Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />
mofobisini ve transfobisini tartışıyor ama problem şu ki; heteroseksüel<br />
kadınlar olarak bu konularda önce kendimiz ikna olup,<br />
sonra bu taleplerle gelen kadınlara alanımızı açacakmış gibi tartışıyoruz.<br />
“Biz kimiz” ve “kimin alanı” soruları ortada duruyor. Oysa<br />
kendi transfobim konusunda ikna olmayı beklemeden Esmeray’ın<br />
talepleriyle birlikte olmam gerekir. Günün birinde bunun değişeceğine<br />
inanıyorum.<br />
Esmeray: Ömrümüz yeter inşallah.<br />
Nilgün: Peki, ben bu doğru yolu bulana kadar mesela Esmeray<br />
ne yapacak? Kendi talepleriyle gelmeyecek mi? Onun talepleri<br />
kimin talebi? Birlikte olamayacak mıyız? LGBT’lerin sorunları <strong>feminizm</strong>in<br />
temel sorunlarından biri değil mi? Şu sorunun cevabını<br />
vermemiz lazım bence, “Mesela feminist mail grubundaki son<br />
tartışmayı düşününce de LBT kadınlar alana girebilmek için benim<br />
ikna olmamı mı bekleyecek?” Bence bu sorunun cevabı başka<br />
bir yığın konudaki misal milliyetçilik konusunda, birbirimize<br />
beyanlarımız karşısında ne yapacağımıza ya da feminist olmayan<br />
kadınlarla ilişkimize dair sorulara ve cevaplara yol açabilir. Çünkü<br />
bir sorunun cevabını ararken farklılıklarımızın feminist hareket<br />
içinde kendini var etmesi, değişmesi, güçlenmesi ya da erimesine<br />
dair soruları da soracağız ve yanıtlarını da daha kolay bulacağız.<br />
Benzer bir sorunu Bağımsız Kadın İnisiyatifi’nde Kürt kadınlarla<br />
yaşamıştık. Gruptaki Kürt feministler bizimle çok uğraştılar<br />
çünkü dilimizle, reflekslerimizle ve benzeri bir yığın şeyimizle<br />
Türk’tük. Türk olmasak da öyleydi, çünkü egemen kültür bu.<br />
Gruptaki Jujin ve Jiyan’dan olan kadınlar feminist oldukları için<br />
Kürt hareketinden eleştiri alıyorlardı. Nerden baksak çok zor bir<br />
hayatları vardı. Grupta Kürt kadın kimliği politikalarının gündeme<br />
gelmemesini eleştiren Kürt kadınlarını her türlü sorunlu politika<br />
ve alışkanlığımızla çok yorduk. Ve sonunda Kürt feministler<br />
gruptan eleştirilerinin yanı sıra Kürt feminist örgütlenmesinin<br />
bağımsız yapılması gerektiğini söyleyerek ayrıldılar. Kalanların<br />
bir kısmı Kürt kadınların olmadığı bir grubun artık çok zayıf,<br />
gereksiz olduğunu söyledi. Hatta GEK yazılı bir metinle ayrıldı<br />
gruptan. Ben ve başka birkaç kadın Kürt kadınların gerekçelerine<br />
katılıyorduk ve ayrılma isteğini destekliyorduk. Çünkü insanın<br />
kendine feminist diyen başka bir kadına, bir feminist olarak ne<br />
hissettiğini, ne yaşadığını günlerce ya da yıllarca anlatması oldukça<br />
yorucu bir şeydi.<br />
Grup bir süre daha varlığını devam ettirdi ama sonra dağıldı.<br />
Ben yılın altı ayı çalışmak için İstanbul’dan ayrıldığımdan eksik ya<br />
da yanlış hatırladığım çok şey olabilir. Söylediklerimdeki bu eksik<br />
ve yanlışların düzeltilmesi ne kadar iyi olur.<br />
Birbirimizle çok sert tartışmalar da yaşadık. Bazen ağlayarak,<br />
bazen içerek sorunlarımızı çözmenin yolunu aradık. Bulduk mu?<br />
Sanmıyorum ama buna çok zaman ayırdık.<br />
Sürekliliği önüne koymuş bir grupta aidiyetin benzerler arasında<br />
değil, gruptaki herkese karşı duyulmasının esas sayıldığı bu<br />
BKİ benim için hâlâ çok önem taşıyor.<br />
Bir şey daha eklemek istiyorum, bugün olduğu gibi o zaman<br />
da kendi bedenlerimizden bahsetmiyorduk. Sokağa çıktığımızda,<br />
söz hep başka kadınların yaşadığı şiddet üzerineydi. Bugün<br />
de bunun birazcık böyle olduğunu düşünüyorum. Ay çok uzun<br />
oldu değil mi arkadaşlar? Ama yıllardan sonra bu konuda ilk kez<br />
konuşuyorum. Özlemişim. (Gülüşmeler)<br />
Esmeray: Ben biraz geç kaldım, kusura bakmayın ama çok mu<br />
geç kaldım? Banu biraz önce disiplinden bahsetti, benim hayatımda<br />
yok öyle bir şey. Ama iç disiplin iyi bir şeydir, o olmalı.<br />
(Kahkahalar)<br />
Ben kendimi ifade ederken deneyimim üzerinden anlatıyorum<br />
her şeyi (tiyatromu da öyle yaparım). Bugün de biraz öyle<br />
yapacağım.<br />
Ben de ilk feminist harekete girdiğim zamanlar Bağımsız<br />
Kadın İnisiyatifi’nin toplantılarına gidiyordum ve benim ilk feminist<br />
arkadaşım da Nilgün’dü. Şunu hiç unutmuyorum, aklımda<br />
çok yer etmiş: Bir toplantı vardı Şiirci’de, herkes kendini tek<br />
tek tanıtıyor. İlk dönem feministlerin hepsi vardı. Ben belli etmiyordum<br />
ama saygı gösteriyordum ilk feministler, büyükler diye.<br />
Herkes kendi deneyimini, neden feminist olduğunu ve neden burada<br />
olduğunu anlatıyor, sıra bana geliyor ben geçiyorum. Çünkü<br />
öyle şeyler anlatıyorlar ki, mesela kadının biri “Benim için zar bekaretti,”<br />
diyor. Sıra bana geliyor, benim zarım yok ki ne anlatacağım?<br />
Sonra bir başkası evliliğinden bahsediyor, evlenmiş, nikah<br />
kıymış, kocasından gördüklerini anlatıyor, bana sıra geliyor, o da<br />
yok, anam ben ne anlatayım? Anlatabildim mi? O gün susmuştum,<br />
Nilgün beni çok zorlamıştı ama konuşamamıştım çünkü<br />
daha çok yeniydik ve sonradan bu çok gelişemedi. Benim o farklılığım<br />
orada fark edilmemişti, fark edilseydi belki daha değişik<br />
konuşulurdu, ben de açılırdım. Son tartışmalarda da gördüğümüz<br />
gibi bu eksiklik halen devam ediyor maalesef.<br />
Ben kurtuluş arayışındaydım, Demet’le tanıştım ve ilk politik<br />
grubum ÖDP oldu. ÖDP’de erkekler çok fazla suratımıza da bakmıyordu<br />
ilk zamanlar. İçeri giremiyorduk ve bazen dua ediyordum<br />
“İnşallah Nilgün içeridedir,” diye. Adını da ezberlemiştim, Nilgün<br />
abla diyordum, bana çok kızıyordu. “Abla deme daha eşit olur canım,”<br />
diyordu. (Gülüyor) Nilgün olunca rahatlıyordum, ilçe baş-<br />
310 311