etmiyor. 1980 öncesi<br />

yaşadığım örgütlülük deneyiminden nefret ediyorum, bir yere<br />

ait asla hissetmek istemiyorum, feministim o ayrı bir şey ama bir<br />

grubun içine girmek beni acayip rahatsız ediyor, yine de girmiyor<br />

muyum? Barış İçin Kadın Girişimi’nin içindeyim, Ucube devam<br />

etse orada ucube olmayı çok seviyorum, bunlar ayrı ama gidip<br />

de orada birkaç yıl geçirdikten sonra, Esmeray’ın dediği gibi bazı<br />

şeylerin mutlaklaştığını görüyoruz. İşte şu an seslerini duyuyoruz,<br />

aşağıda çok büyük bir kalabalık yürüyor, benim için bir şey<br />

ifade etmiyor, sizler için de etmiyor herhalde. O mahallelere gidip,<br />

örgütlemek gibi bir şey hayal etmiyor herhalde kimse, ben<br />

böyle bir şeyin mümkün olduğunu zaten düşünmüyorum. Ama<br />

orada ‘üç, beş kişi bir araya gelip, bir şey yapabilir’in önünü açmak<br />

önemli. Kadınlar mutfakta dedikodu yaparken de çok yaratıcı şeyler<br />

yapabilirler. Yani biraz daha usul konuşan eylemlilikler yapılabilir.<br />

Eylemliliği sadece basın açıklaması yapmak anlamında<br />

söylemiyorum. Onun için kadınlar kendi içlerinde kendileri nasıl<br />

örgütlenebilirler? Biz taşımayalım ama kendi aramızda bunu<br />

mesele edebiliriz diye düşünüyorum, bunca yıl tecrübe yaşamış<br />

insanlar olarak.<br />

Yasemin: Şirvan’dan yola çıkarak aklıma geldi. Bazen de şöyle<br />

şeyler oluyor, ben Eskişehir’deki SFK’dayım, orada örgütlenmek<br />

zor bir şey, önce onu söyleyeyim. Hele ki bizim için daha da zordu,<br />

buradakilere hep anlatırım. Eskişehir’deki SFK’yı oluşturan<br />

öğrenciler var bir de hocalar var. Hem hiyerarşi var, yaş farkı var,<br />

ne ararsanız var yani. Ben üniversitede ders anlatıyorum o arkadaşlarıma,<br />

sonra çok rahat feminist yoldaş olarak ilişki kuruyoruz,<br />

bu da zor bir şey tabii.<br />

Banu: Sonra not veriyorsun.<br />

Nilgün: Hakikaten çok zor…<br />

Yasemin: “Mış” gibi yapıyoruz, hiyerarşi kalkıyor mu? Kalkmıyor.<br />

Bazen ben onlara hocalık yapıyorum, bazen onlar öğrenci gibi<br />

davranıyorlar. Ama çok öğreniyoruz. Her şey zor da vazgeçmemek<br />

lazım. Ben çok şey öğrendim. Sabırlı olmayı öğrendim, hocayken<br />

hoca değilmiş gibi olmayı öğrendim.<br />

Bizde önce duyuru grubuna üye oluyor arkadaşlarımız, sonra<br />

aktivitelere katılmaya başlıyorlar çünkü hiçbir şekilde tanışmadan<br />

birlikte bir şey yapmak çok zor oluyor. Bazen de duyuru grubuna<br />

üye oluyor, her hafta aktivitelere geliyorlar, üç ay geçiyor (biz<br />

genelde en az üç ay gelsin dedik), “Ben artık üye olayım,” diyorlar.<br />

Biz sanki karşılıklı flört ediyormuş da nazlanıyormuş durumuna<br />

giriyoruz. Biz de “Acaba gir dersek zorlamış mı olacağız?” diye düşündüğümüzden<br />

bir şey demiyoruz. Bu sefer de “Giremeyeceğim,”<br />

deyip, duyuru grubundan da çıkabilir. Üç beş kez arsızlık yapıp,<br />

“Duyuru grubundan artık emekli olacaksınız, ne yapıyorsunuz?”<br />

dediklerim oldu ama bazen de aşırı kibarlık ya da düşünce ilişki<br />

kurmayı zorlaştırıyor gerçekten. “Sol örgüt gibi olmayalım,” derken<br />

“Gel,” demeyi bile düşünür hale geliyorsun. (Gülüşmeler)<br />

Esen: Amargi’nin kuruluş döneminde yatay örgütlenmenin ya da<br />

Banu’nun dediği gibi yapısızlığın ne tür sorunlara yol açabileceğini<br />

öngörerek yazılmış şu anda güncel olmayan bir manifestosu<br />

var. Çünkü şu anda Amargi’li olan kadınların tamamı tarafından<br />

henüz tartışılmamış bir metin. O metinde birtakım ilkeler var mesela:<br />

Dedikodu yapılmayacak, şu olmayacak bu olmayacak gibi.<br />

Birinci sorum; bunlar nasıl hayata geçti, geçebildi mi? Geçerken<br />

328 329

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!