Göçün 50. Yılında Avrupa'da Din Hizmetleri-2 - Diyanet İşleri ...
Göçün 50. Yılında Avrupa'da Din Hizmetleri-2 - Diyanet İşleri ...
Göçün 50. Yılında Avrupa'da Din Hizmetleri-2 - Diyanet İşleri ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
etkisini/faydasını görmüşler. 2007<br />
yılında Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla<br />
Rotterdam’da Hollanda<br />
<strong>Diyanet</strong> Vakfına bağlı altı caminin<br />
kadın kolları Gültepe Camii din<br />
görevlisinin organizesi ile bir program<br />
düzenlemiş. Program için 1000<br />
kişilik bir salon hazırlanmış. Katılanların<br />
sayısı ise 1500 kişiyi bulmuş.<br />
Bu program Hollanda medyasında<br />
yer alıp büyük ses getirmiş. Bunun<br />
üzerine siyasiler, gazeteciler, yerel<br />
yöneticiler cami derneklerini ziyaret<br />
etmişler isteklerini, beklentilerini<br />
sormuşlar.<br />
Biraz da Hollanda’da cami derneklerine<br />
gelen genç kızlardan bahsetmek<br />
istiyorum. Bir akşam yaşları<br />
on beş - yirmi beş arası olduğunu<br />
tahmin ettiğim on iki genç kızla<br />
buluştuk, sohbet ettik.<br />
Her şeyden önce bu gençlerde<br />
dikkatimi çeken ideal eksikliğiydi.<br />
Deventer Merkez Camii- Hollanda<br />
Hollanda’da yaşayan Türk kadınları ve genç kızlar düne nazaran<br />
epey yol kat etmişler, ama kat edecekleri daha çok yolları<br />
var. Eğitim, kültür, çalışma, din vb. alanlarda ataşelikler,<br />
müşavirlikler aracılığıyla anavatanı arkalarında hissetmek, en<br />
azından yanlarında görmek istiyorlar.<br />
Gelecekle, iş hayatı ile ilgili çıtayı<br />
alçak tutuyorlardı. Ne olmak istedikleri<br />
hakkında konuşulduğunda<br />
eczacı asistanı, doktor asistanı<br />
diyorlar da, doktor ya da eczacı<br />
demiyorlar. Çocuklar üniversitede<br />
okuma konusunda istekli değil.<br />
Bunun iki nedeni olabilir; ulaşamayacaklarını<br />
düşünüyorlar ya da bir<br />
an önce hayata atılmak istiyorlar.<br />
Büyük ideallere yönlendirilmeye,<br />
güzel prototipleri tanımaya ihtiyaçları<br />
var.<br />
Kendilerinin bazı Türk gençlerinden<br />
daha iyi durumda olduklarını düşünüyorlar.<br />
“Osmanlı” dendiğinde “o<br />
ney” diyen, ya da “peynir markası”<br />
sanan arkadaşlarımız var, diyorlar.<br />
Kendileri de farkında; onlara<br />
kim olduklarını, tarihlerini anlatacak,<br />
yol gösterecek rehberlere,<br />
Türkiye’yi tanımaya ihtiyaçları var.<br />
Cami derneklerinden istekleri var:<br />
Oturup sohbet edecekleri, bilardo<br />
oynayacakları, fi lm seyredecekleri<br />
mekânlar istiyorlar. “Yaşıtımız Hollandalılar<br />
puplara gidiyor, erkek<br />
Türk gençleri de cami derneklerinin<br />
oyun ve sohbet salonlarından<br />
yararlanabiliyor, bizim için bu tür<br />
mekânlar yok” diyor genç kızlar.<br />
Camilerde hem öğrenmek hem<br />
eğlenmek istiyorlar. Görüştüğüm<br />
bu kızların hemen hepsi aile zoruyla<br />
değil, kendi istekleri ile geliyorlar<br />
camilere.<br />
Hollandalı yetkililer entegrasyon<br />
sorunundan bahsediyorlar, ama<br />
bu sorunun ortaya çıkışında kendi<br />
katkılarını göz ardı ediyorlar. Hollanda<br />
eğitim sisteminin her ne kadar<br />
eşitlikçi olduğu söylense de iş pek<br />
göründüğü gibi değil. Hollandalılar<br />
bulundukları semtteki okulda Türkler<br />
yoğunluktaysa başka semte gönderiyorlar<br />
çocuklarını. Ya da okul<br />
idaresi Hollandalıları bir sınıfa topluyor.<br />
Rotterdam’da liseyi bitirmiş bir<br />
genç kız anlatıyor bunları ve ekliyor:<br />
“Lise boyunca sadece bir tane Hollandalı<br />
sınıf arkadaşım oldu.”<br />
Türkçe rahat okuyup anlayacakları<br />
yayın sorunu var. Kendilerine<br />
yönelik yayınlar istiyorlar. Onlar<br />
için hazırlanan yayınlarda, bir bilinmeyenin<br />
başka bir bilinmeyenle<br />
anlatıldığını söylüyorlar. Kendi durumları<br />
dikkate alınarak hazırlanmış<br />
yazılı ve görsel yayına acil ihtiyaç<br />
hissediliyor.<br />
Görünen o ki; Hollanda’da yaşayan<br />
Türk kadınları ve genç kızlar düne<br />
nazaran epey yol kat etmişler, ama<br />
kat edecekleri daha çok yolları<br />
var. Eğitim, kültür, çalışma, din vb.<br />
alanlarda ataşelikler, müşavirlikler<br />
aracılığıyla anavatanı arkalarında<br />
hissetmek, en azından yanlarında<br />
görmek istiyorlar. Bu sağlanabildiği<br />
takdirde; Avrupa’da Türkiye adına<br />
güçlü bir ses, Hollanda gündeminde<br />
de yönlendirilen değil, gündem belirlemede<br />
etkin olmaları hayal değil.<br />
Aralık 2011 - 152 15