21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kendi aralarında da önemli bir malzeme alışverişinde bulunduklarını unutmamamız<br />

gerekir.<br />

Türk edebiyatının yazılı mensur hikâye geleneğiyle ilgili ilk ve tek panoramik<br />

araştırma, Hasan Kavruk’un 1998 yılında yayımlanan Eski Türk Edebiyatında Mensûr<br />

Hikâyeler adlı yapıtıdır. Kavruk, bu hikâye geleneğinin “İslâmiyet öncesine” kadar geri<br />

gittiğini ve “tercüme, te’lif sayısız eserler, yerli hayatı aksettiren, hatta bugünkü modern<br />

hikâyeler tarzında kaleme alınmış” birçok yapıt kapsadığını belirtir (ix). Kavruk’a göre<br />

Osmanlı edebiyatında “ilk yerli, te’lif mensur hikâyeler 16. yüzyılın ilk yarısında<br />

görülür”. 17. yüzyılla birlikte ise bu alanda “tamamen yerli, mahallî, orijinal eserler<br />

kaleme alınmaya başlanır” (70). “19. yüzyıl ortalarına kadar” süren bu “klâsik<br />

hikâyecilik geleneği”, bu dönemden itibaren Batı edebiyatının etkisiyle sona ermeye<br />

başlasa da etkisini Türk edebiyatında “daha uzun süre” hissettirir (9). Kavruk’un<br />

değerlendirmesine göre Tıflî hikâyeleri bu büyük geleneğin bir parçasını<br />

oluşturmaktadır.<br />

Tıflî hikâyelerindeki gerçek, mahallî hayata yakınlığın başlangıçlarını, Osmanlı<br />

hikâye geleneğinde Bursalı Cenânî (öl. 1595), Nergisî Mehmet (öl. 1634) ve Tıflî’nin<br />

yakın bir tanıdığı olduğunu Tunca Kortantamer’den öğrendiğimiz Nev’i-zâde Atâyî<br />

(Nev‘î-zâde Atâyî ve Hamse’si 99, 420) gibi yazarlarda bulmak mümkündür. Bu üç<br />

yazar da, sonuncusu vezinli olmak üzere, edebî külliyatlarının bir parçası olarak içinde<br />

birçok kısa hikâye topladıkları yapıtlar vermişlerdir. Hasan Kavruk’un da belirttiği gibi,<br />

Cenânî’nin tarzında “nükteli, güldürücü, aynı zamanda düşündürücü, ibret verici<br />

olayların anlatıldığı, kısa kısa ve öz hikâyelere lâtife, bu tür küçük hikâyelerin toplandığı<br />

mecmualara da ‘Letâif-nâme’ veya ‘Mecmuaü’l-letâif’ denir” (149). Atâyî ise, Osmanlı<br />

şiir geleneği içinde hareket ederek yapıtlarını mesnevî biçiminde kaleme almıştır.<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!