13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Feminist Örgütlenme<br />

kadınların özgür olmasını isterken bu arada kadınların şartlarını<br />

da iyileştirmek istiyoruz: kadınların güçlenmesinin, özgüven kazanmalarının<br />

yanı sıra yasal kazanımlar da istiyoruz.<br />

Feminist hareketin bana öğrettiklerini diğer kadınlarla paylaşmak<br />

benim için bir tür görev diye düşünüyorum. Biliyorsunuz,<br />

özellikle İkinci Dalga feminist hareketin gücü ve etkisi özel alanın<br />

politikasını yapmakla ortaya çıktı. Yani biz, özel denilen, burun<br />

kıvrılan, hayatımıza dokunmayan, bir politika istemiyoruz. Başka<br />

kadınları kurtarmak adına hareket etmek yerine önce kendi hayatlarımızdan,<br />

kendimizden başlayarak koşullarımızı değiştirmek<br />

istiyoruz. Gerçekten bir dönüşümden söz ediyorsak <strong>feminizm</strong>,<br />

bize son derece önemli imkanlar sağlıyor. Yeter ki bunun<br />

için uygun araçları yaratalım, birbirimize değelim, birbirimizin<br />

sözünün kıymetli olduğunu düşünelim ve birbirimize inanalım.<br />

Feminist örgütlenmenin ezeli soruları<br />

Bazen tabii şöyle savrulmalar yaşamadık değil: Hiyerarşi kurulmasın,<br />

aramızda şiddet olmasın, organlaşmaya gitmeyelim… Eğer<br />

politika yapmaya niyetliyseniz, fikirlerinizin etkili olabilmesi için<br />

sözünüzü iletebileceğiniz biçimler yaratmanız gerekiyor. Faaliyet<br />

yaparken, işbölümü yapıyorsunuz, hiyerarşi olmasa da deneyim<br />

farklılığı ortaya çıkıyor. Örneğin artık belli bir yaşa gelmiş, senelerdir<br />

mücadele içinde olan kadınlar olarak konuşmayıp, bir kenarda<br />

kaldığımızda sıkılıyoruz. Çok şey bildiğimizi düşünüyor<br />

ve çok konuşmak istiyoruz, çok da tekrar ediyoruz aynı şeyleri.<br />

(Gülüşmeler) Dolayısıyla bizim gibi kadınları frenleyecek şeyler<br />

lazım.<br />

Sadece o değil, sınıfsal, etnik, evli/bekar olma gibi farklılıklarımız<br />

da var. Örneğin SFK’da çocuklu kadınlar üzerilerinde çok<br />

ciddi bir yük olduğu için feminist politikanın içine giremediklerini,<br />

kendilerini uzak hissettiklerini ve gruptan belli beklentileri<br />

olduğunu dile getirdiler. Daha da önemlisi kendi hayatlarımızda<br />

o kadar darbe almış, ayrımcılığa uğramış, hayal kırıklıkları yaşamışız<br />

ki, bütün ihtiyaçlarımızı ait olduğumuz grupta doyurmak<br />

istiyoruz. “Niçin empati kurulmuyor, niçin beni anlamıyorlar<br />

(Gülüyor), ben söyledim, bana yanıt gelmedi,” deniliyor. Ben de<br />

yapıyorum. “Üç gündür mail yazmıyorum, kimse hatırımı sormuyor,”<br />

diyorum, “İnsan bir sorar öldüm mü kaldım mı?” diyorum.<br />

(Gülüşmeler)<br />

Kaktüs Dergisi’ni çıkardığımız dönem, 1989 yılının 8 Mart’ında<br />

Kadıköy’de bir miting yapılmasına karar verildi. Mitingde “Feministler<br />

adına konuşmayı sen yap,” dediler bana. Bu miting sol ve<br />

Kürt hareketinden kadınların da katıldığı çok büyük bir mitingdi.<br />

Ben de sosyalist ve Kürt kadınlara seslendim, yeterince <strong>feminizm</strong>den<br />

söz etmediğim için dergide yer alan kadınlar tarafından eleştirildim.<br />

Bence bugünden baktığımda arkadaşlarım haklıydılar.<br />

Tabii o zaman kırıldım ve kuşkusuz sadece bu nedenle değil ama<br />

kırgınlığımın feminist hareketten uzak durmamda etkisi oldu.<br />

“Ben öyle de olsam, böyle de olsam benim yanımda olmalıydınız,”<br />

gibi bir beklenti içine girdim.<br />

Bazen gerçekten söylediğimiz lafların nereye kadar gittiğini,<br />

hesap etmediğimiz oluyor. Yakın olmak güzel ama o yakınlık içinde<br />

özenli olmak da gerekiyor. Ve tabii açık olmak da. Dedikoduyu<br />

seviyoruz ama bazen verebileceği zararı kestiremiyoruz. Birbirine<br />

yakın kişilerin küçük gruplar içinde rahat etmesi, birbiriyle dayanışması<br />

çok anlamlı ve güzel ise de “diğer” kadınlarla araya konan<br />

mesafeyi iyi ayarlamak gerekiyor. Asıl önemli olan bir grubun kucakladığı<br />

bütün kadınların çıkarlarını gözetebilmek.<br />

Feminist örgütlenmeler gönüllü örgütlenmelerdir. Yani bizi<br />

buraya kimse zorla getirmiyor, kendi rızamızla geliyoruz. Ama örgütle<br />

kurduğumuz ilişki bir süre sonra gönlümüze göre olmamaya<br />

başlıyor. Aldığımız sorumlulukları yerine getirmiyoruz. Ve baskın<br />

karakterler varsa aramızda, istediğimiz kadar şeflere, hiyerarşilere<br />

karşıyız diyelim, eğer beceriklilerse, tecrübelilerse, tez canlılarsa<br />

bazı işler o kadınların ellerinde toplanıveriyor. Bir grupta şefiniz<br />

olmasa da en çok danıştığınız birileri varsa orada bir problem vardır.<br />

Danışılan kişiye de iş düşüyor tabii. Ama mesela okuma önerisi<br />

olarak gönderdiğimiz Joe Freeman’ın “Yapısızlığın Tiranlığı”<br />

makalesi, çubuğu biraz fazla bükerek bu yapısızlığın gizli hiyerarşiler<br />

doğurduğunu söylüyor. Bence diğer yandan bir grup içinde<br />

deneyimli kadınların olması da, grup için bir şanstır.<br />

“Biz bir kolektifiz, aramızda işbölümü yok,” dediğinizde bile<br />

her gün kararlarınızı nasıl aldığınızı ve nasıl uyguladığınızı gözden<br />

geçirmeniz gerekiyor. Gruptaki kadınların katılımı için neler<br />

yapıyorsunuz; bir kadın gruba üye olduktan sonra grupla olan<br />

ilişkisi nasıl sürüyor, canlı ilişki bitiyor mu gibi soruları sormanız<br />

gerekiyor. Keşke size daha somut, “Şunlar yapılmalı, bunlar yapılmasın,”<br />

diyebilseydim ama ne yazık ki böyle bir liste veremiyorum<br />

fakat şunu biliyorum: Hangi boyutta örgütlenme içinde olursanız<br />

olun, kadınları anlamak, açık olmak ve sevmek dışında elimizde<br />

önemli bir şey yok.<br />

Birbirimize empatiyle yaklaşmalıyız ve tabii ki bunun karşılıklı<br />

olması lazım. Bu empati de biraz yanlış anlaşılıyor, sizin tamamen<br />

kendi değerlerinizden sıyrılıp, onun yerine geçebilmeyi<br />

sağlamanız lazım. Bu da söylendiği kadar kolay bir şey olmuyor.<br />

300 301

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!