0002823
0002823
0002823
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sultan Murad hazretlerinin musâhib-i meşhûrı Tıflî Efendi’nin dahi kayıkla geçerken<br />
görüb mecrûhın cânı tende olarak kayıgına alub hânesine götürmesidir” (89) başlığını<br />
taşıması dikkat çeker. Dolayısıyla başlıklar, tutarsız dağılımlarının yanı sıra<br />
işlevsellikten de oldukça uzak görünmektedir. Buna karşın, bölüm başlıklarının sözlü<br />
dilden bağımsız bir yazılı dilin önemli bir göstergesi olduğu belirtilmelidir.<br />
Letâ’ifnâme’nin (1851) ana hikâyesinde kullanılan dil, “Hikâyet” gibi<br />
hikâyelerde de bulduğumuz konuşma diline oldukça yakındır. Buna örnek olarak küçük<br />
bir diyalog bölümünü verebiliriz: “[Cariye] şol kocı içindeki hanım sana ‘âşık oldı işte<br />
bu altunları sana virdi ve selâm eyledi varsın çarşudan kendi vücûdına göre elbîse<br />
kesdirsin yalıya teşrîf eylesün didi Yûsuf Şâh eyitdi bendeniz yalıyı bilmem didi câriye<br />
eyitdi biz kayıkcılara sipâriş ideriz siz yarın Bâgçe Kapusı’na teşrîf idin [dedi]” (77-78).<br />
Şiir olarak Letâ’ifnâme’de sadece birkaç beyitlik tek bir basit gazelle karşılaşırız (102).<br />
Metnin büyük kısmı secili ve dolayısıyla yüksek sesle okumaya uygun bir biçimde<br />
yazılmıştır.<br />
Letâ’ifnâme’nin aşağıda daha ayrıntılı biçimde incelenecek alt hikâyeleri ise,<br />
kullandıkları diller açısından büyük farklılıklar göstermektedir. Hikâyelerin dili, anlatım<br />
ortamına ve anlatıcıya göre değişmektedir. Kimisi son derece basittir: “[B]ir hammâlın<br />
tirâşı gelüb berber dükkânına tirâş olmaga gidüb berber görir ki bir sersem hammâldır<br />
berber hammâlı tirâş ider hammâlın beş ‘aded pâresi olub berbere eydür ki cânım berber<br />
bu sefer beş akçemiz var bir dahi tirâş olursam ziyâde viririm” (126-27). Bazı diğer<br />
hikâyeler ise, son derece girift bir Osmanlıcadan yararlanır: “[P]âdişâh ile vezîrin iki<br />
duhter-i ferhunde-ahteri irişüb biri hüsn ü cemâlde âf-tâb ü Müşterî biri zîbâlık iklîminin<br />
mâh-ı enveri biri güzellikde mihr-i tâb-dâr birisi letâfet ü hûblıkda serv-i revân ü lâle-<br />
‘izâr” (11). Alt hikâyeleri yoluyla inşâ dilinden sokak diline kadar uzanan bir diller<br />
77