01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sonraları annem mesaiye kalmaktan vazgeçti. Oma <strong>ve</strong> Karen ile yakınlığımı bozdu.<br />

Karen sabah kapıyı çalıp beni okula götürmek istediğinde, hasta olduğumu <strong>ve</strong>ya başka bahaneler<br />

söyler oldu. (O zamanlar anlayamazdım ama yıllar sonra kıskançlık duygusunun ne olduğunu çok<br />

iyi anlayacaktım.)<br />

Artık Oma <strong>ve</strong> Karen’i sadece camdan görür olmuştum. Çünkü annem işe giderken kapıyı<br />

üzerime kilitlemeye başladı. Onlarla görüşmemi tamamen yasakladı. Okula da hasta olduğumu<br />

söylemişti.<br />

Bir pazar sabahı annem <strong>yine</strong> işe gitmişti. Balkondan bahçeye atladım. Kapıyı çaldım.<br />

Karen beni görünce güldü <strong>ve</strong> birden sarıldık. “Keşke annem sen olsaydın” dedim. Zaten kendisi<br />

beni oğlu gibi görüp seviyordu. Birlikte kahvaltıya oturduk. Oma uyuyordu. Ama benim sesime<br />

uyanıp geldi. Onunla da sarıldık. Benim <strong>ve</strong> Karen’in gözleri hep birbirine bakardı. Ona<br />

hayrandım. Hayatımda onun kadar se<strong>ve</strong>bileceğim bir kadın daha olamazdı. Biz sanki bir<br />

mey<strong>ve</strong>nin iki yarısıydık. İnce <strong>ve</strong> zarif elleriyle ellerimi tutması bile beni delicesine mutlu ederdi.<br />

Pazar gününü lunaparkta geçirdik. Akşama doğru tavukçuya gittik. Arabasıyla gezdik.<br />

Annem saat sekizden önce gelmezdi. Ama aksilik işte, o gün erken <strong>gelmiş</strong>ti. Oma ile kavga etti,<br />

evin önüne geldiğimizde arabadan inmeye çalışan Karen’in üzerine saldırdı. “O benim oğlum.<br />

Sen kimsin?” dedi. E<strong>ve</strong>t, ben annemin oğluydum. Ama her sıcaklığı bana Karen <strong>ve</strong>rmişti. E<strong>ve</strong><br />

girer girmez annem beni dövmeye başladı. Ama orası çocuğunu istediğin gibi dövüp<br />

tekmeleyebileceğin Türkiye değildi.<br />

Geceye doğru kapı çaldı. Annem açtı <strong>ve</strong> polisleri gördüm. Annem korkmuştu. Beni bir<br />

daha dövmeye yeltenmesi halinde, elinden alınıp yurda götürüleceğimi söyleyip gittiler. Annem<br />

hemen aşağı indi <strong>ve</strong> Karen’e hakaretler etmeye başladı. Karen hiç cevap <strong>ve</strong>rmedi.<br />

Birkaç gün sonra sabahın çok erken saatinde uyandım. Vücudum titriyordu.<br />

Hastalanmıştım. Annem bir köy kadını bilgisiyle bana sıcak içecekler hazırladı. Titremelerim<br />

çoğalıyordu. Karen’e gitmek istediğimi söyledim. Annem deliye döndü. Hastaneye gitmem<br />

gerekiyordu. Fakat annem ülkemde olduğu gibi böyle şeyleri önemsemiyordu. Öksürükler<br />

çoğalınca taksi çağırmak için gideceğini söyledi. “Karen götürsün beni” dedim <strong>ve</strong> <strong>yine</strong> çıldırdı.<br />

Hasta olmasam dayak yiyecek olduğumu söyledi. Olanca gücümle ‘Kareeeen’ diye bağırdım.<br />

Artık isyan etmiştim. Sehpayı kaldırıp annemin üzerine attım. Omzuna geldi. Yine Karen’e<br />

bağırdım. Kapı çaldı. Koşup açtım. Sarı geceliği <strong>ve</strong> siyah saçlarıyla karşımda duruyordu. Uykulu<br />

gözleriyle daha da güzel görünüyordu. “Seni çok seviyorum. Hastayım, beni doktora götür”<br />

dedim.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!