13.03.2013 Views

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

amargi_feminizm_tartismalari_kitap_2012

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İstanbul Amargi - Feminizm Tartışmaları Seks İşçiliği ve Feminizm<br />

den vergi alıyor yani aslında finansal olarak bu yerleri tanıyor.<br />

Kıbrıs’a seks işçileri hep yurtdışından geliyor, Kıbrıslı insanlar<br />

sanırım gece kulüplerinde çalışmıyorlar. Genelde de Eski<br />

Sovyet ve Asya ülkelerinden geliyorlar, geldikleri anda pasaportlarına<br />

polis tarafından el konuyor, bu kadınlar özgürce dışarı<br />

çıkamıyorlar. Zaten bu çalıştıkları mekânlar da şehir dışında.<br />

Girişleri, çıkışları tamamen kontrol altında... Yani burada<br />

seks işçiliği çerçevesinde konuşabileceğimiz pek bir durum yok.<br />

Sıla: Peki, Türkiye’de kadın ya da insan ticareti açısından nasıl<br />

dinamikler gözlemliyorsunuz? Bunun için yapılan bir şeyler var<br />

mı? Varsa neler yapılıyor?<br />

Şevval: Tabii ki burada da insan kaçakçılığı var ama insan ticaretiyle<br />

seks işçiliği birbirinden tamamen farklı şeylerdir. Birinde<br />

zor kullanma vardır, istek dışıdır. Bu Türkiye’de de, İstanbul’da da<br />

var. Kadın Kapısı’nın olduğu vakıfta insan ticaretiyle ilgili çalışan<br />

arkadaşlar var. Emniyetin yakalamayı başarabildiği insan ticareti<br />

mağdurları gizli bir misafirhanede misafir edilip, pasaport işlemleri<br />

yapılıp, ülkelerine geri gönderiliyorlar. Ama dediğim gibi ikisi<br />

tamamen farklı konular.<br />

Bir de beni çok etkileyen bir şey oldu. Ben yurtdışında bazı<br />

toplantılara katıldım. Batı’da seks işçiliği hareketini yürütenler<br />

genelde biyolojik kadınlar. Buradaki kadar ham, vahşi ve ilkel bir<br />

transfobi olmadığı için translar bir şekilde sisteme entegre olabilmişler,<br />

insan haklarını elde etmişler. Burada ise seks işçiliği hareketini<br />

yüklenen ve bunu sürdüren, aktivizmini yapan insanların<br />

%98’i maalesef trans kadınlar çünkü geleneksel ahlak, Müslüman<br />

toplum gibi bir sürü sebepten ötürü biyolojik kadınlar yıllardır bu<br />

mesleği yapıyor olsalar da seks işçisi olarak açılmak ya da protesto<br />

yürüyüşlerinde, basın toplantılarında görünmek istemiyorlar.<br />

Bizim bir tane mobil aracımız vardı, içini modifiye ettik,<br />

içine bir tane kahve makinesi koyduk, bir tane DVD oynatıcısı<br />

koyduk ve HIV/AIDS’le ilgili korkunç görüntüler gösterdik.<br />

Kondom kullanımını teşvik etmek için bazen korkutmak iyi<br />

olabiliyor. İstanbul büyük bir şehir, 20 milyon nüfusu var. Artık<br />

seks işçilerinin yoğun olarak bulunduğu başka bir sürü gettolar<br />

var. Beyoğlu’na ya da sosyal merkeze gelmek gibi bir alışkanlığı<br />

olmayan arkadaşlarımıza da ulaşmak istediğimiz için onları çalışma<br />

yerlerinde, çalıştıkları saatte ziyaret edelim dedik. Aracımızla<br />

ziyaret ediyorduk, o da çok enteresan bir deneyim oldu çünkü biz<br />

aracımızla gece saat ikiye, üçe kadar dolanıyorduk. Bize ilk bir ay<br />

inanmadılar, yaklaşamadılar, beni sivil polis zannettiler, onlara<br />

trans olduğumu söyledim, inanamadılar. Sonra gazeteci olduğumu<br />

düşündüler. Çünkü hayatlarında onlara karşılıksız bir şey ve-<br />

ren hiç kimse olmamış. Biz onlara sıcak kahve ve bir tane kondom<br />

veriyorduk. Oysa bu hiçbir şey değil aslında. Onlardan biri olmama<br />

rağmen bize yaklaşmaları bir ayımızı aldı ama benim için çok<br />

güzel bir deneyim oldu.<br />

Dilşah: Seks işçiliği yapan kadınlara ve translara belli ki devlet<br />

daha farklı davranıyor. Peki, kadınlar ve translar bu işi nasıl deneyimliyor?<br />

Farklı deneyimleri var mı?<br />

Şevval: Kesinlikle.<br />

Dilşah: Bir şey daha söyleyeceğim. Ayşe Tükrükçü’nün belgesel<br />

gösteriminden sonra söyleşisine katılmıştım. Orada şöyle demişti:<br />

“Transların bu işte yaşadıkları sorunlarla ilgili mücadele etme<br />

kapasiteleri çok daha fazla. O yüzden onlar bu işin hak savunuculuğunu<br />

daha fazla yapıyorlar.”<br />

Şevval: Hayır, Ayşe Tükrükçü’ye bu konuda katılmıyorum! İlk<br />

söylediğinle ilgili olarak söyleyeceklerimden 3. Dalga feministler<br />

hiç hoşlanmıyor. Benim gözlemlerime göre translarda bacak arası<br />

travması diye bir şey yok, kadınlarda var. Biz trans kadınlar en<br />

azından on sekiz yaşımıza gelene kadar “Bacaklarını kapat, sakın<br />

gösterme, namusun gider, ahlakın bozulur, indir, kapat, elletme,<br />

gösterme,” diye büyütülmedik. Demin dedim ya kırk yıldır bu<br />

mesleği yapan bir kadın kırkıncı yılın sonunda bile bacaklarını<br />

her açtığında o travmayı yaşayabiliyor. Biz translarda böyle bir<br />

travmatik durum yok. Yani biz bacaklarımızı açtığımızda bizim<br />

namusumuz kirlenmiyor. Ama tabii ki burada bir mağduriyet hiyerarşisi<br />

yapmak fevkalade tehlikeli… Bize insan hakları hocalarımızın<br />

ilk öğrettikleri şey buydu. Bir de feminist arkadaşlardan<br />

da aldık biz bu dersi. Feminist arkadaşlar da zamanında bundan<br />

muzdaripmiş, mağduriyet hiyerarşisi yapmayın diye bize sıkı sıkı<br />

tembih edildi. O yüzden birisi daha iyi, birisi daha kötü demek<br />

istemiyorum. Her iki grubun da yaşadığı travmalar farklı farklı,<br />

birisi diğerinden daha iyi veya kötü değil.<br />

Özlem: Son birkaç zamandır düşündüğüm bir şey var. Seks işçiliği<br />

mevzusunda bizim aklımızda da hep zorunlu seks işçiliği<br />

imgesi oluşuyor, çok kötü durumlarda çalışıyorlar…<br />

Şevval: “Zorunlu seks işçiliği” tanımını sadece transların yaptığı<br />

seks işçiliğinden bahsederken kullanıyoruz çünkü transların<br />

önünde başka meslek alternatifleri olmasına rağmen onlar seks<br />

içliğini seçmiyorlar, bunu yapmak zorundalar. Biyolojik kadınlar<br />

için durum daha farklı olabilir.<br />

Özlem: Ben başka bir şeye gelecektim. Son zamanlarda benim<br />

gözlemlediğim -hatta yakın zamanlarda bununla ilgili bir film<br />

de izledim- eğitimli, üniversite öğrencisi olup, eskortluk yapan<br />

kişiler var. Bununla ilgili Türkiye’deki sayı nedir, az mı çok mu<br />

240 241

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!