21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hikâyelerle ilgili yapılabilecek araştırmalar, bu saptamayla bitmemektedir.<br />

Araştırmacıların önündeki en ilginç sorulardan biri, Osmanlı edebiyatının bazı diğer<br />

mensur hikâyelerinin de bu türe eklemlenip eklemlenemeyeceğidir. Çalışmamızın birinci<br />

bölümünde Hasan Kavruk ve Pâkize Aytaç tarafından sayıldığını gördüğümüz<br />

yapıtların, bu çalışmada benimsenen karşılaştırmalı ve tarihsel yaklaşımla incelenmesi,<br />

bu soruyu yanıtlamaya yönelik bir adım oluşturabilir. Gerekli tarihsel ve edebî<br />

araştırmalar yapıldığında, Tıflî hikâyelerinin, yukarıda sayılan diğer hikâyeleri de<br />

kapsayan daha geniş bir edebî geleneğin sadece bir alt grubu olduğu bile saptanabilir.<br />

Diğer bir sorunsal, Tıflî hikâyeleriyle Tanzimat döneminin ilk romanları<br />

arasındaki ilişkidir. Tıflî hikâyeleri, birçok araştırmacıya göre “Türk roman tarihinin<br />

hazırlık ve başlangıç sürecine […] katkıda bulunmuştur” (Aytaç 6). Ne var ki Tıflî<br />

hikâyeleri, birçok açıdan ilk Türk romanlarından daha “romansı”dırlar. Taaşşuk-ı Talât<br />

ve Fitnat adlı yapıtında, Ahmet Ö. Evin’in deyimiyle olaylara “gerekli gereksiz yerlerde<br />

açıkça müdahele” (74) eden bir anlatıcıya yer veren Şemsettin Sami ve Pertev Naili<br />

Boratav’ın “İlk Romanlarımız” adlı makalesine göre “romanlarında meddah hikâyelerini<br />

kitaba geçirmiş hissini” (310) veren Ahmet Mithat gibi yazarlar, bazı açılardan sözlü<br />

kültüre birçok Tıflî hikâyesinden daha yakındırlar. Tıflî hikâyeleriyle “Türk romanı”nın<br />

birbirine paralel bir gelişme içinde mi olduğu, hangi tarafın diğerinden ne biçimlerde<br />

etkilendiği ve bu iki grubun ne ölçüde örtüştüğü gibi sorular, yanıtlarını beklemektedir.<br />

Tıflî hikâyelerinin aydınlatmakta yardımcı olabileceği bir üçüncü sorunsal ise,<br />

Türk edebiyatının sınırlarını aşmaktadır. Bu sorunsal, genel olarak edebî türlerin ilk<br />

gelişim aşamalarıyla ilgili yaşanan bilgi kıtlığıdır. Mikhail Bakhtin’in “Epik ve Roman”<br />

adlı makalesinde belirttiği gibi, roman dışındaki edebî türleri sadece “önceden var olan,<br />

hemen hemen sabit biçimler olarak tanıyoruz. Bunların ilk oluşum süreci, tarihsel olarak<br />

190

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!