21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sürdük hâlimizce yiğitlik eyledik bunun gibi dünyâda bir yiğit görmedim” (38a)<br />

sözleriyle Sansar’a hayranlığını dile getirir. Kısaca, “Hikâyet”te, olağanüstü fiziksel<br />

güce ve beceriye sahip bir “yiğit” tipinin emellerine ulaşmak için başvurduğu her yolun<br />

haklı gösterilmekte, insan hayatına büyük değer biçilmemekte ve genel olarak şiddete<br />

dayalı davranış biçimlerinin olumlanmakta olduğunu söyleyebiliriz. Para ise, hikâyenin<br />

hiçbir yerinde karakterlerin hareketlerini güdüleyen bir etmen olarak karşımıza çıkmaz.<br />

“Tıflî Efendi Hikâyesi”, “Hikâyet” tarafından sunulan süper-kahramanın yerine<br />

anti-kahramanı yerleştirir. Sansar Mustafa’nın başlıca motivasyonunun mertlik olduğunu<br />

görmüştük. “Tıflî Efendi Hikâyesi”nin ise baş karakterlerinden hiçbiri, hikâyeyi bu<br />

biçimde bir arada tutan bir motivasyona sahip değildir. Buradaki karakterler, sadece<br />

başlarına gelen eğlenceli ve heyecanlı olayları yaşamaktadır ve açgözlülük, cinsel arzu,<br />

korku ve öfke gibi temel dürtüler doğrultusunda hareket etmenin ötesinde hikâyeye<br />

bilinçli bir biçimde yön vermemektedir. Ayrıca Sansar, cesaret ve Ahmet’e karşı sevgisi<br />

gibi belli olumlu özelliklere sahipken bu hikâyenin karakterleri, korkak, çıkarcı, yalancı<br />

ve çoğu açıdan beceriksiz birer anti-kahraman olarak çizilmektedir. Sansar Mustafa<br />

sıradan insan normlarının ne kadar üstündeyse, bu karakterler de o kadar altındadır.<br />

Bu anti-kahramanların en başında Tıflî’nin kendisi gelmektedir. Tüm hikâye<br />

boyunca birilerinden kaçan, tuzaklara düşen, yalan söyleyen ve merhamet için yalvaran<br />

Tıflî’nin bazı olumsuz özellikleri, Bektaş’la, kadının evinin önünde kitap alışverişine<br />

girdiği sahnede belgelenir. Kitapları “yüzer ikişer yüz gurûşluk” (28) bir değere sahip<br />

olan Bektaş, Tıflî’ye “efendi şu kitâb ne kitâbdır ne aslı kitâbdır pederimden kaldı üc<br />

dört gurûş ider mi carşuya göndersem gerek deyüb bilmezlikden” gelir. Tıflî, kitabın<br />

gerçek değerini anlarsa da kitabı ucuza alabilmek için çarşıda kitap için “beş altı gurûş<br />

ancak” alınabileceğini söyler (29). Tıflî, biraz ilerisinden yürüyen arkadaşlarına durumu<br />

122

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!