0002823
0002823
0002823
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Hikâye-i Cevrî Çelebi, özellikle Rukiye’nin davranışları hakkındaki çelişen<br />
fikirler yoluyla, tüm toplum tarafından benimsenebilecek bütüncül ve tutarlı bir erdem<br />
anlayışının varlığını sorgular. İki Birâderler Hikâyesi ise, hem sıradışı fertlerin varlığını,<br />
hem de belli davranış tarzlarının fertleri belli toplumsal ödüllere götüreceği varsayımını<br />
sorgular. Bu değişimler, tüm farklılıklara rağmen bütüncül ve olumlu bir toplumsal<br />
erdem anlayışını savunan yazma ve litografya hikâyelerinde yaşanan değişimlerden çok<br />
daha temeldir. 20. yüzyılın en özgün Tıflî hikâyesi olan “Bursalı’nın Kahvehanesi”nde,<br />
bütücül ve olumlu erdem anlayışı geri dönmüştür. Ancak bunun, diğer hikâyelerdeki gibi<br />
yaşanan bazı gerçekleri değil, idealize edilmiş bir geçmişi temsil eden bir erdem anlayışı<br />
olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Diğer 20. yüzyıl yapıtları büyük ölçüde özgünlükten<br />
uzak olduğu için bu konuda verilerimize önemli yenilerini eklememektedir. Dolayısıyla,<br />
Tıflî hikâyelerini, savunulan erdem anlayışına göre başlıca iki gruba, yani bir yanda<br />
yazma ve litografya yapıtlara, diğer yanda ise 19. yüzyıl hurufat yapıtlarına ayırmak<br />
yerinde görünmektedir.<br />
Bu bölümde irdelediğimiz toplumsal sınıflar ve eğlence anlayışları, erkek-kadın<br />
ilişkileri ve erdem anlayışı gibi öğeler topluca değerlendirildiğinde, yazma ve litografya<br />
yapıtlara egemen olan dünya görüşünün başlıca ortak yönleri şu biçimde sayılabilir:<br />
Yönetici sınıfının prestiji, her zaman için diğer sınıfların mal varlığından daha önemlidir<br />
ve kendini bu sınıfa mahsus statü sembollerinde gösterir. İdeal ilişki türü, erkek ve genç<br />
oğlan arasında yaşanan ilişkidir. Kadınlar, ancak fazla etkinleşmeyip erkeklerin alanına<br />
girmedikleri ölçüde hoşgörülür. Cinsellik, duygusallıkla ilişkili olmayan bir alışveriştir<br />
ve evlilik de, duygusallığın yanı sıra birçok diğer etmenle bağlantılı bir müessesedir.<br />
Toplum bir bütündür; bu bütüne egemen olan değer yargıları, padişahtan dilenciye<br />
herkes için aynıdır ve bunlara göre hareket eden kişinin başarılı olacağı şüphesizdir.<br />
137