21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

19. yüzyıl hurufat yapıtlarından birinde de, açık bir tarihsel gerçeklik iddiasına<br />

rastlarız. Bu, Meşhûr Tıflî Efendi ile Kanlı Bektâş’ın Hikâyesi’dir. Gerçekten yaşadığını<br />

bildiğimiz “Nef‘î” adlı divan şairi, tüm hikâye Tıflî tarafından padişaha anlatılırken<br />

oradadır ve hikâyeden öğrendiğimize göre “bu hikâyeyi Tıflî’nin huzûrında nakl iderken<br />

kendüsinin agzından böylece yazdık deyü rivâyet” etmiştir (29). Buna karşın, Kara<br />

Mustafa bu hikâyede karşımıza çıkmaz. Bu aşamanın diğer üç hikâyesinde ise, sadece<br />

tarihsel gerçeklik iddiasını pekiştiren ifadelere rastlamamakla kalmayıp, tersine, bu<br />

iddiayı zayıflatan bazı öğelerle karşılaşırız. Örneğin, hurufat Hikâye-i Tayyârzâde’de,<br />

litografya “Tayyârzâde Hikâyesi”nin sonunda Tayyârzâde’nin geleceğiyle ilgili verilen<br />

bölüme yer verilmemiştir. Hikâye-i Cevrî Çelebi, Sultan Murat’ın vazgeçilmez musahibi<br />

Tıflî’ye yer vermez. İki Birâderler Hikâyesi’nde ise, Tıflî’ye yer verilse de, bu kez<br />

Sultan Murat’ın kendisi adıyla anılmaz ve sadece “padişah” olarak geçer.<br />

20. yüzyıl yapıtlarında, tarihsel gerçeklik iddiası açısından çelişkili gelişmelerle<br />

karşılaşırız. Bir yandan, Tayyârzâde ve Bin Bir Direk Batakhânesi ve 1001 Direk<br />

Batakhanesi adlı yapıtlardan Tıflî’nin, tüm 20. yüzyıl Hançerli Hikâye-i Garîbesi<br />

versiyonlarından ise hikâyenin tarihsel gerçekliğiyle ilgili sonsözün kayboluşuna tanık<br />

oluruz. Diğer yandan ise, Tayyârzâde ve Bin Bir Direk Batakhânesi’nde, Gevherli’nin<br />

“bugün Fazlî Paşa Caddesi denilen ve o zamân Fazlî Paşa’nın cesîm konagı bulınan<br />

mahal”de (19) oturduğunu öğreniriz. Hançerli Hanım’da ise, Hürmüz’ün yalısının<br />

“Bogaz İçi’nde .. yalı” (26) olarak adsız bırakılmak yoluyla tarihte varolmuş ama adı<br />

bazı nedenlerden dolayı verilmeyen bir mekân gibi sunulması söz konusudur.<br />

Litografya hikâyelerde karşımıza çıkan tarihsel gerçeklik iddiasının geleneksel<br />

otoritelere dayandığını görmüştük. Bu iddianın yerini, Reşad Ekrem Koçu’nun<br />

yapıtlarında, farklı kaynaklardan bilgiler toplayıp sentezleyen modern bir tarihçi edası<br />

165

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!