01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

parmaklıkların ardına sıkıştırılmıştı. Tek suçlu onlar mıydı? Bence en büyük suçlular, onları<br />

dışlayan aileleriydi. O yılların Türkiye’sinde büyükler kendileri ne biliyordu ki, çocuklarını<br />

eğiteceklerdi. Bizi akıllanmamız için kapattıkları kafesin terbiyecileri olan gardiyanlar mı bizi<br />

adam edecekti? Gardiyanlar bizden cahildi. Akılları fikirleri bir paket beleş sigara <strong>ve</strong> bir demlik<br />

çaydaydı. Ziyaret günleri gardiyanların mahkumu sevmesi bir başka olurdu. “Gözün aydın yeğen,<br />

sana çok sigara <strong>gelmiş</strong> yahu” Ve daha fazla gelen ne varsa, ortak olurlardı.<br />

Üç buçuk ay geçti <strong>ve</strong> üçüncü kez ‘Sulh’ mahkemesine çıktım. On dakikalık bir nasihat<br />

sonrası tahliye edildim. Tahliye olduğuma sevinmeli mi, yoksa üzülmeli miydim bilmiyorum.<br />

Bit kaynayan elbiselerim çöpe atıldı. Akşam yemeğini amcamın evinde yedim. Aylar<br />

sonra sıcak bir yemek <strong>ve</strong> sıcak bir yatağa kavuşmuştum. Tok bir karınla, babaannemin<br />

tabakasından arakladığım sigaraları içtiğim sıcak yatakta alt sübyan koğuşunu düşündüm hep.<br />

Demir kapı kapanalı iki saat olmuştu. Karavana sırasından yemeğini kapanlar. Sonra pikabın<br />

başında ‘aldırma gönül’ nakaratları ile sigara tüttürenler. Ve yatak muhabbetleri.<br />

Hırsızlık suçundan cezaevine girdiğimi öğrenmiş olan komşular, çocuklarını benden<br />

uzaklaştırdılar. Aklıma Kırıkkale geldi. Orada da komşular çocuklarını benden uzak tutmaya<br />

bakardı. Ben çocukken lanetlenmiş olmalıydım.<br />

Altıntepe’de kimse benimle arkadaşlık etmez olmuştu. Ahmet Rasim okulundan tanıdıklarım<br />

bile, yolda görseler geri dönüyordu. Eski sınıf arkadaşım <strong>ve</strong> Türkiye’de ki ilk aşkım Ayşegül bile<br />

benden kaçar olmuştu. İkinci aşkım İlknur, beni görür görmez yolunu değiştirdi. Bir zamanlar<br />

Almanya’dan <strong>gelmiş</strong> olduğum için yanımdan ayrılmayanlar, beni çok se<strong>ve</strong>nler, yolda görseler<br />

tanımaz olmuşlardı.<br />

Örnekspor’un minyatür top sahasında düzenlenen gece turnuvalarında gazoz satmaya<br />

başladım. Güzel para kazanıyordum. Ama turnuvalar uzun sürmedi. Gündüz maç yapan çocuklar,<br />

beni aralarına almazlardı.<br />

Babaannem iyice hastalandı. Yengem büyüyen çocuğuyla ev işlerine zor yetişiyordu.<br />

Amcam mesaiden mesaiye koşuyordu. Ben çalışmıyor <strong>ve</strong> hiçbir işe yaramıyordum. Akşam<br />

yemeğinden sonra sığıntı gibi oturmuş ya televizyon seyrediyor ya da hemen yatağa giriyor <strong>ve</strong><br />

hayallere dalıyordum. Almanya günlerim, okul yaşantım, spor salonlarındaki günlerim <strong>ve</strong> takım<br />

içinde kazandığım başarı nişanlarım. Her şeyin önümde olduğu günler. Aklıma Bergen eğitim<br />

hemşirelerinin söyledikleri geliyor: “Tanrı bize her nimeti sunmuştu. Devam ettirmek bize<br />

kalıyordu. Suç dünyasına girersek, yerimiz ıslahevi <strong>ve</strong>ya cezaevi olurdu. Ve toplumdan koparsak,<br />

nimetlerden yararlanamazdık.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!