01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yerine koymazdı. Teyzesinin evinde fazla oturmaya bile tenezzül etmezdi. Almanya gibi soğuk<br />

bir ülkede yıllarını geçirmiş olan annem, artık herkesten uzak, kendine özgü kurallarıyla yaşayan<br />

bir kadın olmuştu. Almanca konuşurken hatasını düzeltmem bile dayak yememe neden olurdu.<br />

Evimize yakın sayılan büyük parkta bir hareketlilik başladığını duydum. Tabii ertesi gün<br />

parktaydım. Alman hippiler kafalarına göre seyyar lunapark kurmuşlardı. Tenekelere top atıp<br />

vurana bira, çemberi çiviye geçirene sigara falan <strong>ve</strong>riyorlardı. Asıl para kazandıkları dalga çok<br />

başkaydı. Bizim Türk ‘pala dayılar’ kadar çabuk tezgaha gelen yoktur harbiden. Hepsi<br />

birbirinden güzel genç hippi kızlar, motosikletle iki mark karşılığında park etrafında tur<br />

attırıyorlar. Deri takımlar içinde sıkışmış olan incecik vücutları gerçekten çok harika<br />

görünüyordu. Bizim pala dayılar kızların arkasına biniyorlar, “Al sana on mark. Beş tur gezelim”<br />

diyorlar. Kızlar tur attırırken, pala dayılar da kızların ‘kase’ye yapışmış haldeler. Kızlar bozuk<br />

atınca, eller cebe gidiyor <strong>ve</strong> başka on marklar çıkıyor. Sonra uzanıp kızın kulağını öpüyorlar.<br />

Kızlar bozuk atınca, bu kez ‘yirmilik’ marklar çıkıyor. Kızlar sustu ya, pala dayılar yanaktan,<br />

boyundan öpmeye başlıyorlar. Kızlar <strong>yine</strong> caz yapınca, bu kez ‘elli’ <strong>ve</strong> ‘yüz’ marklıklar çıkıyor.<br />

Kızlar yoruluncaya kadar arkadan sarkıntılık muamelesi devam ediyor.<br />

Sonra pala dayılar aralarında “İşi bağladım. Yarın otele gidiyoruz” muhabbeti yapıyorlar.<br />

Lakin, çok bekleyecek avaller. Bizim hesapta ‘kurnaz’ pala dayılardan binlerce markı alıp uçmak<br />

kadar kolay iş olamazdı. Öyle haybeye top attırıp, çember sallatıp, motor turu yaptırmakla altı<br />

ayda kazanamayacakları parayı, üç günde kazanıp kaçardı hippiler. Sonra nerde başka Türk pala<br />

dayılar varsa, oraya göçerlerdi.<br />

Okulda bazen başarısız <strong>ve</strong> bazen başarılı olduğum dönemler yaşıyordum. Tek başarılı<br />

olduğum konu ‘spor’ oluyordu. Okulun futbol <strong>ve</strong> hentbol takımına seçilmiştim. Atletizm<br />

takımında da birçok başarı nişanı <strong>ve</strong> belgesi aldım.<br />

Zaman geçtikçe işsiz Alman ‘dazlaklar’ çoğalıyordu. Aynı sınıfta olan bazı arkadaşlarım<br />

da değişmeye başlamıştı. Bir kısmı biz Türkleri se<strong>ve</strong>rken, sevmeyenler çoğalıyordu. Okul dışında<br />

durmadan kavga çıkmaya başladı. Duvarlara ‘Türken Raus’ (Türkler Dışarı) yazılmaya başlandı.<br />

Motosikletli dazlaklar çoğalmaya başlayınca, Türk gençleri toplandı <strong>ve</strong> ‘Karayılanlar’ çetesini<br />

kurdu. Gece vakti Augsburg sokaklarında motosiklet gürültüsünden uyunmaz bir hale gelinmişti.<br />

Almanların oynadığı parklara eskiden zenciler giremezdi, artık Türkleri de sokmak<br />

istemez olmuşlardı. Okul müdürümüz <strong>ve</strong> aynı zamanda sınıf öğretmenimiz olan bay ‘Johannes<br />

Kachel, savaş zamanı askerlik yapmış <strong>ve</strong> İngilizlere esir düşmüş bir insandı. Alman gençliğinin<br />

artık <strong>ve</strong>rimli olamamasından yakınıyordu. Verimsizlik, işsizlik gibi nedenler, dazlakların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!