01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Zaten öğlen yemeği vakti yaklaşmıştı. “Enişte, helva ekmek alıp geleyim” diye çıkarken, temiz<br />

giyeceklerimi de torbaya koyup uçtum. Bisiklete bindiğim gibi gördüğüm ilk kebapçıya park<br />

ettim. Üç porsiyon kebap, salata <strong>ve</strong> tatlı yedim. Annem zaten e<strong>ve</strong> tiner kokusu içinde gittiğimden<br />

şikayet ediyordu. Pis kıyafetlerden kurtulmuş oldum.<br />

Evimizde telefon olmadığı için, bir hafta gezip durumu idare ettim. Lakin eniştem <strong>ve</strong><br />

halam bize misafir gelince işin kokusu çıktı.<br />

Bir süre boş gezdim. Her akşam e<strong>ve</strong> girişimde aynı laflar başlar oldu: “Kazık kadar adam<br />

oldun. Seni bu yaşa getirdim. Mahmut’un akrabalarının seni görmesini istemiyorum. Git artık<br />

evimden.” Ben de gitmek istiyordum da, nereye gidecektim. Amcam yeni evliydi. Hala<br />

Kırıkkale’de yaşayan babaannem iyice yaşlanmıştı. Beni kim isteyecekti?<br />

Mahmut’un erkek kardeşi Serdar evimize geldi. Zayıf, uzun boylu, se<strong>ve</strong>cen bir insandı.<br />

Çok iyi anlaştık. Annem hemen bozuldu <strong>ve</strong> beni odaya kapattı. Günler sonra Mahmut’un en<br />

küçük kız kardeşi Betül geldi. ‘Maçka Lisesi’ne başlayacağı için, bizde kalacaktı. Annem<br />

önceleri isteksiz davrandı. Annem çoğunlukla marangoz aileye misafirliğe giderdi. Betül ile ilk<br />

yalnız kaldığımızda, bana insan muamelesi yapan ender bir insan olduğunu anladım. Çay<br />

hazırlayıp benimle uzun uzun konuşmasından büyük keyif alıyordum. Uzun zamandır bir insan,<br />

beni insan yerine koyup, sorunlarım üzerine konuşuyordu. Çalma işlerini neden yaptığımı,<br />

gelecekten neler beklediğimi sorardı. Betül’ü çok sevdim. Bana gerçek bir ablaymış gibi yakın<br />

davranıyordu. Aslında soğuk bir yapısı vardı. Kolay kolay insana yaklaşmazdı. Kendisi de<br />

sorunlu bir kızdı. Kısa boylu, esmer, pek gülmeyen ya da güldüğü zaman sadece gülmüş görünen<br />

bir insandı.<br />

Almanya’da Mahmut ondan bahsederken hep ‘Bettoş’ derdi. Çocukluğunda ona hep öyle<br />

hitap edilmiş. Bir gün ona ‘Bettoş’ diye hitap edince, “Bu ismi sen nereden biliyorsun?” diye<br />

şaşkınca baktı. Sonra ona hep aynı şekilde hitap eder oldum. Betül benim hayatıma bir şeyler<br />

katmıştı. Onunla saatlerce konuşmaya bayılıyordum. Marangozun kızı Gülbin ile müzik dinlemek<br />

istediğimde, annem küçük teybi <strong>ve</strong>rmezdi. Betül teybi poşete koyup arka odadan aşağı sarkıtırdı.<br />

Beni dinleyen <strong>ve</strong> anlayan bir insanla tanışmış olmam çok güzeldi. Betül benim için öğreticiydi,<br />

eğiticiydi, bana yakındı. Ü<strong>ve</strong>y halam olmasına karşın, bana bir kimlik kazandırmıştı. Onun<br />

sayesinde kendime gü<strong>ve</strong>nim artmıştı.<br />

Amcamın girişimleriyle kendisinin çalıştığı ‘Genoto-Bedford’ kamyon fabrikasında işe<br />

başladım. Sabah erkenden işe gidip, akşam dönüyordum. Yemekten sonra odama geçmem<br />

emrediliyordu. Emreden de sadece annemdi. Betül’den uzak olmam için elinden geleni

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!