01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

En alt kat onların hayvan <strong>ve</strong> yem sattıkları bir dükkandı. Okul sonrası onların dükkanında<br />

çalışmaya başladım. Ama Rosa önce derslerimin bittiğini gördükten sora çalışmama izin <strong>ve</strong>rirdi.<br />

Coburg dışında bir çiftlikleri vardı. Bir gün beni de götürdüler. Maymunlar, papağanlar,<br />

çok uzun bacaklı köpekler vardı. Hayatımda hiç o kadar uzun bacaklı köpek görmemiştim. Ben<br />

bile yanlarında ufacık kalıyordum. Rosa’ya sordum; “Bu köpekleri özel olarak sirkler için<br />

yetiştiriyoruz’ dedi. Zaten belliydi, yoksa yollarda gezecek bir şekilleri yoktu. Öyle köpek mi<br />

olurmuş? Üstelik Karen’in minnacık Sosis köpeğini hatırladıkça daha çok şaşırmıştım. İsteyenler<br />

için ‘saldırgan’ köpek eğitiyorlardı. Her gidişimde azgınlaşan Alman Kurt köpeklerinin eğitimini<br />

seyretmeye bayılırdım.<br />

Yeni okuluma çabuk alıştım. Sınıfta her sabah matematik sorusu vardı. Ve matematik<br />

konusunda bir numaraydım. Matematik öğretmenimiz bayan Meier (zaten her okulda, soyadı<br />

Meier olan en az bir öğretmen olurdu) şeker <strong>ve</strong> çikolata ödüllerini bana <strong>ve</strong>rmeye alışmıştı. Bazen<br />

sınıfa girer girmez ödülleri benim masama bırakıp yerine geçerdi. Hiç olmazsa masama getirmek<br />

zahmetinden kurtulmuş oluyordu.<br />

Müdürümüz çok sert <strong>ve</strong> katı disiplinli bir adamdı. Bir gün sınıfta birinin sıra rafından<br />

çikolatası çalınmış. Yeni geldiğim için benden şüphelendiler. Müdür geldi <strong>ve</strong> beni kulağımdan<br />

çekerek sınıftan dışarı çıkardı. “Sen geldin <strong>ve</strong> hırsızlık oldu” derken kırmızılaşmış yüzüyle<br />

bağırıp durdu. Sınıfa girmememi söyledi.<br />

Ama öğlen paydosunda çikolatayı kimin çaldığı ortaya çıktı. Başka bir Türk çocuk<br />

çikolatayı yemiş <strong>ve</strong> kağıdını gizlice çöpe atarken, Alman çocuklar görmüş. Müdür geldi <strong>ve</strong> sınıfta<br />

benden özür diledi. Bana iki paket çikolata hediye etti. Ama neye yarardı ki? Okuldan<br />

soğumuştum.<br />

Sonraki günler matematik başarım durdu. Sanki beynim çalışmaz olmuştu. Bayan Meier müdürle<br />

görüşmüş <strong>ve</strong> bana iki gün izin <strong>ve</strong>rildi. Müdür bana karşı kendini çok mahcup hissediyordu.<br />

İki günlük iznimi Rosa ile dükkanda geçirdim. Rosa bir yere gidecekti <strong>ve</strong> dükkanı bana<br />

bıraktı. Helmut başka bir yerde çalışıyordu. Rosa bana defalarca kafesteki maymundan uzak<br />

durmamı <strong>ve</strong> asla kuyruğuna dokunmamamı söylemişti. Bunu söylemeseydi aklıma bile gelmezdi.<br />

Maymun arkası dönük şekilde muz kabuklarıyla oynuyordu. Ve kuyruğu kafesin dışındaydı.<br />

Kuyruğunu tutup çektim. Maymun demirlere sıçradı. Epey bağırdı ama kuyruğunu bırakmadım.<br />

Sonra asla dost olamayacaktık.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!