01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

evin henüz bitmemiş iki katı yok olu<strong>ve</strong>rmişti. Haykırışlar, yüksek sesli dua sesleri ortalığı<br />

çınlatıyordu. Bana bakan yoktu. Ama benim keyfim yerindeydi. Onların delice koşuşturması<br />

benim için güzel bir oyundan farksızdı. Elimdeki balonumu sallayarak kahkahalarla gülmeye<br />

başladım. Çocuklarını kucaklamış <strong>ve</strong> yere uzanmış insanlara kahkahalarla gülmeye devam ettim.<br />

Korku dolu yüzler bana bakar olmuştu. Yer hala sarsılıyordu. “Bu çocuğun ruhuna şeytan<br />

yerleşmiş” diyenler oldu. Ağacın tepesinde, elimde balonla onlara şeytanı hatırlattığımın farkında<br />

değildim. Ben anlatırken uzun gibi görünüyor. Ama her şey çok kısa bir süre içinde oldu.<br />

Sarsıntılar durdu. Hiç kimse yerinden kıpırdayamıyordu. Meyhanenin kabadayı erkekleri bile<br />

yerden kalkamaz olmuştu. Onların şaşkın bakışları arasında ağaçtan aşağı atladım. Balonumu<br />

kurtarmıştım ya, benim için önemli olan buydu. “Tavuklardan farkınız yok sizin” deyişim hala<br />

aklımdadır. E<strong>ve</strong>t, onların koşuşturmaları bana eniştemin tavuklarını hatırlatmıştı. Sopayla<br />

kovaladığım tavuklar <strong>ve</strong> kazlar, aynı öyle kaçışırdı.<br />

Deprem sonrası insanlar benimle konuşmak bile istemez olmuştu. Onlara göre ben,<br />

ruhumu şeytana satmıştım. Uzak mahalleler bile benim şöhretimi duymuştu. Geçtiğim yerlerin<br />

pencerelerinde sohbet eden kadınlar bile içeri kaçıp pencereyi kapatıyordu. Çocukların yanıma<br />

yaklaşması bile yasaklanmıştı.<br />

Bir süre sonra beni tanınmış bir hocaya götürdüler. Hoca aynen şöyle demişti: “Bu<br />

çocukta şeytan meytan yok. Bu çocukta olan tek şey, zeka taşması. Çok şey yapabilecek birisi.<br />

Ama yapamadığı için çıldırıyor, sapıtıyor.”<br />

Daha sonra babaannemin bir komşusu halama <strong>gelmiş</strong>ti. Ben bebekken evimize çingene<br />

bir falcı <strong>gelmiş</strong>. Çingene falcının söylediğine göre, alnımda bir ‘yıldız’ varmış <strong>ve</strong> geleceğim çok<br />

parlak olacakmış. Ne yıldızmış ama gün geçtikçe karanlıklarda boğuluyordum. Gün geçtikçe,<br />

umutsuzluklara, yalnızlıklara teslim oluyordum.<br />

Yine azgınlıklarım <strong>ve</strong> dayakların hakimiyetinde geçen günlerden birinde, beni sessiz <strong>ve</strong><br />

sakin bir kuzuya çevirecek en güzel duyguyu yaşadım. Mahallede şişmanlığıyla tanınan bir kadın<br />

komşumuz vardı. Dört <strong>ve</strong>ya beş kızı vardı sanıyorum. İlk gençliğe yeni adım atmış olan<br />

kızlarından biri, beni evlerine götürdü. Benim bir daha yaramazlık yapmayacağımı, kendisinin<br />

beni tedavi edeceğini söyledi. Evlerinin küçük asma katında bir depo vardı. Adam olmam için,<br />

önce kitap okumayı öğrenmem gerekiyormuş. Okumayı zaten erken öğrenmiştim. Beni aldı <strong>ve</strong><br />

depoda tedavi etmeye başladı. Hem de öyle bir tedavi ediyordu ki, onun esiri, kölesi olmuştum.<br />

Hayatımda ilk kez mutluluğu onunla yaşar olmuştum. Kitap okumam için beni kapattığı odanın<br />

köşesinde eski bir somya <strong>ve</strong> üzerinde yatak vardı. Beni çırılçıplak soyar <strong>ve</strong> öperdi, okşardı,<br />

yalardı. Göğsüme oturup cinsel organını ağzıma yapıştırır <strong>ve</strong> yalamamı isterdi. Yalamaya<br />

başlardım. Arada bir ağzıma kaygan <strong>ve</strong> acı bir su dolardı. Biraz yüzümü buruşturur ama iştahla<br />

yutardım. Boğazımda yanmalar olurdu. Ama o acı suyu çok se<strong>ve</strong>r olmuştum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!