01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dedem efendinin parasından harcayabildiğim kadar çok harcamaktı. Ve dört gün içinde on bir<br />

çocukla birlikte ancak on tane binlik harcayabildim. İki bin lira da aralarında bölüşmeleri için<br />

<strong>ve</strong>rdim.<br />

Pasaportum bende olsaydı, Almanya’ya doğruca İmmenstadt’a gider <strong>ve</strong> Karen’in yanına<br />

yerleşirdim. Ama bu imkansızdı. O anda tek amacım para harcamaktı. Bir taksiye bindim <strong>ve</strong><br />

“Almanya’dan izne geldik. Ankara’yı gezdir bana. Para sorun değil” dedim. Şoför neşeli bir<br />

adamdı. Saatlerce gezdik durduk. Sonra aklıma büyük amcam geldi. İçaydınlık semtinde<br />

oturduğunu biliyordum. Ama sokağı, apartmanı hatırlamıyordum. Aklımda kalan hayal meyal<br />

hatırladığım tek şey, oturdukları apartmanın altında bir oto galerisi olduğuydu. Yıllar öncesinden<br />

aklımda kalan tek şey buydu.<br />

İçaydınlık semtinin etrafını defalarca dolaştık. Ve sonunda galeriyi hatırladım. Şoförün<br />

parasını <strong>ve</strong>rip indim. Apartmanın zillerine baktım. Doğru <strong>gelmiş</strong>tim, amcamın adı <strong>ve</strong> soyadı<br />

yazılıydı. Zili çaldım.<br />

Beni görünce çok şaşırdılar. “Dedem beni bir haftalığına size gönderdi. Kendisi hasta”<br />

dememe inandılar. Yengem biraz soğuk davrandı. Hani, cahilleri sevmez, ‘asortik’ hatundur<br />

demiştim ya. Akşam yemeği sonrası misafirleri geldi. Tatlı olarak fıstıklı helva ikram edildiğini<br />

görünce şaşırdım. Meğer fıstıklı helva lüks tatlıymış. Asaleti simgelermiş. Lan ne işler yaa. Millet<br />

neleri asalet diye benimser olmuştu.<br />

Ertesi sabah tuvalete kalktım. Etrafa karşı katı kurallı, sert erkek amcamı sobanın<br />

küllerini boşaltırken görünce şaşırdım. Yengem de yataktan bağırdı: “Beceriksiz herif. Kaç yıllık<br />

evliyiz. Bir sobayı yakmayı öğrenemedin. Beyimiz soba yakacak. Çay yapacak. Kahvaltı<br />

hazırlayacak. Ne kadersiz kadınmışım ben yarabbi. Bula bula bu uyuz herifi buldum.” Amcama<br />

baktım. “Bunları duymamış ol” dedi. Param çok bol olduğu halde, “Beş liraya anlaşırız” dedim.<br />

Her yerim para doluyken bile, huylu huyundan vazgeçemiyor. Beş lirayı peşin aldım. Amcam<br />

sinirlice baktı, “Daha şimdiden beş kağıt kaptırdım. Dur bakalım, arkası ne olacak?” dedi.<br />

O yıllar büyük amcam ‘İller Bankası’ görevlisiydi. Dedem efendi kollu telefonuyla bütün<br />

Kırıkkale’yi bağlatıp ayağa kaldırmış. Lakin, benim Kırıkkale menzil alanı içinde olmadığımı<br />

öğrenince, iyice kudurmuş. İstanbul’da yaşayan küçük amcamı tanımazdı. Ama büyük amcamı<br />

biraz da olsa tanırdı. Asılmış <strong>yine</strong> kollu telefona <strong>ve</strong> başlamış santraldeki kıza bağırmaya.<br />

Sonunda amcamın çalıştığı bankayı buldu. Ve tabii amcamı da.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!