01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Halam <strong>ve</strong> başka komşularla onlara gittiğimizde, “acı su istiyorum” diye fısıldardım<br />

kulağına. Ve yukarı çıkıp acı suyunu içerdim. Altı yaşındaki bir çocuğun cinsel organından ne<br />

olacaktı. Ama ağzına alıp uzun uzun emmesinden çok hoşlanırdım.<br />

Herkes şaşkınlık içindeydi, on beş yaşlarındaki bu kız beni nasıl kuzu kadar masum hale<br />

getirmişti. Benim kadar olmasa bile, en azından yaramaz çocuğu olanlar ona koşar olmuştu.<br />

Herkes onda bir sihir olduğunu düşünüyordu. Ama sadece beni tedavi edebileceğini söylerdi.<br />

Kim bilecekti ki, tedavi şekli cinsel organından ağzıma akıtıp içirdiği acı suyuydu. O kız benim<br />

ilk aşkımdı. Onu hala hayal meyal hatırlarım. İnsan ilişkilerine bakarak, onun bana yaptığı doğru<br />

mu yoksa yanlış mıydı, onu bilemem. Ama bana bir sıcaklık getirmişti diyebilirim.<br />

Kız bir süreliğine Ankara’ya gitti. Ve <strong>yine</strong> azdığım bir gün, babaannem halama geldi.<br />

Yemekten sonra beni alıp evine götürdü. Yolda hiç konuşmadık. E<strong>ve</strong> girdik. “Sokak yasak.<br />

Evden dışarı çıkmak yasak. Odaya gir” dedi.<br />

Ama ne de olsa babaannemdi <strong>ve</strong> iki günden fazla dayanamadı. Yine bahçeye çıktım.<br />

Yılanlarımı buldum. Ellerimi yalayıp dişlerinin arasında hafifçe sıkarak oynamalarından, beni ne<br />

kadar özlediklerini anlayabiliyordum. Hükmetmesini bildikten sonra, yılanlar bile insana köle<br />

olabiliyordu.<br />

Ertesi sabah depoya girdim. Yılanlardan biri yoktu. Ama biri turşu küpünün yanında<br />

durmuş öylece bana bakıyordu. Yanına yaklaştım. Yılanımda bir huzursuzluk vardı. Çünkü ben<br />

insandan çok hayvan sezgileriyle hareket eder gibiydim. Kapıdan çıktı <strong>ve</strong> bana baktı. Peşinden<br />

gittim. Alt bahçe komşumuz olan bunak ihtiyarın bahçesine girmek yasaktı. İkinci yılanımı<br />

üç parça halinde buldum. Bu anlattıklarımı kabullenmeniz belki zor olacak ama yılan da bir<br />

hayvandır, bir canlıdır. Se<strong>ve</strong>r, mutlu olur <strong>ve</strong> üzülür. Ve kalan yılanım, sevmişti, mutlu olmuştu.<br />

Sonunda da üzülmüştü. Üç parça halindeki yılanı babaanneme götürdüm. İçimi kaplamış olan<br />

nefret yüzünden ağlamıyordum bile. Tek düşündüğüm şey, o bunak ihtiyarı uyurken eviyle<br />

birlikte yakmaktı.<br />

Babaannem bağırarak bahçeye çıktı. “Ne istedin şu zavallı hayvandan. Bir lokma ekmek,<br />

bir tas süt gözüne mi battı hayvan herif” diye bağırmaya başladı. Bunak ihtiyar çıkıp bir de<br />

“bahçeme girip otlarımı yiyordu. Sahip çıksaydınız malınıza” dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!