01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kolay hale <strong>gelmiş</strong>ti. Aksaray tarafında takılmaya başladım. Yine parasız kaldığım bir gün, aklıma<br />

kumarhanesinde çalıştığım Mayk geldi. Yolsuz kalıp uğradığımda, illa ki cebime bir şeyler<br />

bırakacaktı. Belki <strong>yine</strong> çalışırım düşüncesi de vardı. Nişanca’ya uğradım. Yıllar önce çalıştığım<br />

kumarhane binasının kapısı kilitliydi. Yakındaki kah<strong>ve</strong>ye takıldım. Mayk’ı sordum. Kasap bıçağı<br />

ile karnını deşmişler. Hasmını öldürmek için hastaneden kaçmış. Bulup öldürmüş ama kan<br />

kaybından da kendisi ölmüş. Şerif babaya baktım. Öldüğü haberini duydum. Nişanca’nın tadı<br />

kalmamıştı.<br />

Beyoğlu’na da uğrayamaz olunca, <strong>yine</strong> düştüm Anadolu yakasına. Artık tek gözlüydüm.<br />

Yüzümde yara izi vardı <strong>ve</strong> çabuk tarif edilebilirdim. Sabıkalıydım <strong>ve</strong> şubede resimlerim boldu.<br />

Göller bölgesinden gelenler kıçtan takma deniz motoru almaya çok he<strong>ve</strong>sliydi. Hırsızlar için yeni<br />

bir kapı açılmıştı. Her gece oto teybine çıkmaktan bıkmıştık. Kıçtan takma deniz motoru işinden<br />

epeyi ekmek yedik. Fakat insanların uyanması uzun sürmedi.<br />

Hırsızlık işi gittikçe zorlaşıyordu. Ev <strong>ve</strong> otolar için alarmlar kullanılır olmuştu. Bit pazarları<br />

sinek avlıyordu. Yıllar öncesinin ‘Ben yolumu her zaman bulurum arkadaşlar. Ben büyük<br />

kurnazım yahu’ diyenleri bile, boynu bükük gezer olmuştu. Bir çay için ayakçılık yapmaya kadar<br />

düşmüşlerdi. İstanbul artık eskisi gibi değildi. Evlere panjurlar, kepenkler takılıyordu. Hırsızlar<br />

için en ideal sayılan bahçeli evlerin yerini, hızla yüksek binalar alıyordu. Girişte bekleyen<br />

kapıcılar kimseyi içeri bırakmaz olmuştu. Hırsızlar için hayat gittikçe zorlaşıyordu. Ben <strong>yine</strong> de<br />

çeşitli yerlere dalıp yolumu buluyordum.<br />

Ama bir gün geldi <strong>ve</strong> <strong>yine</strong> yakalandım. Karakol, 2. Şube, Adliye <strong>ve</strong> <strong>yine</strong> Paşakapısı<br />

Cezaevi. Üstelik artık, yüzümün yeni haliyle de resimlerime kavuşmuştu 2. Şube sakinleri.<br />

Yılların polisleri bile beni tanımakta zorluk çekmişti. Yıllarca, çalarken iş kazasına uğrayan<br />

hırsızlar görmüştüm. Sağlam olarak çıktıkları Paşakapısı Cezaevi’ne, ‘Topal, Çolak, Aksak,<br />

Felçli, Yanık, Çarpık’ gibi lakaplarla anılacak şekilde dönmüş olan hırsızlar vardı. Ve bir gün<br />

geldi, aynı cezaevinde tek eksik olan ‘kör’ lakabıyla ben döndüm. Artık sübyana değil, büyük<br />

kısma <strong>ve</strong>rilme zamanım <strong>gelmiş</strong>ti. Yıllardır cezaevinde yaşayan bir insan olarak, suçların cezasını<br />

<strong>ve</strong> hafifletici sebepleri çok iyi bildiğim halde, ilk kez ‘Ağır Ceza Hakimliği’ne düşmüştüm. Artık<br />

benim için de ‘Sulh’ gibi hafif <strong>ve</strong> ‘Asliye’ gibi orta dereceli suçlara bakan mahkemeler geride<br />

kalmıştı. Hafif <strong>ve</strong> orta dereceli suçlara bakan mahkemeler, gün ertelediği zaman bir buçuk ayı<br />

geçmezdi. Lakin Ağır ceza salladı mı üç dört ay birden sallardı. Mahkemeye çıkınca tahliye<br />

oldun kurtuldun. Olamadın, bir o kadar daha sallardı. Davanın sekiz mahkeme sürdüğünü hesap<br />

edersek, üç yıla yakın bir zamandı bu.<br />

Cezaevi de değişmişti. Askeri kurallara uygun yönetilir olmuştu. Eski alt <strong>ve</strong> üst sübyan<br />

bölümü biraz onarılmış <strong>ve</strong> boyanmıştı. Cezaevi kapısından içeri girenlerin, kuralları öğrenmesi<br />

için iki <strong>ve</strong>ya üç hafta boyunca kalacağı ‘Karantina’ adlı yer oluşturulmuştu, bizim ilk sübyan<br />

koğuşlarımız. Karantina, yani, tehlikeli hastalıkların kordon altına alındığı bir yerde yaşıyor<br />

gibiydik. Ne kadar büyük ‘mikroplar’ olduğumuza uyanın diyorum. (Aklıma yaş günümde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!