01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

etmiş <strong>ve</strong> benim yüzümün şeklini anlatmış. Elime tutuşturduğu kart ile ‘Fransız Pasteur<br />

Hastanesi’ne gittim. Doktorun adı, ‘Sinan Şakrak’ idi. Sinan Bey’in yan odasında ofisi bulunan<br />

ünlü plastik cerrah ‘Atilla Oymak’ ile birlikte yüzümün çökük bölgesini incelediler. Atilla Bey<br />

gitti <strong>ve</strong> Sinan Bey elmacık kemiğimi incelemeye başladı. Kel kafalı, iri kıyım, yarma gibi bir<br />

doktordu. Önden <strong>ve</strong> yandan yüzümün resimlerini çekti. Bir saat oturup sohbet ettik. Çektiği<br />

resimlerin negatifleri geldi <strong>ve</strong> elmacık kemiğim hakkında daha sağlıklı karar <strong>ve</strong>rebilmek için <strong>yine</strong><br />

inceleme faslına başladı. “Bu ameliyatı parayla yaptırmaya kalkışsan, estetik açısından çok<br />

pahalıdır. Ama ben zaten dünyalığımı kazandım. Birkaç öğrencim için iyi bir örnek olur” diyerek<br />

ameliyat günü için randevu <strong>ve</strong>rdi. Ameliyat için kendisi para almayacaktı. Ameliyat ekibi <strong>ve</strong><br />

ameliyathane için ‘iki yüz bin’ lira ödemem yeterli olacaktı.<br />

Ulusal’a dönüp Arzum ile konuştum. İnsanların bana yardım toplaması gibi şeyler bana<br />

çok ters olaylardı. Arzum “Kırk bin lirası benden. Bu bir sadaka değil. Bir gün gelir, sen de<br />

başkalarına iyilik yaparsın” diyerek ilk parayı çıkardı. Ulusal’da para toplandı. Kefilim olan<br />

dostum da yardım etti <strong>ve</strong> para çıktı. Para harcanır falan filan, sakata gelirim hesabı hemen Sinan<br />

Bey’e koşup ödedim.<br />

Yine heyecanla ameliyat gününü bekledim. Ve geldi çattı. Narkoz yerine, lokal anestezi<br />

yöntemiyle bayıltılmadan ameliyat olacaktım. Kırık elmacık kemiğime sapladığı iğnelere bir<br />

küfür etmediğim kaldı. Sonra birlikte türküler söyledik. Elindeki keski <strong>ve</strong> çekiç türü aletlerle,<br />

elmacık kemiğimi ‘çatır çatır’ kırdıkça, beynim sarsılıyordu. Her ne kadar uyuşturucu iğneler<br />

yapıldıysa da, kemiklerin kırılış gümbürtüleri beynimde yankılanıyor <strong>ve</strong> beni çok zorluyordu.<br />

Elmacık kemiğimde kırılması gereken yerleri kırdı <strong>ve</strong> mola <strong>ve</strong>rdi. Eline aldığı beyaz silikon<br />

parçasını özel bir bıçakla yontmaya başladı. Sol elmacık kemiğimin olması gereken yer, artık<br />

boştu. Slikon parçasını yonttu <strong>ve</strong> yüzümün sol yanına yerleştirdi. Olmadı, <strong>yine</strong> yonttu <strong>ve</strong><br />

yerleştirdi. Defalarca yonttuğu silikonu, elmacık kemiğimin şekline uygun hale getirinceye kadar<br />

yontup yerleştirme işlemine devam etti. “Sinan Bey, bu iş kolaymış be. Ben de estetikçi olur<br />

muşum harbiden” dememe çok güldü. Elmacık kemiğimin şeklini almış silikon parçasını son<br />

yerleştirişinde, sertçe bastırarak bir süre tuttu. Söylediğine göre, bu silikon parça zamanla<br />

elmacık kemiğimin etrafında kalan kemik parçalarıyla kaynaşacak <strong>ve</strong> düzgün bir elmacık<br />

kemiğim olacaktı. Tek sorun, silikonun yerini hemen kabul etmeme olasılığıydı. Aklıma göz<br />

ameliyatım geldi, eğer et parçası proteze uygun olmasaydı, ikinci bir cehennem azabı daha<br />

yaşayacaktım. Göz ameliyatını tek seferle kurtarmıştım. Fakat bu kez her ay bir ameliyata daha<br />

girmek zorunda kalacaktım. Sinan Bey bir kere bile para sözü etmeden, toplam dört ameliyat ile<br />

yüzümü yeniden yapmayı başaracaktı. Ve ben, ona gerçekten bütün kalbimle teşekkür etmekten<br />

başka bir şey yapamazdım.<br />

Dördüncü ameliyat bitti <strong>ve</strong> yüzümün sol tarafı <strong>yine</strong> bandajlandı. Nihayet silikon parça<br />

yerini kabul etmişti. Ve on beş gün boyunca bandajlı gezdim. Bandajın açılması için Sinan<br />

Bey’in karşısında heyecanla bekleyişimi anlatamam. Bandajı açtı <strong>ve</strong> parmaklarıyla hafifçe<br />

bastırdı. “Tamam bu iş. Yeni yüzün hayırlı olsun. Aynaya bak bakalım” dedi. Kapının arkasında

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!