01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Aşağı kısımlarda bulunan derici <strong>ve</strong> halıcılarda çalıştım. Fakat deri <strong>ve</strong> halı pahalı malzemelerdi <strong>ve</strong><br />

kolay satılmıyordu. Eski dükkanda yaptığım etiket yükseltme işinin dedikodusu duyulunca, işime<br />

son <strong>ve</strong>rildi. E<strong>ve</strong> gitmekten de vazgeçtim. Cebimdeki para bitene kadar simit <strong>ve</strong> çayla yaşadım.<br />

Son paramla bir kutu Optalidon aldım. Ve hepsini yuttum. Gözümü açtığımda ‘Cerrahpaşa<br />

Hastanesi’ndeydim. Kafayı bulmak için dört tane yutmam yeterliydi. Fakat benim için yaşam<br />

bitmiş gibiydi. Ölmek için kutudaki bütün hapları yutmuştum. İki gün koma halinde yatmışım.<br />

Cebimde amcamın işyeri telefonunu bulmuşlar <strong>ve</strong> haber <strong>ve</strong>rmişler. Amcamın yanında Mahmut’u<br />

görünce çok şaşırdım. Neden bilmem ama, Mahmut gelmek istemiş.<br />

Hastane bahçesinde uzun bir nasihat faslı dinledim. Benim nasihate değil, umuda<br />

ihtiyacım vardı. Hastane bahçesinde oturup düşünmek istediğimi söyleyerek onları yolcu ettim.<br />

Cebime para sıkıştırmayı ihmal etmediler. Amcam çok iyi bir insandı. Yalnız, Mahmut da çok iyi<br />

bir insandı. Komadan çıktığımda doktor adayı iki gençle arkadaş olmuştuk. Geleceğin<br />

doktorlarından ‘Kenan’ <strong>ve</strong> ‘Hüsniye Pehlivan’ adlı bu iki genç, bana hastane sonrasında da<br />

yardımcı oldular. Hastane karşısında bulunan kah<strong>ve</strong>nin alt katında saatlerce ‘king’ oynarlardı.<br />

Günlerce tost <strong>ve</strong> çay ısmarlayışlarını unutamam.<br />

Ülke gittikçe karışıyordu. Gece sabahlamak için girdiğim karanlık yerlerde ‘ceset’<br />

görüyordum. Kaza ile en azından ‘şüpheli şahıs’ olmaktansa, mekanı terk eyliyordum. Şiddet<br />

almış yürümüştü. Her yer kan gölüydü sanki. Kimse kimseye gü<strong>ve</strong>nmiyordu. Hatta en yakın<br />

arkadaşa bile gü<strong>ve</strong>n kalmamıştı. İnsanlar çok gergindi <strong>ve</strong> saldırganlaşmıştı. Gündüz takıştığını<br />

gece öldürenler <strong>ve</strong> siyasi cinayet süsü <strong>ve</strong>renler bollaştıkça bollaşıyordu. Anlayacağınız, gelecek<br />

nesle taşınacak olan şiddet, tohumları atılmış <strong>ve</strong> çoktan yeşermişti.<br />

Yine bir gün Altıntepe’ye uğradım. Amcamın evinden uzak olan kah<strong>ve</strong>ye takıldım.<br />

‘Kılavuzçayırı’ tarafında dolaşırken, başka bir kah<strong>ve</strong>den bir tanıdığımı gördüm. Yaptığım<br />

işlerden haberi yoktu. Yeni açılmış olan bir elektronikçi dükkanına uğradık. Sahibi İsfendiyar ile<br />

iyi ahbap olduk. Uzun boylu, uzaktan gerzek tipli, her şeye sırıtan bir gençti. Dükkanı yeni<br />

açmıştı. Tam karşısında büyük biraderi vardı <strong>ve</strong> koltuk döşemeciliği yapıyordu. Bir süre<br />

İsfendiyar’ın yanında takıldım. Bir kızı seviyordu <strong>ve</strong> evlenme hazırlığı yapıyordu. Fakat kızı<br />

<strong>ve</strong>rmediler. Bu arada İsfendiyar ile aramız açıldı. Bir akşam tartıştık. Dükkanda yatıyorum ya,<br />

sabaha dükkanı ‘tam takır, kuru bakır’ bıraktım.<br />

Sabahın köründe oto teypleri, çeşit çeşit havyalar, elektronik malzemeler <strong>ve</strong> çok büyük<br />

bir radyoyu sığdırdığım büyük bir çantayla Bostancı istasyonundan trene bindim, Avrupa<br />

yakasına geçtim <strong>ve</strong> tanıdıklara teyp satarak çantayı hafiflettim. Beş oto teybi, üç havya <strong>ve</strong><br />

pusulalı, saatli, çok özel görünümlü büyük radyoyu bir türlü elden çıkaramadım. Para konusunda<br />

anlaşamayınca böyle şeyler olur. Tanıdığım birine bu çok özel radyoyu sattım. O yıllarda ithalat<br />

falan olmadığı için, radyonun kablosunu dükkanda unutmam işi biraz bozdu. Lakin kuv<strong>ve</strong>tli

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!