13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Trans<strong>feminizm</strong><br />

Koyama da bu iddiaya ilk elden karşı çıkmayalım; “Evet, doğru<br />

ama…” şeklinde yaklaşalım diyor. “Evet, trans kadınlar olarak istemediğimiz<br />

avantajlarımız oldu ama biz bu avantajları erkeklik<br />

deneyimini yaşatmak için değil güçlü, onurlu, feminist hareketin<br />

parçası olan, farklı kadınlık ya da translık deneyiminden gelen<br />

yoldaşlarla birlikte güçlenmek için kullanabiliriz,” diyor. Yani<br />

verilmiş olan bu avantajı “Hiç bize verilmedi,” diye inkâr etmek<br />

yerine “Evet, doğrudur ama bunun zulmünü de çektik, buradan<br />

edindiğimiz bu güçlenmeyi diğer güçlenme biçimleriyle birlikte<br />

paylaşabiliriz,” demek gerekiyor. Yani trans kadınların, erkek olarak<br />

yetiştirilmiş olmalarının feminist hareketi bölen değil aksine<br />

güçlendiren bir avantaj olabileceğini söylüyor Emi Koyama.<br />

Trans kadınların, erkek olarak doğmalarının ayrıcalıktan çok<br />

külfet olduğunu anlamak çok kolay aslında çünkü oğlan çocuğu<br />

olarak yetiştirildiler ve çoğu büyürken vücutlarından nefret ettiler.<br />

Birçoğu sert oğlan çocuğu gibi davranmadıkları için başka<br />

oğlan çocukları onlarla alay etti. Zulme uğradılar, utandırıldılar ve<br />

sıklıkla bunalıma girdiler.<br />

Trans erkek olmak nasıl bir toplumsal avantaja sahip? Bu<br />

bence çok tartışmalı bir konu. Birçok trans, yetişkin olduğunda<br />

bile işini, güvenliğini, aile ve arkadaş ilişkilerini tehlikeye atacağından<br />

açığa çıkarılma korkusuyla yaşıyor.<br />

Aligül: Aslında, trans erkekler de yaşadıklarını birbirlerine dahi<br />

çok fazla anlatmıyorlar gibi geliyor bana. Yaşanan baya bir cinsel<br />

şiddet var, sokakta yaşanan fiziksel şiddet var. Mesela iki kişinin<br />

deneyimini biliyorum ve bana anlattıktan sonra “Lütfen kimseye<br />

söyleme,” dediler. Dışarıdan bir başkası ilk önce erkek olarak algılıyor<br />

-trans erkeklerden bahsediyorum bu arada sadece- ama bir<br />

süre sonra konuşmasından, ses tonundan ya da herhangi başka<br />

bir şeyinden ötürü “Sen nesin ki?” gibi sorularla başlayıp, tacize<br />

kadar giden hikâyeler var. Geceleyin erkek çocuğu olarak algılanıp,<br />

arkadan saldırılanlar var.<br />

Gülkan: Birçok trans erkek, ibne oğlan çocuğu zannediliyor.<br />

Aligül: Evet. Bahsedilen o avantajlı durumu hayallerimde yaşamak<br />

isterdim ama maalesef gerçek hayatta trans erkek olmanın<br />

hiçbir avantajını görmedim. Mesela erkek tuvaletlerine girmek<br />

istiyorum ama girerken etrafı kolaçan ediyorum, kimse yoksa giriyorum.<br />

Hormon kullansam, bu sefer de çüküm olmadığı için bu<br />

eksikliği yaşayacağım gibi geliyor. “Tam bir erkek” ya da “tam bir<br />

kadın” hiçbir zaman hiçbir yerde yok ama senden “tam” olmanı<br />

istiyorlar ve bu yüzden sen de gündelik yaşamını sürekli bunun<br />

tedirginliğiyle yaşıyorsun. Tabii ki de bu sadece trans erkeklere<br />

has bir durum değil bütün trans bireylere bu “eksiklik” duygu-<br />

sunu yaşatıyorlar. Çünkü eğer o verili iki koddan (erkek, kadın)<br />

birine ait değilsen, öyle davranmıyorsan, öyle görünmüyorsan, senin<br />

söylediğin bu iki kodun dışında ise her seferinde ya alaycı bir<br />

gülümsemeyle ya da şiddetle karşılaşıyorsun. Maruz kaldığın bu<br />

davranışların bazısı seni yaralıyor, bazısını umursuyorsun, bazısını<br />

hiç umursamıyorsun.<br />

“Trans<strong>feminizm</strong>’le bunların bağlantısı ne?” diye sorarsınız<br />

şöyle bir şey var: “Siz LGBT’ler, biz feministler” şeklinde cümleler<br />

kuruluyor. Öyle değil işte, biz <strong>feminizm</strong>in içindeyiz, anlatabiliyor<br />

muyum? Feministler arasında trans bireyler olduğu düşünülmüyor<br />

ve üstelik “Sağındakinin, solundakinin trans olup olmadığını<br />

nereden bileceksin, söylemediği sürece,” denilebiliyor. Böyle bir<br />

cümle kurulduğu zaman kendimi çok dışlanmış hissediyorum,<br />

hâlbuki ben de feminist harekete emek veriyorum. En azından<br />

nasıl bir erkek olmam gerektiği üzerine uğraşıyor olmam dahi<br />

başlı başına bir emek diye düşünüyorum. Transların deneyimleri<br />

feminist harekete ait değilmiş gibi algılanıyor ama aslında feminist<br />

hareket zaten sokakta kadınların rahat yürüyememesinden,<br />

evde ya da başka bir yerde tacize uğramasından ve bunlara karşı<br />

koyabilmek için çıkmıştır. Biz de bunlara karşı koyuyorsak feminist<br />

hareketin bir parçasıyızdır, onun içindeyizdir.<br />

Gülkan: Aligül’ün sekerek üstünden gitmeye çalıştığı taşlara riayet<br />

etmeye çabalayarak bir şeyler söyleyeceğim. Transfeminist<br />

bakış açısı aslında büyük oranda interseks mücadelesinden öğrendiği<br />

gibi cinsiyetin, aynı toplumsal cinsiyet gibi atandığını ve<br />

inşa edildiğini savunur. Çok uzun yıllar toplumsal cinsiyetin verili<br />

değil inşa edildiğini savunduk. Beauvoir’ın “Kadın doğulmaz,<br />

kadın olunur” sözü ile toplumsal cinsiyetin inşa sürecine yaptığı<br />

vurgu daha sonra Butler’la Queer Teori’de cinsiyetin de inşası ile<br />

devam etti. Cinsiyet/toplumsal cinsiyet gibi kavram sıkıntısı çekiyoruz,<br />

gender Türkçeye toplumsal cinsiyet olarak çevrilmiş olsa<br />

da aslında bunun Türkçede tam bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum.<br />

Cinsiyetin inşa olduğu meselesini basitleştirmek için bir<br />

örnek vereyim: Bedenin kadın ya da erkek olup olmadığını belirlemek<br />

için bilimin tespit ettiği bir liste vardır, bu doğduğumuzda<br />

yapılıyor. Ben bir bebek doğurdum ve o testi yapışlarını<br />

gördüm. İnandığınız, düşündüğünüz bir şeyin yapıldığını somut<br />

olarak görmek çok acayip bir şey. Çocuğumun cinsiyetini atadıklarını<br />

gördüm. Tuhaf bir deneyimdi açıkçası. “Pipisi yerinde mi?<br />

Kukusu yerinde mi? Her şey doğru yerinde mi? Eksiksiz mi?” diye<br />

giden bir liste var. Bu bir olasılık kümesi, olasılık büyük oranda<br />

maviye kayıyorsa mavi, pembeye kayıyorsa pembe… Pembe–mavi<br />

262 263

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!