01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Olcay ile çok sahnen var. Filmdeki adın ‘Şeytan Memo’. Motosikletli bir serseriyi oynayacaksın.<br />

İlk filmin olmasına rağmen, söylediğim gibi Zuhal Olcay ile çok sahnen var. Bu fırsatı<br />

değerlendirmeye bak. Senaryoyu al <strong>ve</strong> oku. Yarın <strong>yine</strong> bu saat bana gel, konuşalım.”<br />

Çaylarımız tazelendi <strong>ve</strong> beni tanımak için sorulara başladı. Yarım saatlik bir soru<br />

yağmurundan sonra e<strong>ve</strong> uçtum. Şeytan Memo, yani benim rolümün yazdığı yerler, ispirtolu<br />

kalemle çiziliydi. Ve gerçekten Mahinur’un söylediği gibi, ilk filmim olmasına rağmen rolüm<br />

uzundu. Daha boya yapacak akıl kalır mı bende?<br />

Akşam nevalemi hazırladım. İçkimi yudumlarken, senaryoyu okudum. Sonra bir daha<br />

okudum. Aklıma Cihangir’in karanlık <strong>ve</strong> susuz evi geldi. İspirto kokteylleri, pislik, yalnızlık<br />

içinde son umut olarak gördüğüm <strong>ve</strong> hurda bir daktiloyla yazdığım ilk romanım bana kapıları<br />

açmaya başlamıştı. Üstelik ikinci romanım Sel Yayınları’nda okunuyordu.<br />

Ertesi gün <strong>yine</strong> Mine Film’e gittim <strong>ve</strong> oynayacağımı söyledim. Mahinur çok sevindi. Ya<br />

ben, sevincimden uçmadım mı anasını kiralayayım. Nisan ayı ortasında hazır olmam gerektiğini<br />

söyledi. Para konusunu sonraki hafta uğrayıp, yapımcı Kadri Yurdatap ile görüşecektim.<br />

Boya işlerini bitirdim. Yeni evim hazır olunca taşındım. Bir radyo programını dinlerken,<br />

bilgisayar konusu işleniyordu. Genç bir çocuk, ucuza da bilgisayar sahibi olunabileceğini söyledi<br />

<strong>ve</strong> bir telefon numarası <strong>ve</strong>rdi. Bir kez <strong>ve</strong>rdiği halde, kafam kıyak olmasına rağmen aklımda kaldı<br />

<strong>ve</strong> hemen telefona sarıldım. Adının Oğuzhan olduğunu söyleyen başka bir genç çıktı telefona.<br />

Bilgisayar almayı düşündüğümü söyledim. Tam pazarlamacıydı “puşt.” Üç dakkaya bin kelime<br />

sığdırdı. “Hoop dur artık. Bin çeşit mal saydın. Sadede gel” dedim. “Para neymiş ağabey, önemli<br />

olan insanlık” demez mi? Fiyat bana çok geldi <strong>ve</strong> biraz beklemesini söyledim.<br />

Mine Film’den aradılar <strong>ve</strong> Nisan ayının yağmurlu geçmesi ihtimalini göz önüne alarak<br />

çekimlerin Mayıs ayına ertelendiğini haber <strong>ve</strong>rdiler. Haydi gel de bekle bakalım. Sel Yayınları’na<br />

giderek film işini anlattım. Okudukları kitabım açısından olumlu bir puan oldu.<br />

Yine beklemelerdeyim. Ve bir gün telefon çaldı. Organ hırsızlığını içeren ‘Kızıl Havuzlar<br />

Cehennemi’ adlı romanımı basmaya karar <strong>ve</strong>rdiğini söyleyen İrfan Sancı arıyordu. Yayınevine<br />

uğradım <strong>ve</strong> konuştuk. İrfan Bey <strong>ve</strong> eşi Selma Hanım’a şöyle bir baktım. Aynı boyda, aynı ende,<br />

tam birbirine yakışan minik bir aile olduklarını düşündüm.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!