01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

güzel olduğu için seçim yapmak zor oluyor.<br />

Bir cuma günü okulu süslememiz söylendi. Bir gün içinde okulu rengarenk kurdelelere<br />

boğduk. Her yerde ampuller asılı. Rengarenk nikelajlar ışıkları yansıtıyor.<br />

Pazar günü özel şoförlü, şık giyimli adamlar ile kadınlar geldi. Hepimize hediyeler<br />

<strong>ve</strong>rdiler. Bu insanlar hayatlarında çok başarılı olmuş zengin insanlardı. Tek ortak noktaları,<br />

ilkokulu Bergen’de bitirmiş olmalarıydı. Her yıl Bergen’in yeni öğrencilerine örnek olmak için<br />

geliyorlardı. Oyuncaklar, pastalar <strong>ve</strong> daha neler <strong>ve</strong>rdiler bize.<br />

Artık büyüyorduk <strong>ve</strong> daha önemli bilgiler öğrenmemiz gerekiyordu. Derslerimize<br />

insanlık ile ilgili konular eklendi. Kayak yaptığımız dağlar, yediklerimiz <strong>ve</strong> içtiklerimiz, havuzda<br />

yüzmemiz, tenis oynamamız <strong>ve</strong> yaşadığımız her şey ‘Tanrı’nın bir nimetiydi. Akıllı <strong>ve</strong> iyi<br />

vatandaş olduğumuz taktirde, yaşadığımız bu nimetlerden hep faydalanabilecektik. Ama,<br />

yolumuzu şaşırdığımızda ıslahevi <strong>ve</strong>ya cezaevlerinde yaşamaya mahkum olacaktık. Ve bu<br />

nimetlerden uzak kalacaktık. Yaşam, Tanrı’nın bizlere bağışlamış olduğu en büyük nimet idi.<br />

Yaşamı Tanrı bağışlamıştı ama biz devam ettirmeliydik. Tanrı bize üç sermaye <strong>ve</strong>rmişti: akıl,<br />

fikir, mantık. Aklımızla düşünüp fikrimizi yürütecektik. Ve mantığımız terazimizdi. Mantık<br />

terazimizle tartıp, karar <strong>ve</strong>recektik. Her zaman için öğrenip küçüklerimize iyi örnekler<br />

oluşturacaktık. Kendimizi hep yenilemek, aşmak zorundaydık. Yoksa küçüklerimiz bizi<br />

dinlemezdi. Dünya adlı gezegen döndükçe değişim oluyordu. Ama biz bu değişimin gerisinde<br />

kalırsak, toplumda yerimiz kalmayacaktı. İyi vatandaş olduğumuz sürece, toplumun bir<br />

parçasıydık. Ama ilerde hala toplumun bir parçası olarak kalıp kalmamak <strong>yine</strong> bizim elimizdeydi.<br />

Çünkü, kazık kadar adam olduğumuzda hala öğretmenlerimiz <strong>ve</strong> eğitim hemşirelerimiz<br />

başımızda olmayacaktı. Biz kazık kadar olduğumuzda, öğretmenlerimiz binlerce başka çocukla<br />

uğraşıyor olacaktı.<br />

Öğrenmek, durmadan öğrenmekti yeni hayatım. Almanca dergiler, kitaplar<br />

dayanmıyordu bana. Öğretmenlerimin günlük gazetelerini bile onlardan önce okuyordum. Çoğu<br />

çocuk güncel olaylarla pek ilgilenmiyordu. Ama ben, öğretmenlerimle tartışmayı becerir<br />

olmuştum. Hatta öğretmenlerim bazı konularda bana fikir sormaya başlamışlardı. Okul<br />

yatakhanesi, havuz saatlerinin uygunluğu, kamp sırasında karşılaştığımız sorunları ben<br />

halletmeye başladım. Sınıf <strong>ve</strong> okulda örnek öğrenci olarak gösterildim. Yeni aşkımın adı, Monika<br />

idi. Sarı saçlı, mavi gözlü <strong>ve</strong> cılız bir kızdı. Onu da geç keşfetmiştim. Hem de peşimden çok<br />

koşturduğu halde.<br />

Yine kış geldi <strong>ve</strong> yeşil dağlar bembeyaz oldu. Ders sonrası müdürün odasına gitmem

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!