01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kimsenin bana dikkat etmeyeceğini söylüyordu. Jant kapaklarının nasıl söküleceğini gösterdi.<br />

Defalarca deneme yaptım. Çok kolay bir işti, tornavidayı kapağın kasnağına takıp bastırınca,<br />

kapak zaten kendiliğinden atıyordu. Gerisi gazeteye sarıp çöp varillerinin arkasına atmaya<br />

kalıyordu. Güzel abim, sabah çöp arabası gelmeden önce, belli çöp varillerinin bulunduğu beton<br />

bölümlerin arkasına bakacak <strong>ve</strong> paketi alıp gidecekti.<br />

Gece bizimkiler yattıktan sonra çıktım. İlk gece beş takım toplayıp çöp varillerinin<br />

arkasına attım. Ertesi gün okula geldi <strong>ve</strong> bana dört adet kağıt beş mark <strong>ve</strong>rdi. Bozdurmam kolay<br />

olsun diye bozuk olarak <strong>ve</strong>rdiğini söyledi. İşimi yaptıktan sonra paramı alacak <strong>ve</strong> her şeyi<br />

unutacaktım. Hayatımda ilk kez yirmi mark sahibi olmuştum. Okulda ‘Brezel’ (Alman Simidi)<br />

yemekten kurtulmamın başlangıcıydı bu jant kapakları. Ayrıca, aradığım, hayal ettiğim heyecan<br />

duygusunu da yakalamıştım. Televizyonda seyrettiğim gangster, soygun, dolandırıcı<br />

filmlerindeki adamların kaçış sırasında duydukları heyecanı artık daha iyi anlıyordum. Evden<br />

gizlice çıkarken heyecan vardı. Sessiz bir kaçış vardı. Sokaklarda eğilerek yürümek <strong>ve</strong> Mercedes<br />

aramak vardı. Mercedes’i bulunca, etrafı iyice gözlemek <strong>ve</strong> tornavidayı takmak, yavaşça<br />

gerdirmek <strong>ve</strong> kapağı sessizce attırmak. Çantamdaki gazetelere sararken çıkan hışırtıların<br />

duyulması heyecanı vardı. Taşımak <strong>ve</strong> belli çöp bölmelerine atıp hızla ilerlemek <strong>ve</strong> arada bir<br />

huylanıp arkama bakmak <strong>yine</strong> ayrı bir heyecandı. Sonra gizlice e<strong>ve</strong> girip odama dalmak <strong>ve</strong> hala<br />

süren dizlerimdeki titremelerin geçmesini beklemek, heyecanın son anlarıydı. Paradan başka,<br />

heyecan vardı işin içinde.<br />

Aklıma Kırıkkale’de kurduğum küçük çetem gelirdi. Eğer bu kadar parayla onların<br />

yanına gitseydim, taparlardı bile bana. Artık öğlen yemeklerini okul kantininde değil,<br />

karşısındaki pastanede yiyordum. Hem de en az beş kızla birlikte. Pastalar, sütlü kah<strong>ve</strong>ler, mey<strong>ve</strong><br />

suları bol bol geliyordu. Sınıftan sonra okulda da saygınlığım arttı. Yüzde yüz faizle borç para<br />

<strong>ve</strong>rmeye başladım. Borcunu zamanında ödemeyene evinden bir eşyasını getirtiyordum. Ama<br />

hoşuma gidecek <strong>ve</strong> ihtiyaç duyduğum tür eşyalardı bunlar. Almanların sahip olduklarından daha<br />

fazlasına sahip olmalıydım ben. Öyle ki, bir arkadaşıma <strong>ve</strong>rdiğim para yirmi markı geçmişti.<br />

Ödeyemeyeceğini biliyordum. Ama ona para <strong>ve</strong>rmeyi kendim teklif ediyordum. Sonra, şahane<br />

kalem kutusunu, pergel takımını, ‘Adidas’ yağmurluğunu, çizmelerini <strong>ve</strong> sonunda bisikletini<br />

aldım. Bisikleti e<strong>ve</strong> götürmem imkansız olduğundan, bir Türk aileye ucuz yollu sattım.<br />

Jant kapaklarını <strong>ve</strong>rdiğim patronum okula para <strong>ve</strong>rmek için geldiğinde, onu ‘hızlı<br />

gangster’ olarak anlatıp, bana <strong>ve</strong>rdikleri eşyaları kimseye anlatan çocukların evlerinin bile<br />

yakılabileceğini söylerdim. Hepsi korkarlardı. Bazen aklıma eser <strong>ve</strong> eşyalarını aldığım çocukları<br />

öğlen yemeği için pastaneye götürürdüm. Aslında onlara iyilik için değil, arada bir yemlemek <strong>ve</strong><br />

kendime saygı kazanmak için pastaneye götürüyordum. Hani, ‘çok şeyimizi aldı. Ama <strong>yine</strong> de iyi<br />

arkadaş’ dedirtmek istiyordum. Ve onları pazar günleri küçük lunaparka götürüp her oyuncağa<br />

bindirmekle, saygınlığımı artırıyordum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!