01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

arkadaşım şeytan abilerini onlara gösteri<strong>ve</strong>rdim. Tabii, biraz aksesuar daha vardı. Sonraları bütün<br />

harçlıklarını bana <strong>ve</strong>rir oldular. Bir kez arkadaşım şeytanı görmeleri yetmişti onlara.<br />

Bir süre sonra bizim ahşap bina sakinleri ev aramak zorunda kaldı. Ben görmedim ama<br />

bir heyet <strong>gelmiş</strong> <strong>ve</strong> her an çökme tehlikesi olduğunu rapor etmiş. Peki, yıllardır akılları neredeydi<br />

acaba? Ne fark ederdi, yirmi Türk insanı ölseydi ne olacaktı sanki.<br />

Diğer Türkler <strong>yine</strong> ucuz <strong>ve</strong> ahşap yerlerde ev bulmuşlardı. Apartman içinde Türkler pek<br />

istenmezdi. Almanların haklı olduğu bazı konular vardı, televizyonda oynayan filmi kaçırmamak<br />

için, salonun ortasında yemeklik malzeme kavurup salondan her yere leş gibi koku yayanlar,<br />

aşağı inmeye üşenip çöp dolu poşeti camdan fırlatanlar, cam kenarına oturup soydukları patates,<br />

soğan gibi yiyeceklerin kabuklarını aşağı atanlar, Almanları deli ediyordu.<br />

Yeni evimize yerleştik. Eşini yıllar önce kaybetmiş yaşlı bir kadın <strong>ve</strong> esmer kızı ev<br />

sahibimiz olmuştu. Yaşlı kadına, ‘Oma’ (büyükanne) demeye başladım. Kızı Karen genç <strong>ve</strong> çok<br />

güzeldi. Sabahları işe giderken, beni de arabasına bindirip okulun kapısına kadar bırakıyordu.<br />

Karen, bir oğlu olmasını çok istemiş ama evleneceği bir erkekle karşılaşmamıştı. Oma, torunu<br />

olmadığı için bana çok sıcak davranıyordu. Karen zaten benim için deli oluyordu. Kendi<br />

memleketimde, yakınlarımda bulamadığım sıcaklığı onlarda bulmuştum. Annemin yüzünü bile<br />

göremez olmuştum. Ama yeni dünyamda Karen vardı. Sanki, yedek bir anne kazanmıştım. Her<br />

yere beraber gider olduk. Hayatıma Karen <strong>ve</strong> oma girdikten sonra okulumda en başarılı öğrenci<br />

oldum. Öğretmenim bile şaşkındı. Karen’i bir saat göremesem çıldırıyordum. Almanlar sarışın<br />

olur ama Karen aksine esmerdi. Kar yağarken kürk giyerdi. Sırtına kadar uzanan siyah saçlarıyla<br />

arabaya binişine hayrandım. Beyaz çizmeleri ona çok yakışırdı.<br />

Cumartesi <strong>ve</strong> pazar günleri Karen çalışmazdı. Opel marka arabasıyla oma <strong>ve</strong> beni orman<br />

yoluna götürmeye başladı. Bir de köpekleri vardı. İnce vücudu uzayıp gidiyordu. “Bu köpeği çok<br />

mu çekiştirdiler de bu kadar uzadı” dememe kahkahalarla gülmüşlerdi. Köpek ‘sosis’ cinsiydi.<br />

“Bunun salamı, sucuğu da var mı” dediğimde, Karen beni kucakladı. Karen kah<strong>ve</strong> suyu ısıtırken,<br />

oma ile kırlarda dolaşırdım. Sosis köpek kuyruk sallayarak peşimizden gelirdi. Karen için ilk<br />

papatya topladığımda çok sevinmiş <strong>ve</strong> bana ‘oğlum’ diyerek sarılmıştı. Neden benim annem<br />

böyle değildi? Neden bir arabası yoktu? Neden Karen kadar yakın değildik? Annem olmadığında<br />

hep onların evinde olurdum. İki katlı, çok güzel bir evleri vardı. Bahçelerinde güller, kuş<br />

yemlikleri, mermerden basamakları vardı. Her sabah uyandığımda bahçeye bakardım. Küçücük<br />

kuşlar yemliklere saldırırdı. Sonra su içip giderlerdi. Hayatımda ilk kez insan muamelesi<br />

görüyordum. Hem de iki Alman tarafından. Benim için onlarsız bir yaşam olamazdı artık.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!