21.02.2013 Views

0002823

0002823

0002823

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak verilirken Hikâye-i Tayyârzâde’de Tayyârzâde, “Sahbâ ile nikâh” (48) kıyar. İki<br />

Birâderler Hikâyesi’nin sonunda padişah, adsız “kızı Hasan Aga’ya tezvîc ü tenkîh”<br />

(14) eder. Hikâye-i Cevrî Çelebi’de ise aşk evliliği ve statü evliliği yan yana yaşanır.<br />

Abdi ve Rukiye, Sultan Murat tarafından “kutı kapagın bulmış” ifadesiyle<br />

evlendirilirken Cevrî de, “içerden bir serâylı” (32) ile evlendirilir.<br />

20. yüzyılda Tıflî hikâyeleri külliyatına özgün hikâyeler eklenmemiş olduğundan<br />

bu dönemde cinsellik, duygusallık ve evlilik konusunda da yaşanmış büyük değişimlere<br />

rastlamayız. Ancak cinselliğe getirilen tabunun, 1937’de basılmış Hançerli Hanım<br />

Hikâyesi’ne de yansıması dikkat çekicidir. Eski versiyonda saki sevgilisini<br />

dudaklarından öpen Süleyman, burada çengi kızın “yanaklarına bir puse” (23)<br />

kondurmakla yetinir. Ortaköy’de ziyaret edilen fahişeler, burada “uygunsuz kadınlar”<br />

(28) olarak adlandırılır. Süleyman ve Hürmüz, yalı safaları sırasında cinsel birleşmeye<br />

ulaşamazlar: “Süleymanın içkiden dumanlanan başı ağırlaşarak hanımın kucağına düştü”<br />

(44). Süleyman, Kamer ve Hürmüz üçlüsü, ancak gerdek gecelerinde “muratlarına”<br />

ererler (110). Bu hikâyede hem eşcinselliğe hem de genel olarak cinselliğe getirilen<br />

sansüre karşın çokeşliliğin yaşamını sürdürebilmesi, yazarın, sansürlemeyi uygun<br />

gördüğü toplumsal gelenekler konusunda belli bir keyfîlik gösterdiğine işaret eder.<br />

Çokeşlilik, Reşad Ekrem Koçu’nun bir Tıflî hikâyesinde de üzerinde durulan bir<br />

konudur. Hikâye-i Tayyârzâde’de tek bir eşi olan Hüseyin’in, Binbirdirek Batakhanesi<br />

Cevahirli Hanımsultan’da tam “dört karısı” vardır (71). Hikâyenin yan karakterlerinden<br />

birinin de, “Dört karısı, üç oğlu ve beş torunu vardı[r]” (97). Koçu’nun bu konudaki<br />

vurgusu, bir kez daha, belli bir dönemin tarihsel yaşantısını yansıtma isteğine<br />

bağlanabilir. Ancak Koçu’nun, çokeşliliğin önemi konusunda tarihsel bir romantizme<br />

kaymış olduğunu söylemek mümkündür. Suraiya Faroqhi’nin belirttiği ve en erken Tıflî<br />

119

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!