0002823

0002823 0002823

eskibirtakvim
from eskibirtakvim More from this publisher
21.02.2013 Views

tüccar kızı olan Rukiye gibi esnaf ve zanaatkâr tabakalarından gelmektedir. Daha erken hikâyelerde oğlanlar tarafından oynandığını gördüğümüz zor duruma düşüp kendini kurtarmak zorunda kalan arzu nesnesi rolü, burada bu genç kıza aktarılmıştır. Kız, Kazazzâde’nin elinden kurtulmak için “fedâ-yı cânı” göze alarak “merkûmın belindeki hançeri kapar”, “otanın karanlık kalması içün” kendini “mumların bulındıgı masaya çarpar” ve “otanın karanlıgından bi-l-istifâde cümlesini firâra mecbûr” (10) edip kaçmayı başarır. Bu davranışlar, Tıflî hikâyelerinde Sansar Mustafa’dan beri rastlamadığımız bir fiziksel kahramanlığın göstergesidir ve burada dillere destan bir delikanlı değil kendini korumaya çalışan bir kız tarafından gerçekleştirilmektedir. Bunun dışında kızın, kayıkçı Hasan’la ev dışında buluşmuş olmasına karşın olumsuzlanmaması dikkate değerdir. Tıflî hikâyelerinde kadın karakterlerin etkinleşmesi eğiliminin ilk istisnası, 1957 yılında basılan Hançerli Hanım (Hâdise)’den bir bölümdür. Bir kadına dönüştürülmüş olan Nâ-yâb, tüm diğer Hançerli Hanım versiyonlarında ölesiye dövülen sevgilisi Seyf-i dil’i ormandan kurtarırken, burada dövülen Nâ-yâb, onu kurtaran ise Seyf-i dil’dir (33). Hikâyelerin tarihsel değişiminde kadın karakterlerin etkinleşmektense edilgenleştiği diğer örnekler ise, Reşad Ekrem Koçu’nun yapıtlarıdır. En etkin kadın karakterlere yer veren Tıflî hikâyelerinden biri olan Hikâye-i Cevrî Çelebi, “Bursalı’nın Kahvehanesi” (1971) adlı versiyonda bu özelliğini tümüyle yitirmiştir. Cevrî ve Abdi’nin annelerine burada hiç yer verilmez; hikâyenin en başat karakteri olan Rukiye ise, ana olay örgüsünde hiçbir rol oynamadığı gibi, hikâyenin son üç sayfasında “kolaylıkla bulun[an]” (137), “hemen evinden alın[an]” ve “Abdî Bey’in aguşi muhabbetine veril[en]” (138) bir figürana dönüştürülmüştür. 1968 yılında yayımlanan Binbirdirek Batakhanesi Cevahirli Hanımsultan’da da Sahba, hikâyenin 19. yüzyıl versiyonlarından 113

eri ilk kez, Tayyârzâde’ye yardım teklifinde bulunmaz. Bu son iki hikâyede kadının rolü açısından gördüğümüz “gerileme”, Reşad Ekrem Koçu’nun özel tercihinden kaynaklanabileceği gibi, “Hikâyet” ve “Tıflî Efendi Hikâyesi” gibi hikâyelerde yansıtılana yakın bir dönemin toplumsal yapısını gösterme kaygısına da bağlanabilir. Tıflî hikâyelerindeki ve yansıttıkları toplumdaki kadın anlayışının ne gibi derin değişimlere uğramış olduğu, “Hikâyet”ten İki Birâderler Hikâyesi’ne kadar uzanan çizgi izlendiğinde çarpıcı bir biçimde ortaya çıkar. Kadınlar, bu tarihsel süreç içinde edilgen ya da olumsuz olmaktan hem etkin hem de olumlu olmaya doğru ilerlemişlerdir. Yazma ve litografya yapıtlarda, etkin olan ve kamusal alana giren bütün kadınlar olumsuz, edilgen olan ve kamusal alana girmeyen tüm kadınlar ise olumlu çizilmiştir. Büyük ölçüde olumsuz olarak çizilen kadınlar arasında fahişeler, nüfuzlu hanımlar ve bu iki grubun bir karma örneği bulunur. Olumlu kadın başrol karakterlerinin tümü ise cariyedir. 19. yüzyıl hurufat hikâyelerde, litografya versiyonlarda bulduğumuz kadınlar az da olsa etkinleşip daha olumlu hâle gelmiştir. Bunun yanı sıra, başrolde, etkin, olumlu ve kısmen de olsa kamusal alanda hareket edebilen yeni kadın karakterler yaratılmıştır. Bu kadınlar, orta tabaka esnafının kızlarından seçilmiştir. 20. yüzyıl yapıtlarında rastladığımız edilgen kadın karakterlerin çoğunu ise, kadının toplumda yeniden edilgenleşmesiyle değil, hikâyelerde daha eski bir tarihsel dönemi yansıtma kaygısıyla ilişkilendirmek mümkündür. Birçok araştırmacı, Tıflî hikâyelerinin duygusallıktan çok cinsellik üzerinde durduğunu öne sürmüştür. Örneğin, Berna Moran’ın Türk Romanına Eleştirel bir Bakış 1 adlı yapıtına göre “bu hikâyelerde de sevgi vardır”, ama bu, “idealize edilmiş romantik bir aşk” değil “şehvettir” (27). Özdemir Nutku’ya göre de Tıflî hikâyelerindeki ilişkiler, genellikle “çapkınlık gibi yüzeyde olan, derine gitmeyen bağlardır” (95). Hikâyelere 114

eri ilk kez, Tayyârzâde’ye yardım teklifinde bulunmaz. Bu son iki hikâyede kadının<br />

rolü açısından gördüğümüz “gerileme”, Reşad Ekrem Koçu’nun özel tercihinden<br />

kaynaklanabileceği gibi, “Hikâyet” ve “Tıflî Efendi Hikâyesi” gibi hikâyelerde<br />

yansıtılana yakın bir dönemin toplumsal yapısını gösterme kaygısına da bağlanabilir.<br />

Tıflî hikâyelerindeki ve yansıttıkları toplumdaki kadın anlayışının ne gibi derin<br />

değişimlere uğramış olduğu, “Hikâyet”ten İki Birâderler Hikâyesi’ne kadar uzanan çizgi<br />

izlendiğinde çarpıcı bir biçimde ortaya çıkar. Kadınlar, bu tarihsel süreç içinde edilgen<br />

ya da olumsuz olmaktan hem etkin hem de olumlu olmaya doğru ilerlemişlerdir. Yazma<br />

ve litografya yapıtlarda, etkin olan ve kamusal alana giren bütün kadınlar olumsuz,<br />

edilgen olan ve kamusal alana girmeyen tüm kadınlar ise olumlu çizilmiştir. Büyük<br />

ölçüde olumsuz olarak çizilen kadınlar arasında fahişeler, nüfuzlu hanımlar ve bu iki<br />

grubun bir karma örneği bulunur. Olumlu kadın başrol karakterlerinin tümü ise<br />

cariyedir. 19. yüzyıl hurufat hikâyelerde, litografya versiyonlarda bulduğumuz kadınlar<br />

az da olsa etkinleşip daha olumlu hâle gelmiştir. Bunun yanı sıra, başrolde, etkin, olumlu<br />

ve kısmen de olsa kamusal alanda hareket edebilen yeni kadın karakterler yaratılmıştır.<br />

Bu kadınlar, orta tabaka esnafının kızlarından seçilmiştir. 20. yüzyıl yapıtlarında<br />

rastladığımız edilgen kadın karakterlerin çoğunu ise, kadının toplumda yeniden<br />

edilgenleşmesiyle değil, hikâyelerde daha eski bir tarihsel dönemi yansıtma kaygısıyla<br />

ilişkilendirmek mümkündür.<br />

Birçok araştırmacı, Tıflî hikâyelerinin duygusallıktan çok cinsellik üzerinde<br />

durduğunu öne sürmüştür. Örneğin, Berna Moran’ın Türk Romanına Eleştirel bir Bakış<br />

1 adlı yapıtına göre “bu hikâyelerde de sevgi vardır”, ama bu, “idealize edilmiş romantik<br />

bir aşk” değil “şehvettir” (27). Özdemir Nutku’ya göre de Tıflî hikâyelerindeki ilişkiler,<br />

genellikle “çapkınlık gibi yüzeyde olan, derine gitmeyen bağlardır” (95). Hikâyelere<br />

114

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!