01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

uğraştım ben’ diyor da başka şey demiyor. Ramazan hatırına sopadan kurtuldum. Aslında<br />

yakalayamadığındandı da, film o senaryoya döndü.<br />

Çok başkaydı bayramlar. Postacısından tutun, çöpçüsüne varıncaya kadar tatlısı <strong>ve</strong><br />

harçlığı <strong>ve</strong>rilirdi. O yılların polisleri bile, mahalleleri gezip, yaşlıların elini öperdi. Yeni<br />

giyecekler, pabuçlar, şekerler, el öpüp harçlık koparmak için yağcılıklar başlardı. Çocuklar para<br />

toplardı ama yazı tura oyunuyla işi bana devrederlerdi. Hani, Müslüman malı ortak hesabı<br />

diyorum. Çünkü, benim elini öpeceğim <strong>ve</strong> boynuna sarılacağım kaç kişi vardı ki hayatımda.<br />

Günlük hayat böyle devam ederken, benim yaşantıma çok başka şeyler katacak olayları<br />

yaşamaya başladım. Babaanneme ilaç almak için çarşıya gidiyordum. Eczaneler hep<br />

merkezdeydi. Çarşının girişinde bir kalabalık gördüm. Yere düşmüş beyaz bir at, acı içinde<br />

kıvranıyordu. Bir şeyden ürküp at arabasını delice çektiği <strong>ve</strong> direğe çarptığı söyleniyordu. Ama<br />

çocukların fikri başkaydı: ‘Bu atın adı Apollo 11. At, direğe tırmanmak istemiş <strong>ve</strong> yarıya kadar<br />

tırmanmış. Ama at arabası ağır geldiği için tırmandığı direkten sırtüstü yere çakılmış’. Vay bee,<br />

insanımız doğru yolda yürüyemezken, beygirimiz direğe tırmanıyordu. ‘Hayaller’ denen uçsuz<br />

bucaksız denizlerle ilk kez o zaman tanıştığımı çok yıllar sonra anlayacaktım. Parlayıp direğe<br />

çarpan arabaya bağlı bir at, son hızla direğe çarpıp ağır yaralanıyor. Ama çocukların dünyasında,<br />

at direğe tırmanmaya karar <strong>ve</strong>riyor. Yarıya kadar tırmanıyor <strong>ve</strong> arabasının ağırlığı yüzünden yere<br />

çakılıyor. Bu fikirlere çok güldüm. Çünkü bana saçmalık <strong>gelmiş</strong>ti. Oysa, çocukların hayallerini,<br />

şahit oldukları olaylara yansıtmasının bir örneğiydi bu.<br />

Aynı akşam babaannem hastalandı <strong>ve</strong> beni halamın evine gönderdi. Yere tükürüp beş<br />

dakikalık süreyi başlattı <strong>yine</strong>. Olur, yirmi dakikalık yolu senin tükürüğün kuruyuncaya kadar hem<br />

gideceğim, hem de ağır okkalı halamı alıp geleceğim. Telefon falan nerdeee? Ve benden bedava<br />

<strong>ve</strong> hızlı telefon nerdeee? Halamın evine geldiğimde, kocasının ağabeyinin atölyesi önünde bir<br />

kalabalık gördüm. Eniştemin ağabeyi marangozdu <strong>ve</strong> kalas biçtiği hızar aletine parmağını<br />

kaptırmış. Hem de birkaç dakika önce. Yerde duran kopmuş parmağı gördüm. Kimse<br />

bakamıyordu. Adam bileğini tutmuş soluk bakışlarla etrafındakilere bakıyordu. Önce, yerde<br />

duran parmak parçasına, sonra kan fışkıran eline baktım. Kurban bayramlarında kesilen<br />

hayvanlar haricinde hiç bu kadar çok kan aktığını görmemiştim. Parmağına bağlanan kirli<br />

mendil, adamın yüzündeki beyazlaşma, mendilin kızıla boyanışı aylarca gözümün önünden<br />

gitmeyecekti. İlk kez bir insandan bu kadar çok kan fışkırdığını görmüştüm. Halam<br />

kayınbiraderine mi yoksa babaanneme mi bakacaktı. Ama o yıllar insanlık <strong>ve</strong> sadakat vardı.<br />

Halam ikisine de koştu. Zaten komşular da koşmuştu. Ama demek ki insan en yakınına daha fazla<br />

gü<strong>ve</strong>niyordu.<br />

Mahallede her şey aynı giderken, üstü açık kırmızı bir araba geldi. Karşımızdaki<br />

apartmanın sahipleri olduğunu duydum. Özel şoför inip kapıyı açtı. Sonradan öğrendim, bizim

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!