01.03.2013 Views

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

HAYATIM HARBİDEN ROMAN Önsöz Bilinmezden gelmiş ve yine ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gittikten sonra birçok insan bana ‘Doberman’ adıyla seslenecekti.<br />

Param olunca hiç acımadığım için, bol bol geziyordum. Amcama da uğramaz oluyordum.<br />

Lakin hazır para azalır. Gayri meşru işlere devam etmekten başka çarem yoktu. Bostancı’nın<br />

esrar müptelası kızlarıyla tanıştım. Caddebostan’a kadar uzanan eğlence yerlerinde iki kadeh içki,<br />

bir sigaralık içmek için kucaktan kucağa gezen kızlardı bunlar. Karanlık çöktüğünde mendirek<br />

kayalıkları bu kızları sırayla kullanan zengin çocuklarıyla dolardı. İşleri bittikten sonra uçmuş<br />

kızları mendirekte bırakırlardı. Giderken de kenarda şarap içen inşaatçılara <strong>ve</strong> şarapçılara “Uca<br />

gidin lan aç köpekler. Bir sürü kız var. Zevkinizi yapın” derlerdi. Kadına aç kenar takımı koşarak<br />

kızlara saldırırdı. Sabaha kadar beyaz bedenleri morlar içinde bırakmak için uğraşırlardı. Kimisi<br />

alıp inşaata kapatırdı. Kimisi çalıştığı garajın kuytu bir yerine saklardı. Sırayla bütün kenar<br />

takımının üstünden geçtiği genç kız sayısı az değildi.<br />

Aynı kızlar bir haftaya kalmaz, <strong>yine</strong> zengin çocuklarıyla birlikte mendireğe düşerdi.<br />

Bostancı’nın avanta yaşayanlarından Yanık ile tanıştım. Fatoş isminde bir dostu vardı. Benim<br />

gayri meşru işleri kovaladığımı biliyordu. Benden teyp falan istedi. Verdim <strong>ve</strong> para almadım.<br />

Bana acıdığını söylüyordu. Dostu Fatoş ile tanıştırdı. Bana da bir kadın dost ayarlamaya<br />

niyetliydiler. “Bu hayatın sonu yok. Ufaktan bir ev düz. Kadını biz ayarlarız” demelerine önce<br />

olumlu baktım. Sonra Fatoş’un fahişe olduğunu öğrenince, bana kuracakları hayatın adının<br />

‘peze<strong>ve</strong>nklik’ olduğunu anladım. Bir daha görüşmedim. Kah<strong>ve</strong>lere delikanlı gibi takılıp, karı<br />

parası yiyen, peze<strong>ve</strong>nk olduğunu saklayan çoktu.<br />

Eskilerden birkaç arkadaş ile karşılaştık. Şansa hepimizin parası vardı. Bu arkadaşlarla<br />

nevalemizi alıp Bostancı kayalıklarına takıldık. Güzel başlayan alemimizin konusu hep kafes<br />

oluyordu. Kafesteyken hep dışarıyı konuşurduk. Dışarıda olduğumuza göre, hep kafesten<br />

konuşmamız doğal sayılırdı. “Lan sayım biteli üç saat olmuştur. Karavana duvarın dibinde<br />

kokmayı bekliyordur. Herkes şimdi yataklara yayılmış <strong>ve</strong> koyu muhabbete çökmüştür” gibi<br />

cümleler her lafın arasına sıkıştırılıyordu. Biz kafesin kurallarını bir türlü aklımızdan<br />

çıkaramıyorduk. Nerede olursak olalım, hep kafesin kurallarını hatırlamadan yapamıyorduk.<br />

Yatarken, kalkarken, yerken, gezerken hep kafesin kurallarını anıyorduk.<br />

Kafamız iyi olunca Avrupa yakasına geçtik. Aklıma esti Karaköy alt genelevine gittim.<br />

Evleri dolaşırken genç bir kadın gördüm. İnanmak istemedim ama karşımda durduğu için bir<br />

gerçekti. Altıntepe’nin en güzel kızlarından biriydi <strong>ve</strong> kimseleri beğenmezdi. Güzelim kızı,<br />

evlerden birinde fahişe olarak çalışırken görünce çok şaşırdım. Peşinden çok koşturduğu <strong>ve</strong> çok<br />

parasını yediği ama evlenme teklifine alaylı cevaplar <strong>ve</strong>ren bu güzel kızı, aşığı olan adamın<br />

genele<strong>ve</strong> düşürdüğünü <strong>yine</strong> Altıntepe’de takıldığım kah<strong>ve</strong>den öğrenecektim. Kalabalığın arasına<br />

sıkışıp uzun uzun seyrettim. Artık eski havası gitmiş, yerine mahsun bakışlı, üzgün duruşlu <strong>ve</strong><br />

ağzı çok bozuk biri <strong>gelmiş</strong>ti. Bir zamanlar beni de beğenmezdi. Serseri olduğumu söylerdi. Ona

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!