01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

açmıştı. O yıllar ithalat olmadığı için, ‘10-11’ numaralı ‘Rullman’ sıkıntısı vardı. Ayrıca diş<br />

laboratuarlarının en önemli ihtiyacı olan ‘K-Metal’ sıkıntısı da vardı. Bu tür malzemelerin kaçak<br />

satıldığı yerlere ulaşmam zor değildi. Çünkü ben nereye gidersem, hedefime ulaşacak hırsa<br />

sahiptim. Aradıklarımı bulmam uzun sürmedi. Rullman <strong>ve</strong> K-Metal işine başladım.<br />

Laboratuarlara gidip malzemelerden söz edince, çekingen davranıyorlardı. Her şey kaçak olduğu<br />

için herkes tedbirli olmak zorundaydı.<br />

Aslında dişe dokunur bir sermayem olsaydı, Rotaks-Dent gibi malzeme yaptırıp<br />

montajını gerçekleştirebilirdim. Ve onların etiketini bastırarak aynı makineleri daha ucuza<br />

satabilirdim. Zaten çok yer beni Rotaks’ın adamı olarak tanımıştı. İmal ettiğim makineler<br />

arızalansa bile, tamir edecek kadar bilgiye sahiptim.<br />

Bir zaman sonra, Rulman <strong>ve</strong> K-Metal işinden çok kişinin başı yandı. Çok depolar basıldı.<br />

Mal girdisi kesildi. Döndüm <strong>yine</strong> amcamın yanına.<br />

Umutsuzca dolaştığım çaresiz günlerimde, gazetelerde bir haber çıktı. Gözüm için büyük<br />

bir şans yakaladığımı düşündüm. Meşhur uçan göz hastanesi olarak tanımlanan ‘Orbis’ uçağı<br />

İstanbul’a <strong>gelmiş</strong>ti. Büyük bir umutla araştırdım. Randevu alabilmek için devlet hastanelerine<br />

başvurmak gerekiyordu. Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde uzun süre yatmıştım <strong>ve</strong> birçok<br />

doktoru, hemşireyi tanımıştım. Hemen hastaneye koştum. Otobüste giderken elimde ayna vardı.<br />

“Senden kurtuluyorum bozuk göz. Yakında sana el<strong>ve</strong>da” derken, sevinçten uçuyordum.<br />

Hastaneye ulaştım. Büyük bir kuyruk gördüm. Sonradan öğrendim ki, Orbis uçağına ulaşmak<br />

isteyen insanlarmış bunlar. Bu kalabalıktan bana sıra gelir miydi? İntaniye Servisine çıktım.<br />

Nermin hemşireyi <strong>ve</strong> doktorları görmek istiyordum. Koridor girişinde bir hasta bakıcıyla<br />

karşılaştık. Beni hatırlamıştı. Neden uğradığımı sorunca, uçağa gitmek istediğimi söyledim.<br />

Adam bana bakarak güldü, “Yahu hemşerim, kapıdaki halk boşa bekler. Millet<strong>ve</strong>killeri,<br />

bakanların yakınları dururken, halktan kimse o uçağa ulaşamaz. Belki göstermelik on kişiyi<br />

gönderirler. Seni tanıdığım için söylüyorum. Boşuna he<strong>ve</strong>slenme” demesiyle moralim sıfıra<br />

düştü.<br />

Çok uğraşacak ama Orbis uçağına ulaşamayacaktım. Hasta bakıcının söylediği doğruydu.<br />

İçine girdiğim kuyruklarda kimsenin ulaşamadığı konuşmalarını duyuyordum. Ve Orbis uçtu<br />

gitti. Tabii benim hayallerim <strong>ve</strong> umutlarım da uçup gitti.<br />

Ankara’da yaşayan büyük amcam, bankadan emekli olmuş. Babaannemden kalan büyük<br />

bahçeli evi alt katları dükkan olacak şekilde apartman yapmaya karar <strong>ve</strong>rmiş. Kendisi dururken,<br />

başkasına <strong>ve</strong>rmemiz zaten yanlış olurmuş. Kendisi bizi daha çok kollarmış. Ölmüş olan öz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!