25.02.2013 Views

ve GDO'lu Ürünlerin Ekonomik Analizi - TSE

ve GDO'lu Ürünlerin Ekonomik Analizi - TSE

ve GDO'lu Ürünlerin Ekonomik Analizi - TSE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Y�l:49 • Say�:572 • OCAK 2010<br />

Sahibi<br />

Türk Standardlar� Enstitüsü Ad�na<br />

Tahir BÜYÜKHELVACIG�L<br />

Genel Yay�n Yönetmeni<br />

Ahmet PEL�T<br />

Sorumlu Yaz� ��leri Müdürü<br />

Y. Selim ÇELEB�<br />

Yay�na Haz�rlayanlar<br />

O. Murat PERÇ�N • A. Sabit YÖNEY<br />

Türkay B�RBEN • Asl�han KÖKER<br />

Canan DO�AN • Ebru CEM<br />

Yönetim Yeri<br />

<strong>TSE</strong><br />

Pazarlama <strong>ve</strong> Tan�t�m Dairesi Ba�kanl���<br />

Necatibey Cad. No:112, 06100<br />

Bakanl�klar / ANKARA<br />

Tel: 0.312. 416 63 12 • 416 63 25<br />

Faks : 0.312. 416 65 84<br />

e-mail: standarddergi@tse.org.tr<br />

Reklam <strong>ve</strong> Abone<br />

Ay�e Nedret GÜNE�<br />

Tel: 0.312. 416 63 17<br />

e-mail: pazarlama@tse.org.tr<br />

2010 Y�l� Abone Bedeli<br />

Ayl�k : 7 TL (KDV dahil)<br />

Y�ll�k : 70 TL (KDV dahil)<br />

(Bir y�ll�k aboneliklerde Ö�retim Görevlileri,<br />

Ö�renciler <strong>ve</strong> Enstitümüzden belgeli firma,<br />

kurum <strong>ve</strong> kurulu�lara % 50 indirim uygulan�r.)<br />

2010 Y�l� Reklam Tarifesi<br />

Arka Kapak : 2000 TL + KDV<br />

Kapak �çleri : 1500 TL + KDV<br />

Son Sayfa : 1500 TL + KDV<br />

�ç Tam Sayfa: 1300 TL + KDV<br />

Tasar�m, Bask�, Da��t�m<br />

SARAY MATBAACILIK<br />

Tic. <strong>ve</strong> Sanayi Ltd. �ti.<br />

Merkez Mah. Polat Sok. No:2<br />

Pursaklar Ankara • 0.312 527 28 90<br />

Yay�n Türü: Yerel Süreli<br />

Bas�m Tarihi: 26.01.2010<br />

Standard hakemli bir dergidir. Dergimize<br />

gönderilen makaleler ihtiyaç duyuldu�unda<br />

uzmanl�k alan�na göre, konusunda<br />

uzmanla�m�� ki�ilere incelettirildikten sonra<br />

yay�nlan�r. Dergide yay�nlanan yaz�lardaki<br />

görü�ler yazar�na ait olup Derginin <strong>ve</strong><br />

yazar�n ad� al�narak iktibas edilebilir.<br />

Dergimize gönderilen yaz�lar yay�nlans�n <strong>ve</strong>ya<br />

yay�nlanmas�n iade edilmez.<br />

Önsöz<br />

Cocuklar�n zihinsel, bedensel <strong>ve</strong> psikososyal<br />

geli�imi için vazgeçilmez oyun<br />

araçlar� olan oyuncaklar, uzmanlara<br />

göre e�itim arac�d�rlar. Çocuk, oyunca-<br />

�� ile oynarken bir yandan e�lenir, di�er yandan<br />

renk, �ekil, boyut gibi kavramlar�, payla�may�,<br />

i� birli�ini ö�renir, k�sacas� dünyay� tan�r. Anne<br />

babalar için oyuncak seçimi, kamu yetkilileri <strong>ve</strong><br />

üreticiler için do�ru tasarlanm��, gü<strong>ve</strong>nli oyuncaklar<br />

son derece önemli konulard�r. Bu önemine<br />

binaen 2010 y�l�n�n bu ilk say�s�nda ‘Oyuncak<br />

Sektörü’nü inceledik.<br />

Prof. Dr. Meziyet Ar� <strong>ve</strong> Sonnur I��tan, çocuk geli�iminde<br />

oyun <strong>ve</strong> oyunca��n önemini vurgularken<br />

oyuncaklar� gü<strong>ve</strong>nlik özelliklerine göre çe�itli<br />

ba�l�klar alt�nda ele al�yor, dikkat edilmesi gereken<br />

konular� s�ral�yorlar.<br />

Dr. Hakan Gürsu, özellikle geli�mekte olan <strong>ve</strong><br />

genç nüfusa sahip tüm toplumlar için ya�amsal<br />

bir stratejik öneme sahip olan <strong>ve</strong> oyun kavram�n�n<br />

farkl� boyutlarda ürünle�en yüzü olan “oyuncaklar�n”<br />

yüz y�llar boyunca sa�l�kl� toplumlar<br />

yeti�tirilmesinde son derece etken roller üstlendi�ini<br />

belirtiyor. Türkiye-Çin ihracat kar��la�t�rmas�na<br />

bak�ld���nda, oyuncak sektöründe Çin’in<br />

Türkiye’den 490 kat büyük oldu�unu vurgulayan<br />

Gürsu, oyuncak sektöründe, yeni trendlerin takip edilmesi, AR-GE çal��malar�na a��rl�k <strong>ve</strong>rilmesi, kalite odakl� bir<br />

hedef yakalanmas�, ürün çe�itlenmesinin art�r�lmas� <strong>ve</strong> sektörde markala��lmas� ile ulusal oyuncak sektörünün h�zla<br />

büyüyebilece�ini aç�kl�yor.<br />

Sa�l�k Bakanl��� yetkilileri, Bakanl�kça yürütülen oyuncaklar�n piyasa gözetimi <strong>ve</strong> denetimi hakk�nda bilgi notu <strong>ve</strong>rirken<br />

oyuncaklara ili�kin herhangi bir problem söz konusu oldu�unda tüketicilerin Bakanl��a ba�vurabileceklerini belirtiyorlar.<br />

Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���n�n oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�indeki rolünü anlatan Atilla Saka, ‘Refik Saydam<br />

H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl��� Oyuncak Laboratuvarlar�n�n Kapasitesinin Geli�tirilmesi <strong>ve</strong> Akreditasyonu Projesi’<br />

hakk�nda bilgi <strong>ve</strong>riyor. Oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i konusunda ‘Onaylanm�� Kurulu�’ statüsü <strong>ve</strong>rilen <strong>TSE</strong>’nin çal��malar�n� <strong>TSE</strong><br />

Direktifler Müdürü Mukadder �lhan aç�kl�yor.<br />

Kültürel Ara�t�rmalar Vakf�, Oyuncakevi Program� Koordinatörü A. Ceren Gö�ü�, küreselle�menin oyuncaklar üzerindeki<br />

etkilerini inceledi�i yaz�s�nda ilerlemesinin önüne geçemeyece�imiz küreselle�menin olumlu taraflar�n�n ele al�n�p<br />

i�lendi�i takdirde yararl� olaca��n� vurguluyor.<br />

<strong>TSE</strong> Sa�l�k �htisas Grubu Ba�kan� Uzm. Dr. Y�ld�r�m Cesaretli, oyuncak standardlar� hakk�nda bilgi <strong>ve</strong>riyor.<br />

Bu say�m�zda da iki söyle�iye yer <strong>ve</strong>rdik. Milli E�itim Bakanl��� yetkilileri ile özel e�itim üzerine yapt���m�z ilk söyle�imizde,<br />

Özel E�itim Rehberlik <strong>ve</strong> Dan��ma Hizmetleri Genel Müdür Yard�mc�s� Yurdagül Aydo�an üstün yetenekli çocuklar�m�z�<br />

güzele, bilime, sanata, insan� insan yapan de�erlere, do�aya, insanl���n derdini dert edinmeye <strong>ve</strong> iyi olan<br />

her �eye yönlendirmek için Bakanl�k olarak yapt�klar� çal��malara, Özel Yeteneklilerin E�itimi �ubesi Müdürü Necati<br />

Bilgiç, bu çocuklara <strong>ve</strong>rilmesi gereken bilimsel e�itime dair bilgiler <strong>ve</strong>rdiler.<br />

“Eyüp, tarihsel dokusu yan�nda anne babalar�n, hatta dedelerimizin oyun ça�lar�n� geçirdikleri oyuncaklar�n� edindikleri<br />

bir hayal kentidir.” Yrd. Doç. Dr. Tosun Yalç�nkaya, ‘Eyüp Sultan Oyuncaklar�’ ba�l�kl� makalesine bu cümle ile<br />

giriyor. Seri üretimin geli�ip do�al malzemenin yerini plastik <strong>ve</strong> türevleri girene kadar oyuncak üretiminin merkezi olan<br />

Eyüp, 18. yy’a kadar oyuncak denince ilk akla gelen yer olarak tarif ediliyor. Alt�neller Geleneksel El Sanatlar� Derne�i<br />

Ba�kan� Mücella Kah<strong>ve</strong>ci, Geleneksel Giysili Bebekleri, Yrd. Doç. Dr. Cavidan Ba�ar ile birlikte de Derneklerinin çal��malar�n�<br />

anlat�yor.<br />

Oyuncak konular�n�n yan� s�ra Ar�. Gör. Mustafa Göktu� Kaya <strong>ve</strong> Ar�. Gör. Esra T. Kabaklarl� “Geneti�i De�i�tirilmi�<br />

Organizmalar (GDO) <strong>ve</strong> GDO’lu <strong>Ürünlerin</strong> <strong>Ekonomik</strong> <strong>Analizi</strong>”ni; Mim. Ebru Güller, etik yönünden mimarl�k mesle�ini;<br />

Sa�l�k Bakanl��� yetkilileri grip salg�n� <strong>ve</strong> beslenme konular�n� ele al�yorlar.<br />

�yi y�llar dileklerimle.<br />

Sayg�lar.<br />

Ahmet PEL�T<br />

Genel Yay�n Yönetmeni


24 32<br />

56<br />

78<br />

Içindekiler<br />

Unutulmuþ<br />

Bir Stratejik Sektör<br />

'' Oyuncak''<br />

Oyuncaklar<br />

<strong>ve</strong><br />

Standardlar<br />

Tüketici Rehberi<br />

60<br />

84<br />

Oyuncak Sektörü<br />

<strong>Ekonomik</strong> <strong>ve</strong> Teknik Dergi • Yýl:49 • Sayý:572 • Ocak 2010 • ISSN: 1300-8366<br />

Unutulmuþ Bir Stratejik Sektör '' Oyuncak''<br />

Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nliði, Saðlýk Bakanlýðý <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong><br />

Özel Eðitim Üzerine...<br />

Mimarlýk Mesleði <strong>ve</strong> Etik<br />

Grip Salgýný <strong>ve</strong> Beslenme<br />

Ülkemizde<br />

Oyuncak<br />

Gü<strong>ve</strong>nliði<br />

Mevzuatý <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong><br />

Söyleþi:<br />

4<br />

34<br />

64<br />

Oyuncakçýlar Derneði<br />

Yönetim Kurulu<br />

Baþkaný<br />

Ahmet ALÝOÐLU<br />

88<br />

Oyuncak Kütüphanesi<br />

Baþkan'dan:<br />

<strong>TSE</strong> <strong>ve</strong> Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nliði<br />

Ayýn Konuklarý:<br />

Yurdagül AYDOÐAN<br />

<strong>ve</strong><br />

Necati BÝLGÝÇ<br />

Eyüp Sultan<br />

Oyuncaklarý<br />

Grip Salgýný<br />

<strong>ve</strong><br />

Beslenme


7<br />

40<br />

68<br />

92<br />

Haberler<br />

Çocuk Geliþiminde<br />

Oyun <strong>ve</strong> Oyuncaklarýn<br />

Önemi<br />

Oyuncaklar<br />

<strong>ve</strong><br />

Küreselleþme<br />

Etkin Doða<br />

Korumaya Doðru:<br />

Kýzýlkuyu Yaban<br />

Hayatý Geliþtirme<br />

Sahasý<br />

18<br />

50<br />

72<br />

98<br />

Dünya Nüfusu<br />

9 Milyara,<br />

Türkiye Nüfusu<br />

100 Milyon<br />

Kiþiye Doðru Gidiyor<br />

Saðlýk Bakanlýðýnca<br />

Yürütülen<br />

Oyuncaklarýn<br />

Piyasa Gözetimi <strong>ve</strong><br />

Denetimi Faaliyetleri<br />

Hakkýnda Bilgi Notu<br />

Geleneksel Giysili<br />

Bebekler<br />

(Ardahan-Damal)<br />

2010 FIBA<br />

Dünya Þampiyonasý<br />

Kuralarý Çekildi<br />

22<br />

53<br />

76<br />

102<br />

108<br />

Biliþim Teknolojileri<br />

<strong>ve</strong> Oyun Sektörü<br />

Oyuncak<br />

Gü<strong>ve</strong>nliðinde<br />

Refik Saydam<br />

Hýfzýssýhha Merkezi<br />

Baþkanlýðý'nýn Rölü<br />

Altýneller Geleneksel<br />

El Sanatlarý Derneði<br />

Mimarlýk Mesleði<br />

<strong>ve</strong><br />

Etik<br />

Genetiði Deðiþtirilmiþ<br />

Organizmalar (GDO)<br />

<strong>ve</strong> <strong>GDO'lu</strong> <strong>Ürünlerin</strong><br />

<strong>Ekonomik</strong> <strong>Analizi</strong>


Ba�kan’dan<br />

Tahir BÜYÜKHELVACIG�L / <strong>TSE</strong> Ba�kan�<br />

<strong>TSE</strong> <strong>ve</strong> Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Oyuncaklar antik ça�lardan itibaren<br />

insano�lu taraf�ndan kullan�lmaya<br />

ba�lanm��t�r. Ayr�ca, pek çok yönden<br />

oyuncaklar tarih sürecinde çocuklar�n<br />

geli�imi için son derece önemli rol oynam��<br />

olup, halen bu önemli rollerini devam ettirmekteler.<br />

Ülkemizde bildi�imiz, iki oyuncak müzesi bulunmaktad�r.<br />

Bunlardan birincisi; Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi E�itim<br />

Bilimleri Fakültesi “Oyuncak Müzesi” olup, 20 Nisan<br />

1920’de aç�lm��t�r. Temel i�levi h�zl� toplumsal de�i-<br />

�im içinde kaybolmakta olan oyuncaklar� korumak olan<br />

müze, ayn� zamanda bir ara�t�rma <strong>ve</strong> e�itim merkezi<br />

olarak hizmet <strong>ve</strong>rmektedir. Bu müzemizde sergilenen<br />

500’den fazla oyuncak aras�nda, ülkemizde yap�lan arkeolojik<br />

çal��malarda bulunan antik oyuncaklar�n kopyalar�n�<br />

görmek mümkündür. Ülkemizdeki di�er müze<br />

ise 2006 y�l�nda aç�lan �stanbul Oyuncak Müzesidir.<br />

Müzede dünyan�n farkl� ülkelerinden <strong>ve</strong> farkl� dönemlere<br />

ait 2000’den fazla oyuncak sergilenmektedir. Her iki<br />

müze de, oyunca��n insan hayat�nda oynad��� önemli<br />

rolün geçmi�ini <strong>ve</strong> bugününü sergilemektedir.<br />

Dünya geneline bakt���m�zda, oyuncak sektörünün y�ll�k<br />

üretim <strong>ve</strong> ticaret hacminin 60 milyar ABD Dolar�na<br />

yakla�an bir hacme sahip oldu�unu görmekteyiz. Bu<br />

aç�dan bak�ld���nda önemli üretim <strong>ve</strong> ticaret sektörle-


inden biri olarak de�erlendirilen oyuncak üretiminin<br />

büyük k�sm� Uzak Do�u ülkelerinde <strong>ve</strong> özellikle Çin’de<br />

yap�lmaktad�r.<br />

Türkiye’nin nüfusunun yakla��k 19 milyonu çocuklardan<br />

olu�maktad�r, yani nüfusun neredeyse % 27’ye yak�n<br />

bölümü oyuncaklarla yak�ndan ilgilidir. San�yorum<br />

ki, bu rakamlar günümüzde Türkiye’de oyuncak sektörünün<br />

<strong>ve</strong> yerli üretimin önemini vurgulamaya yeterlidir.<br />

Oyuncak üretimi standardlarla son derece yak�ndan<br />

ili�kili bir sektördür. Konuyu <strong>TSE</strong> aç�s�ndan de�erlendirdi�imizde,<br />

<strong>TSE</strong>’nin dünyada oyuncaklarla ilgili standardlar�<br />

ilk yürürlü�e koyan standard kurulu�lar�ndan<br />

biri oldu�unu görmekteyiz.<br />

<strong>TSE</strong> sadece oyuncaklarla ilgili Türk standardlar�n�<br />

haz�rlamakla yetinmemi�, <strong>TSE</strong> Belgesi <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong> Markas�<br />

hizmetleriyle ülkemizdeki oyuncak üreticilerini desteklemi�tir.<br />

Bildi�iniz gibi, <strong>TSE</strong> Markas� ta��yan oyuncaklar<br />

<strong>TSE</strong>’nin gözetimi alt�ndad�r, ayr�ca <strong>TSE</strong>, belgeli ürünlerin<br />

üretim yerinin gözetimini düzenli aral�klarla yaparak<br />

üreticinin kurallara uyup uymad���n� kontrol etmektedir.<br />

Bunlara ek olarak, tüketici taraf�ndan <strong>TSE</strong> Markal� ürünlerle<br />

ilgili olarak <strong>TSE</strong>’ye iletilen �ikâyetler, s�k� bir �ekilde<br />

takip edilmektedir. Üretici taraf�ndan <strong>TSE</strong> belgesi<br />

ba�vurusu yap�lan oyuncaklar, <strong>TSE</strong> laboratuvarlar�nda<br />

mekanik, fiziksel, a��r kimyasal, organik, elektriksel<br />

özellikleri ile genel gü<strong>ve</strong>nlik kurallar� aç�s�ndan deneylere<br />

tabii tutulmaktad�r. Her oyuncak, deney sonuçlar�<br />

dikkate al�narak s�k� bir inceleme <strong>ve</strong> de�erlendirme<br />

sürecinden sonra, üretim yeri incelemesi sonuçlar� da<br />

uygunsa <strong>TSE</strong> belgesi almaya <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong> Markas�n� kullanmaya<br />

hak kazanmaktad�r.<br />

Bildi�iniz gibi, Türkiye <strong>ve</strong> AB aras�nda Gümrük Birli�i’nin<br />

tesis edilmesini takiben Türkiye - AB S�nai Mevzuat<br />

uyumu çerçe<strong>ve</strong>sinde Oyuncaklar Hakk�nda Yönetmelik,<br />

Sa�l�k Bakanl��� taraf�ndan 17/05/2002 tarih <strong>ve</strong><br />

24758 say�l� Resmi Gazete’de yay�nlanarak yürürlü�e<br />

konulmu�tur. Yönetmeli�e göre oyuncak “14 ya��ndan<br />

küçük çocuklar�n oyunlar�nda kullanmak amac�yla tasarlanan<br />

<strong>ve</strong>ya imal edilen her türlü ürün <strong>ve</strong> oyun araç<br />

<strong>ve</strong> gereçleridir.”<br />

Yönetmelik kapsam�ndaki çocuk oyuncaklar�n�n, ilgili<br />

k�l�nm�� Türk Standardlar�na uygun olmas�n� <strong>ve</strong> bu<br />

uyumu sa�layan oyuncaklar�n CE i�areti ili�tirilerek ya�<br />

gruplar�n� belirten aç�klama <strong>ve</strong> i�aretlemelerle Türkiye’de<br />

piyasaya arz edilmesini öngörmektedir. Yönetmeli�in<br />

yay�nlanmas�n� takiben Türkiye taraf�ndan AB nezdinde<br />

oyuncaklar konusunda Onaylanm�� Kurulu� atama<br />

çabalar� ancak 2009 y�l�nda sonuçland�r�labilmi�tir. Bu<br />

durum, 2002-2009 döneminde ülkemizdeki oyuncak<br />

sanayicilerinin rekabet �artlar�n� son derece olumsuz<br />

etkilemi�tir.<br />

Son y�llarda, art�r�lan piyasa gözetimi <strong>ve</strong> Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Projesi gibi projelerle kalitesiz <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli olmayan<br />

oyuncaklar�n piyasaya arz�n�n önlenmesi için<br />

önemli ad�mlar at�lm��t�r. Gü<strong>ve</strong>nli oyuncak konusunda,<br />

Türkiye’de toplumun yayg�n olarak bilinçlendirilmesi,<br />

al�nan di�er tedbirlerin ba�ar�ya ula�abilmesi için eri�ilmesi<br />

gereken en önemli hedeflerden biridir.<br />

1783<br />

At�lan en önemli ad�mlardan <strong>ve</strong> ba�ar�lardan biri, teknik<br />

yeterlili�ini y�llar önce kabul ettirmi� olan Türk Standardlar�<br />

Enstitüsünün AT Tip �ncelemesi yapmak üzere<br />

Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i Direktifi’nin (88/378/EEC) 10.<br />

maddesi kapsam�nda Onaylanm�� Kurulu� (Onaylan-


m�� Kurulu� No:1783) olarak AB Komisyonu taraf�ndan<br />

12/05/2009 tarihinde resmi olarak ilan edilmesi olmu�tur.<br />

<strong>TSE</strong> bu yat�r�mlar�yla, oyuncak sanayicilerimize <strong>ve</strong><br />

toplumumuza daha iyi <strong>ve</strong> etkin hizmet sunabilecek bir<br />

pozisyona gelmi�tir.<br />

Anne <strong>ve</strong> babalar�n, Oyuncaklar Hakk�nda Yönetmelik<br />

konusunda bilmeleri gereken önemli hususlardan biri<br />

oyunca��n üzerindeki CE i�aretinin anlam�d�r. Yönetmelik<br />

uygunlu�un de�erlendirilmesinde iki ayr� yöntem<br />

belirlemektedir. Yönetmeli�e göre, üretici ilgili standard<br />

<strong>ve</strong>ya standardlara uygun olarak beyanda bulunarak<br />

üretti�i ürünün üzerine CE i�aretini ili�tirebilir. Bu kapsamdaki<br />

uygulamada, bir onaylanm�� kurulu�a ba�vurma<br />

<strong>ve</strong> böyle bir kurulu� taraf�ndan deneylerin yap�lmas�<br />

zorunlulu�u yoktur. Piyasa gözetimi, Sa�l�k Bakanl���<br />

yetkilileri taraf�ndan yap�l�r, uygun olmayan oyuncaklar�n<br />

sat�lm�� olsalar dahi piyasadan toplat�lmas� Bakanl�k<br />

taraf�ndan istenir <strong>ve</strong> kontrol edilir.<br />

Di�er yöntemde ise, tasar�m� s�ras�nda ilgili k�l�nm��<br />

standard�n <strong>ve</strong>ya standardlar�n k�smen kullan�ld��� <strong>ve</strong>ya<br />

hiç kullan�lmad��� oyuncaklar için AT Tip �ncelemesi<br />

i�leminin bir Onaylanm�� Kurulu�a ba�vurularak gerçekle�tirilmesinden<br />

sonra üretici taraf�ndan bu konuyu<br />

belirten beyan düzenlenerek üretilen her oyunca��n<br />

üzerine CE i�aretinin ili�tirilmesi gerekmektedir. Oyuncaklar<br />

için, AT Tip �ncelemesi i�leminde üretim yerinin<br />

denetimi yap�lmamaktad�r.<br />

Dolay�s�yla çocuk oyuncaklar� için her iki yöntemde de;<br />

CE i�areti oyunca��n Yönetmeli�e uygunlu�unun üretici<br />

taraf�ndan sa�land���n� <strong>ve</strong> uygunlu�un beyan edildi�ini<br />

göstermektedir. Çocuklar�n�z�n gü<strong>ve</strong>nli�i aç�s�ndan<br />

anne <strong>ve</strong> baba olarak tek gü<strong>ve</strong>nceniz, kendi sat�n ald�-<br />

��n�z <strong>ve</strong>ya hediye edilen her oyunca�� CE i�areti ta��sa<br />

dahi incelemeniz <strong>ve</strong> çocu�unuz için uygun olup olmad���na<br />

karar <strong>ve</strong>rmeniz olacakt�r.<br />

Bu i�aret oyunca��n 0-3 ya� grubundaki çocuklar için uygun<br />

olmad���n� göstermektedir (TS EN 71-6).<br />

Haklar�n�z� koruyabilmeniz için, oyuncak al�rken fatura<br />

al�nmal�! Faturan�n üzerine ad� <strong>ve</strong> en az�ndan telefon numaras�<br />

yazd�r�lmal�d�r! Özellikle ambalaj <strong>ve</strong>ya kullanma<br />

talimat�nda belirtilen ya� s�n�rlamalar� <strong>ve</strong> bunlarla ilgili<br />

i�aretlemeleri kontrol edilmeli <strong>ve</strong> uyar�lar muhakkak<br />

okunmal�d�r. Yap�lacak bu basit kontroller, oyunca��n<br />

çocu�un ya� grubuna uygun olup olmad���na kolayca<br />

karar <strong>ve</strong>rilmesini sa�layacakt�r. Bunlara ek olarak,<br />

oyunca��n kullanma talimat�, faturas� saklanmal� <strong>ve</strong><br />

özellikle ambalaj� küçük çocuklar�n eri�emeyece�i bir<br />

yerde muhafaza edilmelidir.<br />

Ülkemizde, oyuncak üretimine <strong>ve</strong> insan kaynaklar�na<br />

yat�r�m yapan üreticiler <strong>ve</strong> ithalatç�lar Yönetmeli�e<br />

(Direktife) uygun hareket etmektedir. Ancak, piyasada<br />

hâlâ denetimlerden kaçabilen, çocuklar�m�z�n sa�l���n�<br />

<strong>ve</strong> hatta can gü<strong>ve</strong>nli�ini tehdit edebilecek oyuncaklar<br />

bulunmaktad�r. Bu nedenle oyunca��n çocu�unuz<br />

için gü<strong>ve</strong>nli olup olmad��� hususunda tereddüt içinde<br />

kal�rsan�z, muhakkak uzmanlara dan���n�z. Oyunca��n<br />

tehlikeli oldu�u konusunda �üphe duyarsan�z; Sa�l�k<br />

Bakanl��� yetkilileriyle irtibata geçiniz.<br />

Gü<strong>ve</strong>nilir oyuncaklar <strong>ve</strong> do�rudan daha etkili dan��ma<br />

hizmeti almak istiyorsan�z <strong>TSE</strong> Markal� ürünleri<br />

tercih ediniz.<br />

Derginin bu say�s�n�n tüm okuyucular� için gerçekten<br />

faydal� olaca��n� umarak, sizlere yeni y�lda mutluluk,<br />

sa�l�k, ba�ar�lar dilerim.


<strong>TSE</strong> �le BELST<br />

Aras�nda Teknik �� Birli�i<br />

<strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil <strong>ve</strong> beraberindeki heyet iki kurulu�un görev alan�na giren konu <strong>ve</strong> sorunlar ile di�er<br />

i� birli�i hususlar�n� görü�mek üzere Belarus’a gitti. Heyet, <strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil’in ba�kanl���nda D��<br />

�li�kiler Müdürü �hsan Övüt ile Ba�kanl�k Mü�aviri Nuri E�me’den olu�tu.<br />

Belarus Cumhuriyeti GOSSTANDART’a yap�lan resmi ziyarete T.C. Belarus Büyükelçili�i Ticaret Mü�aviri Güzin<br />

Bayar da kat�ld�. Belarus Cumhuriyeti GOSSTANDART Ba�kan� Valery Koreshkov, yapt��� aç�l�� konu�mas�nda �u hususlara<br />

vurgu yapt�: “Da<strong>ve</strong>timizi kabul edip geldi�iniz için te�ekkür ederim. Bu ziyaretiniz, bizleri oldukça onurland�rm��t�r. <strong>TSE</strong> ile<br />

uzun y�llara dayanan bir i� birli�imiz mevcuttur. Her iki kurulu� birçok hususta i� birli�i yapm��t�r. �ki ülke aras�ndaki yak�n i�<br />

birli�inde <strong>ve</strong> ticaretin geli�mesinde, kurulu�lar�m�z�n etkisi çok önemlidir.”<br />

<strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil ise yapt��� konu�mada, �ahs�na <strong>ve</strong> heyetine gösterilen yak�n alaka <strong>ve</strong> mükemmel ev sahipli�i<br />

için te�ekkür etti. BELST(GOSSTANDART)’e ba�ar� temennilerini ifade eden Büyükhelvac�gil, iki kurulu� aras�ndaki i�<br />

birli�inin ülkelerimiz aras�nda ticaret hacminin artmas�na katk� sa�layaca��na inand���n�; kaliteli <strong>ve</strong> standardlara uygun, belgeli<br />

ürünlerin vatanda�lar�m�z�n hizmetine sunulmas�n�n önemini dile getirerek konu�mas�n� �öyle sürdürdü;<br />

“Türkiye ekonomik gücü <strong>ve</strong> kalk�nma performans� ile dünyan�n 17. <strong>ve</strong> Avrupa’n�n ise 6. büyük ekonomisidir. Bunda <strong>TSE</strong>’nin<br />

büyük katk�s� vard�r. <strong>TSE</strong>, uzmanl��� <strong>ve</strong> tecrübeleri Türk ticaretinin önünü açm��t�r. Türkiye son alt� y�lda ortalama % 7,5 büyümü�tür.<br />

D�� siyasetinde çok önemli ilerlemeler yapm�� <strong>ve</strong> son y�llarda bu alanda birçok ba�ar�lar elde etmi�tir.”<br />

�mzalayaca��m�z Mutabakat Zapt� ile <strong>TSE</strong> <strong>ve</strong> BELST (GOSSTANDART) aras�ndaki münasebetler güçlenerek devam edecektir.<br />

Ortak olarak yürütebilece�imiz birçok husus vard�r. Geçen ay içerisinde CEN <strong>ve</strong> CENELEC’e ba�l� üye olman�zdan dolay� sizleri<br />

tebrik ediyorum. Burada da ortak yapaca��m�z birçok çal��ma olacakt�r.<br />

HABERLER<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

7


STANDARD OCAK 2010<br />

8<br />

HABERLER<br />

Biz, <strong>TSE</strong> olarak Avrupa’n�n ilk 5 kurulu�undan<br />

biriyiz. Kendi imkânlar�m�zla faaliyetlerimizi<br />

sürdürmekteyiz. Onun için dünyan�n<br />

<strong>ve</strong> Avrupa’n�n sayg�n kurulu�lar�ndan�z.<br />

Bilgi <strong>ve</strong> tecrübelerimizi sizlerle payla�maya<br />

her zaman haz�r�z.“<br />

Konu�malar�n ard�ndan taraflar�n üzerinde<br />

mutab�k kald��� “Teknik �� Birli�i Mutabakat<br />

Zapt�”, da<strong>ve</strong>tli misafirler, yerel bas�n <strong>ve</strong><br />

her iki kurulu� heyet temsilcilerinin kat�ld���<br />

merasim esnas�nda imzaland�. Söz konusu<br />

Mutabakat Zapt�n� Enstitü ad�na <strong>TSE</strong> Ba�kan�<br />

Tahir Büyükhelvac�gil, BELST (GOSS-<br />

TANDART) ad�na ise Ba�kan Valey N. Koreshkov<br />

imzalad�.<br />

<strong>TSE</strong> Ba�kan�, bas�na <strong>ve</strong>rilen demeç dahil birçok konu�mada <strong>TSE</strong> belgeli ürünlerin ikinci bir kontrole tabi tutulmadan Belarus’a<br />

giri� yapmas�n�n iki ülke aras�ndaki ticarete katk�s�n� <strong>ve</strong> Belarus piyasas�na kaliteli ürünlerin giri�i aç�s�ndan sa�layaca�� katma<br />

de�eri dile getirdi.<br />

<strong>TSE</strong>, Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik<br />

�� Birli�i Konseyi Toplant�s�’na Kat�ld�<br />

Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik �� Birli�i Konseyi Toplant�s� �am’da gerçekle�tirildi. Bu toplant� <strong>ve</strong>silesiyle<br />

Türkiye ile Suriye aras�nda 50’den fazla mutabakat zapt� imzaland�. Türkiye Cumhuriyeti Ba�bakan� <strong>ve</strong> 10 bakan�n<br />

i�tiraki ile gerçekle�tirilen Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik �� Birli�i Konseyi Toplant�s� esnas�nda Enstitümüz<br />

ile Suriye Arap Standardizasyon <strong>ve</strong> Metroloji Te�kilat� (SASMO) aras�nda daTeknik �� Birli�i Mutabakat Zapt�,<br />

imzaland�.<br />

D��i�leri Bakanl���n�n koordinasyonunda gerçekle�tirilen organizasyonda Enstitümüz, <strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil ile<br />

D�� �li�kiler Müdürü �hsan Övüt taraf�ndan temsil edildi.


Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik �� Birli�i Konseyi Toplant�s�n�n resmi aç�l�� toplant�s�na e� zamanl� olarak iki ülke<br />

kurulu�lar� aras�nda Mutabakat Zab�tlar� imzaland�. <strong>TSE</strong> ile SASMO ilk imzay� atan kurulu� oldu.<br />

Türk Standardlar� Enstitüsü (<strong>TSE</strong>) <strong>ve</strong> Suriye Arap Standardizasyon <strong>ve</strong> Metroloji Te�kilat� (SASMO) aras�ndaki Teknik �� Birli�i<br />

Mutabakat Zapt�’n�, <strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil <strong>ve</strong> SASMO Genel Müdürü Wafeek Al Jourd� imzalad�.<br />

<strong>TSE</strong> ile SASMO aras�nda imzalanan Mutabakat Zapt�, Enstitümüzün rutin yurt d��� faaliyetleri kapsam�nda olup, standardizasyon<br />

<strong>ve</strong> uygunluk de�erlendirmesi alanlar�nda teknik i� birli�i, uluslararas� alanda kar��l�kl� destek sa�lama, doküman<br />

teatisi, e�itim <strong>ve</strong> kar��l�kl� uzman de�i�imini içermektedir.<br />

<strong>TSE</strong>-SASMO teknik i� birli�i mutabakat zapt�n�n imzalanmas�ndan sonra <strong>TSE</strong> Heyeti, SASMO Genel Müdürünü makam�nda<br />

ziyaret etti. Burada iki kurulu� temsilcileri aras�nda görü� al�� <strong>ve</strong>ri�inde bulundu <strong>ve</strong> SASMO’nun teknik birimlerinde ziyaretler<br />

gerçekle�tirildi.<br />

SASMO Genel Müdürü ile yöneticileri, ülkelerin kalite alt yap�lar�n� geli�tirmek üzere yo�un çal��malar yürüttüklerini, AB<br />

ile özellikle akreditasyon kurumunun te�kil edilmesi amac�yla proje yürüttüklerini <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong>’nin tecrübelerinden faydalanmak<br />

istediklerini dile getirdi. Bu ziyaretin kendilerini oldukça onurland�rd���n�, iki ülke aras�ndaki tarihi <strong>ve</strong> kültürel yak�nl���n iki<br />

kurulu� aras�ndaki i� birli�inde <strong>ve</strong> karde� ülkeler aras�ndaki ticaretin geli�mesinde önemini dile getirmi�lerdir. Ayr�ca, imzalanan<br />

Mutabakat Zapt� ile iki ülke aras�ndaki ticaretin geli�ece�i, standardlara uygun kaliteli mallar�n ülkelerine giri�inde<br />

kolayl���n sa�lanaca�� ifade edilmi�tir.<br />

<strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil ise yapt��� konu�mada, <strong>TSE</strong> heyetine gösterilen yak�n alaka <strong>ve</strong> mükemmel ev sahipli�i<br />

için te�ekkür etti. �ahs� <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong> Yönetim Kurulu ad�na SASMO’ya ba�ar� temennilerini ifade eden Büyükhelvac�gil, iki kurulu�<br />

aras�ndaki i� birli�inin ülkeleri aras�nda ticaret hacminin artmas�na katk� sa�layaca��na yürekten inand���n�, kaliteli <strong>ve</strong><br />

standardlara uygun belgeli ürünlerin vatanda�lar�n hizmetine sunulmas�n�n önemini dile getirdi. Büyükhelvac�gil konu�mas�nda<br />

ayr�ca �unlar� söyledi; “Biz, <strong>TSE</strong> olarak Avrupa’n�n ilk be� kurulu�undan biriyiz. Dünyada ise ilk on kurulu� aras�nda<br />

yer almaktay�z. Kendi imkânlar�m�zla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Onun için dünyan�n <strong>ve</strong> Avrupa’n�n sayg�n kurulu�lar�ndan<br />

biriyiz. 30 bini a�k�n standard�m�z var, AB standardlar�n�n % 99’unu Türk Standard� olarak kabul etmi� durumday�z.<br />

Standardlar�m�z�, bilgi <strong>ve</strong> tecrübelerimizi sizlerle payla�maya her zaman haz�r�z.”<br />

HABERLER<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

9


STANDARD OCAK 2010<br />

10<br />

HABERLER<br />

<strong>TSE</strong>, Sahnede de “Önce Kalite” dedi<br />

Gerek üretici, gerekse tüketicinin gü<strong>ve</strong>n kaynağı olan<br />

Türk Standardları Enstitüsü, Kuruluş Kanunu’nda<br />

belirtilmiş görevlerini yerine getirirken, sanata, sanatçısına<br />

<strong>ve</strong> kültürüne sahip çıkma düşüncesini de<br />

bütün etkinliklerde yaşatmayı hedeflemiştir.<br />

Dolayısıyla geleceğimizin teminatı çocuklarımıza standard, kalite<br />

<strong>ve</strong> tüketici bilincini yerleştirmek düşüncesinden hareketle, hazırlanan şirin bir çocuk oyunu ‘’Önce Kalite’’, Türk Standardları<br />

Enstitüsünün katkılarıyla sahneye kondu.<br />

İki perdelik oyunun konusu şehrin herhangi bir mahallesinde geçiyor. Oyunda iyilerin <strong>ve</strong> kötülerin kavgalarından BARIŞ galip<br />

çıkarken, <strong>TSE</strong>, tüketici, kalite <strong>ve</strong> standardizasyon konularına seyircinin dikkati çekiliyor.<br />

<strong>TSE</strong> Ordu Temsilcisi Ufuk Ersoy tarafından yazılan <strong>ve</strong> yönetilen “Önce Kalite” adlı oyunun galası, <strong>TSE</strong> Merkez Konferans<br />

Salonunda yapıldı. Oyuncularının tamamı (Şef - Ziya İSMAİLOĞLU, Tombik - Hasan LİMAN, Pısırık - Doğan ÜNAL, Öğretmen<br />

- Gülşen TÜMAY, Zabıta Osman - Savaş ÖZAYDIN, Pelin - Pelin ÜNLÜ, Şirin - Yeliz ACAR, Bengü - Bengü ARIDURU) <strong>TSE</strong><br />

personelinden oluşan oyunun galasına Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun,<br />

<strong>TSE</strong> Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, <strong>TSE</strong> Genel Sekreteri Ahmet Pelit, <strong>TSE</strong> Genel Sekreter Yardımcıları Hakan Ergin <strong>ve</strong> Coşkun<br />

Şentürk ile çok sayıda da<strong>ve</strong>tli katıldı.<br />

Oyun öncelikle Ankara <strong>ve</strong> Bursa’da yer alan ilköğretim okulları için, daha sonra da bir program çerçe<strong>ve</strong>sinde diğer illerde sahnelenecek.


<strong>TSE</strong> �le DPS Aras�nda<br />

Teknik �� Birli�i Mutabakat Zapt� �mzaland�<br />

Arnavutluk’un Ba�kenti Tiran’da gerçekle�tirilen<br />

Türkiye-Arnavutluk Serbest Ticaret Anla�mas�<br />

(STA) Ortakl�k Komitesi 1. toplant�s�n�n gündeminde<br />

yer alan Türk Standardlar� Enstitüsü <strong>ve</strong> Arnavutluk<br />

Standardizasyon Genel Müdürlü�ü aras�ndaki toplant�ya i�tirak<br />

edildi. �ki kurulu� aras�ndaki mutabakat zapt�n� görü�mek <strong>ve</strong><br />

mutabakat sa�lanmas� durumunda zapt� imzalamak üzere <strong>TSE</strong><br />

Genel Sekreteri Ahmet Pelit <strong>ve</strong> D�� �li�kiler personeli Kadir Burak<br />

Yetkin, haz�r bulundular.<br />

STA Toplant�s�n�n aç�l���nda, ilgili kurum temsilcilerinin iki kurulu�<br />

aras�ndaki Mutabakat Zapt� taslak metni üzerinde görü� al��<br />

<strong>ve</strong>ri�inde bulunmalar� amac�yla ayr� bir toplant� yapmalar� kararla�t�r�ld�.<br />

Bu toplant�ya Türk taraf�ndan Enstitümüz temsilcileri ile<br />

birlikte D�� Ticaret Müste�arl���ndan Daire Ba�kan� Halil Madazl�,<br />

Arnavutluk taraf�ndan Arnavutluk Standardizasyon Genel Müdürü Baskhim Muça ile iki uzman kat�ld�. Toplant� sonucunda<br />

taraflarca imzalanacak metin üzerinde mutab�k kal�nd�. Ayr�ca gelece�e yönelik projeler üzerinde görü� al�� <strong>ve</strong>ri�inde bulunuldu.<br />

Görü�meler esnas�nda özellikle standardizasyonun AB normlar�na uyumu <strong>ve</strong> CEN-CENELEC üyeli�i için uygulanacak<br />

stratejiler <strong>ve</strong> tecrübeler payla��ld�. <strong>TSE</strong> heyeti, DPS’nin teknik birimlerinde incelemelerde bulundu.<br />

�ki kurulu� aras�ndaki Teknik �� Birli�i Mutabakat Zapt�, <strong>TSE</strong> Genel Sekreteri Ahmet Pelit <strong>ve</strong> DPS Genel Müdürü Baskhim Muça<br />

taraf�ndan imzaland�. �mza töreninde <strong>TSE</strong> <strong>ve</strong> DPS yetkilileri, bu anla�mayla peki�tirilen yak�n i� birli�inin ileride görev alanlar�<br />

kapsam�nda geli�tirilmesinin <strong>ve</strong> ortak projeler üzerinde çal���lmas�n�n, karde� kurulu�lar�n uluslararas� arenadaki etkinli�ini art�raca��n�<br />

vurgulad�lar. Ayr�ca, Genel Sekreter Ahmet Pelit yapt��� konu�mada, Türkiye ile Arnavutluk’un derin tarihi <strong>ve</strong> kültürel<br />

ba�lar�na vurgu yaparak iki dost kurulu� aras�ndaki i� birli�i <strong>ve</strong> tecrübe payla��m�n�n artarak devam etmesini arzulad���n� dile<br />

getirdi.<br />

HABERLER<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

11


STANDARD OCAK 2010<br />

12<br />

HABERLER<br />

Bursa Haz�r Beton’un Kalitesi Belgelendi<br />

Bursa <strong>ve</strong> çevresine 1986 y�l�ndan<br />

beri haz�r beton hizmeti<br />

<strong>ve</strong>rmekte olan Bursa Beton, TS<br />

EN ISO 9001 Kalite Yönetim<br />

Sistemi Belgesini ald�. Belge törenine <strong>TSE</strong><br />

Genel Sekreteri Ahmet Pelit, Bursa Beton<br />

Yönetim Kurulu Ba�kan� Ergun Ka��tç�ba��,<br />

Bursa Beton Genel Müdürü Mahmut A�cabay<br />

<strong>ve</strong> �irket çal��anlar� kat�ld�.<br />

<strong>TSE</strong> Genel Sekreteri Ahmet Pelit törende<br />

yapt��� konu�mada Bursa Beton’un ba�ar�l�<br />

çal��malar�n� tescillediklerini, kalite belgesinin<br />

Bursa Beton Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret A�’nin<br />

Genel Müdürlük <strong>ve</strong> on bir tesisini kapsad�-<br />

��n� belirterek bu ba�ar�da Türk Standardlar�<br />

Enstitüsüne dü�enin kaliteyi tescillemek<br />

oldu�unu belirtti.<br />

Bursa Beton Genel Müdürü Mahmut A�cabey de konu�mas�nda; “Ürün kalitesinin sürdürülebilir olmas�, sistem <strong>ve</strong> insan<br />

kalitesi ile mümkündür. Günün teknoloji <strong>ve</strong> ko�ullar�na uygun ürün <strong>ve</strong> hizmet kalitesinin temini, olu�turulan sistemlerin bizler<br />

taraf�ndan uygulanmas� ile mümkün olacakt�r. Bizler bu bilinçle çal��malar�m�za devam edece�iz.” dedi.<br />

Bursa Beton Yönetim Kurulu Ba�kan� Ergun Ka��tç�ba�� ise dünyadaki geli�melere ayak uydurduklar�n� belirterek, bu ba�ar�n�n<br />

sa�lanmas�nda eme�i geçen herkese te�ekkür etti.<br />

Konu�malar�n ard�ndan Genel Sekreter Pelit, Bursa Beton Yönetim Kurulu Ba�kan� Ergun Ka��tç�ba��’na kalite belgesini teslim etti.


<strong>TSE</strong>, BASB Üyesi Kurulu�lar�n Uzmanlar�na<br />

TS EN ISO 22000 Bilgilendirme Toplant�s� Düzenledi<br />

Ba�kanl�k <strong>ve</strong> Sekreteryal��� <strong>TSE</strong> taraf�ndan yürütülen<br />

Bölgeleraras� Standardizasyon Birli�i (BASB)’nin faaliyetleri<br />

kapsam�nda, TS EN ISO 22000 “G�da Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Yönetim Sistemleri <strong>ve</strong> G�da Zincirindeki Tüm<br />

Kurulu�lar için �artlar” konulu bilgilendirme toplant�s� program�<br />

Antalya’da gerçekle�tirildi.<br />

Söz konusu toplant�ya BASB üyesi kurulu�lardan yirmi be�<br />

uzman kat�ld�. Toplant�larda Enstitümüzü D�� �li�kiler Müdürü<br />

�hsan Övüt ile D�� �li�kiler Müdürlü�ü personeli Zeki Erse<strong>ve</strong>n<br />

ile Bayram Selam temsil ettiler. Bilgilendirme, Antalya Personel<br />

<strong>ve</strong> Sistem Belgelendirme Müdürlü�ü personeli Ümmühan<br />

Özbey taraf�ndan <strong>ve</strong>rildi. Program çerçe<strong>ve</strong>sinde süt <strong>ve</strong> süt mamulleri<br />

üretimi yapan bir fabrika gezdirilerek uygulamal� e�itim<br />

imkân� sa�land�. Toplant� akabinde heyetlere ülkemizin sosyal<br />

<strong>ve</strong> kültürel zenginliklerini tan�tmak amac� ile bir günlük bir tur<br />

düzenlendi.<br />

Program sonunda üye ülke delegelerine kat�l�m sertifikalar�n�n takdim edildi�i Sertifika Töreni düzenlendi.<br />

E�itim program� D�� �li�kiler Müdürü �hsan Övüt’ün kapan�� konu�mas� ile sona erdi.<br />

Övüt konu�mas�nda, <strong>TSE</strong> yönetimi ad�na üye ülke kurulu�lar�n�n delegelerine bilgilendirme program�na<br />

aktif kat�l�mlar�ndan dolay� te�ekkür etti. Övüt, Enstitümüzün, her y�l, laboratuvar hizmetleri,<br />

belgelendirme, yönetim sistemleri gibi çe�itli konularda BASB üyesi te�kilatlar�n uzmanlar�na teknik e�itimler düzenledi�ine<br />

de�inerek geçen 18 y�l içerisinde 1500’den fazla teknik uzmana bu kapsamda e�itimler <strong>ve</strong>rildi�ini <strong>ve</strong> bu tür e�itim faaliyetlerine<br />

gelecekte de yo�un bir �ekilde devam edilece�ini vurgulad�.<br />

Kalite Bayra�� Art�k Özel Erciyes E�itim Kurumlar�<br />

Gönderinde de Dalgalan�yor<br />

Kayseri’de 1994 y�l�ndan bu yana faaliyet<br />

gösteren Özel Erciyes E�itim Kurumlar�,<br />

2008 y�l�nda ba�latt��� Kalite Yönetim Sistemi<br />

çal��malar� ile kalitesini tescillendirerek<br />

TS EN ISO 9001:2008 Kalite Belgesini bir törenle<br />

ald�.<br />

Törene Talas Kaymakam� Salih B�çak, Belediye Ba�kan�<br />

R�fat Y�ld�r�m, Jandarma Komutan� Dil�at Yavuz,<br />

�lçe Milli E�itim Müdürü �hsan Köker, <strong>TSE</strong> Kayseri Ürün<br />

Belgelendirme Müdürü Necati Karahan ile çok say�da<br />

da<strong>ve</strong>tli <strong>ve</strong> ö�renci kat�ld�.<br />

<strong>TSE</strong> Kayseri Ürün Belgelendirme Müdürü Necati Karahan, törende yapt��� konu�mada geli�meleri sürekli takip eden <strong>ve</strong><br />

hedefine sa�lam ad�mlarla ula�an Özel Erciyes E�itim Kurumlar�’na ISO 9001 kalite belgesinin 2008 <strong>ve</strong>rsiyonunu <strong>ve</strong>rmekten<br />

dolay� mutluluk duydu�unu belirtti. Konu�man�n ard�ndan <strong>TSE</strong> Kayseri Ürün Belgelendirme Müdürü Necati Karahan, TS EN<br />

ISO 9001:2008 kalite belgesini Özel Erciyes E�itim Kurumlar� Genel Müdürü Metin Beki�’e takdim etti. Ö�renciler daha sonra<br />

kalite belgesinin i�areti olarak TS EN ISO 9001 kalite bayra��n� göndere çekti.<br />

Belge takdiminden sonra Özel Erciyes E�itim Kurumlar� Genel Müdürü Metin Beki� konu�mas�nda “De�i�im, günümüzün<br />

art�k de�i�mez konusudur. De�i�ime ayak uyduramayan müesseseler ayakta kalamazlar. Bu bilinçle sürekli geli�en <strong>ve</strong> kaliteli<br />

e�itim <strong>ve</strong>ren bir kurum olmak hedefimizdir” dedi .<br />

HABERLER<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

13


STANDARD OCAK 2010<br />

14<br />

HABERLER<br />

Dünya Y�ld�zlar� Sri Lanka’da Seçildi<br />

Dünya Ambalaj Örgütü (WPO)’nun düzenledi�i World Star Ambalaj Yar��mas� Jüri De�erlendirme Toplant�s�, Sri<br />

Lanka’n�n Colombo �ehrinde gerçekle�tirildi. World Star-Dünya Y�ld�z� Ambalaj Yar��mas�’nda ülkemizden 10<br />

firma dereceye girdi.<br />

Birle�mi� Milletler, Avrupa Birli�i ile di�er ulusal <strong>ve</strong> uluslararas� kurumlarla ortakla�a çal��an Dünya Ambalaj<br />

Örgütü’nün 1986 y�l�ndan bu yana üyesi <strong>ve</strong> Türkiye temsilcisi olan <strong>TSE</strong>, World Star Ambalaj Yar��mas�nda da jüri üyesi olarak<br />

yer almaktad�r. Bu y�lki WPO jüri de�erlendirme toplant�s�; WPO Genel Kurulu <strong>ve</strong> Sri Lanka Ambalaj Enstitüsü taraf�ndan<br />

düzenlenen Dünya Ambalaj Kongresi <strong>ve</strong> çal��ma grubu toplant�lar�na Enstitümüzü temsilen, <strong>TSE</strong> Deney Merkezi Ba�kanl���<br />

�zmir Ambalaj Laboratuvar� Müdürlü�ü’nden G�da Mühendisi Buket Y�lmaz <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong> �zmir Ürün Belgelendirme Müdürü Deniz<br />

Balc� kat�ld�.<br />

Dünya Ambalaj Te�kilat�’n�n her y�l gerçekle�tirdi�i World Star (Dünya Y�ld�z�) Ambalaj Yar��mas�’n�n jüri de�erlendirme toplant�s�nda,<br />

konular�nda uzman 14 ülke temsilcisi jüri üyesi olarak oy kulland�. Ambalaj sektöründeki geli�meleri yönlendirmek,<br />

katk�da bulunmak <strong>ve</strong> payla��m� sa�lamak için düzenlenen yar��ma, G�da, �çecek, Sa�l�k <strong>ve</strong> Güzellik Ürünleri, Ev Gereçleri,<br />

Elektronik E�ya, Eczac�l�k <strong>ve</strong> �laç, Di�er olmak üzere yedi kategoride gerçekle�tirildi. Yar��maya bu y�l 35 ülkenin 237 ürünü<br />

kat�ld�, 129 ürün dereceye girdi. Dünyada ambalaj sektörünün ana bulu�ma noktas� olarak kabul edilen World Star (Dünya<br />

Y�ld�z�) Ambalaj Yar��mas�’na, ülkemizden 14 firmam�z 15 ürünü ile kat�ld� <strong>ve</strong> 10 firmam�z�n ambalaj örnekleri “Dünya Y�ld�z�”<br />

unvan�n� kazand�.<br />

WPO WorldStar Ambalaj Yar��mas�’nda dereceye giren firmalara ödülleri Haziran 2010’da Çin’de gerçekle�tirilecek olan ödül<br />

töreni ile <strong>ve</strong>rilecek. Ödül töreni s�ras�nda, jürinin ortak karar� ile belirlenen be� aday aras�ndan seçilen üç ürüne alt�n, gümü� <strong>ve</strong><br />

bronz WorldStar Ba�kan Özel Ödülü <strong>ve</strong>rilecek; WorldStar Sürdürülebilirlik Ödülü kazanan firmalar aç�klanacak.<br />

Yar��man�n sonuçlar�n�n aç�klanmas�ndan sonra bir kutlama mesaj� yay�nlayarak ba�ar�l� firmalar� kutlayan <strong>TSE</strong> Ba�kan� Tahir<br />

Büyükhelvac�gil duygular�n�; “Bu sonuçlar Türk sanayisi için büyük bir ba�ar�d�r. Sanayicimiz, her alanda oldu�u gibi ambalaj<br />

sektöründe de dünyay� yakalad���n�, dünya ile yar��t���n� <strong>ve</strong> bir dünya y�ld�z� oldu�unu ispatlam��t�r” �eklinde belirtti.<br />

Türk Standardlar� Enstitüsünün Türk sanayicisine rehber olma görevini ambalaj sektörü için de üstlendi�ini vurgulayan <strong>TSE</strong><br />

Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil ayr�ca, “Bu yar��ta ba�ar� kazan�lmas�nda Türk Standardlar� Enstitüsünün pay� unutulmamal�d�r.<br />

Enstitümüz, 1986 y�l�nda Dünya Ambalaj Örgütü’ne üye olmu�, World Star-Dünya Y�ld�z� Ambalaj Yar��mas�na Türk sanayicilerinin<br />

de kat�l�m�n� sa�lamak amac�yla 1988 y�l�ndan itibaren her y�l ulusal ambalaj yar��mas� düzenlemi�tir. Bu y�l yirmi<br />

ikincisinin ödüllerini sunaca��m�z <strong>TSE</strong> “Alt�n Ambalaj” Yar��mas� Ödül Törenimize haz�rlan�rken, Sri Lanka- Kolombo’dan gelen<br />

bu güzel haber bizleri <strong>ve</strong> sektör temsilcilerini sevindirdi” diye vurgulad�.


WORLDSTAR AMBALAJ YARI�MASINDA ÖDÜL ALAN F�RMALARIMIZ<br />

(Alfabetik s�ra ile listelenmi�tir.)<br />

Y Ü R<br />

D A Ç<br />

A<br />

WPO – Dünya Ambalaj Örgütü, Sri Lanka toplant�lar�nda 2010 hedef <strong>ve</strong> planlar�n� belirledi.<br />

WPO Genel Kurul toplant�s�, Banglade�, Brezilya, Çin, Gana, Hindistan, Japonya, Nigerya, Güney Afrika, �spanya, Sri Lanka,<br />

�s<strong>ve</strong>ç, Tunus, Türkiye, �ngiltere <strong>ve</strong> Amerika’dan kat�lan toplam 18 temsilci ile Sri Lanka-Colombo’da gerçekle�tirildi. Sri<br />

Lanka Ambalaj Enstitüsünün ev sahipli�inde gerçekle�tirilen toplant�larda, 2009 faaliyetleri gözden geçirilerek 2010 projeleri<br />

<strong>ve</strong> yeni stratejiler belirlendi. Al�nan kararlardan en önemlisi ise WPO Ba�kan�na destek sa�laman�n yan�nda kararlar�n daha<br />

h�zl� al�nmas�n� <strong>ve</strong> iki toplant� aras�nda projelerin sürdürülmesini sa�lamak üzere üç ba�kan yard�mc�s�n�n seçilmesi idi. Kendi<br />

sorumluluk alanlar�nda liderlik yapmak üzere, enformasyon <strong>ve</strong> istatistik konusunda Ambalaj Sanayicileri Derne�i ( ASD )<br />

Genel Sekreteri Do�an Erberk; pazarlama <strong>ve</strong> ileti�im konusunda ABRE–Brezilya temsilcisi Luciana Pellegrino; Amerika–IOPP<br />

temsilcisi Tom Schneider ise Sürdürülebilirlik Stratejileri konusunda Ba�kan Yard�mc�s� seçildiler.<br />

Sri Lanka toplant�lar�nda al�nan di�er önemli kararlar ise;<br />

• WPO’nun “ beter quality …….” misyonu çerçe<strong>ve</strong>sinde e�itim, teknoloji vb. alanlarda ambalaj sektöründe i� birli�i yaratmak<br />

üzere planlanan <strong>ve</strong> gerçekle�tirilen faaliyetlerin duyurulmas�, WPO’nun etkin tan�t�m� için ayr�nt�l� programlar�n haz�rlanmas�,<br />

• Gana <strong>ve</strong> Nijerya’da oldu�u gibi di�er Afrika ülkelerinde de Ambalaj Enstitülerinin kurulmas�n� finanse etmek üzere kaynak<br />

olu�turulmas�,<br />

• Mart 2010’da, Hindistan <strong>ve</strong> �ngiltere’de ortak olarak gerçekle�tirilecek e�itim program� onayland� <strong>ve</strong> toplam iki haftal�k e�itimin<br />

2-4 gününü �ngiltere’den uzmanlar�n internet üzerinden <strong>ve</strong>rmesi karar� al�nd�,<br />

• WPO üyelerinin sorumluluklar�n�n gerçekle�tirilmesi, Genel Kurul toplant�lar�na etkin kat�l�m�n sa�lanmas� için üyelik statüsünün<br />

gözden geçirilmesine karar <strong>ve</strong>rildi,<br />

• WPO’nun �ngiltere temsilcisi-The Packaging Society gelecek üç y�l için “ World Star” Ambalaj Yar��mas� Organizasyonunu<br />

üstlendi.<br />

• �lk kez Sri Lanka Ambalaj Enstitüsü, ard�ndan iki y�l ASD, son iki y�ld�r da Tunus Ambalaj Enstitüsü taraf�ndan düzenlenen<br />

uluslararas� “World Star Ö�renci Yar��mas�”n�n 2010 <strong>ve</strong> 2011 y�llar�nda CEPI–Çin Ambalaj Enstitüsü taraf�ndan organize<br />

edilmesi karar� <strong>ve</strong>rildi.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

15


STANDARD OCAK 2010<br />

16<br />

HABERLER<br />

<strong>TSE</strong> Merkez Personeline Yang�n E�itimi<br />

Türk Standardlar� Enstitüsü taraf�ndan zaman zaman<br />

personeli acil durumlara kar�� bilinçli tutmak<br />

üzere <strong>ve</strong>rdirilen e�itimlere bir yenisi daha eklendi.<br />

<strong>TSE</strong> �dari ��ler Dairesi Ba�kanl���’nca her an, her<br />

yerde, herkesin kar�� kar��ya gelebilece�i yang�n felaketi ile<br />

ilgili olarak düzenlenen e�itime <strong>TSE</strong> merkez personeli kat�ld�.<br />

Yang�ndan önce al�nmas� gereken tedbirler <strong>ve</strong> yang�n esnas�nda<br />

yap�lacaklar hakk�nda Ankara Büyük�ehir Belediyesi<br />

�tfaiye Daire Ba�kanl���’ndan �tfaiye Amiri Nurettin Ayaz taraf�ndan<br />

Enstitü merkezinde <strong>ve</strong>rilen e�itime ba�ta Genel Sekreter<br />

Ahmet Pelit, Genel Sekreter Yard�mc�lar� Hakan Ergin<br />

<strong>ve</strong> Co�kun �entürk olmak üzere di�er yönetici kadrosu <strong>ve</strong><br />

personel kat�ld�.<br />

• Yanma nedir? Yang�n nedir? Yang�nlar�n s�n�fland�r�lmas�,<br />

• Yang�n söndürücü maddeler,<br />

• Yang�n önleyici tedbirler,<br />

• Yang�n söndürme prensipleri,<br />

• Yang�n yerindeki tehlikeler,<br />

• �� yerlerinde sivil savunma ekiplerinin kurulmas�,<br />

• LPG <strong>ve</strong> do�al gaz yang�nlar�na müdahale,<br />

• Akaryak�t, bina <strong>ve</strong> elektrik yang�nlar�na müdahale,<br />

• Araç , baca <strong>ve</strong> orman yang�nlar�na müdahale,<br />

• Temiz hava solunum cihazlar�n�n tan�t�lmas�,<br />

• Yang�nda koruyucu maddeler,<br />

• Yang�n söndürme cihazlar�n�n tan�t�lmas� konular�nda <strong>ve</strong>rilen<br />

e�itim sonras�nda Enstitü bahçesinde yang�n söndürme<br />

tatbikat� yap�ld�.


�thalat�n Sorunlar� Antalya’da Tart���ld�<br />

<strong>TSE</strong>, Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret Bakanl���, Maliye Bakanl���,<br />

D�� Ticaret Müste�arl���, Gümrük Müste�arl���<br />

ithalat�n sorunlar�n� görü�mek üzere Antalya’da bulu�tu…<br />

Türk Standardlar� Enstitüsü taraf�ndan ithalatta uygunluk<br />

de�erlendirmesinde ya�an�lan problemler<br />

<strong>ve</strong> çözüm önerilerine ili�kin olarak <strong>TSE</strong> Gözetim <strong>ve</strong><br />

Muayene Dairesi Ba�kanl��� Antalya’da bir e�itim<br />

organize etti.<br />

Türk Standardlar� Enstitüsü Ba�kan� Tahir Büyükhelvac�gil,<br />

Genel Sekreter Ahmet Pelit, Genel Sekreter Teknik Yard�mc�s�<br />

Hakan Ergin’in de kat�ld�klar� programda Gözetim <strong>ve</strong> Muayene<br />

Dairesi Ba�kan� Hüseyin Özdamar, Sanayi <strong>ve</strong> Ticaret<br />

Bakanl��� Sanayi Genel Müdürlü�ü Genel Müdür Yard�mc�s�<br />

Zühtü Bak�r, Maliye Bakanl��� Bütçe Kontrol Genel Müdürlü�ü<br />

Muhasebat Daire Ba�kanl���ndan Kontrolör �smail Çobano�-<br />

lu, Gümrük Müste�arl���ndan Daire Ba�kan� Rasim Kutlu,<br />

Daire Ba�kan� Harun Uslu, D�� Ticaret Müste�arl��� Standardizasyon<br />

Genel Müdürü Yavuz Mollasaliho�lu, D�� Ticaret<br />

Müste�arl��� Standardizasyon Genel Müdürlü�ü Mevzuat<br />

Haz�rlama Daire Ba�kan� Makbule Küçüksözen Do�an, D��<br />

Ticaret Müste�arl��� Standardizasyon Genel Müdürlü�ü �ube<br />

Müdürü Kaan Göktürk, Yeni Gümrük Yönetmeli�i, �thalat<br />

Kontrolleri, <strong>TSE</strong> Taraf�ndan Uygunluk De�erlendirmesi Yap�lan<br />

<strong>Ürünlerin</strong> �thalat�na Dair DTS Tebli�i, D�� Ticarette Standardizasyon<br />

Mevzuat� <strong>ve</strong> �thalat Denetimleri, 2009/9 say�l�<br />

Tebli� <strong>ve</strong> Uygulama Esaslar� ile Sanayi Genel Müdürlü�ü’nün<br />

faaliyetleri konular�nda konu�malar yapt�lar.<br />

HABERLER<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

17


STANDARD OCAK 2010<br />

18<br />

EKO- ANAL�Z<br />

Dünya Nüfusu 9 Milyara,<br />

Türkiye Nüfusu 100 Milyon<br />

Ki�iye Ki�iye Do�ru Do�ru Gidiyor<br />

* Birle�mi� Milletler Nüfus<br />

Fonu’nun (UNFPA) tahminlerine göre<br />

2009 y�l� nüfusu 6 milyar 829.4 milyon oldu<br />

<strong>ve</strong> neredeyse 7 milyar ki�iye dayand�. ��in daha<br />

endi�e <strong>ve</strong>rici yan�, dünya nüfusunun 2050 y�l�nda<br />

9 milyar 150 milyonu bulacak olmas�. UNFPA <strong>ve</strong>rilerine<br />

göre 2009 y�l�nda nüfusu 1 milyar 198 milyon olan<br />

Hindistan, 415.8 milyonluk art��la 1 milyar 613.8 milyona<br />

ula�acak <strong>ve</strong> �u anda kendisinden 147.8 milyon daha fazla<br />

nüfusa sahip Çin’in 196.8 milyon önüne geçecek. Yani<br />

Çin’in nüfusu �u anda 1 milyar 345.8 milyon iken 2050’de<br />

1 milyar 417 milyon ki�iye ç�kacak. Yani 40 y�l sonra Hindistan,<br />

Çin’den daha kalabal�k bir ülke haline gelecek. Bu<br />

dönemde Pakistan 154.4, Nijerya 134.4, Etiyopya 91, ABD<br />

89.2, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 81.5, Çin 71.2<br />

milyon artacak. Gördü�ünüz gibi önümüzdeki 40 y�lda<br />

birçok ülkenin içinden adeta nüfus aç�s�ndan<br />

yeni bir ülke daha ç�kacak. 2050 y�l�nda<br />

nüfusu 50 milyonu geçen ülke<br />

say�s� 36 olacak.


CAH�T UYANIK<br />

Referans Gazetesi<br />

Ankara Haber Müdürü<br />

�çinde ya�ad���m�z günlerin yo�unlu�u zaman zaman bizi gelece�i görmekten al�koyuyor.<br />

Hele hele ekonomik kriz dönemlerindeki belirsizlikler, insanlar� iyice ‘miyopi’ye itiyor.<br />

Yani önümüzdeki birkaç haftadan daha ötesini göremez oluyoruz. Oysa geriye do�ru<br />

dönüp bakt���m�zda, içinde ya�ad���m�z sorunlar�n ço�unlukla geçmi�te dile getirildi�ini,<br />

yakla�makta olan büyük tehlikelere dikkat çekildi�ini anlayabiliyoruz. O tehlike an� gelip<br />

çatt���nda ise uzun vadeli dü�ünüp önlem alanlar, gününü gün edip önlem almayanlara göre nispi<br />

bir üstünlük sa�layabiliyor. �nsanl���n son yüzy�lda u�ra�t��� en önemli sorunlardan birisi ise<br />

h�zl� nüfus art���. H�zl� nüfus art��� beraberinde ekonomiyi bask� alt�na almas�, beslenme sorunlar�<br />

yaratmas�, gü<strong>ve</strong>nlik sorununun aç��a ç�kmas�na sebep olmas�, yetersiz sa�l�k <strong>ve</strong> e�itim hizmetleri<br />

meselesiyle u�ra��lmas�, i�sizlik art���, kentle�me <strong>ve</strong> yerle�me sorunlar�n�n ba� göstermesi,<br />

insanlar� iç <strong>ve</strong> d�� göçe zorlamas� gibi alanlarda çözümü kolay olmayan sorunlar do�uruyor.<br />

Halen içinde geçti�imiz dönemde ya�ad���m�z bu sorunlar, önümüzdeki 40 y�l�n sonunda iyice<br />

tavana vurabilir. �u anda bile çözmekte aciz kal�nan h�zl� nüfus art���yla ilgili sorunlar, iyice içinden<br />

ç�k�lmaz hale dönü�üp, hiç de hesapta olmayan toplumsal sonuçlara yol açabilir.<br />

Beni bu tespiti yapmaya iten önemli sebeplerden biri geçti�imiz haftalarda Birle�mi� Milletler<br />

Nüfus Fonu’nun (UNFPA) aç�klad��� en yeni <strong>ve</strong>riler <strong>ve</strong> tahminler oldu. UNFPA’n�n tahminlerine<br />

göre 2009 y�l� nüfusu 6 milyar 829.4 milyon oldu <strong>ve</strong> neredeyse 7 milyar ki�iye dayand�. ��in<br />

daha endi�e <strong>ve</strong>rici yan�, dünya nüfusunun 2050 y�l�nda 9 milyar 150 milyonu bulacak olmas�.<br />

UNFPA <strong>ve</strong>rilerine göre 2009 y�l�nda nüfusu 1 milyar 198 milyon olan Hindistan, 415.8 milyonluk<br />

art��la 1 milyar 613.8 milyonluk nüfusa ç�kacak <strong>ve</strong> �u anda kendisinden 147.8 milyon daha fazla<br />

nüfusa sahip Çin’in 196.8 milyon önüne geçecek. Yani Çin’in nüfusu �u anda 1 milyar 345.8<br />

milyon iken, 2050’de 1 milyar 417 milyon ki�iye ç�kacak. Yani 40 y�l sonra Hindistan, Çin’den<br />

daha kalabal�k bir ülke haline gelecek. Bu dönemde Pakistan 154.4, Nijerya 134.4, Etiyopya<br />

91, ABD 89.2, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 81.5, Çin 71.2 milyon artacak. Gördü�ünüz gibi<br />

önümüzdeki 40 y�lda birçok ülkenin içinden adeta nüfus aç�s�ndan yeni bir ülke daha ç�kacak.<br />

2050 y�l�nda nüfusu 50 milyonu geçen ülke say�s� 36 olacak.<br />

Peki Türkiye ne olacak? Türkiye nüfusu ise 74.8 milyondan 22.6 milyonluk art��la 97.4 milyona<br />

yükselecek. Yani Türkiye’nin nüfusu orta boy bir devlet kadar art�� gösterecek. Halen Türkiye<br />

nüfusundan az bir nüfusa sahip olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti nüfusta Türkiye’yi geçerken,<br />

Almanya ise Türkiye’den geride kalacak. Bu dönemde büyük nüfuslu ülkelerden Japonya’da<br />

25.5, Rusya’da 24.8 <strong>ve</strong> Almanya’da 11.7 milyonluk nüfus azalmas� olacak. Almanya’n�n nüfusu<br />

82.2 milyondan 70.5 milyon ki�iye inecek. ABD, 89.2 milyonla geli�mi� ülkeler içindeki en yük-<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

19


STANDARD OCAK 2010<br />

20<br />

Peki Türkiye ne olacak? Türkiye nüfusu<br />

ise 74.8 milyondan 22.6 milyonluk art��la 97.4<br />

milyona yükselecek. Yani Türkiye’nin nüfusu orta boy<br />

bir devlet kadar art�� gösterecek. Halen Türkiye nüfusundan<br />

az bir nüfusa sahip olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti nüfusta<br />

Türkiye’yi geçerken, Almanya ise Türkiye’den geride kalacak. Bu<br />

dönemde büyük nüfuslu ülkelerden Japonya’da 25.5, Rusya’da<br />

24.8 <strong>ve</strong> Almanya’da 11.7 milyonluk nüfus azalmas� olacak.<br />

Almanya’n�n nüfusu 82.2 milyondan 70.5 milyon ki�iye inecek.<br />

ABD, 89.2 milyonla geli�mi� ülkeler içindeki en yüksek nüfus<br />

art��lar�ndan birini gerçekle�tirerek nüfusunu 314.7 milyondan<br />

403.9 milyona ç�karacak <strong>ve</strong> üçüncülükteki yerini koruyacak. Halen<br />

alt�nc� s�rada yer alan Pakistan 335.2 milyonluk nüfusla dördüncü<br />

s�raya yükselirken, dördüncü s�radaki Endonezya alt�nc� olacak.<br />

�u anda 17’inci s�rada yer alan Türkiye 22.6 milyonluk nüfus<br />

art���na ra�men Almanya’y� geride b�rakacak, ancak<br />

Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Tanzanya’ya<br />

geçilmekten kurtulamayacak <strong>ve</strong> 18’inci s�raya<br />

inecek.<br />

sek nüfus art��lar�ndan birini gerçekle�tirerek nüfusunu 314.7<br />

milyondan 403.9 milyona yükseltecek <strong>ve</strong> üçüncülükteki yerini<br />

koruyacak. Halen alt�nc� s�rada yer alan Pakistan 335.2<br />

milyonluk nüfusla dördüncü s�raya yükselirken, dördüncü<br />

s�radaki Endonezya alt�nc� olacak. 2009 itibar�yla 154.7<br />

milyon nüfuslu Nijerya ise 2050’de 289.1 milyonluk nüfusuyla<br />

dünyada 5. büyük ülke olacak. �u anda 17’inci s�rada<br />

yer alan Türkiye 22.6 milyonluk nüfus art���yla Almanya’y�<br />

geride b�rakacak, ancak Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile<br />

Tanzanya’ya geçilmekten kurtulamayacak <strong>ve</strong> 18’inci s�raya<br />

inecek.<br />

Halen 6.8 milyar düzeyinde bulunan dünya nüfusunun 1 milyar<br />

233.3 milyonu geli�mi� ülkelerde, 5 milyar 596.1 milyonu<br />

az geli�mi� ülkelerde (bunun 835,5 milyonu da en az geli�mi�<br />

ülkelerde) ya��yor. 2050 projeksiyonunda da 9 milyar<br />

150 milyon olaca�� tahmin edilen dünya nüfusunun 1 milyar<br />

275.2 milyonunun geli�mi� ülkelerde, 7 milyar 875 milyonunun<br />

az geli�mi� ülkelerde (bunun 1 milyar 672.4 milyonu<br />

en az geli�mi� ülkelerde) olaca�� öngörülüyor. Bu y�l en az<br />

geli�mi� k�ta olan Afrika’n�n nüfusu 1 milyar� a�acak. 2009<br />

itibar�yla dünya nüfusunun 1 milyar 9.9 milyonluk k�sm�n�n<br />

ya�ad��� Afrika’da, 2050 y�l�na gelindi�inde nüfus 1 milyar<br />

998.5 milyona ula�acak. Bu dönemde Arap ülkelerinin nüfusu<br />

352.2 milyondan 598.2 milyona ç�kacak. Asya’n�n nüfusu<br />

4 milyar 121.1 milyondan 5 milyar 231.5 milyona yükselecek.<br />

‘Ya�l� k�ta’ olarak bilinen Avrupa’n�n nüfusu da azalacak<br />

<strong>ve</strong> 732.2 milyondan 691.1 milyona gerileyecek. Söz konusu<br />

dönemde Latin Amerika <strong>ve</strong> Karayipler’in nüfusu 582.4 milyondan<br />

729.2 milyona, Kuzey Amerika’n�n nüfusu da 348.4<br />

milyondan 448.5 milyona yükselecek. Okyanusya’da ise<br />

nüfus 35,4 milyondan 51,3 milyona ç�kacak.<br />

2005-2010 döneminde nüfus art�� h�z� <strong>ve</strong> �ehirle�me oran�<br />

de�erlendirildi�inde ise nüfusun daha az geli�mi� ülkelerde<br />

daha h�zl� artt��� bir kez daha görülüyor. BM Nüfus Fonuna<br />

göre nüfus art�� h�z� bu dönemde dünya toplam�nda yüzde<br />

1.2, çok geli�mi� ülkelerde yüzde 0.3, az geli�mi� ülkelerde<br />

yüzde 1.4 <strong>ve</strong> daha az geli�mi� ülkelerde yüzde 2.3 olacak.<br />

2009 itibar�yla �ehirle�me oran� dünya genelinde yüzde<br />

50, çok geli�mi� ülkelerde yüzde 75, az geli�mi� ülkelerde<br />

yüzde 45 <strong>ve</strong> en az geli�mi� ülkelerde yüzde 29 düzeyinde<br />

bulunuyor. �ehirle�me oran� k�talara göre de�erlendirildi�inde<br />

de bu oran Afrika’da yüzde 40, Arap ülkelerinde yüzde<br />

56, Asya’da yüzde 42, Avrupa’da yüzde 72, Latin Amerika<br />

<strong>ve</strong> Karayipler’de yüzde 79, Kuzey Amerika’da yüzde 82 <strong>ve</strong><br />

Okyanusya’da yüzde 71 olarak hesaplan�yor. 2005-2010<br />

döneminde k�talara göre nüfus art�� h�z�na bak�ld���nda da en<br />

yüksek nüfus art�� h�z�n�n yüzde 2.3 ile Afrika’da, en dü�ük<br />

nüfus art�� h�z�n�n ise yüzde 0.1 ile Avrupa’da oldu�u görülüyor.<br />

Söz konusu dönem için nüfus art�� h�z� Arap ülkelerinde<br />

yüzde 2.1, Asya’da, Latin Amerika <strong>ve</strong> Karayipler’de yüzde


1.1, Kuzey Amerika’da yüzde 1 <strong>ve</strong> Okyanusya’da yüzde 1.3<br />

olarak belirtiliyor.<br />

Fona göre bu y�l itibar�yla kad�n ba��na çocuk say�s� dünya<br />

ortalamas� 2.54 olacak. Bu oran çok geli�mi� ülkelerde 1.64,<br />

az geli�mi� ülkelerde 2.70 <strong>ve</strong> daha az geli�mi� ülkelerde ise<br />

4.29. Kad�n ba��na çocuk say�s� k�talara göre de�erlendirildi�inde<br />

de Afrika ön plana ç�k�yor. Bu oran Afrika’da 4.52<br />

düzeyinde bulunuyor. Kad�n ba��na çocuk say�s� Arap ülkelerinde<br />

3.30, Asya’da 2.32, Avrupa’da 1.51, Latin Amerika <strong>ve</strong><br />

Karayipler’de 2.21, Kuzey Amerika’da 2.03 <strong>ve</strong> Okyanusya’da<br />

da 2.43 seviyesinde.<br />

BM Nüfus Fonu’nun (UNFPA) raporunun ana ba�l�k konusu<br />

ise “De�i�en Dünyayla Yüzle�me: Kad�nlar, Nüfus <strong>ve</strong> �klim”<br />

olarak seçildi. Raporda iklim de�i�ikli�i sürecinin kad�nlar<br />

üzerinde daha fazla etkili olaca��na vurgu yap�ld�. Bunun temelinde<br />

kad�nlar�n tar�msal i� gücünün ço�unlu�unu olu�turmas�<br />

<strong>ve</strong> gelir getirici f�rsatlara daha az eri�melerinin rol oynad���<br />

belirtilerek, tart��malarda be�eri <strong>ve</strong> toplumsal cinsiyet<br />

boyutlar�n�n da dikkate al�nmas� gerekti�i belirtildi. Raporda,<br />

insanl���n bilinen tarihi boyunca iklimin de�i�im gösterdi�i,<br />

ancak önümüzdeki yüzy�lda gerçekle�mesi muhtemel ölçüde<br />

bir de�i�ikli�in asla ortaya ç�kmad��� belirtildi. Raporda<br />

iklim de�i�ikli�inin insanlar üzerindeki etkisinin de karma��k<br />

BM Nüfus Fonu’nun (UNFPA) raporunun<br />

ana ba�l�k konusu ise “De�i�en Dünyayla<br />

Yüzle�me: Kad�nlar, Nüfus <strong>ve</strong> �klim” olarak seçildi.<br />

Raporda iklim de�i�ikli�i sürecinin kad�nlar üzerinde<br />

daha fazla etkili olaca��na vurgu yap�ld�. Bunun temelinde<br />

kad�nlar�n tar�msal i� gücünün ço�unlu�unu olu�turmas� <strong>ve</strong><br />

gelir getirici f�rsatlara daha az eri�melerinin rol oynad��� belirtilerek,<br />

tart��malarda be�eri <strong>ve</strong> toplumsal cinsiyet boyutlar�n�n da<br />

dikkate al�nmas� gerekti�i belirtildi. Rapora göre, de�i�en iklim<br />

�artlar� neticesinde sele maruz kalm��, kurak ya da ya�anmas�<br />

zor ortamlar�n terk edilmesiyle büyük ölçekli nüfus hareketlerinin<br />

yo�unla�mas� muhtemel görünüyor. Raporda, sorunun<br />

büyük bölümünün sanayile�mi� dünya taraf�ndan<br />

yarat�ld���, ancak soruna adapte olma noktas�nda en<br />

büyük zorlukla yüzle�ecek olanlar�n dünyan�n<br />

yoksullar� oldu�una i�aret edildi.<br />

oldu�u ifade edilerek göç hareketlerine yol açt���, geçim yollar�n�<br />

yok etti�i, ekonomileri bozdu�u, kalk�nmay� zay�flatt���<br />

<strong>ve</strong> cinsiyetler aras�ndaki e�itsizlikleri daha da kötüle�tirdi�i<br />

anlat�ld�. Kad�nlar�n ev idare etti�i <strong>ve</strong> aile üyelerinin bak�m�<br />

sorumlulu�unu ald��� hat�rlat�lan raporda, bu durumun genellikle<br />

hareket kabiliyetlerini s�n�rlad��� <strong>ve</strong> aniden ba� gösteren<br />

havaya ba�l� felaketler kar��s�nda savunmas�zl�klar�n� art�rd�-<br />

�� kaydedildi.<br />

�klim de�i�ikli�inin, elde edilen kalk�nma kazan�mlar�n� geri<br />

çevirme potansiyeline de sahip oldu�u ifade edilen raporda,<br />

“Söz konusu gerilemelerin iklime ba�l� su k�tl���ndan, kuv<strong>ve</strong>tli<br />

f�rt�nalardan, sulu tar�m için buzullardaki erime suyunun<br />

kayb�ndan, kullan�ma amade g�da miktarlar�ndaki de�i�imden<br />

<strong>ve</strong> olas� sa�l�k krizlerinden kaynaklanmas� muhtemeldir”<br />

denildi. Rapora göre, de�i�en iklim �artlar� neticesinde sele<br />

maruz kalm��, kurak ya da ya�anmas� zor ortamlar�n terk<br />

edilmesiyle büyük ölçekli nüfus hareketlerinin yo�unla�mas�<br />

muhtemel görünüyor. Raporda, sorunun büyük bölümünün<br />

sanayile�mi� dünya taraf�ndan yarat�ld���, ancak soruna<br />

adapte olma noktas�nda en büyük zorlukla yüzle�ecek olanlar�n<br />

dünyan�n yoksullar� oldu�una i�aret edildi. Raporda,<br />

hükümetlerin zaten zorluklarla dolu olan kalk�nma hamleleri,<br />

yoksullu�u azaltma çabalar�, e�itim <strong>ve</strong> sa�l�k hizmetlerine<br />

eri�imi sa�lama <strong>ve</strong> toplumsal cinsiyet e�itli�ini gerçekle�tirme<br />

faaliyetlerinin üzerine iklim de�i�ikli�inin getirebilece�i<br />

bask� kaynaklar�na kar�� erken davranarak gerekli haz�rl�klar�<br />

yapmalar� gerekti�i ifade edildi.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

21


STANDARD OCAK 2010<br />

22<br />

B�L���M<br />

Bili�im Teknolojileri<br />

<strong>ve</strong> Oyun Sektörü


Oyun sektörü deyip geçmemek gerekiyor.<br />

Oyun sektörü, hedef kitlesi çocuklardan yeti�kinlere<br />

kadar geni� bir yelpazeyi, amac�<br />

ise e�lenceden e�itime kadar çe�itli içerikleri<br />

kapsayan bir sektör. ��in içine bir de yer, zaman<br />

<strong>ve</strong> fonksiyon s�n�rlar�n� ortadan kald�ran bili�im teknolojileri<br />

girince, sektörün bugünkü bulundu�u yerden çok daha<br />

ileriye gidece�ini görmemek imkâns�z.<br />

Sektörün hedef kitlesi geni�liyor.<br />

Çocuklara 12 ayl�ktan ba�layarak bilgisayarla oynamay� ö�reten<br />

oyuncaklar ma�aza vitrinlerinde yerlerini çoktan alm��<br />

durumdalar. Bu oyuncaklar asl�nda, çocuklar�n ister ebe<strong>ve</strong>ynlerinin<br />

e�li�inde, isterse de tek ba�lar�na oynayabilecekleri<br />

birer bilgisayar. Bu oyuncaklar evdeki PC’nin USB ba�lant�s�na<br />

kolayca tak�larak kullan�labiliyor. Oyuncaklar�n etkile�imli<br />

klavyeleri, farkl� ya� <strong>ve</strong> beceri seviyelerine göre haz�rlanm��<br />

yaz�l�mlar sayesinde çocuklar�n ‘oynarken ö�renmesini’<br />

sa�l�yor. Klavyeler büyük renkli tu�lar�yla çocuklar�n ilgisini<br />

çekiyor <strong>ve</strong> arkada� canl�s� animasyon karakterleri sayesinde<br />

etkin ö�renmeyi te�vik ediyor. Oyuncaklar çocuklara bili�sel,<br />

motor, sosyal, duygusal becerilerin yan� s�ra yabanc� dil becerileri<br />

de kazand�r�yor.<br />

Sektörün ekonomik katma de�eri art�yor.<br />

Geçti�imiz dönemde ABD <strong>ve</strong> Japonya’n�n ard�ndan Güney<br />

Kore de elektronik oyunlara yat�r�m yapmaya <strong>ve</strong> sektörü te�vik<br />

etmeye karar <strong>ve</strong>rdiler. Bu desteklerin say�s�z gerekçesinden<br />

birisi olarak World of Warcraft adl� sanal oyunun, dünyada<br />

10 milyon oynayan mü�terisi sayesinde yakla��k 1,5<br />

milyar Dolar ciroya yakla�mas�n� <strong>ve</strong>rebiliriz.<br />

Sektörde da��t�m kanal� de�i�iyor.<br />

Oyun <strong>ve</strong> oyuncak sektöründe ciddi pozisyonlara sahip olan<br />

Sony, �irketin mali durumunu kurtaracak inovatif yeni ürünler<br />

geli�tireceklerini söylüyor. Bu yeni ürünlerin a��rl�kl� olarak<br />

Memet ÖZKAN<br />

Yönetim Dan��man�<br />

bilgi@danismend.com<br />

mobil ya�am ürünleri olmas� bekleniyor. <strong>Ürünlerin</strong> toplanaca��<br />

ba�l�klar oyun, dijital foto�rafç�l�k, e�lence <strong>ve</strong> cep telefonlar�<br />

olarak say�l�yor. Ancak as�l ilginç olan haber, Sony’nin<br />

üretim planlar�ndaki önceli�in ba�lanabilirlik olmas�. Sony,<br />

2011 y�l�nda üretece�i ürünlerin % 90’�n�n internete ba�lanma<br />

yetene�inin bulunaca��n� söylüyor.<br />

Oyunlar�n Internet üzerine kayaca�� varsay�m�n� destekleyen<br />

ba�ka haberler de var. Dünyan�n en büyük oyun da��t�c�lar�ndan<br />

Electronic Arts, optik medya üzerinden oyun satman�n<br />

art�k demode bir i� modeli oldu�unu savunuyor. Bu durum,<br />

oyun cd <strong>ve</strong> dvd’lerinin ortadan kalkmas� anlam�na geliyor.<br />

�irket, optik medyaya yat�r�m yapman�n do�ru bir seçim olmad���n�<br />

<strong>ve</strong> art�k yeni bir i� modelinin geli�tirilmesi gerekti�ini<br />

söylüyor. Bu yeni i� modeli ise oyunlar�n �nternet üzerinden<br />

da��t�m� olarak tan�mlan�yor.<br />

Sektör, bir i� disiplini olarak akademik alanda geli�iyor.<br />

�� ya�am�n�n e�itim temelini olu�turan üni<strong>ve</strong>rsitelerimiz de<br />

durumu fark�na vard�lar. Geçen y�l ODTÜ, uluslararas� ticaret<br />

hacmi 40 milyar Dolar olan bilgisayar oyun pazar�na<br />

Türkiye’nin de girmesi için harekete geçti. Di�er üni<strong>ve</strong>rsitelerimizde<br />

de bu konuda bölümler aç�lmaya, yurt d��� ile i�<br />

birlikleri olu�turulmaya ba�land�.<br />

Son söz<br />

Sektörün dijitalle�erek etki alan�n� geni�letmesine ilginç bir<br />

örnek daha <strong>ve</strong>rebiliriz. Amerikan ordusunun askere al�mlar�<br />

te�vik etmek, k��la ya�am�n� tan�tmak, temel e�itimi görselle�tirmek,<br />

tan�t�m�n� yapmak vb. nedenlerle “America’s Army”<br />

isimli oyunun geli�tirilmesine destek <strong>ve</strong>rmeye ba�lad���n�<br />

belki duymu�sunuzdur. ��in traji-komik yan� ise yine ayn� ordunun,<br />

orduda artan intihar oranlar�na önlem olarak “Beyond<br />

the Front” isimli bir oyundan medet ummas�d�r. Depresif durumlar<br />

ya�ayan <strong>ve</strong> intihara meyilli askerlerin daha sa�l�kl� karar<br />

alabilmesini sa�lamak amac�yla geli�tirilen oyunun, ABD<br />

askerlerine ücretsiz olarak da��t�lmas� dü�ünülüyor.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

23


STANDARD OCAK 2010<br />

24<br />

STRATEJ�K B�R SEKTÖR<br />

Unutulmu� Bir<br />

Stratejik Sektör<br />

“Oyuncak”


Dr. Hakan GÜRSU,<br />

ODTÜ, Endüstri Ürünleri<br />

Tasar�m� Bölümü<br />

Cocuklar�n geli�im süreçleri içinde zihinsel, bedensel <strong>ve</strong> psiko-sosyal geli�imlerini etkileyen,<br />

biçimlendiren <strong>ve</strong> düzenleyen; analitik dü�ünce yap�lar�n� <strong>ve</strong> haf�zalar�n� geli�tiren,<br />

dü�ünsel (yarat�c�, yönlerini <strong>ve</strong> hayal güçlerini geli�tiren), yeteneklerinin ortaya<br />

ç�kmas�n� destekleyen her tür “oyun” malzemesi bilimsel olarak “oyuncak” olarak<br />

isimlendirilmektedir. Her ne kadar bir “objenin” oyuncak olarak de�erlendirilmesi için<br />

sadece “haz�r, yap�lm�� <strong>ve</strong>ya üretilmi� bir ürün olmas� gerekmedi�i gerçe�inin alt�n� çizerken; çal��man�n<br />

sadece; kurgusal, oyun amaçl� <strong>ve</strong> katma de�er yaratan endüstriyel ürünlerin belirledi�i bir<br />

“oyuncak sektörü” çerçe<strong>ve</strong>sinde tart���ld��� unutulmamal�d�r.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

25


STANDARD OCAK 2010<br />

26<br />

Tarihsel süreçte oyuncak her zaman oyun kavram�n�n de�i�mez<br />

bir parças� iken, Endüstri devrimini izleyen dönemde;<br />

oyuncak metaforu giderek oyun kavram�na iyice egemen<br />

olmu�tur. Her çocu�un çevresiyle bir anla�ma, bir uzla�ma<br />

arac� olarak gördü�ü oyun bir dil kadar etkili varl���n� korurken;<br />

çocuk, çevresindeki her �eyi oyuncak olarak kullanabilmek<br />

özgürlü�ünü koruma e�ilimi sürdürmektedir. Nitelikli<br />

oyuncak; özellikle geli�mekte olan <strong>ve</strong> genç nüfusa sahip<br />

tüm toplumlar için; ya�amsal bir stratejik öneme sahiptir. Bu<br />

stratejik önem, gerek üretim <strong>ve</strong> istihdam yaratmas�, gerekse<br />

di�er sektörlerle olan dolayl� <strong>ve</strong> etkin ili�kisi kadar genç nüfusun<br />

yeti�tirilmesindeki gizli, ama etkin rolü etraf�nda �ekillenmektedir.<br />

�çgüdü düzeyinde gerçekle�en oyun e�ilimi <strong>ve</strong> ihtiyac�,<br />

çocukluk döneminin en güçlü motiflerinden biridir. Her<br />

sa�l�kl� çocu�un; okul öncesinden itibaren <strong>ve</strong> okul ça��nda<br />

süregelen bir dönemde toplam 25-30.000 saat oyun oynad�-<br />

��, as�rlard�r, e�itim sürecinin en yak�n destekçisi olan oyun<br />

kavram�n�n farkl� boyutlarda ürünle�en yüzü olan “oyuncaklar�n”<br />

yüzy�llar boyunca sa�l�kl� toplumlar yeti�tirilmesinde<br />

son derece etken roller üstlendi�i bilinmektedir. Bu rolün gelecekte<br />

de önemini giderek art�rarak devam edece�i de kesin<br />

gibi gözükmektedir. Salt bu tan�m çerçe<strong>ve</strong>sinde bak�ld���nda<br />

bile; bir ülkenin gelecek nesillerinin sa�l��� için oyun olgusu<br />

<strong>ve</strong> dolay�s� ile yarat�c� oyuncak sektörü ya�amsal de�erleri<br />

bar�nd�rmaktad�r.<br />

Yüzy�llardan beri oyuncak, yeti�kinler taraf�ndan haz�rlanan,<br />

oyun ritüellerine yard�mc� olmak için haz�rlanm�� <strong>ve</strong> ana i�levi<br />

çocu�u daha iyi <strong>ve</strong> etkin bir �ekilde oynatmak olan temel<br />

oyun malzemeleridir.<br />

Endüstri devrimine gelindi�inde ise; oyuncak sektörü de giderek<br />

fabrikala�maya ba�lam�� <strong>ve</strong> özellikle oyuncak sanayide<br />

s�n�rs�z �ekil, renk <strong>ve</strong> malzeme olanaklar� kullan�lmaya<br />

<strong>ve</strong> üretime plasti�in girmesinden sonra, bu dalda da daha<br />

esnek <strong>ve</strong> yarat�c� üretim teknikleri kullan�lmaya ba�lanm��t�r.<br />

Giderek ihtisasla�an bu geli�en sektörde; e�itimci <strong>ve</strong> pedagoglar�n<br />

bak�� aç�lar�na göre çe�itli oyuncak s�n�fland�rmalar�<br />

vard�r. Bedensel (kas) geli�imini sa�layan oyuncaklar,<br />

yarat�c�l�k <strong>ve</strong> hayal gücünü geli�tiren, sanat <strong>ve</strong> el i�lerini<br />

geli�tiren, anlama - kavrama gücünü geli�tiren oyuncaklar,<br />

aktivite üreten (dans <strong>ve</strong> müzik oyuncaklar� vs. gibi ) <strong>ve</strong> ya-<br />

�am üzerine geli�tirilen çocuk ölçekli modeller gibi. Sonuç<br />

olarak her ba�ar�l� oyunca��n temel kurgusunda bu becerileri<br />

geli�tirmeye yönelik çabalar oldu�u gibi e�itim süreçlerini<br />

destekleyen benzeri giri�imlerin oyuncak geli�tirmekte temel<br />

etken oldu�u unutulmamal�d�r.<br />

Toplumun ruhsal <strong>ve</strong> sa�l�k de�erlerinin olu�turulmas�nda <strong>ve</strong><br />

korunmas�nda etken rolü <strong>ve</strong> e�itimin vazgeçilmez boyutlar�n�n<br />

en ba��nda gelmesi dolay�s� ile “oyuncak” kavram� <strong>ve</strong><br />

sektörü, AR-Ge <strong>ve</strong> üretim anlam�nda mutlaka desteklenmesi<br />

<strong>ve</strong> ya�at�lmas� gereken önemli bir sektör olarak tan�mlanabilmelidir.<br />

Oyuncak sektörü, krizlerden en h�zl� etkilenen, dönü�ü de bir<br />

o kadar h�zl� oldu�u fazlas� ile bilenen sektörlerin de ba��nda<br />

gelmektedir.<br />

Nüfus art��lar�n�n kaç�n�lmazlar�nda, ekonomik al�m gücünün<br />

yükseldi�i, ya�am döngüsünün giderek ivmelendi�i günümüz<br />

ya�am ko�ullar�nda oyun içinde oyunca��n oran� <strong>ve</strong> önemi<br />

gittikçe artmaktad�r. Çocuk sahibi tüm tüketici ebe<strong>ve</strong>ynler<br />

bu �artlar�n bir kaç�n�lmaz� olarak çocuklar�na ay�ramad�klar�<br />

zamanlar�n�n telafisi <strong>ve</strong> çocuklarla daha fazla ilgilenmemek<br />

amac� ile, hem de çocuklar�n geli�imlerini desteklemek için<br />

giderek daha fazla oyuncak almakta <strong>ve</strong> dünyada sektör giderek<br />

büyümektedir.<br />

Günümüzde bu <strong>ve</strong> benzeri nedenler ile oyuncak endüstrisi<br />

“e�itici -ö�retici oyun <strong>ve</strong> oyuncaklar” üretimi üzerinde giderek<br />

geli�mekte <strong>ve</strong> ihtisasla�ma kaç�n�lmaz durmaktad�r.<br />

Kurgulanm�� oyuncaklar�n çocuk geli�imi üzerindeki her<br />

türlü etkileri, çocu�un zorlanarak vakitsiz zihnî, duygusal <strong>ve</strong><br />

bedensel geli�imi, çocuklar�n oyuncaklar� be�enip seçmeleri<br />

gibi hususlar, ciddi �ekilde ele al�nmas� gereken unsurlar<br />

olarak giderek önem kazanmaktad�r. Endüstriyel oyuncaklar<br />

kalitelerine göre;<br />

• Zihinsel fonksiyonlar�n� tetikleme,<br />

• Gözlem <strong>ve</strong> ke�if yetene�ini art�rma,<br />

• Ya�lar�na göre beden geli�imini sa�lama,<br />

• Problem çözmesini ö�retme <strong>ve</strong> dü�ündürme,<br />

• Yarat�l�c�l��� <strong>ve</strong> hayal gücünü geli�tirme becerileri,<br />

• Yenilik <strong>ve</strong> özgünlük düzeyleri ile s�n�fland�r�l�rlar…<br />

Çocuklar�n ö�retici oyuncaklarla daha iyi geli�ece�ini bekleyen<br />

<strong>ve</strong> bu sebeple s�n�rl� kaynaklar�n� çekinmeden tüketen<br />

anne <strong>ve</strong> babalar “en iyi, en ö�retici” diye tavsiye edilen ithal<br />

oyuncaklar� çok da fazla incelemeden, dü�ünmeden kaç�n�lmaz<br />

olarak sat�n almak durumda kalmaktad�rlar.<br />

• Özellikle 22 milyon’un üzerinde genç bir nüfusa sahip ül-


STANDARD OCAK 2010<br />

27


STANDARD OCAK 2010<br />

28


kemizde ithal oyunca��n ekonomi üzerindeki yükü giderek<br />

yükselirken, ucuz <strong>ve</strong> kalitesiz, bir o kadar sa�l�ks�z <strong>ve</strong> dayan�ks�z<br />

ürünlerin bilinçsizce ithalat�n�n, tüketiminin <strong>ve</strong> toplum<br />

üzerindeki yan etkilerinin kaç�n�lmaz sonuçlar� giderek<br />

yükselmektedir. Genç nüfusu ile giderek büyüyen <strong>ve</strong> geli�en<br />

Türkiye; tüketimini <strong>ve</strong> temel oyuncak ihtiyac�n� % 90 düzeyinde<br />

ithalata dayand�rarak, bu konuda da sessizce ulusal<br />

rekorlar�n� kendi kendine k�rmaya devam etmektedir.<br />

Peki Ülkemiz için OYUNCAK ÜRET�M� FIRSAT OLAB�L�R<br />

M�?<br />

Oyuncak deyip geçmek, sektörü anlamamak anlam�na geliyor.<br />

Dünya oyuncak pazar�n�n büyüklü�ünün 55 milyar<br />

Dolar civar�nda oldu�u <strong>ve</strong> her sene e� de�er bir seviyede büyüdü�ü<br />

dü�ünüldü�ünde sektörün gizli gücü ortaya ç�kmaya<br />

ba�l�yor. Türkiye maalesef bu pastadan bir pay almad��� gibi<br />

sadece ithalata dayanan büyük bir pazar oyuncak ;,<br />

• Çocuk geli�imi <strong>ve</strong> sa�l��� söz konusu oldu�u için, tüm pazarlarda<br />

önemini kaybetmeyen özel bir konu oyuncak ...<br />

• Krizlerden en çabuk etkilenen <strong>ve</strong> en h�zl� geri dönen ürün<br />

gruplar�n� kapsayan “oyuncak”, oldukça dinamik pazar de-<br />

�erlerine sahip oyuncak pazar� dünyada 55 milyar Dolarl�k<br />

bir büyüklü�e ula�m�� durumda <strong>ve</strong> % 2-4 büyüme e�ilimini<br />

sürdürüyor.<br />

• Günümüzde oyuncak büyük ölçüde AR-GE’ye dayal� dinamik<br />

bir endüstri anlam�n� ta��yor.<br />

• Çin oyuncak üretebiliyorsa Türkiye niye üretemesin? Üstelik<br />

yap�lan ara�t�rmalar, oyuncak tasar�m� <strong>ve</strong> üretiminin bir<br />

ulusun yarat�c�l�k potansiyelini art�rd���n� <strong>ve</strong> ekonomik geli�mesini<br />

olumlu yönde etkiledi�ini gösteriyor.<br />

Dünya oyuncak ihracat�n�n yüzde 70’inden fazlas�n� gerçekle�tiren<br />

Çin’de 6 binden fazla firma faaliyet gösterirken, bugün<br />

ABD’de sat�lan oyuncaklar�n yüzde 80’i Çin’de üretiliyor.<br />

Çin oyuncak sektörü, yapt��� inovasyonlar <strong>ve</strong> Asya pazar�ndaki<br />

mevcut potansiyeli sayesinde geni�lemesini sürdürürken,<br />

iç pazarda da büyümeyi hedefliyor.<br />

Türkiye-Çin ihracat kar��la�t�rmas�na bak�ld���nda, oyuncak<br />

sektöründe Çin’in Türkiye’den 490 kat büyük oldu�u gözleniyor.<br />

Türkiye oyuncak sektöründe nas�l bir pazar?<br />

• Türkiye’de, 0-14 ya� grubunda toplam nüfusun % 26 dilimini<br />

olu�turan 18.9 milyon çocuk oldu�u,<br />

• Ülkemizde çoçuk ba��na dü�en harcaman�n, 2006’da 6<br />

Dolar iken, 2008’de 12 Dolara yükseldi�i,<br />

• Avrupa ortalamas�n�n AB’de 100 Dolar, ABD ‘de 250 Dolarl�k<br />

bir y�ll�k harcama yap�ld���, Dünya ortalamas�n�n ise 33<br />

Dolar oldu�u,<br />

• Ülkemizdeki ihtiyac�n % 80‘nin direkt Çin kökenli firmalarca<br />

kar��lanmakta oldu�u,<br />

• Dünyadaki ucuz oyuncak pazar�n�n % 65‘lik en büyük diliminin<br />

Çin taraf�ndan kontrol edildi�i,<br />

• Toplam ihtiyac�n % 89‘unun ise gene ithalata dayand���,<br />

• Ülkemizdeki pazar�n son 5 y�lda, 2 kat� büyüyerek 435 milyon<br />

Dolarl�k bir düzeye ula�t���, (Kay�tl� 180 + kay�ts�z 255)<br />

• Ortalama, 12 Dolar düzeyinde ürünlerin ilgi gördü�ü,<br />

• Ülkemizde sat�lan ürün say�s�n�n 35 milyon parça düzeyinde<br />

oldu�u belirlenmi�tir.<br />

• Çin oyuncaklar�n�n ithalat�nda dünyan�n birçok ülkesinde<br />

yap�lan kontrollerde çocuk sa�l���na zararl� malzeme kullan�ld���<br />

tesbitiyle yasaklar getirilmesine ra�men,<br />

• (Bu olumsuzluklara kar��l�k) Türkiye´de hâlâ bu tür önlemlerin<br />

al�nmam�� olmas�n�n mevcut yerli üretimi olumsuz<br />

etkiledi�i <strong>ve</strong> yat�r�mc�n�n önünü kapatt���,<br />

• Bunun yan� s�ra ülke içerisinde merdi<strong>ve</strong>nalt� üretimin kontrolsüzlü�ünün<br />

de Çin men�eli oyuncaklar kadar sorun yaratt���<br />

aç�k olmas�na ra�men, büyük bir iç <strong>ve</strong> d�� pazar potansiyeline<br />

sahip olmas� dolay�s� ile oyuncak sektörü hâlâ cazibesini<br />

korumakta .........<br />

Türkiye’de oyuncak sektörü <strong>ve</strong> beklentileri oyuncak üreticisi,<br />

toptanc� <strong>ve</strong> perakendecileri kapsayan �stanbul’un farkl� bölgelerinde<br />

212 firmay� içeren saha ara�t�rmas� sonuçlar�na<br />

göre ise,<br />

• Çin mallar�n�n piyasaya girmesinden sonra �irket stratejilerinde<br />

dü�ük fiyata <strong>ve</strong> mü�teri tatminine odaklanma konular�nda<br />

azalma, kaliteye, emsalsizli�e <strong>ve</strong> moday� takibe odaklanma<br />

konular�nda art�� gözlenirken;<br />

• Teknolojiye, tasar�ma, ambalajlanmaya, h�zl� cevap <strong>ve</strong>rmeye,<br />

imaj <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>n sa�lamaya odaklanma konular�nda de�i-<br />

�im görülmüyor.<br />

Çin mal� oyuncaklar�n piyasaya girmesinden önce �irketlerin<br />

en güçlü stratejisi dü�ük fiyata odaklanma iken, Çin <strong>ve</strong> Uzak<br />

Do�u men�eli mallar�n ülke pazar�na giri�inden sonra imaj <strong>ve</strong><br />

gü<strong>ve</strong>n sa�lamaya odaklanma yönelikleri görülüyor.<br />

Türkiye, % 8,8’lik bir oranla en fazla S�rbistan Karada�’a ihracat<br />

yaparken, Çin, ithalatta % 82’lik bir oranla en üstte yer<br />

al�yor.<br />

Patent, tescilli ürün <strong>ve</strong> marka baz�nda ülkemizdeki seviyenin<br />

çok yetersiz kald���, dolay�s� ile özgün ürün düzeyindeki yetersizli�inden<br />

dolay� potansiyel ihracat �ans�n� da kaç�rd���<br />

gözleniyor.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

29


STANDARD OCAK 2010<br />

30<br />

Global dünya <strong>ve</strong> yeni f�rsatlar ;<br />

Beijing Times Gazetesinde yer alan bir habere göre, 2008<br />

y�l�nda Çin’de faaliyet gösteren toplam 8.610 oyuncak üreticisinden<br />

yakla��k % 48’lik bölümü faaliyetlerine son <strong>ve</strong>rdi.<br />

Gazetenin haberine göre, 2008 y�l� sonunda sadece 4 bin<br />

300 firma ayakta kalabildi. Finansal krizin patlak <strong>ve</strong>rmesi ise,<br />

zaten üretim esnas�nda kullan�lan ham madde nedeniyle ABD<br />

<strong>ve</strong> AB ülkelerinde Çin oyuncaklar�na yasaklama getirilmesi<br />

nedeniyle sorunlarla bo�u�an Çin oyuncak sektörüne büyük<br />

darbe vurdu. Çin’in oyuncak sektörü 2008 y�l�nda sadece<br />

% 1.8 oran�nda büyüme kaydederken, sektör 8.6 milyar Dolarl�k<br />

oyuncak ihracat� gerçekle�tirdi. Kas�m ay�nda Çin oyuncak<br />

sektöründe % 8.6’l�k bir dü�ü� ya�an�rken, Aral�k ay�nda<br />

da Çin oyuncak ihracat� % 7.6 oran�nda geriledi.<br />

Bu gerilemede, 2007-2008 dönemindeki kur�un bazl�, ucuz<br />

<strong>ve</strong> sa�l�ks�z plastik ham madde kullan�m� sonucunda olu�an<br />

iade gruplar� <strong>ve</strong> sipari� iptallerinin etkisi oldukça fazla ...<br />

Di�er taraftan, dünyan�n en büyük oyuncak üretici olan Çin<br />

pazar�nda hâlâ bir dünya markas� ç�kmamas� <strong>ve</strong> yerel pazar�n<br />

güçsüzlü�ü de son derece etken bir faktör olarak gözüküyor.<br />

Sonuçlar;<br />

Dünya da her zaman varl���n� sürdüren e�ilimde oyunca��n<br />

fiyat�ndan çok oyunca��n de�erinin önemli oldu�u konusunda<br />

hakim <strong>ve</strong> kesin tav�r asla göz ard� edilmemelidir.<br />

• Oyuncak sektöründe, yeni trendlerin takip edilmesi, AR-GE<br />

çal��malar�na a��rl�k <strong>ve</strong>rilmesi, kalite odakl� bir hedef yakalanmas�,<br />

ürün çe�itlenmesinin art�r�lmas� <strong>ve</strong> sektörde markala��lmas�<br />

ile ulusal oyuncak sektörünün h�zla büyüyebilece�i<br />

dü�ünülmektedir.<br />

• Türkiye’de oyuncak sektörü h�zl� geli�en <strong>ve</strong> gelecek vaat<br />

eden bir sektör olmakla birlikte pazar�n 2008 büyüklü�ü 1<br />

milyar Dolar civar�nda hesaplanmaktad�r.<br />

• Nüfus yap�s�na bak�ld���nda 0–14 ya� aras� 21,7 milyon<br />

çocuk bulunmakta <strong>ve</strong> bunlar�n 7,9 milyonu 5 ya��n alt�ndad�r.<br />

• Buna ra�men ABD’de çocuk ba��na oyuncak tüketimi 271<br />

Dolar <strong>ve</strong> AB’de 115 Dolar iken Türkiye’de ise 12 Dolar olmas�,<br />

yak�n zamanda sektörün h�zla büyüme potansiyelini<br />

ortaya koymaktad�r.<br />

• Türkiye, ham madde <strong>ve</strong> yarat�c�l�k anlam�nda, genç nüfusun<br />

belirledi�i ulusal pazar�na yönelik ürün geli�tirebiliecek<br />

tüm alt yap�ya sahiptir. Gereken belki de sadece, üretimi<br />

dü�ünen kurulu�lar ile süreklili�i sa�layacak AR-GE‘yi sürdürebilir<br />

k�lacak pro-aktif yap�lar� bir araya getirmek <strong>ve</strong> devlet<br />

deste�ini netle�tirmek gerekmektedir.


STANDARD OCAK 2010<br />

31


STANDARD OCAK 2010<br />

32<br />

OYUNCAK GÜVENL��� VE <strong>TSE</strong><br />

Ülkemizde Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Mevzuat� <strong>ve</strong> <strong>TSE</strong><br />

Toys Safety Directi<strong>ve</strong>, Avrupa Birli�i Resmi<br />

Gazetesi’nde 16.07.1988 tarihinde yay�mlam��<br />

olup, Avrupa Birli�i Mevzuat�na uyum çal��malar�<br />

kapsam�nda ülkemizde “Oyuncaklar<br />

Hakk�nda Yönetmelik” ad�yla 17.05.2002 tarihinde<br />

Resmi Gazete’de yay�mlanm�� <strong>ve</strong> 17.11.2003 tarihinde<br />

yürürlü�e girmi�tir.<br />

Mukadder �LHAN<br />

<strong>TSE</strong>, Direktifler Müdürü<br />

Yönetmeli�e göre oyuncak; 14 ya��ndan küçük çocuklar�n<br />

oyunlar�nda kullanmak amac�yla tasarlanan <strong>ve</strong>ya imal edilen<br />

her türlü ürün <strong>ve</strong> oyun araç <strong>ve</strong> gereçleridir. Ancak bu Yönetmeli�in<br />

amac�; oyuncakla oynayan çocuklar kadar oyunu<br />

denetleyen yeti�kinleri de korumakt�r. Baz� ürünler ise ilk bak��ta<br />

oyuncak olarak dü�ünülse bile ya çocuklar için tasarlanmam��t�r<br />

ya da öncelikli kullan�m amac� oyun de�ildir. Bu


<strong>ve</strong> benzeri sebeplerden dolay� Yönetmeli�in EK.1’inde muaf<br />

tutulan <strong>ve</strong> oyuncak olarak kabul edilmeyen ürünler listelenmi�tir.<br />

Bu alanda Avrupa Birli�i mevzuatlar�n�n Türkiye’ye uyumla�t�r�lmas�<br />

<strong>ve</strong> uygulat�lmas�ndan (Piyasa Gözetimi <strong>ve</strong> Denetiminden)<br />

sorumlu kurulu� Sa�l�k Bakanl���’d�r. Yönetmelik<br />

kapsam�nda uygulanan Avrupa Standardlar� ise Türk Standardlar�<br />

Enstitüsünce uyumla�t�r�larak Türk Standard� olarak<br />

yay�mlanmaktad�r. Ayr�ca, Avrupa Birli�i mevzuat�, CE i�areti<br />

ta��mas� gereken ürünlerden yüksek riskli olanlar�n, piyasaya<br />

arzedilmeden önce konusunda uzman üçüncü bir taraf konumundaki<br />

AB Resmi Gazetesi’nde yay�mlanm�� kurulu�lar<br />

(Onaylanm�� kurulu�) taraf�ndan uygunluk de�erlendirmesine<br />

tabi tutulmas�n� �art ko�maktad�r. Bu do�rultuda söz konusu<br />

ülkedeki Yetkili Kurulu� (ülkemizde Sa�l�k Bakanl���) taraf�ndan;<br />

ürünlerin test, muayene <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya belgelendirmesini<br />

yapabilecek �ekilde altyap�s� yeterli olan kurulu�lar seçilerek<br />

AB Resmi Gazetesi’nde yay�mlanmak suretiyle “Onaylanm��<br />

Kurulu�” statüsü kazan�rlar. Ülkemizde AB Komisyonu<br />

taraf�ndan onaylanan ilk <strong>ve</strong> tek kurulu� Türk Standardlar�<br />

Enstitüsü’dür.<br />

12.05.2009’da onaylanm�� kurulu� olarak atand���m�z tarihten<br />

itibaren, üreticilerimiz ürünlerine CE i�areti ili�tirebilmek<br />

için yurt d���na ba��ml� olmaks�z�n Türk Standardlar� Enstitüsünce<br />

belgelendirilmektedir.<br />

Yönetmeli�in hayata geçirilmesinde bu kurulu�lar�n rolü<br />

Bir Yeni Yakla��m Yönetmeli�i olarak yay�mlanan yönetmeli�in<br />

uygulanmas�nda öncelikle uygulanacak modül seçilmelidir.<br />

Modüller, AB taraf�ndan 1985 y�l�ndan itibaren uygulamaya<br />

koyulan, yeni yakla��m politikas� kapsam�ndaki<br />

ürünlerin uygunluk de�erlendirmesinin yap�lmas�nda takip<br />

edilecek metotlard�r. Di�er bir ifade ile, modül, ürünlerin ilgili<br />

teknik düzenlemelerine uygun olup olmad���n�n tespiti amac�yla<br />

ürünlerin özellikleri <strong>ve</strong> ta��d�klar� risk oranlar� dikkate al�narak<br />

belirlenen test, muayene <strong>ve</strong> belgelendirme yöntemidir.<br />

Oyuncaklar Hakk�nda Yönetmelikte Modül A <strong>ve</strong>ya Modül B<br />

uygulanabilmektedir. Modül B’nin uygulanmas�nda üretici,<br />

bir Onaylanm�� Kurulu�la çal��mal�d�r.<br />

�lk etapta ba�vuran kurulu�, tip incelemesi talep etti�i ürün <strong>ve</strong><br />

bile�enlerinin üretim <strong>ve</strong> kalite kontrolünü nas�l sa�lad���n� belirten<br />

dokümanlar� (üretim <strong>ve</strong> kalite kontrol cihazlar�n�n listesi,<br />

ilgili prosedür <strong>ve</strong> talimatlar, test <strong>ve</strong> kalibrasyon raporlar� vs.)<br />

içeren bir teknik dosya ile birlikte, ürününü Onaylanm�� Kurulu�a<br />

göndermektedir. Onaylanm�� Kurulu� ba�vuran kurulu�<br />

taraf�ndan sa�lanan teknik dosyay� <strong>ve</strong> ürünü inceler <strong>ve</strong> Yönetmelikte<br />

belirtilen Temel Sa�l�k <strong>ve</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik gereklerini sa�lama<br />

referans� olarak yap�lmas� gerekli testleri belirleyerek,<br />

sonuçlar�n� de�erlendirir. De�erlendirme sonucu olumlu ise<br />

AT Tip �ncelemesi Belgesi düzenler. Üretici <strong>ve</strong> Onaylanm��<br />

Kurulu�, ilgili dokümanlar� 10 y�l süre ile muhafaza eder.<br />

Olumsuz de�erlendirilen <strong>ve</strong> belge <strong>ve</strong>rilmesi uygun görülmeyen<br />

ürünler ise ilgili bakanl��a <strong>ve</strong> di�er onaylanm�� kurulu�lara<br />

bildirilir.<br />

Ayr�ca AB Resmi sitesinde RAPEX (Rapid Exchange of Information)<br />

sistemi ile, gü<strong>ve</strong>nli olmayan ürünler tan�mlanarak,<br />

marka, men�ei <strong>ve</strong> barkod no.’lar�yla birlikte haftal�k olarak<br />

yay�mlanmakta <strong>ve</strong> tüketicilerin bilgisine sunulmaktad�r. Bu<br />

bilgiler ulusal otoritelerden <strong>ve</strong>ya gönüllülük esas�na dayal�<br />

olarak üretici <strong>ve</strong>ya da��t�c�lardan sa�lanmaktad�r.<br />

1783<br />

Örne�in, 2009 y�l� 47. haftas�nda yanda resmi<br />

görülen ördek �eklinde s�k�labilen banyo oyunca-<br />

��n�n ftalat miktar� yönünden Yönetmeli�e uygun<br />

olmad��� tespit edilmi� <strong>ve</strong> piyasadan geri çekildi�i<br />

bildirilmi�tir.<br />

<strong>ve</strong> aras�ndaki farklar<br />

Her üretici Oyuncaklar Hakk�ndaki Yönetmelik kapsam�ndaki<br />

ürününü piyasaya <strong>ve</strong>rmeden önce Yönetmelikte belirtilen<br />

sorumluluklar�n� yerine getirmek <strong>ve</strong> ürününe Yönetmeli�e uygun<br />

�ekilde CE i�areti ili�tirmek zorundad�r. Bu A’dan Z’ye<br />

tüm üreticilerin yerine getirmekle yükümlü oldu�u yasal <strong>ve</strong><br />

asgari �artt�r. AB taraf�ndan yay�mlanan ilgili uyumla�t�r�lm��<br />

standardlara uyum, baz� durumlarda Yönetmeli�e uyum olarak<br />

varsay�labilir. Yasal mevzuatlarda <strong>ve</strong>ya ürün �artlar�nda<br />

yönetmelik gereklerini etkileyecek bir de�i�iklik olmad��� sürece<br />

AT Tip �nceleme Belgesi geçerlidir.<br />

Bir üreticinin ürününe <strong>TSE</strong> Markas� ili�tirebilmesi için ise Türk<br />

Standardlar�na Uygunluk Belgesi almas� gerekmektedir. Bunun<br />

için sadece ilgili standarda uyum yeterli olmamakta, üreticinin<br />

üretim yeri ziyaret edilmekte, teknolojik alt yap�s�n�n<br />

kaliteli <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli ürün üretimini sa�lamak için yeterli olup olmad���<br />

incelenmekte, ürün gü<strong>ve</strong>nli�inin sürekli sa�land���n�n<br />

garanti edilmesi için periyodik kontroller yap�lmakta, numune<br />

al�nmakta <strong>ve</strong> standardda belirtilen testlere tabi tutulmaktad�r.<br />

Ayr�ca <strong>TSE</strong> Markas� ta��yan bir ürün <strong>TSE</strong> garantisi alt�ndad�r.<br />

Bu ürünlerin standardlara uymad���n�n tespiti halinde <strong>TSE</strong> cezai<br />

yapt�r�mlar uygulamaktad�r. Bu amaçla, piyasadan <strong>ve</strong>ya<br />

mü�teriden gelen �ikâyetler de özenle incelenmekte <strong>ve</strong> de-<br />

�erlendirilmektedir. Dolay�s�yla bir üretici ürününe <strong>TSE</strong> Markas�<br />

ili�tirmeden önce tüm bu �artlar� sa�lam�� <strong>ve</strong> ürününü<br />

garanti alt�na alm��t�r.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

33


STANDARD OCAK 2010<br />

34<br />

AYIN KONUKLARI<br />

MEB Özel E�itim Rehberlik <strong>ve</strong> Dan��ma Hizmetleri<br />

Genel Müdür Yard�mc�s�<br />

Yurdagül AYDO�AN<br />

& Özel Yeteneklilerin E�itimi �ubesi Müdürü<br />

Necati B�LG�Ç<br />

ile Özel E�itim Üzerine…


Bu say�m�zda Milli E�itim Bakanl���, Özel E�itim Rehberlik <strong>ve</strong> Dan��ma Hizmetleri Genel Müdür<br />

Yard�mc�s� Yurdagül AYDO�AN <strong>ve</strong> Özel Yeteneklilerin E�itimi �ubesi Müdürü Necati B�LG�Ç’i<br />

konuk ettik. Sohbetimiz özel yetenekli çocuklar�m�z, e�itimleri <strong>ve</strong> ülkemizde onlar için neler<br />

yap�ld���na dair.<br />

Bu konuda ya�anan zorluklardan biri, üstün yetenekli çocuklara ili�kin ortak bir tan�m�n olmamas�. Potansiyelini<br />

kullanmada gösterdi�i performansta, bireyin kendisiyle ayn� ya�, ayn� i� ya da ayn� ortamda<br />

bulunan ba�kalar�yla kar��la�t�r�ld���nda anlaml� bir fark�n ortaya ç�kmas� <strong>ve</strong> potansiyelin geli�tirilebilir<br />

olmas�, üstün yetenekli bireyleri tan�ml�yor. Onlar �bni- Haldun’lar, Einstein’ler, Mimar Sinan’lar, Fatih<br />

Sultan Mehmet, Mustafa Kemal’ler…Milli E�itim Bakanl���, i�te onlar� hedefliyor. Amaç, yeni dahileri,<br />

yeni de�erleri ülkemize kazand�rmak. Aydo�an <strong>ve</strong> Bilgiç i�lerini sarrafl��a benzetiyor <strong>ve</strong> vurguluyorlar:<br />

“Bizim i�imiz, inciler, alt�nlar, gümü�ler içinden elmaslar�, yakutlar� ç�kar�p i�lemek, parlat�p gerçek<br />

güzelli�ini insanl��a sunmak.”<br />

STANDARD- Milli E�itim Bakanl���n�n özel e�itim konusunda da te�kilatland���n� görüyoruz. Özel e�itim nedir <strong>ve</strong><br />

bu konuda nas�l bir te�kilatlanma mevcuttur?<br />

Y. AYDO�AN- 31.08.2006 tarihli <strong>ve</strong> 3949 say�l� yaz� ile Özel E�itim Rehberlik <strong>ve</strong> Dan��ma Hizmetleri Genel Müdürlü�ünün<br />

Görev, Yetki <strong>ve</strong> Sorumluluklar�na �li�kin Yönerge’de Genel Müdürlü�ümüzün te�kilat yap�s� yer almaktad�r.<br />

Genel Müdürlü�ümüz; Genel Müdür, Genel Müdür Yard�mc�lar�, Daire Ba�kanlar�, �ube Müdürleri, E�itim Uzmanlar�,<br />

�efler, Memurlar <strong>ve</strong> Veri Haz�rlama <strong>ve</strong> Kontrol ��letmenlerinden olu�maktad�r. Gerekli görülmesi hâlinde yeterli say�da<br />

inceleme, ara�t�rma-geli�tirme birimleri de olu�turulmaktad�r.<br />

Üç Daire Ba�kanl��� söz konusudur. Daire Ba�kanl�klar�na ba�l� �ubeler ise �unlard�r:<br />

a) �dari ��ler Daire Ba�kanl���<br />

1. �nsan Kaynaklar� �ubesi<br />

2. �dari <strong>ve</strong> Destek Hizmetler �ubesi<br />

3. Avrupa Birli�i <strong>ve</strong> D�� �li�kiler Projeler �ubesi<br />

4. Bütçe Yat�r�m <strong>ve</strong> Donat�m �ubesi<br />

5. Strateji Geli�tirme �ubesi<br />

b) Özel E�itim Daire Ba�kanl���<br />

1. Program Geli�tirme <strong>ve</strong> Kayna�t�rma �ubesi<br />

2. Bedensel Engellilerin E�itimi �ubesi<br />

3. Zihinsel Engellerin E�itimi �ubesi<br />

4. Sosyal <strong>ve</strong> Duygusal Güçlü�ü Olanlar�n E�itimi �ubesi<br />

5. Özel Yeteneklilerin E�itimi �ubesi<br />

c) Psikolojik Dan��ma <strong>ve</strong> Rehberlik Hizmetleri Daire Ba�kanl���<br />

1. Psikolojik Ölçme Araçlar� �ubesi<br />

2. E�itsel <strong>ve</strong> Mesleki Rehberlik �ubesi<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

35


STANDARD OCAK 2010<br />

36<br />

3. Rehberlik <strong>ve</strong> Ara�t�rma Merkezleri �ubesi<br />

4- Ki�isel <strong>ve</strong> Psikososyal Hizmetler �ubesi<br />

STANDARD- Özel E�itim Rehberlik <strong>ve</strong> Dan��ma Hizmetleri<br />

Genel Müdürlü�ünün çal��malar�n�, hedeflerini özetler<br />

misiniz?<br />

Y. AYDO�AN- Genel Müdürlü�ümüzün temel iki görevi bulunmaktad�r.<br />

Bunlar; özel e�itim s�n�flar�, özel e�itim okullar�,<br />

rehberlik <strong>ve</strong> ara�t�rma merkezleri, i� okullar� <strong>ve</strong> i� e�itim merkezleri<br />

ile ayn� seviye <strong>ve</strong> türdeki benzeri okul <strong>ve</strong> kurumlar�n<br />

e�itim, ö�retim <strong>ve</strong> yönetimi ile ilgili bütün görev <strong>ve</strong> hizmetlerini<br />

yürütmek <strong>ve</strong> okul <strong>ve</strong> kurumlar�n�n e�itim <strong>ve</strong> ö�retim<br />

programlar�n�, ders kitaplar� ile e�itim araç <strong>ve</strong> gereçlerini<br />

haz�rlamak <strong>ve</strong> Talim <strong>ve</strong> Terbiye Kuruluna sunmakt�r. Bu iki<br />

temel görev çerçe<strong>ve</strong>sinde Genel Müdürlü�ümüz çal��malar�<br />

yap�lmaktad�r. Tabiî ki temel hedefimiz ülkemizde özel e�itime<br />

muhtaç bireylere ula�mak <strong>ve</strong> uygun e�itim ortamlar�n�<br />

sa�lamakt�r.<br />

STANDARD- Söyle�imizde bilhassa üstün zekâ <strong>ve</strong> yetenek<br />

konusuna de�inmek istiyoruz. Üstün zekâl� <strong>ve</strong> yetenekli<br />

çocu�u nas�l tan�ml�yorsunuz?<br />

Y. AYDO�AN- Az önce te�kilat yap�s�n� anlat�rken de�indim.<br />

Genel Müdürlü�ümüz çal��ma alanlar�ndan biri de üstün<br />

yetenekli çocuklar�n e�itimidir. Tabiî ki üstün yetenekli çocuklara<br />

uygun e�itim <strong>ve</strong>rebilmek için öncelikle bu çocuklar�<br />

tan�mlamam�z gerekmektedir. Ya�anan zorluklardan biri de<br />

üstün yetenekli bireylere ili�kin ortak tan�m�n olmamas�d�r.<br />

Ortak tan�m�n yap�lmas�, sizin e�itim programlar�n�z� belirler.<br />

Yurdagül AYDO�AN<br />

1967 y�l�nda Kahramanmara�/And�r�n’da<br />

do�du.<br />

�lkö�retim <strong>ve</strong> ortaö�retimini And�r�n’da tamamlad�.<br />

1987 y�l�nda Erzurum’da göre<strong>ve</strong> ba�lad�.<br />

1988 y�l�nda evlendi. �ki k�z� var.<br />

Çe�itli illerde görev yapt�ktan sonra halen<br />

Genel Müdür Yard�mc�s� olarak görev yapmaktad�r.<br />

Matematiksel olarak dü�ünüldü�ünde ortalamadan (100) iki<br />

standart sapma üstünde olan çocuklard�r üstün yetenekliler.<br />

Kaynaklar bu rakam� 130 <strong>ve</strong> üstü olarak <strong>ve</strong>rir, söz konusu<br />

bireyler oldu�unda kesin ifadelere yer <strong>ve</strong>rmemek laz�m. Tan�mlara<br />

bakt���m�z vakit genel kabul gören; “potansiyelini<br />

kullanmada gösterdi�i performansta, bireyin kendisiyle ayn�<br />

ya�, ayn� i� ya da ayn� ortamda bulunan ba�kalar�yla kar��la�t�r�ld���nda<br />

anlaml� bir fark�n ortaya ç�kmas� <strong>ve</strong> potansiyelin<br />

geli�tirilebilir olmas�” tan�m�d�r.<br />

Zekâ dura�an de�il, hareketlidir. Dolay�s�yla bizler belirli<br />

süreçlerden hareketle üstün yetenekli bireyleri belirliyoruz.<br />

Okullardaki ö�retmenler ö�rencilerini yakla��k elli sorudan<br />

olu�an gözlem formunu doldurarak yönlendiriyor. Geçerlik<br />

<strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nirlik çal��malar� yap�lm�� grup testi uygulan�yor.<br />

Grup testinde belirli puan� alan ö�renciler bireysel incelemeye<br />

al�n�yor. Bireysel incelemede ba�ar�l� olan ö�renciler ise<br />

Genel Müdürlü�ümüze ba�l� Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezlerinde<br />

(B�LSEM) destek e�itimine al�n�yor.<br />

Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezlerinde <strong>ve</strong>rilen e�itimi be� ba�l�k alt�nda<br />

toplayabiliriz. Kay�tlar� yap�lan okul öncesi e�itimi, ilkö�retim<br />

<strong>ve</strong> ortaö�retim ça�� bireylerin haz�r bulunu�luk<br />

düzeyleri belirlenmektedir. Daha sonra; a) Uyum (Oryantasyon),<br />

b) Destek E�itimi; 1) �leti�im Becerileri, 2) Grupla Çal��ma<br />

Teknikleri, 3) Ö�renme Yöntemleri, 4) Problem Çözme<br />

Teknikleri,5) Bilimsel Ara�t�rma Teknikleri, 6) Yabanc� Dil,<br />

7) Bilgisayar, 8) Sosyal Etkinlikler, c) Bireysel Yetenekleri<br />

Fark Ettirme, ç) Özel Yetenekleri Geli�tirme, d) Proje Üretimi/Yönetimi<br />

program�na al�nmaktad�rlar. Bu programlar


Uzm. Necati B�LG�Ç<br />

1971 y�l�nda Bart�n/Kuruça�ile’de do�du.<br />

�lkö�renimini Almanya’da, ortaö�renimi<br />

Kuruca�ile’de tamamlad�.<br />

1995’de Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi E�itim Bilimleri<br />

Fakültesi E�itimde Psikolojik Hizmetlerini<br />

<strong>ve</strong> 2000’de Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Rehberlik <strong>ve</strong><br />

Psikolojik Hizmetleri yüksek lisans�n� tamamlad�.<br />

Evli <strong>ve</strong> Almanca bilmektedir.<br />

Halen Özel Yeteneklilerin E�itimi �ubesi<br />

�ube Müdürü olarak görev yapmaktad�r.<br />

üç dönem halinde <strong>ve</strong>rilebilmektedir. Bunlar; Birinci dönem:<br />

Eylül, Ekim, Kas�m, Aral�k, Ocak, �kinci dönem: �ubat, Mart,<br />

Nisan, May�s, Haziran <strong>ve</strong> Üçüncü dönem: Temmuz, A�ustos<br />

(yaz okulu, ö�renci kamplar�).<br />

E�itim programlar�n�n ilkeleri bulunmaktad�r. En önemlisi ise<br />

“Uygulanacak programlar�n sürelerinin, bireylerin bireysel<br />

potansiyeli do�rultusunda belirlenmesidir”.<br />

STANDARD- Say�n Bilgiç, bu çocuklar için nas�l bir e�itim<br />

gereklidir, bilimsel e�itim �ekli nedir?<br />

N. B�LG�Ç- Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezleri hakk�nda (B�LSEM)<br />

biraz bilgi <strong>ve</strong>reyim. Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezleri, örgün e�itime<br />

devam eden ö�rencilere belirli bir program çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

belirli günlerde destek e�itimi <strong>ve</strong>rilen merkezlerdir. Be� a�amal�<br />

program uygulanmaktad�r. Müfredata <strong>ve</strong>ya herhangi bir<br />

s�n�rlamaya ba�l� kalmaks�z�n ö�rencilerin ilgi <strong>ve</strong> yetenekleri<br />

do�rultusunda bireysel çal��malar yap�lmaktad�r. Ö�rencilerin<br />

ihtiyaçlar� do�rultusunda merkezin bulundu�u ildeki üni<strong>ve</strong>rsitenin<br />

bütün imkânlar�ndan <strong>ve</strong> akademik kadrosundan<br />

yararlan�lmaktad�r. Bu gerekti�inde ö�rencinin üni<strong>ve</strong>rsitenin<br />

laboratuvar�n� kullanmas� ya da akademisyenlerin merkeze<br />

gelip ö�rencilerle birlikte çal��malar yapmas� �eklinde olmaktad�r.<br />

Merkezlere belirli kriterler do�rultusunda; -örne�in<br />

yüksek lisans <strong>ve</strong>ya doktora mezunu, yabanc� dil bilgisine<br />

sahip, ulusal <strong>ve</strong>ya uluslararas� bildirilere sahip olmak gibiö�retmenler<br />

seçilmi� <strong>ve</strong> bunlara belirli bir e�itim <strong>ve</strong>rilerek<br />

merkezlere atanm��lard�r. Ö�rencilerin özellikleri nedeni ile<br />

e�iticilerin de daha üst düzey bilgi <strong>ve</strong> donan�ma sahip olmas�<br />

gerekmektedir.<br />

Öz<strong>ve</strong>ri isteyen bir meslektir ö�retmenlik. Hele de çal��t���n�z<br />

çocuklar farkl� özelliklere sahip çocuklar ise yükünüz daha<br />

a��rd�r, sizden beklenen kat kat fazlas�d�r. �stenseniz bir an�yla<br />

ö�retmenlerimizin farkl�l���n� daha da somutla�t�ral�m. Ülke<br />

genelinde 1200 ö�retmene e�itim <strong>ve</strong>rdik. Bu e�itimlerde o<br />

kadar farkl� özellik <strong>ve</strong> güzellikte çok iyi bilgi <strong>ve</strong> donan�ma sahip<br />

arkada�lar gördük. San�r�m bir haftal�k e�itimin dördüncü<br />

günüydü. Ön s�ralarda oturan bir bayan ö�retmen “d��ar� ç�kabilir<br />

miyim?” dedi. Ben de “biraz daha bekleyemez misiniz,<br />

az kald�? “ dedim. Ö�retmenim “ ben beklerim, ama o<br />

beklemiyor” diyerek karn�n�, bebe�ini gösterdi. O ak�am 5<br />

ay süren ö�retmen e�itimi sürecimizin ilk bebe�i do�du. Bir<br />

gün sonra ö�retmenimiz tekrar ba�lad� <strong>ve</strong> e�itimi ba�ar�yla<br />

tamamlad�. Bunu sa�l��� ile ilgili yapt���m�z bütün uyar�lara<br />

ra�men yapt�. “Ben bu çocuklara çok �ey <strong>ve</strong>rebilirim, bu<br />

benim sorumlulu�um” diyordu. San�r�m sizlere çal��t���m�z<br />

ö�retmenlerin özelliklerini anlatabilmi�imdir.<br />

Ülkemizde 51 ilde 56 merkez bulunmaktad�r. Kaynaklara<br />

bakt���m�zda farkl� ülkelerde farkl� uygulamalar söz konusudur.<br />

Baz� ülkeler, benzer çocuklar� bir arada akranlar� ile <strong>ve</strong>ya<br />

farkl� ortamda e�itim <strong>ve</strong>rmektedir. Baz� ülkelerde ise kayna�t�rma<br />

e�itimi uygulanmaktad�r. Genel mant��a bak�ld���nda<br />

en az k�s�tl� ortam <strong>ve</strong> akranlar� ile e�itim alabilece�i bir ortam<br />

diyebilirim. Bu anlamda �stanbul ilinde Beyaz�t Ford Otosan<br />

�lkö�retim Okulunda üstün yetenekli bireylerin e�itimine yönelik<br />

bir proje yürütülmektedir. Ortaö�retim düzeyinde ise<br />

�stanbul TEV�TÖL’de (�nanç Türke� Özel Lisesi) uygulamalar<br />

yap�lmaktad�r. Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Anadolu<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

37


STANDARD OCAK 2010<br />

38<br />

Güzel Sanatlar Liseleri <strong>ve</strong> Anadolu Liseleri ortaö�retim düzeyindeki<br />

üstün yetenekli bireylere e�itim <strong>ve</strong>ren kurumlard�r.<br />

STANDARD- Bu soruyu bir ba�ka aç�dan tekrar sormak istiyorum.<br />

Bu çocuklar�m�z için ideal e�itim, normal e�itim<br />

içerisinde farkl�l�klar�n� vurgulayarak m� yoksa ayr��t�rarak<br />

m� <strong>ve</strong>rilen e�itimdir? Bu konuda ne dü�ünüyorsunuz?<br />

N. B�LG�Ç- Az önce ifade etmeye çal��t���m nokta da bu zaten.<br />

Baz� ülkeler normal e�itim içerisinde e�itim <strong>ve</strong>rmekte,<br />

baz� ülkeler ise farkl� ortamlarda e�itim <strong>ve</strong>rmektedirler. Benim<br />

bu konudaki dü�üncem ise farkl� ö�renciler için farkl� uygulamalar�n<br />

olabilece�i yönündedir. Nitekim 19. Bilim <strong>ve</strong> Teknoloji<br />

Yüksek Kurulu’nda “Üstün Yetenekli Bireyler Strateji <strong>ve</strong><br />

Uygulama Plan� 2009-2013”’ün haz�rlanmas� kararla�t�r�lm��t�r.<br />

Geçti�imiz ay Milli E�itim Bakanl��� Müste�ar� Say�n<br />

Muammer Ya�ar Özgül’ün ba�kanl���nda; TÜB�TAK, DPT,<br />

YÖK, Kültür Bakanl���, TRT, TPE, TU�K, Akademisyenler, Çocuk<br />

Vakf� <strong>ve</strong> Bakanl���m�z yetkililerin de kat�l�m�yla TÜB�TAK’<br />

ta bir toplant� gerçekle�tirilmi�tir. Bu toplant�da al�nan kararlardan<br />

biri de “Ülkemizde Üstün Yeteneklilerin E�itim Modelleri<br />

Neler Olmal�d�r?”. Çal��ma grubunun raporlar� sonucunda<br />

ortaya ç�kacak model önerileri bize yol gösterecektir.<br />

STANDARD- San�r�m ailelerin kültürel seviyesi ile bu<br />

çocuklar�n do�ru e�itilmesi aras�nda do�rudan bir ili�ki<br />

söz konusu. Ülkemizde üstün zekâl� <strong>ve</strong> yetenekli çocuklar�m�z�n<br />

gerek psikolojik, gerek e�itim destekleri ne kadar<br />

bilimsel <strong>ve</strong> sistemli <strong>ve</strong>rilebiliyor?<br />

N. B�LG�Ç- Do�ru e�itilmesi demeyelim de, daha çok<br />

‘‘imkânlardan faydalanabiliyor mu?” diyebiliriz. Testlerle ilgili<br />

gerçek; genelde orta <strong>ve</strong> üst sosyo-ekonomik düzeyden<br />

gelen ailelerin çocuklar� daha ba�ar�l� oluyorlar. Asl�nda zekâ,<br />

kal�t�m <strong>ve</strong> çevre ili�kisi üzerinde durmak gerekiyor. Zekân�n<br />

do�u�tan geldi�ini söyleyenler oldu�u gibi, çevrenin zekâ<br />

üzerinde etkisinin çok oldu�unu da söyleyenler var. Buna<br />

kar��n her ikisinin de etkili oldu�unu söyleyenler var. Bugün<br />

ortak tan�, kal�t�m <strong>ve</strong> çevrenin zekâ üzerinde etkili oldu�udur.<br />

Bu sefer de etkilili�in oranlar�n�n farkl� oldu�u, kimine göre<br />

bu oran % 50/50, kimine göre ise daha farkl�d�r. Bilinmesi<br />

gereken nokta, zekân�n do�u�tan geldi�i, çevre ile de kendini<br />

ifade etme �ans�n�n yüksek oldu�udur.<br />

Üstün yetenekli her bir bireye ula�abilmek için ülke politikas�n�<br />

olu�turmak temel hedefimiz. Bilim <strong>ve</strong> Teknoloji Yüksek<br />

Kurulu çal��malar�n�n yan� s�ra Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezlerini 81<br />

il merkezine yayg�nla�t�r�lmas� çal��malar� devam etmektedir.<br />

Ayr�ca kamuoyunun bilinçlendirilmesi <strong>ve</strong> fark�ndal���n art�r�labilmesi<br />

için çe�itli proje <strong>ve</strong> e�itimler düzenlenmektedir.<br />

STANDARD- Say�n Aydo�an, Genel Müdürlü�ünüz taraf�ndan<br />

bu çocuklar�m�z için uygulanan <strong>ve</strong>ya planlama a�amas�nda<br />

olan çal��malar var m�?<br />

Bahsetti�imiz gibi üstün yetenekli çocuklar�m�za yönelik illerde<br />

Bilim <strong>ve</strong> Sanat Merkezleri aç�lmaktad�r. Bilim <strong>ve</strong> Sanat<br />

Merkezine devam eden ö�renciler, okulda uygulanan program�n<br />

zenginle�tirilmi� haliyle proje bazl� çal��malar yaparlar.<br />

Bu projeler çocuklar�n ilgi duyduklar� alana göre �ekillenir.<br />

Bazen bir kimya projesi, uzay arac� tasar�m�, öykü ya da hikaye<br />

kitab�, müzik aleti yap�m� <strong>ve</strong> vb. çal��malardan olu�ur.<br />

Amaç olmamakla birlikte isteyen ö�renciler projelerini ulusal<br />

ya da uluslararas� yar��malara kat�larak sergilerler. Genellikle<br />

de bu yar��malardan iyi derecelerle dönerler.<br />

Ö�rencilerin sosyal beceri, özgü<strong>ve</strong>n, ba��ms�z ya�am, sorumluluk<br />

alma becerileri gibi birçok geli�imlerini destekleyecek<br />

e�itim modelinin kamplar oldu�u gerçe�inden hareketle<br />

yerel <strong>ve</strong>ya ulusal yaz <strong>ve</strong> k�� kamplar düzenlenmektedir. Bu<br />

kamplarda TÜB�TAK, TÜRKSAT <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsiteler gibi birçok<br />

kurumla birlikte hareket edilmektedir. Bu kamplarda ö�rencilerle<br />

bilimsel, sportif, e�lence, gezi <strong>ve</strong> inceleme gibi birçok<br />

etkinlikler yap�lmaktad�r. Kampa kat�lan ö�retmen <strong>ve</strong><br />

ö�rencilere ayr� programlar uygulanmaktad�r. Genel Müdürlü�ümüzce<br />

bu kamplar�n ilkinin, 2007 y�l�nda Çanakkale’de<br />

yap�lm�� olmas� anlaml�d�r. Bu çocuklar bizim gelece�imiz<br />

<strong>ve</strong> de�erlerimizdir.<br />

Sizinle bir an�m� payla�mak istiyorum. Bu çocuklar�n nas�l<br />

bakt�klar�na <strong>ve</strong> s�ra d��� tepkilerinin oldu�una dair. Çanakkale<br />

kamp�n�n üçüncü gününde ö�rencilerimizi �ehitli�e ziyarete<br />

götürüyoruz. �ehitlik alan�na geldik <strong>ve</strong> rehberimiz bize araçlardan<br />

inmemizi söyledi. �lk iki otobüs bo�ald�, ancak üçüncü<br />

otobüsten kimse inmedi. Ö�retmenlerden biri bana gelip<br />

“hocam, çocuklar� otobüsten indiremiyorum” dedi. Ben de<br />

çocuklar�n yan�na gittim. Otobüsün içinde öyle a��r <strong>ve</strong> hüzün<br />

dolu bir hava çarpt� ki yüzüme… �a�k�n bir �ekilde neden<br />

inmediklerini sordum. Biri aya�a kalkt�, ba�� dimdik, ama<br />

yüre�i paramparça “ö�retmenim her bir zerresinde kanlar�n<br />

ça��ldad��� bu topra�a nas�l ayak basar�z” dedi. Siz olsan�z<br />

ne dersiniz? Ben de diyemedim. Birlikte a�lad�k.<br />

STANDARD- Gerçekten çok etkileyici….<br />

Üstün zekâl� <strong>ve</strong> yetenekli çocuklar�m�z�n bilim <strong>ve</strong> sanat<br />

dünyam�z için önemini bir de uzman gözüyle sizden alabilir<br />

miyiz?<br />

Y. AYDO�AN- Dünya tarihine bakt���m�zda hayata yön <strong>ve</strong>renler<br />

kimler? �bni-Haldun, Aristo, Dostoyevski, �bni-Sina,<br />

Einstein, Mehmet Akif Ersoy, Mozart, Dede Efendi, Mimar<br />

Sinan... hangisinden vazgeçebiliriz? Onlars�z sanat, bilim<br />

olur muydu? Fatih Sultan Mehmet, Ak�emsettin’siz Osmanl�,<br />

Mustafa Kemal’siz Türkiye Cumhuriyeti olur muydu? Ve<br />

sayamad���m�z yüzlerce isimler… ��te bunlar bizim hedefimizdir.<br />

�imdi de var bu dahiler <strong>ve</strong> bizim amac�m�z bunlar� yeti�tirmek.<br />

Gazi Ya�argil, Oktay Sinano�lu, �dil Biret, Faz�l Say<br />

<strong>ve</strong> di�erlerini de ülkemizde yeti�tirmek, her bir de�eri bulup<br />

ülkemize kazand�rmak. Asl�nda bizim i�imiz biraz da sarrafl�k;<br />

inciler, alt�nlar, gümü�ler içinden elmaslar�, yakutlar� ç�kart�p<br />

i�lemek, parlat�p gerçek güzelli�ini insanl��a sunmak.


STANDARD- Üstün zekâl� <strong>ve</strong> yetenekliler için ikinci bir<br />

konu, istihdamlar�. Bu konuda neler yap�l�yor? Beyin göçü<br />

problemi ile bu konuya yakla��rsak yorumlar�n�z� alabilir<br />

miyiz?<br />

Y. AYDO�AN- Beyin göçü bugün sadece ülkemizin de�il<br />

dünyan�n üzerinde durdu�u bir konudur. Kald� ki beyin göçü<br />

sadece fiziksel anlamda da yap�lmamaktad�r. Art�k sanal beyin<br />

göçünden bahsedilmektedir. Sahip oldu�umuz paha biçilemez<br />

yer alt� zenginliklerimiz gibi üsütn yetenekli bireylerimiz<br />

de vazgeçilmez yer üstü zenginliklerimizdir.<br />

�bni Sina’n�n bir sözü vard�r; “bilim <strong>ve</strong> sanat, takdir edilmedi�i<br />

yerden göç eder” diye. �nsanlar da takdir edilmeyi bekliyor.<br />

�nsanlar�n do�as�nda vard�r takdir edilme arzusu. Üstün yetenekli<br />

bireylerimizi; güzele, bilime, sanata, insan� insan yapan<br />

de�erlere, do�aya, insanl���n derdini dert edinmeye <strong>ve</strong><br />

iyi olan her �eye yönlendirmeliyiz. Mevlana’n�n dedi�i gibi;<br />

“Bir aya��n�z do�du�unuz topraklarda yani gönlünüzde, di-<br />

�er aya��n�zla bütün evreni dola�acaks�n.” Sonras�nda tekrar<br />

ülkenize dönecek <strong>ve</strong> toplad���n�z bütün güzelliklerle ülkenize<br />

hizmet edeceksiniz.<br />

STANDARD- Say�n Bilgiç, anne babalara <strong>ve</strong> e�itimcilere<br />

bu konuda neler önerirsiniz?<br />

N. B�LG�Ç- Ne kadar üstün yetenekli bireyler olurlarsa olsunlar<br />

hiçbir zaman çocuk olduklar�n� unutmayaca��z. Dolay�s�yla<br />

küçük yeti�kinler diye adland�rsak da… Onlar birer çocuk.<br />

Oyun oynamaya, ko�maya, resim yapmaya, a�lamaya, gülmeye<br />

ihtiyaçlar� var. Asl�nda bu öneriler tüm çocuklar için de<br />

geçerlidir diyebiliriz.<br />

Anne baba, çocu�unun üstün yetenekli olmas�yla ilgili süreci<br />

abartmamal�d�r. Tamam kat�l�yorum, çocu�un üstün<br />

yetenekli olmas�, anne babadan gelen genlerle ilgili. Ancak<br />

az önce de ifade etti�im gibi abart� derecesine gelmemelidir.<br />

Hafife de al�nmamal�d�r. Üstün yetenekli oldu�u bilinmeli <strong>ve</strong><br />

bu yönde anne baba neler yapabilir üzerinde durmal�d�rlar.<br />

Anne baban�n abart� d���nda beklenti düzeyleri de yüksek düzeydedir.<br />

Üstün yetenekli bir bireyin her �eyi yapabilece�ine<br />

dair dü�üncelere sahip olabilmektedirler. E�itim sisteminde<br />

de bazen bu tür olumsuz tutumlar ile kar��la��yoruz. �nsanlar<br />

üstün yetenekli bireyleri tamamen farkl� yarat�klar olarak kodluyorlar.<br />

Oysa onlar da di�er insanlar gibi. Küçük farkl�l�klar�<br />

var tabiî ki, her �eyden önce güzel <strong>ve</strong> yak���kl� oluyorlar. Sevab�yla<br />

günah�yla sizin çocu�unuz oldu�unu unutmay�n.<br />

Üstün yetenekli bireyler uyaranlara aç�k olduklar�ndan dolay�<br />

mümkün oldu�u kadar farkl� ortamlar, farkl� uyaranlarla bir<br />

arada olmas�n� sa�lay�c� etkinlikler düzenleyin. Mesela müzik,<br />

resim, bir ziyaret, bir konuda detayl� bir konu�ma ortam�,<br />

okulda ö�rendi�i bir konuyu yatay bir �ekilde zenginle�tirmesini<br />

sa�lamak gibi. Tabir yerinde ise, ben bu çocuklara<br />

antenleri aç�k çocuklar diyorum. Ayn� anda farkl� frekanslar�<br />

alabiliyorlar.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

39


STANDARD OCAK 2010<br />

40<br />

ÇOCUK GEL���M�NDE OYUN <strong>ve</strong> OYUNCAK<br />

Çocuk Geli�iminde<br />

Oyun <strong>ve</strong> Oyuncaklar�n Önemi


Tüm çocuklarda ortak olan<br />

bir tak�m evrensel özellikler<br />

bulunmaktad�r. Bu<br />

özelliklerden en belirgini,<br />

oyun <strong>ve</strong> oyuncaklar�n ya-<br />

�amlar�nda önemli bir yer tutmas�d�r.<br />

Oyun <strong>ve</strong> oyuncaklar çocuklar�n ya�amlar�n�n<br />

ayr�lmaz bir parças�d�r <strong>ve</strong> onlars�z<br />

bir çocuk dünyas� dü�ünülemez.<br />

Dünyan�n çok farkl� yerlerine gidildi�inde<br />

çocuklar�n benzer oyunlar oynad�klar� görülmü�tür. Oyun, tüm çocuklarda ortak olan evrensel bir<br />

dil gibidir. Oyun, çocu�un en kolay <strong>ve</strong> en do�al ö�renme yoludur.<br />

Oyun <strong>ve</strong> oyuncaklarla çocuk hiç kimsenin ö�retemeyece�i konular�, kendi deneyimleri ile ö�renir,<br />

be� duyusunu, duygular�n� etkin �ekilde kullan�r, hayal gücünü çal��t�r�r. Çocuklar�n bedensel, duygusal<br />

<strong>ve</strong> davran��sal geli�imlerine önemli katk�lar sa�lar.<br />

Oyunun çok kesin <strong>ve</strong> belirli bir tan�m� olmamakla beraber birçok kuramc�, oyunu çocu�un ya�am�n�n<br />

do�al bir parças� olarak dü�ünmü� <strong>ve</strong> farkl� �ekilde tan�mlam��lard�r. Montaigne oyunu, “çocuklar�n<br />

en gerçek u�ra��lar�” olarak tan�mlam��t�r, Montessori de oyunu “çocu�un i�i” olarak nitelenmi�tir<br />

(Göde <strong>ve</strong> Susar, 1997).<br />

Oyunun di�er bir tan�m� ise oyun, d��tan bir etki <strong>ve</strong> bask� olmadan kendi kendine olu�an içgüdüyü<br />

tatmin amac�yla yap�lan <strong>ve</strong> rekabet içermeyen etkinliktir. Oyun, sonucu dü�ünülmeden, e�lenmek,<br />

zevk almak amac�yla yap�lan eylemlerdir. Oyun, insan <strong>ve</strong> hayvanlar�n var olmas�yla ba�lam��t�r. Kedileri,<br />

ku�lar� izledi�imizde de benzer oyunlar oynad�klar�n� görürüz. Kedinin yavrusunun önündeki topu<br />

sa�a sola yuvarlamas�, üzerine atlay�p yakalamaya çal��mas�, yeni emekleyen çocu�un topu tutmak<br />

için yapt��� hareketlerle benzerlik göstermektedir. �nsano�lunun atalar�, çevrelerinde gördükleri �eyleri<br />

taklit ederek, yapt�klar� eylemleri hareketlerle birbirine anlatarak fark�nda olmadan oyunu yaratm��lard�r.<br />

Av�n� avlayan insan, av�n� nas�l avlad���n� hem kendisinin hem de av�n�n yapt��� hareketleri<br />

taklitlerle di�er insanlara anlatm��t�r (Frost, Wortham & Reifel, 2004).<br />

Çocuklar�n oyun oynarken kulland�klar� araç ise oyuncakt�r. Oyuncak kimi zaman kum, kimi zaman<br />

tahtadan bir bebek, kimi zaman bir top, kimi zaman bir atari olarak çocu�un zaman geçirdi�i, e�lendi�i<br />

araç olmu�tur.<br />

Oyun <strong>ve</strong> Oyuncaklar�n Tarihçesi<br />

Prof. Dr. Meziyet ARI<br />

Ara�. Gör. Sonnur I�ITAN<br />

Hacettepe Üni<strong>ve</strong>rsitesi,<br />

Sa�l�k Bilimleri Fakültesi,<br />

Çocuk Geli�imi Bölümü<br />

Oyun <strong>ve</strong> oyunca��n geçmi�inin, insanl�k tarihi kadar eski oldu�u, arkeologlar�n yapt��� çal��malarda<br />

ortaya konmu�tur. Bugün bilinen pek çok oyunun çok eski ça�larda da bilindi�ini gösteren belgeler,<br />

bulgular, buluntular vard�r. Uygarl���n bilim, sanat, mimari, giysi gibi her alandaki geli�mesi çocuk<br />

oyunlar�na <strong>ve</strong> oyuncaklar�na da yans�m��t�r. Örne�in bebeklikte oyun arac� olarak kullan�lan ç�ng�raklar�n<br />

eski M�s�r <strong>ve</strong> Yunanl�larda kullan�ld��� bilinmektedir. Ayn� �ekilde top da en eski oyun araçlar�ndand�r.<br />

Ç�ng�rak, top, oyuncak bebeklerin 3000 y�ldan fazla geçmi�i oldu�u ileri sürülmektedir.<br />

Eski M�s�r’da aç�lan mezarlarda küçük k�z çocuklar�n�n oyuncak bebekleri, erkek çocuklar�n�n içi<br />

doldurulmu� toplar� ile gömüldükleri bulunmu�tur. Bunlar�n 4.000 y�ldan daha eski olduklar� tahmin<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

41


STANDARD OCAK 2010<br />

42<br />

edilmektedir. Dünyada hemen her ya� grubunun oyun arac�<br />

olan top, tarih boyunca topraktan, kuma�tan, deriden yap�lm��,<br />

içleri ku� tüyü, saç, mantar, tohum taneleri, kauçuk vb.<br />

pekçok madde kullan�larak doldurulmu� <strong>ve</strong> oyun arac� olarak<br />

kullan�lm��t�r. Uçurtma ile oynanan oyunlar�n 3.000 y�ldan<br />

fazla geçmi�i vard�r. �p <strong>ve</strong> ip oyunlar� da dünyadaki en eski<br />

oyun araçlar� <strong>ve</strong> oyunlardan biridir (Göde <strong>ve</strong> Susar, 1997).<br />

OYUN KURAMLARI<br />

�lk Kuramlar<br />

Çocuk oyunlar�, Karl Gross’un “Hayvanlar�n Oyunlar�” adl� kitab�<br />

1915 y�l�nda bas�l�ncaya kadar ilgilenilmeyen bir aland�.<br />

Gross, oyunun insanlar <strong>ve</strong> di�er canl�lar� yeti�kinlik ya�am�na<br />

haz�rlayan bir erken e�itim ya�ant�s� oldu�u fikrini ileri sürdü<br />

<strong>ve</strong> ilk kuram� geli�tirdi.<br />

�lk kuramc�lar içgüdü kavram�na önem <strong>ve</strong>rirdi <strong>ve</strong> oyunun<br />

bast�r�lm�� enerjinin bo�al�m�n� sa�lad���na <strong>ve</strong> çocuklar� ileri<br />

ya�am�na haz�rlad���na inan�l�rd�.<br />

Freud, kayg� ile ba�a ç�kabilmek için fantezilerin gereklili�ini<br />

ileri sürerken Piaget sembolik faaliyetlerin geli�iminde oyunun<br />

önemini vurgulad�.<br />

Freud, ya�am�n erken dönemlerindeki kayg�lar <strong>ve</strong> yoksunluklar�n<br />

çocuklar�n oyunlar� ile yads�d���, çarp�t�ld��� görü�ündedir.<br />

Freud, oyuncak seçiminin korku <strong>ve</strong> yoksunluklarla ili�kili<br />

oldu�unu <strong>ve</strong> çocuklar�n kayg� <strong>ve</strong>rici oyuncaklardan kaç�nd�klar�n�,<br />

oyunun çocu�un geli�im evrelerine paralel de�i�ti�ini<br />

ileri sürer. Freud’a göre oyun, çocu�un duygular� ile ba��nt�l�d�r.<br />

Oyunla bili�sel geli�im aras�ndaki ili�ki, otuz y�ldan fazla bir<br />

zamand�r, oyun konusunda yap�lan pek çok psikolojik ara�t�rmada<br />

kilit bir konu olmu�tur. �ki büyük kuramsal çerçe<strong>ve</strong>,<br />

bu ara�t�rmalar� �ekillendirmede <strong>ve</strong> örgütlemede bask�n bir<br />

rol oynam��t�r. Uzun bir dönem boyunca ba�at etki, aç�k bir<br />

biçimde oyuna yakla��m� geni� bili�sel geli�im kuram�n�n<br />

bütünleyici bir parças�n� olu�turan Piaget’in olmu�tur. Piagetci<br />

ara�t�rma program� tükenmi� olmaktan uzak olmas�na


kar��n, bu program�n s�n�rl�l�klar�na ili�kin kan� giderek yayg�nla�maktad�r<br />

<strong>ve</strong> Piaget’in geli�im kuram�, artan boyutlarda<br />

ele�tirilere hedef olmaktad�r. Özellikle ele�tirilerin bir boyutu,<br />

Piagetci çerçe<strong>ve</strong>nin toplumsal <strong>ve</strong> kültürel etmenlere yöneltti�i<br />

ilginin yetersiz oldu�unu öne sürmektedir. Bu etmenlere sistematik<br />

bir biçimde yönelen oyun ara�t�rmalar� son y�llarda<br />

düzenli olarak yayg�nl�k kazanmaktad�r. Bu ara�t�rmalar pek<br />

çok kaynaktan yararlan�rken, bu etmenleri artan bir biçimde<br />

ayd�nlatan <strong>ve</strong> birle�tiren kuram, Vygotsky’nin sosyokültürel<br />

yakla��ml� zihinsel geli�im kuram�d�r (Çev: Türkan Ba�l�,<br />

2004).<br />

SOSYO KÜLTÜREL TEOR�<br />

Sosyo kültürel teori, sosyal etkile�imler s�ras�nda bili�sel<br />

geli�meyi etkileyen sosyal, kültürel <strong>ve</strong> tarihsel faktörler olarak<br />

bilinir. Rus psikolog Vygotsky’in ara�t�rmas�na göre, bu<br />

yakla��m çocuklar�n toplum <strong>ve</strong> kültürle etkile�imleri s�ras�nda<br />

bilgi ald�klar� <strong>ve</strong> bunun genellikle sosyo kültürel teori olarak<br />

bilindi�ini gösterir.<br />

VYGOTSKY<br />

Piaget <strong>ve</strong> Vygotsky, ayn� dönemde ya�am��lard�r, fakat bili�sel<br />

geli�im <strong>ve</strong> oyun konusunda ayr�lm��lard�r. Lev Semenovich<br />

Vygotsky, bili�sel geli�im teorisi geli�tiren Rus bir<br />

psikologdur. Vygotsky, sosyo kültürel <strong>ve</strong> tarihsel güçlerin<br />

çocu�u etkiledi�ine <strong>ve</strong> çocu�un bir yeti�kinle etkile�imi süresince<br />

ö�rendi�ine inan�r. Vygotsky için ö�renme, geli�im<br />

bölgesinde ba�lar. Ailesinin yard�m�yla oyunca�� süren bir<br />

çocuk, onu yard�ms�z ta��d���nda bölge boyunca hareket etmi�<br />

olur.<br />

Vygotsky için geli�im bölgesi oyun boyunca yarat�l�r. Oyunun<br />

geli�imi takip etti�ine inanan Piaget’in aksine Vygotsky geli-<br />

�imin oyun boyunca olu�tu�una inan�r, çünkü oyun bir geli-<br />

�im bölgesidir. Vygotsky, oyunun iki mükemmel amac� oldu-<br />

�unu dü�ünür. Birinci amac�, hayal kurmay� içerir. Vygotsky<br />

oyunun hayalle e�zamanl� ba�lad���na inan�r. Yeni yürümeye<br />

ba�layan çocuk, etraf�ndakilerle me�gul olamayaca��n� anlay�nca,<br />

kendi gerçekli�iyle hayaller yarat�r ya da kurar. Bu<br />

hareket çocu�u soyuta yöneltir. Çocuk hayal kurdu�unda soyut<br />

dü�ünceyle ilgilenir. Çocuk bir �ey görür, fakat farkl� gördü�ü<br />

�eye ba�l� olarak farkl� d��a vurur. Bu durumda çocuk<br />

görüldü�ü �eyden ba��ms�z olarak hareket etmeye ba�lar.<br />

�kinci amaç, birinciden ayr�l�r <strong>ve</strong> kurallar içerir. Çocuk oynad���nda<br />

kendisine göre i� sand��� belli hareketlerle u�ra��r.<br />

Bir çocu�un evde oynay���n� izleyin. Bu kurals�z bir oyun gibi<br />

görülebilir, fakat yak�n bir gözlemde farkl� bir hikaye/sonuç<br />

ortaya ç�kar. E�er yeti�kin, oyuna bir anne olarak girerse çocuk<br />

a�layabilir. Çocuk kendi dünyas�n� yarat�r <strong>ve</strong> bunu kurall�<br />

hareketleriyle tamamlar. Belli durumlar i�aret edilmedikçe hiç<br />

kimse bu hayal dünyas�na giremez.<br />

Vygotsky için oyun, dilin, mant���n <strong>ve</strong> sosyal yeteneklerin geli�imine<br />

katk� sa�lar. Dü�ünme seviyesinin geli�imi <strong>ve</strong> faydal�<br />

olan bu görü�, oyun hakk�nda farkl� bir yol dü�ünmeyi sa�lar<br />

(Frost, Wortham & Reifel, 2004).<br />

Oyun <strong>ve</strong> Oyuncak Seçiminde Geli�imsel Etkiler<br />

J. Piaget, çocuk oyunlar� üzerinde inceleme yapan öncü<br />

kuramc�lardand�r. Piaget’e göre çocu�un oyun geli�imi ile<br />

bili�sel geli�imi aras�nda paralellik vard�r. Ona göre oyun,<br />

çocu�un bili�sel geli�imini destekleyen önemli bir etkinliktir,<br />

kendili�inden geli�ir <strong>ve</strong> belirli evrelerden geçer.<br />

Ya�am�n �lk 2 Y�l�: (0-2 Ya�)<br />

Ya�am�n ilk haftalar�nda bile, bebeklerin eline ilgilenmesi için<br />

bir oyuncak tutu�turuldu�unda oyunu gözlemlemek mümkündür.<br />

�lk oyunlar duyu-hareket alan�ndad�r. Duyu-hareket<br />

oyunlar�, her �eyi a�za götürme, ç�ng�raklar� sallama �eklinde<br />

görülür. Bu dönemde çocuk d�� dünyay� ke�fetmede duyular�n�<br />

<strong>ve</strong> hareket becerilerini kullanmaktad�r. Bakma, emme, ellerini<br />

aç�p-kapama <strong>ve</strong> di�er bedensel hareketlerle yapt��� pratiklerden<br />

haz almas�, bu hareketlerin tekrarlanmas�na neden<br />

olur. Bebek için bunlar birer oyundur. Bebek-yeti�kin etkile-<br />

�iminde sosyal oyunlara da rastlan�r. Kar��l�kl� gülümseme,<br />

ce-ee oyunlar�, seslerle kar��l�kl� pasla�malar �eklindeki oyunlar,<br />

genellikle yeti�kin taraf�ndan ba�lat�l�r. Bu dönemde canl�,<br />

renkli <strong>ve</strong> ses ç�karan oyuncaklar çocu�un ho�una gider.<br />

Bebek büyüdükçe oyunlar� daha karma��kla��r, kendi ba�latt���<br />

oyunlar art�� gösterir <strong>ve</strong> tekrar edici niteliktedir. 6. aydan<br />

itibaren bebekler bir anda birden fazla oyuncakla oynamaya<br />

<strong>ve</strong> nesneleri fonksiyonlar�na göre kullanmaya ba�larlar (Rosenblatt,<br />

1977).<br />

Ya�am�n ilk iki y�l�, tek ba��na oyun oynama evresidir. Çocuk<br />

bu ya�ta kendi çevresindeki di�er çocuklar�n oyunlar�ndan<br />

etkilenmeden ba��ms�z �ekilde tek ba��na oynar. Yumu�ak,<br />

içi dolu oyuncaklardan ho�lan�r, onlar� kucaklar, sar�l�r, yan�nda<br />

ta��r. Tek ba��na oyunlar aras�nda top atmak, küplerden<br />

kule <strong>ve</strong> köprüler yapmak önemli yer tutar. Yapt��� i�le ilgilidir,<br />

yan�nda ba�ka bir çocuk oynasa bile ilgilenmez. Birkaç basit<br />

oyuncakla kendini mutlu bir �ekilde e�lendirebilir.<br />

�ki ya��ndaki çocuk oyunlar�nda “m��-gibi yapma” �eklinde<br />

yeni bir öge ortaya ç�kar. Sözcükler nesneleri temsil etmeye<br />

ba�lad���ndan bo� tabaklar biftek dolu bir ö�ünü, bo� bir kutu<br />

vapuru simgeleyebilir.<br />

Taklit oyunlar� hemen ortaya ç�kmaz, yava� yava� belli a�amalardan<br />

sonra görülür. En erken taklit davran���, genellikle<br />

1 ya� civar�nda ortaya ç�kar. Çocu�un uyuma, yemek yeme<br />

gibi eylemleri ile ili�kilidir. 12 ayl�k iken ate�lenen bir çocuk,<br />

babas�n�n içirmek üzere getirdi�i ate� dü�ürücü ilaç �i�esini<br />

görünce hemen uyuyor taklidi yaparak sevmedi�i ilac� içmekten<br />

kurtulmaya çal��abilir. Sanki “m��-gibi” davranman�n<br />

ikinci a�amas�, çocuklar�n bir nesne yerine ba�ka birini<br />

koyduklar� zaman ortaya ç�kar. Bir tahta blok, bir bot, bo�<br />

bir tas, bir �apka olabilir. Sonuçta çocuk, hayali nesneleri,<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

43


STANDARD OCAK 2010<br />

44<br />

hayali eylemlerle birle�tirebilir. Çocuk, oyuncak ay�s�na bo�<br />

bir tabaktan hayali yiyece�i yeme taklidi yapt�rabilir.<br />

Sembolik oyunun erken a�amalar�, genellikle çocuk yaln�zken<br />

gerçekle�ir. Daha detayl� oyunlar ise s�kl�kla sosyal bir<br />

faaliyetin taklidi niteli�indedir.<br />

�kinci ya��n sonuna do�ru çocuklar ya��tlar�n�n oyunlar�n�<br />

gözlemlemeye yahut onlar�n yak�nlar�nda oynamaya ba�larlar.<br />

Tek ba��na oyun dönemi, yava� yava� yerini ya��tlarla oynamaya<br />

b�rak�r. Ba�lang�çta iki çocuk yan yana kendi oyuncaklar�<br />

ile birbirlerinden ba��ms�z olarak oynarlar. Bu evre paralel<br />

oyun evresidir. Paralel oyunda k�s�tl� sosyal ileti�im vard�r.<br />

BEBEKL�K DÖNEM� OYUNLARININ GEL���MSEL ÖNEM�<br />

Duyu-hareket oyunlar�, alg�sal fark�ndal���, ince <strong>ve</strong> kaba kas<br />

e�güdüm becerilerinin geli�imini etkiler. E�lendirici seslendirmeler,<br />

yahut ses oyunlar� dil geli�imini destekler. Ebe<strong>ve</strong>ynle<br />

sosyal oyunlar gü<strong>ve</strong>nli ba�lanmay� <strong>ve</strong> olumlu insan ili�kilerini<br />

geli�tirebilir. Sonuçta tüm tekrar edici oyunlar, bebe�in fiziksel<br />

<strong>ve</strong> sosyal çevresiyle ilgili kavramlar� anlamas�na katk�da<br />

bulunur.<br />

OKUL ÖNCES� ÇOCUKLUK DÖNEM� (3-6 YA�)<br />

Okul öncesi y�llar�, oyun oynaman�n alt�n ça�� olarak görülür.<br />

Sembolik <strong>ve</strong> hayali oyunlar, erken çocukluk döneminin en<br />

karakteristik oyunlar�d�r. Bununla beraber fiziksel becerilerde<br />

ustala�ma <strong>ve</strong> sosyal oyunlara yönelik ilgi art���nda taklit<br />

oyunlar�n�n �ekli önemlidir.<br />

Okul öncesi çocuklar�n�n fiziksel geli�imlerinde büyük-küçük<br />

kas oyun etkinliklerinin önemli katk�s� vard�r. Top atma, merdi<strong>ve</strong>n<br />

ç�kma, mobilyalar üzerinde z�plamada oldu�u kadar<br />

makasla kesme, f�rça ile boyama <strong>ve</strong>ya boncuk dizme gibi<br />

oyun etkinlikleri fiziksel geli�imi destekler.<br />

Okul öncesi çocuklar�n�n sosyal oyunlar� zamanla olgunla-<br />

��r. Di�er çocuklar�n kat�l�m� ile gerçekle�en oyunlar s�kla��r<br />

<strong>ve</strong> daha karma��k hale gelir. Birlikte oynanan oyunlara grup<br />

oyunlar� denir. Bir olay�n dramatizasyonu �eklinde oynand���<br />

gibi yar��malar düzenlenerek de oynan�r. Çocuklar�n topluca<br />

oynad�klar� her türlü oyun, grup oyunudur. Kapal�, özel oyun<br />

yerlerinde <strong>ve</strong>ya aç�k havada oynanabilir. Oyun gruplar�ndaki<br />

çocuk say�s� art�� gösterir <strong>ve</strong> okul öncesi çocuklar� oyun arkada�lar�n�<br />

seçmede gittikçe seçici olmaya ba�larlar. 5 ya�<br />

çocuklar� kendi cinsiyetleri <strong>ve</strong> kendi geli�imsel düzeylerindekileri<br />

tercih ederler.<br />

Çocuklar�n tek ba��na yaln�z <strong>ve</strong> paralel oyunlar�ndan sonra<br />

ortaya ç�kan i� birli�ine dayal� oyunlar�, genel bir faaliyetin<br />

genel bir amaç için beraberce sürdürmesini içerir. Dramatik<br />

oyunlar, evcilik oyunu, süpermarketçilik gibi oyunlar i� birli�i<br />

gerektirir. Her çocuk bir rolü üstlenmedikçe oyunu geli�mez.<br />

Okul öncesi çocuklar�n�n oyunlar�ndaki di�er bir geli�me de<br />

birbirleri yerine kullan�lan nesnelerin benzerli�inden uzakla�mad�r.<br />

5-6 ya� çocuklar� mevcut olmayan yer <strong>ve</strong> nesneleri,<br />

semboller kullanarak <strong>ve</strong>ya hayal ederek canland�r�rlar. Oyuncaklar,<br />

çok bilinen temalardan uzakla�maya, orjinallik kazanmaya<br />

ba�lar. Doktor, ö�retmen, anne, dede rollerine ilgileri<br />

azalarak yerini öykü kahramanlar� <strong>ve</strong>ya hayali kahramanlar<br />

al�r.<br />

ORTA ÇOCUKLUK <strong>ve</strong> GENÇL�K<br />

Oyunda en büyük de�i�im, okul öncesi dönemden ilkö�retim<br />

y�llar�na do�ru meydana gelir. Sembolik, hayali oyunlar yava�<br />

yava� azal�r <strong>ve</strong> kurall� oyunlar ortaya ç�kmaya ba�lar. Kurall�<br />

oyunlar�n iki temel özelli�i vard�r. Birincisi, kurall� oyunlar en<br />

az iki ki�i ile oynan�r <strong>ve</strong> oyuncular oyunu kazanmak ad�na birbirine<br />

rakiptir. �kincisi, oyuncular�n davran��lar� kat� kurallarla<br />

s�n�rland�r�lm��t�r. Bu kurallar�n baz�lar� nesilden nesile geçen<br />

kurallard�r. Baz�lar� da oyuncular taraf�ndan olu�turulur.<br />

Kurall� oyunlar Piaget’in somut i�lemler döneminde (7-11<br />

ya�) mant�kl� dü�üncenin do�u�u ile ayn� zamanda görülmeye<br />

ba�lar.<br />

Kurall� oyunlar�n bask�n oldu�u okul y�llar�nda çocuklar halen<br />

bir amaca yönelik olmayan fonksiyonel oyunlarla oynamaktan<br />

zevk al�r (Topu filelere f�rlatma, bisiklete binme vb.).<br />

Yap�land�rma oyun araçlar�, bloklar, plastik legolar, modeller,<br />

boya kalemleri, bu dönemin oyuncak <strong>ve</strong> materyalleridir. Hayali<br />

oyunlar da orta çocukluk y�llar�nda sürdürülür. 8 ya��ndaki<br />

bir erkek çocu�u, süperman gibi giyinebilir <strong>ve</strong> uçma taklidi<br />

yapar. Orta çocuklukta oyun sosyal ya�ant�larda rahatlama<br />

<strong>ve</strong> özgürlük duygular�n� yans�tma olana�� sa�lad��� için desteklenmelidir.<br />

Bu dönemde çocuk okulda çok yap�land�r�lm��<br />

akademik bir çevre ile ku�at�lm��t�r. Pasif televizyon izleme<br />

<strong>ve</strong> formal oyun kurallar�n�n yo�un olarak yer ald��� durumlarda<br />

hayali oyunlar�n önemi daha da artar.<br />

Orta çocukluk oyunlar�n�n birçok özellikleri gençli�e de yans�r.<br />

��levsel <strong>ve</strong> fantezi oyunlar� sonradan daha organize etkinlikleri<br />

içerir.<br />

Çocu�un Geli�imine Oyun <strong>ve</strong> Oyunca��n Etkileri<br />

Çocuklar�n ya�am�nda çok önemli yeri olan oyunun evrensel<br />

bir özelli�i vard�r.


Oyun, çocu�un fiziksel, bili�sel, duygusal <strong>ve</strong> sosyal yönden<br />

geli�imini sa�layan, çocu�un ya�am� için gerekli, adeta hayati<br />

bir ilaçt�r.<br />

Oyun oynamayan çocu�un, bedensel <strong>ve</strong> ruhsal yönden sa�l�kl�<br />

oldu�u söylenemez.<br />

E�er çocu�un oyun oynamas� engellenirse, çocuk zihinsel<br />

<strong>ve</strong> fiziksel bak�mdan sa�l�kl� olarak geli�emez. Sava� <strong>ve</strong><br />

yoksulluk gibi çocu�un oyun oynamas�n� s�n�rlayan ya da<br />

engelleyen etmenler, çocu�un ki�ili�i üzerinde zedeleyici <strong>ve</strong><br />

sa�l�ks�z etkilere yol açarlar.<br />

Çocu�a ö�retmekte güçlük çekilen pek çok kural, oyun s�ras�nda<br />

kolayl�kla ö�retilebilir. Nesneleri s�ralama <strong>ve</strong> düzene<br />

koyma, karar <strong>ve</strong>rme, seçim yapma, yenme <strong>ve</strong> yenilmeyi ö�renme,<br />

payla�ma, yard�mla�ma <strong>ve</strong> i� birli�i, ba�kas�n�n yapt���na<br />

sayg� gösterme gibi kural <strong>ve</strong> kavramlar�, çocuk oyun<br />

s�ras�nda fark�na varmadan ö�renir. Oyun sayesinde çocuk,<br />

geçici bir süre için de olsa güçsüzlük duygusundan kurtulabilir,<br />

baz� anlarda ya��tlar�ndan daha ba�ar�l� olabildi�ini görebilir,<br />

karar <strong>ve</strong>rme <strong>ve</strong>ya seçim yapma durumunda kal�nca<br />

karars�zl���n� yenmeyi ba�arabilir. Bütün bu deneyimler de<br />

benli�ini kuv<strong>ve</strong>tlendirir, ki�ili�ini geli�tirir.<br />

Çocuklar�n oyun oynarken kulland�klar� tüm malzemelere<br />

oyuncak ad� <strong>ve</strong>rilmektedir. Baz� oyuncaklar <strong>ve</strong> oyun materyalleri,<br />

oyunu yönlendirirken (bebekler, evcilik malzemeleri<br />

gibi) baz�lar� oyunun kendisini olu�turmaktad�r (bloklar, lego,<br />

noper, tombala vb.).<br />

Çocuk için oyunun de�eri <strong>ve</strong> önemi anlat�lamayacak kadar<br />

büyüktür. Oyun <strong>ve</strong> oyuncak, onun dünyas� <strong>ve</strong> ya�am�n�n bir<br />

parças�d�r.<br />

Oyun sa�l�k <strong>ve</strong> mutlulu�un düzenleyicisidir. Oyun, çocu�u<br />

ilerideki toplumsal ya�ant�s�na haz�rlar, arkada�lar�n� daha<br />

iyi tan�t�r <strong>ve</strong> arkada�l�k ili�kilerini güçlendirir. Oyun, kurallara<br />

uymay�, disiplinli bir ya�am�, çabuk karar <strong>ve</strong>rmeyi, çevikli�i,<br />

atikli�i <strong>ve</strong> cesareti art�r�r. Böylece çocuk kendi kendini yönetmeyi<br />

ö�renir.<br />

Huzinga(1947), oyun felsefesini Homo Ludens adl� eserinde<br />

ayr�nt�l� bir �ekilde ele alm��t�r. Ona göre oyun, ki�inin kendini<br />

bütünüyle kapt�rd��� çok ciddi bir etkinliktir. Bu etkinli�in<br />

özellikleri �öyledir:<br />

Oyun iste�e ba�l� olarak geli�ir. Oyun gerçek ya�ant�dan<br />

farkl� bir durumdur.<br />

Oyunda ç�kar hesaplar� yoktur. Oyun, düzen içerir. Oyun<br />

oynarken duyulan sevinç <strong>ve</strong> mutluluk, oyunu e�lenceli k�lar.<br />

Herhangi bir etkinli�i oyun olarak tan�mlayabilmek için �u be�<br />

özelli�i içermesi gerekir: 1. Oyun içten güdümlü bir davran��t�r.<br />

Kendi içinde bütünlü�ü vard�r. Belirli amaca yönelik<br />

olmay�p etkinli�in kendisi önemlidir. Oyuna kat�lmak çocu-<br />

�un özgür seçimidir. 2. Oyun etkinli�inin ba�kalar� taraf�ndan<br />

yönlendirilmeyip çocu�un kendi seçimi olmas� önemlidir.<br />

3. Çocuk oyun oynarken e�lenmeli, ho� vakit geçirmelidir.<br />

4. Oyun gerçek hayat�n taklidi olmay�p çocu�un ya�ant�s�na<br />

uygun dü�ecek �ekilde çarp�t�lm��, sanki öyleymi� gibi de-<br />

�i�tirilmi� �eklidir. Çocuk bu ortamda hayalindekileri ya�at�r,<br />

istedi�i durumlar� yarat�r, yeni roller üstlenir, hayali ili�kiler<br />

geli�tirir. 5. Çocuk oyunda aktif bir rol oynar. Bütünüyle kendini<br />

ya�ar, ba�kalar� taraf�ndan yönlendirilemez (Frost, Wortham<br />

& Reifel, 2004).<br />

Yarat�c�l���n Geli�iminde Oyunun Etkileri<br />

Çocuklar�n sürekli yaratt��� ortam, oyun ortam�d�r. Kendi dünyalar�n�<br />

yap�land�r�rken, kendilerini tan�ma yolunda ya�anm��<br />

deneyimleri kullan�rken, yeniden yaratma e�ilimlerini konu�malar�nda,<br />

boya çal��malar�nda, kat�ld�klar� tüm faaliyetlerde<br />

<strong>ve</strong> oyun ortam�nda görmekteyiz.<br />

E�itimciler, çocuklarla oyun sürecinde onlar�n taklit ettikleri<br />

olay <strong>ve</strong> nesnelere odaklan�r <strong>ve</strong> uygun kat�l�m sa�larken sanki<br />

öyleymi� gibi hareketlerde bulunarak çocuklar�n dü�ünce<br />

ak���na girebilir <strong>ve</strong> bu �ekilde çocuklar�n e�ilimlerini, sorunlar�n�<br />

<strong>ve</strong> bunlar� ne �ekilde ele ald�klar�n� anlamak için etkin bir<br />

ortam sa�lam�� olurlar. Örne�in; çocuk poliscilik oynarken<br />

“Polis olsayd�m ne yapard�m?” dü�üncesinden yola ç�karak<br />

günlük ya�amdaki deneyimlerini, duyduklar�n�, hikaye kitaplar�ndan<br />

edindi�i bilgileri bir araya getirerek polis olman�n<br />

özelliklerini, nas�l bir duygu olaca��n�n hayalini kurar <strong>ve</strong> öyle<br />

rol yapar.<br />

Bili�sel Dil Geli�iminde Oyunun Etkileri<br />

Çocuklar 3-4 ya��ndan itibaren dili; duygu <strong>ve</strong> isteklerini iletmek,<br />

soru sormak, dü�ünmek için kullanmaya ba�larlar.<br />

Bunun devam�nda dil bilgisi kullan�m�, dilin yap�s� üzerinde<br />

deneme yan�lma, uzmanla�ma sa�lar. Yeni duyduklar� sözcüklerin<br />

içini doldurmaya, anlam <strong>ve</strong>rmeye <strong>ve</strong> oyunlarda onlar�<br />

yerli yerinde kullanmaya çal���rlar. Çocuklar dile hakim olmaya<br />

ba�lad�klar�ndan itibaren dil oyunlar�na özel ilgi gösterir. �iirlerdeki<br />

tekrarlar, bilmecelerdeki ke�fetme duygusu, anlam�n�<br />

bile bilmedikleri sözcükleri tekrarlama, uydurma gibi etkinlikler,<br />

onlara dilin etkile�imli bir araç oldu�unu, kendilerinin de<br />

bir �ekilde dili denetleyebilece�i duygusunu <strong>ve</strong> farkl� ifade<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

45


STANDARD OCAK 2010<br />

46<br />

biçimlerinin var oldu�unu kazand�r�r. Çocuklar okul öncesi<br />

dönemde kendi söylediklerini yazd�r�p sonra onlar�n okunmas�n�<br />

isteyebilirler. Bu etkinlik onlar�n sözlü <strong>ve</strong> yaz�l� dil<br />

aras�ndaki ba�lant�y� kurmaya ba�lamalar�na yard�m eder.<br />

Çocu�un bili�sel geli�imi bilmece, tekerleme, �iir, hikaye<br />

<strong>ve</strong> parmak oyunlar�yla da desteklenir. Yaz�yormu� gibi yapt�klar�<br />

karalamalar yeti�kinleri yaz� yazarken görüp yapt�klar�<br />

taklitlerdir <strong>ve</strong> bunlar yaz� yazman�n temelini olu�turur.<br />

Duygusal <strong>ve</strong> Sosyal Geli�ime Oyunun Etkisi<br />

Oyun do�umdan sonra çocu�un bedenini hareket ettirmesi<br />

ile ba�lar. Bebeklikten itibaren bak�c�s�na gü<strong>ve</strong>n duydu�u sürece<br />

oyunsu davran��lar�n� geli�tirir. Bu ili�ki, çocu�un gü<strong>ve</strong>n<br />

duygusu gereksinimini kar��lamal� <strong>ve</strong> desteklemelidir.<br />

Okul öncesi dönemde çocuk oyunda problem çözmeyi de<br />

ö�renir. Birlikte oldu�u arkada�lar�yla kar��la�t��� sorunlar�,<br />

çat��malar�, duygusal yönden çözümleme durumlar� da<br />

oyunda s�kça rastlan�r. Olgunla�maya paralel olarak yarat�c�<br />

çözümler, çocu�un geli�imine katk�da bulunmaktad�r. Çocuk,<br />

payla�ma kavram�n� di�er çocuklar�n istek <strong>ve</strong> arzular�n�<br />

kabullenmeye ba�lad���nda anlayacakt�r. Bu da benmerkezcilikten<br />

uzakla��nca anla��lacakt�r. Toplumun de�erleri aras�nda<br />

olan ait olma kavram�n� grup içinde ya�ayarak ö�renmek<br />

mümkündür. Baz� �eylerin kendilerine ait olup baz�lar�n�n ise<br />

olmad���n�, sosyal etkile�im ile ö�renir. Çocu�un en s�k sosyal<br />

etkile�imi evcilik oyunlar�nda görülür. Duygusal <strong>ve</strong> sosyal<br />

geli�imi aç�s�ndan çocuk, oyun oynarken dü�üncelerini ifade<br />

eder, ba�kalar�n�n dü�üncelerini anlamay�, duygular�n� sözel<br />

ifade etmeyi <strong>ve</strong> sald�rganl��� denetim alt�na almay� ö�renir,<br />

genel olarak sosyal ileti�imi artar <strong>ve</strong> uyumlu davran��lar gösterir.<br />

Beden <strong>ve</strong> Hareket Geli�imine Oyunun Etkisi<br />

Günümüzde çocuk e�itim uzmanlar� hareket geli�imini, fiziksel<br />

geli�imden farkl� �ekilde ele almaktad�r. Onlara göre<br />

hareket, çocuklar�n yaparak ö�renmeyi gerçekle�tirdikleri<br />

bir ö�renme ortam�d�r. K�s�tlamas�z oyun ortam�, çocuklarda<br />

kendilerini istedikleri gibi ifade edebilme olana�� sa�lar. Do�a<br />

içerisinde oynanan oyunlarda çocuk, do�a olaylar�n� gözlemler,<br />

ara�t�rma <strong>ve</strong> baz� sonuçlara varma olana�� bulur. Aç�k<br />

havada oynanan oyunlar, çocuklara gerçek mekân kavram�<br />

kazand�rmada rol oynar. Top oyunlar�, bu kavramlar�n kazan�lmas�nda<br />

araç olur. Bunlarla beraber çocu�un becerileri geli�ir<br />

<strong>ve</strong> kendine gü<strong>ve</strong>ni artar. Oyunlar, çocu�un sald�rganl���n�<br />

olumlu yöne yöneltmesini sa�lar, fazla enerjisini bo�altmas�na<br />

yard�mc� olur, duydu�u co�ku, heyecan <strong>ve</strong> ba�ar� hissi,<br />

öz gü<strong>ve</strong>ninin geli�mesine yard�m eder. Çocu�un bedenini<br />

tan�mas�, istedi�i �ekilde kullanabilmesi, kendini kontrol edebilmesi,<br />

oyun ile mümkün olur. Oyun, her çocu�un sosyal,<br />

duygusal, psikomotor, bili�sel, dil <strong>ve</strong> öz bak�m beceri alanlar�n�n<br />

geli�iminde etkilidir. Ayr�ca özel e�itim gereksinimi olan<br />

çocuklar�n baz� geli�im alanlar�nda daha çok <strong>ve</strong> farkl� etkileri<br />

olur. Örne�in; görme engelli çocuklar dikkatlerini yo�unla�-<br />

t�rarak i�itme <strong>ve</strong> dokunma duyular�n� daha iyi kullanabilmekte,<br />

i�itme engelli çocuk ya��tlar� ile ayn� ortamda bulunarak<br />

gözlem yoluyla ö�renebilmekte, oyun ortam� dil kullanmaya<br />

özendirmekte, konu�ma gerili�i olan çocuklarda dil becerileri<br />

geli�mekte, zihinsel engeli olan çocuklarda oyun etkinli�i ile<br />

bili�sel becerilerinin yan� s�ra duygusal, sosyal, dil <strong>ve</strong> belli<br />

oranda hareket geli�imleri ilerlemekte, otistik çocuklarda<br />

taklit etme, s�ra alma, oyuncakla amac�na uygun oynama <strong>ve</strong><br />

sembolik oyun becerileri geli�mektedir (MEGEP,2007.<br />

OYUNCAK GÜVENL���<br />

Çocuklar�n oyun <strong>ve</strong> oyuncaklar� konusunda unutulmamas�<br />

gereken çok önemli bir konu, oyun alan�n�n <strong>ve</strong> oyuncaklar�n<br />

gü<strong>ve</strong>nli�idir. Oyuncaklar, gü<strong>ve</strong>nlik özelliklerine göre çe�itli<br />

konu ba�l�klar� alt�nda ele al�nmaktad�r. Buna göre oyuncaklar<br />

hakk�nda dikkat edilmesi gereken konular a�a��da <strong>ve</strong>rilmi�tir:<br />

1. Fiziksel <strong>ve</strong> Mekanik Özelliklerine Göre Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Bir uyar� i�aretinin size bir oyunca��n 36 ayl���n alt�ndaki<br />

çocuklar için uygun olmad���n� söylemesi önemlidir, çünkü<br />

bu o oyunca��n çok küçük çocuklar�n yutabilece�i parçalar�<br />

oldu�u anlam�na gelir.<br />

* Üç ya��n alt�ndaki çocuklar e�yalar� a��zlar�na alma e�ilimindedirler<br />

– bu çocuklar için küçük oyuncaklar, küçük toplar<br />

<strong>ve</strong>ya ayr�labilir küçük oyuncak parçalar�, potansiyel olarak<br />

bo�ucu tehlikelerdir.<br />

* Üç ya��n üzerinde olan, ancak e�yalar� hâlâ a��zlar�na alma<br />

e�iliminde olan çocuklar için de küçük oyuncaklar tehlikeli<br />

olabilir.<br />

* �ng�rak gibi bebek oyuncaklar�, bir bebe�in bo�az�n� t�kamayacak<br />

kadar büyük olmal�d�r.<br />

* Büyük çocuklar için olan oyuncaklar�n, küçük çocuklar için<br />

gü<strong>ve</strong>nli olmayabilece�ini hat�rlay�n.<br />

* Uzun saçlar� olan oyuncaklar küçük çocuklar için pek uygun<br />

de�ildir, çünkü kopabilen saçlar a��zlar�na kaçabilir.<br />

Lateks balonlar çok say�da ölüme sebebiyet <strong>ve</strong>rmektedirler.<br />

Sönük balonla oyun bir çocu�un nefes yolunu t�kayabilir, bu<br />

yüzden patlamam�� balonlar <strong>ve</strong>ya patlak balon parçalar� at�lmal�d�r.<br />

Kö�eler, ç�k�nt�lar, yaylar, kablolar <strong>ve</strong> oyuncaklar�n sökülebilir<br />

parçalar�, fiziksel yaralanmalara yol açmamal�d�r.<br />

* Yeti�kinler bir çocu�un boynunun çevresini sarmaya yetecek<br />

uzunlukta ba�c��� olan oyuncaklar�, özellikle esnek<br />

ba�c��� olanlar� almamal�d�rlar, çünkü ba�c�klar çocu�u bo-<br />

�abilir.


* Yeti�kinler, oyuncaklar�n bir çocu�a zarar <strong>ve</strong>rebilecek keskin<br />

uçlara <strong>ve</strong>ya kö�elere sahip olmad���ndan emin olmal�d�rlar.<br />

* Ah�ap oyuncaklar ç�k�nt�s�z olmal�d�rlar <strong>ve</strong> kö�eleri hafifçe<br />

yuvarlanm�� olmal�d�r.<br />

Oyuncaklar� sat�n ald�ktan sonra ambalaj�n� düzgün biçimde<br />

ç�kar�n <strong>ve</strong> kald�r�n<br />

* Plastik çantalar <strong>ve</strong> plastik sarg�, köpük, z�mba <strong>ve</strong> ba�lar<br />

gibi ambalaj parçalar�, çocu�un bo�az�n� t�kayabilir <strong>ve</strong>ya bo-<br />

�abilir.<br />

Çocu�un ya��na, boyuna <strong>ve</strong> becerisine uygun olan binilebilir<br />

oyunca�� seçti�inize emin olun.<br />

* Binilebilir oyuncak, çocuk onu kullan�rken devrilmemelidir.<br />

* Binilebilir oyunca��n herhangi bir binme noktas�na a��rl�k<br />

yerle�tirildi�inde dengede kal�p kalmad��� kontrol edilmelidir.<br />

* Binilebilir oyuncaklar merdi<strong>ve</strong>nlerden, trafikten, yüzme havuzundan<br />

<strong>ve</strong> di�er tehlikeli alanlardan uzak tutulmal�d�r.<br />

* Yeti�kinler çocuklar�n gü<strong>ve</strong>nli�i için gü<strong>ve</strong>nlik aksesuarlar�n�<br />

sat�n almal�d�rlar. Bisiklet, tornet, kaykay <strong>ve</strong> paten gibi oyuncaklar,<br />

kask, dizlik, kolluk <strong>ve</strong> bileklik gibi koruyucu malzemeler<br />

giyildi�inde daha gü<strong>ve</strong>nlidirler.<br />

* Oyuncaklar <strong>ve</strong> parçalar�, mekanik olarak dayan�kl� olmal� <strong>ve</strong><br />

yaralanmalara neden olabilecek herhangi bir özelli�e sahip<br />

olmamal�d�r. Kullan�mlar� esnas�nda meydana gelecek �iddete<br />

kar�� dayan�kl� olmal�d�rlar.<br />

* S�k��t�rmal� oyuncaklar, oynak <strong>ve</strong>ya ayr�labilir parçalar� için<br />

kontrol edilmelidir.<br />

* Oyuncak arabalar <strong>ve</strong>ya kamyonlar, oynak <strong>ve</strong>ya ayr�labilir<br />

tekerlekleri, lastikleri <strong>ve</strong>ya di�er küçük parçalar� için kontrol<br />

edilmelidir.<br />

* Doldurma <strong>ve</strong> pelü� oyuncaklar üzerindeki göz, burun <strong>ve</strong><br />

di�er küçük ögelerin yerlerinden ç�kmad�klar� kontrol edilmelidir:<br />

(1) Oyunca��n gözlerinin, burnunun ya da ç�kabilecek<br />

di�er herhangi bir bölümünün ard�na t�rna��n�z� yerle�tirin<br />

(e�er yapabilirseniz). Sertçe bast�r�n. E�er yerinden ç�karsa<br />

küçük bir çocuk taraf�ndan yutulabilir. (2) Herhangi bir diki�in<br />

her iki yan�ndaki kuma�� tutun. H�zl�ca çekin. E�er diki�ler<br />

ayr�l�yorsa <strong>ve</strong> dolgu malzemesi küçük parçalar içeriyorsa çocuk<br />

için tehlikeli olabilir.<br />

* Oynak parçalar, k�r�k parçalar <strong>ve</strong>ya keskin kenarlardan kaynaklanabilecek<br />

tehlikeler için oyuncaklar� s�kça kontrol edin<br />

<strong>ve</strong> her türlü zay�f <strong>ve</strong>ya k�r�k oyunca�� onar�n, e�er onar�lam�yorsa<br />

at�n.<br />

Baz� oyuncaklar yüksek ses ç�karabilir. Vuru�lar <strong>ve</strong>ya tek<br />

tonda yüksek ses i�itmeye zarar <strong>ve</strong>rebilir.<br />

* Yeti�kinler, çocuklar� için yüksek sesli oyuncak almaktan<br />

kaç�nmal�d�rlar. Yüksek ses, bir çocu�un hassas olan i�itme<br />

duyusuna zarar <strong>ve</strong>rebilir. Oyuncaktan kaynaklanan yüksek<br />

gelen ses, e�er bir yeti�kine fazla geliyorsa, çocuk için hayli<br />

hayli fazlad�r.<br />

* Yeti�kinler, hiçbir zaman çocuklar�n�n yüksek ses ç�kartan<br />

oyuncaklar� kulaklar�na yak�n tutmalar�na <strong>ve</strong> mantarl� tabancalar�<br />

ba�lar�na do�rultmalar�na izin <strong>ve</strong>rmemelidirler.<br />

Di�er…<br />

* S�� sularda kullan�lmak üzere yap�lm�� oyuncaklar, çocu�u<br />

su üstünde ta��yabilmeli ya da tutabilmelidir.<br />

* Bu tür oyuncaklar, oyunca��n önerilen kullan�m� da göz<br />

önüne al�narak mümkün oldu�unca kald�rma kuv<strong>ve</strong>tinin ya<br />

da çocu�a sa�lanan deste�in kaybolmas� riskini önleyecek<br />

biçimde tasarlanmal� <strong>ve</strong> üretilmelidir.<br />

* Su içinde kullan�lmak üzere tasarlanm�� oyuncaklar “yaln�zca<br />

çocu�un kendi boyunda olan su içinde <strong>ve</strong> gözetim alt�nda<br />

kullan�lmas� için” oldu�unu belirten bir uyar� içermelidir.<br />

* Yüzme yard�mc�lar� <strong>ve</strong> yüzme ö�renme araçlar�, genellikle<br />

küçük yelekler <strong>ve</strong> kolluklardan olu�ur. Bunlar her ne kadar<br />

genellikle oyuncak ma�azalar�nda sat�lsalar da oynanmalar�<br />

için de�il su yüzünde kalma yard�mc�s� / yüzme ö�renme<br />

araçlar� olarak tasarlanm��lard�r.<br />

* Banyo halkalar� (simit), bir çocu�un a��rl���n� ta��yabilen<br />

küçük, orta <strong>ve</strong> büyük kauçuk halkalardan olu�abilir. Genel<br />

olarak s�� sularda (çocu�un kendi boyuna göre) <strong>ve</strong> gözetim<br />

alt�nda kullan�l�rlar. Bunlar çocuklar�n oynamas� için kullan�l�rlar<br />

<strong>ve</strong> yüzme yard�mc�lar� ya da yüzme ö�renme araçlar�<br />

de�ildirler.<br />

* M�knat�sl� oyuncaklar, alt� ya��n alt�ndaki çocuklardan uzak<br />

tutulmal�d�r: E�er bir çocuk birden fazla m�knat�s yutarsa derhal<br />

t�bbi yard�ma ba�vurulmal�d�r.<br />

* Göz yaralanmalar�n�n ço�u tabancalar <strong>ve</strong> dürbün, kaleydoskop<br />

gibi di�er baz� oyuncaklardan kaynaklanmaktad�r.<br />

Yeti�kinler, oyunlar� esnas�nda küçük çocuklar�na gözetmenlik<br />

etmelidirler.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

47


STANDARD OCAK 2010<br />

48<br />

2. Alevlenebilirlik Özelliklerine göre Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

* Oyuncaklar, yan�c� bir madde <strong>ve</strong>ya k�v�lc�mla temas etti�inde<br />

kolayca alev almayan malzemelerden üretilmi� olmal�d�r.<br />

* Ütü, ocak gibi �s� üreten <strong>ve</strong>ya �s� gerektiren elektriksel i�levsel<br />

oyuncaklar, yeti�kin gözetiminde kullan�lmal�d�r.<br />

* Kuma�tan yap�lm�� oyuncaklar, ale<strong>ve</strong> dayan�kl� <strong>ve</strong>ya alev<br />

geciktirici olarak etiketlenmi� olmal�d�r.<br />

* Tüm oyuncaklar, özellikle pelü� <strong>ve</strong> yumu�ak olanlar soba,<br />

�ömine <strong>ve</strong> �s�t�c� gibi �s� kaynaklar�ndan uzak tutulmal�d�r –<br />

bunlar ate� alabilir <strong>ve</strong> çocu�u yakabilir.<br />

3. Kimyasal Özelliklerine Göre Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Oyuncaklarda bulunan potansiyel olarak zararl� kimyasallar<br />

oyuncak içinde hapsolmal�d�r <strong>ve</strong> e�er oyuncaktan d��ar� s�zma<br />

varsa bu çocu�un gü<strong>ve</strong>nli�ini tehlikeye atacak miktarda<br />

olmamal�d�r.<br />

Ço�u dayan�kl� ürün gibi oyuncaklar�n imalat� da belirli kimyasallar�n<br />

eklenmesini gerektirir. Potansiyel olarak en zararl�<br />

kimyasallar oyuncaklar�n yap�s� <strong>ve</strong> rengi gibi fiziksel özelliklerini<br />

�ekillendirmede yard�mc� olarak kullan�lanlard�r. Bu<br />

kategoriye giren maddelerin büyük ço�unlu�u kuma�lar <strong>ve</strong><br />

oyuncak parçalar� için plastikleri imal etmede kullan�l�rlar,<br />

ancak ah�ap oyuncak üreticileri de renklendirici olarak azo<br />

boya ya da kur�unlu boyalar� kullanabilmektedirler.<br />

Oyuncak parçalar� için kullan�lan belirli baz� plastikler zararl�<br />

polimerlerden <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya monomerlerden yap�lm�� olabilirler <strong>ve</strong><br />

üreticiler son plastik ürününün yumu�at�lmas�na yard�m eden<br />

<strong>ve</strong> esnekli�ini art�ran son katk� maddesi olarak plastikle�tirici<br />

içeren fitalat kullanmaktad�rlar Örne�in lateks balonlarda <strong>ve</strong><br />

PVC oyuncak üretiminde oldu�u gibi. Fitalatlar�n böbreklere,<br />

karaci�ere <strong>ve</strong> erkek üreme sistemine zararl� oldu�u dü�ünülmektedir.<br />

Formaldehitler <strong>ve</strong> sol<strong>ve</strong>ntler için <strong>ve</strong>riler mevcuttur<br />

<strong>ve</strong> bunlar, özellikle çocuk çad�r� gibi kapal� alanlarda çocuklar<br />

için belirli bir risk olarak görülmektedirler. Fitalatlar kendi<br />

mevzuat� içinde yönetilmektedirler.<br />

Oyuncak imalat�nda kullan�lan en yayg�n a��r metaller alüminyum,<br />

kur�un, krom <strong>ve</strong> çinkodur. Kur�un vücutta, özellikle<br />

iskette biyolojik birikim yapar. Küçük çocuklar�n kur�un bazl�<br />

boyalara maruz kalmas�ndan kaynaklanan ciddi nörotoksisiteleri<br />

1890’lardan beri bilinmektedir. Erken çocuklukta maruz<br />

kal�nan yüksek seviyeli inorganik kur�un (kan seviyeleri ><br />

80 μg/dl) klinik nörotoksisite, kar�n koli�i, anemi <strong>ve</strong> böbre�in<br />

renal tubülllerine hasara yol açmaktad�r.<br />

* Tüm oyuncaklar kur�unsuz boya ile boyanm�� olmal�,<br />

* Oyunca��n boyas� kolayca ç�kan türden olmamal�d�r.<br />

* Kokulu oyuncaklar, alerjiye neden olabilecek esanslar içermemelidir.<br />

4. Elektriksel Özellikler<br />

* Pilleri yaln�zca yeti�kinler yerle�tirmelidir. Yanl�� yerle�tirme<br />

<strong>ve</strong>ya farkl� pil türlerinin kar��t�r�lmas�, pillerin s�zd�rmas�na<br />

<strong>ve</strong>ya a��r� �s�nmas�na neden olabilir.<br />

* Yeti�kinler küçük çocuklar�n bir oyunca��n pil haznesini<br />

açamad���ndan emin olmal�d�rlar.<br />

* Yeti�kinler, çocu�un pille çal��an bir oyunca�� yata��na götürmedi�inden<br />

emin olmal�d�rlar: pillerin s�zd�rmas� <strong>ve</strong>ya a��r�<br />

�s�nmas�, yan�klara <strong>ve</strong> di�er yaralanmalara yol açabilir.<br />

* Bir çocu�un bir pil yutmas� durumunda yeti�kinler derhal<br />

bir doktora ya da bir zehir kontrol merkezine ba�vurmal�d�r:<br />

piller zehirli olabilir.<br />

* Elektrikli oyuncaklarda kablolar <strong>ve</strong> di�er elektrik ileten parçalar<br />

elektri�i düzgün biçimde iletmelidir.<br />

* Oyuncaklar�n temas edilen yüzeylerinin maksimum s�cakl�-<br />

��, dokunuldu�unda zarar <strong>ve</strong>rmemelidir.<br />

5. Sa�l�k <strong>ve</strong> Temizlik Özellikleri<br />

* Dolgulu oyuncaklar y�kanabilir olmal�d�r. Bunlar�n 0 - 2 ya�<br />

aras� için olanlar� y�kanmaya dayan�kl� olmal�d�r.<br />

* Özellikle bebekler için tüylü (pelü�) <strong>ve</strong> toz toplayan oyuncaklar<br />

tercih edilmemelidir.<br />

* Yutulacak <strong>ve</strong> kolayca kopup, çocu�un a�z�na ataca�� kadar<br />

küçük parçalar� olmamal�d�r. �çi s�v� ile dolu olan oyuncaklar<br />

konusunda dikkatli olunmal�, s�z�nt� olup olmad��� s�k s�k<br />

kontrol edilmelidir.<br />

* Oyuncaklara yap���k plastik etiketler, fiyat etiketlerinin plastik<br />

ba�lar� <strong>ve</strong> benzeri �eyler kesilmeli <strong>ve</strong> at�lmal�d�r.


6. E�itsel Özellikler<br />

* Oyuncaklar, bir oyun de�erine sahip olmal�, çocu�un tüm<br />

fiziksel, zihinsel, sosyal <strong>ve</strong> dilsel geli�im bölgelerini destekleyen<br />

zengin uyar�mlar içermelidir <strong>ve</strong> çok i�levli olmal�d�r.<br />

* Oyuncaklar, çocu�un ya��na, geli�im a�amas�na <strong>ve</strong> antropometrik<br />

ölçümlerine göre uygun <strong>ve</strong> oynanabilir olmal�d�r.<br />

* Oyuncaklar, çocu�un dil, zeka, yarat�c�l�k, fizik <strong>ve</strong> kas geli-<br />

�imine yard�mc� olacak özelliklere sahip olmal�d�r.<br />

* Oyuncaklar, çocuklar� merakland�rmal� <strong>ve</strong> onlar�n ilgilerini<br />

çekmelidir. Oyuncaklar tak�l�p sökülebilir türde olmal�d�r <strong>ve</strong><br />

bu sayede çocu�un ö�renme <strong>ve</strong> ara�t�rma gereksinimini geli�tirmelidirler.<br />

* Oyuncaklar, çocuklar�n gözlemleme, deneyimleme <strong>ve</strong> ke�if<br />

isteklerini art�rmal�d�r.<br />

*Oyuncaklar, sözel ifade, okuma–yazma <strong>ve</strong> matematiksel<br />

kavramlar� geli�tirme özelliklerine sahip olmal�d�rlar.<br />

7. Oyuncaklar�n Kullan�m�, Saklanmas� <strong>ve</strong> Dayan�kl�l���<br />

* Yeti�kinler daha küçük <strong>ve</strong> daha büyük çocuklar�n oyuncaklar�n�<br />

birbirlerinden ayr� olarak saklamal�d�rlar.<br />

* Kapaks�z bir oyuncak kutusu ya da çocu�un üzerine dü�meyecek<br />

hafif kapakl� bir kutu tercih edilmelidir.<br />

* Oyuncaklar için tüm saklama kutular� uygun de�ildir. Yeti�kinler<br />

�unlardan emin olmal�d�rlar: (1) Çocu�un içine girmesi<br />

durumuna kar�� kutuda nefes almas� için hava delikleri<br />

bulunmal�d�r, (2) kapak kendisini aç�k tutacak bir mente�eye<br />

sahip olmal�d�r <strong>ve</strong> çocuk üzerine bast�rsa bile aç�k durumda<br />

kalmal�d�r, (3) kapa�� kilitleyecek <strong>ve</strong> çocu�u içeriye kapatacak<br />

bir mandal kilidi olmamal�d�r.<br />

* Yeti�kinler çocuklara bozuk <strong>ve</strong> k�r�k oyuncaklar� nas�l kontrol<br />

edeceklerini ö�retmelidirler.<br />

* Oyuncaklar, onar�m gereksinimlerine kar�� düzenli olarak<br />

kontrol edilmeli <strong>ve</strong> çocuklar bu konu hakk�nda bilgilendirilmeli,<br />

oyuncaklar� kontrol etme konusunda te�vik edilmelidirler.<br />

* K�r�k, bozuk <strong>ve</strong> y�rt�k oyuncaklar, tamir edilmeli <strong>ve</strong>ya tamiri<br />

mümkün olmayanlar at�lmal�d�r. Oyuncaklar�n baz� küçük<br />

parçalar� çocu�un kullan�m� s�ras�nda ayr�labilir. Bu parçalar<br />

sa�lam bir biçimde monte edilebiliyorsa edilmeli, edilemiyorsa<br />

at�lmal�d�r.<br />

* Yeti�kinler oyuncaklar�n ambalajlar�n� ç�karmal�, ancak etiket,<br />

ileti�im bilgileri <strong>ve</strong> oyunca��n garanti sertifikas�n� saklamal�d�rlar.<br />

* D��ar�da kullan�lan oyuncaklar�n ya�murdan <strong>ve</strong>ya nemden<br />

paslan�p çe�itli �ekillerde zarar görmemesi için uygun ko-<br />

�ullarda korunmas� gerekir. Bu oyuncaklar�n paslanm�� olup<br />

olmad���, d��ar�da kullan�lan �i�irilmi� oyuncaklar�n da patlam��<br />

olup olmad���n�n s�kça kontrol edilmesi gerekir.<br />

8. Oyun Ortam�n�n Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

* Yeti�kinler oyuncak çevresini her türlü gizli sivri uçlar <strong>ve</strong><br />

keskin noktalar için dikkatlice kontrol etmelidir.<br />

* Yeti�kinler, yayg�n olarak bo�ulmaya neden olan k�r�k boya<br />

kalemleri, bozuk paralar, ataçlar, kalem kapaklar�, mücevher,<br />

saç tokalar�, vidalar, dü�meler, anahtarlar, �ekerleme, ciklet<br />

vb. gibi ev e�yalar�n� üç ya��n alt�ndaki çocuklar�n eri�emeyecekleri<br />

yerlerde tutmal�d�rlar.<br />

* Yeti�kinler, tekerlekli <strong>ve</strong> üzerine binilebilen oyuncaklar�n<br />

çok h�zl� hareket edebilece�ini <strong>ve</strong> bu yüzden mobilya, lamba,<br />

kordon, dekorasyon parçalar� <strong>ve</strong> e�yalar�na çarp�ld���nda<br />

bunlar�n çocu�un üzerine devrilebilece�inin fark�nda olmal�<br />

<strong>ve</strong> bundan dolay� oyun ba�lamadan önce tehlikeleri bertaraf<br />

etmelidir.<br />

* Yeti�kinler özellikle yüksek say�da dü�me riskine sahip,<br />

üzerine binilebilen oyuncaklar için kum <strong>ve</strong> tala� gibi çarpma<br />

emilimi sa�layan yüzey kaplay�c�lar�n�n bulundu�undan emin<br />

olmal�d�rlar.<br />

* Yeti�kinler, bo�ulma tehlikesi içerdi�i için çocuklar�n naylon<br />

torbalarla oynamas�na izin <strong>ve</strong>rmemelidirler.<br />

* Yeti�kinler, su oyunlar� esnas�nda <strong>ve</strong> mutfakta çocuklar�<br />

yaln�z b�rakmamal�d�rlar.<br />

* Yeti�kinler, çocuklar�n merdi<strong>ve</strong>n, kap� giri�i, pencere kenar�<br />

gibi yerlerde <strong>ve</strong> gard�roplar�n içinde oynamas�na izin <strong>ve</strong>rmemelidir.<br />

* Yeti�kinler, oyuncaklar�n� s�kl�kla f�rlatma e�ilimi olan küçük<br />

çocuklar�n oyun ortam�n� kontrol etmelidirler, çünkü keskin<br />

kenarlar� yerlerinden ç�kabilir <strong>ve</strong> risk olu�turabilirler (Oyuncak<br />

Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi, 2008).<br />

KAYNAKLAR<br />

1- Ageliki Nicolopoulou, Çev: Dr. Melike Türkân Ba�l� (2004). Oyun,<br />

Bili�sel Geli�im <strong>ve</strong> Toplumsal Dünya: Piaget, Vygotsky <strong>ve</strong> Sonras�,<br />

Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi E�itim Bilimleri Fakültesi Dergisi, cilt: 37, say�:<br />

2, 137-169.<br />

2- Göde, O., Susar., F. (1997). Okul Öncesi E�itimin Önemi �le Bu<br />

E�itimde Oyunun Ve Bedensel Etkinliklerin Rolü, PAÜ. E�itim Fak.<br />

Dergisi. Say�: 2, sf: 39-48.<br />

3- Frost, J., Wortham S., & Reifel S. (2004). Play and Child De<strong>ve</strong>lopment,.<br />

Prentice Hall.<br />

4- Avrupa Birli�i Leonarda da Vinci Mesleki E�itim Program� Oyuncak<br />

Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi (2008), Ö�retmen E�itimi Rehber Kitab�. Proje<br />

No: TR/06/B/F/PP/178084,<br />

5- MEGEP Mesleki E�itim <strong>ve</strong> Ö�retim Sisteminin Güçlendirilmesi<br />

Projesi Çocuk Geli�imi Ve E�itimi, Özel E�itimde Oyun Etkinlikleri,<br />

Ankara, 2007. http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul_pdf/141EO0031.pdf,<br />

13.10.200<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

49


STANDARD OCAK 2010<br />

50<br />

SA�LIK BAKANLI�I <strong>ve</strong> OYUNCAK GÜVENL���<br />

Sa�l�k Bakanl���nca Yürütülen Oyuncaklar�n<br />

Piyasa Gözetimi <strong>ve</strong> Denetimi<br />

Faaliyetleri Hakk�nda<br />

Bilgi Notu<br />

Dr. Tacettin KAK�LL�O�LU<br />

Sa�l�k Bakanl���, Çevre Sa�l��� Daire Ba�kan�<br />

Atilla EKMEK�G�L<br />

Kim. Yük. Müh. , �ube Müdürü<br />

E. Ceylan KANTARCI<br />

G�da Yük. Müh.<br />

F. Sevgi ERDO�AN<br />

Uzman


GÖREV TANIMIMIZ<br />

Oyuncaklar Hakk�nda Yönetmelik gere�ince uygun <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli<br />

oyuncaklar�n piyasaya arz edilmesini temin için,<br />

* Mevzuat haz�rlamak,<br />

* Standardlar� yay�mlamak,<br />

* E�itim yapmak,<br />

* Piyasada yer alan oyuncaklar�n denetlenmesini sa�lamak,<br />

* Gerekti�inde al�nan numunelerin testlerini yapmak <strong>ve</strong>ya<br />

yapt�rmak,<br />

* Gü<strong>ve</strong>nli olmayan oyuncaklar�n piyasaya arz�n� yasaklamak,<br />

toplanmas�n� <strong>ve</strong> risk alt�ndaki ki�ilerin bilgilendirilmesini sa�lamak,<br />

gerekti�inde cezai yapt�r�mlar� uygulamak,<br />

* �ikâyetleri de�erlendirmek,<br />

* Risk listelerini olu�turmak,<br />

* Onaylanm�� kurulu� atamak.<br />

DE�ERLER <strong>ve</strong> �LKELER<br />

Etkin, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli piyasa gözetim <strong>ve</strong> denetimi olu�turmak,<br />

- Tüketici sa�l���n� korumak,<br />

- Sadece gü<strong>ve</strong>nli ürünün piyasaya arz�n� sa�lamak,<br />

- Denetimle görevli personellerin e�itimli, donan�ml� <strong>ve</strong> geli�meleri<br />

takip edebilen nitelikte olmas�n� sa�lamak,<br />

- Bakanl���m�z�n oyuncaklarla ilgili görevinin taraflarca bilinmesini<br />

sa�lamak <strong>ve</strong> payla��lan de�erler yaratmak,<br />

- Haks�z rekabeti önlemek,<br />

M�SYON<br />

Bakanl���m�z taraf�ndan denetimle görevli personellerimiz<br />

ile sürdürülen piyasa gözetim faaliyetleri ile çocuklar�n <strong>ve</strong>ya<br />

üçüncü ki�ilerin <strong>ve</strong> çevrenin gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya sa�l���n� tehlikeye<br />

atmayan oyuncaklar�n piyasaya arz edilmesini temin<br />

etmektir.<br />

V�ZYON<br />

GÜVENL� ÜRÜN ARZINI SA�LAMAK<br />

Bilindi�i gibi oyuncaklar�n Piyasa Gözetim <strong>ve</strong> Denetimi, Bakanl���m�z<br />

sorumlulu�unda olup gerek yerli üretim gerek<br />

ithalat yoluyla ülkemiz piyasas�na arz edilmek istenen tüm<br />

oyuncaklar�n Bakanl���m�zca haz�rlanarak yürütülen Oyuncaklar<br />

Hakk�nda Yönetmeli�e <strong>ve</strong> Oyuncak <strong>ve</strong> Çocuk Bak�m<br />

E�yalar�ndaki Phthalatlar Hakk�nda Tebli� gibi ilgili di�er teknik<br />

düzenlemelere uygun <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli olmas� zorunludur. Bu<br />

nedenle Yönetmeli�e <strong>ve</strong> di�er teknik düzenlemelere uygun<br />

<strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli oyuncaklar�n piyasaya arz edilmesini sa�lamak<br />

amac�yla;<br />

Gerek yerli üretim gerek ithalat yoluyla ülkemiz piyasas�na<br />

arz edilmek istenen tüm oyuncaklar mevzuata uygun olmak<br />

ko�ulu ile piyasaya arz edilebilirler. Bunu sa�lamak amac�yla;<br />

- Üçüncü ülkelerden <strong>ve</strong> Avrupa Birli�i ülkelerinden Avrupa<br />

men�eli oyuncaklar hariç ithal edilmek istenen oyuncaklar�n<br />

ithalat kontrolleri 2009/10 say�l� D�� Ticarette Standardizasyon<br />

Tebli�i gere�ince D�� Ticaret Müste�arl��� taraf�ndan,<br />

- Piyasaya arz edilen gerek yerli üretim gerek ithal tüm oyuncaklar�n<br />

piyasa gözetimi <strong>ve</strong> denetimi ise Bakanl���m�zca yap�lmaktad�r.<br />

Oyuncaklar�n piyasa gözetimi <strong>ve</strong> denetimi (PGD) faaliyetleri,<br />

Bakanl���m�z merkez te�kilat�nda, Temel Sa�l�k Hizmetleri<br />

Genel Müdürlü�ü (TSHGM) Çevre Sa�l��� Daire Ba�kanl���na<br />

ba�l� olan Piyasa Gözetimi, Denetimi <strong>ve</strong> Temizlik Ürünleri<br />

�ube Müdürlü�ü taraf�ndan yürütülmektedir. Ülke genelindeki<br />

gözetim <strong>ve</strong> denetimler 81 ildeki �l Sa�l�k Müdürlükleri<br />

arac�l���yla yürütülmektedir. Bu gözetim <strong>ve</strong> denetim Bakanl�k<br />

personeli taraf�ndan e�itim <strong>ve</strong>rilmi� denetçiler ile yap�lmaktad�r.<br />

Oyuncak piyasa gözetim <strong>ve</strong> denetimlerinde, oyuncaklar�n<br />

mevzuata uygun olup olmad��� <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli olup olmad���<br />

incelenir.<br />

Yönetmeli�e göre;<br />

(a) Oyuncaklar, çocuklar�n normal davran��lar� da dikkate<br />

al�nmak suretiyle imal edilen <strong>ve</strong> amac�na uygun <strong>ve</strong>ya öngörüldü�ü<br />

�ekilde kullan�ld���nda, kullan�c�lar�n <strong>ve</strong>ya üçüncü<br />

ki�ilerin gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya sa�l���n� tehlikeye atmamal�d�r,<br />

(b) Oyuncaklar, öngörülen süre <strong>ve</strong> kullan�m amac� dikkate<br />

al�nd���nda, bu Yönetmelikte belirtilen temel gerekleri kar��lamal�d�r.<br />

Temel Gerekler-genel esaslara göre; çocuklar <strong>ve</strong> üçüncü ki-<br />

�ilere <strong>ve</strong>rilecek sa�l�k zarar�na kar�� korunmal�d�r.<br />

Yüksek düzeyde çocuk sa�l���n� korunmas�n�n sa�lanabilmesi<br />

<strong>ve</strong> risk olu�mamas� ad�na Bakanl���m�zca piyasa gözetim<br />

<strong>ve</strong> denetimi sürdürülmektedir<br />

Piyasa gözetim <strong>ve</strong> denetiminde prensip olarak Yönetmeli�e<br />

uygun olmayan ürün tespit edildi�inde, ürünün piyasaya arz�<br />

durdurulmaktad�r. Yönetmeli�e ayk�r�l�k oldu�u takdirde düzeltici<br />

faaliyetler ile Oyuncaklar Hakk�ndaki Yönetmeli�e uygun<br />

hale getirilmektedir.<br />

Ancak ürünün gü<strong>ve</strong>nsiz olma durumunda piyasadan geri<br />

toplama i�lemleri yap�lmakta <strong>ve</strong> oyuncaklar bertaraf edilmektedir.<br />

Bütün denetim faaliyetleri Oyuncaklar Hakk�nda<br />

Yönetmelik <strong>ve</strong> 4703 say�l� Kanun ile buna ba�l� Yönetmelikler<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde gerçekle�tirilmektedir (gerekti�inde idari para<br />

cezalar� <strong>ve</strong>rilir).<br />

Denetim, öncelikli olarak piyasadaki CE i�areti ta��mayan<br />

oyuncaklara yöneliktir. Ancak CE i�areti ile oyunca��n uygunluk<br />

kontrolünün gü<strong>ve</strong>nli ürünün piyasaya arz�nda yeterli<br />

olmamas� nedeniyle denetimler, uygunluk kontrolünün yan�<br />

s�ra gü<strong>ve</strong>nsiz ürüne yönelik kontrolleri de içermektedir. Bu<br />

denetimler risk de�erlendirmesi sonucunda yap�lmaktad�r.<br />

Özellikle ülkemiz hastanelerinden oyuncak kaza envanteri<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

51


STANDARD OCAK 2010<br />

52<br />

al�narak gü<strong>ve</strong>nsiz ürün saptanmaktad�r. Ftalat miktar� <strong>ve</strong> a��r<br />

metal migrasyonu önemli oldu�u için denetimde bu hususa<br />

da dikkat edilerek buna yönelik numuneler al�nmaktad�r. 2009<br />

senesinde gü<strong>ve</strong>nsiz �üphesi duyulan 104 üründen numune<br />

al�narak analizi yapt�r�lm��t�r. Yap�lan analizler sonucunda ise<br />

28 ürün gü<strong>ve</strong>nsiz ürün olarak de�erlendirilmi�tir. Bu ürünlerin<br />

geri ça��rma i�lemleri, firmalar taraf�ndan yap�lmaktad�r.<br />

Gü<strong>ve</strong>nsiz ürün olarak bulunan oyuncaklar aras�nda ise plastik<br />

oyuncak, ç�ng�rak, ç�ng�rak seti, ah�ap oyuncak, dolgulu bebek,<br />

metal araba vb. oyuncaklar yer almaktad�r.<br />

Ancak özellikle oyuncak kullan�m�nda EBEVEYNLER�N D�K-<br />

KATL� OLMASI GEREKMEKTED�R. Ebe<strong>ve</strong>ynlerin oyuncak<br />

al�rken CE i�areti, üretici/ithalatç� ad� <strong>ve</strong> adresini mutlaka aramalar�<br />

gerekmektedir. Ayr�ca ebe<strong>ve</strong>ynler oyuncak al�rken <strong>ve</strong><br />

kullan�rken;<br />

- Oyunca��n, çocu�un ya��na, geli�imine, gereksinimlerine<br />

uygun <strong>ve</strong> kullan��l� olmas�na, büyük çocuklar için dizayn edilmi�<br />

oyuncaklar�n küçük çocuklar�n eline <strong>ve</strong>rilmemesine,<br />

- Küçük çocuklar�n nesneleri a��zlar�na alma al��kanl�klar�<br />

oldu�undan küçük parça içeren oyuncaklar�n 0-3 ya� grubunda<br />

kullan�lmamas�na,<br />

- Oyunca��n ambalaj/etiketi üzerindeki kullanma talimat� <strong>ve</strong><br />

uyar�lar�n Türkçe olmas�na,<br />

- Yumu�ak hayvan <strong>ve</strong> bebeklerin y�kan�r olmas�na, bu tür<br />

oyuncaklarda gözler, burun, dü�me <strong>ve</strong> di�er ayr�nt�lar�n çocu�un<br />

bunlar� a�z�na sokmas� ile kopup çocu�un nefes borusunu<br />

t�kamamas� için kopmayacak �ekilde dikilmi� <strong>ve</strong>ya<br />

yap��t�r�lm�� olmas�na,<br />

- Baz� oyuncaklar�n, örne�in ç�ng�raklar, s�k��t�r�labilir oyuncaklar<br />

<strong>ve</strong> di�liklerin yeni do�mu� çocu�un bo�az�ndan geçemeyecek<br />

kadar büyük olmas�na,<br />

- Oyuncaklar�n kontrol edilmesi, oyuncak içindeki yumu�ak<br />

dolgu malzemelerin; metal parçac�klar, i�neler <strong>ve</strong> k�ym�klar<br />

gibi herhangi bir sert <strong>ve</strong>ya sivri yabanc� madde ihtiva etmemesine,<br />

- Üç ya��ndan küçük çocuklar�n oyuncaklar�n�n ince, çabuk<br />

k�r�l�r plastikten yap�lm�� olmamas�na,<br />

- Kötü kokan yumu�ak plastikten yap�lm�� oyuncaklar�n al�nmamas�na,<br />

- Geni�leyen oyuncaklar�n (suya <strong>ve</strong>ya benzer s�v�ya at�ld���nda<br />

büyüyen, geni�leyen oyuncaklar�n) herhangi bir kazaya<br />

neden olmamas� için genle�meden önce parçalar�n�n kopmamas�na,<br />

- Uzun ipli, kordonlu, kurdeleli oyuncaklar da 0-3 ya� grubu<br />

çocuklar için tehlike olu�turabilece�inden dikkat edilmesine,<br />

- Yüksek ses ç�karan oyuncaklar�n çocuklardan uzak tutulmas�na,<br />

- Tüylü oyuncaklar alerji aç�s�ndan bir tak�m problemler do-<br />

�urabilece�i için özellikle alerjik bünyeli çocuklardan uzak<br />

tutulmas�na,<br />

- Pille çal��an oyuncaklarda pil koyma yerinin vidal�, emniyetli<br />

bir �ekilde kapat�lm�� olmas�na,<br />

- K�r�lm�� oyuncaklar�n kullan�lmamas� gibi noktalara dikkat<br />

etmelidirler. Daha ayr�nt�l� bilgi için Bakanl���m�z Web sayfas�nda<br />

yer alan “Oyuncak Tüketici Rehberi”nden faydalan�lmas�<br />

yararl� olacakt�r.<br />

Ayr�ca al�nan bir oyunca�a ait herhangi bir problem söz<br />

konusu oldu�unda tüketiciler Bakanl���m�za yaz�l� olarak<br />

<strong>ve</strong>ya Bakanl���m�zca olu�turulan ürün gü<strong>ve</strong>nli�i �ikâyet <strong>ve</strong><br />

ihbar hatt�n� (www.saglik.gov.tr/sburunsikayet) kullanarak<br />

�ikâyetlerini iletebilirler.


Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�inde Refik Saydam<br />

H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���’n�n Rolü<br />

Oyuncaklar�n Gü<strong>ve</strong>nli�i Hakk�ndaki 88/378/<br />

EEC say�l� Konsey Direktifi, 17 May�s 2002<br />

tarihinde T.C. Sa�l�k Bakanl��� taraf�ndan<br />

uyumla�t�r�larak iç mevzuata aktar�lm��, Oyuncaklar<br />

Hakk�nda Yönetmelik ad�yla, 17 Kas�m<br />

2003 tarihinde yürürlü�e girmi�tir. Söz konusu Yönetmelik<br />

kapsam�nda oyuncaklar�n piyasa gözetimi <strong>ve</strong> denetimi faaliyetleri,<br />

T.C. Sa�l�k Bakanl���, Temel Sa�l�k Hizmetleri Genel<br />

Müdürlü�ü, Çevre Sa�l��� Daire Ba�kanl��� taraf�ndan<br />

yürütülmektedir. Bu kapsamda Bakanl�k, 2009/10 say�l� D��<br />

Ticarette Standardizasyon Tebli�i gere�ince üçüncü ülkelerden<br />

gelen oyuncaklar�n ithalat kontrollerini gerçekle�tiren D��<br />

Ticaret Müste�arl��� ile koordineli olarak çal��makta, serbest<br />

dola��mda ürün gü<strong>ve</strong>nli�i kontrolü olmadan ülkemize giren<br />

oyuncaklarla ilgili hususlar�n çözümü noktas�nda da Gümrük<br />

Müste�arl��� ile i� birli�i yapmaktad�r.<br />

T.C. Sa�l�k Bakanl���’n�n ba�l� kurulu�u olan Refik Saydam<br />

H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���, halk sa�l���n� korumak <strong>ve</strong> iyi-<br />

LDV Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi Resmi Logosu<br />

Lab. �efi Zir. Müh. Attila SAKA<br />

Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���<br />

Oyuncak Laboratuvar�<br />

le�tirmek üzere kontrol, tan�, do�rulama gibi laboratuvar hizmetleri<br />

ile üretim, e�itim <strong>ve</strong> dan��manl�k alanlar�nda yasalarla<br />

belirlenen görevlerini; yeterlili�i kan�tlanm�� personeliyle, bilimsel<br />

<strong>ve</strong> teknolojik geli�meleri izleyerek, ulusal/uluslararas�<br />

kabul görmü� güncel standard metotlar� uygulay�p, Kalite<br />

Yönetim Sistemi kapsam�nda olu�turulan dokümanlar�n� kullanarak<br />

tarafs�zl�k, gizlilik, ba��ms�z karar <strong>ve</strong>rme <strong>ve</strong> do�ruluk<br />

ilkelerine ba�l� olarak üst yönetimin kaliteli hizmet sunumu<br />

için gerekli mali, teknolojik <strong>ve</strong> insan kayna��n� sa�lay�p, kalite<br />

yönetim sistem standardlar� gereklerine uygun <strong>ve</strong> etkinli�ini<br />

sürekli iyile�tirip ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi temelinde,<br />

ISO 17025:2005, ISO 15189:2003 <strong>ve</strong> ilgili kalite<br />

sistem standardlar�na uygun olarak; tüm mü�terilerinin <strong>ve</strong><br />

çal��anlar�n�n beklentilerini kar��lay�p, memnuniyetini sa�layacak<br />

�ekilde gerçekle�tirmektedir.<br />

Ba�kanl���m�z, bünyesinde faaliyet gösteren baz� laboratuvarlar,<br />

Avrupa Birli�i uyum süreciyle birlikte Tüketici Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

<strong>ve</strong> Sa�l�k Etkileri Ara�t�rma Laboratuvarlar� �eklinde<br />

OYUNCAK GÜVENL��� <strong>ve</strong> HIFZISSIHHA<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

53


STANDARD OCAK 2010<br />

54<br />

LDV Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi �nternet Sitesi Aç�l�� Sayfas�<br />

yap�land�r�lm��t�r. Tüketici sa�l���n�n korunmas� çerçe<strong>ve</strong>sinde,<br />

ruhsatland�rma-belgelendirme, kontrol, izleme, ara�t�rma<br />

<strong>ve</strong> adli kovu�turmaya yönelik: �nsani tüketim amaçl� sular,<br />

havuz <strong>ve</strong> kapl�ca sular�, peloid, gübre, at�k sular, t�bbi amaçl�<br />

beslenme ürünleri, su <strong>ve</strong> g�da ambalaj maddeleri, oyuncaklar,<br />

biyosidal <strong>ve</strong> dezenfektan ürünleri, biyolojik materyal, zehirlenme<br />

nedeni ile gönderilen her türlü materyal <strong>ve</strong> Kimyasal<br />

Biyolojik Radyolojik Nükleer / KBRN) ajanlar kapsam�nda<br />

baz� ürünlerin kimyasal analiz, test <strong>ve</strong> ölçümlerini yaparak,<br />

bilimsel <strong>ve</strong>riler do�rultusunda ülke mevzuat�na <strong>ve</strong> uluslararas�<br />

normlara uygunluk de�erlendirme çal��malar� yürütülmektedir.<br />

ISO 17025 kapsam�ndaki akreditasyon faaliyetlerine<br />

h�z <strong>ve</strong>rilerek TÜRKAK’tan öncelikle su analizlerindeki parametrelerde<br />

akreditasyon gerçekle�tirilmi�tir.<br />

Ba�kanl���m�z, Tüketici Gü<strong>ve</strong>nli�i <strong>ve</strong> Sa�l�k Etkileri Ara�t�rma<br />

Laboratuvarlar� içerisinde yer alan Oyuncak Analizleri Laboratuvar�,<br />

Bakanl���m�z�n oyuncaklar�n piyasa gözetimi <strong>ve</strong><br />

denetimine yönelik faaliyetlerinde, gü<strong>ve</strong>nlik testleri yaparak<br />

katk� sa�lamaktad�r. Oyuncak Analizleri Laboratuvar�, bu faaliyetlerine<br />

tüm dünyada milyonlarca oyunca��n toplat�ld���,<br />

endi�e <strong>ve</strong>rici risk arz eden popüler oyuncaklar�n piyasalardan<br />

geri çekildi�i 2007 yaz aylar� sonunda, oyuncaklarda a��r<br />

metal analizleri ile hizmet <strong>ve</strong>rmeye ba�lam��t�r. Oyuncaklarda<br />

a��r metal analizini takiben, mekanik <strong>ve</strong> fiziksel analizleri de<br />

yapmak üzere gerekli laboratuvar alt yap�s�n�n olu�turulmas�<br />

<strong>ve</strong> laboratuvar personelinin e�itimi için AB fonlar�ndan yararlan�larak<br />

d�� kaynakl� uzman deste�i al�nm��, yurt d���ndaki<br />

e� de�er kurumlar�n oyuncak laboratuvarlar�na teknik ziyaretler<br />

düzenlenmi�tir. Bu faaliyetlerden edinilen kazan�mlarla laboratuvar�n<br />

gerekli donan�m ihtiyac� belirlenmi� <strong>ve</strong> Ba�kanl�k<br />

taraf�ndan planlanan aral�klarla bu donan�mlar�n al�m� gerçekle�tirilmi�tir.<br />

Bu esnada öncelik, 3 ya� alt� çocuklara yönelik<br />

olan oyuncaklar�n analizi için gerekli olan test donan�mlar�n�n<br />

al�m�na <strong>ve</strong>rilmi�tir. Zaman içinde di�er tüm analizler için gerekli<br />

olan donan�mlar�n al�m�na devam edilmi�tir. 2010 y�l�n�n<br />

ikinci çeyre�inde alevlenebilirlik testi için gerekli cihaz�n<br />

al�nmas� ile oyuncaklara yönelik TS EN 71 serisi standardlar<br />

kapsam�nda gü<strong>ve</strong>nlikle ilgili tüm analizler eksiksiz olarak yap�l�yor<br />

olacakt�r.<br />

Bu kapsamda Ba�kanl�k, �kili Mali ��birli�i Program� Matraflex<br />

deste�i ile Ocak 2010’da ba�layacak <strong>ve</strong> 12 ay sürecek<br />

olan “Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���<br />

Oyuncak Laboratuvar�’n�n Kapasitesinin Geli�tirilmesi <strong>ve</strong><br />

Akreditasyonu-AT09/TR/8/12” Projesini hayata geçirecektir.<br />

Projede uzman deste�i sa�layacak olan kurulu�, Hollanda<br />

G�da <strong>ve</strong> Tüketici Ürünleri Gü<strong>ve</strong>nli�i Otoritesi’dir. Projenin<br />

bitiminde, oyuncak testlerine yönelik yetkinlik <strong>ve</strong> becerilerin<br />

art�r�lmas� <strong>ve</strong> akreditasyona yönelik tüm haz�rl�klar�n tamamlanm��<br />

olmas� planlanmaktad�r. Bu proje kapsam�nda ayr�ca<br />

hâlihaz�rda oyuncaklarda kimyasal testlerde yararlan�lan<br />

Ba�kanl���m�z Bölgelerimizdeki H�fz�ss�hha Enstitü Müdürlükleri<br />

ilgili laboratuvarlar� da al�nacak olan teknik destekten<br />

fayda sa�layacakt�r.<br />

Laboratuvar Faaliyetleri: Ocak-Kas�m 2009 aras�nda 143<br />

adet oyuncak numunesi incelenmi�tir. Bu oyuncaklarda<br />

2288 parametre incelenmi� olup, 222 parametrede uygunsuzluk<br />

tespit edilmi�tir.<br />

Tablo 1. Ocak-Kas�m 2009 Tarihleri Aras�nda<br />

Gerçekle�tirilen Oyuncak Analizleri<br />

Di�er Faaliyetler: Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���,<br />

Oyuncak Laboratuvar�, oyuncak analizlerinin yan�<br />

s�ra oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i konusunda gündemi yak�ndan takip<br />

etmek, bilgi birikimini güncel tutmak <strong>ve</strong> bunlar� ilgili taraflarla<br />

payla�mak ad�na birçok faaliyet yürütmektedir. Bunlar�n ba-<br />

��nda, AB Komisyonu taraf�ndan bilimsel-teknik bilgi birikimi<br />

<strong>ve</strong> pratik deneyimlerinden faydalanmak üzere kurulan, ulusal,<br />

bölgesel <strong>ve</strong>ya yerel kamu otoriteleri <strong>ve</strong>ya özel sektör, sivil<br />

toplum <strong>ve</strong> ilgili taraf uzmanlar�ndan olu�an Oyuncak Uzman<br />

Grup <strong>ve</strong> �dari ��birli�i Komiteleri’ne düzenli kat�l�yor olmak<br />

gelmektedir. Bu alandaki faaliyetler, Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Direktifi’nin <strong>ve</strong> ilgili EN 71 serisi standardlar�n pratikte do�ru<br />

yorumlanmas�, uygulamadaki problemlerin çözülmesi, gri<br />

alan s�n�fland�rma problemlerinin tart���lmas�, k�lavuz dokümanlar�n<br />

haz�rlanmas� gibi konular�n etrafl�ca tart���lmas�n�<br />

kapsamaktad�r. Bununla birlikte, oyuncaklar�n piyasa gözetimi<br />

<strong>ve</strong> denetimi alan�nda farkl� pratiklerin elimine edilerek, bu<br />

alandaki iyi uygulamalar�n payla��lmas� da bu komitelerden<br />

sa�lanan bir di�er faydad�r. Uluslararas� idari i� birli�ini sa�layan<br />

bir di�er araç, moderatörlü�ünü Avrupa Komisyonu’nun<br />

ilgili biriminin yapt��� RAPEX-G�da D��� Ürünlerde Acil Uyar�


LDV Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi Aç�l�� Toplant�s� (30 Kas�m 2006)<br />

Sistemi’nin düzenli olarak takip edilmesidir. Genel Ürün Gü<strong>ve</strong>nli�i<br />

Direktifinde öngörülen <strong>ve</strong> g�da d���nda kalan tüketici<br />

ürünlerinde al�nan acil AB üyesi ülkeler aras�nda bildirimine<br />

yönelik i�leyen bu sistem, bildirimi yap�lan ürünün ta��d���<br />

riskler, tabi tutuldu�u analizler, ürüne ili�kin al�nan idari <strong>ve</strong>ya<br />

gönüllü tedbirler hakk�nda bilgi faydal� <strong>ve</strong> yol gösterici bilgiler<br />

sunmaktad�r. RAPEX sisteminin Türkiye temsilcili�ini D��<br />

Ticaret Müste�arl��� yürütmektedir. Bu sisteme tam üyeli�in<br />

sa�lanmas� için piyasa gözetimi <strong>ve</strong> denetimi faaliyetlerini yürüten<br />

tüm kurum <strong>ve</strong> kurulu�lar�n kendi bünyelerinde <strong>ve</strong> D��<br />

Ticaret Müste�arl��� ile aralar�nda etkin bilgi ak���n�n sa�lanabilece�i<br />

a� sisteminin kurulmas� gerekmektedir. Bu kapsamda<br />

çal��malar h�zla devam etmektedir.<br />

Söz konusu bir di�er faaliyet, çok uluslu projelere kat�l�m<br />

sa�lamakt�r. Bunlardan bir tanesi Avrupa ülkelerinin piyasa<br />

gözetimi <strong>ve</strong> denetimi yetkilileri taraf�ndan kurulan <strong>ve</strong> kâr<br />

amac� gütmeyen bir kurulu� olan PROSAFE (Avrupa Ürün<br />

Gü<strong>ve</strong>nli�i Forumu) taraf�ndan yürütülen EMARS II (�yi Uygulamalar<br />

Yoluyla Piyasa Gözetimi <strong>ve</strong> Denetiminin �yile�tirilmesi)<br />

Projesidir. Bu kapsamda oyuncaklara yönelik ortak bir<br />

eylem program� (2008-2010) haz�rlanm��t�r. Bu do�rultuda<br />

kat�l�mc� ülkeler e�güdümlü olarak, belirlenen özelliklerdeki<br />

oyuncaklar� kendi piyasalar�ndan temin ederek, proje kapsam�nda<br />

belirlenen ortak bir laboratuvarda ayn� analizlere tabi<br />

tutmaktad�r. Burada öncelik, en çok risk arz eden üç ya� alt�na<br />

yönelik oyuncaklar�n denetimine <strong>ve</strong> analizine <strong>ve</strong>rilmi�, bu<br />

anlamda Avrupa piyasas�n�n gü<strong>ve</strong>nlik seviyesinin belirlenmesi<br />

amaçlanm��t�r. T.C. Sa�l�k Bakanl���, Temel Sa�l�k Hizmetleri<br />

Genel Müdürlü�ü ile Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi<br />

Ba�kanl��� bir arada, söz konusu projenin tüm aktivitelerine,<br />

aday ülke statüsünde faydalan�c� olarak kat�l�m sa�lam��t�r.<br />

Refik Saydam H�fz�ss�hha Merkezi Ba�kanl���, Oyuncak Laboratuvar�,<br />

2006-2008 y�llar� aras�nda Hayat Boyu Ö�renme<br />

Programlar�ndan Leonardo da Vinci Mesleki E�itim Program�<br />

kapsam�nda Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i Projesi’ni (Proje No: 2006-<br />

TR/06/B/P/PP/178084) yürütmü�tür. Bu projeyle Ba�kanl�k,<br />

kurulu� amaçlar�ndan biri olan e�itim <strong>ve</strong> dan��manl�k misyonunu<br />

da yerine getirmi�tir. Proje, oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i konusunda<br />

mesleki e�itim müfredatlar�na katk�da bulunmay�, tüketicileri<br />

<strong>ve</strong> sektör temsilcilerini bilinçlendirmeyi, çok uluslu<br />

ortakl�k yap�s�na ba�l� olarak ülkelerin oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i ile<br />

ilgili iç mevzuatlar� <strong>ve</strong> uygulamalar�na yönelik fikir al��<strong>ve</strong>ri-<br />

�inde bulunmay� hedeflemi�tir. Bu hedef do�rultusunda da<br />

0-14 ya� grubunun e�itiminden sorumlu e�iticilerin, oyuncak<br />

sektöründe faaliyet gösteren üretici, ithalatç�, da��t�c� vb.<br />

aktörlerin, denetçilerin <strong>ve</strong> tüketicilerin, oyuncak seçiminin<br />

do�ru yap�lmas� <strong>ve</strong> oyuncaklar�n riskleri konusunda bilinçlendirilmesi<br />

amac�yla fuar, kongre, panel, TV programlar� <strong>ve</strong><br />

benzeri etkinliklere kat�l�m sa�lanm��t�r. Söz konusu hedef<br />

kitle, birço�u Avrupa Komisyonu ya da üye devletler taraf�ndan<br />

yay�nlanm�� teknik k�lavuzlar, bilimsel ara�t�rmalar,<br />

raporlar <strong>ve</strong> özellikle standardlar hakk�nda bilgilendirilmi�tir.<br />

�spanyol, Portekiz <strong>ve</strong> �talyan ortaklar�n yan� s�ra Hacettepe<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi-Çocuk Geli�imi <strong>ve</strong> E�itimi Bölümü, Pilsan Plastik<br />

<strong>ve</strong> Oyuncak San. <strong>ve</strong> Tic. Ltd. �ti <strong>ve</strong> Reo-Tek Elektronik Yaz�l�m,<br />

Tasar�m <strong>ve</strong> E�itim San. <strong>ve</strong> Tic. Ltd. �ti. gibi yerli ortaklar<br />

da projede yer alm��t�r. Projeye ayr�ca, T.C. Sa�l�k Bakanl���,<br />

Temel Sa�l�k Hizmetleri Genel Müdürlü�ü, Milli E�itim Bakanl���,<br />

E�itimi Ara�t�rma <strong>ve</strong> Geli�tirme Genel Müdürlü�ü <strong>ve</strong><br />

Okul Öncesi E�itim Kurumlar� Derne�i de sessiz ortak olarak<br />

katk� sa�lam��t�r. Proje hedeflerine sistematik olarak ula�mak<br />

için 7 ayr� i� paketinin yan� s�ra kalite plan� <strong>ve</strong> yayg�nla�t�rma<br />

stratejisi haz�rlanm��t�r. Yayg�nla�t�rma stratejisi kapsam�nda<br />

olu�turulan yayg�nla�t�rma planlamas�nda olu�turulan e�itim<br />

materyallerinin hedef kitleye ula�t�r�lmas� do�rultusunda fuar,<br />

panel, kongre <strong>ve</strong> benzeri etkinliklere kat�l�m sa�land��� gibi<br />

Okul Öncesi E�itim Genel Müdürlü�ü ile birlikte pilot olarak<br />

seçilen 10 ilde okul öncesi e�itimcilerine e�itim materyallerinin<br />

kullan�m� <strong>ve</strong> oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i konusunda bilgi <strong>ve</strong>rmek<br />

amac�yla yakla��k 3000 e�itimcinin kat�ld��� 11 adet e�itim<br />

seminerleri düzenlenmi� <strong>ve</strong> e�itim materyalleri seminerlerde<br />

<strong>ve</strong> etkinliklerde da��t�lm��t�r. Bu projeyi benzerlerinden ay�rt<br />

eden en önemli özellik, çocuklar� da hedef kitlenin bir parças�<br />

olarak kabul edip, onlara yönelik hem e�lendirici hem<br />

de e�itici bir animasyon DVD’sinin haz�rlanm�� olmas�d�r.<br />

Projede ayr�ca, özellikle okul öncesi e�itim kurumlar�nda<br />

kullan�lmak üzere 4 ayr� poster <strong>ve</strong> e�itici oyun kartlar� tasarlanm��t�r.<br />

Tüketicilere yönelik bro�ürler haz�rlanm��, projeye<br />

ait be� ayr� dilde hizmet <strong>ve</strong>rebilen bir de internet sitesi kurulmu�tur<br />

(www.safetyoftoys.org). Site tüketicilere, e�itimcilere,<br />

sektör temsilcilerine, piyasada oyuncak denetimlerini<br />

yürüten denetçilere <strong>ve</strong> çocuklara hitap edecek çe�itlilikte bilgi<br />

<strong>ve</strong> doküman içermektedir. Proje faaliyetlerimiz e�itim materyallerinin<br />

hedef kitleye ula�t�r�lmas� sonras�nda 31.12.2008<br />

tarihinde sonland�r�lm�� olmakla birlikte yayg�nla�t�rma planlamas�<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde tüm e�itim materyallerinin de yer ald���<br />

proje Internet sitemiz güncellenerek hizmet <strong>ve</strong>rmeye devam<br />

etmektedir.<br />

RSHMB Oyuncak Laboratuvar�<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

55


STANDARD OCAK 2010<br />

56<br />

OYUNCAKLAR <strong>ve</strong> STANDARDLAR<br />

Oyuncaklar <strong>ve</strong> Standardlar


Uzm. Dr. Y�ld�r�m CESARETL�<br />

<strong>TSE</strong> Sa�l�k �htisas Grubu Ba�kan�<br />

“Standard” kelimesi bugün dilimize o kadar yerle�mi� <strong>ve</strong> o kadar çok benimsenmi� ki gündelik ya�am�m�zda, i�<br />

hayat�m�zda belirli standardlar� yakalamak, sat�n ald���m�z her üründe bir standard�n varl���n� ara�t�rmak, adeta<br />

bir al��kanl�k haline geldi. Bugün ülkemizde standard <strong>ve</strong> standardizasyon denildi�inde ‘‘<strong>TSE</strong>’’ marka ad�yla Türk<br />

Standardlar� Enstitüsü akla geliyor. <strong>TSE</strong>, ülkemizin standard <strong>ve</strong> standardizasyon alan�ndaki temel <strong>ve</strong> öncü devlet<br />

kurulu�udur. <strong>TSE</strong>’nin en önemli faaliyetlerinden biri, toplumun ya�am kalitesini art�rmak amac�yla Metalürji’den<br />

Mühendisli�e, �n�aat’tan Çevre’ye, Kimya’dan Sa�l��a kadar bütün sektörlerde ihtiyaç duyulan Ulusal Standardlar�<br />

olu�turmak, uluslararas� kurulu�larla i� birli�i içinde standardizasyona katk�larda bulunmakt�r. <strong>TSE</strong>, standard<br />

haz�rlama hizmetlerini Standard Haz�rlama Merkezi Ba�kanl���na ba�l� olarak çal��an 22 �htisas Grubuyla gerçekle�tirmektedir.<br />

Sa�l�k �htisas Grubu, bunlardan biridir. �nsan sa�l���n� ilgilendiren konularda ihtiyaç duyulan<br />

ulusal standardlar�n haz�rlanmas�nda, bu standardlar�n yorumlanmas�nda etkin rol oynayan Sa�l�k �htisas Grubu,<br />

standardlar <strong>ve</strong> standardizasyon ile ilgili olarak sa�l�k sektöründe faaliyet gösteren kurum, kurulu�lar <strong>ve</strong> Sa�l�k<br />

Bakanl��� ile i� birli�i içerisinde çal��malar�n� yürütmektedir.<br />

Her birimiz bu toplumun bireyleri olarak hem kendimiz hem de ailemiz için en iyi <strong>ve</strong> en gü<strong>ve</strong>nilir olan� isteriz. Çünkü<br />

en iyiye <strong>ve</strong> en kaliteli olana lay�k oldu�umuzu dü�ünürüz. Sahip oldu�umuz hayat bizim için de�erlidir. En iyi<br />

<strong>ve</strong> en kaliteli olan� elde etmek için kendi belirledi�imiz ya�am standardlar�na göre seçimlerimizi yap�yoruz. �nsan<br />

olarak hepimiz ya�ant�m�zda fark�nda olmadan <strong>ve</strong>ya fark�nda olarak bir tak�m standardlar belirliyoruz <strong>ve</strong> sonuçta<br />

belirledi�imiz standardlar ölçüsünde ya�amlar sürdürmeye gayret ediyoruz. Toplum olarak geli�ip zenginle�tikçe<br />

belirledi�imiz standardlar�n her geçen gün yükseldi�ini, sonuçta daha az�na raz� olmad���m�z� fark ediyoruz.<br />

Bugün anne babalar olarak çocuklar�m�z için belirledi�imiz standardlar� kendimizinkilerin üzerinde tutar�z. Biliriz<br />

ki onlar için belirledi�imiz standardlar ne kadar yüksek olursa onlar�n ya�amlar� bizim sürdürdü�ümüz ya�amlardan<br />

daha kaliteli <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli olacak, ya�am süresi de o ölçüde uzam�� olacakt�r. Çocuklar hayata haz�rlan�rken<br />

gerçek ya�am�, oynad�klar� oyunlar içerisinde modelleyerek gelece�e haz�rlan�rlar, geli�irler <strong>ve</strong> büyürler. Bu geli�im<br />

sürecinde oyun oynarken kulland�klar� malzeme ise oyuncaklard�r. Oyuncaklar günümüzde teknolojinin de<br />

ilerlemesiyle birlikte çok daha karma��k imalat sürecinden geçmektedir. Gündelik hayat�m�zda kar��la�t���m�z<br />

devasa yap�lar� küçülterek çocuklar�m�z�n dünyas�na sokmakta, dünyay� küçük bir insan�n avucuna s��acak kadar<br />

küçültebilmekteyiz. Bugün kullan�lan i� makinalar�, ya�ad���m�z binalar, bindi�imiz arabalar ayn� görünüm ile profesyonelce<br />

küçültülüp üretilmekte <strong>ve</strong> çocuklar�n dünyas�na sokulmaktad�r. Teknolojinin katk�s�yla bir helikopteri<br />

dahi ellerimizin aras�na al�p uçurabilmekte <strong>ve</strong> hayat� minyatürize ederek çocuklar�m�z�n önüne getirebilmekteyiz.<br />

Burada oyuncak üretirken, oyuncaklar� piyasaya arz ederken amac�m�z çocuklar�n o küçük, ama s�n�rs�z dünyas�na<br />

ula�mak, onlar�n gü<strong>ve</strong>nli bir �ekilde e�lenerek geli�ip büyümelerine katk�da bulunmakt�r. Oyuncaklar� sat�n<br />

al�rken ebe<strong>ve</strong>ynler olarak amac�m�z ise çocuklar�m�z büyüyüp geli�irken onlar�n mutlu olmalar�, gerek ruhen<br />

gerekse fiziksel olarak geli�im süreçlerini sa�l�kl� <strong>ve</strong> ba�ar�l� bir �ekilde tamamlamalar�, bu süreç içinde çocuklar�m�z�n<br />

gü<strong>ve</strong>nde olmalar�d�r.<br />

Konumuz oyuncak ise günümüzde di�er birçok üründe oldu�u gibi oyuncak imalat�nda da kullan�lan ham maddelerin<br />

kalitesi <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nilirli�i, imal edilen oyuncaklar�n da kalitesine <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli�ine yans�maktad�r. Gelece�imizin<br />

gü<strong>ve</strong>ncesi çocuklar�m�z ise, onlar�n ruhsal <strong>ve</strong> fiziksel geli�imlerine katk�da bulunacak olan oyuncaklar�n�n da<br />

gü<strong>ve</strong>nli olmas� �artt�r. “Peki biz bu gü<strong>ve</strong>nceyi nas�l <strong>ve</strong> neye göre sa�layaca��z, referans�m�z ne olacak, di�er bir<br />

deyi�le oyuncaklardaki kalite <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>ncenin bir standard� var m�d�r? Varsa bu standardlar nelerdir? �malatç�lara<br />

yönelik standardlar nelerdir? Bu standardlar kimler taraf�ndan haz�rlanmakta <strong>ve</strong> nas�l uygulanmaktad�r? Ulusal<br />

<strong>ve</strong> uluslararas� standardlar nelerdir? Avrupa Birli�i ülkelerinde uygulamalar ile bizim ülkemizdeki uygulamalar<br />

nelerdir?” sorular� akl�m�za gelmektedir.<br />

Bugün, standard dedi�imizde bütün dünyada bilinen uluslararas� organizasyonlardan en önemlisi Uluslararas�<br />

Standardizasyon Organizasyonu ISO’dur. ISO, dünyada 162 ülkenin Ulusal Standardlar Enstitülerinin üyesi<br />

oldu�u, toplum ile özel sektör aras�nda köprü görevi gören uluslararas� bir kurulu�tur. Bir di�er önemli kurulu�<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

57


STANDARD OCAK 2010<br />

58<br />

ise k�sa ad� CEN olarak bilinen Avrupa Standardizasyon Komitesidir.<br />

Bu komite, 3 ayr� Avrupa Standardizasyon organizasyonundan<br />

biridir. CEN, 30 Avrupa ülkesinin üye oldu�u,<br />

Avrupa standardlar�n�n geli�tirilmesine zemin sa�layan di�er<br />

bir büyük organizasyondur. <strong>TSE</strong>, Türkiye’nin tek temsilci<br />

standardizasyon kurulu�u olup ISO’nun bir üyesidir.<br />

Türkiye’de oyuncaklara ili�kin Türk Standardlar�n�n haz�rlanmas�<br />

ile ilgili çal��malar, <strong>TSE</strong> Standard Haz�rlama Merkezi<br />

Ba�kanl��� bünyesinde faaliyet gösteren Sa�l�k �htisas Grubunca<br />

gerçekle�tirilmektedir. Haz�rlanan bu standardlar, henüz<br />

taslak a�amas�nda iken gerek oyuncak imalat� alan�nda<br />

gerekse oyuncak analizlerinde sorumlulu�u olan kurum <strong>ve</strong><br />

kurulu�lara <strong>ve</strong> uzmanlara gönderilip görü�leri al�narak olgunla�t�r�ld�ktan<br />

sonra geni� kat�l�ml� bir Teknik Kurul taraf�ndan<br />

onaylanmaktad�r.<br />

Bugün ülkemizde hâlihaz�rda “Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i” ana ba�l���<br />

alt�nda Türk Standard� olarak haz�rlan�p kabul edilmi�<br />

olan Avrupa Standardlar� kullan�lmaktad�r. Bu standardlar<br />

gerek oyuncak imalat sanayisinde gerekse ithalatta <strong>ve</strong> kurum<br />

<strong>ve</strong> kurulu�lar�n belgelendirilmesinde kullan�lmakta olan<br />

standardlard�r. Avrupa Birli�i ülkelerinde kullan�lan standardlar,<br />

yap�lan çal��malar neticesinde Türk Standardlar� olarak<br />

uyarlanarak kullan�ma sunulmu�tur. Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i ana<br />

ba�l��� alt�nda 11 adet standarddan olu�an EN 71 serisi standardlar,<br />

farkl� konu ba�l�klar� ile oyuncaklar�n çe�itlili�i göz<br />

önüne al�narak haz�rlanm��t�r. Her �eye ra�men bilinmelidir<br />

ki, oyuncaklar her ya�a göre ayr� olarak tasar�mlanm�� <strong>ve</strong><br />

üretilmi�tir. Dolay�s�yla çocuklar�m�z�n gü<strong>ve</strong>nli�i söz konusu<br />

oldu�unda ya�a göre oyuncak seçimi yap�lmas� gerekti�i de<br />

a�ikârd�r. Kazalar, ço�unlukla belirli ya� grubundaki bir çocuk<br />

için tasarlanan bir oyunca��n ba�ka bir ya� grubundaki<br />

çocu�a <strong>ve</strong>rilmesi <strong>ve</strong>ya oyunca��n tasarlanan amac� d���nda<br />

ba�ka bir amaç için kullan�lmas�ndan dolay� meydana gelmektedir.<br />

Bu yüzden, bir oyuncak seçerken, oyunca�� kullanacak<br />

çocu�un zihinsel <strong>ve</strong> fiziksel geli�imine uygun olacak<br />

seçimler yap�lmal�d�r. Yine de ebe<strong>ve</strong>ynler olarak çocuklar<br />

üzerindeki dikkatimizi <strong>ve</strong> onlar�n gü<strong>ve</strong>nli�i aç�s�ndan gereken<br />

azami dikkati göstermemiz gerekti�i akl�m�zdan ç�kar�lmamal�d�r.<br />

Bu standardlardaki gerçek amaç, kullan�c�lar olan<br />

çocuklar�n maruz kalabilecekleri riskleri, mümkün oldu�unca<br />

en aza indirmektir.<br />

Avrupa standardlar�ndan uyumla�t�r�larak Türkiye’de kullan�ma<br />

sunulan standardlar hakk�nda ne kadar bilgiye sahip oldu�unuzu<br />

sorgulama ihtiyac�n� duyuyor olabilir, bununla beraber<br />

standardlar�m�z <strong>ve</strong> içeri�i hakk�nda birçok �eyi merak<br />

ediyor olabilirsiniz. Bu dü�ünceden yola ç�karak standardlar�<br />

incelemek gerekirse “Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 1–Mekanik<br />

<strong>ve</strong> Fiziksel Özellikler” ba�l�kl� TS EN 71–1, EN 71 standard<br />

serisinin birinci bölümünü olu�turmaktad�r. Uluslararas� düzeyde<br />

ISO 8124–1 Standard� da farkl� numara ile ayn� ba�l��a<br />

sahip, bugün yürürlükte olan uluslararas� ISO standard�d�r. Bu<br />

bölümde, oyuncaklar�n ta��mas� gereken fiziksel <strong>ve</strong> mekanik<br />

özelliklerin yan�nda bu özelliklerin kar��lan�p kar��lanmad���na<br />

dair ihtiyaç duyulan deney yöntemleri de <strong>ve</strong>rilmi�tir. Ayr�ca,<br />

14 ya��ndan küçük çocuklar�n oynarken kullanmalar� için tasarlanan<br />

oyuncaklarla, 36 ayl�ktan küçük çocuklar <strong>ve</strong> yard�m<br />

almadan oturamayacak kadar küçük çocuklar için tasarlanan<br />

oyuncaklara yönelik özelliklerle beraber ambalajlama, i�aretleme<br />

<strong>ve</strong> etiketlemeye ili�kin kurallar� da kapsamaktad�r.<br />

Ülkemizde üretici firmalar, gönüllü olarak oyuncak imalatlar�n�<br />

ilgili standardlara uygun olarak gerçekle�tirdiklerini<br />

belgelendirmek istediklerini <strong>TSE</strong>’ye bildirmekte <strong>ve</strong> sonuçta<br />

uzmanlar taraf�ndan yap�lan incelemeler neticesinde uygun<br />

görülürse belgeli kurulu� vasf�n� kazanmaktad�rlar. Bugüne<br />

kadar TS EN 71–1’e göre belgelendirilen 1 adet firma bulunmaktad�r.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 2–Alevlenebilirlik” ba�l�kl� EN 71–2<br />

Standard�, bütün oyuncaklar için yasaklanm�� olan alevlenebilir<br />

malzeme s�n�flar�n� <strong>ve</strong> belirli oyuncaklar�n küçük bir tutu�turma<br />

kayna��na maruz b�rak�ld���nda alevlenebilirliklerine<br />

ili�kin özellikleriyle ilgilidir.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 3–Baz� Elementlerin Göçü” ba�l�kl�<br />

TS EN 71–3 Standard�, çocuklar�n oyuncaklar� emme,<br />

yalama <strong>ve</strong>ya yutmas�na ba�l� olarak oyuncak malzemesindeki<br />

antimon, arsenik, baryum, kadmiyum, krom, kur�un,<br />

c�va <strong>ve</strong> selenyum gibi baz� a��r metal elementlerin çocuk<br />

bünyesine geçmesiyle ilgili özellikleri <strong>ve</strong> deney metotlar�n�<br />

kapsar. Analiz edilen miktarlar, çocuklar�n belirli s�n�rlar üzerinde<br />

zehirleyici etkiler yapan a��r metal elementlere maruz<br />

kalmas�n� azaltmak için ayarlanm��t�r. Bu standarda ili�kin<br />

olarak belgelendirilmi� olan 2 adet firma bulunmaktad�r. ISO<br />

8124-3 Standard� da ayn� isim <strong>ve</strong> içeri�e sahiptir <strong>ve</strong> yeniden<br />

gözden geçirme a�amas�ndad�r.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 4–Kimya Ve Kimya �le �lgili Çal��malarda<br />

Kullan�lan Deney Setleri” ba�l�kl� TS EN 71–4 ise<br />

kimyasal deneyler <strong>ve</strong> bu deneylerle ilgili çal��malara yönelik<br />

olarak kimyasal deney oyuncak setlerinde kullan�lan baz�<br />

maddelerin en yüksek miktarlar�na ili�kin özellikleri kapsar.<br />

Ayn� zamanda bir <strong>ve</strong>ya daha fazla kimyasal madde içeren<br />

biyoloji, fizik <strong>ve</strong> çevre bilimleri alanlar�ndaki deney oyuncaklar�n�<br />

ayr�ca i�aretleme, içindekiler listesi, kullanma talimatlar�<br />

<strong>ve</strong> deneylerin yap�lmas� için tasar�mlanan malzemenin<br />

özelliklerini de kapsar.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 5–Deney Setleri D���ndaki Kimyasal<br />

Oyuncaklar (Setler)” ba�l�kl� TS EN 71–5 ise, deney<br />

yap�lan oyuncak setleri d���ndaki kimyasal içerikli oyuncaklarda<br />

kullan�lan maddeler <strong>ve</strong> malzemelere ili�kin özellikleri<br />

<strong>ve</strong> deney yöntemlerini kapsar. �la<strong>ve</strong> olarak da i�aretlemeler,<br />

uyar�lar, gü<strong>ve</strong>nlik kurallar�, içindekiler, kullanma talimatlar�<br />

<strong>ve</strong> ilk yard�m bilgisi için uyulmas� gereken standardlar� da<br />

belirler. Bu standard�n uyguland��� oyuncaklar içerisinde model<br />

çamur setleri, plastik kal�p setleri, modellerde önerilen <strong>ve</strong><br />

sa�lanan yap��kanlar, boyalar vb. maddeler say�labilir.


“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 6–Ya� Uyar� Etiketlemesi �çin<br />

Grafik Sembol” ba�l�kl� TS EN 71–6 Standard� ise 3 ya��ndan<br />

küçük olan çocuklara uygun olmayan oyuncaklar�n üzerindeki<br />

ya� uyar� etiketlemesi için grafik sembolün tasar�m <strong>ve</strong><br />

kullan�m özelliklerini kapsar. Bu sembolün amac�, oyunca��n<br />

3 ya��ndan küçük çocuklar için zararl� olabilece�i hususunda<br />

yeti�kinleri bilgilendirmektir.<br />

Parmak boyalar�, di�er oyuncaklarla kar��la�t�r�ld�klar� zaman,<br />

boya maddesinin yutulmas� <strong>ve</strong> uzun süreli cilt temas�<br />

ihtimali gibi farkl� riskler ta��maktad�r. Bu nedenle EN 71’in<br />

di�er standardlar�nda belirtilen gü<strong>ve</strong>nlik s�n�rlamalar� parmak<br />

boyalar� için tam olarak uygun de�ildir. Söz konusu riski ortaya<br />

koymak <strong>ve</strong> boyan�n yutulma ihtimali ile ilgili olan riskleri<br />

azaltmak amac�yla parmak boyas� üretiminde kullan�lan<br />

maddeler ile ilgili olarak s�n�rlamalar tan�mlanm��t�r. Çocuklar<br />

parmak boyalar�n� kulland�klar� zaman meydana gelebilecek<br />

etkilenmeleri <strong>ve</strong>ya öngörülen riskleri azaltmak amac�yla<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 7–Parmak Boyalar�–Özellikler <strong>ve</strong><br />

Deney Metotlar�” ba�l�kl� TS EN 71–7 Standard� haz�rlanm��t�r.<br />

Bu standard, parmak boya yap�m�nda kullan�lan madde<br />

<strong>ve</strong> malzemeler için gerekli özellikleri kapsar <strong>ve</strong> sadece parmak<br />

boyalar�na uygulan�r. Ayr�ca i�aretleme, etiketleme <strong>ve</strong><br />

ambalâj ile ilgili özellikleri de belirler. Bu standard�n ISO’daki<br />

kar��l��� ISO 8124-6’d�r <strong>ve</strong> henüz haz�rl�k a�amas�ndad�r.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 8–Aileye Yönelik Ev �çinde Ve<br />

Ev D���nda Kullan�lan Sal�ncaklar, Kayd�raklar <strong>ve</strong> Benzer Bedensel<br />

Faaliyet Gerektiren Oyuncaklar” ba�l�kl� TS EN 71–8<br />

Standard�, çapraz kiri�le ba�lanm�� <strong>ve</strong>ya çapraz kiri�i bulunan<br />

bedensel faaliyet gerektiren oyuncaklara, 14 ya� alt�ndaki<br />

çocuklar�n içerisinde <strong>ve</strong>ya üzerinde oynamas�na imkân<br />

<strong>ve</strong>ren, ayr�ca bir <strong>ve</strong>ya daha fazla çocu�un ta��nmas�na yönelik<br />

olarak tasarlanan benzer oyuncaklara ili�kin özellikleri <strong>ve</strong><br />

deney yöntemlerini kapsar.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 9–Organik Kimyasal Bile�ikler–<br />

Özellikler” ba�l�kl� TS EN 71–9 Standard�, oyuncaklar�n<br />

tasarlanan <strong>ve</strong>ya öngörülen �ekilde kullan�ld��� durumlarda,<br />

baz� oyuncak <strong>ve</strong> oyuncak malzemelerinde bulunan <strong>ve</strong>ya<br />

oyuncaklardan kaynaklanan baz� tehlikeli organik kimyasal<br />

bile�iklerin oyuncaklardaki içeri�ine <strong>ve</strong>ya a�za alma, yutma,<br />

cilde <strong>ve</strong>ya göze temas etme <strong>ve</strong>ya solunum yoluyla aktar�m�na<br />

ili�kin özellikleri tayin eder. Dolay�s�yla burada amaçlanan<br />

çocuklar�n kanserojen, mutajen <strong>ve</strong>ya üreme için zehirli olarak<br />

s�n�fland�r�lan organik kimyasal maddelerin sa�l��a zarar <strong>ve</strong>rebilecek<br />

miktarlar�na maruz b�rak�lmalar�n�n önüne geçmektir.<br />

Bu standard, numune haz�rlama <strong>ve</strong> özütleme i�lemlerini<br />

tan�mlayan TS EN 71–10’la <strong>ve</strong> analiz yöntemlerini aç�klayan<br />

TS EN 71–11’le birlikte de�erlendirmeye al�nmal�d�r.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 10–Organik Kimyasal Bile�ikler–<br />

Numune Haz�rlama <strong>ve</strong> Özütleme” ad� ile ç�kar�lan TS EN 71–10 Standard�,<br />

oyuncaklar�n içeri�ini <strong>ve</strong> bu oyuncaklardan TS EN 71–10’da<br />

özellikleri <strong>ve</strong>rilen organik bile�iklerin aç��a ç�k�p ç�kmad���n�<br />

tayin etmek için numunelerin haz�rlanma <strong>ve</strong> özütleme i�lemlerini<br />

kapsar.<br />

“Oyuncak Gü<strong>ve</strong>nli�i–Bölüm 11–Organik Kimyasal Bile�ikle<br />

Analiz Yöntemleri” ba�l�kl� TS EN 71–11 Standard� ise, TS<br />

EN 71–9’da belirlenen kimyasal özelliklerle uyumlulu�un de-<br />

�erlendirmesine imkân sa�lamak amac�yla TS EN 71–10’da<br />

belirtilen numune alma prosedürlerine göre haz�rlanan oyuncak<br />

malzemesinin özütlerini <strong>ve</strong> oyuncaklar�n analiz yöntemlerini<br />

belirler. Renklendiriciler, primer aromatik aminler,<br />

monomerler <strong>ve</strong> çözücüler gibi organik kimyasal maddelerin<br />

tan�mlanmas� <strong>ve</strong> tayin edilmesine ili�kin analitik yöntemler bu<br />

standardda <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />

Ayr� bir uzmanl�k gerektirdi�inden <strong>TSE</strong> Standard Haz�rlama<br />

Merkezi Ba�kanl���na ba�l� Elektrik �htisas Grubu taraf�ndan<br />

haz�rlanan “Elektrikli Oyuncaklar–Gü<strong>ve</strong>nlik” ba�l�kl� TS EN 62115 Standard�<br />

da en az bir fonksiyonu elektri�e ba�l� olan oyuncaklar�n<br />

gü<strong>ve</strong>nli�ine yönelik olarak oyuncaklar�n sahip olmas�<br />

gereken özellikleri <strong>ve</strong> bunlara ili�kin deney yöntemlerini<br />

kapsar. Yine ayn� ihtisas grubu taraf�ndan ç�kar�lan <strong>ve</strong> henüz<br />

mütalâa a�amas�nda olan “Güç Transformatörlerinin, Güç<br />

Kaynaklar�n�n, Reaktörlerin <strong>ve</strong> Benzeri <strong>Ürünlerin</strong> Gü<strong>ve</strong>nli�i–<br />

Bölüm 2–7: Oyuncaklarda Transformatörler <strong>ve</strong> Güç Kaynaklar�<br />

�çin Özel Kurallar <strong>ve</strong> Deneyler” ba�l�kl� TS EN 61558–2–7<br />

Standard� da oyuncak transformatörlerinin <strong>ve</strong> oyuncak transformatörleri<br />

içeren güç kaynaklar�n�n, elektriksel, �s�l <strong>ve</strong> mekanik<br />

gü<strong>ve</strong>nlik gibi gü<strong>ve</strong>nlik kurallar�yla ilgilidir <strong>ve</strong> oyuncak<br />

transformatörlerini <strong>ve</strong> oyuncak transformatörleri ile elektronik<br />

devreler içeren güç kaynaklar�n� kapsar.<br />

Yukar�da bahsetti�imiz bütün bu standardlar her geçen gün<br />

geli�tirilmekte <strong>ve</strong> güncellenmektedir. Uluslararas� ISO <strong>ve</strong><br />

EN standardlar�, <strong>TSE</strong> bünyesindeki uzmanlarca yak�ndan<br />

izlenmekte <strong>ve</strong> her geçen gün kar�� kar��ya kal�nan risklerin<br />

azalt�lmas�na yönelik olarak ilgili tüm kurum <strong>ve</strong> kurulu�lar<br />

<strong>ve</strong> oyuncak sektörü imalatç�lar� ile i� birli�i içerisinde çal�-<br />

��lmaktad�r. Oyuncaklara yönelik olarak standardlar� haz�rlarken<br />

amac�m�z çocuklar�m�z�n gelece�ini daha gü<strong>ve</strong>nli k�lmak,<br />

onlar�n toplumun ya�am standardlar�n� yükselten, sa�l�kl� <strong>ve</strong><br />

ak�ll� bireyler olarak yeti�melerine yüksek standardlar sunarak<br />

katk�da bulunmakt�r.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

59


STANDARD OCAK 2010<br />

60<br />

SÖYLE��<br />

Oyuncakç�lar Derne�i (OYDER)<br />

Yönetim Kurulu Ba�kan�<br />

Ahmet AL�O�LU


“Gü<strong>ve</strong>nli oyuncak,<br />

standardlar� kar��layan oyuncakt�r.”<br />

1978 y�l�nda baba mesle�i oyuncak sektörüne giren Ahmet Alio�lu, Türkiye Oyuncakç�lar<br />

Derne�i Yönetim Kurulu Ba�kanl���n� yürütüyor. Alio�lu sektörü anlat�rken<br />

ülkemizde oyuncak sektörünün % 90’�n�n Çin’de üretilen oyuncaklardan olu�tu�unu,<br />

yerli oyuncak sektörünün çok az oranda oldu�unu belirtiyor. Bu profilin sebebini,<br />

Çin’de i�çiliklerin, enerjinin, ham maddenin ucuz olmas� <strong>ve</strong> bunun yan�nda da<br />

teknolojiyi bu konuda çok iyi kullanmalar� olarak tespit ediyor.<br />

Ahmet Alio�lu, gü<strong>ve</strong>nli oyunca��, standardlar� kar��layan oyuncak olarak tan�ml�yor.<br />

STANDARD- Ahmet Bey, önce sizi tan�yabilir miyiz? Oyuncak sektörüyle tan��man�z nas�l<br />

oldu?<br />

A. AL�O�LU- Oyuncak sektörüne ba�lamam, babam�n 1968 y�l�nda oyuncak imalatç�l���na ba�lamas�yla<br />

beraber. Ben de 1978 y�l�nda baba mesle�im olan oyuncak sektörüne, babamla birlikte<br />

devam ettim. 1990 y�l�na kadar oyuncak imalatç�l��� <strong>ve</strong> toptanc�l��� yapt�m. 1990 y�l�ndan sonra<br />

ithalat <strong>ve</strong> imalatla beraber oyuncak sektöründeki yoluma devam etmekteyim.<br />

1964 y�l�ndan Trabzon’da do�dum.<br />

STANDARD- Derne�inizi, OYDER’i tan�yabilir miyiz?<br />

A. AL�O�LU- Türkiye Oyuncakç�lar Derne�i-OYDER, üretici, ithalatç�, toptanc� <strong>ve</strong> perakendecilerden<br />

olu�an oyuncak sektörünün tüm aktörlerini çat�s� alt�nda toplayan bir sivil toplum örgütüdür.<br />

Dernek olarak faaliyetlerimiz, ekonomik de�er yaratan üretici say�s�n� <strong>ve</strong> i� hacmini art�r�p ihracata<br />

yeni ba�layan firmalara ihracat�n her alan�nda dan��manl�k <strong>ve</strong>rilmesini sa�lamak; ülkelerin genel<br />

durumlar�, ekonomik, ticari yap�lar�, pazar paylar� hakk�nda ara�t�rmalar yapmak; AB mevzuatlar�n�<br />

izleyerek mevzuat de�i�ikliklerini üyelerimize iletmek; gerek Avrupa Birli�i gerekse di�er üçüncü<br />

ülke <strong>ve</strong> taraflarla gerçekle�tirilen anla�malar ile Dünya Ticaret Örgütü Anla�mas� gibi, Türkiye’nin<br />

taraf oldu�u çoklu anla�malar�n takibi <strong>ve</strong> bu do�rultuda sektörü ilgilendiren konularda yerli <strong>ve</strong><br />

yabanc� merciler nezdinde giri�imlerde bulunmak; ihracat, ithalat, gümrük, te�vik, kambiyo, serbest<br />

bölge, imalat, <strong>ve</strong>rgi mevzuatlar�n� <strong>ve</strong> Avrupa <strong>Ekonomik</strong> Toplulu�u mevzuatlar�n� takip ederek<br />

üyelere <strong>ve</strong> ba�vuran ki�i kurum <strong>ve</strong> kurulu�lara sözlü <strong>ve</strong> yaz�l� bilgi aktarmak; çe�itli konularda<br />

seminer, konferans <strong>ve</strong> toplant�lar düzenleyerek oyuncak konusuyla ilgili geli�melerden üyelerini<br />

haberdar etmek <strong>ve</strong> konumuzun muhatab� olan Sa�l�k Bakanl���, D�� Ticaret Müste�arl���, Gümrük<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

61


STANDARD OCAK 2010<br />

62<br />

Müste�arl���, bas�n <strong>ve</strong> medya kurulu�lar�yla irtibat halinde<br />

olup gereken bilgileri OYDER üyelerine iletmektedir.<br />

STANDARD- Oyunca�� nas�l tarif edersiniz? Nelere oyuncak<br />

diyoruz? Çocuk eline ald��� her �eyi inceler, oynar,<br />

bunlar�n hepsine oyuncak diyebilir miyiz? Oyunca��n ya��<br />

var m�d�r?<br />

A. AL�O�LU- Oyuncak 14 ya��ndan küçük çocuklar�n oyunlar�nda<br />

kullanmak amac�yla tasarlanan <strong>ve</strong>ya imal edilen her<br />

türlü ürün oyun araç <strong>ve</strong> gereçleridir. Çocuklar�n her eline ald�-<br />

�� �ey oyuncak de�ildir. Oyunca��n ya�� 0 ya�tan ba�lay�p 14<br />

ya��na kadar olan çocuk grubunu kapsamaktad�r.<br />

STANDARD- Oyuncak seçiminde tüketicinin kriterleri neler<br />

olmal�d�r?<br />

A. AL�O�LU- Oyuncak sat�n al�rken çocu�un ya��na uygunlu�una<br />

dikkat etmeli, oyunca��n etiketinde yer alan gü<strong>ve</strong>nlik<br />

uyar�lar�n� mutlaka okumal�y�z.<br />

Oyunca�a ait kullanma k�lavuzunu dikkatle incelemeli <strong>ve</strong> çocuklar�m�za<br />

oyunca��n kullan�m� hakk�nda detayl� bilgi <strong>ve</strong>rmeliyiz.<br />

Çocuklar�n oyunca��n ambalaj�yla ya da po�eti ile oynamas�na<br />

izin <strong>ve</strong>rmemeliyiz. Bu po�et <strong>ve</strong>ya ambalajlar, çocu�un<br />

yüzüne yap��arak nefes almas�n� engelleyebilir <strong>ve</strong> bo�ulmas�na<br />

neden olabilir.<br />

Büyük çocu�umuz için alm�� oldu�umuz oyuncaklar, küçük<br />

çocu�umuz için tehlikeli olabilir. Çocuklar�m�z� oyun s�ras�nda<br />

gözetim alt�nda tutmal�y�z. Çocuklar�m�z�n bak�m�n� üstlenen<br />

bak�c� <strong>ve</strong>ya aile büyüklerini oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i hakk�nda<br />

bilgilendirmeliyiz.<br />

Oyuncaklar için gü<strong>ve</strong>nli saklama ko�ullar� sa�lamal�y�z.<br />

Oyuncaklar� s�k s�k gözden geçirmeliyiz. Tehlike arz edecek<br />

�ekilde k�r�lm�� ya da bozulmu� olanlar� atmal�y�z. Üzerinde<br />

CE i�areti, firma ismi <strong>ve</strong> adresi olmayan oyuncaklar� sat�n<br />

almamal�y�z.<br />

Özellikle bebekler için oyuncak seçerken küçük parçalardan<br />

olu�an oyuncaklar� kesinlikle almamal�y�z. Çünkü bebekler<br />

bu küçük parçalar� yutabilirler. Bu nedenle genelde tek parçadan<br />

olu�an oyuncaklar�n al�nmas� gerekiyor. Bu oyuncaklar<br />

ses özelli�ine sahip olup dikkat çekebilmesi <strong>ve</strong> renkli olmas�<br />

gerekiyor. Örnek olarak yumu�ak oyuncaklar� <strong>ve</strong> ç�ng�raklarla<br />

oynamas�n� tavsiye ederiz.<br />

Ayr�ca anneler <strong>ve</strong> babalar�n bebeklerine oyuncak sat�n al�rken<br />

oyuncak paketlerinin üzerindeki talimatlar� iyi okumalar�<br />

gerekiyor.<br />

Çocuklar�n zihinsel geli�imine katk� sa�layacak lego <strong>ve</strong> puzzle<br />

tarz� oyuncaklar önemli bir �ekilde rol al�r.<br />

STANDARD- Oyuncak imalat�m�z ithalat�n çok alt�nda.<br />

Dünya ticaretini, ekonomisini etkileyen Çin san�r�m bu<br />

durumun sebeplerinden biri. Çin <strong>ve</strong> di�er sebepleri aç�klayabilir<br />

misiniz?<br />

A. AL�O�LU- Dünyada oyuncak sektörü genel profiline bakt���m�z<br />

zaman görüyoruz ki oyuncak sektörünün tüm hakimiyeti<br />

Çin pazar�n�n elinde olmas�d�r. Bugün ABD <strong>ve</strong> Avrupa,<br />

oyuncaklar�n�n % 90’�n� Çin’den almakta <strong>ve</strong> Çin’de üretim<br />

yapt�rmaktad�r. Bugün dünyan�n en büyük oyuncak devi Mattel<br />

bile tüm ürünlerini Çin’de ürettirmektedir. Avrupa ülkelerinde<br />

çok az miktarda oyuncak üretimi yap�lmaktad�r. Di�er<br />

Orta Do�u, Afrika <strong>ve</strong> Asya’daki tüm ülkeler de oyuncaklar�n�<br />

Çin’den almaktad�r.<br />

Bizim ülkemizde de di�er ülkeler gibi oyuncak sektörünün<br />

% 90’� Çin’de üretilen oyuncaklardan olu�maktad�r. Yerli<br />

oyuncak sektörü çok az orandad�r. Bu profile sebep ise<br />

Çin’de i�çiliklerin, enerjinin, ham maddenin ucuz olmas� <strong>ve</strong><br />

bunun yan�nda da teknolojiyi bu konuda çok iyi kullanmalar�d�r.<br />

STANDARD- Oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�i alan�n�z�n önemli bir boyutu.<br />

Gü<strong>ve</strong>nli oyunca�� tarif etmenizi istersek…<br />

A. AL�O�LU- Gü<strong>ve</strong>nli oyuncak, standardlar� kar��layan<br />

oyuncakt�r. Standardlar� belirleyen Avrupa Birli�i Oyuncak<br />

Komisyonudur. �thal edilen <strong>ve</strong>ya ülkemizde üretimi yap�lan<br />

oyuncaklar�n tümünün standardlar� kar��layan testlerden<br />

geçmesi gerekiyor. Bu testler, ürünün fiziksel özelliklerini,<br />

yanabilirlik özelliklerini <strong>ve</strong> kimyasal özelliklerini belirleyen<br />

testlerdir. Ürünler testlerden geçtikten sonra bu standardlar�<br />

kar��lad���n� belirleyen CE i�areti konulmal�d�r. Üzerinde CE<br />

i�areti olan her ürün gü<strong>ve</strong>nli oyuncak anlam�na gelir.<br />

STANDARD- Ülkemizde oyuncak tüketimi, di�er ülkelerle<br />

kar��la�t�r�l�nca hangi boyutlardad�r?<br />

A. AL�O�LU- Dünyaya <strong>ve</strong> ülkemize bakt���m�z zaman oyuncak<br />

tüketimi ABD’ye <strong>ve</strong> AB’ye göre çok az miktardad�r. Orta<br />

Do�u, Afrika <strong>ve</strong> Asya’ya göre ise Afrika’dan daha fazla, Asya<br />

ile ayn� s�ralamada oldu�umuzu görebiliriz. Bugün ABD’de<br />

y�ll�k çocuk ba��na oyuncak tüketimi 250 USD civar�ndad�r.<br />

Avrupa’da da bu rakam neredeyse ayn� seviyededir. Ülkemizde<br />

ise bu rakam 10 USD civar�ndad�r.<br />

STANDARD- Bunun sebepleri nelerdir?<br />

Ülkemizde oyuncak tüketiminin az olmas�, ülkemizde ya�ayan<br />

insanlar�n % 80’inin al�m gücünün dü�ük olmas�ndan


kaynaklan�yor. Ülkemizde oyuncak sat�� rakamlar�n� art�rabilmemiz<br />

için halk�m�z�n al�m gücünün yükseltilmesinin yan�nda,<br />

oyunca��n çocuk geli�iminde ne kadar önemli bir rol<br />

oynad���n� anlatmam�z gerekiyor. Bunu ba�arabilirsek ekonomimiz<br />

düzeldikçe oyuncak sat�� rakamlar�n�n da artaca-<br />

��na inan�yoruz.<br />

STANDARD- Oyuncak gü<strong>ve</strong>nli�inde CE ��aretlemesi ile<br />

<strong>TSE</strong>, Sa�l�k Bakanl���, D�� Ticaret Müste�arl���’n�n mevzuatlar�<br />

var. Bu konudaki yorumlar�n�z� alabilir miyiz?<br />

A. AL�O�LU- Oyuncak sektörünün yönetmeli�ini haz�rlayan<br />

<strong>ve</strong> yürüten Sa�l�k Bakanl���m�zd�r. �thalat Bölümünde Sa�l�k<br />

Bakanl���m�z ad�na D�� Ticaret Müste�arl��� Standardizasyon<br />

Genel Müdürlü�üdür.<br />

2005 y�l�n�n 12 ay�ndan itibaren Avrupa uyum yasalar�na<br />

uyum sa�lamak için Avrupa’da oyuncakla ilgili nas�l bir sistem<br />

yürütülüyor ise ülkemizde de ayn� sistem yürütülmeye<br />

ba�land�. �thal edilen oyuncaklar�n tümünde test raporlar�<br />

isteniyor, gümrüklerimize gelen ithal oyuncaklar D�� Ticaret<br />

Müste�arl��� Bölge Müdürlüklerince denetim elemanlar� taraf�ndan<br />

fiziksel yönden bak�l�p test raporlar� her ürünün tek tek<br />

incelenip �ayet standardlar� kar��l�yor ise bu ürünlerin ithalat�na<br />

müsaade ediliyor. Bu ürünler piyasaya arz olduktan sonra<br />

Sa�l�k Bakanl��� taraf�ndan piyasada dönem dönem kontrolü<br />

devam ediliyor. Bu denetimi Sa�l�k Bakanl��� 81 ilde 220<br />

denetim eleman�yla beraber yapmaktad�r. Sak�ncal� herhangi<br />

bir ürün gördükleri zaman bu ürünleri ithalatç� firmalara <strong>ve</strong>ya<br />

üretici firmalara bildirerek ürünün piyasadan toplat�lmas� <strong>ve</strong><br />

Sa�l�k Bakanl���n�n gözetiminde imhas� yap�l�p tüketicilere<br />

bu sak�ncal� ürünlerin bildirimini sa�lat�p, ayr�ca üretici <strong>ve</strong><br />

ithalatç� firmalara çok a��r para cezalar� kesilmektedir. 2005<br />

y�l�ndan önce üreticiler taraf�ndan üretilip piyasaya arz olunan<br />

oyuncaklar hiçbir �ekilde denetlenmemekteydi. �thal oyuncaklar<br />

ise gümrükte <strong>TSE</strong> taraf�ndan birkaç numune al�n�p,<br />

teste tabi tutulurdu <strong>ve</strong> testten ürünler geçmi� ise ithalat�na<br />

müsaade ediliyordu. Ülkemizde yap�lan �u andaki uygulama<br />

Avrupa ülkelerinde bile olmamaktad�r. Avrupa ülkelerinin ço-<br />

�unda ithal edilen oyuncaklar gümrükte bizdeki gibi denetlenip<br />

test raporlar� istenmiyor. Sadece dönem dönem piyasada<br />

denetimi yap�lmaktad�r.<br />

STANDARD- Oyuncak standardlar�n� de�erlendirmenizi<br />

istersek….<br />

A. AL�O�LU- Bugünkü oyuncak standardlar�na bak�ld��� zaman<br />

geçmi� y�llarla mukayese edildi�inde çok uzun bir yol<br />

al�nd��� görülmektedir. Avrupa Birli�i Oyuncak Komisyonunun<br />

alm�� oldu�u bu konudaki kararlar her geçen gün standardlar�n<br />

yükselmesine sebep olmu�tur. Ülkemizdeki üreticiler<br />

yap�lan denetimler <strong>ve</strong> ayr�ca her geçen gün bu konuda standardlar<br />

aç�s�ndan daha da bilinçlenmesi, piyasaya arz edilen<br />

oyuncaklar�n kalitelerinin yükselmesine sebep olmaktad�r.<br />

Çin’e bakt���m�zda Çin’in de oyuncak konusunda eski Çin<br />

olmad���n� görebiliyoruz. Gerek ABD’nin standardlar�na uyulmas�<br />

gerek AB’nin standardlar�na uyulmas� bask�s�na istinaden<br />

dünyan�n en büyük oyuncak üreticisi olan Çin standardar�n�<br />

yükseltmek mecburiyetinde kalm��t�r. Çünkü Çin’in en<br />

büyük oyuncak pazar� ABD <strong>ve</strong> AB ülkeleridir.<br />

STANDARD- Sektörünüzün en büyük sorunlar� neler? <strong>Ekonomik</strong><br />

kriz sizi nas�l etkiledi?<br />

A. AL�O�LU- Sektörümüzün s�k�nt�lar�na bak�ld���nda imalatç�lar�m�z<br />

aç�s�ndan ham madde <strong>ve</strong> di�er girdilerin pahal�<br />

olmas�, enerji fiyatlar�n�n çok yüksek olmas�, imalatç�lar�m�z�<br />

önemli bir �ekilde etkilemektedir. Devletimiz bu konuda<br />

imalatç�lar�m�za önemli bir destek <strong>ve</strong>rmemektedir. �thalatç�<br />

firmalar�m�z ürünlerini gümrükten çekerken yüksek referans<br />

k�ymetlerden ödedikleri için ciddi derecede zorlanmaktad�rlar.<br />

Dolay�s�yla bu yüksek referans k�ymet ödemeleri de<br />

ürünlerin vatanda�lar�m�z�n yüksek fiyatlara almas�na sebebiyet<br />

<strong>ve</strong>riyor.<br />

Ayr�ca AVM’lerdeki yüksek kira ücretleri de perakende ma�azas�<br />

olan firmalar�m�z� olumsuz yönde etkilemektedir.<br />

�thalatç�, imalatç� <strong>ve</strong> toptanc� firmalar�m�z, vadelerin uzun olmas�ndan<br />

dolay� çok olumsuz yönde etkilenmekte olup, bu<br />

uzun vadeler içinde riskleri de her geçen gün artmaktad�r.<br />

Ödenmeyen çekler de firmalar�m�z� zor durumda b�rakmaktad�r.<br />

<strong>Ekonomik</strong> kriz, tüm sektörleri etkiledi�i gibi bizim sektörümüzü<br />

de etkilemi�tir. Bilindi�i üzere ekonomik krizlerde vatanda�lar�m�z<br />

önlerini göremedikleri için harcamalar�n� k�s�tlamaktad�r.<br />

Bu k�s�tlamalardan dolay� bizim sektörümüz de<br />

pay�n� almaktad�r.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

63


STANDARD OCAK 2010<br />

64<br />

EYÜP SULTAN OYUNCAKLARI<br />

Eyüp Sultan Oyuncaklar� Yrd.<br />

Doç. Dr. Tosun YALÇINKAYA<br />

Marmara Ün., Atatürk E�itim Fak.,<br />

�lkö�retim Bölümü,Okul Öncesi E�itim Ö�retmenli�i<br />

Bölümü Ö�retim Üyesi<br />

Eyüp, tarihsel dokusu yan�nda anne babalar�n, hatta dedelerimizin oyun ça�lar�n� geçirdikleri oyuncaklar�n� edindikleri<br />

bir hayal kentidir. Eyüp Sultan Türbesi’ne giden �skele Caddesi’nin iki taraf� oyuncak dükkanlar�yla doluydu. Bu oyuncaklar<br />

içinde neler yoktu ki... Teneke zilleri olan tefler, minik darbukalar, içine su konulup öttürülen toprak testiler,<br />

k�rbaç <strong>ve</strong>ya kaytan sar�larak döndürülen topaçlar, kursak düdükler, tahta be�ikler vs.<br />

O zaman�n tekni�i, malzemesi <strong>ve</strong> i�çili�iyle yap�lan bu oyuncaklar hiç de küçümsenir türden de�ildir. Oyuncak dükkanlar�n�n<br />

arka taraflar� atölye olarak kullan�lmaktayd�. Ön taraftaki tezgâhlarda ise çe�it çe�it oyuncaklar sergilenirdi.<br />

Eyüp bir zamanlar oyuncak merkezi, Eyüp Camii, tarihi sokaklar� <strong>ve</strong> en önemlisi alt�n boynuza k�y�s� olmas� nedeniyle tarihe aç�lan<br />

bir kap�d�r. Eyüp Sultan Camii, Haliç’in bitiminde Peygamberimizin sancaktar� Eba Eyyup El-Ensari Halid Bin Zeyd’in Türbesi<br />

önünde Peygamber’in ruhunu �adetmek için Fatih Sultan Mehmet taraf�ndan yapt�r�lm��t�r. Eyüp’ün di�er önemli bir mekân�,<br />

kurulu�undaki ad� Rag�p A�a’n�n Kah<strong>ve</strong>hanesi olan, eski �plikhane K��las�’n�n gerisindeki Karya�d� Bay�r�n�n üstünde <strong>ve</strong> Haliç’in<br />

bitiminde yer alan Piyer Loti Kah<strong>ve</strong>hanesi’dir.<br />

Eyüp oyuncakç�l��� 18.yy’a kadar dayanmaktad�r. Seri üretimin geli�ip do�al malzemenin yerini plastik <strong>ve</strong> türevleri alana kadar<br />

Eyüp, oyuncak üretiminin merkezi idi. �stanbul çocuklar� sünnet zamanlar�nda Eyüp’e getirilir, dönü�te istedikleri oyunca�� seçmeleri<br />

için ç izin <strong>ve</strong>rilir; ; Anadolu’nun birçok ç yyöresine oyuncak y Eyüp y p semtinden da��t�l�rd�. � Oyuncak y denilince akla ilk Eyüp y p gelirdi. g


Eyüp oyuncaklar� hakk�nda söylenmi� bir f�kra �öyle der: Sultan II. Mahmut bir<br />

gün musahibi* Sait Efendi ile Cuma namaz�n� k�lmak <strong>ve</strong> türbeyi ziyaret etmek<br />

için Eyüp’e gider. Tam oyuncakç� dükkanlar�n�n önünden geçerken küçük bir<br />

çocu�un kulaklar� t�rmalarcas�na a�lad���n� görerek sebebini sorar. Çocu�un<br />

oyuncak istedi�i, fakat annesinin almad���n� söylerler. Bunun üzerine II. Mahmut,<br />

camii civar�ndaki oyuncakç�lar�n kapat�lmas�n� emreder. Bir süre sonra tekrar<br />

Eyüp’e gelen Padi�ah, oyuncakç� dükkanlar�n�n faaliyette olduklar�n� görünce<br />

musahibine dönerek: ‘Ben size bu dükkanlar� Camii civar�ndan kald�rman�z� söylemedim<br />

mi!’ der. Bunun üzerine Musahip Sait Efendi Sultan�n yan�na gelerek,<br />

‘Devletlim, herhalde biz emrinizi yanl�� anlam���z. Ama sözlerinizi bugünkü gibi<br />

hat�rl�yorum. Siz oyuncakç� dükkanlar�n� de�il mezarc�lar� kald�r�n�z buyurmu�tunuz.’<br />

Padi�ah biraz �a�k�n biraz k�zg�n: ‘Ben mezarc�lar�n kald�r�lmas�n� m�<br />

emretmi�im?’ der. ‘E<strong>ve</strong>t Padi�ah�m siz herhalde oyuncakç�lar�n kald�r�lmas�n�<br />

istemezsiniz. Zira onlar bu dünyaya gelenleri, mezarc�lar ise öbür dünyaya gidenleri<br />

beklerler.’<br />

Eyüp’te ilk oyuncak 18.yy’da Dökmeci Hasan A�a taraf�ndan yap�lm��t�r. Hasan A�a, II. Mahmut<br />

zaman�nda memleketinden �stanbul’a Nizam-� Cedid askeri olarak gelmi� <strong>ve</strong> Rami<br />

K��las�’n�n aç�l�� törenlerinde dümbelek çalm��t�r. Askerlikten ayr�ld�ktan sonra sahur<br />

manicili�i, bo� zamanlar�nda da oyuncak yapard�. Tükürüklü Oyuncakç� Hasan A�a<br />

ad�yla da an�lan bu ki�iden sonra Gümü�suyu’lu Darbukac� Halil Efendi <strong>ve</strong> Küçük �smail<br />

Efendi adlar�ndaki zanaatkârlar da oyuncak atölyeleri açarak bu mesle�in yay�l�p geli�mesine<br />

hizmet etmi�lerdir.<br />

Eyüp oyuncaklar� �u türleri kapsamaktayd�: Üstüne ayna parçalar� yap��t�r�lm�� renkli<br />

küçük testiler, sürahiler, bardaklar. Teneke zilleri olan bir kar�� çap�nda tefler�i, bir kar��<br />

çap�nda davullar, eski mecidiye büyüklü�ünde (yakla��k 2 cm. kadar) tekerlekleri olan<br />

arabalar, minik darbukalar, sapl� davullar, pek küçük olarak yap�lm��, be�ik <strong>ve</strong> sal�ncaklar,<br />

k�rbaç ya da kaytan sar�larak döndürülen topaçlar, kursak düdükler, havanlar,<br />

hac�yatmazlar, �ak�aklar, minik tereya�� yay�klar�, k�rm�z� tüylü koyun <strong>ve</strong> kuzular, a�aç<br />

parçalar�n�n içi oyularak yap�lm�� <strong>ve</strong> üzerine k�rm�z�, ye�il boyalar sürülmü� sandallar,<br />

padi�ah kay�klar�, boyal� aynalar, iki-üç �erefeli camisiz minareler, tahta k�l�çlar, f�r�ldaklar,<br />

kam�� tüfekler, düdüklü f�r�ldaklar, çekirgeler, içine su konulup öttürülen toprak testiler,<br />

aynal� be�ikler, ipli oklar, �i�irme gaydalar, dönme dolaplar, bumbardan yap�lm��<br />

boyal� balonlar, tahta çekiçler.<br />

Bal�khane Naz�r� Ali R�za Bey de kitab�nda dönemin çocuk oyuncaklar�ndan örnekler <strong>ve</strong>rirken<br />

�öyle s�ralam��: K�rm�z� tüylü koyun, kuzu, a�aç parçalar�n�n içi oyularak yap�lm��<br />

<strong>ve</strong> üzeri ye�il-k�rm�z� boyalarla boyanm�� sandallar, padi�ah kay�klar�, yine boyal� aynalar,<br />

f�r�ldaklar, iki-üç �erefeli camisiz minareler, tahta k�l�çlar, kam�� tüfekler, davullar,<br />

defler, düdüklü f�r�ldaklar, çekirgeler, hac�yatmazlar, toprak testiler, bardaklar.<br />

Daha sonra da bu oyuncaklarla ilgili �öyle söylüyor. ‘��te Eyüp oyuncak ustalar� sürekli<br />

ayn� oyuncaklar� yap�p yenilik getiremedikleri için zaman içinde bütün oyuncak atölyeleri<br />

kapanmak zorunda kalm��lard�r. Yani oyuncak üreticileri de�i�en çocu�a ayak<br />

uyduramam��lard�r.’ (Ural Yalvaç, Milliyet, 2003.).<br />

Ser<strong>ve</strong>t �skit’in ç�kard��� Resimli Tarih Mecmuas�’ndaki ‘’Dünkü �stanbul’’ sayfas�nda<br />

‘’Eyüp Oyuncakç�lar�’’ isimli imzas�z bir makale yay�nlanm��t�r ki Eyüp Oyuncaklar�n�<br />

tariften ziyade tehzil* kast� ile yaz�lm��t�r; a�a��daki sat�rlar� bu yaz�dan al�yoruz: ‘’O<br />

zamanlar oyuncak denilen �eyi aileler, terbiye bak�m�ndan mütalaa etmezler, yaln�z<br />

avutma <strong>ve</strong> e�lendirme taraf�n� dü�ünürlerdi. E�lendirme de ne e�lendirme idi; ya çatlak<br />

bir ses ya k�r�k dökük bir gürültü. Kaba saba, tesviyesiz tahtalardan yap�lm��, en kötü <strong>ve</strong><br />

göz ç�karan boya <strong>ve</strong> renklerle boyanm�� bu iptidai fikir mahsullerinin çocu�a fenni, dü-<br />

�ündürücü <strong>ve</strong> estetik bir terbiye <strong>ve</strong>rmesi �öyle dursun, yavruca�� gürültüsüyle sersem,<br />

elini <strong>ve</strong> avucunu da kirleterek muazzeb (rahats�z) ederdi.’’ Seyyar Eyyub Oyuncakç�lar�<br />

istisnas�z tulumbac� taslaklar� ile külhanbeyi döküntüleri idi.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

65


STANDARD OCAK 2010<br />

66<br />

Evliya Çelebi Seyahatname’sinde esnaflar� tan�t�rken Eyüp Oyuncaklar� olarak<br />

100 dükkan <strong>ve</strong> 105 ki�iden bahseder. ‘Eyüp oyuncaklar� kam�� borular, f�r�ldaklar,<br />

def, dümbelek, kemençe, s�çan <strong>ve</strong> ku�larla, gözle görmedik oyuncaklarla<br />

geçerler. Bunlar�n alay�nda ak sakall�, gözleri sürmeli çelebilerin surat� tra�l�,<br />

kellepu�lu, aya�� nal�nl�, baz�s� avrat k�l�kl�, avrat takkeli, avrat k�l�kl� müsekkel*<br />

adamlar�n ellerine düzme dad�lar�, anne babalara yap���p alayda geçerken avrat<br />

takkeli koca çelebi ‘’a dad�! Ben bu oyunca�� isterim ya da istemem ‘’ diye<br />

kimisi a�layarak ellerinde teberleri* dümbelekleri çalarak geçerler. Tuhaf esnaf<br />

mukallitleridir. Amma mukallidin iman� sahidir diye fetvalar vard�r.’<br />

Yukar�da bahsetti�imiz Resimli Tarih Mecmuas�’ndaki imzas�z makalede bu oyuncak<br />

sat�c�lar� için de �unlar yaz�l�d�r. ‘Bütün bu molozlar� s�rt�ndaki çerçe<strong>ve</strong> arkal���nda istif<br />

edip mahalleye ç�kan sat�c�, sokak ba��nda kursak düdü�ü öttürdü mü sanki sihirli<br />

flütmü� gibi çocuklar kö�e bucaktan f�rlar, etraf�n� al�rlard�. Seyyar oyuncakç�n�n<br />

düdük na�melerine annelere yalvar�� sesleri kar���r, muhakkak birkaç para s�zd�r�l�p<br />

oyuncakç�ya ko�ulurdu. Külhanbeyi bu düdü�ü ne güzel çalar, yeni türkülerini de k�vrak<br />

ara na�melerine bo�ard�. Felek bana neler etti, nane suyu, �eker .... gibi �ark�lar g�rla<br />

giderdi. Çocuklar, marifet çalan da de�il de düdükte imi� gibi ondan muhakkak al�r,<br />

fakat ilk üfleyi�te hayal-i sükuta u�rarlard�.’ (Koçu Re�at Ekrem, �stanbul Ansiklopedisi,<br />

s.5461-5462).<br />

Bekir Onur’un Oyuncakl� Dünya kitab�ndan aynen al�nm��t�r: ‘’Eyüp’teyiz. Halit �engöz<br />

Eyüp oyuncakç�l���n�n 1928-30’lara dayand���n� söylüyor. Hatta 1919’a kadar inebilirmi�.<br />

–Ben 1940-41’de ba�lad�m, 7 ya�lar�nda babam�n dükkan�nda ba�lad�m. Babam<br />

1952’ye kadar devam etti. Sonra plasti�e geçtik. �imdi oyuncakç�l��� iyice b�rakt�k. Burada<br />

i� 3 ay sürer, temmuz-eylül aras�. Babam Kadri �engöz bu dükkanda imal ederdi<br />

oyuncaklar�. Düdüklü testi, darbuka, atl� araba, aynal� be�ik, tahta kamyon, kaynana<br />

z�r�lt�s�, hokkabaz. Hepsi toprak boya el eme�i. �imdi bir �ey kalmad�. �u testiler bile<br />

Bilecik i�i, oradan gelir, burada boyan�p sat�l�r. Benden ba�ka dükkan kalmad� gördü�ünüz<br />

gibi, ben de satacak �ey bulam�yorum art�k, i�i ba�ka mallara kayd�r�yorum’’.<br />

Eyüp Camii’nin çevresinde büyüklere inanç sat�l�yor; çocuklar� mutlu edecek hiçbir �ey<br />

kalmam��...<br />

Yak�n tarihte �stanbul Büyük�ehir Belediyesi �ehir Müzesi’nde ‘’Çocuk Dünyas�ndan<br />

Geçmi�te Eyüp Oyuncaklar�’’ ad�yla bir de sergi düzenlenmi�tir. �lk kez 1939 y�l�nda<br />

Beyaz�t’taki �nk�lap Müzesi’nde sergilenmi�tir. Bu oyuncaklar halen �stanbul Büyük�ehir<br />

Belediyesi �ehir Müzesi’nde bulunmakta <strong>ve</strong> 28 adettir. �stanbul Belediyesi’ne ba���<br />

yoluyla geçti�i san�lan bu koleksiyonda de�i�ik biçimde 4 araba, 1 cambaz, 1 be�ik, 1<br />

be�ik sal�ncak, 2 ç�nç�n, 1 dönme dolap, 1 iskemle, 1 tel dolap, 2 toprak testi, 2 topaç,<br />

1 kaynana z�r�lt�s�, 1 �eytan minaresi, 1 el arabas�, 4 davul, 1 trampet, 3 tef, 1 adet de<br />

top bulunmaktad�r (Toplumsal Tarihte Çocuk, 1993, s.134.).<br />

Eyüp Oyuncaklar� çok yak�n bir zamana kadar tekrar canlanacak, o eski günlerindeki<br />

heyecana geri dönemese bile tarihsel oyuncak kültürümüz yeniden ya�at�lacakt�r. Avrupa<br />

Birli�i’nin destek <strong>ve</strong>rdi�i Eyüp Oyuncaklar�n�n Yeniden Ya�at�lmas� Projesi, Tarih<br />

Vakf�’n�n i� edindirme yönünde kad�nlara <strong>ve</strong>rdi�i e�itim <strong>ve</strong> ba�ka bir sivil toplum kurulu�u<br />

olan AÇEV’in (Anne Çocuk E�itim Vakf�) destek <strong>ve</strong>rdi�i Anne Destek Programl� ek<br />

bir e�itimle bir sene içinde tamamlanm��t�r. Fener-Balat semtlerinde ya�ayan ev kad�nlar�n�<br />

Eyüp Oyuncakç�l���’n�n yeniden üretimini ö�reterek i� sahibi yapmay� hedefleyen<br />

proje, Eyüp Belediyesi’nin de yard�mlar�yla zamanla sürekli bir i� gücü sa�layacak bir<br />

kaliteye gelmi�tir. �u anda Eyüp oyuncakç�lar� kendi kurduklar� kooperatifle <strong>ve</strong> 7 ki�ilik<br />

yetenekli han�m gurubuyla Cafer Pa�a Kültür Merkezi’nde çal��malar�n� sürdürmektedir.<br />

Bahar ay�nda ba�layacak Eyüp Oyuncakç�l���n� ö�reten <strong>ve</strong> geli�tiren kurslara yeniden<br />

ba�lanacak, bu kültür sonsuza dek ya�at�larak devam edecektir.<br />

Eyüp oyuncaklar�nda kullan�lan malzemeler ah�ap, deri, kil <strong>ve</strong> metaldir. Ah�ap; halen<br />

bilinen <strong>ve</strong> kullan�lan ah�ap oyma <strong>ve</strong> kesme aletleriyle i�lenir. Deri i�lendikten sonra �s-


lat�larak kilden ya da ah�aptan yap�lm�� def, davul <strong>ve</strong> dümbelek gibi oyuncaklar üzerine<br />

gerilip ba�lan�r. Kilden yap�lan oyuncaklar ise bilinen k�rm�z� topra��n i�lenip bir forma<br />

sokulmas� <strong>ve</strong> f�r�nlanmas�yla elde edilir. Metal oyuncaklarsa o zaman�n art�k teneke<br />

kutular�n�n ustalar taraf�ndan oyuncak haline getirilmesiyle olu�mu�tur. Oyuncaklar�n<br />

montaj� için ip, tel, çivi gibi birle�tirici malzemeler kullan�lm��t�r.<br />

Boya malzemesi olarak o zaman�n �artlar�na göre toprak boya kullan�lm�� <strong>ve</strong> sar� yald�zla<br />

çocuklara hitap edecek renkler (ana renkler) tercih edilmi�tir. Stilize edilmi� kar���k<br />

olmayan yumu�ak dalgal� desenler <strong>ve</strong> �eritler kullan�lm��, bezemeye önem <strong>ve</strong>rilmi�tir.<br />

Her ne kadar dinsel inançlardan dolay� oyuncaklar üzerine figür i�lenmedi�i söylense<br />

de do�ru de�ildir. Eyüp oyuncaklar�, mekanik <strong>ve</strong> statik tasar�mlar�yla çocu�un büyüklere<br />

dair taklit yetene�ini geli�tirmesi, itilen <strong>ve</strong> çekilen oyuncaklarla ince <strong>ve</strong> kal�n kas<br />

geli�imine katk�s�, el <strong>ve</strong> göz kontrol <strong>ve</strong> koordinasyonunun geli�imini desteklemesi <strong>ve</strong><br />

ritim duygusunu geli�tirmesi gibi özelliklerinden dolay� e�lendirici olmalar�n�n yan�nda<br />

e�itici oyuncaklard�r. Zaman�m�z oyuncaklar�ysa, her gün geli�en teknolojiye, uzay<br />

ça��na <strong>ve</strong> tüketici toplumlar�n�n de�i�en ucube çizgi film kahramanlar�na <strong>ve</strong> bunlardan<br />

üretilen korkunç oyuncaklara kalm��t�r. Günümüz çocuklar� bu tür oyuncaklar� se<strong>ve</strong>rek<br />

oynamakta, özellikle medya bu tür e�itici özelikten yoksun, olumsuz <strong>ve</strong> y�k�c� modelleri<br />

çocuklar için ilah haline getirmektedirler. Yak�n zamanda çocuklar için gerek çizgi<br />

filmleri gerekse oyuncaklar�yla popüler olan Ninja Kaplumba�alar�, Barbiler, Action Man<br />

<strong>ve</strong> Power Rangers <strong>ve</strong> ad�n� sayamayaca��m�z birçok çizgi film kahraman� daha filmi<br />

vizyona gelmeden reklamlarla sat�lmakta <strong>ve</strong> çocuklar� olumsuz yönde etkilemektedirler.<br />

Çocuklar artan betonla�ma <strong>ve</strong> oyun oynayacak ye�il alanlar�n az olu�u nedeniyle evlere<br />

t�k�lmakta, do�adan uzak bir ortamda h�rç�n <strong>ve</strong> tatminsiz bireyler olarak yeti�mektedirler.<br />

Çal��an ebe<strong>ve</strong>ynlerse i� ya�amlar�n�n getirdi�i vakit yetersizli�i nedeniyle çocuklar�yla<br />

yeterince ilgilenememektedir. Çocuklar�na gereksiz ya da e�itici özelli�i olmayan<br />

oyuncak alarak onlar� adeta oyalamaktad�rlar. Oysa çocuklara sunulacak aç�k alanlar<br />

<strong>ve</strong> e�itici oyuncaklara yeterince önem <strong>ve</strong>rilmeli, çocuk kendi oyunca��n� art�k malzemelerle<br />

bile olsa kendisi yapabilmelidir. Kültürümüze yönelik oyuncaklar� yeniden ya�at�p<br />

geli�tirebiliriz. Bunun için belediyeler ya da Milli E�itim Bakanl��� önayak olabilir. Kendi<br />

kendine yetebilen bilinçli bireyler yeti�tirebilirsek kültürümüze de sahip ç�km�� oluruz.<br />

Eyüp oyuncaklar� mekanik <strong>ve</strong> statik tasar�mlar�yla çocu�un büyüklere dair taklit yetene�ini<br />

geli�tirmesi, itilen <strong>ve</strong> çekilen oyuncaklarla ince <strong>ve</strong> kal�n kas geli�imine katk�s�,<br />

el <strong>ve</strong> göz kontrol <strong>ve</strong> koordinasyonunun geli�imini desteklemesi <strong>ve</strong> ritim duygusunu<br />

geli�tirdikleri için e�lendirici olmalar�n�n yan�nda kim ne derse desin o zaman�n e�itici<br />

oyuncaklar� olmu�lard�r.<br />

KAYNAKLAR<br />

1- Bozyi�it Ali Esat, Milli Folklor Dergisi, Ankara, s.10-12.<br />

2- Evliya Çelebi , Evliya Çelebi Seyahatnamesi, cilt 2, Zuhuri Dan��man Yay�n Evi, 1969, s.302-303.<br />

3- Gazimihal Mahmut R., ‘’S�ra Kam��l� Çocuk Çalg�lar�’’, Türk Folklor Ara�t�rmalar�, �stanbul 1955, say� 75,<br />

s.1187.<br />

4- Koçu, Re�at Ekrem., ‘’Eyüp Oyuncaklar�’’, �stanbul Ansiklopedisi, cilt 10, Koçu Yay�nlar�, �stanbul 1972,<br />

s.5461-5462.<br />

5- T�lg�n Nurullah, ‘’Eyüp Oyuncaklar�’’, Türk Folklor Ara�t�rmalar�, �stanbul 1939, say� 121, s.1985.<br />

6- Toplumsal Tarihte Çocuk, 1994, s.134.<br />

7- Ural Yalvaç, Milliyet, 2003.<br />

SÖZLÜK<br />

Bumbar: Hayvan ba��rsa��<br />

Kellepu�: Ba�l�k<br />

Muazzeb: Rahats�z<br />

Mukallit: Taklitçi<br />

Musahip: Padi�ahlar�n özel hizmetlerinde bulunan ki�iler<br />

Müsekkel: Çocuk k�l�kl�<br />

Teber: Balta<br />

Tehzil: Alaya alma, dalga geçme.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

67


STANDARD OCAK 2010<br />

68<br />

OYUNCAKLAR <strong>ve</strong> KÜRESELLE�ME<br />

Çocuk Müzeleri Derne�i Koleksiyonundan El Kuklas�<br />

Oyuncaklar <strong>ve</strong> Küreselle�me<br />

A. Ceren G��<br />

Ara�t�rmac�-Kültürel Ara�t�rmalar Vakf�<br />

Oyuncakevi Program� Koordinatörü


�stanbul Oyuncak Müzesi’nden Uzay Oyuncaklar�<br />

Sosyal bir varl�k olan insan, kendisine yüklenen<br />

birçok s�fat� kullanarak birtak�m objeler yaratmak<br />

ister. Bu objeler; hayat�n� kolayla�t�rmak,<br />

sosyalli�ini art�rmak yani payla�ma duygusunu<br />

tatmin etmek gibi büyük bir eyleme hizmet<br />

etmektedir. �nsano�lu yaratt��� objeleri kullan�rken kendisine<br />

<strong>ve</strong> eylemine koydu�u birtak�m kurallarla asl�nda “oyun oynamaktad�r”.<br />

��te; insan�n bu büyük eyleminin araçlar�d�r oyuncaklar. Her<br />

kültürde belli bir ça�da belirip ya�am�n�n sonuna kadar ba�ka<br />

ba�ka �ekillerde ortaya ç�karlar. Belki de daha kat� kurallarla<br />

<strong>ve</strong> e�itimsel i�levini kaybederek hayat�m�z�n bir parças� olurlar.<br />

Net bir tan�m <strong>ve</strong>rilememekle birlikte küreselle�me; tektiple�me,<br />

homojenle�me, yerel kültürel unsurlar�n�n etkisini<br />

kaybetmesi <strong>ve</strong> buna ba�l� olarak “dünyan�n kültürel anlamda<br />

daralmas�”, “dünyan�n bütünle�mi� tek bir pazar haline<br />

gelmesi” biçiminde yorumlanmaktad�r.<br />

Küreselle�me kavram�n�n ortaya ç�k���yla birlikte al���k oldu-<br />

�umuz dünya düzeninde baz� farkl�l�klar�n olu�maya ba�lad���<br />

görülmektedir. Bu farkl�l�klar, yüzy�llard�r süregelen tüketim<br />

al��kanl�klar�m�zda, maddi <strong>ve</strong> manevi baz� de�erlerimizde de<br />

kendini çe�itli �ekillerde göstermektedir. Çocuklar�n dünyas�na<br />

bakt���m�zda, bu de�i�imin onlar�n geleneksel olarak<br />

tasarlan�p üretilen, oynanan oyuncaklar�nda da ya�and���n�<br />

izlemekteyiz.<br />

“Homo ludens”in yani “oynayan insan”�n araçlar� olan oyuncaklar,<br />

yaln�zca çocuklar� oyalamaktan ibaret olmayan, onlar�<br />

gerçek hayata haz�rlayan bir tak�m minyatür objelerdir. Buna<br />

ba�l� olarak; kendi kendine bir �eyler yap�p, onlarla oynayan<br />

çocuklar, büyüdüklerinde daha yarat�c�, üretici, tatmin olmu�,<br />

kendine gü<strong>ve</strong>nen ki�iler olarak kar��m�za ç�kar. Bu anlamda<br />

oyuncaklar�n çocuklar�n psikolojik geli�imlerindeki rolü az�msanmayacak<br />

kadar büyüktür.<br />

Payla��labilen, de�i� toku� edilebilen, daha da önemlisi baz�<br />

hastal�klar�n tedavisinde rehabilitasyon malzemesi olarak<br />

kullan�lan oyuncaklar, Eski Yunan’da k�z <strong>ve</strong> erkek çocuklar�n<br />

ergin olduklar�n� Tanr�ça Artemis’e sunarak kan�tlad�klar�<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

69


STANDARD OCAK 2010<br />

70<br />

Çocuk Müzeleri Derne�i Koleksiyonundan Geleneksel Topaçlar<br />

“kült” objeler olarak da kendini gösterir. Bunun yan� s�ra; Eski<br />

M�s�r mezarlar�nda bulunan deri toplar, toprak bebekler, günümüzde<br />

çocu�u olmayan kad�nlar�n baz� ziyaret yerlerine<br />

koyduklar� minyatür bez bebekler, be�ikler ile bebeklerin genellikle<br />

ilk oyunca�� olan, tarihin en eski oyuncaklar�ndan biri<br />

olan, ç�kard�klar� sesten ötürü Avustralya yerlilerince kutsal<br />

törenlerde kullan�lan ç�ng�raklar da yine oyuncaklar�n kültle�tirilmesine<br />

<strong>ve</strong>rebilece�imiz ba�ka örneklerdendir.<br />

Günümüzde ise oyuncaklar, geleneksel kimliklerinden s�yr�l�p<br />

popüler kültürün bir parças� olmaktad�r. Giderek kapal�<br />

mekânlara daha fazla itilen genç nesil, yukar�da sözünü etti-<br />

�im payla��m duygusundan uzakla�arak, “moda olana” yönelmektedir.<br />

Moda olarak ortaya ç�kan oyuncaklar; sanayile-<br />

�en toplumun, yani tüketim toplumunun körükledi�i üretimin<br />

bir sonucudur.<br />

Oysa oyuncaklar (<strong>ve</strong> tabii ki oyunlar) antik dönemden günümüze<br />

kadar biçim <strong>ve</strong> kurallar�nda de�i�iklik olmadan ya<br />

da çok az de�i�ikli�e u�rayarak gelmi�lerdir. Örne�in; topaç,<br />

tarihin çok eski dönemlerinden beri, �.Ö. 3000’de Babil’de,<br />

�.Ö.1400’de Eski M�s�r’da oynand��� saptanan <strong>ve</strong> günümüze<br />

kadar gelmi�, bugün de Fransa, Japonya, Rusya, �talya<br />

<strong>ve</strong> Çin gibi dünyan�n birçok yerinde bilinen bir oyuncakt�r.<br />

Hem biçimi hem de çevirme teknikleri birbirine benzer <strong>ve</strong><br />

yaln�zca Anadolu’da �imdiye kadar derlenebilen de<strong>ve</strong>leme,<br />

mozik, p�rlang�ç, hol, dü�eme, i�tufan gibi 200’den fazla ad�<br />

bulunmaktad�r. Ancak; günümüzde bu ah�ap oyuncak, basit<br />

özelli�ini yitirerek, plastik malzemeyle, mekanik, pilli, müzikli<br />

çe�itleri de olan teknolojik bir oyuncak halini alm��, metamorfoza<br />

u�ram��t�r.<br />

Dünya ekonomisinin dizginlerini elinde tutan, dolay�s�yla küreselle�meyi<br />

tetikleyen, sanayi geli�imini tamamlam�� Bat�l�<br />

ülkeler, her �eye yön <strong>ve</strong>rdikleri gibi yerel kültürler içerisinde<br />

yer alan, ba�ka bir söylemle az geli�mi� ülkelerdeki çocuk<br />

oyun <strong>ve</strong> oyuncaklar�nda da kendilerini hissettirmektedirler.<br />

Yay�n organ� olarak medyan�n <strong>ve</strong> di�er ileti�im araçlar�n�n<br />

da h�zla geli�mesiyle dünyan�n bir noktas�nda ortaya ç�kan<br />

bir oyuncak, çok k�sa bir süre içerisinde dünyan�n bir ba�ka<br />

noktas�nda da oynan�r olabilmektedir.<br />

Popüler kültür içinde kendini geli�tiren, medyan�n da ivmelendirdi�i<br />

Barbie bebekler, konu�ulan� tekrar eden Ferbie’ler,<br />

sanal hayvanlar ad� alt�ndaki Tamagochi’ler, bilim-kurgu<br />

mant���yla tasar�mlanm�� Actionman, Ninja Kaplumba�alar,<br />

Transformers, uzayl� Tele-Tubbie’ler, cep canavarlar� da<br />

denilen Pokemon’lar gibi aralar�nda çizgi filmleri <strong>ve</strong> çocuk<br />

programlar� da olan oyuncaklar, günümüz çocuklar�na yeti�kinler<br />

taraf�ndan kurgulanm�� olarak <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong> bu durum<br />

çocuklar�n el becerilerini, yarat�c�l�klar�n� gitgide yok etmektedir.<br />

Bu yok edili�le birlikte dilde de bir k�s�rla�man�n, tek tiple�menin<br />

ba�lad��� görülür. Daha önceleri, farkl� k�talarda ayn�<br />

oyunca�a farkl� adlar <strong>ve</strong>rilirken, günümüzde küreselle�menin<br />

getirdi�i homojenle�meyle farkl� k�talarda ayn� oyuncak ayn�<br />

adla an�lmaya ba�lam��t�r. Örne�in; yine topaca bakt���m�zda<br />

Rusya’da “volçok”, �talya’da “trottola”, Yunanistan’da<br />

“strambos” gibi her dilde <strong>ve</strong> bir ülke içinde bile farkl� isimler<br />

al�rken Pokemonlar, Barbieler dünyan�n her yerinde ayn� adla<br />

tan�nmaktad�r.<br />

Yukar�da sözü edilen, medyan�n tan��t�rd��� baz� oyuncaklar<br />

(bunlar; k�sa <strong>ve</strong> uzun metrajl�, birço�u Walt Disney yap�m�<br />

olan Aslan Kral, Tarzan, Pochahontas vb. gibi çizgi film <strong>ve</strong>ya<br />

Herry Potter, Spiderman gibi fantastik çocuk roman <strong>ve</strong> filmleri<br />

karakterleridir), farkl� ürünlerin yan�nda <strong>ve</strong>rilen promosyon<br />

malzemeleri olarak da kar��m�za ç�kmaktad�r. Mc Donalds,


Coca Cola, Pepsi vb. çok uluslu �irketler, ürünlerinin yan�nda<br />

güncel filmlerin karakterlerinin minyatürlerini; ya da üzerinde<br />

bu karakterlerin bulundu�u ba�ka promosyon ürünleri üzerinden<br />

yüklü gelirler elde etmektedirler.<br />

Bu duruma “olaylar�n oyuncakla�mas�” dersek, <strong>ve</strong>rilebilecek<br />

örnekler artar <strong>ve</strong> tarihsel olarak da oldukça gerilere gider.<br />

Prof. Dr. Bekir Onur, ‘Oyuncakl� Dünya’ adl� eserinde �öyle<br />

bir örnek <strong>ve</strong>rir:<br />

“Citroën firmas�n�n bütün dünyada tan�nan bir de oyuncak<br />

bölümü vard� <strong>ve</strong> burada gerçek arabalar�n bütün ayr�nt�lar�n�<br />

ta��yan model arabalar yap�l�yordu. Reklama çok önem<br />

<strong>ve</strong>ren André Citroën’e göre bütün çocuklar en küçük ya�lar�ndan<br />

itibaren “anne, baba, Citroën” demeyi ö�renmeliydi.”<br />

(ONUR, 1992:49 s.)<br />

Ülkemizde ya�anm�� bir ba�ka örnek ise; yakla��k yar�m as�r<br />

önce, 1947’de, �stanbul’a gelen, 2. Dünya Sava��’n�n önemli<br />

gemilerinden Amerikan Missouri z�rhl�s�n�n ayn� günlerde<br />

kur�undan oyuncaklar�n�n yap�lmas�d�r. (K.K: G��, 69)<br />

Bu durumun günümüze yans�mas� ise sava� sanayini çok<br />

yak�ndan takip eden modern oyuncak sektörünün, her yeni<br />

ç�kan sava� silah�n� minyatürle�tirerek çocuklar�n eline <strong>ve</strong>rmesidir.<br />

Çocuklar�n fantezilerinin kendili�inden do�mad���, çevresel<br />

etkenler, durum, ili�kisel ortam <strong>ve</strong> bu ortamdaki oyuncaklar�n<br />

ima etti�i temalarca biçimlendirildi�i göz önüne tutulursa sava�<br />

<strong>ve</strong> �iddet temas� içeren modern oyuncaklar, çocuklar�n<br />

psikolojik <strong>ve</strong> sosyal geli�imlerinde olumsuz rol oynamaktad�r.<br />

Tahmin edilebilece�i gibi temelinde “yok etme” mant��� bulunan<br />

bu araçlarla (oyuncak demek do�ru mudur?) çocuklar,<br />

�iddeti ola�an bir �eymi� gibi alg�lay�p, “bar��”, “payla��m”,<br />

“duygusall�k” vb kavramlardan giderek uzakla�maktad�r.<br />

Sonuç olarak oyuncaklar; yaln�zca Türkçe Sözlükteki aç�klamas�<br />

gibi “oynay�p, e�lenmeye yarayan her �ey” ya da di�er<br />

anlamlar� gibi “önemsiz <strong>ve</strong> kolay i�”i tan�mlayan gereçler olmay�p,<br />

sosyolojik, psikolojik <strong>ve</strong> antropolojik boyutlara sahip<br />

olan <strong>ve</strong> üzerinde ciddiyetle durulmas� gereken materyallerdir.<br />

Gerek reklamlar gerek promosyon ürünleri gerekse di�er etkenlerin<br />

çocuklar üzerinde yarataca�� etkilerin önceden ara�t�r�lmas�<br />

gerekmektedir.<br />

Küreselle�me, içinde bulundu�umuz ko�ullarda ilerlemesinin<br />

önüne geçemeyece�imiz bir kavramd�r. Ancak; bu kavram,<br />

olumlu taraflar� ele al�n�p i�lenebildi�i takdirde yararl� olacakt�r.<br />

Aksi halde, çocu�un ki�ilik geli�iminde etkin olan oyunca-<br />

��n küreselle�mesine paralel olarak geli�ecek ki�iliklerde de<br />

ileriye dönük bir tektiple�me söz konusudur.<br />

KAYNAKLAR<br />

1. EM�RO�LU, Kudret: Gündelik Hayat�m�z�n Tarihi. 3. Bas�m. Ankara<br />

2002. Pelin Ofset. 615 s.<br />

2. GÖ�Ü�, A. Ceren: “Geleneksel Çocuk Oyuncaklar�ndan Küreselle�menin<br />

Etkileri”. 8. Ulusal El Sanatlar� Sempozyumu (13-15<br />

Kas�m 2002 �zmir). Bildiriler Kitab�. 155-158. s) Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Güzel Sanatlar Fakültesi Yay�n�.<br />

3. HU�Z�NGA, Johan: Homo Ludens –Oyunun Toplumsal ��levi<br />

Üzerine Bir Deneme. Çev: Mehmet Ali KILIÇBAY. 1.Bas�m. �stanbul<br />

1995. Mart Matbaac�l�k Sanatlar� Ltd. �ti. 253. s.<br />

4. �NAL, Kemal: “Modern Çocuk Oyunlar�n�n Araçsalla�t�r�lmas�”.<br />

Folklor <strong>ve</strong> Edebiyat. Cilt 7. 2001/4. Say�:28. 17-32 s.<br />

5. JENKINS, Ian: Antik Devirde Çocuk E�itimi. Çev.: Hasan MALAY.<br />

3. Bas�m. �stanbul 1993. Kanaat Matbaas�. 31.s.<br />

6. ONUR, Prof. Dr. Bekir: Oyuncakl� Dünya. 1. Bas�m. Ankara 1992.<br />

Feryal Matbaas�. 352. s.<br />

7. K.K. GÖ�Ü�, Tanfer, Üni<strong>ve</strong>rsite Mezunu, 1940, Emekli.<br />

�eyda ��man’�n Yeni Üretim Topaçlar<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

71


STANDARD OCAK 2010<br />

72<br />

GELENEKSEL G�YS�L� BEBEKLER


Geleneksel Giysili Bebekler<br />

(Ardahan-Damal )<br />

Mücella KAHVEC�<br />

Alt�neller Geleneksel El Sanatlar� Derne�i (ALDER) Ba�kan�<br />

Giyim insanl�k tarihi kadar eskidir. Giyim, sanat�n, endüstri kolunun <strong>ve</strong> ayn�<br />

zamanda da milli kültürün bir parças�d�r. Giyinmeye duyulan gereksinme,<br />

ilk ça�larda insanlar�n vücutlar�n� tabiat�n etkilerinden korumak için do�mu�,<br />

daha sonraki devirlerde insanlar�n kültür <strong>ve</strong> uygarl�k seviyelerinin<br />

geli�mesi, her alanda oldu�u gibi giyimde de kendini göstermi�tir.<br />

Bir toplum içinde yerle�ik ilkeler, hangi giyim e�yas�n�n <strong>ve</strong>ya terkibinin kimler taraf�ndan<br />

hangi durumlarda giyilebilece�i, giyilmesi gerekti�i <strong>ve</strong>ya giyilmesinin zorunlu oldu�unu<br />

belirtmektedir. Böyle sinyaller, kategorilere tatbik edilen giyim ilkelerine ba�l�l��� göstererek<br />

cinsiyet, ya�, medeni hal, soy, cemaat, kurum, meslek vb. giyenin sosyal kimli�i<br />

hakk�nda i�aretler <strong>ve</strong>rebilmektedir.<br />

Asl�nda giyim, do�al çevrenin �artlar� ile biçimlenmesine kar��n toplumsal özelliklere göre<br />

de�er alm�� oldu�undan, art�k de�i�mezlik kazanm��t�r. Burada giysilerin sosyolojik, psikolojik<br />

<strong>ve</strong> tarihsel olu�umunda, do�al çevrenin kendisiyle do�rudan ili�kisi yoktur. Ancak<br />

co�rafi bölgeler içinde de�erlendirmek gerekmektedir. Böylece ulusal giysiler, yerel<br />

giysiler, a�iret (boy) giysileri olarak bölümlere ayr�labilir. Bu nedenle bölgesel giysilerde<br />

topografik etkenler, sosyal etkenlerden daha önemlidir. Gelenekler, ülkeler <strong>ve</strong>ya boylara<br />

(a�iretlere) göre kesin olarak giysiler belirlenmi�tir. Her ulusun <strong>ve</strong>ya �rk�n kendine özgü<br />

simgeleri oldu�u gibi, di�er topluluklar <strong>ve</strong>ya en az ortak yanlar� olan toplumlarla i�aretle�mek<br />

için en az�ndan baz� ortak simgeleri bulunmaktad�r. Bunun yan� s�ra soyu, aileyi,<br />

boy <strong>ve</strong> obalar� belirten simgeler de yer almaktad�r. Bu tür giyim biçimlerinin çok yava� <strong>ve</strong><br />

zaman içinde de�i�tikleri anla��lmaktad�r.<br />

Türk giyiminde gözleyebildi�imiz, Hunlardan itibaren Türk özelli�i olarak ortaya ç�kan birçok<br />

görüntü, kesintisiz Osmanl�larla devam etmi�tir.<br />

Orta Asya’da ya�ayan atl� göçebe medeniyetine dahil Türk boylar�nda kad�nlar <strong>ve</strong> erkekler<br />

ata binmeye el<strong>ve</strong>ri�li giysileri tercih etmi�ler, elbiselerde kuma�lar kadar deriyi de kullanm��lard�r.<br />

En eski uygarl�k merkezi olan <strong>ve</strong> çe�itli uygarl�klar�n ya�ad��� Anadolu’da, Büyük Selçuklu<br />

�mparatorlu�undan ayr�larak, kuv<strong>ve</strong>tli bir devlet halinde olu�an Anadolu Selçuklular�n�n<br />

uygarl�k dünyas�na zengin bir kültür <strong>ve</strong> sanat getirdi�i �üphesizdir.<br />

Selçuklu devri kad�n <strong>ve</strong> erkek giysileri aras�nda çok büyük farklar yoktur. Selçuklular <strong>ve</strong><br />

di�er Türk boylar�n�n kendilerine has bir görüntü sergileyen giysilerine ait özelliklerin ço�u<br />

çok eski Türk geleneklerine ba�l�d�r.<br />

15. yüzy�ldan sonra �stanbul <strong>ve</strong> di�er büyük yerle�im merkezlerinde, her alanda oldu�u<br />

gibi giyim-ku�amda da Osmanl� terkibi �ekillenmi�tir. Osmanl� devrinin ba�lang�c�nda kad�n<br />

<strong>ve</strong> erkek giyimleri Selçuklular dönemindeki gibi oldukça sade <strong>ve</strong> birbirine benzer özellikte<br />

olsa da, devlet büyüyüp zenginle�tikçe bu sadelik yava� yava� b�rak�lm��t�r. Özellikle<br />

15. as�rdan itibaren daha gösteri�li giysiler tercih edilmi�, kad�n giysileri günden güne<br />

zenginle�mi�tir.<br />

17. yüzy�l�n sonlar�ndan ba�layarak Bat� etkileri ile d��a aç�l�m giderek toplumsal ya�amda,<br />

sanatta, günlük ya�am biçiminde <strong>ve</strong> giyim-ku�amda da kendini hissettirmeye ba�lam��t�r.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

73


STANDARD OCAK 2010<br />

74<br />

Ancak bu de�i�imler �stanbul ba�ta olmak üzere büyük �ehirlerde<br />

kendini göstermi�, Anadolu <strong>ve</strong> Rumeli’de giyim tarz�<br />

büyük yerle�im merkezlerinden fazla etkilenmeyerek özellikle<br />

kad�nlar taraf�ndan özel günlerde <strong>ve</strong> törenlerde az da olsa günümüzde<br />

hâlâ kullan�lmaktad�r.<br />

Çok zengin olmas�na ra�men giysilerimiz konusunda yeterli<br />

görsel <strong>ve</strong> yaz�l� kayna�a ula�mam�z mümkün olamamaktad�r.<br />

Bugün ula��labilen k�yafet nameler, minyatürler, müzelerde<br />

yer alan giysiler <strong>ve</strong> yabanc� gezi yazarlar�n�n yaz�lar�, çizimleri<br />

ile giysilerimiz tan�nmaya çal���lmaktad�r.<br />

Eski Türk kad�n giyimi, bütün özellikleriyle, bir sanat <strong>ve</strong> estetik<br />

yans�tmaktad�r. Kuma�lar, kesim, i�lemesi, aksesuarlar�,<br />

tak�lar�, ayak giyimiyle bir bütün olarak ele al�nmal�d�r.<br />

Kad�n giysileri son derece göz al�c� olup, çe�itli inançlar�n<br />

simgesinden olu�an bir bütündür <strong>ve</strong> d��ar�dan süs olarak<br />

görülen pek çok �ey, asl�nda çe�itli anlamlar ta��maktad�r.<br />

�nanç dünyas�n�n belirledi�i biçimde <strong>ve</strong> yaln�zca kendilerinin<br />

anlad��� bir “giz” içinde uygulanan <strong>ve</strong> yine bu inançlara göre<br />

düzenlenen törenlerde giyilmektedir.<br />

<strong>Ekonomik</strong> �artlara ba�l� olarak geli�en yeni ya�am biçimleri<br />

<strong>ve</strong> bu de�i�imlere göre biçimlenen, d�� dünya ile ona uygun<br />

giyim çe�itleri; özellikle kad�n, kad�na ili�kin geçi� dönemlerinde<br />

<strong>ve</strong> bu dönemleri belirten otantik biçimlerle çe�itli<br />

anlamlar kazanmaktad�r. Entariler, dört pe�liler, dolamalar,<br />

topuk dö<strong>ve</strong>n, kumru boynundan esinlenilerek dikilen kumru<br />

yakalar, hakim yakalar, dar, kabartmal�, karpuz kollar, bele<br />

tak�lan çe�itli kemerler bir bütün olu�turmaktad�r.<br />

Üçetek entariler ise Türk kad�n giyiminin en çok kullan�lan <strong>ve</strong><br />

tercih edilen giysisidir. Alt�na atlas �alvar, içine helali gömlek<br />

giyilen üçete�in beline genellikle gümü� kemer tak�lmaktad�r.<br />

Üçetekler genellikle çizgili kuma�lardan <strong>ve</strong>ya ‘sareser’ denilen<br />

i�lemelilerden dikilip bele yine maddi duruma göre gümü�<br />

kemer, ‘lahur’ <strong>ve</strong>ya ‘lahurahi’ denilen �al sar�lmaktad�r.<br />

Yürümede kolayl�k sa�lamas� için ön etekleri önden kemerin<br />

alt�na s�k��t�r�larak kullan�lmaktad�r.<br />

�alvarlar�n; dar, büzgülü, k�sa, diz boyu, bilekten ba�l�, düz,<br />

<strong>ve</strong>rev vb. doksan farkl� kesimde modeli oldu�u bilinmektedir.<br />

Kad�nlar�n süslü giyinebilmelerinin yolu evlilikle ba�lam��, ilk<br />

gösteri�li elbise olan gelinlik her zaman önemli bir giysi olmu�tur.<br />

Gelini di�er kad�nlardan farkl� k�lan gelinli�in tamamlay�c�s�<br />

gelin ba��, duva�� <strong>ve</strong> bezekleridir.<br />

Osmanl� Dönem modas�n� yans�tan pahal� kuma�lardan yap�lan<br />

gelinlikler gösteri�li <strong>ve</strong> süslü olmu�tur. Saray hanedanl�k<br />

rengi olarak k�rm�z� rengi benimserken, halk k�rm�z�n�n yan�<br />

s�ra mor, mavi, pembe gibi canl� renkleri tercih etmi�tir. Gelinin<br />

yüzünü örten duvak da k�rm�z�d�r. 1870’lerden sonra Bat�<br />

etkisiyle aç�k renk gelinlikler giyilmeye ba�lanm��t�r.<br />

Ba� süslemelerinin kad�n giyiminde büyük önemi vard�r.<br />

XVI. yüzy�la kadar ba� süslemelerinin temel arac� festir. Bu<br />

fesler maddi duruma göre gümü� <strong>ve</strong>ya alt�nla i�lendi�i gibi<br />

ba� üzerine yine alt�n <strong>ve</strong>ya gümü� tepelik tak�larak da süslenmektedir.<br />

�ki örgü <strong>ve</strong>ya k�rk belik örülen özel saç ba�� <strong>ve</strong> ziynetlerle<br />

süslenen saçlar üzerine fes giyilip sonra da krep <strong>ve</strong> örtülerle<br />

süsleme tamamlanmaktad�r.<br />

Kad�n�n ya��na, sosyal statüsüne, evli-bekar, çocukluçocuksuz<br />

olu�una göre de�i�en ba� süslemelerinde krepleri<br />

tutan yanak dö<strong>ve</strong>nler, ka� bast�lar, oyalarla mükemmel zariflikler<br />

yap�lmaktad�r.<br />

Ba�l�klar belirli s�n�flar�n simgesi olarak kullan�lm�� <strong>ve</strong> yüzy�llarca<br />

formlar�n� korumu�lard�r. Takke-külah ise, ba�a konan<br />

ufak bir ba�l�kt�r, ipekten bir kaytan ile çene alt�ndan geçirilerek<br />

ba�lan�r, “sakalduruk” denir.<br />

DAMAL BEBEKLER�;<br />

Orta Asya’dan Avrupa’ya göç eden Türk boylar�n�n<br />

güzergâh�nda bulunan yerle�im yeri olan Damal kad�nlar�,<br />

halen geleneksel giysilerini kullanmakta, giysilerinin birebir<br />

ayn�s�n� da dikip bebeklere giydirmektedir. Damal bebekleri,<br />

Damal Kaymakaml��� Sosyal Yard�mla�ma Ve Halk E�itim<br />

Merkezi atölyelerinde, yöre bayanlar�na katk� <strong>ve</strong> geleneksel<br />

kültürümüzün devam�n� ya�atmak amac� ile üretilmekte <strong>ve</strong><br />

sat��a sunulmaktad�r.


Bebeklere giydirilen, yörede hâlâ günlük <strong>ve</strong> özel günlerde kullan�lan<br />

geleneksel genç k�z <strong>ve</strong> kad�n giysileri hakk�nda a�a��da<br />

k�sa bilgi <strong>ve</strong>rilmi�tir.<br />

Evli <strong>ve</strong> ya�l� kad�nlar, Ba�a terlik <strong>ve</strong>ya kofu denilen fes giymektedir.<br />

Fesin tepe, al�n k�sm� (Siil) <strong>ve</strong> yanlar�na (duluk ipi)<br />

maddi duruma göre alt�n, gümü� paralar <strong>ve</strong>ya boncuklarla<br />

haz�rlanan tak�larla süslenmektedir. Fesin iki yan�ndan tutturulan<br />

dizi halinde boncuklar (sakand�r�k-sakalduruk), çene<br />

alt�na geçirilerek hem fesin ba�ta sabit kalmas� sa�lanmaktad�r.<br />

Üzerine keten ad� <strong>ve</strong>rilen, beyaz düz kuma��n üzeri <strong>ve</strong><br />

uçlar� boncuklarla süslenerek dikilen örtü örtülmektedir. Ketenin<br />

üzerine al�n k�sm�na ya�l�k denilen çe�itli renkteki örtüler<br />

sar�lmaktad�r.<br />

Genç k�zlar�n ba��na örtü örtülmemekte, saçlar örülüp saç ipi<br />

ad� <strong>ve</strong>rilen boncuklarla süslü tak� kullan�lmaktad�r.<br />

Yörede üçetek entariye; ‘saya’, ‘üçpe�li’ ya da ‘pe�li’ ad�<br />

<strong>ve</strong>rilmektedir. Üçetek entarinin üzerine giyilen kolsuz giysiye<br />

‘yelek’, kollu giysiye ‘cepken’ denilmektedir. Kola bilek k�sm�<br />

tasmal�/man�etli, dirse�e kadar uzanan üst k�sm� lastikle<br />

büzmeli geni� kolçak tak�lmaktad�r. Farkl� kuma�lardan yap�lan<br />

kolçak, ortas�ndan bir ba�la ba�lanarak el üzerine inmesi<br />

engellenmektedir. Kolçak, entarilerin kollar�n�n kirlenmesini<br />

önlemektedir.<br />

Çerkez ad� <strong>ve</strong>rilen genç k�zlar�n elbiselerinin etek k�s�mlar� kat<br />

kat k�rmalarla dikilerek süslenmektedir.<br />

Entarinin gö�üs aç�kl���n� kapatmak üzere boyunda <strong>ve</strong> belde<br />

arkada ba�lanan gö�üslüklerin, boncukla i�lenmi� <strong>ve</strong> tor ad�<br />

<strong>ve</strong>rilen çe�idini genç k�zlar <strong>ve</strong> gelinler kullanmaktad�r.<br />

Bele, dü�me <strong>ve</strong> boncuklarla kuma� üzerine dikilip haz�rlanan<br />

kemer-bel ba��, ba��n ucuna da tas denen yine boncuklarla<br />

haz�rlanan süslemeler tak�l�p sark�t�lmaktad�r.<br />

Eskiden tezgâhta yünden dokunan, günümüzde haz�r al�nan<br />

ku�ak bele, entarinin üzerine ba�lanmaktad�r.<br />

Yine eskiden tezgâhta yünden motifli dokunan dikdörtgen<br />

�eklindeki önlük, günümüzde üzeri i�lenerek haz�rlanmakta,<br />

evli <strong>ve</strong> ya�l� kad�nlar taraf�ndan üçetek entarinin önüne ba�lanmaktad�r.<br />

Aya�a renkli iplerle nak��l� yün çoraplar giyilmektedir. Çorap<br />

üzerine geçmi�te çar�k, günümüzde kundura giyilmektedir.<br />

YAPMA BEBEK�L�K;<br />

Dünyan�n en eski bebekleri Burdur yak�n�nda Hac�lar<br />

Höyü�ü’nden ç�kar�lm��t�r. Kilden yap�lm��, yüzleri boyal� bu<br />

küçük heykeller gibi bir dal parças�, kemik, ta� vb herhangi<br />

bir maddeden yap�lan di�er örnek bebek <strong>ve</strong> bebek biçimleri o<br />

günden bu yana çok büyük de�i�iklik göstermemi�tir.<br />

Yine dünyan�n en eski oyuncaklar� olarak bilinen bu küçücük<br />

insan figürleri, büyücülükte <strong>ve</strong> dinsel ayinlerde, gizemli <strong>ve</strong><br />

kutsal varl�k olarak yer alm��lard�r. Büyücüler eski ça�larda,<br />

yapmay� dü�ündükleri kötülükleri <strong>ve</strong>ya iyilikleri, ki�iyi temsil<br />

eden sembolik bir bebek üstünde uygulam��lard�r. Tanr�lara<br />

bazen insan yerini tutan bebekler de kurban edilmi�tir. Büyücülük<br />

vb. i�lemlerin geçerli�ini kaybetti�i dönemden sonra<br />

bebekler, büyükler için bir koleksiyon e�yas� olarak de�erlerini<br />

korumu�, küçükler için ise her zaman keyif ald�klar� bir<br />

oyuncak olmu�lard�r.<br />

Bütün ülkelerde görüldü�ü gibi Türkiye’de de, taklit <strong>ve</strong><br />

temas büyülerinde kullan�lan bebe�e, birçok yörede<br />

“gelin”,”güççe”,”korçak” <strong>ve</strong>ya “kurçak” da denilmektedir.<br />

Günümüzde hâlâ baz� yörelerde ya�mur duas�na ç�kanlar<br />

“Çömçe” ad� <strong>ve</strong>rilen yapma bebekleri dola�t�r�lmaktad�r. Temel<br />

malzemesi biraz k�t�k, biraz kuma�, pamuk <strong>ve</strong> boya olan<br />

bebekler, annenin k�z evlad�na gelecekteki sorumlulu�unu<br />

oyun içinde göstererek, eldeki artm�� parçalar�n de�erlendirmesiyle<br />

ortaya ç�km�� dünyan�n en eski el sanat�d�r. Bu sanat<br />

dal�, günümüzde ülkeler aras�nda ba�layan turizm hareketiyle<br />

gittikçe büyük önem kazanmaktad�r.<br />

Günümüzde art�k birçok �ehirde yap�lmaya ba�lanan, ilk örnekleri<br />

Kayseri’nin Ye�ilhisar ilçesine ba�l� A�a�� <strong>ve</strong> Yukar�<br />

So�anl� Köylerinde üretilen “So�anl� Bebekler” ile Ardahan’�n<br />

Damal ilçesinde üretilen “Damal Bebekleri”, yurdumuzda <strong>ve</strong><br />

dünyan�n çe�itli yerlerinde oldu�u gibi farkl� malzemelerle yap�lsalar<br />

da üretildikleri ülkenin kültürel bir sembolü, simgesi<br />

olarak varl�klar�n� sürdürmektedirler.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

75


STANDARD OCAK 2010<br />

76<br />

ALDER<br />

ALDER Alt�neller Geleneksel<br />

El Sanatlar� Derne�i<br />

Kültürel kimli�in bir göstergesi olan baz� örneklerle<br />

güzel sanatlar düzeyine ula�m�� bulunan<br />

geleneksel el sanatlar�m�z�n tarihi süreç<br />

içerisinde geçirdi�i geli�im çizgisi, gösterdi�i<br />

süreklilik <strong>ve</strong> de�i�ikliklerin genç ku�aklara tan�t�lmas�<br />

gerekmektedir.<br />

Kültürel miras�n ya�ayabilirli�i gü<strong>ve</strong>nce alt�na al�narak sa�lanabilecektir.<br />

Kimlik saptamas�, belgeleme, ara�t�rma, muhafaza,<br />

koruma, geli�tirme, güçlendirme <strong>ve</strong> özellikle e�itim<br />

arac�l���yla ku�aktan ku�a�a aktar�labilecektir.<br />

Geleneksel el sanatlar�m�z incelendi�inde hepsinin kültürel<br />

bir de�ere sahip oldu�u görülmektedir. Bu nedenle bu konuda<br />

toplum bilincinin yükseltilmesi, e�itim süreçlerinde korumaya<br />

yönelik duyarl�l���n güçlendirilmesi gerekmektedir.<br />

Geleneksel el sanatlar�n�n geli�me <strong>ve</strong> yayg�nla�mas�n� önleyen<br />

etkenlerden biri <strong>ve</strong> en önemlisinin elde edilen ürünlerin<br />

pazarlanma zorluklar� oldu�u bilinmektedir. Bu durum, pazarlamada<br />

da��n�kl�k <strong>ve</strong> üretici eme�inin ço�u kez kar��l�k bulamamas�ndan<br />

kaynaklanmaktad�r. Bu nedenle elde edilen<br />

ürünler genellikle kalitesiz <strong>ve</strong> ço�u kez sanatla <strong>ve</strong> folklorla<br />

ilgisi olamamaktad�r. Üretimdeki bu olumsuzluklar�n giderilmesi<br />

için Türk kültürünü, sanat�n� <strong>ve</strong> yarat�c�l���n� yans�tan<br />

Mücella KAHVEC�<br />

ALDER Ba�kan�<br />

Yrd. Doç. Dr., Cavidan BA�AR<br />

ALDER Ba�kan Yard�mc�s�<br />

nitelikler ta��yan, ev ortam�nda <strong>ve</strong>ya atölyelerde üretilebilen,<br />

ekonomik de�eri olan, iç <strong>ve</strong> d�� pazarlarda tüketici ihtiyaçlar�na<br />

cevap <strong>ve</strong>ren özelliklerde üretim yap�lmas�, pazarlaman�n<br />

geli�mesine olanak sa�layacakt�r.<br />

��te bu <strong>ve</strong> benzeri nedenlerden dolay�, Türkiye’de ilk kez Türk<br />

el sanatlar�n�n çe�itli dallar�nda (çini, ah�ap oymac�l���, el dokumac�l���,<br />

süs ta�lar� i�lemecili�i, gümü� i�leme teknikleri,<br />

bak�rc�l�k vb) çal��an <strong>ve</strong> tarihi süreç içerisinde babadan o�ula,<br />

ustadan ç�ra�a geleneksel e�itim yöntemleri ile edindikleri<br />

bilgi <strong>ve</strong> becerilerini kendi çabalar� ile günümüzde sürdüren<br />

sanatkârlar�m�z� maddi <strong>ve</strong> manevi yönden desteklemek, Türk<br />

kültürünü yans�tan eserleri yurt içinde <strong>ve</strong> yurt d���nda sergi,<br />

festival vb. etkinliklerle tan�tmalar�na katk�da bulunmak, eserlerini<br />

gelecek ku�aklara en iyi <strong>ve</strong> do�ru �ekilde aktarmalar�n�<br />

sa�lamak, içinde bulunduklar� sorunlara çözüm yollar� bulmak<br />

amac� ile kurulmu�tur.<br />

Derne�imiz 7.11.2006 tarihinde 7 kurucu üye ile faaliyete<br />

ba�lam��t�r. Türkiye’nin çe�itli yörelerinde sahip olduklar� sanat<br />

dallar�n� sürdüren 80 sanatkâr�m�z, derne�imizin üyesidir.<br />

Üyelerimizin tamam� T.C. Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl��� taraf�ndan<br />

kendilerine <strong>ve</strong>rilen “Sanatç� Kimlik Belgesi”ne sahip olup<br />

yeterli teknik bilgi <strong>ve</strong> beceriyle donan�ml�d�rlar.


Alt�neller El Sanatlar� Derne�i, Türkiye’de belli kriterlere sahip<br />

sanatkârlar�m�z� bir çat� alt�nda toplamak üzere kurulan ilk<br />

dernek olma özelli�ini ta��maktad�r. Kurulu� tarihi çok yeni<br />

olan derne�imiz; el sanatlar�n�n çe�itli dallar�nda belgesel haz�rlama,<br />

festivallere kat�lma vb. konular�n� planlam�� <strong>ve</strong> ilgili<br />

kurumlara ba�vuruda bulunmu�tur.<br />

Derne�imize üye sanatkârlar�m�z�n eserlerinin tan�t�lmas�na<br />

yard�mc� olmak amac� ile merkez adresimizde ( Bay�nd�r Sokak<br />

No: 22 / 6 K�z�lay - Ankara) Ney Üfleme, Tezhip, Hat,<br />

Kat’� Ebru <strong>ve</strong> Dokuma Kurslar� devam etmektedir.<br />

2009 Ekim ay� itibar� ile (Hacettepe Mah. Hamam Önü Sok.<br />

No: 26/A) ilk sat�� noktam�zda sanatkârlar�m�z�n çe�itli ürünleri<br />

sergilenmekte <strong>ve</strong> sat��a sunulmaktad�r.<br />

Alt�neller Geleneksel El Sanatlar� Derne�i’nin Hedefleri;<br />

- Günümüzde teknolojinin geli�mesi kar��s�nda ayakta kalabilme<br />

sava�� <strong>ve</strong>ren, öz <strong>ve</strong>ri ile geleneksel el sanatlar�m�z�n<br />

kaybolmamas� <strong>ve</strong> ya�at�labilmesi için çaba gösteren<br />

sanatkârlar�m�z�n festivallere kat�l�mlar�n�n sa�lanmas� <strong>ve</strong><br />

gerekti�i �ekilde tan�t�lmas�,<br />

- Kültür <strong>ve</strong> Turizm Bakanl���, Ara�t�rma <strong>ve</strong> E�itim Genel Müdürlü�ü<br />

kapsam�nda tespit edilen geleneksel el sanatlar�m�z�n<br />

<strong>ve</strong> sanatkârlar�m�z�n belgelenerek Halk Kültürü �htisas Ar�ivine<br />

kaydedilmesi,<br />

- Geleneksel el sanatlar�m�z�n yerli <strong>ve</strong> yabanc� tüketicilere tan�t�m<br />

<strong>ve</strong> pazarlama olanaklar�n�n haz�rlanarak, sanatkârlar�m�za<br />

maddi <strong>ve</strong> manevi desteklerin sa�lanmas�,<br />

- Geleneksel özellik ta��yan el sanatlar�m�z�n gelecek ku�aklara<br />

en do�ru �ekilde tan�t�larak bo� i� gücünün de�erlendirilmesine<br />

yard�mc� olacak yeni i� alanlar�n�n olu�mas�na<br />

katk�da bulunulmas�,<br />

- Türk el sanatlar�n� gelecek ku�aklara ta��makta en etkin görevleri<br />

üstlenmi� bulunan sanatkârlar�m�za Kültür <strong>ve</strong> Turizm<br />

Bakanl��� ad�na düzenlenmi� “Sanatkâr Tan�t�m Kartlar�”n�n<br />

<strong>ve</strong>rilerek manevi deste�in sa�lanmas�,<br />

- Geleneksel el sanatlar�m�z�n çe�itli alanlar�nda çal��an<br />

sanatkârlar�m�z�n ürettikleri ürünlerde geleneksel de�erleri<br />

koruyarak günümüz ihtiyaçlar� do�rultusunda fakl� kullan�m<br />

alanlar�na yönelik çal��malar yapabilmelerine <strong>ve</strong> onlar�n yarat�c�l�klar�n�<br />

geli�tirmeye katk�da bulunacak ortamlar�n haz�rlanmas�<br />

(müzeler, i� merkezleri vb. geziler),<br />

- Türk kültürünün tan�t�lmas�nda ihtiyaç duydu�umuz ürünleri<br />

gerçekle�tiren sanatkârlar�m�z�n yurt içinde <strong>ve</strong> yurt d���nda<br />

tan�t�lmas� için yeni giri�imlerin yap�lmas�na yard�mc� olunmas�<br />

<strong>ve</strong> onlar�n maddi <strong>ve</strong> manevi yönden destek sa�lamalar�na<br />

katk�da bulunulmas�,<br />

- Kaliteli <strong>ve</strong> geleneksel özelliklere sahip olan el sanat� ürünle-<br />

rini sat�n almay� planlayan tüketicilerin ula�abilecekleri do�ru<br />

adreslerin gösterilmesine yard�mc� olunmas�d�r.<br />

Gerçekle�tirilen <strong>ve</strong> Planlanan Faaliyetler:<br />

- Bugüne kadar sanatkârlar�m�z�n birçok fuar <strong>ve</strong> festival kat�l�mlar�<br />

sa�lanm��t�r.<br />

- Halktan gelen talep sonucu belirlenen “10 sanatkârdan 10<br />

meslek kursu” ad� alt�nda dernek binam�zda kurslar aç�lm��t�r.<br />

- E�itim programlar� haz�rlanarak sanatkârlar�n e�itilmesi,<br />

tasar�m konusunda bilgilendirilmeleri sa�lanacakt�r. Küreselle�me<br />

sürecinin getirdi�i tek tiple�menin kar��s�nda yerel kültürlere<br />

duyulan ilgi <strong>ve</strong> ihtiyaç artmaktad�r. Bu ba�lamda Geleneksel<br />

Türk El Sanatlar�’n�n turistik ürün olarak de�er bulmas�<br />

büyük önem ta��maktad�r. Standardla�ma <strong>ve</strong> pazarlama stratejileriyle<br />

Geleneksel El Sanat� ürünlerinin turizm pazar�nda<br />

yer bulmas� kaç�n�lmazd�r. Geleneksel el sanat� üretiminde<br />

ya�anan sorunlara çözüm getirmek, projenin ana amac�d�r.<br />

Sanatkarlara <strong>ve</strong>rilecek e�itimle el sanat� ürünlerinde kalitenin<br />

yükseltilmesi <strong>ve</strong> standardlar�n sa�lanmas� hedeflenmektedir.<br />

- Geleneksel haliyle sat��� mümkün olamayan, geleneksel<br />

üretim <strong>ve</strong> kalitesi bozulmadan modern tasar�mlarla üretilecek<br />

ürünlerin günlük kullan�ma, hediyelik e�ya, turistik e�ya olarak<br />

üretilmesi sa�lanacakt�r.<br />

- Konusunda en iyilerden olu�an dernek üyelerimiz, ilgili kurulu�la<br />

haz�rlanacak program dâhilinde (milli e�itim, yüksek<br />

okul <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsitelerde) kültürel kimli�in bir göstergesi olan<br />

baz� örneklerle güzel sanatlar düzeyine ula�m�� bulunan<br />

geleneksel el sanatlar�m�z�n tarihi süreç içerisinde geçirdi�i<br />

geli�im çizgisi, gösterdi�i süreklilik <strong>ve</strong> de�i�ikliklerin genç<br />

ku�aklara tan�t�lmas�n�n sa�lanmas� planlanmaktad�r.<br />

- Üretilenin hangi �ekilde sat�laca�� <strong>ve</strong> pazarlanaca��n�n dü-<br />

�ünülmesi gerekmektedir. Çünkü pazarlama olmadan bir el<br />

sanat�n�n ya�at�lmas� mümkün olamayacakt�r. Kazanç sa�lamayan<br />

bir ürün kültür içinde de üretilemeyecektir. <strong>Ekonomik</strong><br />

de�er ta��yanlar� yurt içi <strong>ve</strong> yurt d��� tan�t�m etkinlikleri yaparak<br />

hem Türk kültürünün yap� ta�lar�ndan birisi olan geleneksel<br />

el sanatlar�n� <strong>ve</strong> sanatkâr�n� tan�tmak hem de bu ürünleri<br />

pazarlayarak ulusal ekonomiye katk�da bulunmak amac�yla<br />

projeler haz�rlanarak uygulanacakt�r.<br />

Dünya sanat <strong>ve</strong> kültürüne pek çok örnek sunmu� olan geleneksel<br />

Türk el sanatlar�n�n günümüzde ya�ayan örneklerinin<br />

genç ku�aklara tan�t�lmas�, ürünleri üreten sanatkârlar�m�zdan<br />

kültürel miras olarak yararlan�labilmesi için gereken yard�m<br />

<strong>ve</strong> faaliyetler devam edecektir.<br />

Kültürüne <strong>ve</strong> kültür de�erlerinin korunmas�na önem <strong>ve</strong>renlerden<br />

desteklerini bekliyoruz….<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

77


STANDARD OCAK 2010<br />

78<br />

TÜKET�C� REHBER�<br />

OYUN NED�R? OYUNCAK NED�R?<br />

Oyun, çocu�a hiç kimsenin ö�retemeyece�i konular�,<br />

kendi deneyimleriyle ö�renmesi yoludur.<br />

Oyun, sonucu dü�ünülmeden e�lenmek amac�yla yap�lan<br />

hareketlerdir.<br />

Oyuncak, 14 ya��ndan küçük çocuklar�n oyunlar�nda<br />

kullanmak amac�yla tasarlanan <strong>ve</strong>ya imal edilen her<br />

türlü ürün, oyun araç <strong>ve</strong> gereçlerdir.


1783<br />

Bu i�aret oyuncak üreticisinin oyunca��n AB’nin <strong>ve</strong> ülkemizin<br />

gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> standard konusundaki ortak kurallar�na<br />

uygun oldu�una ili�kin <strong>ve</strong>rdi�i garanti anlam�na<br />

gelir.<br />

Tüm oyuncaklar�n CE i�aretini ta��mas� gerekmektedir.<br />

Üstünde CE i�areti olmayan oyuncaklar� almay�n. Bunlar<br />

kalitesiz <strong>ve</strong> çocu�unuz için tehlikeli olabilirler.<br />

CE i�areti a�a��daki �ekilde sembolize edilmektedir.<br />

1783<br />

TÜKET�C� REHBER�<br />

OYUNCAKTA CE ��ARET� NED�R?<br />

Sa�l�k Bakanl���<br />

Temel Sa�l�k Hizmetleri Genel Müdürlü�ü<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

79


STANDARD OCAK 2010<br />

80<br />

-Çocuklar�n oyunca�a <strong>ve</strong> oyuna ihtiyac� vard�r. Çocuklar oynayarak<br />

<strong>ve</strong> yaparak ö�renirler. Çocu�unuzun el becerilerini,<br />

yarat�c�l���n�, dü�ünce, haf�za <strong>ve</strong> hayal gücünü destekleyici<br />

bir oyunca�� seçmeye gayret ediniz.<br />

- Oyuncak, çocu�un ya��na, geli�imine, gereksinimlerine uygun<br />

<strong>ve</strong> kullan��l� olmal�d�r.<br />

- Çocuk, oyunca�� rahatl�kla tutabilmeli <strong>ve</strong> kavrayabilmelidir.<br />

- Oyuncak, çocu�un el becerilerini, yarat�c�l���n�, dü�ünce,<br />

haf�za <strong>ve</strong> hayal gücünü destekleyici olmal�d�r.<br />

- Oyuncak sa�lam olmal�, kolayca temizlenebilmelidir.<br />

- Bebekler <strong>ve</strong> küçük çocuklar oyuncaklar�n� payla�mamal�d�rlar.<br />

Küçük çocuklar genellikle oyuncaklar�n� a��zlar�na<br />

götürürler. Bu sebeple oyuncaklar bir ba�ka çocuk kullanmadan<br />

önce iyice y�kanarak temizlenmelidir.<br />

- Çocu�unuz oyuncaklar� ile oynad�ktan sonra onlar� kirli<br />

oyuncuklar için ay�rd���n�z <strong>ve</strong> çocuklar�n ula�amayaca�� bir<br />

yere koydu�unuz bir kutuya al�n�z. Temizledikten sonra, temiz<br />

oyuncaklar�n durdu�u di�er kutuya aktar�n�z.<br />

- Çocuklar� su oyunlar�nda <strong>ve</strong> mutfakta yaln�z b�rakmay�n�z.<br />

- Çocuklar�n�za oyun bittikten sonra oyuncaklar�n� yerine<br />

koymalar� gerekti�ini ö�retiniz.<br />

- Ucuz <strong>ve</strong> çok basit oyuncaklar� sat�n almay�n�z. Oyuncak<br />

ma�azalar� d���ndaki yerlerden oyuncak alacaksan�z özel<br />

dikkat gösteriniz.<br />

- Oyunca��n ambalaj/etiketi üzerindeki kullanma talimat� <strong>ve</strong><br />

uyar�lar�n Türkçe olmas�na dikkat ediniz.<br />

- Yumu�ak hayvan <strong>ve</strong> bebeklerin y�kan�r olmas� gerekir. Bu<br />

tür oyuncaklarda gözler, burun, dü�me <strong>ve</strong> di�er ayr�nt�lar�n<br />

kopmayacak �ekilde dikilmi� <strong>ve</strong>ya yap��t�r�lm�� olmas� gerekir.<br />

Çocu�un bunlar� a�z�na sokmas� durumunda bu tür<br />

parçalar kopup çocu�un nefes borusunu t�kayabilirler.<br />

- Baz� oyuncaklar, örne�in ç�ng�raklar, s�k��t�r�labilir oyuncak-<br />

OYUNCAKLARA �L��K�N TAVS�YELER<br />

lar <strong>ve</strong> di�likler, yeni do�mu� çocu�un bo�az�ndan geçemeyecek<br />

kadar büyük olmal�d�r. Ç�ng�rak, di� ka��ma halkalar�<br />

<strong>ve</strong> buna benzer a��zlar�na götürdükleri oyuncaklar�n ç�k�nt�l�<br />

k�s�mlar� <strong>ve</strong>ya yap��t�r�lm�� parçalar� olmamal�d�r. Çocu�un<br />

bunlar� a�z�na sokmas� durumunda bu tür parçalar�n kopup<br />

çocu�un nefes borusunu t�kayabilece�ini unutmay�n�z.<br />

- Oyuncaklar� elinize al�p iyice kontrol ediniz. Oyuncak içindeki<br />

yumu�ak dolgu malzemeleri, metal parçac�klar, i�ne,<br />

k�ym�k gibi herhangi bir sert <strong>ve</strong>ya sivri yabanc� madde ihtiva<br />

etmemelidir. Oyuncak tehlikeli bir madde ile doldurulmu� ise<br />

(plastik boncuk gibi) dolgu g�c�rdar <strong>ve</strong>ya ele küçücük taneler<br />

gelir. Sat�c�ya oyunca��n hangi madde ile doldurulmu� oldu-<br />

�unu sorunuz.<br />

- �nce, çabuk k�r�l�r plastikten yap�lm�� oyuncaklar almay�n�z.<br />

Üç ya��ndan küçük çocuklar�n oyuncaklar� çok sert maddeden<br />

yap�lm�� olmal�d�r.<br />

- �nce plastik ambalajlar� <strong>ve</strong> k�r�k oyuncaklar� çocu�un eline<br />

geçmeden çöpe at�n�z.<br />

- Oyunca�a ili�tirilmi� plastik etiketleri, fiyat etiketlerinin plastik<br />

ba�c���n� <strong>ve</strong> buna benzer �eyleri kesip at�n�z. Bu tür küçük<br />

�eyler kopup çocu�un a�z�na girerek tehlike olu�turabilir.<br />

- Oyunca��n diki� yerlerinin sökülüp sökülmedi�ini çeki�tirerek<br />

kontrol ediniz.<br />

- Kötü kokan yumu�ak plastikten yap�lm�� oyuncaklar� almay�n�z.<br />

- Çikolata yumurtalar�n içindeki küçük oyuncaklara dikkat<br />

ediniz. Bunlar çocu�un bo�az�na kaçarak tehlike olu�turabilirler.<br />

- Geni�leyen oyuncaklar�n (suya <strong>ve</strong>ya benzer s�v�ya at�ld���nda<br />

büyüyen, geni�leyen oyuncaklar�n) % 50’den fazla geni�lememesi<br />

gerekmektedir.<br />

- Tebe�ir, boya kalemleri, keçe kalemler <strong>ve</strong> benzerleri, küçük<br />

çocuklar için özel yap�lm�� olmal�d�r. Büyüklerin kulland�-<br />

�� kalemleri çocu�un a�z�na al�p emmesi, bunlar� yalamas�<br />

<strong>ve</strong>ya bunlarla cildine �ekil çizmesi tehlikeli olabilir.


- Uzun ipli, kordonlu, kurdeleli oyuncaklar da küçük çocuklar<br />

için tehlike olu�turabilirler. Bu ba�lar <strong>ve</strong> kordonlar çocu�un<br />

boynuna dolanarak nefes almas�n� engelleyebilirler.<br />

- Çocuk, yakla��k 6 ayl�k olup, ellerinin <strong>ve</strong>ya dizlerinin üstünde<br />

kalkabildi�i zaman yata��n�n üzerine gerilmi� olan oyuncaklar�<br />

kald�r�n�z.<br />

- Yüksek ses ç�karan oyuncaklar� çocuklardan uzak tutunuz.<br />

- Tüylü oyuncaklar alerji aç�s�ndan bir tak�m problemler do-<br />

�urabilece�i için özellikle alerjik bünyeli çocuklardan uzak<br />

tutulmal�d�r. Ayr�ca bu tür oyuncaklar daha çabuk mikrop<br />

bar�nd�rabilirler <strong>ve</strong> temizlenmesi çok zordur.<br />

- Bir kiri�e tutturulmu� kayd�raklar, as�lm�� sal�ncaklar <strong>ve</strong> halkalar,<br />

trapezler, halatlar <strong>ve</strong> benzeri oyuncaklar ile bir çocu�un<br />

kütlesini ta��mas� tasarlanan di�er oyuncaklarda, oyunca��n<br />

devrilmemesi <strong>ve</strong>ya herhangi bir kazaya sebep olmamas� için<br />

ana parçalar�n (ask�lar, ba�lamalar v.b.) bak�m <strong>ve</strong> kontrollerini<br />

sürekli olarak yapt�r�n�z.<br />

- Ço�unlukla büyükler için tasarlanan belirli mamul, alet <strong>ve</strong>ya<br />

tertibat�n ölçekli modeli olan fonksiyonel oyuncaklar� çocuklar,<br />

mutlaka yeti�kinlerin gözetiminde oynamal�d�r.<br />

- Oyuncak telefonlar, uzaktan kumandal� arabalar, oyuncak<br />

tamir aletleri <strong>ve</strong> birçok elektronik oyuncak, ço�unlukla uzun<br />

süreli <strong>ve</strong> yüksek ses ç�kar�rlar. Bu tür oyuncaklar� dükkanda<br />

deneyebilirsiniz. Özellikle oyuncak cep telefonu gibi çocu-<br />

�un kula��na yak�n tuttu�u oyuncaklarda çok dikkatli olunuz.<br />

Oyuncak, kendi kula��n�z�n yak�n�na tuttu�unuzda yüksek <strong>ve</strong><br />

rahats�z edici ses ç�kar�yorsa onu sat�n almay�n�z.<br />

- Sesli oyuncak hayvanlar, müzik kutular�, ç�ng�raklar <strong>ve</strong> di-<br />

�er bebek oyuncaklar� günümüzde genelde kabul edilebilir<br />

düzeyde ses ç�karmaktad�r. Ancak bu tür oyuncaklar� sat�n<br />

almadan önce gene de kula��n�za iyice yakla�t�r�p deneyiniz.<br />

Bu tür oyuncaklar, çocuk yatarken kula��n�n yan�na gelirse<br />

zararl� olabilir <strong>ve</strong>ya ses yüksekse çocu�u rahats�z edebilir.<br />

- Pille çal��an oyuncaklarda mutlaka kaliteli pilleri kullan�n�z<br />

<strong>ve</strong> özellikle oyunca��n pil koyma yerinin vidal�, emniyetli bir<br />

�ekilde kapat�lm�� olmas�na dikkat ediniz.<br />

- Pille çal��an bir oyuncak sat�n al�rken a�a��daki bilgilerin<br />

ambalaj�nda/etiketinde yer almas�na dikkat ediniz <strong>ve</strong> kullan�rken<br />

bu hususlara uyunuz:<br />

* Pil ile çal��an oyuncaklarda daima <strong>ve</strong> okunakl� bir �ekilde<br />

do�ru pil kutuplar� <strong>ve</strong> normal pil voltaj� <strong>ve</strong> (e�er pil kutusuna<br />

sahip ise) DC i�aretinin gösterilmesi,<br />

* De�i�tirilebilir pillerin ç�kar�lmas� <strong>ve</strong> tak�lmas�n�n nas�l yap�laca��,<br />

* �arj edilemeyen pillerin �arj edilemeyece�i,<br />

* �arj i�leminin yeti�kinlerin gözetiminde yap�lmas�,<br />

* Eski <strong>ve</strong> yeni pillerin birlikte kullan�lmamas�,<br />

* Alkali, standard (karbon-çinko) <strong>ve</strong>ya �arj edilebilen (nikelçinko,<br />

nikel-kadmiyum) pillerin birlikte kullan�lmamas�,<br />

* Pillerin do�ru kutuplarda yerle�tirilmesi,<br />

* Bitmi� pillerin oyuncaktan ç�kar�lmas�<br />

gerekir. Oyuncak içerisinde eski ile yeni pilleri kar��t�rmay�n�z.<br />

Bu a��r� �s�nmaya yol açabilir. Oyuncak ile bir haftadan<br />

fazla oynanm�yor ise pillerini ç�kar�n�z. Pilleri düzenli olarak<br />

kontrol ediniz.<br />

- Her ya�taki çocuk için bisiklet sat�n al�n�rken yan�nda kask<br />

da sat�n al�n�z <strong>ve</strong> çocu�un bunu giydi�inden emin olunuz.<br />

- Baz� oyuncaklar�n üstünde uyar� metni <strong>ve</strong> ya� s�n�r� olmas�<br />

gerekir. Büyük çocuklar için yap�lm�� oyuncaklar, küçük çocuklar<br />

için tehlike olu�turabilirler. 3 ya��ndan küçük çocuklar<br />

için tehlikeli olan oyuncaklar, özel bir uyar� i�areti ta��rlar.<br />

Bazen tehlike i�areti yerine yaz�l� bir uyar� da olabilir. Uyar�<br />

metnini mutlaka okuyunuz.<br />

- Talimatlar�, gü<strong>ve</strong>nlik bilgilerini <strong>ve</strong> üretici detaylar�n� saklay�n�z;<br />

ileride onlara ihtiyac�n�z olabilir.<br />

- Oyunca��n üreticinin <strong>ve</strong>ya ithalatç�n�n ad�n� <strong>ve</strong>ya markas�n�<br />

ta��mas� gerekir. �simsiz, markas�z oyuncaklar tehlikeli olabilir.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

81


STANDARD OCAK 2010<br />

82<br />

Oyuncaklar, çe�itli �ekillerde kazalara neden olabilirler.<br />

Bu kazalar�n büyük bir bölümü; çocu�un oyuncaktan<br />

dü�mesi, ba�lar�na oyuncak at�lmas� <strong>ve</strong>ya oyunca�a tak�l�p<br />

dü�meleri �eklinde olur. Ancak oyunca��n kendisindeki<br />

hatalar <strong>ve</strong> eksikler de kazalara neden olabilir.<br />

Tüm oyuncaklar, bütün çocuklar için uygun de�ildir. Büyük<br />

çocuklar için dizayn edilmi� oyuncaklar, küçük çocuklar�n<br />

eline <strong>ve</strong>rilmemelidir <strong>ve</strong> mutlaka etikette <strong>ve</strong>rilen ya� tavsiyesine<br />

uyulmal�d�r. Büyük çocuklara küçük karde�lerinden kendi<br />

oyuncaklar�n� korumalar�n� ö�retmek gerekir. Balonlar bile<br />

patlad��� <strong>ve</strong>ya y�rt�ld��� zaman küçük çocuklar için yutulmak<br />

suretiyle bo�ulmaya sebep olabilir.<br />

Ailelerin çocuklar�na oyuncak al�rken <strong>ve</strong>ya çocuklar� oyuncaklarla<br />

oynarken de�i�ik risklerle kar��la�mamalar� için a�a-<br />

��da k�saca s�ralanm�� hususlar� dikkate almalar�nda yarar<br />

görülmektedir.<br />

BO�ULMA<br />

Küçük parçac�klar;<br />

OYUNCAKLARIN NEDEN OLDU�U KAZALAR<br />

Yönetmeli�e göre küçük parçalar olu�turabilen oyuncaklar�n<br />

üzerinde “üç ya��n alt�na uygun de�ildir.” uyar�s� bulunmal�d�r.<br />

Bunlara ç�kabilir küçük gözü <strong>ve</strong> burnu olan oyuncaklarla<br />

bebekler dahildir.<br />

Küçük çocuklar�n nesneleri a��zlar�na alma al��kanl�klar� iyi<br />

bilinmektedir ki oyuncaklarla ilgili olarak yap�lan �ikâyetlerin<br />

ba��nda da küçük çocuklar�n oyunca��n küçük parçalar�n�<br />

a��zlar�na sokmalar� gelmektedir. Oyunca��n neden olaca��<br />

en ciddi kazalar, küçük çocuklar�n a��zlar�na oyunca�� <strong>ve</strong>ya<br />

bir parças�n� sokmalar� <strong>ve</strong> bunun çocu�un bo�az�na kaçmas�<br />

örnek olarak <strong>ve</strong>rilebilir. Çocuklar oyuncaklar�yla gözlerine <strong>ve</strong><br />

kulaklar�na da zarar <strong>ve</strong>rebilirler.<br />

Örnekler:<br />

a-Legolar<br />

Lego setler, ya� grubuna uygun çocuk taraf�ndan oynan�rken<br />

evdeki ya da oyun ortam�ndaki küçük çocuk taraf�ndan da<br />

kendisine uygun olmad��� ayr�m�n� yapamayaca��ndan oynanabilir<br />

<strong>ve</strong> küçük parçalar bo�ulmaya sebep <strong>ve</strong>rebilir.<br />

b-Piller(Bataryalar)<br />

Ör: AAA i�aretini ta��yan piller çocuklarda bo�ulma riskine<br />

sebep olabilir. AA i�aretini ta��yanlar bo�ulma riski ta��mamaktad�r.<br />

Oyunca��n ya� etiketlemesi ne olursa olsun çocuk bir araç<br />

kullanarak (demir para yeterli bir araçt�r) bataryaya ula�abilece�inden<br />

bu husus dikkate al�nmal�d�r.<br />

Yuvarlak Uçlu Oyuncaklar: Baz� oyuncaklar�n sap <strong>ve</strong>ya tutaca�a<br />

ili�tirilmi� küçük küre �eklinde bölümleri vard�r. (ör:<br />

antenlerin ucundaki toplar gibi) Buradaki tehlike, küre �eklindeki<br />

uçlar�n oyuncaktan ayr�lmas�, çocu�un bo�az�na tak�larak<br />

nefessiz kal�p bo�ulmaya sebep olmas�d�r. Bu tip kazalar,<br />

ç�ng�rak <strong>ve</strong> di�liklerde de görülmektedir.<br />

Plastik Torbalar: Oyuncaklar�n ta��nmas� için kullan�lan çantalar<br />

<strong>ve</strong> torbalar, oyuncak ç�kar�ld�ktan sonra hemen imha<br />

edilmelidir. Bu po�etler çocu�un yüzüne yap���nca nefes<br />

almas�n� önleyerek bo�ulma tehlikesi olu�turabilir.<br />

Yar� küre, kupa �ekilli oyuncaklar: Bu oyuncaklar küçük<br />

çocuklar�n a��z <strong>ve</strong> burunlar�n�n üzerini kaplayarak çocuklar�n<br />

salyas� ile yüze yap��makta, nefes al�nd���nda ise içindeki<br />

hava bo�alarak bas�nç olu�makta <strong>ve</strong> çocu�un nefessiz kal�p<br />

bo�ulmas�na sebep olmaktad�r.<br />

Tehlikeli ipler: Uzun ipli, kordonlu, kurdeleli oyuncaklar da<br />

çocu�un boynuna dolanarak nefes almas�n� engelliyebilirler.


D��ER KAZALAR:<br />

Oyuncak bebekler için tasarlanm�� puset <strong>ve</strong> bebek arabalar�:<br />

Genellikle çocuklar, bu oyuncaklara oturmak <strong>ve</strong>ya t�rmanmak<br />

isterler, bu s�rada pusetin çökmesi <strong>ve</strong>ya tutama��n inmesi,<br />

çocu�a zarar <strong>ve</strong>rebilece�inden oyun s�ras�nda çocuklara dikkat<br />

edilmelidir.<br />

Keskin uçlar <strong>ve</strong> kenarlar: Yeni oyuncaklar�n keskin kenarlar�<br />

olmamal�d�r.<br />

Pervaneli <strong>ve</strong> f�rlat�labilir oyuncaklar: Çocuklar�n gözleri de<br />

tehlikeye maruz kalabilir. Sert ok, oyuncak helikopter <strong>ve</strong>ya<br />

bir manc�n�ktan at�lan uçak, çocu�un gözüne gelerek zarar<br />

<strong>ve</strong>rebilir.<br />

F�rlat�c�lar (güdümlü roket <strong>ve</strong> benzer uçan oyuncaklar) özellikle<br />

gözü yaralayabilir. Yeti�kinlerin kulland��� keskin ucu<br />

olan dart <strong>ve</strong>ya benzeri hobi <strong>ve</strong>ya spor aletleri ile çocu�un<br />

oynamas�na asla izin <strong>ve</strong>rilmemelidir. Kazalar� önlemek için,<br />

çocuklar taraf�ndan kullan�lan ok <strong>ve</strong>ya dartlar�n yumu�ak <strong>ve</strong><br />

kauçuktan uçlar� olmal�d�r.<br />

Elektrikli Oyuncaklar: En çok sorun ç�karan oyuncak gruplar�<br />

aras�ndad�r. Bu çe�it oyuncaklarda ortaya ç�kan sorunlar<br />

a��r� �s�nma <strong>ve</strong> alev almaslar�d�r. Baz� durumlarda tüketicilerin<br />

elektrik sistemi ile oynamalar� (ayar�n� bozmak gibi) <strong>ve</strong>ya ön<br />

görülen kullan�mdan kaynaklanmayan suistimaller de kazalara<br />

sebep olmaktad�r.<br />

�arj edilebilir <strong>ve</strong> �arj edilemeyen pillerin kullan�ld��� oyuncaklar,<br />

piyasada oldukça yayg�n olarak bulunmaktad�r. Meydana<br />

gelen kazalar ise �arj edilemeyen pillerin �arj edilmesinden<br />

kaynaklanmaktad�r.<br />

Elektrikle herhangi bir parças� �s�t�lan oyuncaklarda tavsiye<br />

edilen ya� 5 ya� <strong>ve</strong> üzeri olmal�d�r. Elektrikli oyuncaklar, bir<br />

yeti�kinin gözetimi alt�nda kullan�lmal�d�r.<br />

OYUNCAKLARI MUHAFAZA EDERKEN<br />

Bütün oyuncaklar�n periyodik olarak k�r�k olup olmad���<br />

<strong>ve</strong> potansiyel zarar durumlar� kontrol edilmelidir.<br />

Tahrip olmu� <strong>ve</strong>ya tehlikeli oyuncaklar derhal uzakla�t�r�lmal�<br />

<strong>ve</strong>ya onar�lmal�d�r.<br />

Tahta oyuncaklar keskinle��������eb<br />

keskinle�ebilir e ilir <strong>ve</strong>ya yüzeyinde k�ym�klar k�ym�klar<br />

olu�abilir. olu�abilir. Bu oyuncaklar�n oyuncakla la lar� r� r� r� r� r� r n yüzeyleri yü yüze ze z yl yler e i z�mparalanarak z�mparalanarak düzeltilmelidir.<br />

Oyuncaklar Oyuncakl kl k ar k kk�r�ld���nda<br />

�r�l �l �ld� d ��nd nd nda a kazalara ka kaza za zala lara ra sseb<br />

sebep eb ebep ep oola<br />

olabilecek la labi bi b le l ce cek sivri uçlar<br />

<strong>ve</strong> sivri siv iv ivri ri nokta noktalar ta talar or oortaya taya ya ç çç�kabilir.<br />

�kabil il ilir ir ir. �çinde �ç �ç �ç �ç �ç �ç ��ç � in inde d teller olan ol olan an a yumu�ak y yyum<br />

u u�ak<br />

oyuncaklarda oyunca ca c kl klar arda ee�e<br />

e�er ���er r bu teller ttel<br />

t el elle le ler aç aç��a �������� ��� ������a �a<br />

ç�karsa ç� ç� ç� ç� ç� ç� ç�ka ka kars rs r a ba bbatmalara tm tmal al a ar ara a <strong>ve</strong>ya<br />

kesmelere kesmel el e er ere e se sebe sebep be bep p ol olac olaca��ndan a a��nda da dan n çocuklar�n ço çocuklar a �n oynamas�na oyn ynam am amas as a �n �na a izin iz izin<br />

<strong>ve</strong>rilmemelidir.<br />

<strong>ve</strong>rilmemel elid id idir ir i .<br />

Oyuncaklar�n Oyuncaklar a �n �n �n muhafaza mmuh<br />

uh u af afaz az a a edildi�i edildi�i kutular da gü<strong>ve</strong>nlik gü<strong>ve</strong> v nlik için içi ç n kontrol<br />

edilmelidir. edilmelidi di dir. r Oyuncak Oyu yu yunc nc n ak a kutular�n�n kut ut u ul ular ar ar�n �n �n �n �n �n �n�n �n �n �n �n �n kapaklar� kkap<br />

ap apak a lar� r� r� var vvar<br />

ar ise i iise<br />

s daima<br />

aç�k aç�k kalacak ak �ekilde �ekilde ayarlanmal�d�r. ayarl rl r an anma mal� l d�r. Çocuk içine iiçi<br />

çi çine ne dü�ünce dü�ünce<br />

kapanmamas� kapanmamas as�� �� için daha fazla fa fazl zl zla gü gü<strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>nl nl nlik ik sa�lanmal� s ssa�lanmal�<br />

s<br />

<strong>ve</strong> v her ihtimale<br />

kar���� kar�� �� ���� kutularda kkut<br />

ut utul ul ular ar arda ha hava gir girmesini i mesini sa�layacak sa� a�layacak delikler<br />

aç�lmal�d�r. aç�lmal�d�r. Oyuncak Oyu y ncak kutular�n�n kutular�n �n �n �n�n keskin kkes<br />

es eski k n kenarlar�n�n kena narl rlar ar�n � �n kesme<br />

<strong>ve</strong> mente����e mente�elerinin �e ���ele leri r nin s�k��t�r�p s� s�� s����k��t �t �t �t �t �t �t �t �t �t�r �r�p �p �p �p ��p ��� ac�tma a aac�<br />

c� c� c� c�tm tm tma a riski ri r sk ski oldu�undan ol oldu�undan bunlar<br />

izlenmelidir.<br />

D��ar�da D��ar�da kullan�lan kul u lan� n lan n oyuncakl oyuncaklar�n kl k ar�n oyun oyu yu yun sonras� so s nras� saklan�rken<br />

saklan�rken<br />

ya�murdan ya�murda da d n <strong>ve</strong>ya ya nemden n<br />

nnem<br />

em e den n paslan�p pa pasl s an an�p çe�itli ç ççe��<br />

çe���it<br />

i li �ekillerde ��<br />

ekillerde zarar<br />

<strong>ve</strong>rmemesi <strong>ve</strong>rmemes es e i için iç için uygun uyg yg ygun �ekilde �ekil il ilde de d korunmas� korunma ma mas� s� s� s gerekir. g gger<br />

er e ek ekir. Bu oyuncaklar�ncaklar�n<br />

paslanm�� pas as a la lanm nm n �� �� �� olup olu o lu lup p olmad���, ol ma mad� d� d�� d� d� d� d��� �� ��� �� �� �� ��� ��� �� ��, , d��ar�da d� d� d �a �a �a �a �a �a ������ r� r� r� r� r da kullan�lan kkul<br />

ul u la lan�lan �i�iril�i�irilmi�mi� oyuncaklar�n oyuncakl kl k ar ar�n �n �n da dda<br />

patlam�� pa p tl tlam am am�� ��� olup oolu<br />

lu lup p ol oolmad���n�n ma mad� d��� �� ��n� n n s�kça s�� s kç k a kontrol<br />

edilmesi gerekir.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

83


STANDARD OCAK 2010<br />

84<br />

OYUNCAK KÜTÜPHANES�<br />

Oyuncak Kütüphanesi Eren HALAÇ, Egemen �EN, Ahmet ANGIN<br />

Akdeniz Üni<strong>ve</strong>rsitesi T�p Fakültesi Dönem 1 Ö�rencileri<br />

Oyuncak kütüphanesi birço�umuza yabanc� bir kavram; fakat toplumun gelece�i için en az kitap kütüphaneleri<br />

kadar önemli…<br />

Neden mi?<br />

Okuyabilen insanlar�n geli�imini kitapla sa�layabiliyoruz, ama gelece�imiz çocuklar ne olacak? Onlar�n ilgilendi�i en<br />

önemli �ey �üphesiz oyun <strong>ve</strong> oyuncak…<br />

Gelin, oyun <strong>ve</strong> oyunca��n çocuk geli�imi üzerindeki etkilerini hep birlikte inceleyelim;<br />

Çocuklar�n hayatla tan��t�klar� andan itibaren geli�imlerini etkileyen en önemli faktör, oyunlar <strong>ve</strong> oyuncaklard�r. Oyun<br />

oynamak, çocu�un hayat� tan�mas� yolunda hiç kimseden ö�renemeyece�i konular� kendi deneyimlerini olu�turarak<br />

ö�renmesidir.<br />

Oyun oynamak, ö�renilen bir eylemdir <strong>ve</strong> bu eylemin araçlar� da bilindi�i gibi oyuncaklard�r. Oyun ayn� zamanda sosyal<br />

<strong>ve</strong> toplumsal olarak bir uyum gösterme i�levine sahiptir. Bir anlamda çocuklar�n kendileri d���ndaki her �eyle ileti�im<br />

kurmalar�n�n yoludur. Çevresiyle ileti�im kurmakta kulland��� bir dil <strong>ve</strong> anlat�m biçimidir. Bir çocu�un hayat�nda oyunun<br />

tart���lmaz bir önemi vard�r. Çocuk oyun oynarken asl�nda duygular�n� <strong>ve</strong> ihtiyaçlar�n� ifade edebilmekte <strong>ve</strong> birçok sorununu<br />

da kendi ba��na çözebilme yeterlili�i kazanmaktad�r. Ayn� zamanda toplum <strong>ve</strong> ahlak kurallar�na uyum göstermeyi<br />

de oyun yoluyla ö�renir.<br />

Her �eyin ötesinde bir sorun ya�ad��� dü�ünülen çocuklar� sadece oyun oynarken izlemek bile sorunun kayna�� hakk�nda<br />

önemli bilgiler edinmemizi sa�lar. Çocuklar oyun oynarken son derece do�al, içten <strong>ve</strong> maskesizdirler. O nedenle gerekli<br />

bütün bilgilere oyun oynarken izlemekle ula��labilir. Çocuk oyun oynarken hem ya�ad��� s�k�nt�lar� d��a vurur, hem çevresiyle<br />

ili�ki kurmay� ö�renir, hem de sosyal <strong>ve</strong> toplumsal bir birey olman�n ilk ad�mlar�n� atmaya ba�lar.


Oyun oynaman�n bu kadar önemli etkileri oldu�u göz<br />

önünde bulundurularak, çocu�a f�rsatlar yarat�lmal� <strong>ve</strong><br />

oyun oynamas� te�vik edilmelidir. Burada önemli olan di-<br />

�er bir faktör ise oyuncaklard�r.<br />

Oyuncak nedir/nas�l olmal�d�r?<br />

Çocuklar�n geli�im süreçleri içinde zihinsel, bedensel <strong>ve</strong><br />

psiko-sosyal geli�imlerini etkileyen, biçimlendiren <strong>ve</strong> düzenleyen;<br />

yarat�c� yönlerini <strong>ve</strong> hayal güçlerini geli�tiren,<br />

yeteneklerinin ortaya ç�kmas�n� destekleyen her tür oyun<br />

malzemesi oyuncak olarak isimlendirilir. Oyuncak olarak<br />

de�erlendirilmesi için sadece haz�r yap�lm�� bir ürün olmas�<br />

gerekmez. Çocu�un oyun oynarken kulland��� her<br />

türlü materyal oyuncakt�r. Kum,kil, hamur, su, bo� kutular,<br />

ipler, ka��tlar da ayn� kapsam içinde yer al�r. Oyuncaklar,<br />

çocu�un do�al yeteneklerini ortaya ç�karabilen <strong>ve</strong><br />

bu yolla onun e�itimini de sa�layan oyun malzemeleridir.<br />

O nedenle oyuncaklardaki en önemli özellik bu olmal�d�r.<br />

Çocu�un oynarken ö�renmesini kolayla�t�racak <strong>ve</strong> yarat�c�<br />

yönlerine hitap edecek türde oyuncaklar olmas�na dikkat<br />

edilmelidir.<br />

Oyuncaklar� olu�turan malzemeler de çok önem ta��r. Küçük<br />

parçalardan meydana gelen oyuncaklar tehlikelidir.<br />

Çocuk yutabilir ya da bo�ulma riski yaratabilir. Ayn� �ekilde<br />

sivri kö�eleri ya da keskin uçlar� bulunan oyuncaklar<br />

da yaralanmas�na yol açabilir. Bir de oyunca��n yap�ld���<br />

malzemeler önemlidir. Sa�l��a zarar <strong>ve</strong>rmeyen boya <strong>ve</strong><br />

maddelerden yap�lm�� olup olmad���na özellikle dikkat etmek<br />

gerekir. Son günlerde baz� oyuncaklar�n kur�un <strong>ve</strong><br />

zehirli maddeler içerdi�i iddias�yla toplat�ld���n� duyuyoruz.<br />

Oyuncak seçimi <strong>ve</strong> oyunca��n önemi<br />

Çocuk için oyun <strong>ve</strong> oyunca��n önemi kadar oyuncak seçimi<br />

de önemlidir. Çocuklar hayat� tan�ma yolunda bütün<br />

deneyimlerini oyun <strong>ve</strong> oyuncaklarla edinirler. Bu aç�dan<br />

oyuncaklar için, “çocu�un toplum <strong>ve</strong> çevreyle olan ili�kilerini<br />

düzenleyen bir e�itim <strong>ve</strong> araçlar sistemidir” ifadesini<br />

kullanabiliriz. Çocuklar�n yeteneklerini ortaya ç�kartacak<br />

oyuncaklar bir e�itim i�levi olarak görülebilir <strong>ve</strong> oyuncak<br />

seçiminde özellikle buna dikkat edilmelidir. Çocuk do�ru<br />

oyuncaklarla renk, boyut, �ekil kavramlar�n� ö�renecek <strong>ve</strong><br />

baz� say�sal ya da sözel de�erleri olu�turacakt�r. Geli�im<br />

evreleri boyunca her çocuk oyun oynamaya <strong>ve</strong> oyunca�a<br />

büyük gereksinim duyar. Üstelik bu geli�iminin sa�l�kl�<br />

tamamlanabilmesi için hayati önem ta��r. Her ya� <strong>ve</strong> cinsiyetteki<br />

çocuk aç�s�ndan do�ru oyuncaklarla oyun oynaman�n<br />

ciddi yararlar sa�lad��� bilinmektedir.<br />

Oyuncak seçimi bütün bu özellikler göz önünde bulunduruldu�unda<br />

daha fazla önem kazanmaktad�r. Maalesef silah<br />

<strong>ve</strong> tabanca da günümüzde oyuncak kavram� içinde yer<br />

almaktad�r. Ancak sonuçlar� bak�m�ndan zararlar� tart���-<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

85


STANDARD OCAK 2010<br />

86<br />

lamaz. Bir çocu�a silah alman�n hiçbir masum gerekçesi<br />

olamaz. Bir çocu�a silah almak demek, �iddet uygulaman�n<br />

ya da bir ba�kas�na zarar <strong>ve</strong>rmenin masum oldu�unu<br />

dü�ünmek kadar tehlikelidir. Birçok ebe<strong>ve</strong>ynin savunmas�<br />

‘ben almasam arkada��nda görüyor, almak zorunda kal�yorum’<br />

�eklindedir <strong>ve</strong> maalesef bunun gerçekçi bir taraf�<br />

yoktur. Çocuklar her �eyi isteyebilirler. Biz yeti�kinlerin<br />

fark� da burada ortaya ç�kar. Onlar her �eyi isterken biz<br />

onlar�n isteklerini do�ru yönlendirmekle görevliyiz.<br />

Çocu�a kendisini ortaya koyabilece�i, aktif olarak �ekillendirece�i,<br />

yeteneklerine <strong>ve</strong> hayal gücüne hitap eden<br />

oyuncaklar seçerek, var olan de�erlerinin daha da geli�mesine<br />

katk�da bulunabiliriz.<br />

Yenido�anlar için özellikle görsel <strong>ve</strong> i�itsel duyulara yönelik<br />

oyuncaklar seçilmelidir. 18. aydan itibaren çocuklar<br />

legolar <strong>ve</strong> büyük parçal� yapbozlar ile oynayabilir. Ayr�ca<br />

bu ya�ta yürüme becerisini de kazand��� için çekerek götürebilece�i<br />

tekerlekli her tür araba, tüylü yumu�ak hayvan<br />

figürleri ile oynayabilir.<br />

3 ya��ndan itibaren çocuklar baz� kurall� oyunlar� oynayabilirler.<br />

Tamirci, doktor aletleri, parçalar� birle�tirerek<br />

kendi yapabilece�i blok oyuncaklar, bunlardan baz�lar�d�r.<br />

Ayr�ca her ya� grubu için önerilen en önemli oyun malzemesi<br />

sudur. Çocu�un dokunma duyusunu geli�tirdi�i<br />

gibi, mutluluk <strong>ve</strong>ricidir. Di�er yandan dikkatini uzun süreli<br />

toplayabildi�i için h�rç�n çocuklar�n sakinle�mesi için gereklidir.<br />

Ayr�ca çocukluk ça��nda oynanan oyuncaklar�n meslek<br />

seçimine etkisi oldu�u söyleniyor. Örnek olarak; müzik<br />

aletleriyle oynayan bir çocu�un duygusal özellik ta��d���,<br />

bedensel zeka, mant�k <strong>ve</strong> matematiksel zeka ile müzik zekas�n�n<br />

daha fazla geli�ti�i belirlenmi�tir.<br />

Yap�lan ara�t�rmalarda bir çocu�un bir oyuncakla ilgilenme<br />

süresinin 90 saniye oldu�u belirlenmi�tir. Bu yüzden<br />

aileler pahal� oyuncaklar yerine, çocu�un ilgilenece�i<br />

oyuncaklar almaya yönelmelidir. Pahal� oyuncak iyi oyuncakt�r<br />

gibi bir kaide yoktur.<br />

Oyuncaklar Çocu�un Geli�imini Olumsuz Etkiler mi?<br />

Oyuncaklar�n çocu�un geli�imini olumlu yönde etkiledi�i<br />

<strong>ve</strong> mutlaka oynamas� gerekti�i dü�ünülür <strong>ve</strong> bu do�ru bir<br />

dü�üncedir. Ya�� <strong>ve</strong> cinsiyeti ne olursa olsun her çocuk<br />

oyunla <strong>ve</strong> oyuncakla büyümelidir. Ancak do�ru oyuncak<br />

seçimi ciddi bir önem ta��r. Bu aç�dan geli�imini destekleyecek<br />

oyuncaklar seçti�ini zannederek yanl�� seçimlerde<br />

bulunan aileler oldu�u da bir gerçektir. “Çocu�u olumsuz<br />

etkileyen oyuncaklar da var m�d�r?” sorusunun cevab�<br />

‘e<strong>ve</strong>t’tir <strong>ve</strong> maalesef birçok ebe<strong>ve</strong>yn bu yanl��a dü�mektedir.


Örne�in elektronik oyuncaklar bu tip oyuncaklard�r. Genellikle<br />

çocu�un tek ba��na oynamas�na imkân <strong>ve</strong>rdi�i için<br />

hem sosyalle�mesi aç�s�ndan s�k�nt�lara yol açar hem de<br />

çocu�u k�s�tl� bir mekânda hapseder. Bu tür oyuncaklarda<br />

çocu�un yarat�c�l���n� geli�tirece�i hiçbir özellik yoktur.<br />

Sava� oyunlar� <strong>ve</strong> silahlar da çocu�un çevresine kar��<br />

sald�rgan bir tutum geli�tirmesine yol açabilir. Sosyal hayata<br />

uyum konusunda sorunlar ya�amas�na neden olabilir.<br />

Bir canl�y� yok etmek üzere kurulmu� sava� oyunlar�<br />

bir süre sonra çocukta bunun normal bir �ey oldu�u duygusunun<br />

yerle�mesine kadar varabilen olumsuzluklara<br />

sebep olabilir.<br />

Peki, biz ne yap�yoruz?<br />

Akdeniz Üni<strong>ve</strong>rsitesi T�p Fakültesi Dönem 1 ö�rencileri<br />

Eren Halaç, Egemen �en, Ahmet Ang�n olarak biz de, oyun<br />

<strong>ve</strong> oyunca��n çocuklar�n geli�imi üzerindeki önemini biliyoruz<br />

<strong>ve</strong> Prof. Dr. Gü<strong>ve</strong>n Lüleci önderli�inde bu konuda<br />

f�rsat e�itli�i yaratmak için bu projeyi ba�latt�k. Antalya<br />

Muratpa�a Ermenek Mahallesindeki Türkan Saylan Toplum<br />

Merkezi’nde kurulacak olan oyuncak kütüphanesiyle<br />

imkân� olmayan çocuklar� oyuncak ile bulu�turmay� hedefliyoruz.<br />

Ba���lanan oyuncaklar� depomuzda topluyoruz. �lerleyen<br />

zamanlarda çocuk geli�imi uzmanlar�ndan yard�m alarak<br />

bu oyuncaklar� ya�a, cinsiyete göre s�n�fland�r�p numara<br />

<strong>ve</strong>rece�iz <strong>ve</strong> kütüphaneye götürece�iz.<br />

Kütüphaneye gelecek 3-6 ya� aras� çocuklar kendi ilgilerine<br />

göre oyuncaklar� seçecekler <strong>ve</strong> 2 hafta oynad�ktan<br />

sonra zarar <strong>ve</strong>rmeden getirdiklerinde yeni bir oyuncak<br />

alabilecekler. Bu sorumlulu�u sürekli hale getiren çocuklara<br />

boyama kitab� hediye edece�iz. Çocuklar bu kütüphane<br />

sayesinde hem hayal dünyalar�n� geli�tirecek, hem<br />

sorumluluk duygular� geli�ecek hem de kütüphane al��kanl���<br />

kazanarak ileriki ya�larda kütüphaneye gitmeyi<br />

al��kanl�k haline getirmi� olacaklar.<br />

Bu projenin daha da çok çocu�a ula�abilmesi için yard�mlar�n�z�<br />

bekliyoruz. Bize gönderece�iniz her oyuncak ile bir<br />

çocu�un hayal dünyas�n�n geli�mesine yard�mc� olabilir,<br />

böylece gelece�imiz çocuklar için bir umut kayna�� olabilirsiniz.<br />

Ba���lar�n�z için ileti�im adresi:<br />

Akdeniz Üni<strong>ve</strong>rsitesi T�p Fakültesi Dekanl���, E Blok<br />

T�p E�itimi Anabilim Dal�<br />

Tel : (0242) 249 61 88<br />

Mail: oyuncakkutuphanesi@yahoo.com<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

87


STANDARD OCAK 2010<br />

88<br />

GR�P SALGINI, BESLENME <strong>ve</strong> TEM�ZL�K<br />

Grip Salg�n� <strong>ve</strong> Beslenme<br />

Cengiz KES�C�<br />

Uzm.G�da Müh.<br />

Sa�l�k Bakanl���, Temel Sa�l�k Hizmetleri<br />

Genel Müdürlü�ü<br />

Beslenme <strong>ve</strong> Fiziksel Aktiviteler Daire Ba�kan�<br />

Dr. Dyt., Meltem SOYLU<br />

Dr. Dyt. Biriz ÇAKIR<br />

Sa�l�k Bakanl��� Temel Sa�l�k Hizmetleri<br />

Genel Müdürlü�ü<br />

Beslenme <strong>ve</strong> Fiziksel Aktiviteler Daire Ba�kanl���


K�� mevsiminin ya�and��� �u günlerde havalar�n<br />

so�umas�yla birlikte ba�ta küresel grip<br />

salg�n� olmak üzere so�uk alg�nl��� <strong>ve</strong> enfeksiyon<br />

hastal�klar�n�n görülme s�kl���nda da art��<br />

izlenmektedir. Bu hastal�klardan korunmada<br />

a��lanma, ki�isel hijyen kurallar�na dikkat etme gibi önlemlerin<br />

yan�nda ba����kl�k sisteminin güçlendirilmesi için yeterli<br />

<strong>ve</strong> dengeli beslenme de oldukça önemli yer tutar. Yetersiz <strong>ve</strong><br />

dengesiz beslenme al��kanl��� olan bireylerin so�uk alg�nl���<br />

<strong>ve</strong> enfeksiyon hastal�klar�na yakalanma riski daha yüksektir<br />

<strong>ve</strong> hastal�k halinde hastal�klar� daha a��r seyreder.<br />

Son günlerde yo�un ya�anan grip vakalar� nedeni ile yaz�l� <strong>ve</strong><br />

görsel bas�nda beslenme konusunda çok çe�itli önerilerde<br />

bulunulmakta, özellikle baz� besinlerin mucizevî olarak koruyucu<br />

etkilerinden s�kl�kla bahsedilmektedir. Oysaki besin<br />

çe�itlili�inin sa�lanmas�, do�ru seçimlerin yap�lmas�, yeterli<br />

<strong>ve</strong> dengeli beslenme konusunda süreklili�in sa�lanmas�,<br />

hastal�klardan korunmada çok daha etkindir.<br />

A�a��da yeterli <strong>ve</strong> dengeli beslenmeye yönelik çe�itli öneriler<br />

yer almaktad�r.<br />

• Sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong>ler büyüme <strong>ve</strong> geli�meye yard�mc� oldu�u<br />

gibi hücre yenilenmesini <strong>ve</strong> doku onar�m�n� sa�larlar; ayr�ca<br />

hastal�klara kar�� direncin olu�umunda etkindirler. Yeterli <strong>ve</strong><br />

dengeli beslenebilmek için çe�itli renk <strong>ve</strong> türdeki sebze <strong>ve</strong><br />

mey<strong>ve</strong>lerin tüketimi önemlidir. Sabah kahvalt�s� da olmak<br />

üzere her ö�ünde sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong> tüketimine özen gösterilmeli,<br />

günde en az 5 porsiyon (400 gram) tüketilmelidir.<br />

• Savunma sistemini güçlendirici özelli�i olan A <strong>ve</strong> C vitamini<br />

gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli,<br />

kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yan�<br />

s�ra k�� aylar�nda bolca bulunan portakal, mandalina, elma,<br />

greyfurt gibi mey<strong>ve</strong>ler tercih edilebilir. Besin de�eri <strong>ve</strong> ekonomik<br />

olmas� aç�s�ndan mevsiminde, bol <strong>ve</strong> ucuz bulundu�u<br />

dönemlerde tüketilmesi daha uygundur. Sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong>lerin<br />

taze olarak tüketilmesi daha yararl�d�r. Vitamin <strong>ve</strong> minerallerin<br />

ço�u, sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong>lerin özellikle d�� yapraklar�nda, kabu�unda<br />

<strong>ve</strong>ya kabu�un hemen alt�ndaki k�s�mlar�nda bulundu�undan<br />

yenilebilenlerin kabuklar� soyulmamal�, soyulmas�<br />

gerekiyorsa mümkün oldu�unca ince soyulmal�d�r. B <strong>ve</strong> C<br />

vitamini gibi baz� vitaminler �s� ile kolayca kayba u�rad���ndan<br />

sebzeler mümkün oldu�unca k�sa sürede <strong>ve</strong> dirili�i korunacak<br />

�ekilde pi�irilmelidir. Suda eriyen vitaminlerin (vitamin<br />

C, B2, folik asit vb) büyük bir k�sm�nda kay�plar oldu�u için<br />

sebzelerin ha�lama suyu kesinlikle dökülmemelidir.<br />

• Gerek C vitamini ihtiyac�n�n kar��lanmas� gerekse s�v� al�m�na<br />

katk� sa�lamas� yönünden taze s�k�lm�� mey<strong>ve</strong> sular� da<br />

içilebilir. Mey<strong>ve</strong> sular�n�n tüketiminde önemli olan bekletilmemesi,<br />

s�k�ld�ktan hemen sonra tüketilmesidir. Mey<strong>ve</strong> suyunun<br />

bekletilmesi C vitamininin azalmas�na neden olmaktad�r.<br />

• Mey<strong>ve</strong> <strong>ve</strong> sebzeler tüketilmeden önce mutlaka bol su ile<br />

iyice y�kanmal�, gerekirse y�kama f�rças� kullan�lmal�, ancak<br />

sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong>leri y�karken deterjan <strong>ve</strong>ya sabun kesinlikle<br />

kullan�lmamal�d�r.<br />

• E vitamini de ba����kl�k sisteminin güçlendirilmesinde<br />

etkilidir. So�uk alg�nl��� <strong>ve</strong> di�er enfeksiyonlara kar�� vücut<br />

direncini art�rmakta, A vitamininin okside olmas�n� da engellemektedir.<br />

E vitamininin iyi kaynaklar� olan ye�il yaprakl�<br />

sebzeler, f�nd�k, ceviz gibi ya�l� tohumlar <strong>ve</strong> kuru baklagillerin<br />

yeterli miktarlarda tüketilmesi önemlidir. Ancak kuru baklagillerin<br />

protein kalitesini art�rmak için tah�llarla <strong>ve</strong> C vitamininden<br />

zengin besinlerle tüketilmesi daha yararl�d�r. �mkân<br />

dahilinde günde bir avuç f�nd�k, ceviz vb. ya�l� tohumlardan<br />

yenilmelidir.<br />

• Yumurta, protein kalitesi en yüksek olan besindir. Alerji<br />

<strong>ve</strong>ya hastal�k nedeniyle tüketilmemesi gereken durumlar haricinde<br />

her gün iyi pi�mi� olarak bir adet tüketilmesi yararl�d�r.<br />

• Bal�k, beyin fonksiyonlar�n�n geli�imi için gerekli çoklu doymam��<br />

ya� asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum <strong>ve</strong><br />

iyot mineralleri ile E vitamini için de iyi bir kaynak olup, ba-<br />

����kl�k sisteminin kuv<strong>ve</strong>tlenmesine yard�mc� olmaktad�r. Bu<br />

nedenle imkânlar dahilinde haftada 2-3 kez bu�ulama, �zgara<br />

ya da f�r�nda pi�irilerek tüketilmesi uygundur.<br />

• Özetle besleyici de�erleri yönünden besinler dört besin<br />

grubu alt�nda toplan�r. Ayn� grup içinde yer alan besinler<br />

birbirlerinin yerini tutar. Bunlar; süt grubunda yer alan süt,<br />

yo�urt, peynir, et grubunda yer alan et, tavuk, bal�k, yumurta,<br />

kuru baklagiller, ya�l� tohumlar vs, tah�l grubunda yer alan<br />

ekmek, bulgur, makarna, pirinç, m�s�r, tarhana vs. ile sebze<br />

<strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong> grubudur. Bu besinlerin her gün yeterli miktarda<br />

tüketilmesi sa�lanmal�d�r.<br />

• Metabolizman�n düzenli çal��mas� için, günlük ya�am<br />

ko�ullar� da dikkate al�narak, yemeklerin günde en az üç<br />

ö�ünde tüketilmesi, ö�ün atlanmamas� <strong>ve</strong> ö�ünler aras�nda<br />

geçen sürenin 4-5 saat olmas�na dikkat edilmelidir. Ö�ünler<br />

içerisinde en önemlisi sabah kahvalt�s�d�r. Kahvalt� yapmadan<br />

güne ba�lamak <strong>ve</strong>rimi dü�ürür. Sabah kahvalt�s�nda süt,<br />

yumurta <strong>ve</strong>ya peynir gibi protein içeren besinlerin yan� s�ra<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

89


STANDARD OCAK 2010<br />

90<br />

vitamin <strong>ve</strong> minerallerden zengin sebze <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong>lerin tüketiminin<br />

çok önemli oldu�u unutulmamal�d�r.<br />

• Boya <strong>ve</strong> ya�a uygun vücut a��rl��� hedeflenmelidir. Kilolu<br />

olma durumunda zay�flama amac� ile yanl��/sa�l�ks�z <strong>ve</strong> h�zl�<br />

kilo <strong>ve</strong>rmeyi amaçlayan diyet uygulamalar�ndan kaç�n�lmal�d�r.<br />

Bu tarz diyet uygulamalar�, ba����kl�k sistemini zay�flatarak<br />

daha kolay hastalanmaya zemin haz�rlar, hastal���n uzun<br />

sürmesine neden olabilir.<br />

• Vücut �s�s�n� dengede tutabilmek için bol s�v� al�m� unutulmamal�d�r.<br />

Yeterli s�v� al�m�, vücutta olu�an toksinlerin (zararl�<br />

ö�eler) at�lmas�, vücut fonksiyonlar�n�n düzenli çal��mas�nda,<br />

metabolizma dengesinin sa�lanmas�nda <strong>ve</strong> vücutta pek<br />

çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekle�mesinde son derece<br />

önemli rol oynamaktad�r. Bu nedenle, her gün en az 1.5-2<br />

litre (8-10 su barda��) su içilmeli, s�v� al�m�n�n kar��lanmas�nda<br />

süt, ayran, taze s�k�lm�� mey<strong>ve</strong> sular� ile bitki çaylar�<br />

tercih edilmelidir.<br />

• Ate� yükselmesi durumunda s�v� tüketimi art�r�lmal� <strong>ve</strong> yeterli<br />

enerji al�nmal�d�r. Enerji kayna�� olarak basit karbonhidrat<br />

olan saf �eker <strong>ve</strong> �ekerli besinler yerine kepekli ekmek,<br />

makarna, bulgur gibi tam tah�l ürünlerinin tüketilmesine özen<br />

gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur tatl�lar� yerine sütlü tatl�lar,<br />

mey<strong>ve</strong> tatl�lar� tercih edilmelidir. Artan enerji ihtiyac�n�n<br />

kar��lanmas� için ölçülü olarak tahin pekmez de tüketilebilinir.<br />

• Bebeklerin enfeksiyon hastal�klar�ndan korunmas�nda anne<br />

sütü çok önemlidir. Her zaman steril <strong>ve</strong> uygun olmas�, koruyucu<br />

etmenleri içermesi, enfeksiyonu önleyen ba����kl�k<br />

ögelerini (IgA, IgG <strong>ve</strong> IgM) içermesinden dolay� bebeklere ilk<br />

6 ayda sadece anne sütü <strong>ve</strong>rilmeli, daha sonra uygun tür <strong>ve</strong><br />

miktarda ek besinlere geçilmeli <strong>ve</strong> 2 sene emzirmeye devam<br />

edilmelidir.<br />

• Yeterli <strong>ve</strong> dengeli beslenmenin yan� s�ra el hijyenine dikkat<br />

edilmelidir. Eller sürekli temiz tutulmal�, g�dalarla, mutfak<br />

araç <strong>ve</strong> gereçleriyle temastan önce, çi� et, tavuk ile sebzeye<br />

<strong>ve</strong> yumurtaya dokunduktan sonra, art�k g�dalar <strong>ve</strong> çöplere<br />

dokunduktan sonra, ellere öksürme, aks�rma <strong>ve</strong> el mendili<br />

kulland�ktan sonra, tuvaletten önce <strong>ve</strong> sonra, sigara içtikten<br />

<strong>ve</strong> yemek yedikten sonra, saçlara dokunup tarad�ktan sonra<br />

sabun <strong>ve</strong> �l�k su ile en az 20 saniye süreyle iyice y�kanmal�d�r.<br />

Besinin haz�rland��� <strong>ve</strong> pi�irildi�i alanlar�n, kullan�lan araç <strong>ve</strong><br />

gerecin temizli�ine özen gösterilmeli, ba�kalar�n�n kulland���<br />

bardak, tabak, çatal, ka��k vb kullan�lmamal�d�r.<br />

• Fiziksel aktivite yaparak vücut direnci art�r�lmal�, düzenli<br />

olarak yürüyü� yap�lmal�, güne� ���nlar�ndan mümkün oldu-<br />

�unca do�rudan yararlan�lmaya çal���lmal�d�r.<br />

EL YIKAMANIN ÖNEM�<br />

Ça�da� sa�l�k hizmeti anlay���, öncelikle sa�l���n korumas�<br />

<strong>ve</strong> geli�tirilmesini gerektirmektedir. Bu çerçe<strong>ve</strong>de ele<br />

al�nd���nda, günümüzde toplumda hijyen uygulamalar�n�n<br />

yayg�nla�t�r�lmas�, önemli bir koruyucu sa�l�k hizmeti olarak<br />

de�erlendirilmektedir. Hijyen sözcü�ü, sa�l�kl� ortam�n<br />

korunmas� amac�yla her türlü hastal�k etmeninin ortamdan<br />

uzakla�t�r�lmas� olarak tan�mlan�r. Hijyeni sa�lamada en temel<br />

kural, ellerin do�ru yöntem ile y�kanmas�d�r. El y�kama,<br />

birey <strong>ve</strong> toplum sa�l���n�n korunmas� aç�s�ndan basit, ucuz,<br />

toplumun her kesimi taraf�ndan uygulanabilir <strong>ve</strong> son derece<br />

etkili bir yöntemdir.<br />

Ellerimizi Neden Y�kamal�y�z?<br />

Günlük ya�ant�m�zda ellerimiz, çevre ile her türlü ba�lant�y�<br />

sa�layan, bu nedenle de en fazla bakteri bar�nd�ran organ�m�zd�r.<br />

El y�kama, çok s�radan <strong>ve</strong> günlük bir i� olmas� nedeniyle,<br />

genellikle ihmal edilen bir konudur. Oysa ki, hem kendimizin<br />

hem de çevremizdekilerin sa�l���n� korumak ellerimizdedir.<br />

Çevre ile sürekli temas halinde olan ellerimiz yoluyla ta��nan<br />

bakteriler basit bir so�uk alg�nl���ndan, SARS, hepatit<br />

A, Avian Influenza gibi öldürücü birçok hastal���n geli�imine<br />

neden olabilmektedir. Özellikle sa�l�k personelinin elleri, mikroorganizmalar�n<br />

hastadan hastaya yay�lmas�nda önemli bir<br />

rol oynamaktad�r. Bu nedenle, yetersiz el hijyeni, geli�mi� <strong>ve</strong><br />

geli�mekte olan ülkelerde halen yayg�n olarak görülen hastane<br />

enfeksiyonlar�na neden olan ba�l�ca etmenler aras�nda yer<br />

almaktad�r. Yüksek morbidite, mortalite <strong>ve</strong> tedavi maliyetine<br />

neden olan bu enfeksiyonlardan korunmaya yönelik tedbirlerin<br />

ba��nda, yeterli el hijyeninin sa�lanmas� gelir. Yeterli<br />

el hijyeni ayn� zamanda, besin kaynakl� hastal�klar�n azalt�lmas�nda,<br />

okullarda s�kl�kla görülen gastroenteritler, d��k� ile


ula�an hastal�klar, parazit <strong>ve</strong> mantarlar�n geli�iminin önlenmesinde<br />

de basit, ancak en etkili koruma yöntemidir.<br />

Ellerimizi Ne Zaman Y�kamal�y�z?<br />

Ellerimiz gün boyunca kirlenir. Baz� bakteriler, özellikle Staphylococcus<br />

<strong>ve</strong> Micrococcus türleri, gözenek, çizik, çatlak, kir<br />

<strong>ve</strong> k�llara s�k�ca yap��m�� vaziyette bulunurlar <strong>ve</strong> ya� <strong>ve</strong> ter<br />

salg�lar� özellikle toz <strong>ve</strong> kirle kar��arak bakterilerin geli�mesi<br />

için uygun bir ortam olu�tururlar. Bu nedenle, gün içerisinde<br />

s�k s�k ellerimizi y�kamal�y�z.<br />

Eller;<br />

1. Yemek haz�rlamadan önce,<br />

2. Yemek yemeden önce <strong>ve</strong> yemek yedikten<br />

sonra,<br />

3. Hastaya temas etmeden önce<br />

<strong>ve</strong> hastaya temas ettikten<br />

sonra,<br />

4. Tuvaleti kulland�ktan<br />

sonra,<br />

5. Çocuklar�n alt�n�<br />

de�i�tirdikten sonra,<br />

6. Sigara içtikten<br />

sonra,<br />

7. Steril eldi<strong>ve</strong>n<br />

kullanmadan önce<br />

<strong>ve</strong> eldi<strong>ve</strong>n kulland�ktan<br />

sonra,<br />

8. Pi�memi� g�dalara<br />

(özellikle k�rm�z� et,<br />

tavuk, bal�k, yumurta)<br />

temas ettikten sonra,<br />

9. Üst solunum yolu sekresyonlar�<br />

ile temas ettikten sonra<br />

(hap��rma, öksürme vb.),<br />

10. Bozulmu� g�da <strong>ve</strong> çöplere dokunduktan<br />

sonra,<br />

11. Saçlar tarand�ktan <strong>ve</strong>ya ellendikten sonra,<br />

12. Toplumda ortak kullan�lan araçlar�n kullan�m�ndan sonra<br />

(toplu ta��m araçlar�, para al�� <strong>ve</strong>ri�i, telefon vb.),<br />

13. Kedi, köpek <strong>ve</strong> di�er tüm hayvanlar� elledikten sonra<br />

mutlaka do�ru yöntemle y�kanmal�d�r.<br />

Ellerimizi Nas�l Y�kamal�y�z?<br />

El hijyeninde amaç; kimyasal <strong>ve</strong> fiziksel zararl�lar�n <strong>ve</strong> enfeksiyonlara<br />

yol açan mikroorganizmalar�n uzakla�t�r�lmas�n�<br />

sa�lamakt�r. Eller sadece su ile y�kand���nda, mekanik etki ile<br />

görünür kir uzakla�t�r�lmakta, ancak tam bir hijyen sa�lanamamaktad�r.<br />

Bu nedenle, el temizli�inde su ile birlikte sabun<br />

kullan�lmas� gerekmektedir. Normal kat� el sabunlar� <strong>ve</strong> s�v�<br />

sabunlar, meydana getirdikleri etkiler bak�m�ndan farkl� olmamakla<br />

birlikte, kat� sabunlar bulundurulduklar� ortamlardan<br />

<strong>ve</strong> kullanan ki�ilerin kullan�mdan sonra genellikle sabunlar�<br />

temizlemeden yerine koymalar�ndan dolay�, kirlilik kayna��<br />

olabilmektedir. Bu nedenle, özellikle toplu ya�anan yerlerde<br />

el temizli�inde s�v� sabunlar�n kullan�m� tercih edilmelidir.<br />

Etkin bir el hijyeni, her seferinde do�ru y�kama tekni�inin uygulanmas�<br />

ile sa�lanabilir. Sadece 30 saniyede uygulanabilecek<br />

do�ru el y�kama tekni�i ile bula��c� <strong>ve</strong> salg�n pek çok<br />

hastal��a kar�� önlem al�nabilir, ki�isel <strong>ve</strong> toplum sa�l���n�n<br />

korunmas�na önemli bir katk� sa�lanabilir.<br />

Gün içerisinde ellerinizi a�a��da belirtilen<br />

yöntemle s�k s�k y�kay�n�z.<br />

1. Ellerinizi �l�k <strong>ve</strong>ya dayanabilece�iniz<br />

kadar s�cak su<br />

ile �slat�n <strong>ve</strong> sabunu ellerimizin<br />

bütün yüzeylerine<br />

da��tarak iyice<br />

köpürtün.<br />

2. Ellerinizin her<br />

yerini (bilekler,<br />

avuç içleri, parmaklar,<br />

parmak<br />

aralar�, el s�rt� <strong>ve</strong><br />

t�rnak içleri) en az<br />

30 saniye kuv<strong>ve</strong>tlice<br />

ovalay�n.<br />

3. Ellerinizi sabun<br />

ile ovalad�ktan sonra<br />

iyice durulay�n.<br />

4. Özellikle halka aç�k<br />

yerlerde tek kullan�ml�k havlu<br />

ka��t ile ellerinizi kurulay�n.<br />

5. Ellerinizi kurutmak için kulland���n�z<br />

ka��t havluyu muslu�u kapatmak için<br />

kullan�n <strong>ve</strong> çöp kutusuna at�n.<br />

Ki�isel <strong>ve</strong> toplum sa�l��� aç�s�ndan do�ru el y�kama al��kanl�-<br />

��n� kazan�r <strong>ve</strong> çevremize de bu al��kanl��� a��layabilirsek pek<br />

çok bula��c� hastal�klar ile besin kaynakl� hastal�klar�n önüne<br />

geçebilmek ad�na büyük bir ad�m atm�� oluruz. Bu do�rultuda,<br />

Sa�l�k Bakanl��� taraf�ndan toplumun do�ru <strong>ve</strong> etkin<br />

el y�kama yönteminin önemi konusunda bilgilendirilmesi<br />

amac�yla, çe�itli çal��malar sürdürülmektedir. Bu kapsamda,<br />

halka <strong>ve</strong> sa�l�k personeline yönelik geni� kapsaml� bir kampanya<br />

ba�lam��t�r. Söz konusu kampanyada ba�ta hastane<br />

çal��anlar� olmak üzere, toplu beslenme sistemlerinde çal�-<br />

�anlar, okul öncesi <strong>ve</strong> okul ça�� çocuklar� hedef kitle olarak<br />

seçilmi�tir.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

91


STANDARD OCAK 2010<br />

92<br />

DO�A<br />

Etkin Do�a Korumaya Do�ru:<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�<br />

Can YEN�YURT<br />

Do�a Derne�i<br />

Önemli Do�a Alanlar� Sorumlusu<br />

Daha ilkokulda ormanlar� <strong>ve</strong> önemini ö�reniriz. Hatta Afrika savanalar�nda ya�ayan aslanlar bile ormanlar�n<br />

k�ral�d�r. Bozk�r kelimesi ise hayat�m�za belki de lise ça�lar�nda girmeye ba�lar. Art�k bunu de�i�tirme zaman�<br />

geldi de geçiyor. Bozk�rlar, sahip oldu�u ya�am ko�ullar� sayesinde binlerce canl� türü için önemli ya�am<br />

alanlar�d�r. Dünya üzerinde kuzey yar�mkürede geni� yer kaplayan bozk�rlar, özellikle Urallar’dan Do�u Asya’ya<br />

(Mançurya’ya) kadar uzanan çok geni� bir alana yay�lmaktad�r. Güney yar�mkürede Güney Amerika’da<br />

Arjantin’in Pampas Bölgesi, Güneydo�u Afrika <strong>ve</strong> Avustralya, önemli bozk�rlara sahip di�er alanlard�r.<br />

Türkiye’nin bozk�r alanlar�n�n büyük bir k�sm� �ç Anadolu, Do�u Anadolu <strong>ve</strong> Güneydo�u Anadolu bölgelerinde bulunmaktad�r.<br />

Bugün Türkiye’de bilinen do�al bitki türü say�s� 10 bin civar�ndad�r <strong>ve</strong> bunlar�n da yakla��k üçte biri Türkiye’ye özgü, yani endemik<br />

türlerdir. Korumada öncelikli olan bu endemik türlerin yakla��k yar�s� bozk�rlarda ya�amaktad�r. Benzer �ekilde Türkiye’de<br />

nesli tehlikede olan hayvan türlerinin önemli bir k�sm� da bozk�rlara özgüdür.<br />

Türkiye’de bozulmadan kalm�� zengin bozk�r alanlar�ndan biri, Akçakale Bozk�rlar� Önemli Do�a Alan� içerisinde yer alan,<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�’d�r. Dünyada nesli tehlike alt�nda olan ceylan, sürmeli k�zku�u <strong>ve</strong> toy ku�lar�na<br />

ev sahipli�i yapan alan, beraberinde yüzlerce canl�y� da içinde bar�nd�rmaktad�r. �nsanlara ço�unlukla hayvanc�l�k <strong>ve</strong> tar�m


Sürmeli K�zku�lar�<br />

Çöl Ko�ar�<br />

Sürmeli K�zku�lar�<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

93<br />

Foto�raflar: Ferdi AKARSU


STANDARD OCAK 2010<br />

94<br />

yaparak ya�amlar�n� sürdürme f�rsat� sa�layan alan�n ülkemiz<br />

s�n�rlar� içerisinde bulunmas�, bir övünç kayna�� oldu�u<br />

kadar, alan�n ak�lc� kullan�m� sorumlulu�unu da beraberinde<br />

getirmektedir.<br />

�anl�urfa K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�, ülkemizin<br />

�anl�urfa Merkez �lçesi s�n�rlar� olup do�usunda Açmal�<br />

Köyü, bat�s�nda Yan�kçö�ür Köyü, güneyi Alt�nba�ak Köyü<br />

ile s�n�rl�d�r.<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�, ortalama yüksekli�i<br />

600 metredir. Arazi engebeli, kayal�k <strong>ve</strong> ta�l�k bir yap�ya<br />

sahiptir. Yükselti, engebelik kuzeyden güneye indikçe azalmaktad�r.<br />

Sahan�n güney k�s�mlar� nispeten düz olup tar�m<br />

yap�lmaktad�r.<br />

Saha içinde yaz-k�� akan dere mevcut de�ildir. K���n ya�-<br />

mur, kar <strong>ve</strong> sel sular�n�n akt��� kuru dereler bulunmaktad�r.<br />

Saha içinde do�al p�nar, çe�me, kaynak bulunmamaktad�r.<br />

K�� boyunca kayalar aras�ndaki çukurlarda biriken ya�mur<br />

sular� küçük göletler olu�turmakta, bu yap�lar yaz�n tamamen<br />

kurumaktad�r.<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�’n�n içinde yer ald���<br />

Güneydo�u Anadolu Bölgesi, bitki co�rafyas� <strong>ve</strong> floras�<br />

bak�m�ndan kendine özgü özellikleri olan bir yerdir. Bölgenin<br />

büyük bir k�sm�n�, �ran-Turan kökenli step <strong>ve</strong>jetasyonu olu�turmaktad�r.<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�’n�n büyük bir k�sm�,<br />

güneyden kuzeye do�ru yükselen kireçta�� ile kapl� ta�l�k<br />

teperlerden olu�ur. Tepelerin aras�nda güneye uzanan mevsimsel<br />

dereler, alan�n güneyinde k�smen alüvyal çöküntü


ovalar�n� olu�turur. Kireçta�l� tepeler, ince bir toprak örtüsü<br />

<strong>ve</strong> c�l�z otsu bitkilerle kapl�d�r. Alan�n kuzeyi tar�ma çok el<strong>ve</strong>ri�li<br />

olmad���ndan büyük bir ço�unlu�u do�al bozk�r özelli�i<br />

göstermektedir. Özellikle alan�n kuzey bölgesinde bulunan<br />

yüksek bölgelerde kuru dere yataklar� boyunca bodur çal�<br />

topluluklar� <strong>ve</strong> tar�m arazileri yer almaktad�r. Alan�n güneyinde<br />

yüksekli�in azalmas� ile beraber tar�m alanlar� <strong>ve</strong> meralar<br />

daha geni� yer kaplamaktad�r.<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�, Türkiye’nin en nadir<br />

memelilerinden ceylan�n (Gazella subgutturosa) ülkemizdeki<br />

son üç yabani nüfuslar�ndan biri <strong>ve</strong> en büyük olan�d�r.<br />

Alan, ülkemizin bozulmadan kalm�� zengin bozk�r alanlar�ndan<br />

biridir. Alan ceylanlar�n yan�nda k�lkuyruk ba��rtlak (Pterocles<br />

alchata) türünün ya�ad��� bilinen son alanlardand�r. Alanda<br />

üreyen di�er ku� türleri aras�nda çöl ko�ar� (Cursorius cursor)<br />

<strong>ve</strong> çay�r delicesi (Circus pygargus) de bulunmaktad�r.<br />

Bununla birlikte nesli küresel ölçekte tehlike alt�nda olan türler<br />

alan� kullanmaktad�r. Sürmeli k�zku�u (Vanellus gregarius)<br />

<strong>ve</strong> toy ku�unun (Otis tarda) Türkiye’deki en önemli türlerden<br />

biridir. Sürmeli k�zku�u, ülkemizden sonbahar <strong>ve</strong> ilkbahar göç<br />

sezonunda geçmekte olup bilinen önemli duraklama alanlar�ndan<br />

biri K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme sahas�d�r. Alan,<br />

ayn� zamanda toy için önemli bir k��lama alan�d�r.<br />

Alanda koca engerek (Macrovipera lebetina) <strong>ve</strong> m�s�r kobras�<br />

(Walterinnesia aegyptia) y�lan türleri gözlenmi�tir.<br />

Alandaki tehditler<br />

Kara Avc�l���<br />

Alanda özellikle ceylan türü üzerine yasak avc�l�k faaliyetleri<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

95<br />

Foto�raflar: Turan ÇET�N


STANDARD OCAK 2010<br />

96<br />

vard�r. May�s ay�nda yavru yakalamaya yönelik avc�l�k faaliyetleri<br />

de bulunmaktad�r.<br />

A��r� Otlatma<br />

Alanda büyükba� <strong>ve</strong> küçükba� hayvanlar�n say�s�n�n artmas�<br />

sonucunda a��r� bir otlatma bask�s� görülmektedir.<br />

Ar�t�lmadan At�lan Sanayi Sular�<br />

�anl�urfa Organize Sanayi’den b�rak�lan at�k sular, alana ar�t�lmadan<br />

de�arj edilmektedir. Bu su kaynaklar�n�n ceylanlar�n<br />

içme suyuna kar��mas� tehlike olu�turmaktad�r.<br />

Su Kaynaklar�ndaki Yetersizlik<br />

Ceylan say�s�ndaki art��lar dikkate al�nd���nda bölgedeki su<br />

kaynaklar� yetersiz kalabilecektir.<br />

Tar�m Alanlar�n�n Geni�letilmesi<br />

Türlerin ya�am alanlar�n�n tar�msal faaliyetler için yeni alanlar<br />

aç�lmas� nedeniyle daralmas�, potansiyel bir tehdit olu�turmaktad�r.<br />

Koruma Çal��malar�<br />

1970’li y�llarda nesli tükenme tehlikesiyle kar�� kar��ya kalan<br />

ceylanlar, zaman�n Tar�m Bakanl��� <strong>ve</strong> Orman Bakanl�-<br />

�� aras�nda imzalanan bir protokolle koruma alt�na al�narak<br />

Ceylanp�nar’daki üretme istasyonunda yar� vah�i olarak üretilmeye<br />

ba�lanm��t�r. 2004 y�l�na gelindi�inde, 75. Y�l Ceylan<br />

Üretme �stasyonundaki üretim fazlas� ceylanlar�n do�aya<br />

serbest b�rak�lmalar� için �anl�urfa �l Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlü�üne<br />

ba�l� DKMP Mühendisli�ince haz�rlanan bir ön etüt<br />

raporuyla bu saha Ceylan Yerle�tirme Sahas� olarak teklif


edilmi�tir. Daha sonra bu saha, 2006 tarihinde Yaban Hayat�<br />

Geli�tirme Sahas� olarak yürürlü�e girmi�tir.<br />

Ayn� zamanda K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas�,<br />

Do�a Derne�i’nin yay�nlam�� oldu�u Türkiye’nin Önemli Do�a<br />

Alanlar� yay�n�nda, ülkemizin 305 Önemli Do�a Alan�’ndan<br />

Akçakale Önemli Do�a Alan� içerisine yer almaktad�r. Do�a<br />

Derne�i, 2007 y�l�nda “Hedef S�f�r Yok Olu�” Kampanyas� ile<br />

�anl�urfa’n�n bozk�rlar�nda ya�ayan türleri tan�tm��, 2008 <strong>ve</strong><br />

2009 y�llar�nda Frankfurt Zooloji Derne�i’nin deste�i ile de<br />

K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas� içerisinde yer alan<br />

ceylan ba�ta olmak üzere di�er canl� türlerini de içine alacak<br />

�ekilde bilimsel çal��malar düzenlemi�tir.<br />

Do�a Derne�i, tüm bu çal��malar� plana dönü�türmek amac�yla,<br />

Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanl��� Do�a Koruma <strong>ve</strong> Milli Parklar<br />

Genel Müdürlü�ü ile Do�a Derne�i aras�nda imzalanan protokol<br />

kapsam�nda planlama çal��malar�na ba�lanm��t�r. Planlama<br />

sürecinde bilimsel çal��malar�n yan� s�ra payda� görü�meleri<br />

gerçekle�tirilmi�tir. Temmuz 2009’da �anl�urfa’da<br />

geni� kat�l�ml� bir toplant� yap�larak alan hakk�nda ilgili ki�i <strong>ve</strong><br />

kurumlar�n görü� <strong>ve</strong> dü�ünceleri plana yans�t�lm��t�r. Yönetim<br />

plan�n�n 2010 y�l� içerisinde uygulamaya geçmesi planlanmaktad�r.<br />

KAYNAKLAR<br />

1- Yeniyurt, C., Tatar, B., Çetin, T., Akarsu, F., Altun, C., Ataol, M.<br />

Körbalta, H. 2009. �anl�urfa.<br />

2- K�z�lkuyu Yaban Hayat� Geli�tirme Sahas� Geli�me <strong>ve</strong> Yönetim<br />

Plan� 2010–2014. Do�a Derne�i. Ankara (Yay�m a�amas�nda).<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

97<br />

Foto�raflar: Can YEN�YURT


STANDARD OCAK 2010<br />

98<br />

2010 FIBA DÜNYA �AMP�YONASI<br />

2010 FIBA DÜNYA �AMP�YONASI<br />

KURALARI ÇEK�LD�<br />

Türkiye Basketbol Federasyonu,<br />

2010 FIBA Dünya �ampiyonas�<br />

Yerel Organizasyon Komitesi<br />

28 A�ustos-12 Eylül 2010 tarihleri aras�nda ülkemizin ev sahipli�inde gerçekle�tirilecek olan<br />

2010 FIBA Dünya �ampiyonas�’n�n kura çekimi yap�ld�.


28 A�ustos – 12 Eylül 2010 tarihleri aras�nda<br />

Türkiye’de gerçekle�tirilecek olan 2010 FIBA<br />

Dünya �ampiyonas�’n�n kura çekimi 15 Aral�k<br />

Sal� günü, �stanbul Ç�ra�an Saray�’nda yap�ld�.<br />

Çok say�da da<strong>ve</strong>tlinin <strong>ve</strong> bas�n mensubunun<br />

kat�ld��� kura çekimi birbirinden renkli görüntülere sahne<br />

olurken, millilerimiz ikinci torbadan kat�ld��� kura çekimi<br />

sonras�nda C Grubu’nda yer ald�.<br />

2010 FIBA Dünya �ampiyonas�’n�n Müsabaka Format�<br />

Resmiyet Kazand�<br />

28 A�ustos-12 Eylül 2010 tarihleri aras�nda Türkiye’de gerçekle�tirilecek olan 2010 FIBA Dünya �ampiyonas�’nda grup<br />

maçlar�n�n ard�ndan �stanbul’da oynanacak olan 8’li final maçlar�n�n format�nda yap�lan de�i�iklik de FIBA Merkez Yönetim<br />

Kurulu Toplant�s�’nda resmiyet kazand�. Özellikle basketbolse<strong>ve</strong>rlerin daha rahat bir ortamda maçlar� izlemesi <strong>ve</strong> seyir<br />

zevklerinin maksimum düzeye ta��nmas� için Türkiye Basketbol Federasyonu daha önce uygulanmas� gerekti�ini dü�ündü-<br />

�ü müsabaka format�n� FIBA’ya sunmu�tu. �lk ilan edildi�i formatta grup maçlar�n�n ard�ndan, gruplar�nda ilk 4 s�ray� alan<br />

tak�mlar aras�nda final yolunda ilerleyecek tak�mlar�n belirlenmesi için oynanan 8’li final maçlar�, günde 4 maç yap�larak 2<br />

günde tamamlan�rken, FIBA <strong>ve</strong> Türkiye Basketbol Federasyonu’nun ortak çal��mas� sonucunda yap�lan de�i�iklikle birlikte<br />

8’li final maçlar�n�n 4 güne yay�lmas�na karar <strong>ve</strong>rildi. TBF’nin sekizli final maçlar�n�n 4 güne yay�lmas� önerisi üzerine ABD,<br />

NBA oyuncular�n�n 4 gün maç yapmadan beklemesinin uygun olmayaca�� görü�ünü dile getirdi. Ancak FIBA Yönetim<br />

Kurulu, Türkiye Basketbol Federasyonu’nun önerisini kabul etti.<br />

KURA ÇEK�M� RENKL� GÖRÜNTÜLERE SAHNE OLDU<br />

15 Aral�k Sal� günü basketbol dünyas�n�n kalbi �stanbul’da att�. 2010 FIBA Dünya �ampiyonas�’n�n kura çekimi renkli<br />

görüntülere sahne olurken, organizasyon büyük be�eni toplad�. Kura çekimi NTV Spor’dan naklen yay�nlan�rken, kura<br />

çekimine eski Devlet Bakan� Murat Ba�esgio�lu, Uluslararas� Organizasyonlardan Sorumlu Ba�koordinatör Mehmet Atalay,<br />

�stanbul Valisi Muammer Güler, Gençlik <strong>ve</strong> Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, FIBA Ba�kan� Bob Elphiston <strong>ve</strong> Türkiye<br />

Basketbol Federasyonu Ba�kan� Turgay Demirel ile birlikte, TBF <strong>ve</strong> Yerel Organizasyon Komitesi yetkilileri, �ampiyonada<br />

mücadele edecek olan tak�mlar�n delegasyonlar�, FIBA Yönetim Kurulu Üyeleri, da<strong>ve</strong>tliler <strong>ve</strong> çok say�da bas�n mensubu<br />

kat�ld�. Kura çekimi öncesinde dünyaca ünlü Anadolu Ate�i Dans Grubu, Türk motifleriyle bezenmi� �ovlar� ile da<strong>ve</strong>tlilere<br />

keyifli anlar ya�at�rken, Tan Sa�türk de modern dans gösterisi ile kura çekimine renk katt�.<br />

�ampiyonan�n Resmi Maskotunun Tan�t�m� Yap�ld�<br />

Ç�ra�an Saray�’ndaki kura çekimi öncesinde gözlerinin biri mavi, di�eri ye�il olan, Van kendisinin özelli�ini yans�tan, üzerinde<br />

10 numaral� Türk Milli Tak�m� formas� bulunan maskot sahnedeki yerini ald�. Maskot kedi sahneden inip FIBA Genel<br />

Sekreteri Patrick Baumann <strong>ve</strong> TBF Ba�kan� Turgay Demirel’i sahneye ç�kard�. Maskotun ismi Ocak ay�ndan itibaren �ampiyonan�n<br />

web sitesi üzerinden yap�lacak oylama ile belirlenecek. Olimpiyatlar ba�ta olmak üzere, Dünya �ampiyonalar� <strong>ve</strong><br />

Avrupa �ampiyonlar� gibi büyük spor organizasyonlar�na, elde edilen ba�ar�l� sonuçlar kadar damgas�n� vuran maskotlar,<br />

tüm dünyan�n gözlerini çevirdi�i bu tip organizasyonlar süresince yaz�l� <strong>ve</strong> görsel bas�nda da önemli oranda yer al�yor. Hemen<br />

hemen her haberde kullan�lan <strong>ve</strong> hatta müsabakalar için at�lan ba�l�klara da ilham kayna�� olan bu maskotlar, hediyelik<br />

e�ya olarak da birçok sporse<strong>ve</strong>rin evini süslüyor.<br />

Bob Elphinston: “En iyi �ampiyona Türkiye’de olacak”<br />

Kura çekiminin aç�l�� konu�mas�n� yapan FIBA Ba�kan� Bob Elphinston, FIBA’n�n �u ana kadarki en ba�ar�l� Dünya<br />

�ampiyonas�’n�n Türkiye’de gerçekle�tirilece�ine inand���n� söyleyerek �ampiyonan�n 124 ülkede izlenece�ini, milyonlarca<br />

insan�n da internette �ampiyonay� takip edece�ini belirtti. 2008 Pekin Olimpiyatlar�’nda basketbolun en çok seyredilen<br />

2. spor bran�� oldu�unu ifade eden Elphinston, Türkiye’deki organizasyonun, basketbolu dünyada daha popüler k�laca��n�<br />

anlatarak, ‘’FIBA olarak özellikle Türk hükümetine, �stanbul, Ankara, �zmir <strong>ve</strong> Kayseri’ye te�ekkür etmek istiyoruz. Onlar�n<br />

finansal <strong>ve</strong> lojistik deste�i ile katk�lar� ba�ar� için çok önemli. Turgay Demirel <strong>ve</strong> arkada�lar�n� kutlamak istiyorum. Bu<br />

gerçekten de herkesin bir araya geldi�i önemli bir etkinlik olacak. Bugüne kadar yap�lan en iyi Dünya �ampiyonas�’n�<br />

Türkiye’de ya�ayaca��m�z� dü�ünüyorum’’ de�erlendirmesinde bulundu.<br />

Turgay Demirel: Tüm detaylarla ilgileniyoruz”<br />

Kura çekimi öncesinde da<strong>ve</strong>tlilere hitap eden Türkiye Basketbol Federasyonu Ba�kan� Turgay Demirel de, evsahipli�i<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

99


STANDARD OCAK 2010<br />

100<br />

yapaca��m�z bu önemli organizasyonu en iyi �ekilde gerçekle�tirmek<br />

istediklerini belirterek, Ç�ra�an Saray�’nda yapm��<br />

oldu�u konu�mas�nda, “Bugün son haz�rl�k döneminin ba�lang�c�.<br />

Sizleri �stanbul’da a��rlamak bizim için çok büyük bir<br />

onur. 2010 hakk�ndaki beklentilerinize olumlu cevap <strong>ve</strong>rdi�imizi<br />

dü�ünüyorum. 2010 Dünya Basketbol �ampiyonas�’n�n<br />

haz�rl�klar� devam ediyor. �u anda mekânlar haz�rlan�yor.<br />

Mevcut salonlar�m�zda de�i�iklikler yap�l�yor. �zleyicilere en<br />

iyi ko�ullarda bu organizasyonu izleyebilmeleri için tüm detaylarla<br />

teker teker ilgileniyoruz. Sponsorlar�m�z, gönüllülerimiz,<br />

emek <strong>ve</strong>ren, destek <strong>ve</strong>ren herkese te�ekkür ediyoruz.<br />

2010 Dünya �ampiyonas� promosyonunu en iyi �ekilde gerçekle�tirece�iz.<br />

Organizasyona kat�lacak 24 ülkeden sadece<br />

biri �ampiyon olacak. Ancak basketbol ad�na çok keyifli bir<br />

organizasyon geçirece�iz” dedi.<br />

12 Dev Adam C Grubu’nda Yer Ald�<br />

FIBA Ba�kan� Bob Elphinston <strong>ve</strong> Türkiye Basketbol Federasyonu<br />

Ba�kan� Turgay Demirel’in aç�l�� konu�malar�n�n<br />

ard�ndan FIBA Müsabakalar Direktörü Lubomir Kotleba taraf�ndan<br />

gerçekle�tirilen kura çekimine geçildi. Kura çekiminde<br />

Kotleba’ya, NBA <strong>ve</strong> ABD basketbolunun efsane isimlerinden<br />

Hakeem Olajuwon, Türk basketbolunun unutulmaz ismi Efe<br />

Aydan, Alman y�ld�z Patrick Femerling <strong>ve</strong> Porto Riko’nun<br />

önemli isimlerinden Daniel Santiago e�lik ettiler. Kura çekimi<br />

öncesinde ABD, �spanya, Arjantin <strong>ve</strong> Yunanistan ilk torbada<br />

yer alan ülkeler olurken, Türkiye ise ikinci torbada yer ald�.<br />

Yap�lan kura çekimi sonras�nda millilerimiz C Grubu’nda Yunanistan,<br />

Porto Riko, Rusya, Çin <strong>ve</strong> Fildi�i Sahili ile e�le�ti.<br />

Turgay Demirel: “Hiçbir grup kolay de�il”<br />

Türkiye Basketbol Federasyonu Ba�kan� Turgay Demirel,<br />

2010 Dünya �ampiyonas�’nda hiçbir grubun kolay olmad�-<br />

��n� söyledi. Demirel kura çekimi sonras� yapt��� de�erlendirmede,<br />

“Tüm gruplar çok güçlü. �lk grup maçlar� oldukça<br />

önemli. Biliyorsunuz 2006’da Japonya’da Yunanistan’� yenseydik,<br />

Çin <strong>ve</strong> Almanya ile kar�� kar��ya gelecektik. Dolay�s�yla<br />

ilk maçlardan sonra di�er gruptan gelecek olan rakiplerimiz<br />

de oldukça önem ta��yor. Grubumuzda Yunanistan<br />

önemli tak�m. Ancak Porto Riko’nun tehlikeli tak�m oldu�unu<br />

dü�ünüyorum. Hiçbir grup kolay de�il. Grubumuzdan ilk s�rada<br />

birinci olarak ç�kma mecburiyetimiz var. Çünkü ilk s�rada<br />

ç�karsak, bir sonraki tur için yolumuzu kolayla�t�rm�� olaca-<br />

��z. 2006 Dünya �ampiyonas�’nda yine Yunanistan ile ayn�<br />

gruptayd�k <strong>ve</strong> onlar lider olduktan sonra kar��lar�nda Çin <strong>ve</strong><br />

Almanya gibi çok daha kolay bir kulvar buldu. Biz ise ikinci<br />

oldu�umuz için Slo<strong>ve</strong>nya <strong>ve</strong> Arjantin gibi ekiplerle kar��la��p,<br />

ilk 4’e kalamad�k. Bu kez yar� finale kalabilmek için mutlaka<br />

daha iyi bir kulvara girmek <strong>ve</strong> grup birincisi olmak istiyoruz.<br />

�zmir grubu zor görünüyor. Biz de �zmir grubundan gelenlerle<br />

oynayaca��z. �n�allah sakatl�k olmadan �ampiyonaya en iyi<br />

�ekilde haz�rlanaca��z. �unu söylemeliyim ki, �ampiyonada<br />

önemli bir derece elde etmemiz Türkiye sporunun gelecekteki<br />

on y�l�n� önemli ölçüde etkileyecek” diye konu�tu.<br />

Demirel, �ampiyona sona erdi�inde de bugünkü gibi mutlu<br />

olmak istediklerini söylerken, “Basketbolse<strong>ve</strong>rlerin büyük<br />

ilgisi Milli Tak�m�m�z için önemli motivasyon olacak. Milli Tak�m�m�z<br />

da in�allah ba�ar�l� olacak <strong>ve</strong> madalya alacak. Böylelikle<br />

biz gururlu <strong>ve</strong> mutlu bir �ekilde görevimizi tamamlam��<br />

olaca��z. Dünya �ampiyonas� tarihinin yakla��k 60. y�l�nda<br />

Türkiye evsahibi oldu. Belki 50 y�l daha bunun tekrarlanmas�<br />

mümkün olmayacak. Sporcular�m�za, teknik heyetimize, federasyonumuza<br />

<strong>ve</strong> ülkemize böyle bir �ans geldi. Hep birlikte,<br />

spor camias� <strong>ve</strong> medyas� kenetlenerek, elimizdeki bu<br />

organizasyonu bir ba�ar� öyküsüne dönü�türebiliriz. Bu bize<br />

ileride Dünya Futbol �ampiyonas�, Avrupa Futbol �ampiyonas�<br />

<strong>ve</strong> Olimpiyatlar ev sahipli�i olarak geri dönebilir. Kura<br />

çekimi önemli bir ba�lang�çt�. Herkesin çok mutlu olmas�, organizasyonun<br />

be�enilip takdir edilmesi bizi sevindirdi. �n�allah<br />

maçlar da böyle geçecek. Bizim bu ba�ar�y� sa�lamam�za<br />

yard�mc� olan herkese te�ekkür ediyoruz. Önümüzde zorlu<br />

bir 9 ay var <strong>ve</strong> in�allah hep beraber bunu ba�araca��z” dedi.<br />

Turgay Demirel bir soru üzerine B Grubu’ndaki ABD-�ran e�le�mesiyle<br />

ilgili olarak, ‘’Bu durum, basketbolun <strong>ve</strong> ülkemizin<br />

lehine olacakt�r. Spor sayesinde ili�kilerin geli�mesi, dostluklar�n<br />

artmas� <strong>ve</strong> bunun �stanbul’da gerçekle�mesi büyük bir<br />

tesadüf gibi gözükse de olumlu bir �ekilde bize yans�yacakt�r’’<br />

de�erlendirmesinde bulundu.


STANDARD OCAK 2010<br />

101


STANDARD OCAK 2010<br />

102<br />

M�MARLIK <strong>ve</strong> ET�K<br />

Mimarl�k Mesle�i <strong>ve</strong> Etik


Ebru GÜLLER<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi,<br />

Mimarl�k Fakültesi, Mimarl�k Bölümü<br />

�nsan�n bar�nma <strong>ve</strong> korunma<br />

ihtiyac�yla ortaya ç�kan mimarl�k,<br />

zaman içerisinde yaln�z<br />

fiziksel olarak ya�am sürdürmenin<br />

d���na ç�km��, ayn�<br />

zamanda insan�n bir ileti�im<br />

biçimi, kültür <strong>ve</strong> inançlar�n�n<br />

bir simgesi olmu�tur. Mimarl�k<br />

tan�mlamas�ndaki bu de�i-<br />

�im, günümüzün mimarl�k anlay���nda<br />

etik sorgulamalar�<br />

her zamankinden daha önemli<br />

k�lmaktad�r. Bu nedenle, çal��ma<br />

kapsam�nda, mimarl�k<br />

mesle�inde etik konusu ele<br />

al�nm��t�r. Öncelikle etik <strong>ve</strong><br />

mesleki etik tan�mlamalar� yap�lm��,<br />

mimarl�k mesle�i tan�t�larak,<br />

mimarl�k mesle�inde<br />

etik konusu; mimar�n topluma<br />

<strong>ve</strong> do�aya, hizmet <strong>ve</strong>rdi�i gerçek<br />

ya da tüzel ki�ilere, mesle�ine<br />

<strong>ve</strong> meslekta�lar�na <strong>ve</strong><br />

bizzat kendisine kar�� sorumluluklar�<br />

olarak de�erlendirilmi�tir.<br />

Mimaride etik sorunlar,<br />

mesleki uygulamalar d���nda<br />

akademik ortam ko�ullar� da<br />

dikkate al�narak ortaya konulmu�tur.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

103


STANDARD OCAK 2010<br />

104<br />

Mimarlar�n mesleki sorumluluklar�, olu�turduklar�<br />

yap�l� çevrenin do�aya, topluma,<br />

ça��m�za <strong>ve</strong> gelece�imize olan<br />

etkileriyle do�rudan ba�lant�l�d�r. Varl�-<br />

��n bütünlü�ünü ku�atan do�a <strong>ve</strong> çevre,<br />

insanla, dolay�s�yla da mimarl�kla kar��l�kl� bir etkile�im içerisindedir.<br />

Bu etkile�im sonucu, hem do�a <strong>ve</strong> çevre, hem de<br />

insan <strong>ve</strong> mimarl�k de�i�im göstermek durumunda kalm��t�r.<br />

Modernizmin endüstriyel yap�s�, üretimde aktif rol oynayan<br />

eri�kin <strong>ve</strong> sa�l�kl� bireylere yönelik biçimlenmi�tir. Bu ko�ullar<br />

alt�nda, çocuk, ya�l�lar <strong>ve</strong> engelliler, “ötekiler” olarak nitelendirilen<br />

bir grup alt�nda yer almaktad�r. Günümüz insan�n�n<br />

tüketim esas�na dayanan ya�am tarz�, istek <strong>ve</strong> ihtiyaçlar� art�k<br />

fark edildi�i üzere do�a <strong>ve</strong> çevre üzerinde olumsuz etkiler<br />

yaratmaktad�r. Ya�anan çevre sorunlar�, h�zl� nüfus art��� <strong>ve</strong><br />

kentle�me nedeniyle günümüz mimarisinde etik, her zamankinden<br />

daha yo�un tart���l�r olmu�tur. Bu çal��ma ile mimarlar�n<br />

mesleki etkinliklerinde göz önünde bulundurmalar� gereken<br />

de�erler <strong>ve</strong> kar��la�abilecekleri etik sorunlar konusuna<br />

aç�kl�k getirilmeye çal���lm��t�r.<br />

ET�K<br />

Etik en yal�n tan�m�yla töre bilimidir. Yanl��� do�rudan ay�rabilmek<br />

amac�yla ahlâk kavram�n�n do�as�n� anlamaya çal���r<br />

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Etik). “Antik terminolojide<br />

ethikos-ethos’dan gelen etik, gelenek, görenek, al��kanl�k,<br />

tutum <strong>ve</strong> karakter anlam�na gelir. �nsanlar�n tav�r, davran��,


hareket <strong>ve</strong> karakterlerindeki ahlâki boyutla ilgilenen felsefenin<br />

bir dal� <strong>ve</strong> ayn� zamanda davran���n kurallar�n� içine alan <strong>ve</strong><br />

sorgulayan bir ahlak sistemini konu alan bilim alan�d�r” (Uraz<br />

<strong>ve</strong> Y�ld�z, 2004, s. 204).<br />

MESLEK� ET�K<br />

Mesleki etik, bilimin farkl� alanlar�nda, do�ru <strong>ve</strong> yanl�� olan�n<br />

ara�t�r�lmas�yla ortaya konulan mesleki davran�� kurallar� bütünüdür.<br />

Topluma gü<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong>rmek, vazgeçilemeyen bir meslek<br />

olmak, zorlamadan, do�al olarak ba�vurulan bir kaynak olmak<br />

ad�na mesleki etik kurallar�n�n olu�mas� gerekmi�tir. Bu<br />

kurallar, o meslek grubunun sayg�nl���n�, tutarl�l���n� <strong>ve</strong> topluma<br />

<strong>ve</strong>rece�i hizmetin kalitesini ifade eder. Sa�l�kl� i� ortam�n�n<br />

yarat�lmas�nda gü<strong>ve</strong>n sa�lay�c� bir rol üstlenir. Dolay�s�yla<br />

geneli kapsayan bilim eti�inin yan� s�ra her eylem alan�n�n<br />

kendine özgü bir etik anlay��� mevcuttur. Mesleki etik, yaz�l�<br />

kurallar ile belirlenmi� olmal�d�r.<br />

M�MARLIK<br />

Çevrenin Bir Parças� Olarak Mimarl���n Do�u�u<br />

�nsan�n aletler yapmaya ba�layarak, bu aletleri bar�nma <strong>ve</strong><br />

korunma ihtiyac�n� kar��layacak yapay çevre yaratmada kullanmas�,<br />

mimarl���n temelini olu�turmu�tur. A�aç kovuklar�<br />

<strong>ve</strong> ma�aralarda ba�layan ya�am, insan�n kendi çevresinde<br />

buldu�u do�al malzemeleri kullanarak do�adan gördü�ü yap�m<br />

sistemleriyle gerçekle�tirdi�i ilk bar�naklar�n� olu�turmas�yla<br />

geli�mi�tir. Bilinen en eski bar�na��n kal�nt�lar� bugün<br />

Terra Amata (Latince sevgili yurt) olarak adland�r�lan yerde<br />

bulunmu�tur. Buras� bir grup Homo erectus avc�s�n�n bahar<br />

kamp yeri olup, 21 kulübe kal�nt�s�na rastlanm��t�r (Roth,<br />

2000, s. 203). Hayvanlar�n evcille�tirilip tar�m�n ba�lamas�yla<br />

yerle�ik hayat ba�lam��, önce köyler, kasabalar, sonras�nda<br />

da kentler olu�mu�tur. �nsan�n bar�nma <strong>ve</strong> korunma<br />

ihtiyac�yla ortaya ç�kan mimarl�k, art�k yaln�z fiziksel olarak<br />

ya�am sürdürmeyle ilgili de�il ayn� zamanda insan�n bir ileti-<br />

�im biçimi, kültür <strong>ve</strong> inançlar�n�n bir simgesi olmu�tur.<br />

Mimarl�k dünyan�n de�i�ik bölgelerindeki farkl� ya�am ko�ullar�na,<br />

ekonomik, teknik <strong>ve</strong> kültürel olu�umlara göre biçimlen<br />

�ekil 1. Terra Amata, Homo Erectus Evi, Nice, Fransa,�Ö 400,000-300,000<br />

Dolaylar� (Roth, 2000, s. 204).<br />

mi�tir. Bu bak�mdan günümüze ula�abilen yap�lar, üsluplar�<br />

<strong>ve</strong> yap� gereçleriyle, geçmi�te insanlar�n nas�l ya�ad�klar�na<br />

<strong>ve</strong> kurmu� olduklar� uygarl�klara ili�kin önemli bilgiler sa�lar.<br />

Bugün yerel mimariler do�al, geleneksel <strong>ve</strong> tarihi özellikleriyle,<br />

kültürel süreklili�in <strong>ve</strong> yerel kimli�in sa�lanmas�nda büyük<br />

önem ta��r.<br />

Mimarl�k, Kaç�n�lamayan Sanat<br />

Mimarl�k, yap�lar� <strong>ve</strong> fiziksel çevreyi tasarlayarak in�a etme<br />

sanat� <strong>ve</strong> bilimidir (Hasol, 1998, s. 316). Kaç�namad���m�z<br />

sanatt�r (Roth, 2000, s. 19). Mekân yaratma sanat� olarak<br />

dü�ünülebilir. Yap�lar�, kentsel alanlar� <strong>ve</strong> peyzajlar� içeren<br />

insan yap�m� çevrenin tümü olarak anla��lmal�d�r.<br />

Bugün halen geçerlili�ini koruyan bir tan�mlama olarak mimarl�k,<br />

Eski Roma mimar� Marcus Vitruvius (M.Ö. 1.yy) taraf�ndan<br />

“firmitas”, “commoditas” <strong>ve</strong> “<strong>ve</strong>nüstas” üçlüsü yani<br />

“sa�laml�k”, “kullan��l�l�k” <strong>ve</strong> “güzellik” ilkeleri ile ortaya konmu�tur.<br />

Bu olmazsa olmaz ilkeler, mimarl���n ne kadar geni�<br />

bir sorumluluk alan� oldu�unu göstermektedir (Vitruvius,<br />

1990, s. 11–12). Mimarl�k, i�levselli�i sa�larken, emniyet <strong>ve</strong><br />

estetik kayg�lar�n� da ta��r. Yaln�z bir yap�m sistemi ara�t�rmas�n�<br />

<strong>ve</strong> olu�turmas�n� de�il, formun güzelli�iyle de dikkati<br />

çekecek bir hazz�, bir zevki olu�turabilmeyi amaçlar.<br />

“Mimarl�k, sözel olmayan bir ileti�im biçimidir; onu üretmi�<br />

olan kültürün sessiz bir kayd�d�r” (Roth, 2000, s. 23). Bir<br />

ya�am tarz� olarak, toplum yap�s�na, gereksinimlerine, ekonomik<br />

<strong>ve</strong>rilere, teknolojik geli�melere ba�l� olarak �ekillenir.<br />

Dolay�s�yla ait oldu�u dönemin toplumsal niteliklerinin <strong>ve</strong><br />

kültürünün bir sentezi <strong>ve</strong> yans�mas�d�r. Üstelik insan davran��lar�n�<br />

etkileme <strong>ve</strong> ko�ullama gücüne sahiptir. Winston<br />

Churchill bu durumu, “önce biz yap�lar�m�z� �ekillendiriyoruz,<br />

daha sonra da onlar bizi �ekillendiriyor” �eklinde ifade etmi�tir<br />

(Roth, 2000, s. 76)<br />

F. L. Wright’a göre; “mimarl�k biçim haline gelmi� ya�amd�r”<br />

(Hasol, 1998, s. 316).<br />

Mimar Louis Kahn’�n tan�mlamas�yla “mimarl�k, do�an�n yapamad���d�r”<br />

(Roth, 2000, s. 19).<br />

M�MARLIK MESLE��NDE ET�K<br />

“Mimar, toplumun gözünde bir “üst kurum” mensubu olarak<br />

görülmektedir. ”Bu de�erlendirme, mimar� zor ula��l�r, anlat�m�<br />

zor kavran�r bir ki�i olarak alg�latt��� gibi, mimar� toplumun<br />

liderleri aras�na da sokmaktad�r. Bu durumda mimar toplumun<br />

gereksinmelerine kar��l�k <strong>ve</strong>rmek üzere kendini sürekli<br />

yenilemek durumundad�r” (Mimarl�k <strong>ve</strong> E�itim Kurultay� IV,<br />

2007).<br />

Mimarl�k mesle�inde etik çal��malar, TMMOB program�<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde yürütülmektedir. II. Mühendislik Mimarl�k<br />

Kurultay�’nda kabul edilen TMMOB 38. Genel Kurul karar�<br />

son �eklini alan TMMOB Mesleki Davran�� �lkeleri’ni ya�ama<br />

geçirme giri�imi, örgütsel alanda üyeleri, do�ru olandan<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

105


STANDARD OCAK 2010<br />

106<br />

<strong>ve</strong> adil olandan yana tav�r almaya yöneltmeyi, etik ili�kilerin<br />

önemsenmesini <strong>ve</strong> böylece ahlâk� yükselten bir davran�� sergileyebilmeyi<br />

amaçlamaktad�r.<br />

TMMOB Mesleki Davran�� �lkeleri:<br />

“Mühendis <strong>ve</strong> Mimarlar�n mesleki sorumluluklar�, mühendislik<br />

<strong>ve</strong> mimarl�k hizmetlerinin topluma, do�aya, ça��m�za <strong>ve</strong><br />

gelece�imize olan etkileriyle do�rudan ba�lant�l�d�r…”.<br />

Mühendislik, mimarl�k <strong>ve</strong> �ehir planc�l��� etkinliklerinde yönlendirici<br />

<strong>ve</strong> e�itici ilkeler dört ba�l�k alt�nda toplanm��t�r:<br />

Topluma <strong>ve</strong> Do�aya Kar�� Sorumluluklar<br />

• Mesleki bilgi, beceri <strong>ve</strong> deneyimlerin, toplumun gü<strong>ve</strong>nli�i,<br />

sa�l��� <strong>ve</strong> refah�; insani kazan�mlar�n <strong>ve</strong> kültürel miras�n korunmas�<br />

için kullanmak,<br />

• Do�ay� <strong>ve</strong> çevreyi korumay�, uygulamalar�n�n do�ayla<br />

uyumlu olmas�n� mesleki sorumluluklar�n ayr�lmaz parças�<br />

olarak görmek; do�al kaynaklar�n <strong>ve</strong> enerjinin tasarrufuna<br />

özel önem <strong>ve</strong>rmek,<br />

�ekil 2. Tarihe Sayg�l� Olmak; Louvre Müzesi, Paris (E. Güller Ar�ivi, 2006).<br />

• Din, dil, �rk, inanç, cinsiyet, co�rafi ay�r�m fark� gözetmemek;<br />

farkl� kültürlere sayg�yla yakla�mak; toplumdaki herkese<br />

adil, dürüst <strong>ve</strong> iyi niyetle davranmak (�ekil 3),<br />

�ekil 3. “Herkes �çin Mimarl�k” (E. Güller Ar�ivi, 2006).<br />

• Ülkenin teknoloji yetene�inin geli�tirilmesi sürecinde, teknolojinin<br />

gerek kendisinin gerekse yanl�� kullan�lmas�n�n olas�<br />

olumsuz sonuçlar�n�n da toplum taraf�ndan anla��lmas� <strong>ve</strong><br />

gerekli önlemlerin al�nmas� için çaba harcamak,<br />

• ��yerlerindeki sa�l�k <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli�i titizlikle takip etmek, gerekli<br />

önlemlerin al�nmas� için zorlay�c�, uygulay�c�, e�itici <strong>ve</strong><br />

dayan��ma içinde olmak (�ekil 4).<br />

�ekil 4 (a)


�ekil 4(b). �� Gü<strong>ve</strong>nli�inin Sa�lanmas� (E. Güller Ar�ivi, 2006).<br />

Hizmet Verilen Gerçek ya da Tüzel Ki�ilere Kar��<br />

Sorumluluklar<br />

• Gü<strong>ve</strong>nilir olmak, sözel ya da yaz�l� sözle�me yükümlülüklerine<br />

uymak,<br />

• Düzgün bir i� standard�yla çal��mak,<br />

• �� ili�kilerini etkileyecek �ekilde do�rudan ya da dolayl� olarak<br />

herhangi bir arma�an, para ya da hizmet teklifini kabul<br />

etmemek; ba�kalar�na da teklif etmemek,<br />

• Yapt�klar� i�in kendi deneyimlerini zenginle�tirmesi için titizlikle<br />

çaba gösterirken, toplum <strong>ve</strong> do�a için kesin bir tehlike<br />

olu�turmad��� sürece, hizmet <strong>ve</strong>rilen gerçek <strong>ve</strong> tüzel ki�ilerin<br />

ticari <strong>ve</strong> teknolojik s�rlar�n� izin almadan ba�kalar�na aç�klamamak,<br />

ki�isel ç�karlar için kullanmamak.<br />

Mesle�e <strong>ve</strong> Meslekta�a Kar�� Sorumluluklar<br />

• Mesle�in sayg�nl���na özen göstermek,<br />

• Tüm meslekta�lara sayg�yla yakla�mak, dürüst <strong>ve</strong> adil<br />

davranmak,<br />

• Yaln�zca yeterli olunan alanlarda mesleki hizmet üretmeyi<br />

hedef <strong>ve</strong> ilke kabul etmek; gerekti�inde disiplinler aras� ortak<br />

çal��malar yürütmek,<br />

• Mesleki görev, yetki <strong>ve</strong> sorumluluklar�, sadece zorunlu durumlarda<br />

<strong>ve</strong> ancak ehil olan meslekta�lara devretmek,<br />

• ��leri yaln�zca kendilerine tan�nm�� mesleki görev, yetki <strong>ve</strong><br />

sorumluluk çerçe<strong>ve</strong>sinde yapmak, yaln�zca resmi olarak hak<br />

kazan�lm�� olan s�fat <strong>ve</strong> unvanlar� kullanmak,<br />

• Meslek örgütlerinin etkinliklerine aktif olarak kat�lmaya<br />

çaba göstermek, onlar� desteklemek, mesle�in geli�mesine<br />

katk�da bulunmak,<br />

• Mesleki Davran�� �lkelerine ayk�r� davrananlara kar�� meslek<br />

örgütleriyle i� birli�i içinde olmak.<br />

Mimar�n Kendisine Kar�� Sorumluluklar�<br />

• Mesleki bilgilerini güncelle�tirirler, kültürlerini <strong>ve</strong><br />

mesleki yeterliliklerini geli�tirirler,<br />

• Mesleki etkinliklerine ili�kin olarak meslekta�lar�n�n<br />

dürüst <strong>ve</strong> nesnel ele�tirilerini dikkate al�rlar,<br />

gerekti�inde kendileri de ele�tirmekten kaç�nmazlar,<br />

• Birlikte çal��t��� insanlar� anlamaya, çok kültürlü<br />

çal��ma ortamlar�na uyum sa�lamaya çal���rlar.<br />

SONUÇLAR <strong>ve</strong> DE�ERLEND�RME<br />

Etik sorun, bir insan�n tek ba��na bir olay kar��s�nda<br />

hesapla�abilme yetene�idir. Bu yetene�in kazan�labilmesi<br />

için, mevcut yaz�l� kurallar�n ötesinde, bu<br />

yetene�i kazand�ran bir sürecin tan�mlanmas� gereklidir.<br />

Bir mimar kendi kendine hesapla�abilecek<br />

ölçüde mesleki bir duyarl�l�k kazanm��sa, art�k etik<br />

sorumlulu�unun fark�nda demektir.<br />

Mimari etik, ki�inin mesle�i için temel olarak kabul etti�i, zaman<br />

içinde olu�turdu�u <strong>ve</strong> uygulamak için çaba <strong>ve</strong>rdi�i kurallar<br />

olarak kabul edilebilir. Buna göre; mimar ahlakl� insan<br />

olmal�d�r <strong>ve</strong> meslek eti�inden ödün <strong>ve</strong>rmemelidir. Mimaride<br />

etik alan�ndaki yakla��mlar�n çal���lmas� <strong>ve</strong> günümüz etik<br />

anlay���n�n bina, kent, mimar <strong>ve</strong> toplum aras�ndaki ili�kiler<br />

aç�s�ndan, bu tecrübeler �����nda ele al�nmas� gereklidir. Bu<br />

amaç do�rultusunda, mimarl�k e�itiminin, “etik”le ili�kili konularla<br />

zenginle�tirilmesi yönünde çal��malar yap�lmal�d�r.<br />

Mimaride etik uygulamalar�n gerçekle�mesi, sadece mimarlar�n<br />

e�itilmesiyle çözülebilecek bir durum de�ildir. Çarp�k<br />

yap�la�man�n, imar planlar�na yap�lan siyasi müdahalelerin,<br />

rant sava�lar�n�n, ya�malanmakta sak�nca görülmeyen do�al<br />

<strong>ve</strong> kültürel miras�n tüm sorumlulu�u yaln�z mimarlara yüklenemez.<br />

Bu alanda farkl� disiplinler bir arada çal��mal�d�r. Kaliteli<br />

bir ya�am çevresi yaratabilmek için toplum <strong>ve</strong> mimarl�k<br />

birlikteli�i sa�lanmal�d�r.<br />

KAYNAKLAR<br />

1- Güller, E. (2006). Yay�mlanmam�� Teknik Gezi Foto�raflar�. Köln,<br />

Frankfurt, Paris, 2006.<br />

2- Hasol, D. (1998). Ansiklopedik Mimarl�k Sözlü�ü. �stanbul: YEM<br />

Yay�n.<br />

3- http://tr.wikipedia.org/wiki/Etik.<br />

4- Mimarl�k <strong>ve</strong> E�itim Kurultay� IV, (2007). Toplum <strong>ve</strong> Mimarl�k. Ankara:<br />

ODTÜ. http://www.mo.org.tr/mek/belge/mek4/sunum/Oturum12/<br />

toplum<strong>ve</strong>mimarlik.ppt.<br />

5- Roth, L. M. (2000). Mimarl���n Öyküsü. �stanbul: Kabalc� Yay�nevi.<br />

6- TMMOB II. Mühendislik Mimarl�k Kurultay� Kararlar�, 4-6 Nisan 2003,<br />

Ankara. www.maden.org.tr/resimler/ekler/3a7769efbcc8310_ek.pdf<br />

7- Uraz, T. U. <strong>ve</strong> Y�ld�z, D. (2004). Gözün Vicdan�: Tasar�mda Etik <strong>ve</strong>/<br />

<strong>ve</strong>ya Estetik Olmak. Etik-Estetik (1. Bask�) �çinde (202–215). �stanbul:<br />

Yap� Yay�n.<br />

8- Vitruvius.(1990). Mimarl�k Üzerine On Kitap. �evki Vanl� Mimarl�k<br />

Vakf� Yay�nlar�.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

107


STANDARD OCAK 2010<br />

108<br />

GDO’LU ÜRÜNLER<br />

Geneti�i Geneti�i De�i�tirilmi� De�i�tirilmi� Organizmalar (GDO)<br />

<strong>ve</strong> GDO’lu <strong>Ürünlerin</strong> <strong>Ekonomik</strong> <strong>Analizi</strong><br />

GEN TEKNOLOJ�S� <strong>ve</strong> GDO<br />

Dünyada 21. yüzy�l�n teknolojisi olarak kabul edilen gen teknolojisi, özellikle 1973 y�l�nda ya�anan petrol krizi sonras�nda,<br />

daha az enerji kullan�m� gerektiren alternatif bir teknoloji olarak geli�mi�tir. Yeni geli�meler ile birlikte <strong>ve</strong>rimlili�in <strong>ve</strong> üretkenli�in<br />

art�r�ld���, yeni ürünlerin üretilebildi�i modern biyoteknoloji do�mu�tur. Bu geli�mede nüfus art���, do�al kaynaklardaki daralma<br />

<strong>ve</strong> çevreyle ilgili fakirle�me gibi hususlar�n önemli etkisi olmu�tur.<br />

Gen transferi, bir canl�n�n genlerini ta��yan DNA’s�n�n, bir ba�ka canl�n�n hücresine nakledilmesidir. �lk transfer çal��malar�<br />

1900’lü y�llar�n ba�lar�nda yap�lm��t�r. Yulaf <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong> sine�i hücreleri üzerindeki çal��malarda baz� bakteriler kullan�lm��,<br />

bakteri hücresi içerisine yerle�tirilen DNA genlerinin bu hücre içerisinde fonksiyonlar�n� <strong>ve</strong> ço�almalar�n� sürdürdükleri tespit<br />

edilmi�tir. Bu bulu�tan sonra, gen mühendisli�i mesle�i olu�mu�tur. Günümüzde de bitkiler, hayvanlar <strong>ve</strong> insanlar üzerinde<br />

gen transferi ile ilgili çal��malar h�zla devam etmektedir.<br />

GDO’LARIN GEL���M�<br />

Geneti�i de�i�tirilmi� g�dalar�n günümüzde bu denli yayg�n hale gelmesinde üreticilerin <strong>ve</strong> tüketicilerin beklentileri çok önemli<br />

rol oynam��t�r. Daha ucuz bir maliyet ile üretim yapma avantaj�n�n yan�nda ürünün dayan�kl�l��� <strong>ve</strong> g�da de�eri üzerinde sa�lanabilen<br />

bir tak�m üstünlükler bu teknolojinin geli�mesine h�z <strong>ve</strong>rmi�tir. Tabi di�er bir aç�dan bu teknoloji tüketici için de daha<br />

ucuz, daha fazla, geç bozulan, her an bulunabilen g�dalar anlam�na gelmektedir.


Ar�. Gör. Mustafa Göktu� KAYA<br />

Ar�. Gör. Esra T. KABAKLARLI<br />

Selçuk Üni<strong>ve</strong>rsitesi, �ktisadi <strong>ve</strong> �dari Bilimler Fakültesi,<br />

�ktisat Bölümü<br />

Genetik i�lem görmü� tohumlarda, genellikle böceklerin <strong>ve</strong> virüslerin sebep oldu�u hastal�klara kar�� direnç gösterecek <strong>ve</strong>ya<br />

yabani ot öldürücülerine kar�� direnç sa�layacak özelliklerin kazand�r�lmas� ön planda olmaktad�r. Bununla beraber �nsan <strong>ve</strong><br />

hayvan sa�l��� üzerinde GDO’lar�n; antibiyotiklere dayan�kl�l�k, transfer edilen genlerin insan <strong>ve</strong> hayvan bünyesindeki bakterilerle<br />

birle�me ihtimali, olas� toksik etkiler <strong>ve</strong> olas� alerjik etkileri bulunabilmektedir.<br />

Dünyada genetik olarak de�i�tirilmi� ürünler, en çok ABD’de üretilmektedir. Arjantin, Kanada, Çin, �srail onu takip etmektedir.<br />

Avrupa Birli�i ülkeleri ise bu konuya daha tutucu yakla�maktad�r. Ancak, geneti�i de�i�tirilmi� ürünlerin belirli ko�ullarla<br />

kullan�m�na izin <strong>ve</strong>rmi�lerdir. Türkiye’de ise bu konuda yasal bo�luk <strong>ve</strong> altyap� eksikli�i olmakla birlikte, geneti�i de�i�tirilmi�<br />

g�dalar�n tüketiminin söz konusu oldu�u bilinmektedir. Türkiye’de 1998 y�l�ndan beri patates, m�s�r <strong>ve</strong> pamukta deneme amac�yla<br />

transgenik bitkiler üretilmektedir. GDO’lu ürünler dünyan�n birçok yerinde protestolara neden olmaktad�r. Bu protestolar<br />

özellikle Hindistan, Çin, Meksika, Arjantin, Filipinler, Fransa, Hollanda gibi ülkelerde yo�unla�maktad�r. ABD <strong>ve</strong> Çin gibi ülkeler<br />

ormanlar�n geneti�ini de�i�tirerek yeti�tirecekleri a�açlardan elde ettikleri kerestelerle bu pazar�n dünyadaki fiyatlar�nda önemli<br />

bir dü�me ya�anaca��n� belirtmektedirler.<br />

Son y�llarda ülkemizde geneti�i de�i�tirilmi� g�dalar, çe�itli tart��malara konu olmaya ba�lam��t�r. Bu g�dalar� tüketmenin sa�l��a<br />

zararl� oldu�u, üretiminin engellenmesi <strong>ve</strong> tüketilmemesi gerekti�ini savunanlar�n yan�nda, tüketilmesinin insan sa�l���n�<br />

olumsuz yönde etkilemedi�ini savunanlar da bulunmaktad�r. Ço�unlukla soya, m�s�r, pamuk, kanola, patates, domates gibi<br />

bitkilerde gen de�i�imi yöntemi kullan�lmaktad�r. Bu ürünlerdeki genetik de�i�tirme faaliyetleri, zararl� böceklere <strong>ve</strong> yabani ot<br />

ilaçlar�na, ürünlerin dayan�kl�l���n�n art�r�lmas�na yönelik olarak gerçekle�tirilmektedir.<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

109


STANDARD OCAK 2010<br />

110<br />

GDO’LARIN EKONOM� ÜZER�NE ETK�LER�<br />

GDO açl��a çözüm mü? ABD ba�ta olmak üzere, GDO’lu tar�m�n<br />

yayg�nla�mas�n� destekleyen ülkeler <strong>ve</strong> GDO’lu tohum<br />

üretimi yapan uluslararas� �irketler, transgenik tar�m�n dünyan�n<br />

h�zla artan nüfusunun açl�k problemine çözüm olaca��<br />

gerekçesiyle savunmaktad�r. Ancak bu konu ile ilgili olumlu<br />

<strong>ve</strong> olumsuz dü�üncelere sahip iki grup bulunmaktad�r.<br />

GDO’lara Kar�� Olanlar�n Görü�leri<br />

• Geneti�i de�i�tirilmi� tohumlardan elde edilen ürünlerin tekrar<br />

tohum olarak kullan�lamamas� nedeniyle, tar�msal üretimde<br />

en temel <strong>ve</strong> en eski yöntemlerden olan, kendi ürününden<br />

tohum elde etme imkân�n�n ortadan kalkmas� neticesinde, bu<br />

tür tohum üreten ülke <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya firmalara ba��ml� hale gelinmesi<br />

<strong>ve</strong> tohum fiyatlar�n�n yükselmesi gibi ciddi sak�ncalar�n<br />

kaç�n�lmaz olaca�� ileri sürülen görü�ler aras�ndad�r.<br />

• Sosyal <strong>ve</strong> ekonomik anlamda, genetik olarak de�i�tirilmi�<br />

bitki tohumlar� üretiminin büyük ABD �irketlerinin (Monsantao,<br />

Novartis, Sygenta, A<strong>ve</strong>ntis…) tekelinde olmas�, bu<br />

�irketlerin geneti�i de�i�tirilmi� tohumlar�n patentini alarak,<br />

hukuken kendilerinin r�zas� olmadan bu tohumlar�n kullan�lmas�n�<br />

engellemeleri neticesinde, ortaya ç�kacak tekel <strong>ve</strong><br />

haks�z rekabetin çok ciddi sorunlara yol açaca�� ileri sürülmektedir.<br />

GDO’ya kar�� dünya çap�nda örgütlenen sivil<br />

toplum kurulu�lar�, GDO’nun açl��a çözüm olmad���, aksine<br />

do�al ya�am�n çok uluslu �irketlerce patent alt�na al�narak,<br />

güney ülkelerinin <strong>ve</strong> tar�m nüfusunun sömürüye aç�k hale<br />

getirildi�ini savunmaktad�rlar.<br />

�ekil 1. GDO Ekim Alanlar�<br />

Kaynak: www.ntvmsnbc.com<br />

GDO’lar�n Lehine Olanlar�n Görü�leri<br />

• GDO’lu tohum üreten �irketler, genetik yap�s�yla oynanarak<br />

olu�turulan yeni tohumlar�n, her türlü böcek <strong>ve</strong> ot ilac�na kar-<br />

�� dirençli hale getirildi�ini, bu �ekilde tar�mda <strong>ve</strong>rimlilik art���<br />

sa�lanaca��n� söylemektedirler.<br />

• Dünya nüfusu h�zla artarken çevresel nedenlerle ekilebilir<br />

tar�m alanlar� azalmakta oldu�undan dünyan�n birçok yerinde<br />

ya�anan açl�k problemlerinin artmas�na kesin gözüyle bak�lmaktad�r.<br />

Genetik olarak geli�tirilmi� tar�m ürünlerinin hem<br />

günümüzde ya�anan <strong>ve</strong> hem de gelecekte ya�anmas� kuv<strong>ve</strong>tle<br />

muhtemel olan açl�k problemlerine çözüm olaca�� da<br />

iddia edilmektedir. Genetik devrim neticesinde hem <strong>ve</strong>rim art���<br />

sa�lanaca��, hem de her türlü iklim <strong>ve</strong> çevre ko�ullar�nda<br />

ürün al�nabilmesine imkân yarataca�� öne sürülmektedir.


• Gen teknolojisi ile ürünlerin besin özelliklerinin art�r�lmas�na<br />

yönelik çal��malar yap�ld���, tah�llar�n, mey<strong>ve</strong> <strong>ve</strong> sebzelerin<br />

daha fazla besin de�erine sahip olmas�n�n sa�lanmas�na çal���ld���,<br />

tüketiciler aç�s�ndan g�dalar�n olumsuz bulunan özelliklerinin<br />

(Çabuk bozulmayan mey<strong>ve</strong>ler, tad� derecelendirilmi�<br />

yiyecekler elde edilmesi gibi) bertaraf edilmesi için çal��malar<br />

yap�lmas�n�n da ciddi faydalar�n�n olaca�� ileri sürülmektedir.<br />

Besin ögelerince zenginle�tirme imkân�n�n kullan�lmas�<br />

ile istenilen içerikte (A vitamini, demir katk�s� vb.) g�da elde<br />

edilebilecektir. Ayr�ca bu tür g�dalar�n içerisine a�� yüklemesi<br />

yap�lma �ans� ile birçok hastal���n mücadelesinde pratik <strong>ve</strong><br />

ucuz yöntemlerin sa�lanmas� mümkün olabilecektir.<br />

Ancak Türkiye’de son zamanlarda ya�anan GDO pani�i yem<br />

fiyatlar�n� art�rmaktad�r. GDO’lu ürünler aras�nda ilk s�rada yer<br />

alan soya, m�s�r, kanolay� ham madde olarak kullanan yem<br />

sektöründe bu ürünlerin fiyatlar� % 50 oran�nda artm��t�r.<br />

Türkiye’ye ham madde ta��yan pek çok geminin GDO analizleri<br />

için sonuç beklemesi <strong>ve</strong> ithalatç� firmalar�n bu beklemeler<br />

kar��s�nda ürünlerini ba�ka ülkelere göndermesi yem fiyatlar�n�n<br />

dolayl� olarak % 15 oran�nda art���na neden olmu�tur. Artan<br />

yem fiyatlar� da besleme etkisi ile tavuk, k�rm�z� et, yumurta<br />

gibi ürünlerin fiyatlar�n� art�rmas� beklenilmektedir.(Tablo 1)<br />

Kaynak: Dünya Gazetesi12 Kas�m 2009, s.1<br />

Tablo 2’ye göre g�da ürünlerinin fiyat endeksi y�llar itibar�yla<br />

incelendi�inde 1999 <strong>ve</strong> 2000’li y�llarla beraber dü�ü� gösterdi�i,<br />

ancak 2003 y�l�ndan itibaren art��a geçti�i gözlenilmektedir.<br />

2000’li y�llarla beraber g�da fiyat endeksinin gerilemesinin<br />

nedeni �ekil 1’de görülece�i üzere GDO tar�m�n<br />

<strong>ve</strong> ekim alanlar�n�n yayg�nla�mas�d�r. Bu �ekilde artan üretim<br />

fiyatlar� dü�ürmü�tür. Ancak geli�en nüfuslar� <strong>ve</strong> sanayileri<br />

ile Çin <strong>ve</strong> Hindistan’�n g�da talebinin artmas�, ayr�ca dünya<br />

ekonomisinin büyüme trendine girmesiyle paralel dünya g�da<br />

fiyatlar� 2003 y�l�yla art�� göstermi�tir. Son dönem küresel<br />

krizle azalan talep do�rultusunda fiyat endeksi 2009 y�l�nda<br />

dü�ü� göstermi�tir.<br />

Tablo 2. G�da Fiyat Endeksleri<br />

STANDARD OCAK 2010<br />

111


STANDARD OCAK 2010<br />

112<br />

SONUÇ<br />

Gen teknolojisi ile elde edilen g�dalar�n risk ta��d���, kontrolsüz<br />

bir �ekilde tüketilmesinin do�ru olmad��� yads�namaz bir<br />

gerçektir. Ancak genetik olarak de�i�tirilmi� g�dalar ile ilgili<br />

olumlu <strong>ve</strong> olumsuz görü�ler incelendi�inde bu tür g�dalara<br />

tamam�yla e<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong>ya hay�r demek de oldukça zordur. 2050<br />

y�l�nda dünya nüfusunun 9 milyara ula�aca��n� tahmin eden<br />

Birle�mi� Milletler G�da <strong>ve</strong> Tar�m Örgütü (FAO), dünya nüfusunun<br />

mevcut tar�m arazileri ile beslenebilmesi için tar�m<br />

<strong>ve</strong>rimlili�inin % 80 artmas� gerekti�ini belirtmektedir. Bu<br />

durumda dü�ük maliyetli GDO’lu ürünlerin önemi, gelecek<br />

y�llarda daha da artacakt�r. Di�er taraftan 5 y�ld�r tart���lan<br />

Biyogü<strong>ve</strong>nlik Yasas�n�n ç�kar�lmas�, Ulusal Biyogü<strong>ve</strong>nlik Kurulunun<br />

olu�turulmas�, GDO’lu ürünlerin ithali ile ilgili belirsizli�in<br />

kakmas� gerekmektedir. Bu belirsizlik pek çok sanayii<br />

ürününün ham maddesi olan g�da fiyatlar�n� art�r�rken bu da<br />

maliyet enflasyonuna yol açabilir.<br />

Çin <strong>ve</strong> Hindistan gibi kalabal�k nüfuslu ülkelerin sanayileri <strong>ve</strong><br />

tüketimleri için artan g�da talepleri, g�da fiyat endeksinin y�llar<br />

itibar�yla artmas�na yol açmaktad�r. Dünya g�da fiyatlar�n�n<br />

atmas�, dü�ük maliyetlerle üretim gerçekle�tiren ülkelerin<br />

pek çok sektörde kar��la�t�rmal� üstünlü�e <strong>ve</strong> pozitif ölçek<br />

ekonomisine sahip olmas�n� sa�layacakt�r. Ancak GDO’lu<br />

ürünler konusunda hassas tüketici kitlesine sahip geli�mi�<br />

ülke gruplar�n�n da bulundu�u gerçe�ini göz ard� etmememiz<br />

gerekmektedir. Bu ülke segmentlerine yönelik tasarlanm��<br />

g�da ürünleri çe�itlili�i de korunmal�d�r.<br />

KAYNAKLAR<br />

1- Biyolojik Çe�itlilik Sözle�mesinin Biyogü<strong>ve</strong>nlik Kartagena Protokolünün Onaylanmas� Hakk�nda<br />

Karar - 2003/5937 (11.08.2003 t. 25196 s. R.G.)<br />

2- Biyolojik Çe�itlilik Sözle�mesinin Biyogü<strong>ve</strong>nlik Kartagena Protokolü<br />

3- Yrd. Doc. Dr. R�dvan KETE, Ekolojik Magazin, Geneti�i De�i�tirilmi� G�dalar, 8. Say� Ekim – Aral�k<br />

2005<br />

4- Bu�day Derne�i web sitesi, Geneti�i De�i�tirilmi� Organizmalar Deklarasyonu (www.bu�day.org)<br />

5-Genetik Modifiye Organizmalar <strong>ve</strong> G�dalarda Kullan�m� (Panel), TMMOB G�da Mühendisleri Odas�,<br />

May�s 2003<br />

6- GDO’ya Hay�r Platformu Web Sitesi (www.gdoyahayir.org)<br />

7- Tüketiciler Birli�i Web Sitesi (www.tuketiciler.org)<br />

8- Türkiye G�da <strong>ve</strong> �çecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Web Sitesi (www.gdf.org.tr)<br />

9- Türkiye Ziraatç�lar Derne�i Web Sitesi (www.ziraatcilerdernegi.org.tr)<br />

10- Sinan YANAZ, D�� Ticaret Uzman�, Genetik Olarak De�i�tirilmi� Organizmalar (GDO) Konusu <strong>ve</strong><br />

Kartagena Biyogü<strong>ve</strong>nlik Protokolü, DTM Web Sitesi (www.foreigntrade.gov.tr)<br />

11- �eker Kurumu, Tar�msal Transgenik Ürünler <strong>ve</strong> Dünyadaki Durum, Mart 2004 (www.sekerkurumu.gov.tr)<br />

12- Ankara Ticaret Odas�, Türkiye Ziraatç�lar Derne�i, “Sofradaki SOS” Raporu. 2005<br />

13- Aç�kgöz, N., C. O. Sabanc� and A. S. Cinsoy. 1998. Ecogeography and Distribution of Wild<br />

Legumes in Turkey. In: International Symposium on In situ Conservation of Plant Genetic Di<strong>ve</strong>rsity.<br />

N. Zencirci, Z. Kaya, Y. Anikster and W. T. Adams (Eds.). Central Research Institute for Field Crops.<br />

113-122.<br />

14- Belanger, E., T.R. Meager, P.R. Day, K. Plumley and W.A. Meyer. 2003. Interspecific Hybridization<br />

Between Agrostis Stolonifera and Related Agrostis Species under Field Conditions Crop<br />

Science 43:240-246.<br />

15- CBD. 1998. Con<strong>ve</strong>ntion on Biological Di<strong>ve</strong>rsity. Secretariat of the Con<strong>ve</strong>ntion on Biological Di<strong>ve</strong>rsity,<br />

34 p. Kanada<br />

16- Desplanque, B., N. Hautekeete and H. Van Dijk. 2002. Transgenic Weed Beets; Possible, Probable,<br />

Avoidable? Journal of Applied Ecology. 39: 561-571.<br />

17- Diamond, J. 1997. Location, Location, Location: The First Farmers. Science, 278:1243-1244.<br />

18- Ekim, T., M. Koyuncu, M. Vural, H. Duman, Z. Aytaç <strong>ve</strong> N. Ad�güzel, 2000. Türkiye Bitkileri<br />

K�rm�z� Kitab� (E�relti <strong>ve</strong> Tohumlu Bitkiler). TTKD <strong>ve</strong> Van Yüzüncü Y�l Üni<strong>ve</strong>rsitesi. Bar��can Matbaas�,<br />

Ankara.<br />

19- Ellstrand, N. 2003. Current Knowledge of gene Flow in Plants: �mplications For Transgene Flow.<br />

The Royal Society, Philosophical Transactions, 1163-1170.<br />

20- Fedak, G. 1984. Hybrids Between Hordeum Vulgare and Agropyron Intermedium Var. Trichophorum.<br />

Barley Genetics Newsletter, V 14:25.<br />

21- F�rat, A. E. and A. Tan. 1998. Ecology and Distribution of Wild Cereals in TURKEY. In: International<br />

Symposium on In situ Conservation of Plant Genetic Di<strong>ve</strong>rsity. N. Zencirci, Z. Kaya, Y. Anikster<br />

and W. T. Adams (Eds.). Central Research Institute for Field Crops. 81-86.<br />

22- Harlan, J. R. 1992. Crops and Man. American Society of Agronomy, Crop Science Society of<br />

America, Madison, Wisconsin, USA.<br />

23- Hatipo�lu, R. 1999. Bitki Biyoteknolojisi. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Genel Yay�n No: 190, Ders Kitaplar�<br />

Yay�n No: A-58. 176 s. Adana.<br />

24- Heun, M., R. Schafer-Pregl, D. Klawan, R. Castagna, M. Accerbi, B. Borghi and F. Salamini. 1997.<br />

Site of einkorn wheat domestication identified by DNA fingerprinting. Science, 278:1312-1314.<br />

25- Lev-Yadun, A., A. Gopher and S. Abbo. 2000. The Cradle of Agriculture. Science, 288:1602-<br />

1603.<br />

26- Monbiot, G. 2004 (23 Kas�m), The Guardian. Fuel for nought .<br />

27- Morales. A. A. 2002. Transgenes in Maize Landraces in Oaxaca: Official report on the Extent<br />

and Implications. The 7th International Symposium on the Biosafety of GMOs. Pekin. 10-16 October<br />

2002.<br />

28- Morrison, L., O. Riera-Lizerazu, L. Cremieux and C.A.Mallory –Smith. 2002. Jointed Goatgrass<br />

(Aegilops cylindrica Host) X Wheat (Triticum aestivum L.) Hybrids: Hybridization Dynamics in Oregon<br />

Wheat Fields. Crop Sci. (42):1863-1872.<br />

29- Nesbit, M and Samuel, 1998. Wheat Domestication, Archeobotanical Evidence. Science.<br />

279:1433.<br />

30- Nevo E, Korol AB, Beiles A, Fahima T (2002) Evolution of Wild Emer and Wheat Impro<strong>ve</strong>ment.<br />

Springer - Verlag, Berlin Heidelberg.<br />

31- Özkan, H., A. Brandolini, R. Schafer-Pregl and F. Salamini. 2002. AFLP Analysis of a Collection of<br />

Tetraploid Wheats Indicates the Origin of Emmer and Hard Wheat Domestication in Southeast Turkey.<br />

Mol. Biol. Evol. 19(10):1797-1801.<br />

32- Quist, D. and I. H. Chapela, 2001. Transgenic DNA Introgressed Into Traditional Maize Landraces<br />

in Oaxaca, Mexico. Nature, 414: 541-543.<br />

33- Salamini, F., H. Özkan, A. Brandolini, R. Schafer-Pregl and W. Martin. 2002. Genetics and Geomorphology<br />

of Wild Cereal Domestication in the Near East. Natyre Review. Genetics. V:3, 429-441.<br />

34- Stewart Jr., C. N., M. D. Halfhill and S.I. Warwick. 2003. Transgene Interogression from Genetically<br />

Modified Crops to their Wild Relati<strong>ve</strong>s. 806-817.<br />

35- Vavilov, N. I. 1994. Origin and Geography of Cultivated Crops. Cambridge Uni<strong>ve</strong>rsity Press, UK.<br />

36- Vural, M. 2003. EnTürkiye’nin Tehdit Alt�ndaki Bitkileri. Türkiye’de Biyolojik Çe�itlilik <strong>ve</strong> Organik<br />

Tar�m Çal��tay Raporu. FAO / BM Tematik Grubu. D�E Konferans Salonu, 15-16 Nisan 2003, Ankara,<br />

168-183.<br />

37- Wang, Z., R. S. Zemetra, J. Hansen, A. Hang, C. Mallory-Smith and C. Burton. 2002. Determination<br />

of the Paternity of Wheat (Triticum aestivum L.) X Jointed Goatgrass (Aegilops cylindrica Host)<br />

BC1 plants by using Genomic In Situ<br />

38- Hybridization (GISH) Technique. Crop Science, 42:939-943.<br />

39- Yücel, E. 2002. Çiçekler <strong>ve</strong> Yer Öörtücüler. 351 s. Etam Matbaas�, Eski�ehir.<br />

40- Zemetra, R.S., C.A. Mallory-Smith, J. Hansen, Z. Wang, J. Snyder, A. Hang, L. Kroiss, O. Riera-<br />

Lizarazu and I. Vales. 2002. The Evolution of a Biological Risk Program: Gene Flow Between Wheat<br />

(Triticum aestivum L.) X Jointed Goatgrass (Aegilops cylindrica Host). Geneflow Workshop. The Ohio<br />

State Uni<strong>ve</strong>rsity, 5-6 March 2002, 178-187.<br />

41-www.ntvmsnbc.com


<strong>TSE</strong>�2010�YILI�STANDARD�EKONOM�K�<strong>ve</strong>�TEKN�K�DERG��REKLAM�F�YATLARI�<strong>ve</strong>��ND�R�MLER��<br />

�<br />

ENST�TÜMÜZDEN�BELGEL��<br />

F�RMA/KURUM/KURULU��<br />

BA�VURUSUNDA�<br />

2010 Y�l� S T ANDAR D E konomik <strong>ve</strong> T eknik Dergi AB ONE T AL E P F OR MU<br />

Firma Ad� : ………………………………………………………………………………………………………………<br />

Adres : ………………………………………………………………………………………………………………<br />

Tel. : ………………………………Faks : ………………………………<br />

Tarih : ……………………………… e-mail : ………………..………………@..........................................<br />

2010 YILI ABONE ÜCRETLER�<br />

TEK SAYI 7 - TL (% 1 KDV Dahil)<br />

YILLIK 70 - TL (% 1 KDV Dahil)<br />

Bir y�ll�k aboneliklerde<br />

Ö�retim Görevlileri, Ö�renciler <strong>ve</strong> Enstitümüzden belgeli firma, kurum <strong>ve</strong> kurulu�lara % 50 indirim uygulan�r.<br />

Banka Ad� Vakıflar Bankası<br />

�ube Ad� DPT Bürosu<br />

�ube Kodu 884<br />

ARKA�KAPAK�*� �������������������<br />

2.000�TL�<br />

IBAN No TR15 0001 5001 5800 7293 6399 68<br />

ARKA�KAPAK��Ç�,�ÖN�KAPAK��Ç�������<br />

<strong>ve</strong>�SON�SAYFA����������������������<br />

1.500�TL�<br />

RENKL��TAM�SAYFA�������������������<br />

1.300�TL�<br />

1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say��<br />

30%� 35%� 40%� 30%� 35%� 40%� 30%� 35%� 40%�<br />

1.400�TL� 1.300�TL� 1.200�TL� 1.050�TL� 975�TL� 900�TL� 910�TL� 845�TL� 780�TL�<br />

KDV�dahil�toplam�tutar�� 1.652�TL� 9.204�TL� 16.992�TL� 1.239�TL� 6.903�TL� 12.744�TL� 1.073,8�TL 5.982,6�TL 11.044,8�TL�<br />

ENST�TÜMÜZDEN�BELGEL��<br />

1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say��<br />

F�RMA/KURUM/KURULU�UN�<br />

AJANS�KANALIYLA�<br />

40%� 45%� 50%� 40%� 45%� 50%� 40%� 45%� 50%�<br />

BA�VURUSUNDA� 1.200�TL� 1.100�TL� 1.000�TL� 900�TL� 825�TL� 750�TL� 780�TL� 715�TL� 650�TL�<br />

KDV�dahil�toplam�tutar�� 1.416�TL� 7.788�TL� 14.160�TL� 1.062�TL� 5.841�TL� 10.620�TL� 920.4�TL� 5.062,2�TL 9.204�TL�<br />

ENST�TÜMÜZDEN�����������������<br />

BELGEL��OLMAYAN��<br />

F�RMA/KURUM/KURULU��<br />

BA�VURUSUNDA�<br />

1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say��<br />

�ndirim�<br />

Yok�<br />

10%� 20%�<br />

�ndirim�<br />

Yok�<br />

10%� 20%�<br />

�ndirim�<br />

Yok�<br />

10%� 20%�<br />

2.000�TL� 1.800�TL� 1.600�TL� 1.500�TL� 1.350�TL� 1.200� 1.300�TL� 1.170�TL� 1.040�TL�<br />

KDV�dahil�toplam�tutar�� 2.360�TL� 12.744�TL� 22.656�TL� 1.770�TL� 9.558�TL� 16.992�TL� 1.534�TL� 8.283,6�TL 14.726,4�TL�<br />

ENST�TÜMÜZDEN����������������� 1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say�� 1�say�� 6�say�� 12�say��<br />

BELGEL��OLMAYAN��<br />

F�RMA/KURUM/KURULU�UN�� 10%� 20%� 30%� 10%� 20%� 30%� 10%� 20%� 30%�<br />

AJANS�KANALIYLA�<br />

BA�VURUSUNDA� 1.800�TL� 1.600�TL� 1.400�TL� 1.350�TL� 1.200�TL� 1.050�TL� 1.170�TL� 1.040�TL� 910�TL�<br />

KDV�dahil�toplam�tutar�� 2.124�TL� 11.328�TL� 19.824�TL� 1.593�TL� 8.496�TL� 14.868�TL� 1.380,6�TL 7.363,2�TL 12.885,6�TL�<br />

�� Tabloda�yer�alan�fiyatlar�tek�say��<strong>ve</strong>�toplam�fiyatlar��göstermektedir.�<br />

*����2010�y�l��için�arka�kapak�reklam��doludur.�<br />

Sipari� Veren (�sim-�mza-Mühür)<br />

Not : Bu formu büyük harflerle <strong>ve</strong> okunakl� bir �ekilde doldurup, imzalay�p, ka�eleyerek banka dekontu (�ndirim �artlar�n� ta��yanlar�n bu<br />

durumlar�n� ispatlayan belgesinin fotokopisi) ile birlikte 0.312.416 65 84 faks numaras�na Abone Birimi dikkatine fakslay�n�z <strong>ve</strong>ya <strong>TSE</strong><br />

Pazarlama Müdürlü�ü, Necatibey Cad. No.112 06100 Bakanl�klar-ANKARA adresine posta ile gönderiniz. Dergi aboneli�i bir sonraki<br />

y�l� ba�lamaz. Örnek; 2010 y�l�n�n Kas�m ay�nda para yat�r�p abone olanlar�n aboneli�i geçmi� 11 say� <strong>ve</strong> Aral�k 2010 say�s�n�n<br />

gönderilmesi ile sona erer. Abone Talep Formu’nu e-mail ortam�nda göndermek isteyenler için adresimiz : pazarlama@ tse.org.tr<br />

www.tse.org.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!