01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aşlamıştım. Kıskançlığın ne olduğunu artık anlıyordum. Karen benden başkasını se<strong>ve</strong>mez,<br />

sarılamaz <strong>ve</strong> öpemezdi. Karen benim her şeyimdi, sevgim, aşkım, Karen benim hayalimdi.<br />

Bir cumartesi ü<strong>ve</strong>y babam Mahmut <strong>ve</strong> annem bir Türk aileye misafirliğe gittiler. Ben<br />

uyumak istediğimi söyleyerek evde kalmıştım. Çekmeceden para alıp montumu giydim <strong>ve</strong> evden<br />

çıktım. İstasyona gittim. Bir bilet aldım <strong>ve</strong> trene bindim. Yaşım küçük olduğu için kondüktör<br />

beni yakaladı. Ailemin yiyecek almakla meşgul olduğunu söyleyerek ondan kurtulmayı başardım.<br />

Tren hareket ettiğinde koltuğa oturdum. Yanımda genç bir Alman erkek vardı. Eşi <strong>ve</strong> kızı arkada,<br />

kendisi ön koltuktaydı. Onlarla hemen samimiyet kurdum. Bilet kontrolü sırasında adamın eşiyle<br />

konuştum. Kondüktör hiçbir şey anlamadan bilet kontrolü yapıp uzaklaştı.<br />

Alman aile erken indi. Koltuğumda yalnız kaldım. Dışarıdaki karanlığa bakıp, saatler<br />

sonra ulaşmak istediğim sıcak kolları, gülen yüzü görür gibiydim. Coburg’dan Münih’e, oradan<br />

İmmenstadt’a gidecektim. Hayalime, Karen’e kavuşacaktım. Bilet kontrolü sırasında, kondüktöre<br />

Alman aileyle birlikte olduğum havasını <strong>ve</strong>rmiştim. Onların indiğini görünce beni sormuş. Yeni<br />

tanıştığımızı öğrenince hemen bana koşmuş. Orası Türkiye değil öyle, canı sıkılan kaçsın. Küçük<br />

yaşta özgürlük yoktu.<br />

Kendimi polis merkezinde buldum. Uzun bir süre sorularla canımı sıktılar. Deli numarası<br />

yaptım. Komiser bana çikolata ikram ederken şöyle dedi: “Oğlum, deli de olsan, manyak da<br />

olsan, burada bir ailen olmalı. Türkiye’den tek başına gelmedin ya. Uğraştırma beni.” Aileme<br />

teslim edilmekten başka bir şey olmayacaktı. İnadı bırakıp ev sahibimiz Rosa’nın ev numarasını<br />

<strong>ve</strong>rdim. Çünkü bizim evimizde telefon yoktu. Rosa e<strong>ve</strong> haber <strong>ve</strong>rmiş. Sabaha karşı Rosa, Helmut,<br />

annem <strong>ve</strong> ü<strong>ve</strong>y babam geldiler. Rosa <strong>ve</strong> Helmut dayak yememi engellemişlerdi.<br />

Ertesi gün güzel bir dayak yedim. Annem “Karen’e değil mi, ona gidecektinÖ.” diyerek<br />

vurmuştu.<br />

Gece olunca çekmeceden para <strong>ve</strong> sigara, fırın tepsisinden börek alarak <strong>yine</strong> evden<br />

kaçtım. Bir süre sokaklarda gezdim. Bir bankta bulduğum gazeteyi okudum. Vakit geç olunca,<br />

çöp varillerinin sıkıştırıldığı beton bölüme saklandım. Gazeteyi yere sererek üzerine uzandım.<br />

Acıkınca börek yedim. Yere uzanıp yukarı baktım. Karanlık bir gökyüzü <strong>ve</strong> soluk görünen<br />

yıldızlar vardı. Karanlık <strong>ve</strong> Yıldızlar. Kendimi yıldızlardan birinin yerine koydum. Bir sigara<br />

yaktım. Ben de aynı yıldızlardan biri gibiydim. Beni anlayanları kaybediyor <strong>ve</strong> anlamayanların<br />

dünyasında yaşamak zorunda kalıyordum. Sanki, koskoca karanlığın bir yıldızıydım ben.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!