21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

verilen iki özgün yapıtın, yani Hikâye-i Cevrî Çelebi ve İki Birâderler Hikâyesi’nin,<br />

dönemlerinin toplumsal değişimlerine güçlü biçimde ayna tuttukları ortadadır. Bu<br />

hikâyelerde toplum, değer yargılarını evrensel ve olumlu sayan bir anlayıştan, bunları<br />

görece ve tartışılabilir sayan bir anlayışa geçmiştir. Yine de, 19. yüzyıl hurufat yapıtları,<br />

tarihsel gerçeklik iddiasının Tıflî hikâyelerinden büyük ölçüde yitmesine tanıklık<br />

ederler. İki hikâyeye, toplumsal güncellikle bağı zayıflatan gerçekdışı öğelerin girmesi<br />

bu yitimi akla getirir. Bir hikâyede ise, tarihsel gerçeklik iddiasının sürmekle birlikte, “o<br />

zamanlar” gibi ifadelerin kullanımı yoluyla toplumsal güncellikten ayrı kılınmasına<br />

rastlarız. Dolayısıyla, ikinci aşama Tıflî hikâyelerinin, belli “ölçüt”lere göre sabitleşme<br />

sürecini büyük ölçüde tamamlamış, toplumsal güncellikten kopma sürecinde de belli bir<br />

mesafe almış olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Belli bir tarihsel dönem boyunca geçerliliğini koruyan bir edebî tür, bu dönemin<br />

sonuna gelindiğinde fazlasıyla katılaşacak, kuralcılığa kayacak ve yeni tarihsel olgulara<br />

kapalı kaldığı için dinamizmini yitirip yokolacaktır. José Ortega y Gasset, “Notes on the<br />

Novel” (Roman Üzerine Notlar) adlı makalesinde bu yokolma için iki başlıca neden<br />

göstermiştir. İlk olarak, “Bir edebî tür, tıpkı zoolojik bir tür gibi, belli bir olanaklar<br />

haznesi anlamına gelir; ve sanatta sadece birbirinin kopyası olarak görülemeyecek kadar<br />

farklı olan olanaklar geçerli sayıldığı için, bir edebî türün imkânları kesinlikle sınırlıdır”<br />

(58). İkinci neden ise, sanatın üretimiyle değil tüketimiyle ilgilidir: “Mümkün olan<br />

konuların stoğu gittikçe erirken okuyucu kitlesinin duyarlılığı da gittikçe daha ince ve<br />

tatmini zor hâle gelir” (59). Başka bir deyişle, bir yandan belli bir türün sınırları içinde<br />

tekrara kaçmadan yapılabilecek şeyler azalırken, diğer yandan da tür kendini kabul<br />

ettirdikçe okurlar daha mükemmel ürünler beklerler. Bu süreç ise, belli bir noktada edebî<br />

türün tüm yeni olanakları tükenene kadar devam eder.<br />

188

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!