Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />
bütün üyelere açık bir mail grubumuz olmasına rağmen yüz yüze<br />
konuşabildiğimiz küçük gruplara ihtiyaç duyuyoruz ve bunun yararını<br />
çok gördük.<br />
Disiplin dediğin nedir? Ben disiplini şöyle anlıyorum: Ortak<br />
bir şeye karar verdiğinizde ona uymak; benim disiplin anlayışım,<br />
demokrasi anlayışım da bu. Yeter ki o kararın alınmasında ben<br />
de olayım. Diyelim, siz bir karar alıyorsunuz ve buna göre ayın<br />
1’inde yayın çıkacak. Olağanüstü birtakım durumlar olmadıkça,<br />
yayın komisyonunun görevi ayın 1’inde o yayını çıkarmaktır.<br />
“Olmadığında dünyanın sonu mu olur? Sizin buna karşı bir yaptırımınız<br />
mı var?” diye soracak olursanız, hayır SFK’da böyle bir<br />
yaptırım yok. Ama önemli olan, sizin yapmadığınız bir işin sonucu<br />
bütün grubu etkiler bunun bilincinde olmak, birlikte olduğunuz,<br />
politika yaptığınız kadınlara karşı sorumluluk duymak.<br />
Biz SFK’da oylama ile karar almıyoruz, bir kişi bile itiraz etse<br />
o kararı almıyoruz ama itiraz eden kişi bazen bakar ve “Tamam<br />
ya,” deyip yol verir. Bazen de vermez. Kritik durumlar oldu ve biz<br />
de -grubun geri kalanları arkadaşımızı ikna etmeye çalışsa da olmadı-<br />
örneğin 8 Mart’ta bir bildiri yayımlamadık. Üstelik önemsiz<br />
sayılabilecek bir konu değildi; 8 Mart’larda çıkardığımız bir<br />
bildiri söz konusuydu.<br />
Aidat meselesine dair de bir şeyler söylemek istiyorum.<br />
Faaliyet gösterdiğiniz gruba maddi katkıda bulunmak aslında politik<br />
bir tavır. O gruba sizin aidiyetinizi gösterir. Çünkü o aidatlar<br />
dergiye, büronuzun kirasına, içtiğiniz çaya, kahveye gidiyor.<br />
Biz SFK olarak proje bazında örgütlenen bir örgüt değiliz. Proje<br />
yapmadığımız ve fon almadığımız için aidat toplamaya mecburuz<br />
çünkü ancak bu şekilde SFK’nın masraflarını karşılayabiliyoruz.<br />
Kendi günlük hayatımızdaki harcamalarımızdan beş lira dahi<br />
olsa bir inanç uğruna para ayırmak bence önemli.<br />
Liberalizm sadece ekonomik olarak değil bütün hayatımızda<br />
o kadar büyük tahribatlar yarattı ki… Yani inançsızlık ve hiçbir<br />
fikre değer vermeme hastalığına karşı kıskançça kendi ideolojimize,<br />
fikirlerimize ve onları savunmak için gerekli araçlara ihtiyacımız<br />
var, bence ancak böyle mücadele edebilir, kadınlar olarak<br />
güçlenebiliriz.<br />
Feminist tarihe bir çentik<br />
Nilgün: Benim için feminist fikirleri, oluşumları açığa çıkarma<br />
gayretinin önemi Banu’yu dinleyince de iyice açığa çıktı. Ben de<br />
örgütlenmeye dair konuşurken bir yandan da Bağımsız Kadın<br />
İnisiyatifi’nin ne söylediğini, ne eylediğini aktarmaya çalışacağım.<br />
Bir yıldan fazla süren bir örgütlenmeydi, tam hatırlamıyorum,<br />
çünkü biz de kendi tarihimizi yazmadık, değil mi Lale?<br />
Lale: Üç yıl<br />
Nilgün: Üç yıl mı sürdü? Unutmuşum. Hayli uzun sürmüş. Doğru<br />
ya bir dolu şey yaşandı, tartışıldı ve eylem yapıldı.<br />
Bence Türkiyeli feministler olarak feminist tarihin açığa çıkarılmasında<br />
ciddi eksiklikler bıraktık. Neyse ki yavaş yavaş bu<br />
eksiklikler tamamlanıyor. Unutulanlardan ya da bilinmeyenlerden<br />
biri de İstanbul’daki Bağımsız Kadın İnisiyatifi’dir (BKİ).<br />
Diğeri, Kürt feministlerin çıkardığı Jujin, Jiyan, Roza dergileri ve<br />
çevresinde üretilen fikirler ve kadınlar. Burada Demokratik Özgür<br />
Kadın Hareketi’ne (DÖKH) de bir eleştiri yapmak istiyorum, çünkü<br />
DÖKH de Kürt Kadın Hareketi’ni kendisiyle başlatıyor. Bir de<br />
Eksik Etek Dergisi vardı. Bunlar fırsat buldukça çıkan dergilerdi.<br />
Hepsinin de faaliyeti birkaç yıl sürmüştür. Belki bu dergiler fotokopi<br />
yapılabilir, ya da sanal alemde yeniden yazılabilir.<br />
1990’ların ikinci yarısında çıkan sözünü ettiğimiz Kürt feminist<br />
dergileri Kürtçe/Türkçe çıkıyordu. Kürt kadın olmak, savaşta<br />
kadın olmak konularının tartışılmasında çok önemli yerleri vardır.<br />
Eksik Etek belki daha eski olabilir; o da çok önemli şeyleri tartışmıştır.<br />
Unutulanlardan biri de Ermeni kadınların örgütlenmesi<br />
Hay Gin’dir. Hatta daha iki, üç yıl önce Ermeni kadınlar, Ermeni<br />
Kadın Edebiyatçılar başlığında bir söyleşi yaptı. Orada Türkiye feminist<br />
hareketine yürekten katıldığım, bir eleştiri getirdiler: “Bizi<br />
görmediniz,” dediler. Memleketteki türlü çeşitli kadın örgütlenmelerinden<br />
bu söyleşiyi izlemeye gelen kadınların sayısı çok çok<br />
azdı. Hatırlatmaya ihtiyaç olmadan egemen olanın diğerlerini<br />
görmesi gerektiği ortada. Benim de hatırlayamadıklarım vardır<br />
illâ ki.<br />
Banu feminist politika ve feminist ilişkilenmeyi çok derli<br />
toplu anlattı. Ben kim bilir ne kadar dağınık olacağım. Bu muhabbetlerde<br />
bir yandan unutulmuşların yanı sıra şu anda var olanlarda<br />
da ne yaşandığını, ne yapıldığını bilmek kadınların bu hayatla<br />
mücadelesini kolaylaştırıyor.<br />
Son yıllarda yakın feminist tarihe ilişkin kadınların yazdığı<br />
yazılarda 1990’larda artık proje gruplarının olduğunu söyleyen<br />
cümleler okuduğumu hatırlıyorum. Resmi tarih zaten kadınları<br />
görmek istemiyor. Üstüne bir de feminist tarihi oluşturan sözlü,<br />
yazılı ve görsel dokümanlarda da hatırlanmayan, bilinmeyen çeşitli<br />
kadın örgütlenmelerinin yanı sıra örgütlenmeler içinde yaşadıklarımızın<br />
tarihini yazarken de resmi tarih anlayışının yaptığı<br />
gibi bir şeyleri dışarıda bırakıyoruz. Bence çeşitli nedenlerle<br />
feminist örgütlenmeler içinde kimi zaman esasa dair olan, eksik<br />
304 305