01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

devamlı görüyordum. Bu yüzden yenilmiyordum. Sarı cin ile takılıyorum ayağına millet benden<br />

korkmaya başladı.<br />

Sincan’dan ayrılmadan önce <strong>yine</strong> komik bir olay yaşadım. Belediye <strong>ve</strong> ahali işleri,<br />

sokaklara yerleştirilmiş hoparlörlerle anons edilirdi. Yine bir akşam yemeği zamanı heyecanlı bir<br />

anons yapıldı: “Sevgili Sincan ahalisi, yarın sabah çoluk çocuk, köylü, çiftçi, esnaf, kah<strong>ve</strong>ci<br />

herkes istasyonda olacak. Çocukların yakası temiz, tırnakları kesilmiş olacak. Herkes<br />

bayramlıklarını giyinsin. Yarın büyük gün. Yarın ‘Medeniyet’ ile tanışacağız”<br />

Bütün ahali şaşkın, herkes birbirine sorar durur: “Hele gardaş, bu medeniyet dediği ne ola<br />

ki?” Lakin kimse bir şey bilmez. Dedem ağır adam ya, hemen asılır kollu telefona: “Kızım, bana<br />

belediyeden birini bağla, ben Deli İpraaamm” Lakin bir bok öğrenemeyince uyuz olur. Ertesi<br />

sabah gelecek olan medeniyetin ne olduğundan belediyecilerin de haberi yoktur.<br />

Sabahın köründe istasyon tıklım tıklım dolu, herkes medeniyeti bekliyor. En çok<br />

çocuklar meraklı. Ben hemen işi ticarete döktüm. “On kuruşa söylerim, medeniyetin ne<br />

olduğunu” hesabı çekmeye başladım. Çocuklar önce yanaşmadılar. Ama sonra kulağıma<br />

fısıldamalar başladı. İstasyonun ıssız bir yerine gittik <strong>ve</strong> çocukları sıraya dizdim. “On kuruşu<br />

<strong>ve</strong>renin kulağına medeniyeti anlatırım.” Almanya’da gördüklerimden nameler sallıyorum.<br />

Çocuklar inanıyorlar.<br />

“Medeniyet göründüüü” diye bir ses duyuldu. Uzaktan mazotlu kırmızı bir lokomotif<br />

geliyor. Tek gördüğümüz bu. Üzerinde kravatlı adamlar <strong>ve</strong> şık giyimli kadınlar var. Lokomotif<br />

istasyona girdi. Kravatlılar o biçim karşılanıyor. Alkışlar, yaşasınlar falan filan yaygara işte. En<br />

çok itibar gören kravatlı mösyö, istasyonun kenarına kurulmuş kürsüye çıktı. Ben hemen kürsü<br />

dibindeyim. Elimden tutup yukarı çekti. “Tatlı çocuk, medeniyeti gördün mü evladım?” dedi.<br />

“Hani nerde?” deyince uyuz oldu. “Aha işte, medeniyet bu. Kara treni biz bitiriyoruz. İşte bu<br />

medeniyettir. Daha görmez misin” dedi. “Yoo, hani nerde medeniyet?” dedim <strong>yine</strong>. Bana her<br />

türlü hayvan sıfatını anında saydı. Almanca küfür ettim. Bana saydığı hayvan sıfatlılardan biri<br />

gibi baka kaldı. “Bu neymiş amca, biz U-Bahn, Es-Bahn ile geziyoruz. Canımız isteyince planör<br />

kiralayıp şehri tepeden seyrediyoruz” dedim. Adam çok kötü uyuz oldu. Bana <strong>yine</strong> iltifatlar<br />

yağdırırken, planöre ‘panör’ dedi. “Panör değil amca, planör, yani motorsuz uçak. Yaa, planör”<br />

dememle iyice sapıttı. “Bak bak, hayvana bak, motorsuz uçak olur mu? Aklı sıra benimle<br />

eğleniyor vatan haini. İn lan aşağı, adi seni” hesabına döndü iş. Başka bir çocuk aldı yanına, bana<br />

söylediklerini ona tekrarladı. Çocuk güldü <strong>ve</strong> kafa salladı. Kravatlı mösyö, çocuğa bir lira <strong>ve</strong>rdi.<br />

O bir lirayı kaybettiğime yandım. Mösyö tekrar konuşacağı sırada, “Panör değil amca, planör<br />

denir, planör, yaa” dedim <strong>yine</strong>. Adamın elleri bile titriyor. Başladı ağlamaya. Medeniyeti<br />

görmenin sevincinden ağlıyormuş.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!