tmmob makina mühendisleri odası - Erim SEVER
tmmob makina mühendisleri odası - Erim SEVER
tmmob makina mühendisleri odası - Erim SEVER
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>tmmob</strong><br />
<strong>makina</strong> <strong>mühendisleri</strong> <strong>odası</strong><br />
YENİLENEBİLİR<br />
ENERJİ KAYNAKLARI<br />
SEMPOZYUMU VE SERGİSİ İSİ<br />
BİLDİRİLER KİTABI<br />
Editör:<br />
Yrd. Doç. Dr. Şükrü SU<br />
MMO Yayın No: E / 2001 / 275<br />
EKİM 2001 - KAYSERİ
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
<strong>tmmob</strong><br />
<strong>makina</strong> <strong>mühendisleri</strong> <strong>odası</strong><br />
Sümer Sokak No: 36 /1 - A Demirtepe, 06440 ANKARA<br />
Tel: (0 312) 231 31 59; 2313164; 23180 23; 23180 98<br />
Fax -.(0 312)2313165<br />
e-posta : mmo@mmo.org.tr<br />
web : http://www.mmo.org.tr<br />
MMO Yayın No : E / 2001 / 275<br />
ISBN : 975 - 395 - 465 - 4<br />
Bu yapıtın yayın hakkı Makina Mühendisleri Odası'na aittir. Kitabın hiçbir bölümü<br />
değiştirilemez. Makina Mühendisleri Odası'nınizni olmadan elektronik, mekanik vb. yollarla<br />
kopya edilemez ve çoğaltılamaz. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.<br />
KAPAK TASARIMI<br />
DİZGİ<br />
BASKI<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
İlhan İNCETÜRKMEN - (0 352) 320 43 53<br />
İNCETÜRKMEN LTD.ŞTİ. - TMMOB MMO KAYSERİ ŞUBESİ<br />
NETFORM MATBAACILIK AŞ. - KAYSERİ
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
GÜNEŞİ İZLEYEN SİSTEMİN SABİT SİSTEME GÖRE KIYASLANMASI<br />
ÖZET<br />
F. Birsen Turgu ALAÇAKIR<br />
Balacakir@eie.gov.tr<br />
Bu çalışmada, EİE İdaresi Yeni Enerji<br />
Kaynaklan Araştırma Parkında kurulan güneşi<br />
izleme sistemi tanıtılmakta, güneşi izleyen<br />
yüzeye gelen enerji ile sabit bir eğime gelen<br />
enerji karşılaştırılmaktadır.<br />
ABSTRACT<br />
in this study; a solar tracker system installed at<br />
The Survey Park of New Energy Resources of<br />
EIE is presented. The comparision of the<br />
energy output of tracker system with a fixed<br />
one has been determined.<br />
GİRİŞ<br />
Güneşi izleyerek, gelen enerjiden maksimum<br />
faydalanmayı amaçlayan sistemler, dünyada<br />
çeşitli firmalarca üretilmektedir. Bunlardan<br />
başlıcaları; siemens, solarex, kyocera, hoxan,<br />
BP gibi firmalardır. Standart izleyici sistemlerin<br />
boyutları 2 ile 14 modüllü panel veya daha<br />
büyük boyutlarda panel oluşturulacak şekilde<br />
dizayn edilmektedir. Bu sistemler gelen<br />
enerjiden % 20' nin üzerinde faydalanım elde<br />
edilmesini sağlamaktadır. Bu tebliğde bir yıl<br />
içinde alınan ölçümlerde izleyici sistemlerden<br />
ne oranda fazla enerji üretildiği hesaplanmıştır.<br />
SİSTEMİN TANITIMI<br />
Sistem, bir ayak üzerine monte edilmiş tek<br />
eksen üzerinde dönerek, güneş saat açısını<br />
izleyen izleyici tabla, 2 adet Epley solarimetre<br />
ve Kipp & Zonnen integratörden oluşmaktadır.<br />
Güneşi izleyici sistem; güneş pilleri,<br />
solarimetre gibi aletlerin üzerine<br />
yerleştirildiği, iki ucunda içinde ısıya duyarlı<br />
sıvılaştırılmış özel bir gaz bulunan iki bölme,<br />
bu bölmeleri birleştiren ve sıvı akışını sağlayan<br />
bakır bir boru, iki uçta gölgeleyici Aliminyum<br />
plakalar ve toprağa monte etmek için bir<br />
ayaktan oluşmaktadır. Şekil l'de görüldüğü<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
115<br />
Yusuf KORUCU<br />
Ykorucu@eie.gov.tr<br />
gibi, gün doğuşu sırasında izleyicinin yüzeyi<br />
batıya yöneliktir. Güneş doğudan yükselirken,<br />
izleyicinin batı tarafındaki gölgelenmemiş<br />
kısım direk ve yansıyan ışınlarla ısıtılır. Bu<br />
ısınma, bölmeler içinde sıkıştırılarak<br />
sıvılaştırılmış olan gazın buharlaşmasını sağlar.<br />
Oluşan buhar basıncı sıvılaştırılmış gazın karşı<br />
yöne yani gölgeli tarafa doğru aktarılmasına<br />
neden olur. Bu durumda ağırlık noktası kayan<br />
izleyici tabla, doğuya doğru hareket ederek,<br />
yüzünü doğuya döndürür. Sıvının hareketi,<br />
alüminyumdan yapılmış gölgeleyici plakalar ile<br />
kontrol edilir. İzleyici tablanın bir kolu diğer<br />
kolundan daha fazla güneşe maruz kalırsa,<br />
buhar basıncı nedeniyle sıvı, daha soğuk olan<br />
gölgeli tarafa doğru hareket eder. Kolların iki<br />
ucu da eşit bir şekilde gölgelenene kadar<br />
tablanın ağırlık noktası kayar ve böylece<br />
güneşi izlemiş olur (Şekil 2). İzleyici saatte<br />
yaklaşık 15 derece dönerek güneşi takip<br />
etmektedir. İzleyici tabla içindeki sıvı bir<br />
tarafından diğer tarafına doğru hareket ederken<br />
sürekli dengede kalır (Şekil 3). Şekil 4'de<br />
görüldüğü gibi izleyici sistem günlük çevrimini<br />
batıya doğru yönelerek tamamlar. Gece<br />
boyunca bu pozisyonda kalır. Ertesi gün güneş<br />
doğarken batıdaki yüzünü doğuya çevirir ve<br />
aynı hareketi tekrarlar.<br />
ALINAN ÖLÇÜMLER VE DEĞERLENDİRMELER<br />
Güneşi izleyen sistem, EİE Yenilenebilir Enerji<br />
Kaynaklan Araştırma Parkında<br />
konumlandınlmış ve solarimetrelerden biri,<br />
üzerine monte edilmiştir. Diğer solarimetre de<br />
sabit bir eğimde olan sehpa üzerine<br />
yerleştirilmiştir. Her iki solarimetre bir<br />
integratöre bağlanmıştır. İntegratör bir saat<br />
içinde gelen güneş ışnım değerlerini toplayarak<br />
saatlik enerji değerlerini hesaplamaya<br />
programlanmıştır. Ölçümler Temmuz 1999<br />
tarihinden Kasım 2000 tarihine kadar gün<br />
doğuşu ile gün batışı arasındaki süreç içinde<br />
sabit ve izleyici sistemlerden gelen veriler<br />
integratör hafızasında toplanmıştır.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
A.<br />
\ X<br />
/fail<br />
Şekil 1 - Güneşin Doğuşu<br />
Şekil 3 - Öğleden Sonra<br />
Daha sonra bu veriler önce saatlik, sonra<br />
solarimetreler arasında bulunmuş olan<br />
kalibrasyon katsayısı ile düzeltilmiştir.<br />
Şekil 5 'de Temmuz ayından seçilen iki gün<br />
boyunca her iki solarimetreden alınan ölçümler<br />
değerlendirilmiştir. 23-24 Temmuz 1999 da<br />
yapılan birer günlük ölçüm sonuçları<br />
incelendiğinde, sabahın erken saatlerinde sabit<br />
sistem güneye yönelik, izleyici ise hala önceki<br />
akşamdan kaldığı konumda yani batıya yönelik<br />
pozisyondadır. Güneşe doğru yönelene kadar<br />
geçen süre içinde sabit sistemden alınan enerji<br />
değerleri izleyiciye göre daha fazladır. İzleyici<br />
güneşe doğru yöneldikten sonra izlemeye<br />
başlar. Öğlen saatlerinde her iki sistemin<br />
güneşe yönelimi eşitlenir. Güneş batıya<br />
kayarken, izleyici güneşi izlemeye devam eder,<br />
sabit sistem ise güneş ışınlarını güney batıdan<br />
eğik bir şekilde almaya devam eder. İzleyici<br />
sistem günün ilk yansında güneşi izlemekte<br />
geç kalırken, günün ikinci yarısında tam olarak<br />
izler. Az bulutlu ve açık günlerde izleyici<br />
sistem, güneşten gelen ışınları dik olarak<br />
algılayacak şekilde güneşi izlemeye devam<br />
eder. Şekil 6 ve 7'de Eylül ve Ekim aylarında<br />
açık günlerde alınan ölçümler<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
116<br />
Şekil 2 - Öğleden Önce<br />
Şekil 4 - Güneşin Batışı<br />
t<br />
günlük bazda bilgisayar ortamına aktarılarak,<br />
değerlendirilmektedir. Bulutlu günlerde<br />
izleyici sistem, güneşi izlemekte güçlük çeker.<br />
Çoğu kez konumunu değiştiremez. Bu<br />
durumlarda sabit sistemin algıladığı enerji<br />
daha fazla olabilmektedir. Şekil 8'de Eylül<br />
ayında birbirini ardışık iki bulutlu günde<br />
izleyici ve sabit sistemin verilerinden<br />
görüldüğü gibi, izleyici sistem sabahın erken<br />
saatlerinde batıdaki yüzünü doğuya çevirdikten<br />
sonra güneşi izlemekte, öğlen saatinde hava<br />
bulutlandığından gelen enerjide bir düşme<br />
gözlenmekte, saat 14:00 civarında tekrar<br />
ortaya çıkan güneşi izlemeye devam ederken,<br />
sabit sistem güneş ışığını güney batıdan<br />
almaktadır. 14 Eylüldeki grafik incelendiğinde,<br />
önceki gün batıda kalan izleyici, hava çok<br />
bulutlu olduğundan yüzünü doğuya<br />
döndürmekte güçlük çeker ve güneşi<br />
izleyemez. Bu süre içinde sabit sistemin<br />
yüzeyinin daha fazla enerji aldığı görülür.<br />
SONUÇ<br />
Bu çalışmada, güneşi pasif olarak izleyen bir<br />
izleyici ile sabit bir sistemin aldıkları enerjiler<br />
karşılaştırılmıştır. İzleyici günün ilk yarısı<br />
-J.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
yüzünü batıdan doğuya döndürmek için zaman<br />
kaybederek gecikmeli olarak güneşi izlemeye<br />
başlar. İkinci yarısı ise tam olarak izler. Açık<br />
bir gün için, bu izleme sırasında enerji<br />
kazanımı, enerji kazanım oranı:<br />
Enerji Kazanım Oranı=(E ideyici - E sabit )/E sabit<br />
şeklinde formülleştirilmiş ve %24 olarak<br />
bulunmuştur. Daha önce de bahsedildiği gibi,<br />
pasif sistem sabah güneşi yakalayıncaya kadar<br />
gecikmektedir. Sistem aktif bir sistem olup,<br />
sabah hareketine doğudan başlasaydı, % 24<br />
olan enerji kazanım oranı % 31 olabilecekti.<br />
Bir sene boyunca yapılan ölçümlerde, aylara<br />
T d)<br />
111<br />
1000,00<br />
800,00<br />
600,00<br />
400,00<br />
200,00<br />
0 00<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
23 Temmuz 1999<br />
göre değişmekle birlikte ortalama olarak<br />
enerjiden %20'den fazla faydalanım olduğu<br />
görülmüştür.<br />
İzleyicinin maliyeti yaklaşık 3 güneş pili<br />
maliyetinde olup üzerinde iki güneş pili<br />
taşımaktadır. Bu sistem sabit duran 2.4 güneş<br />
pilinin ürettiği enerjiyi üretmektedir. Halbuki<br />
sistemin maliyetine eşdeğer yatırım ile 5 adet<br />
güneş pili alarak daha fazla enerji üretmek<br />
mümkün olmaktadır. Buradan da görüldüğü<br />
gibi takip edici sistemler ekonomik olmaktan<br />
uzak görünmektedir. Ancak bu iki güneş pili<br />
taşıyan bir sistem için geçerli olup sistem<br />
büyüdüğünde ekonomik olma şansına sahip olabilir.<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00 19:00<br />
-J<br />
j<br />
I<br />
I<br />
! /<br />
! L1/ Af<br />
' I<br />
/<br />
/<br />
/<br />
/<br />
y<br />
i<br />
i<br />
1<br />
1<br />
Zaman (saat)<br />
24 Temmuz 1999<br />
,*'<br />
-^<br />
\<br />
!<br />
\<br />
\ \<br />
F<br />
L-<br />
ı<br />
1<br />
|<br />
•— izleyici<br />
•- sabil<br />
j<br />
i<br />
1<br />
v i<br />
\ i<br />
\ !<br />
\ |<br />
\j \<br />
v !\<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00 19.00<br />
Zaman (saat)<br />
Şekil 5: Temmuz Ayı İzleyici Ve Sabit Sistemin Davranışı<br />
117
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
22 Eylül 1999<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00<br />
Zaman (saat)<br />
17 Eylül 1999<br />
06:00 07:00 CftOO 0900 10:00 11:00 1200 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 1ft00<br />
Zaman (saat)<br />
Şekil 6: Eylül Ayı Sabit Sistem ve İzleyici Davranışı<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
118
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
900,0<br />
800,0<br />
700,0<br />
.E 600,0<br />
§. 500,0<br />
» 400,0<br />
ILI<br />
300,0<br />
200,0<br />
100,0<br />
0,0<br />
IUUU '<br />
800<br />
İN<br />
,Ej600<br />
IAA) E<br />
1<br />
»400<br />
LU<br />
200<br />
0<br />
r1/ A<br />
J<br />
/<br />
04 Ekim 1999<br />
\<br />
-•-izle yicij<br />
-•-sab it i<br />
—<br />
\\<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00<br />
t<br />
I /<br />
4/<br />
//<br />
t<br />
*<br />
A<br />
1<br />
/<br />
Zaman (saat)<br />
06 Ekimi 999<br />
x<br />
\ \<br />
\ \<br />
\ \<br />
J \<br />
j H<br />
\<br />
• izleyici<br />
-»-sabit<br />
\<br />
:<br />
y<br />
4 iT"t" **<br />
I<br />
i<br />
1<br />
i<br />
i<br />
j<br />
I<br />
]<br />
i \<br />
\<br />
\ \<br />
\ \<br />
•<br />
X. \<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00<br />
Zaman(saat)<br />
Şekil 7: Ekim Ayı Sabit Sistem ve İzleyici Davranışı<br />
Makina Mühendisleri Odası 119
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
800,00<br />
700,00<br />
100.00<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
13 Eylül 1999<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00<br />
Zaman (saat)<br />
14 Eylül 1999<br />
06:00 07:00 08:00 09:00 10:00 11:00 12:00 13:00 14:00 15:00 16:00 17:00 18:00<br />
Zaman (saat)<br />
Şekil 8: Bulutlu Günlerde Eylül Ayı Sabit Sistem ve İzleyici Davranışı<br />
120
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
KURUTMADA KULLANILAN HAVA ISITMA KOLLEKTÖRLERİNİN<br />
DENEYSEL KARŞILAŞTIRILMASI<br />
Hikmet DOĞAN* Sezayi YILMAZ**<br />
*Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümü 06500 ANKARA<br />
••Karaelmas Üniversitesi Karabük Teknik Eğitim Fakültesi Enerji Eğitimi Bölümü KARABÜK<br />
Bu çalışmada, tarafımızdan tasarlanıp, yapılan<br />
dört ayrı tip hava ısıtma kollektörü (tabii<br />
dolaşımlı düz kollektör, tabii dolaşımlı boru<br />
ısıtmalı oval kollektör, kapalı sistem ısı borulu<br />
düz kollektör ve hava ön kurutmalı cebri sistem<br />
düz kollektör) aynı şartlarda denenerek<br />
verimleri ve kurumaya olan etkileri<br />
karşılaştınlmıştır. Kollektörlerin ısıtma<br />
yüzeyleri 0,5 m 2 olarak tasarlanmış ve hava<br />
debileri deney sırasında hava akış miktarına<br />
göre debi ölçerle (anamometre) tespit edilmiştir.<br />
Sözü edilen 45° kollektörlerin güneşten<br />
aldıkları ısıyı havaya aktarma miktarları,<br />
kollektör çıkış havası sıcaklığı ölçülerek<br />
bulunmuştur. Yapılan deneyler neticesinde ön<br />
kurutmalı kollektörün havasının daha çabuk<br />
ısındığı tespit edilmiştir.<br />
ABSTRAC<br />
in this study, four different type of airheating<br />
collectors have been designed and constructed.<br />
These have been tested and compared with each<br />
other for their efficiency and effects on drying<br />
capabilty. The heating surfaces of collectors<br />
have been designed as 0,5 m 2 , and the flow<br />
rates of the air have been measured by a<br />
flowmeter (anamometre). The heat transfered<br />
from these angled at 45°collectors has been<br />
calculated by measuring outlet temperature of<br />
the collector.<br />
The results showed that the air of drying<br />
collector is heated quicker.<br />
1. GİRİŞ<br />
Kainattaki en önemli ve en büyük enerji kaynağı<br />
şüphesiz güneştir. Özellikle son yıllarda<br />
fosil kökenli yakıtların çevreyi alabildiğine<br />
kirlettiklerinden, insanlık alemi en ucuz ve<br />
temiz olan güneş enerjisinden daha iyi ve daha<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
121<br />
fazla faydalanmanın yollarını aramaktadırlar.<br />
Pratik hayatta güneş enerjisinden en yaygın<br />
olarak faydalanmanın yolu; güneş kollektörleri<br />
aracılığıyla olmaktadır. Kollektörlerle toplanan<br />
güneş enerjisinin miktarı; kollektörün<br />
konulduğu yere, yönüne, eğim açısına, günün<br />
ve yılın zamanlarına bağlıdır. Uygun şartlarda<br />
kollektör tarafından emilen güneş ışınımı en<br />
fazla 1000 W/m 2 kadardır. Bunun yaklaşık 750<br />
W/m 2 'si kullanılır ısı enerjisine<br />
dönüştürülebilmektedir [1,2]. Bunun için,<br />
değişik amaçlar için değişik güneş kollektörleri<br />
uygulama alanları bulmaktadır. Bu<br />
kollektörlerin başlıcalarını düzlem yüzeyli<br />
kollektörler [1,2,3,4], parabolik [4,5], parabolik<br />
odaklamalı kollektörler [4,6], parabolik ya da<br />
düzlem olup, güneş ışınını takip edecek şekilde<br />
tasarlanan kollektörler [6] ve kışın donmaya<br />
karşı uygulamaya konulan ısı borulu [7] ya da<br />
donmaya dayanıklı akışkanlı kollektörler<br />
oluştur-maktadır.<br />
Ayrıca; yoğunlaştırıcı güneş kollektörleri soğurucu<br />
ve yoğunlaştırıcı yüzey elemanları<br />
deney-sel olarak incelenmiş, soğurucu yüzey<br />
için siyah nikel soğuruculuğunun 0.9 ve<br />
yayıcılığının da 0.3 olduğu deneysel olarak<br />
belirlenmiştir [8]. Başka bir çalışmada da<br />
parabolik güneş yoğunlaş tıncısmın etkinliğini<br />
belirlemek için, pompalı ve doğrudan akışkanı<br />
ısıtan sistemle çalışan bir parabolik güneş<br />
kollektörünün tasarımı ve uygulaması<br />
yapılmıştır [9]. Parabolik kollektör-lerin<br />
denenmesinden sonra bir de güneş ışınlarını<br />
takip eden odaklamalı kollektörler denenerek<br />
verimin artırılması düşünülmüş ve bunda<br />
başarılı da olunmuştur [10].<br />
Bu çalışmada dört ayrı tip ve özellikte güneş<br />
kollektörü ile havanın ısıtılması ve ısınan havanın<br />
da kurutmada kullanılması deneysel olarak<br />
karşılaştınlmıştır. Çalışmaya başlamadan önce,<br />
bu amaçla yapılmış tabii dolaşımlı kurutma sistemleri<br />
incelenmiş [11,12] ve bu bilgiler
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Şekil 1. Ön hava kurutmalı kollektör<br />
ışığında bir tabii dolaşımlı düz saç kanal<br />
kollektör, bir oval borulu kollektör, bir cebri<br />
akımlı kapalı sistem düz ısı borulu kollektör ve<br />
bir de cebri akımlı hava ön kurutmalı kollektör<br />
tasarlanarak yapılmış, aynı şartlarda karşılıklı<br />
denenerek farkları gözlemlenmiştir.<br />
2. KOLLEKTÖRLERİN TASARIM VE<br />
UYGULAMASI<br />
Değişik özelliklere sahip, 0,5 m 2<br />
yüzey alanlı<br />
dört ayrı kollektör eğimleri 45° olmak üzere<br />
aşağıda özellikleri belirtildiği gibi tasarlanıp,<br />
imal edilerek, kurutma havası üzerindeki sıcaklık<br />
tespitleri yapılmıştır.<br />
2.1. Ön Hava Kurutmalı Kollektör<br />
Nem yönünden fakir (kuru) havanın daha<br />
çabuk ısınacağı düşünülerek Şekil 1. 'de<br />
görüldüğü gibi bir sistem düşünülmüştür.<br />
Dış havanın nemini çekebilmek için, hava<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
122<br />
DIŞ HAVA GİRİŞİ<br />
ATIK HAVA<br />
kollektöre girmeden bir soğutma <strong>makina</strong>sı<br />
düşünülerek, sistem havası önce soğutma<br />
<strong>makina</strong>sının buharlaştırıcısmdan (evaporatöründen)<br />
geçecek şekilde tasarlanmıştır.<br />
Buharlaştıncıdan geçerken soğuyacak olan<br />
havanın güneş enerjisi ile tekrar<br />
ısınabilmesi için de, şekilde görüldüğü gibi<br />
45° eğimli bir düz kanal kollektör<br />
tasarlanmıştır. Kollek-törden geçerek ısınan<br />
havanın kullanılabilmesi için de kanal<br />
çıkışına 50 x 50 x 50 cm ölçülerinde bir<br />
kurutma hücresi yapılmıştır.<br />
2.2. Kapalı Sistem Isı Borulu Güneş Kollektörii<br />
Bu çalışmada sistem yine kurutma amaçlı<br />
kollektör, soğutma <strong>makina</strong>sı ile birlikte düşünülmüştür<br />
(Şekil 2.). Sistem dış havaya tamamen<br />
kapalıdır. Güneş kollektörii ısı borulu ola-
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ISI BORULU<br />
GÜNEŞ KOLLEKTÖRÜ<br />
\<br />
\<br />
Şekil 2. Isı borulu güneş kollektörlü kapalı sistem<br />
rak tasarlanıp, ısı borulannın yoğuşturucu kısmı<br />
havanın geçtiği kanal içine yerleştirilerek,<br />
kollektör-den alınan ısının kanaldan geçen havaya<br />
aktanl-ması sağlanmıştır. Soğutma<br />
<strong>makina</strong>sının buhar-laştırıcısı, kanal içine<br />
yerleştirilmiştir. Kollektör-den • aldığı ısı ile<br />
sıcaklığı yükselen hava, kurutu-lacak<br />
materyalden buhar çekerek nem miktarı<br />
arttıktan sonra, buharlaştıncıdan geçerken<br />
sıcak-lığı düşüp, doygunluk sının altındaki<br />
nemi bırak-ması sağlanmıştır. Böylece her<br />
seferinde kollek-törde ısınırken bağıl nemi ve<br />
yoğunluğu düşen dolaşım havası, kurutulan<br />
malzemeden nem çeke-rek bağıl neminin ve<br />
yoğunluğunun artması sağlanmıştır.<br />
2.3. Tabii Dolaşımlı Düz Güneş Kollektörü<br />
Şekil 3. 'de görüldüğü gibi, yine hava ısıtmak<br />
için, atmosfere açık, tabii dolaşımlı düz güneş<br />
kollektörü düşünülmüştür. Bu kollektör 0.5 x<br />
1.0 x 0.05 m ölçülerinde tasarlanmış ve çıkışına<br />
da 0.5 x 0.5 x 0.5 m ölçülerinde bir kurutma<br />
hücresi bağlanmıştır. Isınan havanın yükseleceği<br />
gerçeğinden hareketle, hava tamamen<br />
tabii dolaşımlıdır. Isınan havanın yoğunluğu<br />
azalıp, yükseldikçe, yerini kollektörün altından<br />
giren, sıcaklığı daha düşük olan havanın alacağı<br />
düşünülmüş ve ısınan hava da kurutma hücresine<br />
verilerek, kurutma amaçlı olarak kullanılmıştır.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
ISI BORUSU<br />
KANATÇIKLARI /\<br />
123<br />
ISI BORULU KANAL<br />
BUHARLASTIRICI<br />
KURUTMA HÜCRESİ<br />
DEVİR-DAİM<br />
2.4.Tabii Dolaşımlı Kanal Hava Isıtmalı Oval Kollektör<br />
Oval bir kollektör içinden kurutma havasının<br />
tabii olarak dolaşacağı 22 cm çapında bir kanal<br />
düşünülmüş ve bu kanalın dış hava giriş ağzı<br />
Şekil 4. 'de görüldüğü gibi, kollektörün alt kısmından<br />
dışarıya çıkarılmıştır. Kollektörün üstü<br />
koruyucu camla ve kanalın geçtiği alt ve üst duvarlar<br />
da başka malzemelerle izole edilerek,<br />
içeride ısınan havanın dışarıya akması<br />
engellenmiştir. İç yan duvarlar parlak<br />
alüminyum yansıtıcı kağıtla kaplanarak,<br />
üzerline düşen ışınımın kanala yansıtılması<br />
sağlanmıştır. Böylece kanal içinden geçen boru<br />
içindeki hava çevreden ısı alarak yükselirken,<br />
sıcaklığı daha düşük olan havanın alttan sisteme<br />
girmesi sağlanmıştır.<br />
Bu sistemde ısınan hava kurutma amaçlı olarak<br />
düşünüldüğü için, önceki sistemlerde olduğu<br />
gibi bir kurutma hücresi düşünülmüş ve ısınan<br />
hava bu hücrede kurutmada kullanılmıştır.<br />
Sistem tamamen tabii dolaşımlıdır.<br />
3. DENEYLER VE SONUÇLARI<br />
Deneyler temmuz ayı şartlarında yapılmıştır.<br />
Sistemler ayrı ayrı birbirilerini gölgeleme olmayacak<br />
şekilde güney yönünde 45° eğim yapacak<br />
şekilde yerleştirilmiştir. Deneylere yerel saatle<br />
9°° 'da başlanarak 18°° 'e kadar devam<br />
edilmiştir. Deney esnasında sisteme giren<br />
havanm (dış havanın) sıcaklığı, kollektörden<br />
çıkıp hücreye giren havanın sıcaklığı, sistemi<br />
terk eden havanın sıcaklığı ve kuruma hücresine
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
DIŞ HAVA GİRİŞ<br />
DIŞ HAVA GİRİŞ<br />
GÜNEŞ IŞINLARI<br />
GÜNEŞ IŞINLARI<br />
Şekil 3. Serbest dolaşımh düz kanal tipi güneş kollektörü<br />
Şekil 4. Kanal hava ısıtmalı oval kollektör<br />
Makina Mühendisleri Odası 124<br />
ATIK HAVA<br />
KURUTULAN<br />
KURUTMA HÜCRESİ
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
120<br />
o — « CN CO ro '^ -<br />
Zaman (Saat)<br />
Şekil 5. Deney sonuçlarının karşılaştırılması<br />
o<br />
<br />
o<br />
o co<br />
(35<br />
o<br />
o o<br />
o<br />
co<br />
o<br />
o<br />
"-<br />
o<br />
co<br />
o<br />
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Zaman<br />
9 00<br />
930<br />
10°°<br />
ıo 30<br />
11°°<br />
İl 30<br />
12°°<br />
ı2 30<br />
13°°<br />
13 30<br />
14°°<br />
14 30<br />
15°°<br />
15 30<br />
16°°<br />
16 30<br />
17°°<br />
17 30<br />
18°°<br />
Ön Kurutmalı<br />
cebri dolaşım<br />
u><br />
M<br />
3- ,3)<br />
=Ö3u<br />
^— oû<br />
<<br />
100<br />
100<br />
100<br />
98<br />
97<br />
94<br />
89<br />
83<br />
78<br />
73<br />
67<br />
62<br />
59<br />
57<br />
51<br />
45<br />
40<br />
37<br />
35<br />
Oval kollektör<br />
tabii dolaşım<br />
22"<br />
Cj<br />
5- >ö)<br />
: v> ı )<br />
32<br />
33<br />
42<br />
42<br />
42<br />
43<br />
44<br />
46<br />
46<br />
48<br />
50<br />
43<br />
42<br />
43<br />
48<br />
47<br />
38<br />
37<br />
32<br />
'öû<br />
>oû<br />
<<br />
100<br />
100<br />
100<br />
98<br />
96<br />
93<br />
87<br />
84<br />
79<br />
74<br />
68<br />
65<br />
62<br />
59<br />
54<br />
51<br />
47<br />
45<br />
45<br />
Dış<br />
sıcaklığ<br />
u<br />
c<br />
•s<br />
Ü<br />
35<br />
37<br />
37<br />
39<br />
39<br />
40<br />
42<br />
42<br />
43<br />
45<br />
47<br />
40<br />
41<br />
42<br />
42<br />
42<br />
39<br />
37<br />
32<br />
hava<br />
öû<br />
İl )OÛ<br />
<<br />
100<br />
100<br />
100<br />
100<br />
Sistemler tamamen kurutma amaçlı yapılmıştır.<br />
Bu bakımdan kurutma etkinliği de dikkate<br />
alındığında Şekil 6. 'daki gibi bir durum ortaya<br />
çıkmaktadır. Kuruma eğrilerinden de<br />
anlaşılacağı üzere, "Ön Hava Kurutmalı<br />
Sistem" 'de diğerlerine göre; daha hızlı bir<br />
kurutma süreci elde edilmiştir.<br />
4. SONUÇ<br />
Yapılan hava ısıtma kollektörleri kurutma<br />
amaçlı yapıldıkları için, ön hava kurutmalı<br />
olarak tasarlanan kollektörde hava kollektör<br />
girişinde soğuk yüzeyden (evaporatörden)<br />
geçirilerek nemi alındığından, sistem havasının<br />
diğer kollektörlere göre daha çabuk ısmdığı<br />
görülmüştür. Dola-yısıyla, nem yönünden fakir<br />
ve sıcaklığı da yüksek olan hava, kurutma<br />
98<br />
96<br />
92<br />
88<br />
84<br />
78<br />
74<br />
67<br />
64<br />
57<br />
53<br />
50<br />
47<br />
45<br />
45
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
hücresinde ürünün nemini hızlı bir şekilde<br />
emerek (absorbe ederek), Şekil 6. 'dan da<br />
anlaşılacağı üzere daha hızlı kurumasını<br />
sağlamıştır.<br />
Kapalı sistem çalışan kollektörde hava<br />
sıcaklığının daha fazla yükselmeyişi ve kuruma<br />
işleminin de yavaş seyredişi dışardan olabilecek<br />
hava kaçaklarına bağlanmıştır.<br />
KAYNAKLAR<br />
1.ZIERHUT, H., "Gas-, Wasser und Sanitârtechnik"<br />
s. 284. Ernst Klett Verlag,<br />
Stuttgart, 1982.<br />
2.ZIERHUT, H., "Heizungs- und Lüftungstechnik"<br />
s. 212. Ernst Klett, Stuttgart, 1976<br />
3.SPRENGER, E., W. Hönmann "Heizunngs<br />
Und Klimatechnik", s. 463. R. Oldenbuourg<br />
Verlag , München, Wien, 1982.<br />
4.KILIÇ, A., A. Öztürk. "Güneş Enerjisi"<br />
Kipaş Dağıtımcılık, İstanbul, 1983.<br />
5.UYAREL, A., R. Yılmaz, H. Doğan, "Parabolik<br />
Kollektörlerin Deneysel İncelenmesi",<br />
G.Ü. Tek. Eğt. Fak. Dergisi, C.l. S. 4.<br />
ANKARA, 1988.<br />
6.USTA, H., "Güneş Enerjisi İle Çalışan<br />
Soğurmalı Soğutma Sistemlerinin Tasarımlarının<br />
Geliştirilmesi ve İmali" (Doktora<br />
Tezi), G.Ü. Fen Bil. Enstitüsü, ANKARA,<br />
1995.<br />
7.DOĞAN, H., "Isı Borulu Güneş Kollektörü<br />
İli Meyve Ve Sebze Kurutulmasında Önemli<br />
Parametrelerin Belirlenmesi", ), G.Ü. Fen<br />
Bil. Enstitüsü, ANKARA, 1995.<br />
8.ECEVİT, A., "Güneş Enerjisinde Yoğunlaştırıcı<br />
ve Toplaç" Türkiye Bilimsel Araştırma<br />
ve Teknik Araştırma Kurumu. TBAG. 586,<br />
ANKARA, 1985.<br />
9.KARADUMAN, A., "Parabolik Güneş<br />
Kollek-törü Sisteminin Tasarımı ve Yapımı"<br />
(Yüksek Lisans Tezi) ODTÜ, ANKARA,<br />
1989.<br />
10. PRAPAS, D. E., B. Norton, S. D. Probert,<br />
"Parabolic-Trough, Solar Energy Collectors,<br />
Possesing Small Concentration Ratios",<br />
Solar Energy, Technology Bedford MKL<br />
3OAL England.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
127<br />
ll.AKYURT, M., E. Sevilir, E. Söylemez, M.<br />
K. Selçuk, " Güneş Enerjisi ve Bazı<br />
Yakıtlarla Meyve ve Sebze Kurutulması"<br />
Ankara, 1976.<br />
12.AKYURT, M., İ. Özdağlar, "Köy Tipi<br />
Güneşli Kurutucu" Müh. Ve Makina, C. 6, s.<br />
188, Ankara, 1982.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
BATARYALI ve DİREKT AKUPLELİ FOTO VOLT AİK POMPA<br />
SİSTEMLERİNİN ÇALIŞMA KARAKTERİSTİKLERİNİN TESPİTİ<br />
Bülent YEŞİLATA Z. Abidin FIRATOĞLU<br />
Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü<br />
Tel:0414 3128456 (2350) e-mail:byesilata@harran.edu.tr e-mail: firatoglu@harran.cdu.tr<br />
ÖZET<br />
Bu çalışmada; biri bataryalı, konvansiyonel DC<br />
motor-pompa içeren, diğeri ise direkt akupleli<br />
Solar pompa (sürekli mıknatıslı fırçasız DC<br />
motor-pompa) içeren iki fotovoltaik destekli su<br />
pompasının çalışma noktalan ve verimleri<br />
araştırılmaktadır. Her iki sistemde kullanılan<br />
PV panel tipi ve sayısı, panel bağlantı<br />
konfigürasyonu, pompa tipi ve DC motor<br />
nominal gücü aynıdır. Temel amaç ilk yatırım<br />
masrafı yüksekliği ve sınırlı kapasitelerde<br />
kullanılma gibi dezavantajları bulunan SPK' ya<br />
verimlilik açısından alternatif teşkil edebilecek<br />
bir bataryalı pompa kombinasyonu<br />
oluşturmaktır. Elde edilen sonuçlar, batarya<br />
sabit voltaj çıkışının doğru optimizasyonu<br />
sonucunda motor çalışma noktalarının, panel<br />
maksimum güç noktalarına (MPP)<br />
yaklaştırılabileceği ve dolayısıyla SPK' ya<br />
nazaran daha yüksek çalışma verimleri elde<br />
edilebileceğini göstermektedir.<br />
ABSTRACT<br />
in this study, operating points and effıciencies<br />
of two different photovoltaic pumping systems<br />
are investigated. One is a battery-buffered<br />
system and has a conventional DC motor-pump<br />
combination. The other is a directly-coupled<br />
system with a solar pump (brushless-permanent<br />
magnet DC motor-pump combination). in both<br />
systems, type, number, and electrical<br />
connection of the PV modules, type of the<br />
pump, and nominal power of DC motor are ali<br />
identical. The main objective here is to design<br />
an effıcient battery-buffered system, which may<br />
become an alternative to solar pump system<br />
(SPK), vvhich is quite expensive and has limited<br />
application. We report here that if output<br />
voltage the battery system is correctly<br />
optimized, a battery-buffered system can<br />
operate with higher efficiency than that of a<br />
solar pump system.<br />
Makİna Mühendisleri Odası<br />
129<br />
1. GİRİŞ<br />
Fotovoltaik destekli su pompalan (PVDSP), su<br />
ihtiyacı ve güneş ışınım şiddeti arasında doğal<br />
bir ilişkinin bulunması sebebiyle gündeme<br />
gelmiş ve son yıllarda kullanımı yaygınlaşmış<br />
güneş enerjisi uygulaması olarak dikkat<br />
çekmektedir. Uzun yıllar bazında yapılan<br />
termoekonomik analizler PVDSP sistemlerin<br />
elektrik şebekesi kullanımına nazaran daha<br />
ekonomik ve güvenli olduğunu gösterdiğinden<br />
günümüzde bir çok gelişmiş ülkede<br />
kullanılmaktadır, [1]. Bu sistemlerin en basit<br />
kombinasyonu; pompa sürücüsü olan motorun<br />
panellere hiçbir ara düzenleyici olmadan direkt<br />
bağlandığı direkt akupleli sistemlerdir. Direkt<br />
akupleli sistemlere ek olarak, PV panel ve<br />
motor arasına bataryanın yerleştirildiği<br />
bataryalı ve panel sisteminin akım-volt (I-V)<br />
çıktılannı maksimum elektriksel güç teminine<br />
uygun olarak düzenleyen bir elektronik kontrol<br />
cihazının bulunduğu maksimum çalışma noktası<br />
îzleyicili (MPPT) gibi kombinasyonları da<br />
bulunmaktadır [2].<br />
PVDSP uygulamalannda sistem bileşenlerinin<br />
dizaynı ve uzun dönem performans<br />
analizlerinin yapılmasında ciddi seviyede<br />
zorluklar söz konusudur [3]. Öncelikle;<br />
panellerin ışınım şiddetine bağlı olarak lineer<br />
olmayan tarzda değişen akım ve voltaj<br />
çıktı lannın belirlenmesi çalışma noktalarının<br />
tespiti için yeterli olmayıp, sistemde kullanılan<br />
motor-pompa ikilisinin yük dirençlerine ve<br />
diğer üretim parametrelerine bağlı yine lineer<br />
olmayan bir tarzda değişim gösteren (I-V)<br />
karakteristiklerinin birlikte değerlendirilmesi<br />
gerekliliğidir [4]. Aksi halde, PVDSP<br />
uygulamalannda kullanılacak herhangi bir<br />
konvansiyonel motorun panellere direkt<br />
bağlanması durumunda büyük verim düşmeleri<br />
ve motor ömründe kısalış gibi olumsuzluklarla<br />
karşı karşıya kalınması kaçınılmaz olmaktadır,<br />
[5].
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Genelde PVDSP sistemlerde AC ve DC olmak<br />
üzere iki tip pompa sürücüsü (motor) kullanılır.<br />
AC motorlar; geliştirilmiş en uygun motor tipi<br />
olup, yapısının çok basit olmasından dolayı<br />
ucuz, dayanımı ve güvenilirliği yüksek sürücü<br />
tipidir [6]. Fakat bu sürücülerin, paneller<br />
tarafından üretilecek olan DC gücü, AC güce<br />
dönüştürecek bir invertere ihtiyaç duymaları<br />
PVDSP sistemlerinde kullanımlarını son derece<br />
sınırlamıştır. DC motorlar ise kompleks ve<br />
pahalı motorlar olup en yaygın dezavantajları,<br />
motorun çalışması esnasında periyodik bir akım<br />
sağlamak amacıyla, kayıcı fırça denen bir<br />
elemanın komütatör (çevirici) ile teması ve bu<br />
temasında motor ömrünü ve çalışma hızını<br />
sınırlamasıdır, [7]. Bu dezavantajlara rağmen,<br />
PVDSP sistemlerinde paneller tarafından<br />
üretilen gücün direkt kullanılabilirliği açısından<br />
DC motorların kullanımı son derece yaygındır.<br />
AC motorlarında kompleks bir inverterden ve<br />
konvansiyonel DC motorlarında ise fırça ve<br />
komütatörün temasından doğacak olumsuzluklardan<br />
kaçınmak amacıyla fırçasız ve<br />
sürekli mıknatıslanma ile tahrik edilen DC<br />
motorlar (brushless permanent magnet)<br />
geliştirilmiştir. Bu tip motorların en önemli<br />
dezavantajlarından biri, küçük kapasiteli<br />
sistemlerde kullanılabilecek boyutlarda dizayn<br />
edilebilmeleridir. Bu sürücülerin kullanıldığı<br />
motor-pompa ikilisi Solar Pompa<br />
Kombinasyonu (SPK) olarak bilinmekte ve<br />
günümüzde birçok uluslararası firma tarafından<br />
yüksek ücretle dünya piyasasına<br />
pazarlanmaktadır. Motor-pompa ikilisinin<br />
direkt akupleli olarak PV panellere bağlanması<br />
durumunda, SPK' nin çok düşük ışınım<br />
seviyelerinde bile su pompalayabilmesi bu<br />
sistemleri cazip kılmasına karşın, yüksek ilk<br />
yatırım maliyetleri ülkemiz gibi gelişmekte olan<br />
ve üretici olmayan ülkeleri daha uygun<br />
çözümler bulununcaya kadar PVDPS<br />
kullanımından uzak kılmaktadır..<br />
Bu çalışmanın temel amaçlarından biri ilk<br />
yatırım masrafı yüksek SPK' ya verimlilik<br />
açısından alternatif teşkil edebilecek bir<br />
bataryalı pompa kombinasyonu (BPK) için<br />
farklı ışınım şiddeti seviyelerinde belirlenen<br />
panel maksimum güç noktalarına en yakın<br />
çalışma koşullarının tespitidir. Bu amaca uygun<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
130<br />
olarak seçilen bataryalı bir pompa<br />
kombinasyonunun (BPK) panel maksimum güç<br />
noktalarına en yakın çalışma noktaları (I-V<br />
karakteristik eğrisi) ve bu noktalardaki verim<br />
değerleri araştırılmış ve bu değerler aynı<br />
kapasitede bir sürücüye sahip bir SPK ile<br />
kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlar, batarya<br />
sabit voltaj çıkışının doğru optimizasyonu<br />
sonucunda motor çalışma noktalarının, panel<br />
maksimum güç noktalarına (MPP)<br />
yaklaştırılabileceği ve dolayısıyla SPK' ya<br />
nazaran daha yüksek çalışma verimleri elde<br />
edilebileceğini göstermektedir.<br />
2. YÖNTEM<br />
Teorik analiz ve modelleme için deneysel<br />
verileri literatürde mevcut [8] SCS 18-160 tipi<br />
Solar Jack pompa (DC motor ile kombine) ile<br />
aynı kapasiteye sahip konvansiyonel DC<br />
sürücülü bir pompa seçilmiştir. Pompaların her<br />
ikisi de hacimsel pompa sınıflandırmasına<br />
girmektedir. Dizayn safhasındaki nominal güç<br />
gereksiniminin eşitliğinden, her iki sistem için<br />
oluşturulacak panel sayısı ve bağlantı<br />
konfıgürasyonunun aynı olması gerekmektedir.<br />
PV panel olarak Tablo 1' de teknik özellikleri<br />
verilen ASE-50-ATF/1/ tipi panel seçilmiş ve<br />
SCS 18-160 tipi Solar Pompa deneysel verileri<br />
göz önüne alınarak gerekli minimum panel<br />
sayısı (14) ve optimum elektriksel bağlantı<br />
konfıgürasyonu (7seri*2paralel) belirlenmiş ve<br />
seçilen PV panel sistemi, her iki kombinasyona<br />
aynı şekilde uygulanmıştır. Bu şartlarda seçilen<br />
BPK ve SPK' ya ait blok diyagramları Şekil 1'<br />
de gösterilmiştir.<br />
Tablo 1. Seçilen ASE-50- ATF/17 tipi PV panelin<br />
Standart test koşularındaki teknik verileri.<br />
Güç<br />
Max noktadaki gerilim<br />
Max noktadaki akım<br />
Kısa devre akımı<br />
Açık devre gerilimi<br />
Panel yüzey alanı<br />
P (Wat)<br />
V max (V)<br />
lmaxc (.A)<br />
IL(A)<br />
V 0C(V)<br />
A (m 2<br />
)<br />
50<br />
17<br />
2.9<br />
20<br />
3.2<br />
0.44<br />
Söz konusu sistemlerin analizinde kullanılan<br />
denklem ve modeller bir sonraki bölümde<br />
detaylı olarak açıklanmakta olup çalışma<br />
noktalarının belirlenmesinde çevre sıcaklığı
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
olarak, nominal oda sıcaklığı olan 298 K değeri<br />
kullanılmıştır. Çevre sıcaklığındaki değişimin<br />
sistem performansı üzerindeki etkisini<br />
belirlemek için yapılan analizlerin sonucu<br />
ayrıca rapor edilmiştir. Analizler sırasında<br />
analitik olarak çözülemeyen tüm denklemler<br />
için Newton-Rapson nümerik çözüm yöntemi<br />
ve Fortran programlama dili kullanılmıştır.<br />
7S*2P Panel<br />
Kombinasyonu<br />
jr<br />
Batarya<br />
Motor<br />
Pompa<br />
(a) (b)<br />
7S*2P Panel<br />
Kombinasyonu<br />
İL<br />
Motor<br />
A.<br />
Pompa<br />
Şekil 1. Simülasyonlar için seçilen BPK (a) ve<br />
SPK (b) kombinasyonlarının ana elemanlarını<br />
gösteren akış şeması.<br />
3. TEORİK ANALİZ VE SONUÇLAR<br />
3.1. PV Panel Akım-Gerilim (I-V)<br />
Karakteristiklerinin Tespiti<br />
Fotovoltaik paneller lineer olmayan güç<br />
kaynaklarıdır. Bundan dolayı PV destekli bir<br />
sistem, dizayn aşamasındayken sistemin uzun<br />
süreli performans tespitinin yapılabilmesi için<br />
radyasyon yoğunluğuna ve çevre sıcaklığına<br />
bağlı değişen panel karakteristiklerini ifade<br />
edebilecek matematiksel modellere ihtiyaç<br />
duyulur. Sistemin dizayn edilebilmesi için<br />
modelin panel çıktı akım ve voltajı arasındaki<br />
ilişkiyi ifade edebilmesi yanında modelin<br />
kullanımı için gerekli panel ve model<br />
parametrelerinin kataloglardan elde<br />
edilebilmesi gerekir. Literatürde hücrenin<br />
fiziksel analizinden yararlanılarak türetilmiş bir<br />
çok model bulunmaktadır. Bu modellerden en<br />
yaygını Towsend (1989), Eckstein (1990) ve<br />
Al-İbrahim tarafından önerilen aşağıdaki<br />
denklemdir [9].<br />
V = A*[ln(<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
Io +1)]-/ *R s (D<br />
131<br />
Denklemde yer alan parametreler sırasıyla L:<br />
kısa devre akımı, Io: karanlık akım, A: sıcaklık<br />
katsayısı ve R*: seri direnç kavramlarını ifade<br />
etmekte olup, bu dört parametre sıcaklığın ve<br />
ışınım şiddetinin birer kompleks<br />
fonksiyonudurlar. Modeldeki dört parametre,<br />
standart şartlarda (1000 W/m 2 ve 25° panel<br />
sıcaklığı) ölçülen akım ve voltaj verilerinden<br />
yararlanmak suretiyle elde edilebilmektedir.<br />
Bu modelde solar radyasyonla orantılı, olarak<br />
akımda lineer, gerilimde ise logaritmik bir artış<br />
gözlenir [10]. Ayrıca panel sisteminde, panel<br />
sayısı ile sistem akım-gerilim çıktısı arasında da<br />
direkt bir orantı mevcuttur. Kombinasyondaki<br />
seri bağlı panel sayısındaki artış gerilimin,<br />
paralel bağlı panel sayısındaki artış ise akımın<br />
katlanarak artmasına neden olur.<br />
Simülasyonlar için seçilmiş panel<br />
kombinasyonunun Denklem (l)'den<br />
yararlanılarak tespit edilen I-V karakteristik<br />
eğrileri ve Newton-Rapson nümerik çözüm<br />
yöntemiyle saptanan maksimum çalışma<br />
noktaları (MPP) Şekil 2'deki diyagramda<br />
gösterilmiştir.<br />
1000 W/m 2<br />
800 W/m 2<br />
600 W/m 2<br />
400 W/m 2<br />
200 W/m 2<br />
MPP<br />
O 20 40 60 80 100 120<br />
V (V)<br />
Şekil 2. Seçilen panel kombinasyonunun I-V<br />
karakteristikleri ve maksimum çalışma noktalan<br />
(MPP).<br />
3.2. Bataryalı Pompa Kombinasyonun (BPK)<br />
Çalışma Noktalarının Tespiti<br />
Konvansiyonel DC motor-pompa sistemlerinin<br />
PV panellere direkt bağlanmaları durumunda<br />
değişken I-V girişinden dolayı çalışma<br />
verimleri ve ömürleri çok düşük sevilerde<br />
kalabilmektedir. Bu tür sistemlerde gerilimin
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
değişkenliğinden doğacak olumsuzlukları<br />
minimize etmek amacıyla batarya kullanılması<br />
uygun bir çözüm olarak gözükmektedir.<br />
Batarya, sistemin sabite yakın bir gerilimde<br />
çalışmasını temin ettiği gibi, sistemin panel<br />
maksimum çalışma noktalarına yakın<br />
noktalarda çalışmasını da temin edebilir.<br />
Bataryanın güneş ışınımın yetersiz olduğu<br />
anlarda enerji temini için de kullanımı söz<br />
konusu olup, bataryanın aşın şarj ya da tam<br />
boşalmasını önlemek için bataryalara bağlı bir<br />
şarj düzenleyicisi ayrıca kullanılmalıdır [11].<br />
Seçilen BPK için MPP noktalarına en yakın<br />
çalışabildiği gerilim değerinin tespiti ciddi<br />
seviyede analiz ve optimizasyonu<br />
gerektirmektedir. Bu çalışmada optimum<br />
gerilim değerinin tespitinde deneme-yanılma<br />
yöntemi kullanıldı. 70V - 120V aralığında 5V<br />
artışla tespit edilen çalışma noktalan ile MPP<br />
değerleri karşılaştırılarak, optimum değer olan<br />
100 volt gerilim değeri belirlendi. Batarya çıkış<br />
gerilimini temsil eden bu değerin kayıpsız<br />
olarak direkt DC motora aktanldığı kabulünden<br />
hareketle, BPK'nin seçilmiş olan panel<br />
kombinasyonunun I-V karakteristikleri<br />
üzerindeki çalışma noktaları bilgisayar<br />
simülasyonu yardımıyla tespit edildi. Tespit<br />
edilen çalışma noktalan Şekil 3'deki<br />
diyagramda gösterilmektedir. Bu çalışma<br />
noktalannda verim ise panel kombinasyonunun<br />
r)-V karakteristikleri üzerinde Şekil 4'deki<br />
diyagramda gösterilmiştir. Şekil 4'deki<br />
diyagramdan ışınım seviyesine bağlı olarak<br />
değişen sistem verimi ve maksimum sistem<br />
veriminden sapma seviyesi gözlenebilir. BPK<br />
için tespit edilen bu çalışma noktaları ve bu<br />
noktalarda panel verim değerlerinin, panel MPP<br />
değerleri ile kıyaslaması Tablo 2'de verilmiştir.<br />
Tablo 2. BPK sisteminde panel yüzeyine gelen ışınım<br />
seviyesine bağlı olarak değişen çalışma noktalan (V ç ,Iç)<br />
ve bu noktalardaki panel verimi (r| ç) değerlerinin panel<br />
MPP değerlerine oranı.<br />
W/m A<br />
1000<br />
800<br />
600<br />
400<br />
200<br />
2<br />
V ç/ V m pp<br />
0.93076<br />
0.94907<br />
0.97414<br />
1.01159<br />
1.08558<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
Aç ' A mpp<br />
1.05104<br />
1.04032<br />
1.02263<br />
0.98774<br />
0.87787<br />
0.97825<br />
0.98778<br />
0.99665<br />
0.99932<br />
0.95419<br />
132<br />
7<br />
1000 W/ 2<br />
BPK<br />
800 W/m 2<br />
600 W/m 2<br />
400 W/m 2<br />
200 W/m 2<br />
6<br />
K^ MPP<br />
<<br />
5<br />
4<br />
3<br />
2<br />
1<br />
İ l 1<br />
/<br />
l i<br />
° 20 40 60<br />
V(V)<br />
80 100 120<br />
Şekil 3. Seçilen panel kombinasyonunun I-V<br />
karakteristik eğrileri üzerinde BPK çalışma noktaları<br />
ve MPP değerleri.<br />
Şekil 4. Seçilen panel kombinasyonunun r)-V karakteristik<br />
eğrileri üzerinde BPK ve MPP çalışma verimleri.<br />
3.3. Solar Pompa Kombinasyonunun (SPK)<br />
Çalışma Noktalarının Tespiti<br />
SCS 18-160 tipi Solar Jack pompasının 275 kpa<br />
basınç çıktısında deneysel verileri Tablo 3'de<br />
verilmiştir [11]. Bu verilerden yararlanarak<br />
seçilen SPK sisteminin akım ve gerilim<br />
değerleri arasında ilişkiyi veren<br />
V = 0.5061 2<br />
+13.3091 + 34.674 (2)<br />
denklemi elde edilmiştir. Denklem (2)<br />
kullanılarak göz önüne alınan SPK için<br />
belirlenmiş çalışma noktalan ve panel MPP<br />
değerleri Şekil 5'de gösterilmiştir. Çalışma<br />
noktalarında elde edilen verim değerleri ise<br />
panel kombinasyonunun r|-V karakteristikleri<br />
üzerinde Şekil 6'daki diyagramda
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
gösterilmiştir. SPK için tespit edilen çalışma<br />
noktaları ve bu noktalarda panel verim<br />
değerlerinin panel MPP değerleri ile<br />
kıyaslaması Tablo 4'de verilmiştir.<br />
Tablo 3. SCS 18-160 tipi Solar Jack pompasının 275<br />
kpa basınç çıktısındaki deneysel verileri.<br />
7<br />
6<br />
5<br />
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
0.8<br />
0.7<br />
0.6<br />
0.5<br />
İ. 0.4<br />
O<br />
0.3<br />
0.2<br />
0.1<br />
BKP(Q-H)<br />
SPK(Q-H)<br />
BPK(CN)<br />
SPK(CN)<br />
0<br />
200 250 275 300 350<br />
H(kpa)<br />
Şekil 7. Seçilen BPK ve SPK sistemlerinin Q-H<br />
karakteristikleri ve 275 kpa pompa çıkış yükünde<br />
çalışma noktalan.<br />
3.5. Çevre Sıcaklığının Çalışma Verimi<br />
Üzerindeki Etkisinin BPK ve SPK için Tespiti<br />
PV panellerin I-V karakteristikleri temelde<br />
ışınım şiddeti ve panel sıcaklığı olmak üzere iki<br />
bağımsız değişken içerirler. Karakteristikler<br />
üzerinde ışınım şiddeti kadar etkisi bulunmayan<br />
panel sıcaklığı da çevre sıcaklığının birer<br />
fonksiyonudur. Bundan dolayı çevre<br />
sıcaklığındaki herhangi bir değişim panellerin J-<br />
V karakteristiklerini de değiştirecektir. Panel<br />
karakteristiklerinin değişmesi ise sistemin<br />
çalışma noktalarının ve dolayısıyla çalışma<br />
veriminin değişmesine yol açmaktadır. Göz<br />
önüne alınan BPK ve SPK için çevre<br />
sıcaklığındaki değişimin, ışınım şiddetinin bir<br />
fonksiyonu olarak ta değişen çalışma verimi<br />
üzerine etkisi tespit edilerek, elde edilen<br />
sonuçlar seçilmiş bazı ışınım şiddeti değerleri<br />
için Şekil 8'de gösterilmektedir.<br />
4. TARTIŞMA VE ÖNERİLER<br />
Bu çalışmada biri bataryalı, konvansiyonel DC<br />
motor-pompa içeren (BPK), diğeri ise direkt<br />
akupleli Solar pompa (sürekli mıknatıslı fırçasız<br />
DC motor-pompa) içeren (SPK) iki PVDSP<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
134<br />
sisteminin çalışma noktaları ve çalışma<br />
verimleri araştırılmıştır. Her iki sistemde<br />
kullanılan PV panel sayısı, panel bağlantı<br />
konfigürasyonu, pompa tipi ve DC motor<br />
nominal gücü aynıdır. Temel amaç ilk yatırım<br />
masrafı yüksekliği ve sınırlı kapasitelerde<br />
kullanılma gibi dezavantajları bulunan SPK' ya<br />
verimlilik açısından alternatif teşkil edebilecek<br />
bir bataryalı pompa kombinasyonu<br />
oluşturmaktır. Bu amaca ulaşmak için, seçilen<br />
panel konfigürasyonundan elde edilebilecek<br />
maksimum gücü temsil eden noktalara en yakın<br />
çalışma noktalarını veren optimum batarya<br />
voltaj çıkış değeri belirlenmiştir. Her iki<br />
kombinasyon için, DC motorun akım-gerilim,<br />
pompanın debi-yük eğrileri ve sistemin farklı<br />
ışınım şiddeti değerlerinde verim değerleri<br />
tespit edilerek kıyaslanmıştır.<br />
10 :<br />
9 •<br />
8 -<br />
7 •<br />
6 -<br />
5 -<br />
400<br />
X<br />
W/m 2<br />
v 200 W/m<br />
\<br />
\<br />
\<br />
200 W/m 2<br />
BPK<br />
cpı/<br />
280 290 300<br />
T(K)<br />
800 W/m 2<br />
400 W/m 2<br />
\<br />
\ \ \ \ \ \<br />
\<br />
310<br />
Şekil 8. Seçilen BPK ve SPK sistemlerinde sistemlerin<br />
çalışma verimlerini çevre sıcaklığına bağlı değişimi.<br />
Seçilen BPK ile SPK arasında net bir kıyaslama<br />
yapabilmek amacıyla, her iki kombinasyon için<br />
tespit edilen ve performansın direkt olarak<br />
yorumlanabileceği debilerinin oranı-ışınım<br />
şiddeti ilişkisi Şekil 9' da gösterilmektedir.<br />
Batarya voltaj çıkış değeri üzerinde yapılan<br />
doğru optimizasyon sonucunda, tüm ışınım<br />
şiddeti değerlerinde BPK lehine bir fark<br />
oluşmaktadır. Bu fark özellikle düşük ışınım<br />
seviyelerinde daha fazla olup, ışınım seviyesi
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
yükseldikçe azalmaktadır. Seçilen<br />
kombinasyonlarının böylesine bir performans<br />
trendi izlemesinin sebebi seçilen<br />
kombinasyonların çalışma noktalarını ve bu<br />
çalışma noktalarındaki çalışma verimlerini<br />
gösteren Şekil 3, Şekil 4, Şekil 5 ve Şekil<br />
6'daki diyagramlardan kolayca anlaşılabilir. Bu<br />
diyagramlarda görüleceği gibi düşük ışınım<br />
seviyelerinde SPK için çalışma noktaları, MPP<br />
değerlerinden BPK' ya nazaran daha uzakta<br />
bulunmaktadır. Işınım seviyesi yükseldikse<br />
SPK aleyhine olan bu fark azalmakta ve<br />
yaklaşık olarak 800 W/m 2 ışınım seviyesinde<br />
minimum olmaktadır.<br />
Çevre sıcaklığının seçilen kombinas- yonların<br />
performansı üzerine etkisini gösteren Şekil 8'<br />
deki diyagramlarda SPK lehine dikkat çekici bir<br />
trend söz konusudur. Çevre sıcaklığının artışı,<br />
BPK performansında özellikle düşük ışınım<br />
şiddetlerinde ciddi seviyede düşüşe sebebiyet<br />
vermektedir. Özellikle PVDPS için üretilen<br />
Solar Pompanın, sıcaklık artışıyla ortaya çıkan<br />
panel verimindeki azalmadan minimum<br />
miktarlarda etkilenmesi SPK önemli bir avantaj<br />
olarak değerlendirilebilir. Ancak ışınım şiddeti<br />
ve çevre sıcaklığı arasındaki mevcut doğal<br />
ilişkiden dolayı; çok düşük ışınım şiddeti ve<br />
yüksek çevre sıcaklığı koşullarının pratik olarak<br />
gözlenmesi pek olası olmadığından, BPK için<br />
bu durum çok önemli bir dezavantaj olmaktan<br />
çıkmaktadır.<br />
Bu çalışmada göz önüne alman<br />
kombinasyonlar için çıkarılan sonuçların<br />
genelleştirilmesi; sunulan analizlerin çok daha<br />
kapsamlı DC motor-pompa ve Solar pompa<br />
deneysel dataları ile yapılması ile mümkün<br />
olabilecektir. Ayrıca, bu çalışma kapsamına<br />
dahil edilmeyen çalışma ömrü bazındaki<br />
maliyet analizinin her iki kombinasyon için de<br />
yapılması sistem seçimine karar vermede<br />
önemli bir adım olacaktır.<br />
Yapılan incelemeler sonucu iki kombinasyon<br />
arasındaki performans farkının az olması<br />
özelliklede orta ve yüksek ışınım şiddetine<br />
sahip bölgelerde sistem seçiminde<br />
kullandırabilirlik parametresinin seçim<br />
parametreleri içindeki payını ihmal edilebilecek<br />
düzeylerde olduğu görülmüştür. Böylesine bir<br />
sonuç büyük bir kısmı yüksek ışınım<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
135<br />
seviyelerine sahip bölgelerden meydana gelen<br />
bir coğrafyada yer alan ülkemiz açısından<br />
düşünül ürürse, yapılacak seçimde sitemlerin<br />
performans parametreleri tamamen ihmal<br />
edilebilir.<br />
200 400 600 800 1000<br />
I (W / m 2 )<br />
Şekil 9. Seçilen SPK ve BPK sistemlerin 275 kpa yük<br />
çıktısında paneller yüzeyine gelen ışınım şiddetine bağlı<br />
çıktı debisindeki değişim<br />
SİMGELER<br />
PVDSP : Fotovoltaik destekli su pompası<br />
SPK : Solar pompa kombinasyonu<br />
BPK : Bataryalı pompa kombinasyonu<br />
MPPT : Maksimum power point traker<br />
MPP : Maksimum power point<br />
(Maksimum çalışma noktası)
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
KAYNAKLAR<br />
[1] Yeşilata, B., Aktacir, M.A., " Fotovoltaik<br />
Güç Sistemli Su Pompalarının Dizayn<br />
Esasların Araştırılması", Mühendis ve<br />
Makine, cilt 42, sayı 493, sy 29-34, 2001.<br />
[2] Duffıe, J., Beckman, W.A., Solar<br />
Engineering of Thermal Processes,<br />
edn., Wiley Interscience,, 1991.<br />
nd<br />
[3] Al-Karaghoulı, A., Al-Sabounchı, A. M.,<br />
"A PV Pumping System", Applied<br />
Energy, Vol.65, pp. 145-151,2000.<br />
[4] Metwally, H. M. B., Anis, W. R., "<br />
Dynamic Performance of Directly Coupled<br />
Photovoltaic Water Pumping System<br />
Using D.C. Shunt Motor", Energy<br />
Convers. Mgmt Vol. 37, No. 9, pp. 1407-<br />
1416, 1996.<br />
[5] Metvvally, H. M. B., Anis, W. R.,<br />
"Performance Analysıs of PV Pumping<br />
Systems Using Svvitched Reluctance Motor<br />
Drivers", Solar Energy Vol. 56, No2, pp.<br />
161-168, 1996.<br />
[6] Zaki A. M., Eskander M. N., " Matching<br />
of Photovoltaic Motor-Pump Systems for<br />
Maximum ", Efficiency Operation",<br />
Renewable Energ, Vol. 7, pp. 279-288,<br />
1996.<br />
Makİna Mühendisleri Odası<br />
136<br />
[7] Langrıdge, D., Lawrance, W., Wichert, B.,<br />
"Development of a Photo-Voltaic Pumping<br />
Systems Using a Brushless D.C. Motor and<br />
Helical Rotor Pump", Solar Energy Vol.<br />
56,No.2pp. 151-160,1996.<br />
[8] Kou, Q., "A Method for Estimation the<br />
Long-Term Performance of Photovoltaic<br />
Pumping System.", Master Thesis, The<br />
University of Wisconsion-Madison, Solar<br />
Energy Laboratury, 1996.<br />
[9] Kou, Q., Klein, A., Beckman, W., " A<br />
Method for Estımatıng the Long-Term<br />
Performance of Dırect- Coupled PV<br />
Pumping Systems", Solar Enery, Vol. 64,<br />
pp.33-40, 1998.<br />
[10] Fıratoğlu, Z. A., Yeşilata, B.,<br />
"Maksimum Güç Noktası İzleyicili<br />
Fotovoltaik Sistemlerin Optimum Dizayn<br />
ve Çalışma Koşullarının Araştırılması",<br />
6-Türk-Alman Enerji Sempozyumu<br />
Bildiriler Kitabı, Basımda, 20-23<br />
Temmuz 2001.<br />
[11] Al-Shaban S., Mohmoud A., " Self-<br />
Control in Storage Unit of PV Plants",<br />
Applied Energy, Vol. 65, pp. 85-90,<br />
2000.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
RÜZGAR TÜRBİNLERİNDE KONTROL VE<br />
GÜVENLİK SİSTEMLERİ<br />
İrfan GÜNEY, Selçuk NOĞAY, Sezai TAŞKIN<br />
Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Eğitimi Bölümü 81040 Göztepe - İstanbul<br />
iguney@marun.edu.tr snogay@marun.edu.tr sezai.taskin@marun.edu.tr<br />
Rüzgar türbinlerinde kontrol ve güvenlik<br />
sistemleri; rüzgar türbinini oluşabilecek<br />
tehlikeli durumlardan koruyan ve kapsamlı bir<br />
sistemin elemanlarını içeren bir çok farklı<br />
bileşenden meydana gelmektedir. Güveninirlik<br />
konusundaki genel amaç, en az donanım ve<br />
devre ile koruma düzenlerinin oluşturulmasıdır.<br />
Kontrol sistemlerinde algılayıcılar ve diğer aktif<br />
bileşenler yüksek kalitede olmalı ve sayıları<br />
mümkün olduğunca sınırlı tutulmalıdır. Bu<br />
çalışmada, rüzgar türbinlerinde kontrol ve<br />
güvenlik sistemlerinin bileşenleri tanıtılmakta,<br />
rüzgar türbinlerinin normal çalışmasını denetim<br />
altında tutmak için gerek duyulan kontrol<br />
sistemleri, ölçümler ve testler araştırılmaktadır.<br />
Ayrıca 600 kW'lık bir rüzgar türbini temel<br />
alınarak kontrolsüz aşırı hızlanma<br />
durumlanndaki güç ve ivmelenme eğrileri<br />
incelenmektedir.<br />
Anahtar kelimeler : kontrol, güvenlik,<br />
güvenilirlik, güç kontrolü, kontrolsüz aşırı<br />
hızlanma.<br />
ABSRACT<br />
Control and safety systems at the wind turbines<br />
comprise many different components,<br />
preventing possible dangerous situations from<br />
arising and including part of a comprehensive<br />
system. The high demands on reliability require<br />
systems are simple enough to be robust but at<br />
the same time give the possibility for necessary<br />
supervision. The number of sensors and other<br />
active components need to be limited as for as<br />
possible, hovvever the necessary components<br />
must be of the highest possible quality. in this<br />
study, components of control and safety<br />
systems at the wind turbines has been<br />
introduced. Control systems, measurements and<br />
tests required to supervise normal operation of<br />
wind turbines are investigated. Also by based<br />
on a 600 kW wind türbine, power and rotational<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
137<br />
acceleration curves during run-away situations<br />
has been examined.<br />
Key words: Control, safety, reliability, powercontrol,<br />
run-away.<br />
1. GİRİŞ<br />
Rüzgar Türbini (RT) bileşenlerinin son 20 yılda<br />
dizayn edildiğini göz önünde<br />
bulundurduğumuzda, fırtınalı hava şartları da<br />
dahil olmak üzere 120.000 çalıştırma saatinden<br />
daha fazla dayanma gücüne sahip olduklarını<br />
görmekteyiz. Sıradan bir otomobil motorunun<br />
yaklaşık 5000 çalıştırma saati ömrü vardır.<br />
RT'lerinin bu kadar uzun süre dayanabilmeleri<br />
için ve güvenli çalışmayı sağlayabilmeleri için<br />
kontrol ve güvenlik sistemlerine ihtiyaç<br />
duyulur.[l]<br />
Rüzgardaki gücün artışı çok hızlı olduğundan,<br />
bütün RT'leri yüksek hızlardaki güç<br />
toplamalarını önleyecek düzenlemeler ile<br />
donatılırlar. Yüksek hız koşullarında güç<br />
kontrolü için belli başlı üç yöntem vardır:<br />
1. Aerodinamik verimin değiştirilmesi<br />
a) Kanat açısını değiştirmek veya kanatları<br />
döndürmek<br />
b) Sabit devirde çalışmak<br />
c) Kaldırma etkilerini azaltıp sürükleme<br />
etkilerini çoğaltmak<br />
2. Kanatların rüzgar ile etkileşim içinde<br />
olduğu alanı küçültmek<br />
a) Rotoru hakim rüzgar yönünden çevirmek<br />
b) Rotor geometrisini değiştirmek.<br />
3- Frenleme<br />
a) Mekanik, hidrolik<br />
b) Hava freni<br />
c) Elektrik (direnç, manyetik)<br />
Bu yöntemler tek tek ya da yüksek hız kontrolü<br />
ve yük denetim kaybı durumlarında kombine<br />
olarak bir arada kullanılabilirler.[2]
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Kontrol ve güvenlik sistemleri değişik tipteki<br />
rüzgar türbinlerine göre farklılıklar<br />
göstermektedir. Bu çalışmada kontrol ve<br />
güvenlik sistemlerini oluşturan bileşenler<br />
tanıtılmakta ve bu kontrol sisteminin kurulduğu<br />
600 kW'lık bir RT'nin güç ve ivmelenme<br />
eğrilerini de içeren bir araştırma yapılmıştır.<br />
2. PROBLEMİN BELİRLENMESİ<br />
RT'lerinde kontrol ve güvenlik sistemlerinin<br />
kurulabilmesi için öncelikle çözülmesi istenen<br />
problemlerin belirlenmesi gerekmektedir. Genel<br />
olarak iki tane önemli problem vardır. İlk<br />
problem tüm kontrol ve güvenlik sistemleri için<br />
geçerlidir. Rüzgar türbinlerinin devamlı olarak<br />
kendi kendini kontrol edebilecek mekanizması<br />
yoktur. Kontrol sistemi RT'nin çalışma<br />
şartlarında olup olmamasına göre iki<br />
fonksiyonlu olarak kurulmalıdır. Endüstrinin bir<br />
çok alanında iç kontrol sistemlerine rastlamak<br />
mümkündür. Örneğin ; güç istasyonlarında<br />
sistem devamlı olarak merkez kontrol<br />
<strong>odası</strong>ndan kontrol edilir. Beklenmedik bir<br />
durum meydana geldiğinde hızlı ara kontrol<br />
sistemi hemen etkisini göstermektedir.<br />
RT'lerinin kendi kendini kontrol edebilecek<br />
mekanizmaya sahip olmasının yanında, hataları<br />
kayıt edebilme ve kayıtlı bilgileri tekrar ele<br />
alarak, olabilecek sorunlara mümkün<br />
olduğunca tam bir şekilde cevap verebilme<br />
yeteneğine sahip olması gerekir. Güveninirlik<br />
konusunda genel istek en az donanım ve devre<br />
ile koruma düzenlerinin oluşturulmasıdır.<br />
Algılayıcı ve diğer aktif bileşenlerin sayısı<br />
mümkün olduğunca sınırlı tutulmalı ve gerekli<br />
bileşenler mümkün olan en yüksek kalitede<br />
olmalıdır.[3]<br />
Diğer problem ise güvenlik sistemleri ile<br />
ilgilidir. Rüzgar türbini eğer kontrol edilmezse<br />
yüksek rüzgar periyotları esnasında<br />
kendiliğinden aşırı hızlanacaktır. Ya da normal<br />
hızının çok üstüne çıkacaktır. Planlı bir kontrol<br />
sistemi olmadığı sürece durdurulabilmesi<br />
imkansız hale gelebilir. RT'nin aşırı hızlandığı<br />
durumlarda ürettiği güç, üretmesini istediğimiz<br />
nominal gücünden çok daha fazla olabilir.<br />
RT'ninin rotor devir hızı bu yüzden<br />
sınırlandırılır ve RT şebeke bağlantılı jeneratör<br />
tarafından nominal gücünde işletilir. RT normal<br />
çalışma şartlarındayken, eğer şebeke bağlantısı<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
138<br />
herhangi bir arızayla kesilirse RT ani bir şekilde<br />
ivmelenmeye başlayacaktır. Bu anda RT<br />
kontrolsüz aşırı hızlanma şartlarındadır.[l]<br />
eo<br />
i»<br />
— 6* -<br />
(0<br />
O)<br />
10<br />
i n<br />
10<br />
Q o<<br />
.._<br />
1<br />
-<br />
-<br />
—T- J /<br />
— YY<br />
Kontrolsuz aşırı hızlanma zamanı(s)<br />
Şekil 1. Farklı rotasyonel hızlardaki güç eğrileri [3 ]<br />
Aşağıdaki şekilde RT'ninin kontrolsüz aşırı<br />
hızlanma durumları gösterilmektedir. İlk grafik<br />
600 kW'lık bir RT için rotasyonel kanat hızının<br />
bir fonksiyonu olarak güç eğrisini<br />
göstermektedir. Alttaki eğri ise, jeneratör<br />
tarafından denetlenen 27 rpm'lik rotasyonel<br />
kanat hızındaki güç eğrisini göstermektedir.<br />
Diğer üç eğri de 30, 40 ve 60 rpm'deki güç<br />
üretim eğrilerini göstermektedir. Bu RT 20 m/s<br />
'lik rüzgar hızında , 600 kW'ın çok az altında<br />
normal bir üretim yapacaktır. Eğer sadece %<br />
10 iuk bir ivmelenmeye izin verilirse bu<br />
Güç<br />
(kW)<br />
«OD<br />
W1MI<br />
4!<br />
2DO0<br />
10»<br />
Û<br />
1<br />
J<br />
\<br />
in ıs<br />
Rüzgar hızı (m/s)<br />
J<br />
*****<br />
•••İH<br />
•••+••<br />
Şekil 2. Kontrolsüz aşırı hızlanma esnasında<br />
rotasyonel ivmelenme [3]<br />
JO ipli,<br />
'21 rom
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
durumda güç üretimi, 30 rpm rüzgar hızında<br />
yaklaşık 1000 kW'a ulaşabilecektir. 40 rpm<br />
rotasyonel kanat hızında güç 2000 kW 'a ve 60<br />
rpm hızında da 3300 kW'a ulaşır. 25 m/s rüzgar<br />
hızında , kanatlar 60 rpm de dönmeye<br />
dayanırsa, güç üretimi 5400 kw gibi yüksek bir<br />
değere ulaşmış olur.[3]<br />
İkinci grafik kontrolsüz aşırı hızlanma<br />
durumundaki RT'nin, rotasyonel kanat hızının<br />
hızlı bir şekilde ivmelendiğini göstermektedir.<br />
Bir metreden sonra 0.6 saniyedeki rotor hızı 30<br />
rpm'ye ivmelenir ve 2.5 saniyeden sonra<br />
kanatlar 40 rpm'ye ulaşır. Bu durumdaki çıkış<br />
gücü 2000 kW 'tır. Gücü bu seviyede tutan bir<br />
frenleme sistemi mümkün değildir. Bu yüzden<br />
güvenlik sisteminin kontrolsüz aşırı hızlanma<br />
durumlarına çok hızlı cevap verebilmesi çok<br />
önemlidir. Kontrolsüz aşırı hızlanma<br />
durumlarına kesin çözüm iki şekilde olabilir.<br />
Birincisi, rotasyonel kanat hızının ivmelenerek<br />
güç üretiminde aşırı bir artmanın sağlandığı<br />
rüzgar şartlarına kanatların dayanabilecek<br />
mukavemette ve dinamiklikte yapılabilmesi,<br />
ikincisi ise tehlikeli seviyelere yükselen devir<br />
hızının korunabilmesidir. [3]<br />
3. KONTROLÖR<br />
RT kontrolörü, RT'nin çalışma şartlarını<br />
devamlı olarak denetleyen, istatistikleri<br />
toplayan belirli sayıda bilgisayardan<br />
oluşmaktadır. Ayrıca kontrolör, RT'nin<br />
içerdiği butonları, hidrolik pompalan, valfları<br />
ve motorları da denetler. RT'nin boyutları<br />
büyüdükçe kontrolörün önemi de aynı ölçüde<br />
artmaktadır. Kontrolör sistemi, telefon hattı<br />
üzerinden veya diğer haberleşme sistemleri<br />
aracılığıyla rüzgar türbini operatörü ile iletişime<br />
geçebilir. Herhangi bir yerden RT'ni telefonla<br />
veya başka bir aracı sistemle arayarak<br />
istatistikleri alıp o andaki durum ile kıyaslama<br />
yapmak mümkündür. Rüzgar santrallerindeki<br />
türbinlerden birisi verileri toplamak için veya<br />
denetlemek için bilgisayarlar ile donatılır.<br />
Genellikle rüzgar türbini kulesinin tabanında ve<br />
üstünde bir kontrolör ünitesi bulunur. Son<br />
yıllardaki RT modellerinde kontrolörler<br />
arasındaki iletişim fiber optik sistemlerle<br />
yapılmaktadır. Bazı modellerde ise rotor<br />
göbeğine üçüncü bir kontrolör yerleştirilmiştir.<br />
Bu kontrolör genellikle göbekteki kontrolör ile<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
139<br />
iletişime geçerek ana mildeki fırçalar ve<br />
bileziklere bağlı olan bir kablo üzerinden seri<br />
iletişimler kurar.fl]<br />
Bilgisayar birçok elektroteknik cihaz,<br />
kontaktörler, anahtarlar, sigortalar vb. ile<br />
beraber kontrol kabinine yerleştirilir.<br />
Kontrolörden beklentiler çok sayıda farklı<br />
bileşenden oluşan karmaşık bir yapı içinde<br />
sonuçlandırılır. Dolayısıyla denetim ne kadar<br />
karmaşık bir yapı içerisinde gerçekleşirse hata<br />
olasılığı da o kadar fazla olur. Bu sorun, arıza<br />
güvenlik denetim sistemi geliştirilerek<br />
çözümlenebilmektedir. Ayrıca kontrolörün de<br />
kendi kendisini kontrol etmesini sağlayan iç<br />
kontrol sistemi geliştirmek de mümkündür. [3]<br />
Şekil 3. CU(Centrifugal Release Unit)'nın<br />
iç görünüşü[3]<br />
Arıza güvenlik sistemlerinde algılayıcıların<br />
gerekli olduğu kadarıyla sınırlandırılması<br />
şarttır. Modern rüzgar türbinlerinde 100 ile 500<br />
arasındaki parametre değerlerini herhangi bir<br />
yerden monitörle takip etmek mümkündür.<br />
Kontrolör aşağıdaki parametreleri analog olarak<br />
ölçer. [1]<br />
• Üç faz gerilimi<br />
• Üç faz akımı<br />
• Bir faz frekansı<br />
• Göbek içi sıcaklığı<br />
• Jeneratör sıcaklığı<br />
• Dişli kutusunun yağ sıcaklığı
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
• Dişli yatağı sıcaklığı<br />
• Rüzgar hızı<br />
• Yalpalama açısı<br />
• Düşük hızda rotasyonel mil hızı<br />
• Yüksek hızda rotasyonel mil hızı<br />
Kontrolör ayrıca aşağıdaki parametreleri de<br />
dijital olarak ölçer.<br />
• Rüzgar yönü<br />
• Jeneratör sargılarındaki sıcaklık<br />
• Valf fonksiyonu<br />
• Titreşim seviyesi<br />
• Güç kablosu burkulması<br />
• Acil fren devresi<br />
• Hidrolik pompaların ve diğer sistemlerin<br />
esnemeden dolayı aşırı ısınması<br />
• Fren ayarı<br />
• Merkezkaç ayırma işlemi[l]<br />
Kontrolör rüzgar hızını güce bağlı olarak<br />
denetler. Eğer bir periyotluk düşük rüzgar<br />
esnasındaki üretilen güç çok fazla ise veya<br />
yüksek rüzgar esnasındaki üretilen güç çok az<br />
ise kontrolör RT'ni durduracak ve rüzgar ölçüm<br />
hatasını gösterecektir. Rüzgar ölçüm hatası<br />
genellikle ya elektriksel bağlantıda ya da<br />
anemometre yatağında oluşabilecek arızalardan<br />
meydana gelmektedir. RT'nin rüzgar ölçüm<br />
hatası ile işlemeye devam etmesi imkansızdır.<br />
Çünkü rüzgar hızı ile güç üretimi arasında<br />
fonksiyonel bir bağıntı vardır. RT'nin rüzgar<br />
enerjisinden elektrik enerjisi üretmeye başladığı<br />
rüzgar hızına "nominal rüzgar hızı", RT'lerinin<br />
modellerine göre devreye girebileceği en düşük<br />
hıza "devreye giriş hızı", belli bir rüzgar<br />
hızından sonra ise güvenlik nedeni ile devreden<br />
çıktıkları hıza da "devreden çıkış hızı"<br />
denmektedir. Nominal rüzgar hızından daha<br />
yüksek veya daha düşük rüzgarlarda<br />
anemometreler vasıtasıyla kontrol ünitesi<br />
devreye girmektedir. [4],<br />
Kontrolör için başka bir güvenlik sistemi<br />
tekrarlı sistemlerdir. Mekanik merkezkaç<br />
birimleri buna iyi bir örnektir. Bu birimler<br />
kontrolörün hız ölçüm sisteminde hata olsa bile,<br />
rotasyonel kanat hızını ve aktif frenleme<br />
sistemlerini kontrol ederler. RT'lerinde<br />
genellikle iki adet merkezkaç anahtarlama<br />
birimi kullanılır. Bunlardan birisi RT'nin<br />
göbeğinde yer alan hidroliktir ve CU<br />
(Centrifugal Release Unit) şeklinde adlandırılır.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
140<br />
RT çok yüksek rotasyonel hıza ulaştığında<br />
hidrolik valf açılır. Sonra hidrolik yağının kanat<br />
uçlarını yerinde tutan hidrolik silindirlerden<br />
dışarıya doğru akmasıyla kanat ucu hava<br />
frenleri aktif duruma geçer.<br />
Şekil 4. Dişli kutusunun yüksek hız miline<br />
yerleştirilen HCU[3]<br />
Bundan sonra kontrolör veya hidrolik sistemin<br />
hangi konumda olacağı önemli değildir. Basınç<br />
silindirlerde devam etmeyecektir ve servis<br />
elemanı merkezkaç anahtarlama elemanını<br />
manuel olarak resetleyene kadar hava frenleri<br />
aktif halde kalmaya devam edecektir. [3]<br />
Hidrolik merkezkaç anahtarlama (CU)<br />
biriminin avantajı, kontrolör ve hidrolik<br />
sistemden tamamen bağımsız olmasıdır. Ayrıca<br />
hayati önem taşıyan dizayn hatasının neden<br />
olduğu kontrolsuz aşırı hızlanma ile sonuçlanan<br />
durumlara da engel olur. İkinci mekanik<br />
merkezkaç birim ise aşırı hızlanma durumlarına<br />
karşı dişli kutusu miline sabitlenen elektromekanik<br />
birimdir(HCU). RT aşırı hızlandığında<br />
mekanik frenleme sistemi ve hava frenlerinin<br />
manyetik valfına elektrik akımının geçişini<br />
sağlayan iki küçük kol dışarıya doğru fırlayarak<br />
frenleme sistemlerini harekete geçirecektir.<br />
Hava freni ve mekanik fren valflerinin kapalı<br />
pozisyonda devam etmesi için elektrik<br />
devresinin kapalı devre pozisyonda olması<br />
gerekmektedir. Bu sistem hata güvenlik sistemi<br />
olarak adlandırılır. Elektrik devresinin şebeke<br />
ile bağlantının kesilmesi yada kontrolör<br />
tarafından olabilecek bir elektrik kesintisi
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
dolayısıyla valfler açılacak ve frenleri aktif hale<br />
geçirerek RT'nin yavaşlamasını ve durmasını<br />
sağlayacaktır. HCU devre kesimini mekanik<br />
olarak yapabilir ve bu suretle her iki frenleme<br />
sistemimde harekete geçirmiş olur. RT'nin<br />
göbeğine monte edilen CU ise yalnızca<br />
kanattaki hidrolik sistemi keser. HCU bu<br />
yüzden daha üstündür. Bunun yanı sıra CU<br />
kendi ekstra valf sistemine sahiptir. Her iki<br />
mekanik merkezkaç birimi de nominal<br />
rotasyonel kanat hızına göre ayarlanır. Diğer<br />
yandan, mekanik merkezkaç birimleri sadece<br />
bakım testi için de tasarlanabilmektedir. [3]<br />
4. HİDROLİKLER<br />
Hidrolik sistem frenleme sistemlerini<br />
çalıştırırken, kontrolör de güvenlik sisteminde<br />
hangi işlemlerin sonuçlandırılacağına karar<br />
verir. Bir hidrolik sistemde basınç altındaki<br />
sıvı, belirli bileşenleri hareket ettirmekte<br />
kullanılır. Bu sıvıya hidrolik yağ denir.<br />
Çalıştırma basıncı yaklaşık 1 Bar'dır. Hareket<br />
eden bileşenler ise hidrolik silindirlerdeki<br />
pistonlardır. 50 mm'lik hidrolik silindirde 100<br />
bar'hk basınç altındaki bir piston 2 ton kuvvet<br />
üretir. Pervane ucu freni ve mekanik frenin her<br />
ikisindeki hidrolik sistemler aynı zamanda hata<br />
güvenlik sistemleridir. Mesela RT'nin çalışması<br />
için hidrolik yağa ihtiyaç vardır. Hidrolik<br />
sistem, RT çalışmaya başladığı andan itibaren<br />
basınç uygular, duracağı zaman ise basıncı<br />
keser. İstenen basınç seviyesi bir pompa ile elde<br />
edilene kadar basınç uygulanır ve sonra<br />
basıncın aynı seviyede kalması sağlanır. Ayrıca<br />
sistem yedek basınç tankına sahiptir. Yağ<br />
basınç alttında olduğu zaman piston havayı<br />
sıkıştıracak ve dolayısıyla tüm sistem<br />
çalışmasını sürdürecektir. Mekanik frenden ve<br />
pervane uç freninden basıncın uygulanması<br />
manyetik valfler ile gerçekleştirilir. Manyetik<br />
valfler elektromıknatısın kullanımıyla kapalı<br />
pozisyonda tutulur ve elektrik akımı olmaksızın<br />
otomatik olarak açılarak devre açma işlemini<br />
yerine getirirler.<br />
5. PERVANE UÇ FRENLERİ<br />
Pervane uç frenleri , pervane kanadının kendi<br />
boylamsal ekseni boyunca bir karbon mil<br />
Makina Mühendisleri Odası 141<br />
üzerinden yaklaşık 90 derece döndürülmesi ile<br />
gerçekleşmektedir. [1]<br />
Şekil 5. Pervane uç freninin görüntüsii[3]<br />
Pervanenin kanat ucu, kanadın ana gövdesi<br />
içersindeki mil yatağına bağlanan bir karbon<br />
fiber miline sabitlenir. Kanat içersindeki milin<br />
son kısmındaki mekanizma, kanat ucunun<br />
herhangi bir dış harekete maruz kaldığında<br />
dönmesini sağlar. Ayrıca milin içersinde çelik<br />
bir tel vardır. Bu çelik tel kanat ucundan göbeğe<br />
kadar uzunlukta olan bir tüp içersinden<br />
geçirilerek göbeğe bağlanır. Çalışma esnasında<br />
pervane kanadının ucu, göbek içersindeki<br />
hidrolik silindir tarafından ana kanadın hızında<br />
döner. Pervanenin kanat ucunun ana kanat<br />
gövdesi ile aynı hızda dönmesi, çelik telin<br />
yaklaşık 1 tonluk kuvvet ile çekilmesi ile<br />
gerçekleşir. Herhangi bir nedenle RT'ni<br />
durdurmak gerekirse, silindirdeki yağ<br />
boşaltılarak harcanan güç kesilir. Bu suretle<br />
merkezkaç kuvveti ile kanat ucu dışarıya doğru<br />
itilir ve uç muindeki mekanizma kanat ucunu<br />
90 derece frenleme pozisyonuna doğru<br />
döndürür. Hidrolik yağın boşalması küçük bir<br />
delik ile sağlandığı için hidrolik yağ tamamen<br />
boşalana kadar pervane yavaşça dönmeye<br />
devam eder. Böylelikle frenleme yavaş bir<br />
şekilde gerçekleştirilerek bu esnada<br />
oluşabilecek aşırı şok etkiside önlenmiş olur.<br />
Görüldüğü gibi, türbinin çalışmaya devam<br />
edebilmesi için aktif bileşenlere (yağ basıncı)<br />
gerek vardır. Yani oluşturulan sistem hata<br />
güvenlik sistemidir. [3]
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
6. MEKANİK FREN<br />
Mekanik fren, aerodinamik frenleme için bir<br />
güvenlik sistemi olarak kullanılır ve türbini stall<br />
kontrolü durumunda durdurur. Türbinin pitch<br />
kontrolü durumunda mekanik fren sistemine<br />
nadiren ihtiyaç duyulur. Mekanik fren dişli<br />
kutusuna yerleştirilen bir diskten oluşmaktadır.<br />
Fren diski çelikten yapılır ve mil üzerine<br />
sabitlenir. Asıl frenlemeyi yapan bileşen fren<br />
pergelidir (brake caliper). Benzer şekilde bu<br />
sistem de bir hata güvenlik sistemidir. Frenleme<br />
sistemini olabilecek arızalara karşı korumak<br />
için hidrolik yağ basıncı gerekmektedir. Yağ<br />
basıncı olmadığında, fren blokları fren diskini<br />
sıkıştıracaktır. Frenleme, fren bloğu ile disk<br />
arasındaki sürtünmenin bir sonucudur. [1]<br />
Şekil 6. Mekanik fren [3]<br />
7. GÜÇ KONTROLÜ<br />
Pervanedeki aerodinamiksel kuvvetlerden<br />
dolayı, RT rüzgar akışının kinetik enerjisini<br />
rotasyonel mekanik enerjiye dönüştürür. Bu<br />
aerodinamiksel kuvvetler rotor kanatları<br />
boyunca elde edilir. Hava akış hızının artışı ile<br />
beraber gücün ikinci kuvveti ve rüzgar hızı<br />
gücünün üçüncü kuvvetinden elde edilmiş<br />
enerjisi ile aerodinamik kaldırma kuvvetleri<br />
büyür. RT'nin enerji iletim sistemlerinde çok<br />
etkili rotor güç kontrolü, mekanik ve elektriksel<br />
aşırı yüklemelere karşı sistemi korur. [5]<br />
Modern rüzgar türbinlerinde güç üretimini<br />
jeneratörün nominal gücünde sınırlandırmak<br />
için iki farklı aerodinamik kontrol prensibi<br />
kullanılır. Bunlardan pasif olanına "Stall<br />
kontrol", aktif olanına da "Pitch kontrol" adı<br />
verilir. Geçmişte çoğu büyük ve orta<br />
büyüklükteki RT jeneratör sistemleri daha basit<br />
olan Stall kontrol sistemini kullanmaktaydı.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
142<br />
Fakat günümüzde RT boyutlarının büyümesiyle<br />
üreticiler RT'nin çalışmasına etki edebilecek<br />
daha çok olanaklar sunan Pitch kontrol<br />
sistemini daha fazla tercih etmektedirler[5]<br />
7.1. Pitch Kontrol (Adım Kontrolü)<br />
Pitch kontrol aktif bir kontrol sistemidir ve<br />
jeneratör gücünden gelen giriş sinyaline ihtiyaç<br />
duyar. Jeneratör gücü nominal gücün üstüne<br />
çıkarsa, rotor kanatları daima kendi<br />
uzunlamasına ekseni boyunca döndürülür.<br />
Başka bir deyişle, giren hava akışının hücum<br />
açısını azaltmak için pitch açısını değiştirir.<br />
Hücum açısının azaltılması rotor kanatlarını<br />
döndüren aerodinamik kuvvetleri azaltır ve<br />
rüzgardan dolayı türbinin güç eldesini azaltmış<br />
olur. Nominal rüzgar hızından daha yüksek olan<br />
tüm rüzgar hızları için, minimum olanı nominal<br />
güç üretimine ihtiyaç duyar. Türbinin yalnızca<br />
nominal güç üretmesi için pitch açısı bu yolla<br />
seçilir. Tüm rüzgar şartlarında , pervane profili<br />
etrafında akış, yüzeye bağlı durumdadır.<br />
Böylece çok küçük çekme kuvvetleri altında<br />
aerodinamik kaldırma üretilir[5].<br />
Şekil 7. Profil etrafına bağımlı hava akışı [5]<br />
Pitch kontrollü türbinler stall kontrollü<br />
türbinlerden daha gelişmiştir. Çünkü pitch açısı<br />
değiştirme sistemine ihtiyaç duyarlar. Pitch<br />
kontrolün avantajları:<br />
• Tüm rüzgar şartlarında aktif ve düşük güç<br />
kontrolüne olanak tanır.<br />
• Hafif hava yoğunluğu şartlarında bile<br />
nominal güce ulaşırlar.<br />
• Aynı şartlar altında daha yüksek enerji<br />
üretimi<br />
• Pitch açısı değiştirme sistemi ile daha basit<br />
çalıştırma<br />
• Acil durumlar için güçlü fren sistemine<br />
ihtiyacın olmaması.<br />
• Nominal yükün üzerinde artan rüzgarlarla<br />
hafifleyen pervane yükü
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
• Aşın rüzgarlarda düşük yük olması için<br />
rotor kanatlarının kılıçlama pozisyonunda<br />
olması (feathering position)<br />
• Hafif pervane kütlesi ile daha hafif RT [5]<br />
-P nominal<br />
V kesme V nominal Rüzgar Hızı<br />
Şekil 8. Pitch kontrollü bir rüzgar türbininin güç eğrisi<br />
7.2. Stall Kontrol (Perdovites kontrolü)<br />
Hava akımının az veya hücum açısının fazla<br />
olması dolayısıyla pervane kanadının kaldırma<br />
kuvvetinin azalıp havada asılı kalmayacak hale<br />
gelmesi olayına stall veya perdovites adı<br />
verilmektedir [ 6].<br />
' i*. *<br />
/ t*<br />
Şekil 9. Profil etrafındaki ayrık hava akışı<br />
Stall kontrol rüzgar hızma tepki veren pasif<br />
kontrol sistemidir. Pervane kendi pitch açısına<br />
sabitlenir ve kendi uzunlamasına ekseni<br />
boyunca dönmesi engellenir. Pitch açısı ise,<br />
nominal rüzgar hızından daha yüksek<br />
rüzgarlarda pervane profili etrafındaki akışın<br />
pervane yüzeyinden ayrılması yolu ile seçilir.<br />
Böylelikle aktif kaldırma kuvvetleri azaltılırken<br />
çekme kuvvetleride arttırılmış olur. Daha düşük<br />
kaldırma ve daha yüksek rotasyonel çekme,<br />
rotor gücünün daha çok artması yönünde<br />
hareket eder.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
143<br />
r»t»d<br />
V kesme V nominal Rüzgar Hızı<br />
Şekil 10. Stall kontrollü bir rüzgar türbininin<br />
güç eğrisi. [5]<br />
Nominal rüzgar hızından daha yüksek rüzgar<br />
şartlarında pervane profili etrafındaki hava akışı<br />
pervane yüzeyinden kısmende olsa ayrılır.<br />
Böylece daha az kaldırma ve daha çok çekme<br />
kuvvetleri üretilir. Stall kontrol Pitch<br />
kontrolden daha basittir. Çünkü stall kontrolde<br />
pitch açısı değiştirme sistemine ihtiyaç<br />
duyulmaz. Pitch kontrollü rüzgar türbinleri ile<br />
kıyaslama yapılacak olursa :<br />
• Pitch açısı değiştirme sistemine ihtiyaç<br />
duyulmaz<br />
• Daha basit rotor göbek yapısı<br />
• Hareketli parçanın daha az oluşundan<br />
dolayı daha az bakım gerekliliği<br />
• Güç kontrolünde yüksek güvenirlik<br />
Dünyada stall kontrol hala geçerliliğini<br />
sürdürmektedir. Çoğu üreticiler genellikle<br />
şebekeye direkt bağlı olan ve sabit rotor hızına<br />
ihtiyaç duyan asenkron jeneratörün kullanıldığı<br />
basit güç kontrolünü kullanırlar!5].<br />
Son yıllarda stall ve pitch kontrolün bir karışımı<br />
olan "Aktif Stall Kontrol" adı verilen kontrol<br />
sistemi kullanılmaktadır. Aktif stall kontrol<br />
sistemin de ise pervane pitch açısı stall yönüne<br />
doğru döndürülür. Dolayısıyla kılıçlama<br />
pozisyonuna(feathering position) doğru<br />
döndürülmez. Yani normal pitch sistemleri gibi<br />
yapılır. Bu sistemin avantajları ise :<br />
• Çok küçük pitch açısı değiştirilmesine<br />
ihtiyaç duyulur<br />
• Olası düşük güç şartlan altında güç<br />
kontrolünün sağlanması (düşük rüzgarlarda)<br />
• Büyük rüzgarlarda küçük yük sağlamak için<br />
pervanenin kılıçlama durumu pozisyonunda<br />
olması[5].
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
7.3. SONUÇ<br />
RT'lerinde kontrol ve güvenlik sistemleri RT'ni<br />
tehlikeli durumlardan koruyan kapsamlı bir<br />
sistemin parçalarını oluşturan bir çok farklı<br />
bileşenden oluşmaktadır. Bu sistem, karmaşık<br />
bir yapı içersinde en az hata ile yapılan<br />
ölçümlerden gelen sonuçlan değerlendiren<br />
kontrolör ve kontrolörün karar mekanizmasıyla<br />
devreye giren fren veya yavaşlatma sistemleri<br />
olarak özetlenebilir. RT'nin çalışması esnasında<br />
oluşabilecek her türlü problemin anında<br />
giderilmesi, RT imalatçıları için talep artışı<br />
açısından da oldukça önemlidir. Bir RT'ninde<br />
olabilecek en tehlikeli durum, yüksek rüzgar<br />
periyotları esnasında RT'nin kendiliğinden<br />
nominal hızının çok üstüne çıkmasıyla başlar.<br />
Planlı bir kontrol mekanizması olmadığı sürece<br />
türbini durdurabilecek seviyeye getirmek<br />
imkansızlaşabilir. Bu esnada türbinin ürettiği<br />
güç çok yüksektir ve kontrol edilemediği yada<br />
türbin pervanesinin dayanamadığı durumda<br />
hayati tehlike arz etmektedir. Bu gibi tehlikeli<br />
durumlardan korunmak için güvenlik sistemi<br />
kontrolsuz aşırı hızlanma durumlarına çok hızlı<br />
ters tepki verebilecek etkiye veya sisteme sahip<br />
olmalıdır. Kontrolsuz aşırı hızlanma<br />
koşullarından kurtulmanın iki temel yolu vardır.<br />
Birincisi, rotasyonel pervane hızının nominal<br />
hızın üstüne çıkarak ivmelendiği ve güç<br />
üretiminin de arttığı durumlara karşı<br />
dayanabilecek pervane dizayn edilmesi, ikincisi<br />
ise bu şartlarda, yani devir hızının tehlikeli<br />
durumlara geldiği durumlarda, pervane devir<br />
hızının kontrol altına ahnabilmesidir. Rüzgar<br />
türbinlerinin normal çalışmasının gözetim altına<br />
alındığı ve bunun için bazı istatistiklerin elde<br />
edilip ölçüm sonuçlarının değerlendirildiği<br />
birim kontrolördür. Kontrolör<br />
mikrobilgisayarların kullanımına dayandırılır.<br />
Bazı kontrol sistemlerinde mikrobilgisayarlar<br />
endüstriyel kullanımlar için özel olarak dizayn<br />
edildiğinden normal PC'lerden daha yüksek<br />
işlemci kapasitesine sahip olabilmektedirler.<br />
Güvenlik sistemleri, iç donanım hatalarından<br />
dolayı oluşabilecek arızalara karşın güvenlik<br />
önlemi için mümkün olduğunca az bileşenli<br />
olmalıdır ve kontrol sisteminde kullanılacak<br />
algılayıcılar optimum gereklilikler sağlanarak<br />
seçilmelidir.<br />
Güvenlik sisteminde frenleme işlemini başlatan<br />
ve çalıştıran mekanizma hidrolik sistemdir.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
144<br />
Hidrolik sistem, frenleme sistemlerini<br />
çalıştırırken kontrolörde güvenlik sisteminde<br />
hangi işlemin uygulanacağına karar verir. Fren<br />
sistemleri genellikle Mekanik ve Pervane Uç<br />
Freni olarak iki mekanizmadan oluşmaktadır.<br />
Uç freni pervane uçlarında belli bir mesafeden<br />
başlayarak, bir mekanizmanın pervane kanat<br />
ucunu hava akış yönüne göre pervaneyi<br />
fenleyecek şekilde döndürülmesini<br />
sağlamasıyla oluşurken, mekanik fren ise;<br />
pervane milinin dişlisine yerleştirilen ve fren<br />
diski adı verilen diskin fren bloğu ile<br />
sürtünmesi ile gerçekleşen bir frenleme veya<br />
yavaşlatma sistemidir. RT'nin dizaynı<br />
esnasında güç kontrolü için önlem alınması<br />
gereklidir. Bu aşamada RT'nin mekanik ve<br />
elektriksel aşın yüklenmelere karşı sistemi<br />
koruyabilecek şekilde tasarlanması gerekir.<br />
KAYNAKLAR<br />
1. "Power Control of Wind Turbines",<br />
"Wind Türbine Safety"<br />
"The Electronic Wınd Türbine Controlor"<br />
http://www.windpower.dk<br />
2. Uyar, S, T.,Erdallı,Y.,Kenger,Z.,Fığlalı,A.,<br />
"Türkiyede Rüzgar Enerjisi Kullanım<br />
Seçeneklerinin Belirlenmesi"<br />
Türkiye 4. Enerji Kongresi<br />
1986 İzmir<br />
17-21 Kasım<br />
3. "The Wind Türbine Companents and<br />
4.<br />
Operation" ,Bonus Info, Autumn 1999 .<br />
Durak,M. " Rüzgar Enerjisi Teknolojisi ve<br />
Türkiye Uygulaması , Akhisar Rüzgar<br />
Elektrik Santralı" Yüksek Lisans Tezi.<br />
5.<br />
17.01.2000<br />
"Wind Energy Information Brochure" ,<br />
German Wind Energy Instıtute, DEWI,<br />
June 30 th<br />
, 1998.<br />
6. Tığrak, A. "Havacılık Sözlüğü" , Çağlayan<br />
Kitabevi<br />
İstanbul.<br />
1980 , 1. Baskı. ,Beyoğlu
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
RÜZGAR ENERJİSİNDEN OPTİMUM FAYDA SAĞLAYAN<br />
BİR RÜZGAR TÜRBİNİ PERVANESİ<br />
Heybet ELDAROV, Suat CANBAZOĞLU, Cem ONAT<br />
İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, 44069 MALATYA<br />
tlf:04223410010 heldarov@inonu.edu.tr, scanbazoglu@inonu.edu.tr, conat@inonu.edu.tr<br />
Rüzgar türbinlerinde önemli bir konu da türbin<br />
milinin devir sayısının sabit tutulmasıdır. Bu<br />
konu ile ilgili olarak yaptığımız teorik inceleme<br />
sonucunda, her bir kanadın kendi ekseni<br />
etrafında dönebilecek şekilde dizayn edilip,<br />
sisteme stabilizasyon mekanizması eklenmesi<br />
ile, değişken rüzgar hızları ile kanatların<br />
eşgüdümlü olarak dönmesi sağlanmaktadır.<br />
Bunun sonucunda da grafik olarak da<br />
gösterdiğimiz gibi rüzgar türbini milinin sabit<br />
devir sayısında dönmesi sağlamlabilmektedir.<br />
ABSTRACT<br />
in wind turbines, another important point is<br />
fixing the rotation velocity of turbine's axis.<br />
Af ter our theoritical research for this subject,<br />
following result is found. Wind turbine's axis is<br />
rotated at constant rotation velocity, when each<br />
blade designed rotating around its axis,<br />
stabilization mechanizm is added to system, and<br />
blades rotate in parallel with vanable wind<br />
speeds.<br />
GİRİŞ<br />
Son yıllarda dünyanızdaki en önemli<br />
sorunlardan biri olan çevresel kirlilik ve küresel<br />
ısınmanın önünü almak amacı ile alternatif<br />
enerji kaynaklarından istifade etmek ve bunları<br />
geliştirmek büyük önem arz etmektedir.<br />
Alternatif enerji kaynaklarından biri olan rüzgar<br />
enerjisinden faydalanmak yani rüzgar enerjisi<br />
çevrim sistemleri ile elektrik enerjisi üretilmesi,<br />
diğer konvansiyonel usuller ile üretilen enerji<br />
miktarı oranının azalması bakımından, çevre<br />
kirliliğinin önüne geçilmesinde büyük önem<br />
taşır. Bunun içindir ki araştırma yaptığımız bu<br />
konu günümüzün en fazla önem verilen<br />
konularından biridir.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
145<br />
1. PROBLEMİN TANIMI<br />
Rüzgar enerjisi çevrim sistemlerinde jeneratör<br />
milinin devir sayısının stabilizasyonu önemli<br />
bir olgudur. Stabilizasyonu sağlayan<br />
mekanizmanın amacı ani rüzgar hızı artışlarında<br />
ve fırtınalarda sistemimizi korumak ve daha<br />
önemlisi jeneratör milinin sabit devirde<br />
dönmesini sağlamaktadır [1].<br />
Yüksek rüzgar hızlarında sistemi koruyan<br />
stabilizasyon mekanizması ayrıca da rotor<br />
devrini sürekli sabit olarak muhafaza etmelidir.<br />
Bu mekanizma değişen rüzgar hızlarına karşın<br />
rüzgar türbininin devrini optimal seviyede<br />
kalmasını sağlamalıdır. Bu mekanizmanın<br />
doğru bir şekilde hesabını yapmak için rüzgar<br />
türbini pervane kanatlarına etki eden kuvvetleri<br />
iyi bir şekilde analiz etmek gerekir.<br />
Ancak yapılan konstrüksiyonlar sadece<br />
mekanik özellikler bakımından ele alınmaktadır<br />
[2,3,4]. Mekanik özelliklere bağlı kalınarak<br />
yapılan hesaplamalarda sadece rüzgar-kanat<br />
etkileşimi ile oluşan aerodinamik kuvvetlerinin<br />
hesaba katıldığı yöntemden oldukça farklı<br />
sonuçlar vermektedir. Bu fark rüzgar hızının<br />
büyük değerinde kendini daha çok hissettirir.<br />
Rüzgar türbini stabilizasyonu için bu<br />
çalışmamızda yaptığımız teorik incelemenin<br />
amacı; rüzgar türbini mili devrinin optimal<br />
stabilizasyonunu sağlayacak mekanizmaya,<br />
kanat parametrelerinin ve kanatta oluşan<br />
kuvvetlerin etkisinin belirlenmesidir. Bunun<br />
için başlangıçta rüzgar türbini kanatlarının<br />
arasından geçen havanın aerodinamik<br />
özelliklerini analiz etmek gerekir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
2. TEORİ<br />
Rüzgar pervanesinin giriş ve çıkışı için<br />
Bernoulli denklemi aşağıdaki gibi yazılır.<br />
2-g<br />
(D<br />
Burada P g , P ç , V g , V ç sırası ile rüzgar<br />
pervanesinin giriş ve çıkışındaki basınçları ve<br />
hızlan, a havanın yoğunluğunu ve g ise<br />
yerçekimi ivmesini göstermektedir. V g < V ç ve<br />
P ç < P g olduğundan kanatların yüzeyleri<br />
etrafında, rüzgann oluşturduğu kuvvetler rüzgar<br />
pervanesini rotor göbeği etrafında döndürmeye<br />
çalışır. Rüzgar pervanesinin süpürdüğü alana<br />
rüzgarın yönünde etki eden kuvvet ise,<br />
= (P-P r)h-Rcos
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Denklem 10 ve 11 bağıntılarının süreklilik<br />
gereği eşitliğini yazarsak,<br />
-n = S-V r<br />
K<br />
(12)<br />
buluruz. Burada S alanı, pervanenin süpürdüğü<br />
alanın z sayıdaki kanatların arasındaki kısmıdır.<br />
5=/* (2-n-r orl-sinp-öz)dr<br />
S = n • (R 2 - r 2 ) -sin /3 -b • z • (R- r)<br />
Yukarıdaki son ifademizi denklem 12'de yerine<br />
koyarsak,<br />
n-(R 2<br />
-r 2<br />
)-sinl3-b-z-(R-r) T/<br />
AZ — -.^—^——_^^——_____—_^— y<br />
K<br />
bulunur. Kanatlar arasında kalan kısmın hacmi<br />
ise,<br />
V = K = S-l<br />
_ 2-n-(R-r)/2 n-(R-r)<br />
ctgfi ctgP<br />
olduğu için,<br />
-b-z-(R-r)] n-(R-r)<br />
ctgP<br />
olur. Bunun için,<br />
n =<br />
' n-(R 2<br />
-r 2<br />
)-sinP-b-z-(R-r)<br />
]<br />
V r<br />
n.(R-r)\<br />
buradan da,<br />
-V Vr r n-(R-r)<br />
(13)<br />
denklemi elde edilir. Elde ettiğimiz bu<br />
denklemi denklem 8'de yerine koyarsak,<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
147<br />
= — -h-R-{0.01l-R 2<br />
-[hA--n<br />
2-g |4<br />
1<br />
n-(R-r)'<br />
Vr-ctg0] 2<br />
-V?-sinç>)<br />
sincp]<br />
(14)<br />
denklemi ortaya çıkar. Dikkat edilirse, pervane<br />
düzlemindeki hava, pervanenin dönmesi ile<br />
birlikte eksenel öteleme hareketinin yanı sıra<br />
dönel harekette kazanır ve pervane<br />
düzleminden ayrılır, bu sebepten dolayı dönme<br />
açısı olan cp, rüzgarın hücum açısı olan |3'ya<br />
eşitliğini kabul etmek mümkündür. Bu halde 14<br />
denkleminde, (p açısı konstrüktif bir parametre<br />
olarak alınabilir.<br />
Rüzgar pervanesini harekete geçiren burulma<br />
moment,<br />
M =FRcos
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
hızı arttıkça elastik elemente etki eden ilave F m<br />
kuvveti oluşur ve kanatlar kendi eksenleri<br />
etrafında hücum açısı P'dan (3 1 açısına kadar<br />
değişir. Kanadın kendi ekseninde, rüzgar<br />
hızının değişimine göre yaptığı bu dönme<br />
hareketi, rüzgar pervanesinin devir sayısı<br />
önceden tasarlanan optimal değerine eşit<br />
oluncaya kadar döner. Rüzgarın hızı azaldıkça<br />
F m kuvveti de azalır ve elastik element kanatlan<br />
çıkış yönüne doğru döndürür.<br />
F m kuvvetini tayin etmek amacı ile bu kuvvetin<br />
etkisiyle kanatlar p, açısına kadar dönerken<br />
M n -8p kadar iş yapar. Aynı zamanda<br />
kanatlann uçlan 8 y kadar yer değiştirmiş olur<br />
ve F m-S kadar iş yapılmış olur. Yapılan bu<br />
işler birbirine eşit olacağından,<br />
M n-8 p=F m-8 y<br />
(17)<br />
yer değiştirmeler de uygun olmalıdır. Bu halde<br />
y<br />
8 y<br />
n/2
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Flq<br />
k -cosk -I<br />
(25)<br />
elde edilir. Denklem 25 ifadesini denklem<br />
23'de hesaba katarsak y yer değiştirmesini tayin<br />
ederiz.<br />
tgk-l -I<br />
(26)<br />
Denklem 14 ve 26 ifadelerini denklem 21<br />
ifadesinde hesaba katarsak M n 'nin denklemini<br />
yazabiliriz.<br />
M -sin/3<br />
n = \Q.OU-R-\\ntg—n<br />
1<br />
Vr-ctgp\ -JL-.h-R-V? si<br />
n-(R-r) I 2-g<br />
F-tgk-l<br />
•h-R (27)<br />
q-k I 2-g<br />
Denklem 13'e dayanarak, rüzgar hızı değişimi<br />
ile hücum açısı arasındaki oran şekil 2'de,<br />
hücum açısı ile rüzgar hızının eşgüdümlü olarak<br />
değişmesi ile rotor devrinin sabit kalması şekil<br />
3'de gösterilmiştir. Şekil 2 ve şekil 3'den de<br />
anlaşıldığı gibi rüzgar hızı arttıkça kanatlara<br />
tesir eden kuvvette artmakta, aynı zamanda<br />
rüzgarın hücum açısı 90°'ye yaklaşırken<br />
sonuçta rotor milinin dönmesini sağlayan<br />
burulma momenti sabit kalır.<br />
3. SONUÇLAR<br />
Sonuçlar rüzgar hızının 3-40 m/s değerleri için<br />
yaptığımız hesaplamalara dayanır.<br />
Hesaplamalar gösteriyor ki rüzgar hızının<br />
değişmesi ile eş zamanlı olarak hücum açısının<br />
otomatik değişmesi, rotor milinin devir sayısını<br />
sabit tutmayı mümkün kılmaktadır. Yine<br />
hesaplamalar gösteriyor ki kanatlara etki eden<br />
kuvvetin artması, pervanenin kırılmasına sebep<br />
olabilmekteyken stabilizasyon mekanizmasının<br />
kullanılması ile yani rotorun sabit devir<br />
sayısında dönmesinin sağlanması halinde<br />
rüzgar türbininin uzun ömürlü olması<br />
sağlanmaktadır.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
149<br />
î<br />
90°<br />
160-<br />
150-<br />
140-<br />
130-<br />
120 -<br />
110<br />
100-<br />
45° 90-<br />
80-<br />
70-<br />
60-<br />
50-<br />
40-<br />
30-<br />
' 20-<br />
10-<br />
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 v m<br />
Şekil 2 Rüzgar hızıyla cp açısının değişimi<br />
n (dev/dk)<br />
1<br />
2.1 10.5 21<br />
8,98<br />
V r(m/s)<br />
Şekil 3 Devir sayısının (p açısının rüzgar hızı ile<br />
eşgüdümlü olarak değişmesiyle sabit kalması
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
KAYNAKLAR<br />
[1] Ya. N. Şefter, İ. V. Rojdestvenskiy,<br />
Poluavtomatiçeskie stantsii s inertsionnım<br />
akkumlyatorom, Vestnik sel'skohozyay<br />
stveunoy nauki, 1958, No 12<br />
[2] Y. M. Fateyev, Vetrodvigateli, i<br />
vetroustanovki, Moskova, Selhozgiz, 1956<br />
[3] Ya. N. Şefter, Vetroenergetiçeskiye<br />
agregati, Moskova, Maşinostroyeniye, 1972<br />
[4] Ya. N. Şefter, İ. V. Rojdestvenskiy,<br />
Vetronasosniye u Vetroenergetiçeskiye<br />
agregati, Moskova, Kolos, 1967<br />
[5] N. G. Farzane, A. M. Mehdiyev, Turbiniye<br />
rashodomeri s avtomatiçeskoy korrektsiyey<br />
pokazaniy na izmeneniye vyazkosti potoka,<br />
Neftigaz, 1995, No 3<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
150
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
ORTALAMA RÜZGAR HIZI OLCUM ARALIKLARININ RÜZGAR<br />
ENERJİSİ YOĞUNLUĞU HESAPLAMALARINA ETKİSİ<br />
Barış ÖZERDEM, Fatih BACAKSIZ, Zafer İLKEN<br />
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Makine Mühendisliği Bölümü<br />
Tel: 0 232 4986519 e-mail: ozerdem@likya.iyte.edu.tr<br />
Bu çalışmada, öncelikle, rüzgar hızlarını ölçüp<br />
kaydetme sırasında kullandığımız ortalama<br />
alma periyotları incelenmiştir. Daha sonra, bu<br />
ortalama alma periyotları enerji yoğunluğu<br />
hesaplamalarına taşınarak, buradaki etkileri<br />
belirlenmeye çalışılmıştır. Rüzgar hızları 1 saat<br />
içerisinde her 10 dakikada bir alınan değerlerin<br />
ortalaması şeklinde elde edilmişlerdir.<br />
Ölçümler, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü<br />
Kampus alanı içerisinde bulunan gözlem<br />
istasyonu direğinin, 10 metre ve 30 metre<br />
seviyelerinde yapılmıştır. Bu verilerle<br />
periyotları 1 saat, 6 saat, 12 saat, 24 saat ve 1 ay<br />
olan 5 ayrı veri seti meydana getirilmiştir.<br />
Çalışma sonucunda, ortalama rüzgar hızı<br />
ortalama alma periyoduna bağlı değişmediği<br />
görülmüştür. Ancak, ortalama alma periyodu<br />
arttıkça hesaplanan rüzgar yoğunluğu<br />
azalmaktadır. Ortalama alma periyodu 1 saati<br />
aştığı taktirde hata değeri de % 4'in üstüne<br />
çıkmaktadır.<br />
ABSTRACT<br />
in this study, averaging periods used during<br />
measurement and recording has been<br />
investigated. Then, the effects of these<br />
averaging periods conveyed to energy density<br />
calculations are tried to be determined. Wind<br />
speeds have been recorded in each 10 minutes<br />
of period. The measurements were taken from<br />
10 m and 30 m heights of a mast, which was<br />
located on the Campus area of İzmir Institute of<br />
Technology. 5 data sets with 1 hour, 6 hours, 12<br />
hours, 24 hours and 1 month averaging periods<br />
have been obtained. Finally evaluations<br />
indicated that average wind speed doesn't<br />
change at ali with respect to the averaging<br />
period. But, energy density decreases when the<br />
averaging period increases. If averaging period<br />
exceeds 1 hour, relative error gives above 4%<br />
error values.<br />
Makina Mühendisleri Odası 151<br />
1. GİRİŞ<br />
Hidrolik, rüzgar, güneş, biyokütle gibi isimlerle<br />
anılan alternatif enerji kaynakları aynı zamanda<br />
yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları olarak da<br />
adlandırılırlar. Fosil yakıtların zaman içerisinde<br />
azalıp tükenecek olmaları, çevreye yaptığı<br />
olumsuz etkiler ve dışa bağımlı kaynaklar<br />
olmaları yeni ve yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarının önemini gittikçe artan bir oranda<br />
gündeme getirmektedir. Bu enerji<br />
kaynaklarından günümüzde kullanımı en<br />
yaygın olanı ve teknolojisi en hızla gelişeni<br />
rüzgar enerjisidir. Kurulu güç olarak son beş<br />
yılda tüm dünyadaki yıllık ortalama büyüme<br />
hızı %28 seviyesindedir.2000 yılı sonu<br />
itibariyle dünyadaki kurulu güç de 18 449 MW<br />
dır. Ülkemizdeki duruma gelince, rüzgar<br />
enerjisi-nin Türkiye'deki potansiyeli geçte olsa<br />
kavranmaya başlamıştır. Halihazırda kurulu<br />
gücümüz 19 MW dır [1].<br />
Rüzgar, sıcaklık gradyanı nedeniyle oluşan<br />
basınç farklılıklarının yarattığı bir atmosferik<br />
hava hareketidir. Doğal rüzgarların<br />
özelliklerinin bilinmesi rüzgar enerjisi<br />
sistemlerinin tasarımı, planlanması ve sonuçta<br />
da işletilmesi için gereklidir. Bu nedenle,<br />
zamana bağlı olarak hızlı değişimler gösteren<br />
bir meteorolojik büyüklük olan rüzgar hızının<br />
ölçülmesi ve kaydedilmesi çok büyük bir<br />
öneme sahiptir. Uygun rüzgar hızı ölçüm<br />
cihazlarının kullanılması ve kaydedilen<br />
değerlerin istatistiksel değerlendirilmeye tabi<br />
tutulmaları ile verimi yüksek bir enerji üretimi<br />
sağlanabilir. Bir ölçüm istasyonunda ölçülen<br />
diğer temel veriler; rüzgar yönü, sıcaklık,<br />
barometrik basınç ve bağıl nemdir [2].<br />
Aerodinamik nedenlerle rüzgar türbini güç<br />
çıktısı rüzgar hızının küpü ile orantılı<br />
olduğundan, bu veriler içerisinde rüzgar hızının<br />
doğru olarak tahmin edilmesi büyük önem<br />
kazanır [3]. Rüzgar hızı ölçümünde yapılacak
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
%1'lik bir hata enerji üretimine %3 olarak,<br />
%10'luk bir hata ise, %25 olarak yansımaktadır [4].<br />
Bu çalışmada, öncelikle, rüzgar hızlarını ölçüp<br />
kaydetme sırasında kullandığımız ortalama<br />
alma periyotları incelenmiştir. Daha sonra, bu<br />
ortalama alma periyotları enerji yoğunluğu<br />
hesaplamalarına taşınarak, buradaki etkileri<br />
belirlenmeye çalışılmıştır.<br />
2.İSTATİSTİKSEL YÖNTEM<br />
Rüzgarın kinetik enerjisi<br />
E. =-mV 2<br />
k 2<br />
olarak ifade edilir.<br />
(D<br />
V hızına sahip ve türbin rotor alanını, A,<br />
kateden havanın kütlesel debisi, rh-pVA<br />
olduğundan,<br />
şeklinde de ifade edilebilir.<br />
(2)<br />
Rüzgar hızının zaman içerisindeki ani<br />
değişmeleri nedeniyle, ölçülen rüzgar hızının<br />
anlamlı olabilmesi için belirli bir periyoda göre<br />
ortalamasının alınması gerekir [5].<br />
^ 1<br />
V=-jv(t)dt (3)<br />
Burada V değeri v(t)'nin ortalamasıdır. T, ise<br />
veri setinin periyodudur.<br />
Rüzgar enerjisinin anlık yoğunluğu ise,<br />
(4)<br />
şeklindedir. Buradaki hava yoğunluğu, p, 1.225<br />
kg/m 3<br />
olarak sabit bir değer şeklinde<br />
hesaplamalara dahil edilmiştir.<br />
Ortalama rüzgar enerjisi yoğunluğu ise,<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
152<br />
'
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Enerji hesaplamaları için minimum veri<br />
toplama süresi 1 yıldır. 2 veya daha çok yıl<br />
yapılan gözlemler daha güvenilir sonuçlar<br />
doğurmaktadır. Ülkemizde Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar Bakanlığı'ndan ön izin almak için 6<br />
aylık ölçüm süresi yeterlidir. Bu çalışmada, 6<br />
ay boyunca toplanan veriler değerlendirmeye<br />
alınmıştır.<br />
3. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME<br />
Ölçüm yapılan 6 aya karşılık gelen 180 günlük<br />
rüzgar hızları dağılımı, yukarıda sözü edilen 5<br />
ayrı veri seti grubu için elde edilmiştir. Şekil 1-<br />
5 bu grafikleri göstermektedir.<br />
İstatistiksel Yöntem başlığı altında belirtilen<br />
hesaplamalar sonucunda Tablo l'de gösterilen<br />
ortalama alma periyotlarına karşılık gelen<br />
ortalama rüzgar hızları ile enerji yoğunlukları<br />
elde edilmiştir.<br />
Tablo 1.30 m yükseklikteki ölçümlerin istatistiksel değerleri<br />
Periyot<br />
T<br />
1<br />
Saat<br />
6<br />
Saat<br />
12<br />
Saat<br />
24<br />
Saat<br />
1<br />
Ay<br />
Gözlem<br />
Sayısı<br />
n<br />
3552<br />
592<br />
296<br />
148<br />
6<br />
V<br />
m/s<br />
7,56<br />
7,56<br />
7,56<br />
7,56<br />
7,56<br />
Standart<br />
Sapma<br />
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
1<br />
I • FİJ ı H LTı • if * I '1# i i J '<br />
O 300 600 900 1200 1500 1800 2100 2400 2700 3000 3300 3600<br />
Şekil 1. Saatlik Rüzgar Hızlan (30m ve lOm)<br />
24<br />
3 0 m<br />
Saatler ~<br />
- - 10m<br />
i 00 200 300 400<br />
6 Saatlik Periyotlar<br />
Şekil 2. 6 Saatlik Rüzgar Hızları (30m ve lOm)<br />
Makina Mühendisleri Odası 154<br />
500 600<br />
— 30m<br />
•-- 10m
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
0 100 200<br />
12 Saatlik Periyotlar<br />
Şekil 3.12 Saatlik Rüzgar Hızları (30m ve lOm)<br />
30 m<br />
10m<br />
O 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110 120 130 140 150<br />
24 SjjJJjk Periye» jr<br />
Şekil 4. 24 Saatlik Rüzgar Hızları (30m ve lOm)<br />
155<br />
30m<br />
--- 10m<br />
300
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
SAVONIUS RÜZGAR ÇARKLARININ PERFORMANSLARININ<br />
ARTTIRILMASI<br />
Burçin DEDA, H. Kemal ÖZTÜRK, Mehmet ATILGAN<br />
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çamlık/DENİZLİ Tlf: 0 258 2125532<br />
bdeda@pamukkale.edu.tr, hkozturk@pamukkale.edu.tr, atilgan@pamukkale.edu.tr<br />
Günümüzde sürekli artan dünya nüfusu,<br />
gelişen ve her geçen gün gelişmekte olan<br />
sanayi enerjiye olan ihtiyacı gün geçtikçe<br />
arttırmaktadır. Özellikle fosil enerji<br />
kaynaklarının zamanla azalması ve yarattığı<br />
çevresel sorunlar ilgiyi yeni ve yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Son yıllarda<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarından olan rüzgar<br />
enerjisi büyük ilgi uyandırmıştır. Bu<br />
çalışmada ise düşük olan aerodinamik<br />
performanslarından dolayı çok fazla<br />
kullanılmayan Savonius rüzgar çarkları ele<br />
alınmıştır. Savonius rüzgar çarkında yapılması<br />
tasarlanan perde sayesinde Savonius rüzgar<br />
çarkının dönme yönüne ters yönde oluşan<br />
negatif moment ortadan kaldırılarak güç<br />
performansının artması amaçlanmıştır.<br />
ABSTRACT<br />
Today's continous increase of vvorld<br />
population and developing industry are<br />
increasing the energy demand. Particularly,<br />
diminishing of fossil fuels and enviromental<br />
problems caused by them have directed the<br />
attention to ne w and renevable energy sources.<br />
in recent years wind energy, one of the<br />
renevable energy sources, have become very<br />
popular.<br />
in this study, savonius vvindmill which has not<br />
been used vvidely because of ıts low<br />
aerodinamic performances has been examined.<br />
in order to increase the power performance of<br />
savonius windmills guides vvhich prevent the<br />
negative moments opposite to vvindmills<br />
rotation direction have been mounted.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
157<br />
GİRİŞ<br />
Her geçen gün giderek artan enerji ihtiyacını<br />
karşılamak, fosil enerji kaynaklarının hızla<br />
azalması ve yarattığı çevre sorunları ilgiyi<br />
temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />
yöneltmiştir. Türkiye'de önümüzdeki on yıl<br />
içerisinde elektriğin %5'inin yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarından sağlanması<br />
düşünülmektedir. Rüzgar enerjisi bu<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarının başında<br />
gelmektedir [1]. Özellikle temiz ve<br />
yenilenebilir olması, bedava ve tükenmeyen,<br />
dönüştürme tekniklerinin kolay ve enerji nakil<br />
sorununun olmaması gibi üstünlüklerinin<br />
bulunmasından dolayı son yıllarda oldukça ilgi<br />
duyulan bir enerji kaynağıdır.<br />
Savonius tipi rüzgar çarklarının geleneksel<br />
rüzgar çarklarına göre çok fazla üstünlükleri<br />
vardır. Bunların bazıları şu şekilde<br />
sıralanabilir; konstrüksiyonları basit ve<br />
ucuzdur. Düşük rüzgar hızlarında çalışabilirler.<br />
Yatay eksenli rüzgar çarklarında rüzgar<br />
yönünün değişmesiyle çark yönünü değiştiren<br />
mekanizmaya ihtiyaç varken Savonius rüzgar<br />
çarkları rüzgar yönünden bağımsızdır, kendi<br />
kendilerine çalışmaya başlayabilirler.<br />
Bu çalışma diğer düşey eksenli rüzgar<br />
çarklarına oranla, performansları düşük olan<br />
fakat bir çok üstünlükleri bulunan Savonius<br />
rüzgar çarklarının performanslarının<br />
iyileştirilmesi amacıyla yapılmıştır.<br />
SAVONIUS RÜZGAR ÇARKLARI<br />
ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR<br />
Savonius rüzgar çarklarının düşük olan<br />
aerodinamik performanslarını iyileştirmek<br />
amacıyla bir çok çalışma yapılmıştır. Yapılan<br />
bu çalışmalarda çarkların aerodinamik<br />
performansları üzerine dizayn parametrelerinin
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
etkileri deneysel olarak incelenmiştir [2-6]. Bu<br />
çalışmalarda; kayma miktarının optimum<br />
değerinin %10 dolaylarında olması gerektiği<br />
saptanmıştır [7]. Ayrılma miktarının sıfır<br />
olduğu yerde en büyük güç katsayısı 0.158<br />
olarak bulunmuştur [7]. Maksimum güç<br />
katsayısı uç hız oranı X=l olması durumunda<br />
en uygun çap yükseklik oranının 4.29 olduğu<br />
saptanmıştır [8]. Ayrıca yapılan teorik<br />
çalışmalarda performans analizi incelenmiştir<br />
[9]. Vorteks tabaka modeli üzerinde de<br />
çalışmalar sürdürülmüştür [10]. Savonius<br />
rüzgar çarkının dönme yönüne ters yönde<br />
oluşan momenti ortadan kaldırarak çark<br />
performansını arttırmak için çark etrafına<br />
perde tasarlanarak bu doğrultuda çalışmalar<br />
yapılmıştır [11-14]<br />
SAVONİUS RÜZGAR ÇARKLARININ<br />
GÜÇ VE PERFORMANS İFADELERİ<br />
Savonius rüzgar çarklarında güç ve performans<br />
ifadelerini hesaplamak için kepçe üzerine<br />
gelen kuvvetlerin hesaplanması kabul görmüş<br />
bir yaklaşımdır. Şekil l'de küresel kepçeli<br />
rüzgar çarkları üzerindeki hız vektörleri<br />
gösterilmiştir.<br />
V-v<br />
V+v<br />
Şekil 1 Küresel kepçeli rüzgar çarklarındaki iç ve<br />
dış bükey yüzeylerdeki hızlar.<br />
F = -.c.p.SV 2<br />
(1)<br />
P = -.c.p.S.V 2<br />
.v (2)<br />
c,: 2,3 (İç bükey yüzey için)<br />
C2: 1,2 (Dış bükey yüzey için)<br />
Şekildeki küresel kepçeli rüzgar çarkının iç<br />
bükey yüzeyi üzerinde P +<br />
ve dış bükey yüzeyi<br />
üzerinde P güç ifadeleri kullanılabilir. Buradan<br />
net güç ifadesi yazılacak olursa;<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
158<br />
Pnel =^.p.S.v. Cı .(V 2<br />
-2.V.v (3)<br />
elde edilir. Optimum gücü sağlamak için çark<br />
hızı v , =•—V değerindedir, h yüksekliğin-<br />
deki bir Savonius rüzgar çarkının S süpürme<br />
alanının değeri (2.d-e).h şeklinde yazılabilir.<br />
Bu değerler denklem (3)'de yerlerine yazılırsa<br />
optimum güç için;<br />
elde edilir.<br />
(4)<br />
GÜÇ VE PERFORMANSIN ARTTIRILMASI<br />
İÇİN SAVONİUS RÜZGAR ÇARKLARINA<br />
UYGULANAN PERDELEMENİN ETKİSİ<br />
Savonius rüzgar çarklarında iç bükey ve dış<br />
bükey yüzeylerde birbirlerine göre ters yönde<br />
iki farklı moment oluşur. İç bükey yüzey<br />
üzerinde oluşan moment, dış bükey yüzey<br />
üzerinde oluşan momentten daha büyüktür.<br />
Bunun sonucunda bir dönme hareketi oluşur.<br />
Savonius rüzgar çarklarının düşük olan<br />
aerodinamik performanslarını yükseltmek için<br />
en önemli parametre dönme hareketine ters<br />
yöndeki dış bükey yüzey üzerinde oluşan<br />
momentin değerini azaltmak yada mümkünse<br />
ortadan tamamen kaldırmaktır. Bu sebeple dış<br />
bükey yüzey üzerine gelen momenti azaltmak<br />
için Şekil 2'de gösterildiği gibi rüzgar yönüne<br />
göre yön değiştirebilen bir perde tasarlanmıştır<br />
ve bu perdenin çark performansına etkisi<br />
ayrıntılı olarak incelenmiştir [11-12].<br />
Şekil 2'de gösterilen perdelemenin güce etkisi<br />
teorik olarak aşağıda verilmiştir. Dış bükey<br />
yüzey üzerinde herhangi bir kuvvet<br />
oluşmayacağından P +<br />
= Pnet olacaktır.<br />
Dolayısı ile<br />
P - P n*>-2 -<br />
ifadesi elde edilir. Burada<br />
{vV 2<br />
-2.V.V 2<br />
+ v 3<br />
) (5)
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
a) Perdeleme paremetreleri b) 90° için<br />
c) Cicin<br />
Şekil 2 Savonius rüzgar çarkında çark performansını<br />
arttırmak amacıyla kullanılan perdeleme<br />
S = (L. + L 2 + L).h<br />
L 2 =<br />
=î x.Sina<br />
L = d--<br />
2<br />
(6)<br />
(7)<br />
(8)<br />
(9)<br />
L, Lı, L 2 ,d, e, t x,i- ı uzunluk, a ve P açılardır.<br />
Şekil 2'de de gösterilmiştir. Eğer<br />
£ ı = l 2 = £ ve oc=P=6 olarak kabul edilir ve<br />
bu değerler denklem (6)'da yerine yazılırsa S<br />
süpürme alanı şu şekilde elde edilebilir.<br />
S = (21.Sind<br />
Eğer; çark hızı<br />
e,<br />
~2 J<br />
(10)<br />
V<br />
= __ i se p =p +<br />
100 x netopt x netopt<br />
eşitliği gerçekleşir. Denklem (5)'de çark hızı<br />
ve S süpürme alanı değeri yerine yazılırsa net<br />
optimum güç değeri aşağıda verildiği gibi ifade<br />
edilebilir.<br />
_2_<br />
Ti<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
(il)<br />
159<br />
Perdeleme işlemi yapıldıktan sonra iç bükey<br />
yüzey üzerinde oluşan net güç kadar dış bükey<br />
kanadın iç bükey yüzeyinde de bir güç oluşur.<br />
Dış bükey kanadın iç bükey yüzeyinde oluşan<br />
güç de göz önüne alındığında perdeleme<br />
yapıldıktan sonra oluşan optimum net güç şu<br />
şekildedir.<br />
= -.p.{4.t.SM+2.d-e)h.c r V 3<br />
p<br />
perdeli _ 27<br />
' perdesiz<br />
.<br />
27 .p.(2.d-e)Jı.c t V3<br />
P<br />
perdeli (U.Sİlld + 2.d ~ e)<br />
perdesiz<br />
(2.d-e)<br />
(12)<br />
(14)<br />
Perde uygulanmamış Savonius rüzgar çarkıyla<br />
perdeli Savonius rüzgar çarkının net güçlerinde<br />
etkili olan parametreleri bulmak için; denklem<br />
(4) ile denklem (12) karşılaştırıldığında iki<br />
denklem arasındaki farkın sadece süpürme<br />
alanlarına bağlı olduğu denklem (14) den de<br />
görülebilir Buradan da uygulanacak perdenin<br />
perde uzunluğu arttıkça süpürme alanı ve<br />
dolayısıyla aynı boyuttaki çark için elde<br />
edilebilecek güç miktarının daha fazla olacağı<br />
görülmektedir.<br />
BULGULAR VE DEĞERLENDİRME<br />
Daha önce yapılan çalışmada dış bükey yüzeye<br />
gelen güç P =0 kabul edildiğinden çarkı<br />
perdeleme düşüncesi ile optimum güçte<br />
çalışma olanağının sağladığı koşulların<br />
örtüştüğü görülür [12-14]. Perdesiz ve perdeli<br />
Savonius rüzgar çarklarının güç<br />
performanslarının karşılaştırılması<br />
performansa hangi ölçüde iyileşme<br />
sağladığının bir göstergesi olacaktır.<br />
Perdeleme yapıldıktan sonra güçteki artış<br />
oranını bulmak ve perdesiz durumdaki çark ile<br />
karşılaştırma yapmak için farklı perde<br />
uzunluklarında ve açılarında, ayrıca farklı<br />
kanat çaplarında güç değerleri hesaplanmıştır.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Deda tarafından yapılan bu çalışmada perdesiz<br />
duruma göre perdeli durumdaki güç oranı;<br />
perdenin uzunluğuna ve yaptığı açıya göre<br />
arttığı halde, d kanat çapı ile ters orantılı<br />
olduğu yani azaldığı görülmüştür [12]. Bu<br />
yapılan çalışmanın sonucunda perdeli ve<br />
perdesiz Savonius rüzgar çarklarının güç<br />
ifadeleri karşılaştırılmış ve perdeli durumdaki<br />
Savonius rüzgar çarkı gücünün daha fazla<br />
olduğu teorik olarak saptanmış ve ayrıca güç<br />
ifadesinin artışının perde parametrelerine bağlı<br />
olduğu da görülmüştür [12-13].<br />
Daha önce yapılan çalışmalarda sadece perdeli<br />
ve perdesiz Savonius rüzgar çarklarındaki güç<br />
artış oranları karşılaştırılmıştır [12-13]. Perdeli<br />
Savonius rüzgar çarkında çarkın hemen<br />
önünde perdeye ilk girişteki süpürme alanına<br />
göre çarkın hemen önündeki süpürme alanı çok<br />
daha küçüktür. Buna bağlı olarak çarkın<br />
önündeki hız artacak ve dolayısıyla çarkın<br />
gücü de hızın küpü ile orantılı olduğundan<br />
çarkın hemen önündeki hız dikkate alındığında<br />
perdeli Savonius rüzgar çarkının gücü<br />
yükselecektir. Aşağıda perdeli Savonius rüzgar<br />
çarkında, çarkın girişinde ve perdesiz Savonius<br />
rüzgar çarkında güç artış oranlarını veren ifade<br />
verilmiştir.<br />
p<br />
perdeligirş _ 27<br />
perdesiz<br />
27 .p.(2.d-e)Jı.c,.VL<br />
Burada VGIHŞ perdeli Savonius rüzgar çarkında<br />
çarkın hemen önündeki hız değeri, V RUzgar ise<br />
perdesiz Savonius rüzgar çarkına gelen rüzgar<br />
hızıdır.<br />
• perdesiz Rüzgar<br />
Q ı=V Ubgar.(L ı+L 2+L)Jı<br />
(17)<br />
(16)<br />
(18)<br />
Süreklilik ifadesinden denklem (17) ve<br />
denklem (18) eşitlenir ve buradan V Gi ri Ş hızı<br />
bulunabilir.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
160<br />
*Giriş —~<br />
(19)<br />
Denklem (19) ifadesinde d yerine denklem<br />
(9)'dan eş değeri konursa girişteki rüzgar hızı<br />
şu şekilde bulunur.<br />
-v<br />
-<br />
i İL }<br />
+<br />
(20)<br />
Lı ve L 2 > e olduğundan V Giriş > V Rüzg ar olur.<br />
Yani kullanılan perde sayesinde perde<br />
girişindeki rüzgar hızı ile çark girişindeki<br />
rüzgar hızı aynı değildir. Çark girişindeki<br />
rüzgar hızı daha fazladır. Bu rüzgar hızı güç<br />
denkleminde yerine yazılır ve perdesiz rüzgar<br />
çarkıyla perdeli rüzgar çarkının çarka girişteki<br />
iç bölümünde güç ifadeleri karşılaştırılırsa<br />
daha yüksek değerler elde edilebilir. Denklem<br />
(15) ifadesinde yer alan parametreler yerlerine<br />
yazılırsa güç oranı için denklem (21) elde<br />
edilir.<br />
• perdesiz<br />
(4i.Sin9 + 2.d-e) 4<br />
(16.d 4<br />
-8.d 3<br />
.e)<br />
(21)<br />
Denklem (21) den de görüleceği üzere perdesiz<br />
duruma göre perdeli Savonius rüzgar çarkının<br />
giriş kısmında elde edilebilecek güç oranı,<br />
perdenin uzunluğuna ve yaptığı açıya göre<br />
artarken, d kanat çapı ile ters orantılıdır. Buna<br />
göre perdeli ve perdesiz Savonius rüzgar<br />
çarklarında güç artış oranını tespit etmek için;<br />
farklı kanat çaplarında, perde uzunluklarında<br />
ve açılarda alınan değerler denklem (21) de<br />
yerlerine konulduğunda aşağıdaki sonuçlar<br />
elde edilebilir.<br />
Şekil 3'de kayma miktarı e=0.1 m 9 =30° ve<br />
1=0.5 m perde uzunluğunda güç artış oranının;<br />
hız artımı hesaba katılan çarkta, hız artımı<br />
dikkate alınmayan çarka göre daha yüksek<br />
değerler aldığı görülmektedir. Ayrıca güç artış<br />
oranının kanat çapının artan değerlerinde daha
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
düşük değerlerde olduğu da şekilden<br />
görülebilmektedir.<br />
L<br />
1<br />
I m<br />
dell/Pı<br />
S<br />
|<br />
i<br />
O<br />
Artı;<br />
Güç<br />
16<br />
14<br />
12<br />
10<br />
8<br />
6<br />
—•— H iz Artım ı Hesaba<br />
A Katıldı<br />
A —0— Hız Artımı Hesaba<br />
\ Katılmadı<br />
\ 0=30<br />
\ l=0.5m, e=0.1m<br />
4<br />
2<br />
0<br />
( )<br />
^ ^ — »<br />
. _ . f f . , T n * 1_ ,<br />
0,25 0,5 0,75 1 1,25 1,5 1,75 2<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 3 6=30°için, 1=0.5 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapma göre değişimi.<br />
Şekil 4'de ise 0=45° iken hız artımının hesaba<br />
katıldığı değerlerde güç artış oranın yüksek<br />
değerlerde olduğu görülmektedir.<br />
g<br />
/Perdesiz<br />
deli<br />
o.<br />
II<br />
; Artış Oranı*<br />
a<br />
O<br />
35<br />
30<br />
25<br />
20<br />
15<br />
10<br />
0<br />
\ —#^Hız Artımı Hesaba<br />
\ Katıldı<br />
\ —s—Hız Artımı Hesaba<br />
\ Katılmadı<br />
\ O=45<br />
V l=0.5m,e=0.1m<br />
. . T . ...,..._.., ^ *—•_—•— n<br />
) 0,25 0,5 0,75 1 1,25 1,5 1,75 2<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 4 6=45°için, 1=0.5 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Şekil 5'de de 6 =60° olduğunda 1=0.5 m perde<br />
uzunluğu için güç artış oranının, hız artımı<br />
hesaba katıldığında 6=30° ve 45°'ye göre daha<br />
yüksek olduğu görülmektedir. Buradan da<br />
perde açısının güç artış oranını etkileyen bir<br />
parametre olduğu görülmektedir.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
161<br />
g<br />
i<br />
1 s.<br />
=ıue O<br />
1 o<br />
3<br />
(9<br />
60 i<br />
50<br />
40<br />
30<br />
20<br />
10<br />
Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
Hız Artımı Hesaba<br />
Katılmadı<br />
O=60<br />
l=0.5m,e=0.1m<br />
0 -<br />
C0<br />
0,25 0,5 0,75 1 1,25 1,5 1,75 2<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 5 6=60°için, 1=0.5 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Şekil 6'da ise perde uzunluğu İm ye<br />
yükseltilerek, 8=30° olması halinde güç<br />
artışının kanat çapı ile değişimi ele alınmıştır.<br />
Şekilden de görüleceği üzere hız artımı<br />
dikkate alınan durum için, hız artımı dikkate<br />
alınmayan duruma göre perde uzunluğu 1 m<br />
olduğunda güç artış oranı yükselmektedir.<br />
1 o<br />
d/l<br />
ırdel<br />
E<br />
S<br />
O<br />
rtış<br />
<<br />
S<br />
o<br />
80 -,<br />
70<br />
60<br />
50<br />
40<br />
30<br />
20<br />
10<br />
0<br />
Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
Hız Artımı Hesaba<br />
Katılmadı<br />
0=30<br />
Mm, e=0.1m<br />
0 0,2 0,25 0,5 0,75 1 1,25 1,5 1,75 2<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 6 8=30°için, 1=1 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Şekil 7'de 1=1 m perde uzunluğu için perde<br />
açısı 45° alınarak yapılan hesaplarda güç artış<br />
oranının, hız artımının göz önüne alındığı<br />
durumda daha yüksek olduğu görülmektedir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
250<br />
225<br />
200<br />
175<br />
150<br />
125<br />
glOO<br />
""" 75<br />
50<br />
25<br />
0<br />
Hız Artım Hesaba<br />
Katıldı<br />
Hız Artım Hesaba<br />
Kstılmsdı<br />
O45<br />
Mm, e=0.1m<br />
0 0,25 0,5 0,75 1 1,25 1,5 1,75<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 7 8=45°için, 1=1 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Şekil 8 ve 9'da ise, perde 1=1.5 m uzunluğunda<br />
iken sırası ile 15 ve 30° için hız artımı hesaba<br />
katılan ve hesaba katılmayan durumlar için güç<br />
artış oranı çeşitli kanat çapı değerlerinde<br />
incelenmiştir. Burada perde giriş uzunluğu<br />
artığı için kanat çapının perde giriş uzunluğu<br />
ile orantılı olan değerleri ele alınmıştır.<br />
Şekillerden de görüldüğü gibi perde açısının<br />
yüksek değerinde, yani 6=30°için hız artımı<br />
hesaba katılan durumda, güç artış oranının<br />
yüksek değerlerde olduğu düşünülebilir.<br />
10<br />
_ 9<br />
l a<br />
!1<br />
I 3<br />
1<br />
o -I—<br />
o<br />
0,5 1 1,5 2<br />
Kanat Çapı d(m)<br />
— Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
— Hız Artımı Hesaba<br />
Katılmadı<br />
0=15<br />
1=1.5 m, e=0.1m<br />
Şekil 8 6=15°için, 1=1.5 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
2,5<br />
162<br />
g40<br />
I 35<br />
I 30 o<br />
I 25<br />
o<br />
| 20<br />
!L ıs<br />
o 10<br />
İV<br />
0,5 1 1,5 2<br />
Kanat çapı d (m)<br />
•— Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
•— Hız Artımı Hesaba<br />
Katılmadı<br />
0=30<br />
1=1.5 m , e=0.1m<br />
Şekil 9 6=30°için, 1=1.5 m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.<br />
Şekil 10 ve 11'de ise perde uzunluğu 1=2 m<br />
için kanat çapının perde uzunluğunun artışı ile<br />
orantılı değerlerinde sırasıyla 15 ve 3CP perde<br />
açılarında, hız artımı hesaba katılan ve<br />
katılmayan perdeli savonius rüzgar çarklarının<br />
güç artış oranı incelenmiştir. Şekilden de<br />
görüleceği üzere kanat çapının düşük<br />
değerlerinde ve düşük perde açısında, hız<br />
artımı uygulanmış çarktan elde edilen güç artış<br />
oranı daha yüksektir.<br />
us<br />
1 o<br />
li/P<br />
9<br />
"E<br />
0.<br />
II<br />
ram<br />
O !P<br />
?Art<br />
:3<br />
O<br />
18<br />
16<br />
14<br />
12<br />
10<br />
8<br />
6<br />
4<br />
2<br />
0<br />
2,5<br />
—4—Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
—t— Hız Artımı Hesaba<br />
T Katılmadı<br />
\ O=15<br />
\ N2m,e=0.1m<br />
^^-^<br />
1 r 1 r - - ı-— -ı<br />
0 0,5 1 1,5 2 2,5 3<br />
Kanat Çapı d(m)<br />
Şekil 10 9=15°için, l=2m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapına göre değişimi.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
g N<br />
esi<br />
"S<br />
£<br />
•s<br />
Peri<br />
!L 40<br />
Ora<br />
rtış<br />
t<br />
O<br />
00<br />
80<br />
60<br />
20<br />
0<br />
,.<br />
) 0,5<br />
—•— Hız Artımı Hesaba<br />
Katıldı<br />
—•—Hız Artımı Hesaba<br />
^ Katılmadı<br />
\ O30<br />
\ l=2m,e=0.1m<br />
V \\,^^^^<br />
1 1,5 2 2,5 3<br />
Kanat Çapı d (m)<br />
Şekil 11 6=30°için, l=2m perde uzunluğunda güç<br />
artış oranının kanat çapma göre değişimi.<br />
SONUÇLAR<br />
Dönen bir Savonius rüzgar çarkında akışkan; iç<br />
bükey kanat üzerinde türbülanslı bir yol izler<br />
ve dönel akışlar oluşur. Bu dönel akışlar<br />
Savonius rüzgar çarklarının performanslarını<br />
düşürür [15]. Savonius rüzgar çarklarında<br />
perdelemenin kullanılması ile rüzgar yönünde<br />
hareket eden iç bükey kanadın yüzeyi üzerinde<br />
oluşan dönel akışların oluşması engellenir ve<br />
böylece güç performansına etki eden bu olay<br />
azaltılarak güç performansı arttırılır.<br />
Savonius rüzgar çarkında perdelemenin bir<br />
başka etkisi şu şekilde açıklanabilir. Perdenin<br />
giriş uzunlukları değiştirilmek suretiyle hem<br />
süpürme alanı arttınlabilmekte ve hem de<br />
açıları değiştirilmek suretiyle rüzgarın çarka<br />
istenilen açıyla girmesi sağlanabilmektedir.<br />
Perdeli Savonius rüzgar çarkında, perde<br />
girişindeki rüzgar hızı, perdeye giren ve çark<br />
önüne gelen rüzgar hızından düşüktür. Çark<br />
önünde rüzgar hızının büyük olması sebebiyle<br />
çark girişinde elde edilen güç miktarı da daha<br />
büyüktür. Burada çarkın konstrüksiyonu<br />
yapılırken perde uzunluğunun artan<br />
değerlerinde çark çapının perde uzunluğuna<br />
uygun olması dikkate alınırsa, düşük rüzgar<br />
hızlarında perde yapılmasıyla birlikte hız<br />
artımı da hesaba katıldığında güç artış oranın<br />
yüksek değerlere ulaştığı görülmüştür.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
163<br />
Böylelikle çark girişinde perde giriş açılan ve<br />
perde uzunlukları değiştirilmek suretiyle<br />
Savonius rüzgar çarkından elde edilen güç<br />
miktarı yüksek değerlere ulaşması sağlanabilir.<br />
Burada perde girişinde ki süpürme alanının<br />
çark girişindeki süpürme alanına oranı<br />
(L,+L 2 +L).h<br />
olduğundan çark ve perde<br />
boyutlarında bu orana dikkat edildiğinde, hız<br />
artımı hesaba alınan perdeli savonius çarkında,<br />
düşük rüzgar hızlarında yüksek güç değerleri<br />
elde edilebilir. Ayrıca perdenin çıkış açıları ve<br />
uzunlukları değiştirilmek suretiyle de çark<br />
çıkışındaki akışa istenildiği gibi yön verilerek<br />
oluşabilecek türbülanslar azaltılarak yararlı<br />
enerji miktarı arttırılabilir.<br />
Perdelemenin bir başka üstünlüğü ise;<br />
Savonius rüzgar çarkına girişte kaçan bir kısım<br />
rüzgarın bu perde sayesinde yana doğru<br />
kaçması engellenerek ve akışı iç bükey<br />
kanada yönlendirmesiyle, iç bükey kanat<br />
üzerinden geçen akışın rüzgar yönüne ters<br />
yönde dönen dış bükey kanadın iç bükey<br />
yüzeyi üzerinde yeni bir kuvvet oluşumuyla bir<br />
moment meydana getirmesidir (Şekil 2). Bu<br />
sayede Savonius rüzgar çarkının verimi ve<br />
dolayısıyla performansı arttırılmış olur.<br />
SİMGELER<br />
P:Güç<br />
F: Kuvvet (N)<br />
v: Çarkın hızı (m/s)<br />
V: Rüzgarın hızı (m/s)<br />
p: Havanın yoğunluğu (kg/m)<br />
c: Direnç katsayısı<br />
d: Kanat çapı (m)<br />
h: Çark yüksekliği (m)<br />
e: Eksantrisite (m)<br />
KAYNAKLAR<br />
1. Varlık M., and Klug H., Windenergie<br />
in der Türkei, Dewi Magazin,<br />
Germany, NR.17 August 2000,<br />
2. Bach, Von G., Vutersuchungen Uber<br />
Savonius Rotoren und Vervante<br />
stromungsmaschinen, Forshung auf
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
dem Gebiete des Ingenienvesens,<br />
Vol.2(6), 218-231, Germany, 1931.<br />
(Translatedto English by G.T. Ward<br />
and available as publication T.41 of<br />
Brace Research Instute, Ste- Anne-de<br />
Bellevue, Quebec, Canada, 1964).<br />
3. Newman, B.G., Measurements on<br />
Savonius Rotor with Variable Gap<br />
Proceedings of the University of<br />
Sherbrook Conference on Wind<br />
Energy, Sherbrooke, Quebec, 116s,<br />
Canada, 1974.<br />
4. Khan, M.H., Model and Prototype<br />
Performance Characteristics of<br />
Savonius Rotor Windmill, Wind<br />
Engineering, Vol.2(2), 75-85, 1978.<br />
5. Sheldahl, R.E., Blackvvell, B.F. and<br />
Feltz, L.V., Wind Tunnel Performance<br />
Data for Two and Three Bucket<br />
Savoniu Rotors, Jounal of Energy,<br />
Vol.2(3),160-164, 1978.<br />
6. Sivasegaram, S., Concentration<br />
Augmentatipn of Power in a<br />
Savonius Type Wind Rotor, Wind<br />
Engineering, Vol.3(l), 52-61, 1979.<br />
7. Modi, V.J. and Fernando, M.S.U.K.,<br />
on The Performance of the savonius<br />
Wind Türbine, Journal of solar<br />
Energy Engineering, Vol.lll, 71-81,<br />
1989.<br />
8. Ushiyama, I. And Nagai, H., Optimum<br />
Design Confıgurations and<br />
Performance of Savonius Rotors,<br />
Wind Engineering Vol. 12 (1), 59-75,<br />
1988.<br />
9. Wilson, R.E., Lissaman, P.B.S. andb<br />
Walker, S.N., Aerodynamic<br />
Performance of Wind Turbines,<br />
ERDA/ NSF/04014-76/1,111-164,<br />
1976.<br />
10. Van Düsen, E.S., and Kirchhoff, R. H.,<br />
A Two Dimensional Vortex Sheet<br />
Model of a Savonius Rotor, Fluids<br />
Engineering in Advanced Energy<br />
Systems, ASME, 15-31, 1979.<br />
11. Öztürk .H.K.,Savonius Tipi Rüzgar<br />
Çarkı Tasarımı, K.T.Ü, Yüksek Lisans<br />
Proje, Trabzon, 1989.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
164<br />
12. Deda B., Rüzgar Enerjisi Savonius<br />
Rüzgar Çarklarının Performanslarının<br />
Arttırılması, PAÜ, Yüksek Lisans<br />
Tezi, Denizli, 2000.<br />
13. Deda B., Öztürk H.K., ve Atılgan M.,<br />
Savonius Rüzgar Çarklarının<br />
Performanslarının İncelenmesi, III.<br />
Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu,<br />
İstanbul, Cilt I, 15-17 Kasım 2000.<br />
14. Deda B., Öztürk H.K., ve Atılgan M.,<br />
Savonius Tipi Rüzgar Çarklarının<br />
Performanslarının İncelenmesi, Bilim<br />
Günleri ,Yayın No-221, Denizli, 5-7<br />
Mayıs 1999.<br />
15. Fujisawa N. and Shirai H.,<br />
Experimental Investigation on the<br />
Unsteady Flow Field Around A<br />
Savonius Rotor at the Maximum<br />
PowerPerformance,Wind Engineering,<br />
Vol.ll(4),195-206, Tokyo, 1987.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
ÖZET<br />
TÜRKİYE'DE RÜZGAR ENERJİSİNİN KULLANIM DURUMU VE<br />
BİR TÜRBİN TASARIM ÖRNEĞİ<br />
Dünyamızda enerji ihtiyacı her yıl yaklaşık<br />
olarak % 4-5 oranında artmaktadır. Buna<br />
karşılık bu ihtiyacı karşılayan fosil yakıt<br />
rezervi ise daha hızlı bir şekilde azalmaktadır.<br />
Ayrıca fosil yakıtların çevre üzerindeki<br />
olumsuz etkilerinin giderek artması, başta<br />
gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya<br />
sevk etmiştir.<br />
Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynakları<br />
bakımından oldukça şanslı ülkelerden birisidir.<br />
Yenilenebilir enerji kaynaklarının en<br />
önemlilerinden olan rüzgar enerjisi, güneş<br />
enerjisi, jeotermal enerji ve biomas enerjisi<br />
açısından ülkemiz büyük potansiyellere ve çok<br />
büyük ölçekte olmasa da uygulama alanlarına<br />
sahiptir. Bu zenginliği boşa harcama lüksüne<br />
sahip olmayan yurdumuz için, tükenmeyen<br />
kaynaklar olan rüzgar ve güneş enerjisi<br />
önümüzdeki yılların ana enerji kaynağı olmaya<br />
adaydır.<br />
Bu çalışmada Türkiye'de bugüne kadar<br />
yapılmış olan rüzgar ölçümleri<br />
özetlenmektedir. Bu veriler ışığında en verimli<br />
olarak rüzgar enerjisinden faydalanılabilcek<br />
bölgeler belirlenmiştir. Halihazırda kurulu<br />
bulunan tesisler ve yapılması gerek proje<br />
gerekse de inşaa aşamasında olan tesisler bir<br />
tablo halinde verilmiştir.<br />
Rüzgar enerjisi potansiyelinin yüksek olduğu<br />
Ege bölgemizde yapılan örnek bir sistem<br />
tasarımına ait bilgiler verilmiştir. Çanakkale<br />
için tasarlanan bu sisteme ait türbin<br />
hesaplamaları açıklanmıştır.<br />
ABSTRACT<br />
World energy consumption has been<br />
increasing every year at % 4-5 percent. Fossil<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
İrfan GÜNEY Şafak SAĞLAM<br />
Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Göztepe-İstanbul<br />
iguney@marun.edu.tr ssaglam@marun.edu.tr<br />
oriented conventional energy resources have<br />
been increasing against this. Fossil energy<br />
resources have been creating environmental<br />
problems. For that reason developing countries<br />
have started using renevvable energy resource.<br />
Turkey is one of the lucky world for renewable<br />
energy sources. Wind energy, solar energy,<br />
geothermal and biomass energy are<br />
considerable energy resources that have<br />
important potential and usage area in our<br />
country. This unexhausted energy sources<br />
especially wind and solar energy are majör<br />
sources for Turkey in next years.<br />
in this study wind speed measurements which<br />
are doing in Turkey are summarized. The areas<br />
where the most productive for wind energy<br />
transformation are determined. The wind<br />
energy plants vvhich are working and planning<br />
given in table.<br />
A system design information are given in Ege<br />
region that has important wind energy<br />
potential. Wind türbine design calculation is<br />
explained for Çanakkale.<br />
GİRİŞ<br />
Türkiye coğrafi konumu ve hüküm süren iklim<br />
koşulları itibarı ile rüzgar enerjisi kaynakları<br />
bakımından, teorik olarak elektrik enerjisinin<br />
tamamını karşılayabilecek seviyededir.<br />
Ülkemiz toplamı 8000 km'yi bulan ve bunun<br />
büyük bir kısmının rüzgar enerjisi<br />
kullanılabilecek durumda bulunan sahil<br />
şeridine sahiptir. Türkiye, Avrupa'da rüzgar<br />
enerjisi potansiyeli en zengin ülkeler arasında<br />
yer almaktadır. Türkiye'nin teorik olarak<br />
hesaplanan potansiyeli 83.000 MW'dır. Bu,<br />
Türkiye'nin bir an önce kullanmaya<br />
başlanması gereken önemli bir rüzgar enerjisi<br />
165
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
potansiyeli olduğunu göstermektedir. Fakat<br />
rüzgar enerjisinin mevcut olan enerji sistemine<br />
girişini sağlayabilmek için gerekli teknik ve<br />
ekonomik fizibilite çalışmaları yapılmalıdır.<br />
Çünkü bu enerji kullanılmadığı her zaman<br />
dilimi için aynı zamanda kayıp olan enerji<br />
anlamına gelmektedir.<br />
Türkiye'nin Asya ve Avrupa kıtalarında<br />
bulunan topraklan üzerinde seçilen 20<br />
meteorolojik istasyon çevresinde Türkiye<br />
Rüzgar Atlası çalışmaları Dr. Tanay Sıdkı<br />
Uyarında aralarında bulunduğu bir ekip<br />
tarafından 1989 yılında tamamlanmıştır. Bu<br />
çalışma, meteoroloji istasyonlarında toplanan<br />
verilerin rüzgar enerjisinden yararlanmak<br />
amacıyla yapılacak çalışmalarda<br />
kullanılabilecek düzeyde yeterli olmadığını<br />
kanıtlamıştırfl].<br />
TÜRKİYEDE YAPILAN ÇALIŞMALAR<br />
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, TÜREB'in<br />
kuruluşundan sonra yatırımcılar,<br />
akademisyenler, imalatçılar ve diğerleri<br />
Türkiye'de rüzgar enerjisi gelişimini<br />
desteklemek üzere bir araya geldiler. Bu<br />
yıllarda ETKB (T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar<br />
Bakanlığı )'nin Türkiye'de rüzgar enerjisi<br />
kullanımına ilişkin elinde bulunan veriler<br />
ışığında belirlediği politikası pek iyimser<br />
değildi. Resmi açıklamalar Türkiye'de rüzgar<br />
enerjisi gelişimini sınırlı olarak<br />
göstermekteydi.<br />
Bu tarihten sonra yapılan çalışmalar, Türkiye<br />
Rüzgar Enerjisi Birliği'nin çabaları ve ETKB<br />
ile Elektrik İsleri Etüd İdaresinin (E.İ.E.İ)<br />
TÜREB çalışmalarına katılımı sonrası<br />
Türkiye'deki rüzgar enerjisi dikkate alınmaya<br />
başlanmıştır.<br />
Türkiye'de rüzgar enerjisinin gelişiminin<br />
önündeki sorunları belirlemek üzere İber Otel,<br />
Sarıgerme, Park Ortaca'da Kocaeli<br />
Üniversitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji<br />
Kaynaklan ve Teknolojileri Araştırma Birimi<br />
tarafından üç adet 'Uluslararası Rüzgar<br />
Enerjisi Atölye Çalışması' düzenlenmiştir. Bu<br />
atölye çalışmalarına katılanların ilişkilerini<br />
daha sonrada sürdürmeleri sonucu Türkiye'de<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
rüzgar enerjisi kullanımı çalışmalan<br />
yaygınlaşmıştır.<br />
Bugüne kadar ETKB tarafından<br />
değerlendirilen 39 adet Rüzgar Çiftliği projesi<br />
bulunmaktadır. Bu projelerin toplam kapasitesi<br />
bin 370 ilâ bin 440 MW'dir. Bu 39 projenin,<br />
215 MW'lik kapasiteye sahip 8 tanesinin<br />
yatırımcılarla yapılan görüşmeleri<br />
sonuçlandırılmıştır.<br />
ETKB'nin 9 Eylül 1999'da açtığı YİD( Yap<br />
işlet devret ) Modeli ile 'Rüzgar Güç<br />
Santrallan Yaptırılması' konusundaki resmi<br />
ihale, gündemdeki toplam proje sayısını 55'e<br />
çıkartmıştır. Böylece Türkiye'de gerçekleşme<br />
aşamasına girmiş rüzgar güç santrallerinin<br />
toplam kurulu gücü bin 700 MW'a ulaşmıştır.<br />
Rüzgardan üretilen elektriğe, kirletici atıklar<br />
olmadan üretilecek elektriğin çevresel<br />
yararlarını yansıtan, hakça bir bedel ödenmesi<br />
ve iyi organize olmuş bir kurumsal alt yapı ve<br />
rüzgar enerjisinin planlama yönetmeliklerinin<br />
hazırlanması durumunda, Türkiye'de rüzgar<br />
enerjisi kurulu gücünün gelişiminde kolayca<br />
Tablo l'deki hedeflere ulaşabileceklerdi^ 1 ]-<br />
Tablo 1 Türkiye Öngörülen Hedefler (YEKAB)<br />
Yıl<br />
2000<br />
2003<br />
2005<br />
2010<br />
2020<br />
Kurulu Kapasite<br />
400 MVV<br />
1400 MVV<br />
5000 MW<br />
10000 MVV<br />
20000 MVV<br />
Kaynak: UYAR,T.S., 'Türkiye Enerji Sektöründe Karar<br />
Verme ve Rüzgar Entegrasyonu'<br />
Rüzgar enerjisinin geliştirilmesine gereken<br />
önem verilerek pazar yaratıldığında Türkiye<br />
endüstrisi rüzgar gücü santrallerinin imalatına<br />
kolayca adapte olabilecektir. Yeni kurulan<br />
rüzgar çiftliklerinin kuleleri yerel olarak imal<br />
edilmeye başlanmıştır.<br />
Tablo 2'de ETKB'nin gelecek yıllar için<br />
öngördüğü kurulu güç kapasitesi içinde rüzgar<br />
enerjisi kullanımıyla oluşturulabilecek üretim<br />
kapasitesi paylan verilmiştir.<br />
166
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Tablo 2, ETKB'nin Elektrik Kapasitesi Öngörümü (YEKAB)<br />
Yıl<br />
2000<br />
2010<br />
2020<br />
Kurulu Kapasite<br />
(MW)<br />
30.000<br />
65.000<br />
110.000<br />
Toplam Kapasitede<br />
Rüzgar Payı ( % )<br />
1,33<br />
15,38<br />
18,18<br />
Kaynak: UYAR.T.S., 'Türkiye Enerji Sektöründe Karar<br />
Verme ve Rüzgar Entegrasyonu<br />
Türkiye 2020 yılında kurmayı hedeflediği<br />
toplam elektrik enerjisi üretim kapasitesinin<br />
yüzde 18'i kadar rüzgar güç santral<br />
kapasitesini mevcut altyapıda radikal<br />
değişiklikler yapmadan tesis edebilecektir. Bu<br />
hedefe ulaşılabilmesi için<br />
-Türkiye'de rüzgar gücü tesisi için uzun vadeli<br />
hedefler konmalıdır.<br />
-Halen yenilenebilir enerji kaynaklan ve<br />
enerjinin etkin kullanımını cezalandıran<br />
kömür, akaryakıt ve doğal gaza sağlanan<br />
teşvikler ve sübvansiyonlar kaldırılmalıdır.<br />
- Enerji sektörüne ilişkin kararlar alınırken<br />
fosil ve nükleer güç santrallerinin neden<br />
olduğu toplumsal maliyetler ekonomik<br />
fizibilite çalışmalarında hesaba katılmalıdır[l].<br />
Türkiye rüzgar santrali projelerinin son<br />
durumu 1999 yılı itibarı ile Tablo 3'te<br />
verilmiştir[2].<br />
ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ENERJİSİ<br />
ÜRETİMİ İÇİN TÜRBİN TASARIMI ÖRNEĞİ<br />
Türkiye'nin rüzgar potansiyelini<br />
değerlendirerek elektrik enerjisi üretilmesi<br />
amacı ile yapılan örnek uygulamalardan<br />
biriside Çanakkale tasarım örneğidir.<br />
Çanakkale'nin rüzgar potansiyelinin yüksek<br />
olması nedeni ile pilot bölge olarak seçilmiştir.<br />
Aşağıda verilen elektriksel ihtiyaç gücünü<br />
karşılayacak makine adedi hesaplanmıştır.<br />
Y er : ÇANAKKALE<br />
Elektrik Tüketimi : 16.699.509 kWh<br />
Ortalama Rüzgar Hızı : 5,3. m/s'dir.(Tablo 4)<br />
Çanakkale'nin rüzgar hızı-frekans eğrisi<br />
incelenerek olursa, 14 m/s'lik hızlara sahip<br />
rüzgarların, toplam yıllık enerjiye katkıları<br />
oldukça düşüktür. Bu nedenle sistemimizin<br />
kesim hızım Vk =14 m/s olarak tasarlamamız<br />
gereklidir.<br />
Makina Mühendisleri Odası<br />
Sistemimizin dizayn hızını, 6,5 m/s olarak<br />
seçersek, <strong>makina</strong>nın rüzgar hızına göre çıkış<br />
gücü belirlenecektir. Yani sistemimiz, 3.45<br />
m/s'lik başlama hızında dönmeye başlayacak<br />
ve 6,5 ila 14 m/s'lik arasında tasarım gücü olan<br />
33,6 kW'ı sağlayacak şekilde dizayn<br />
edilecektir. 15 m/s'den büyük hızlarda ise güç<br />
üretimi yapılmayacaktır. (Tablo 5)<br />
Tasarım gücü, 6,5 m/s' de 33,6 kW olan böyle<br />
bir sistemden Üretilecek yıllık enerji miktarı:<br />
YKWH = 33,6 . 8760 = 294, 336 kWh<br />
olarak hesaplanır. Buradan da bu sistemin<br />
Çanakkalede kurulması durumunda kaç adet<br />
<strong>makina</strong>ya ihtiyacımız olduğunu<br />
hesaplayabiliriz.<br />
Makine Adedi= 16699509 / 294336 = 56,736<br />
Yaklaşık 57 adet rüzgar türbini kullanmamız<br />
gereklidir.<br />
Bu <strong>makina</strong>larm Çanakkale'nin rüzgar tarlası<br />
oluşturulmasına müsaait bölgelerinde<br />
konumlandırılmaları ile ihtiyaç duyulan güç<br />
teorik olarak üretilebilecektir[4].<br />
SONUÇ<br />
Rüzgar enerjisi son derece çevreci bir<br />
enerji kaynağıdır. Yapılan çalışmalar<br />
sonucunda, konvansiyonel üretim<br />
kapasitesinin yenilenebilir enerjiye<br />
değiştirileceği her %1'lik miktar<br />
sonucunda toplam CO2 emisyonunda %<br />
0,03'lük bir azalma olacağı<br />
belirlenmiştir[5].<br />
Türkiye sahip olduğu rüzgar enerjisi<br />
potansiyeli açısından oldukça önemli bir<br />
yerdedir. Yıllık ortalama rüzgar hızı 10 m<br />
yükseklikte 2,54 m/s ve rüzgar gücünün 24<br />
W/m 2 olduğu belirlenmiştir. Alansal olarak<br />
Türkiye'nin % 88,5'inde yıılık ortalama<br />
rüzgar gücü yoğunluğunun 40 W/m 2<br />
düzeyinin üzerine çıkmakta % 0,8'inde<br />
100 W/m 2 'yi aşmaktadır.<br />
167
Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Sempozyumu ve Sergisi 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Tablo 3 Türkiye Rüzgar Santrali Projeleri<br />
İŞLETMEDE OLAN RÜZGAR SANTRALI<br />
PROJENİN ADI KARAKTERİSTİK FİRMA<br />
ÇEŞME ALAÇATI RÜZGAR SANT 7,2 MW<br />
ARES A.Ş.<br />
YERİ<br />
İZMİR ÇEŞME ALAÇATI<br />
SÖZLEŞME TASLAĞI ÜZERİNDE MUTAKABAT SAĞLANIP, DPT GÖRÜŞÜ BEKLENEN RÜZGAR PROJELERİ<br />
PROJENİN ADI<br />
KOCADAĞ RÜZGAR SANTRALI<br />
ÇANAKKALE RÜZGAR SANTRALI<br />
BOZCAADA RÜZGAR SANTRALI<br />
KARAKTERİSTİK<br />
50,4 MW<br />
30 MW<br />
10,2 MW<br />
FİRMA<br />
AS MAKİNSAN<br />
AS MAKİNSAN<br />
DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ AŞAMASINDA OLAN RÜZGAR PROJELERİ<br />
PROJENİN ADI<br />
MAZIDAĞI RÜZGAR SANTRALI<br />
PROJENİN ADI<br />
DATÇA RÜZGAR SANTRALI<br />
DATÇA RÜZGAR SANTRALI<br />
YALIKAVAK RÜZGAR SANTRALI<br />
İNTEPE RÜZGAR SANTRALI<br />
İNTEPE RÜZGAR SANTRALI<br />
AKHİSAR RÜZGAR SANTRALI<br />
AKHİSAR RÜZGAR SANTRALI<br />
BANDIRMA RÜZGAR SANTRALI<br />
BEYOBA RÜZGAR SANTRALI<br />
£EŞME RÜZGAR SANTRALI<br />
KARABURUN RÜZGAR SANTRALI<br />
PROJENİN ADI<br />
GÖKÇEADA RÜZGAR SANTRALI<br />
PROJENİN ADI<br />
KOCADAĞ RÜZGAR SANTRALI<br />
YAYLAKÖY RÜZGAR SANTRALI<br />
LAPSEKİ RÜZGAR SANTRALI<br />
ŞENKÖY RÜZGAR SANTRALI<br />
HACIÖMERLİ RÜZGAR SANTRALI<br />
BELEN RÜZGAR SANTRALI<br />
KARAKTERİSTİK<br />
39 MW<br />
FİRMA<br />
DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
FİZİBİLİTE RAPORU DEĞERLENDİRİLEN RÜZGAR PROJELERİ<br />
KARAKTERİSTİK<br />
28,8 MW<br />
12,5 MW<br />
7,92 MW<br />
30 MW<br />
13,2 MW<br />
12 MW<br />
30 MW<br />
15 MW<br />
7,92 MW<br />
12 MW<br />
22,5 MW<br />
FİRMA<br />
DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
INTERVVIND LTD.<br />
ŞANTAJ A.Ş.<br />
AK-EN ENERJİ<br />
DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
PROKON<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
REVİZE FİZİBİİTE RAPORU BEKLENEN RÜZGAR PROJESİ<br />
KARAKTERİSTİK<br />
1,62 MW<br />
FİRMA<br />
SIMELKO<br />
FİZİBİLİTE RAPORU BEKLENEN RÜZGAR PROJESİ<br />
KARAKTERİSTİK<br />
43,5 MW<br />
15 MW<br />
15 MW<br />
12 MW<br />
45 MW<br />
20-30 MW<br />
FİRMA<br />
MAGE<br />
MAGE<br />
ATLANTİS TİCARET<br />
AKFIRAT A.Ş.<br />
DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
TEKNİK TİCARET<br />
FİZİBİLİTE RAPORU BEKLENEN RÜZGAR PROJELERİ<br />
PROJENİN ADI KARAKTERİSTİK FİRMA<br />
KAPIDAĞ RÜZGAR SANTRALI 20-35 MW AS-MAKİNSAN<br />
KARABİGA RÜZGAR SANTRALI 15-50 M W AS-MAKİNSAN<br />
KUMKALE RÜZGAR SANTRALI 12,6 MW DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
MAZIDAĞI-2 RÜZGAR SANTRALI 90 MW DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
MAZIDAĞI-3 RÜZGAR SANTRALI 39,6 MW DEMİRER HOLDİNG A.Ş.<br />
YELLİCE BELEN RÜZGAR SANT. 70-100 MW AS-MAKİNSAN<br />
Kaynak: Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği Türkiye Şubesi Bülteni, Ankara 1999<br />
Makina Mühendisleri Odası 1 £ o<br />
YERİ<br />
İZMİR ÇEŞME KOCADAĞ<br />
ÇANAKKALE<br />
ÇANAKKALE<br />
YERİ<br />
İZMİR ÇEŞME ALAÇATI<br />
YERİ<br />
MUĞLA/DATÇA<br />
MUĞLA/DATÇA<br />
MUĞLA/DATÇA<br />
ÇANAKKALE İNTEPE<br />
ÇANAKKALE İNTEPE<br />
MANİSA AKHİSAR<br />
MANİSA AKHİSAR<br />
BALIKESİR BANDIRMA<br />
MANİSA AKHİSAR<br />
İZMİR ÇEŞME<br />
İZMİR KARABURUN<br />
YERİ<br />
ÇANAKKALE GÖKÇEADA<br />
YERİ<br />
İZMİR ÇEŞME KOCADAĞ<br />
İZMİR KARABURUN<br />
ÇANAKKALE LAPSEKİ<br />
HATAY ŞENKÖY<br />
İZMİR HACIÖMERLİ<br />
HATAY BELEN<br />
YERİ<br />
BALIKESİR ERDEK<br />
ÇANAKKALE KARABİGA<br />
ÇANAKKALE KUMKALE<br />
İZMİR/ÇEŞME<br />
İZMİR/ÇEŞME<br />
KARABURUN YELLİCE
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergis 12-13 Ekim 2001 Kayseri<br />
Tablo 4. Çanakkale'nin Aylık Ortalama Rüzgar Hızlan (m/s)<br />
YIL<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
0<br />
7,9<br />
A<br />
A<br />
4,2<br />
8,4<br />
8,1<br />
ş<br />
7,4<br />
A<br />
A<br />
5,7<br />
6,1<br />
7,5<br />
M<br />
5,1<br />
4,9<br />
A<br />
6<br />
6,3<br />
5,9<br />
N<br />
4,9<br />
4,8<br />
A<br />
4,5<br />
4,7<br />
M<br />
4,6<br />
4,6<br />
3,9<br />
4,4<br />
5,8<br />
Kaynak: Rüzgar Enerjisi, http://www.yenenerkay.cjb.net<br />
Tablo 5. Rüzgar Türbini Özellikleri<br />
Rüzgar Türbini<br />
Güç<br />
Voltaj<br />
Kanat Sayısı<br />
Kanat Çapı<br />
Başlangıç Hızı<br />
Optimal Hız<br />
Maksimum Hız<br />
Ayak Yüksekliği<br />
S<br />
CS-40<br />
40 kW<br />
380 V 3 Faz 50 Hz<br />
3<br />
21 m<br />
3,2 m/s<br />
14 m/s<br />
34 m/s<br />
40-60 m<br />
Kavnak: http://www.windrehall.com<br />
CTr 40 Rıgpd Tiııbıu<br />
ı.4 :. 7 4 0