0002823
0002823 0002823
BİRİNCİ BÖLÜM YAPITLAR VE TANIMLAMA GİRİŞİMLERİ Tıflî hikâyeleri hakkında doğru varsayımlarda bulunabilmek için mümkün olduğu kadar çok hikâyeyi bir arada incelememiz gerektiği açıktır. Bu çalışmanın temelini, bu bölümün “Yapıtlar” adını taşıyan ilk alt bölümünde kısaca tanıtılacak 17 farklı Tıflî hikâyesi metni oluşturmaktadır. Bu metinleri, yukarıda saydığımız dokuz ana metnin, yani “Bursalı’nın Kahvehanesi”, Hançerli Hikâye-i Garîbesi, Hikâye-i Cevrî Çelebi, Hikâye-i Tayyârzâde, “Hikâyet” (Sansar Mustafa hikâyesi), İki Birâderler Hikâyesi, Letâ’ifnâme, Meşhûr Tıflî Efendi ile Kanlı Bektâş’ın Hikâyesi ve “Tıflî Efendi Hikâyesi” metinlerinin etrafında örgütlememiz mümkündür. Bunlar dışında elimizde bulunan sekiz metinden üçü, Hançerli Hikâye-i Garîbesi’nin, beşi ise Hikâye-i Tayyârzâde’nin versiyonlarıdır ve aşağıda bu iki hikâye bağlamında ele alınacaktır. Ana metinler, aşağıda alfabetik sıraya göre, versiyonlar ise kronolojik sıraya göre tanıtılacaktır. Her hikâye hakkında ad, yazılış tarihi, yazar, basımevi, baskı tekniği ve bazı diğer yapıt özelliklerine dair bilgiler verilecek, hikâyelerle ilgili akademik değerlendirmelerin durumuna kısaca değinilecek ve çevriyazıların kaynakları üzerinde durulacaktır. Dokuz ana metnin bilinen tüm versiyonlarını incelememiz mümkün olmamıştır. Farklı kaynaklarda değinilip bu çalışmaya katılamamış versiyonlarla ilgili mevcut bilgileri, başka araştırmacıların bunlardan faydalanabilmesi ümidiyle bu bölümde vermiş bulunmaktayız. Her hikâye tanıtımının sonunda ayrıca hikâyenin özeti verilecektir. 7
Farklı araştırmacıların Tıflî hikâyeleri hakkında bulundukları tikel gözlemler, çalışmamızın bundan sonraki üç bölümünde, hikâye incelemelerimiz bağlamında değerlendirilecektir. Bu bölümün ikinci alt bölümünde ise, “Tanımlama Girişimleri” başlığı altında, araştırmacıların bu gözlemlerden çıkarsadıkları genel sonuçlarla, yani Tıflî hikâyelerini tanımlama girişimleriyle ilgileneceğiz. Tıflî hikâyeleri, farklı bağlamlarda üç belli başlı edebî geleneğin uzantıları olarak tanımlanmıştır. Bu gelenekler, meddah geleneği, sözlü halk edebiyatı geleneği ve yazma hikâye geleneğidir. Bunun dışında, Tıflî hikâyelerinin Tıflî Ahmet Çelebi adlı tarihsel kişiliğin ürünleri olduğunu da sıklıkla ortaya atılmış bir iddiadır. Burada, önce bu iddia, ardından ise Tıflî hikâyelerinin meddah, sözlü halk edebiyatı ve yazma hikâye gelenekleriyle ilişkileri incelenecektir. Bölümün sonunda ise, farklı edebî geleneklerin Tıflî hikâyelerini etkilemiş olmasıyla, Tıflî hikâyelerinin bu geleneklerin bir parçası olması arasındaki fark irdelenecek ve bu olasılıklardan hangisinin gerçeğe daha yakın olduğu üzerinde durulacaktır. A. Yapıtlar “Bursalı’nın Kahvehanesi”, Reşad Ekrem Koçu tarafından yazılıp 1971 yılında Tercüman gazetesinde tefrika olarak yayımlanmış bir hikâyedir. Bu hikâye, Koçu’nun Doğan Kitapçılık tarafından 2002 yılında yayımlanan Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş adlı yapıtına dahil edilmiştir. Bu çalışmada, Doğan Kitapçılık yayınından yola çıkılacaktır. “Bursalı’nın Kahvehanesi”, aşağıda ele alacağımız Hikâye-i Cevrî Çelebi’nin, ayrı bir yapıt olarak değerlendirilmeyi gerekli kılacak kadar büyük farklılıklar gösteren bir versiyonudur. Bu hikâyeyle ilgili yapılmış herhangi bir akademik çalışmaya rastlamış değiliz. 8
- Page 1 and 2: Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve So
- Page 3 and 4: Burcu Meriç’e
- Page 5 and 6: ÖZET Tıflî hikâyeleri, çoğu
- Page 7 and 8: TEŞEKKÜR Birçok kişi, bu çalı
- Page 9 and 10: Seçilmiş Bibliyografya . . . . .
- Page 11 and 12: dağılımı Ek A, B ve C’de bulu
- Page 13 and 14: Çalışmamızın “Yapıtlar ve T
- Page 15: durulacaktır. Bölüm, önceki iki
- Page 19 and 20: Ünlü hattat ve şair Cevrî Çele
- Page 21 and 22: olarak—bunların tümünün içer
- Page 23 and 24: ölümü İstanbul Üniversitesi Na
- Page 25 and 26: “tarihsiz” bir versiyonuna da d
- Page 27 and 28: farklı basımevi verilmişse de, y
- Page 29 and 30: eksiksiz bir çevriyazısını verm
- Page 31 and 32: Hasan Kavruk, “Hikâyet”in Şü
- Page 33 and 34: Hikâyenin özeti şöyledir: Baba
- Page 35 and 36: hikâyenin Millî Kütüphane’de
- Page 37 and 38: hikâyenin bir versiyonuyla ilgili
- Page 39 and 40: yayımlanmış değildir. Kendi ça
- Page 41 and 42: şairken diğer yandan da “bâzı
- Page 43 and 44: Köprülü’ye göre “Osmanlı m
- Page 45 and 46: Tıflî Ahmet Çelebi’nin bir med
- Page 47 and 48: Bunun dışında, özellikle gerçe
- Page 49 and 50: kullanılmış olması, meddahlığ
- Page 51 and 52: Farklı araştırmacılar, Tıflî
- Page 53 and 54: gerekliliği, özellikle Hasan Kavr
- Page 55 and 56: ir geleneğin kötü kopyaları gib
- Page 57 and 58: Elbette ki Cenânî, Nergisî ve At
- Page 59 and 60: “Hikâyet”-i Sipâhî Şâdân
- Page 61 and 62: Tıflî hikâyeleri külliyatı, sa
- Page 63 and 64: yararlandığını öne sürmüşt
- Page 65 and 66: edilmektedir. Yeni harf sistemine g
Farklı araştırmacıların Tıflî hikâyeleri hakkında bulundukları tikel gözlemler,<br />
çalışmamızın bundan sonraki üç bölümünde, hikâye incelemelerimiz bağlamında<br />
değerlendirilecektir. Bu bölümün ikinci alt bölümünde ise, “Tanımlama Girişimleri”<br />
başlığı altında, araştırmacıların bu gözlemlerden çıkarsadıkları genel sonuçlarla, yani<br />
Tıflî hikâyelerini tanımlama girişimleriyle ilgileneceğiz. Tıflî hikâyeleri, farklı<br />
bağlamlarda üç belli başlı edebî geleneğin uzantıları olarak tanımlanmıştır. Bu<br />
gelenekler, meddah geleneği, sözlü halk edebiyatı geleneği ve yazma hikâye geleneğidir.<br />
Bunun dışında, Tıflî hikâyelerinin Tıflî Ahmet Çelebi adlı tarihsel kişiliğin ürünleri<br />
olduğunu da sıklıkla ortaya atılmış bir iddiadır. Burada, önce bu iddia, ardından ise Tıflî<br />
hikâyelerinin meddah, sözlü halk edebiyatı ve yazma hikâye gelenekleriyle ilişkileri<br />
incelenecektir. Bölümün sonunda ise, farklı edebî geleneklerin Tıflî hikâyelerini<br />
etkilemiş olmasıyla, Tıflî hikâyelerinin bu geleneklerin bir parçası olması arasındaki fark<br />
irdelenecek ve bu olasılıklardan hangisinin gerçeğe daha yakın olduğu üzerinde<br />
durulacaktır.<br />
A. Yapıtlar<br />
“Bursalı’nın Kahvehanesi”, Reşad Ekrem Koçu tarafından yazılıp 1971 yılında<br />
Tercüman gazetesinde tefrika olarak yayımlanmış bir hikâyedir. Bu hikâye, Koçu’nun<br />
Doğan Kitapçılık tarafından 2002 yılında yayımlanan Aşk Yolunda İstanbul’da Neler<br />
Olmuş adlı yapıtına dahil edilmiştir. Bu çalışmada, Doğan Kitapçılık yayınından yola<br />
çıkılacaktır. “Bursalı’nın Kahvehanesi”, aşağıda ele alacağımız Hikâye-i Cevrî<br />
Çelebi’nin, ayrı bir yapıt olarak değerlendirilmeyi gerekli kılacak kadar büyük<br />
farklılıklar gösteren bir versiyonudur. Bu hikâyeyle ilgili yapılmış herhangi bir<br />
akademik çalışmaya rastlamış değiliz.<br />
8