0002823
0002823
0002823
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
hikâyelerinin tasdik ettiği gibi, “şimdiye kadar Osmanlı evliliği hakkında yürütülmüş<br />
çalışmaların belki en önemli sonucu olarak”, “çokeşliliğin önemini epeyce abartmış<br />
olduğumuz” (119) ve özellikle şehirlerde yaşayan toplumun genel itibarıyla “tekeşli<br />
aile”lerde (120) yaşadığı ortaya çıkmıştır.<br />
Cinsellik, duygusallık ve evlilik konusundaki bulgularımızı özetlediğimizde, bir<br />
yanda yazma ve litografya yapıtlar, diğer yanda ise 19. yüzyıl hurufat yapıtları arasında<br />
önemli bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. İlk aşamadaki hikâyelerin ikisinde<br />
duygusallığın bir sonucu olarak yaşanan cinselliğe ve evliliğe rastlarız. Ancak<br />
hikâyelerin ikisi evliliksiz, biri statü evliliğiyle, biri de çokeşlilikle sonuçlanır. Bunun<br />
dışında, bütün ilk aşama hikâyeleri, cinsellikten zorla elde edilen ve / ya da bir çıkar<br />
karşılığında sunulan bir meta olarak yararlanır. Beş hikâyenin dördünde ise, cinsellikle<br />
ilgili son derece açık ifade ve betimlemelerle karşılaşırız. 19. yüzyıl hurufat yapıtlarına<br />
döndüğümüzde, cinselliğin bunların üçünden tümüyle, birinden ise metalaşmış ve açık<br />
saçık biçimiyle kaybolduğunu görürüz. Bu aşamada da bir statü evliliğiyle ve bir<br />
evliliksiz sonla karşılaşırız. Ancak çokeşliliğe rastlamayız ve norm, belli bir yakınlığı<br />
olan iki kişi arasında bu yakınlık temelinde gerçekleştirilen üç evlilik tarafından<br />
oluşturulur. 20. yüzyıl yapıtlarında ise bu verilere, tek bir hikâyeye yeni girmiş bir<br />
çokeşlilik vurgusu dışında, yenileri eklenmez. Tıflî hikâyelerinin, genel itibarıyla,<br />
cinsellik, duygusallık ve evlilik konularında büyük değişimler yaşamış bir toplumun<br />
farklı dünya görüşlerine ışık tuttuğu söylenebilir. Toplumun zaman içinde statü evliliği<br />
anlayışından aşk evliliği anlayışına geçtiği, cinselliği ise açıkça tartışılabilen dünyevî bir<br />
konudan önce duygusallıkla ilişkili ve ima yoluyla ele alınan, sonra da tümüyle tabu<br />
hâline gelen bir konuya dönüştürdüğü açıktır.<br />
120