01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tam bu arada kafam iyiyken Taksim’de bir olaya karıştım. Hani <strong>yine</strong> ‘iftira’ hesabı<br />

diyorum. Beyoğlu Ekipler Amirliği nezarethanesine atıldım. “Lan kuşlar uçuyor. Beni ısıracak<br />

adiler. Hoop, şu kuşları çekin başımdan” diyerek kafamı duvarlara vurmaya başladım. Beni ekip<br />

arabasına bindirdiler. Bir yerlere gidiyoruz ama nereye? “Hop lan, kuşlar peşimizden geliyor”<br />

hikayesine devam ediyorum. Mahkemeye çıkmamışım. Zabıt tutulmamış. Polisler hiçbir şey<br />

söylemiyorlar. Öylece gidiyoruz. Bir baktım, ‘Bakırköy Ruh <strong>ve</strong> Sinir Hastalıkları.’ yazısını<br />

gördüm. “Lan ben deli miyim de tımarhaneye getirdiniz” dedim. Beni zorla binaya götürdüler.<br />

Takoz gibi enjektörü görünce, üzerime çullanmış olan polisleri <strong>ve</strong> hasta bakıcıları etrafa<br />

savurdum. Toplanıp <strong>yine</strong> taarruza geçtiler. Zorla bana iğneyi çaktılar. İğne de iğneymiş haa, valla<br />

kuzuya döndüm. Kartonlarla sigara görüyorum. Elimi uzatıyorum hayal. Viski şişeleri<br />

görüyorum. Uzanıyorum, hayal.<br />

Amcamın telefonunu <strong>ve</strong>rmişim <strong>ve</strong> aramışlar. Dördüncü gün falan amcam <strong>ve</strong> ortağı geldi.<br />

“Yeğenim, hayatımda bir Bakırköy’ün simgesi olan burayı görmemiştim. Onu da gösterdin ya,<br />

valla büyük adamsın” dedi. ‘H-1 Azgın Deliler Koğuşu’nda ikamet eder olmuştum. Adamın<br />

ağzında izmarit, iki elinde izmarit. Yanmayan izmariti körüklemek için uğraşıyor. Yanakları<br />

göçüyor, “Lan bu ne biçim cigara. Duman gelmiyor” diyor. “Lan a<strong>ve</strong>l, yakmazsan tabii duman<br />

gelmez, angut” diyorum, başlıyor gülmeye. Ne yapsın garibim, dünyası kaymış.<br />

Yine beleşe yatacak bir yer bulmuştum. Havalar da iyice ısınıyordu. Bir haftam doldu.<br />

Hastaların ilaç vakti geldiğinde, hemşire odasının küçük penceresinden <strong>ve</strong>riliyordu. Hemşire<br />

dalgınlıkla kapıyı açık unutmuş. Bir baktım, ‘de<strong>ve</strong>’ gibi birisi hemşirenin boğazını sıkıyor,<br />

kadının yüzü morarmış, boğulacak. Ben de delinin arkasına dolanıp onun boğazını sıkmaya<br />

başladım. Epey uğraştıktan sonra hemşireyi kurtardım. Anında karşı tarafta bulunan ‘H-2’, hani,<br />

biraz daha akıllı delilerin olduğu koğuşa <strong>ve</strong>rildim. Koca serviste ‘kahraman’ oldum harbiden. Az<br />

deliler koğuşunda yemekler daha bol <strong>ve</strong> kıyak. Televizyon da var.<br />

Az deliler takımıyla, tam delilerin maçı var. Ben az deliler takımındayım artık. Üstelik<br />

kaptanım. Önüme gelene vurup indiriyorum. Faul maul ayağı yapıyorlar. “Lan deliler liginde faul<br />

maul olmaz oğlum. Yürü” diyorum <strong>ve</strong> bizim takım adına golleri çakıyorum. Devre arasında<br />

dinleniyoruz. ‘Tam deliler’ koğuşunun penceresinden biri camdan sarkıyor. Camdan cama<br />

geçmeye niyetli gibi. Sezgilerim kuv<strong>ve</strong>tli olduğu için hastabakıcıya bakarak adamın düşeceğini<br />

söylediğim anda, adam ikinci kattan kafasının üzerine düşüyor. Sanki düşen o değilmiş, kalkıp<br />

üstünü başını silkeliyor. Beş tane hastabakıcı sopalarla adama girişiyorlar. “Lan oğlum, niye<br />

düştün? Sen deli misin?” diye vur babam vur. Adam ikinci kat penceresinden kafa üstü yere<br />

çakıldı, bir şey olmadı. ‘Niye düştün’ diye komalık ettiler garibi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!